Metsizce mermi yağdırıyordu. A - kıl ve hayalin alamıyacağı kadar | büyük toplar, sayılamıyacak ka -| dar çok; ağır makineli tüfekler ü- Zerimize mütemadiyen ateş ve ö - lüm mermisi yolluyorlardı. Biz siperden başımızı çıkarta - Mıyacak vaziyetteydik. o Çünkü düşmanın müthiş mermisine karşı Attığımız mermilerden sonra cep - anesiz kalmıştık. Şarjörlerimiz - deki fişekleri ise en son dakikaya | saklıyorduk. | Bir aral:k düşman bizim siper- Srimizde hereketsizce duruşumuz dan şüphelendi. Üzerimize tekrar | Yıldırımlar savurdu. Fakat hiç “esimiz çıkmadığını görünce aske- “ne ileri emrini verdi. Bir dakika Sonra düsman askerleri siperlerin üzerlerine çıkmış, bize doğru iler- liyordu. Fakat sağ cenahımızdaki bö * askerleri birdenbire (yandan ateşe başladılar. Hiç ümit edilmi- Yen dakikadaki bu ateş düşmanı birdenbire geriye kaçırdı. Bu es - dada bize de ümit etmediğimiz bir haber geldi. İskeleye cephane dolu bir gemi yanaşmak üzeredir. | Yarım saat sonra milyonlarca siperlere dağılacaktır.. Bu bizi öyle sevindirdi ki.. düş- Man siperlerine başmı kaldırtma- dan biz de ateşe başladık. Son bir İsdakârlıkla elimizdeki yük cep- İanelerimizi de bitirdik. , Düşman sinmiş, bayrağımız “'berlerin üzerinde (o kahramanca dalyalanmıya başlamıştı. Sabah - mberi O yanımdaki o arkadaşım Mehmedin de yüzü gülmüştü. E - Vet Mehmedin... Benim beş yaşm- dânberi ilk, orta, lise, nihayet da- yi fünun arkadaşım olan Mehme - n, Mehmet her nedense harpten $ok korkuyor, mütemadiyen geri - e kalan anası, babasını düşü - hüyordu.. Büyük yurdu pek çok se e Mehmedin bu hareketinden ç temadiyen cesaret vermiye çalışı» yor, kuvvei maneviyesini arttırmı- ya uğraşıyordum. İşte nihayet bu! son vaziyetlen o da sevinmiş, ve yüzü gülmiye başlamıştı. Fakat bu sevinç çok sürmedi. bir aralık müthiş gök gürültüsünü andıran bir sarsıntı oldu. Dağlar yıkılacakmış gibi sarsıldı. Deniz- de müthiş bir sütun havaya fırladı. Biz neye uğradığımızı anlama: dan kara haber de geldi. — Düşman, cephane dolu ge - mimizi mahvetmiştir. Yükselen eller birdenbire yan- larına düştü, O dakikada bayra - ğın rengi bile soldu. Lâkin ne'e * hemmiyeti var. Türk böyle şeyle - 1 ehemmiyet vermez... Kılıcımız, tüfeğimiz, kasatura - mızı niçin taşıyoruz. İşte düşman da bizim cephanesiz kaldığımızı! öğrenmiş olacak ki, hemen hücu- ma kalktı. Biz de bir vahşi gibi dişlerimizle saldırdık. Elimizdeki kasaturalarla, kılıçla hücum ettik, Saatlerce böyle boğuştuk. Gözlerimiz kan çanağı gibi kırmızıydı. Gözlerimiz görmüyor, kulaklarımız işitmiyordu. Düşma- nın bir aralık geri kaçtığını gör - dük. Demek Türkün namusunu kurtarmıştık.. Daha fazla düşüne- medim. İçime akan bir acı beni bayıltmıştı. Yaralanmıştım. Bilmem ne kadar zaman geç - ti... gözlerimi açtığım zaman ken- dimi bir hemşirenin önünde bul - dum.. — Harpten ne haber, — Sulh oldu.. Türkler kazan - dı.. Ben (ooohh!!) derken tanı - dık bir ses hastane odasında çın - ladı: — Yaşasın Türk yurdu.. Kolum bacağım kesildi, fakat vatan kur- tuldu. Başımı çevirdiğim zaman kol- suz, bacaksız kahramanın Meh - met olduğunu gördüm. Masalcı $ey anlıyamıyordum. Ona mü- A Yazısız Hikâye : Cabi efendinin başından geçenler... 700 sene muharebesi Ahmet — Bu 100 sene harbin - nde bulunmak isterdim . Mehmet — Neden ?, Ahmet — Çünkü o zaman harp- te bulunsaydım, şimdi tarihi su gi- İ bi ezberlemeğe hacet kalmaz, hep (çok iyi) alırdım. jbi & buçuk garson eli Muallim sınıfta bir sual sordu : Bir otelde 5 müşteriye o bir tane garson düşüyor, acaba 42 müşte - riye kaç tane garson düşer? . Hazır cevap olan Ali hemen a - yağa kalktı: —8 garson ve bir garson eli. En iyi çare Alilerin komşusu sabaha kadar radyo çalıyordu. Cingöz Ali bu pa- tırdıdan hiç uyumıyordu. Bir akşam bir kurnazlık düşü- nüp komşuya gitti; — Babamın çok çok selâmı var. Sizin öparlörü bir akşamlık isti - yor. Ev sahibi bundan bir şey anla - madı ve sordu: — Peki gece yarısı çalacaksınız?. dedi, Ali — Hayır, çalmıyacağız, fa- kat uyumak istiyoruz. Hesap dersinde.. Ali ile Veli arasında: Ali — Peki senin yıkanmadığı « nı annen neden anladı? Veli — Musluktaki sabunu ıslatmağı unutmuşum da ondan .. radyo mu Hep birinci... Muallim hesap dersinde Aliye sordu: — Ali senin 20 tane elman olsa 10 tanesini yesen £€riye ne kalır?. Cingöz Ali cevap verdi: — Karnımda sancı yapar mual- lim bey.. Timsah nasıl yüzer? Hakikaten öyle garip bir hay - van nasıl yüzer. Kısacık bacaklar.. Kalın ve ağır bir vücut. Tabiat bu na da kolaymı bulmuş ve timsahın | kuyruğunu upuzun yaratmıştır, Bu uzun kuyruk ile timsah iste - diği gibi yüzer. Dümen yapar. De- rin sulara girer. Hafif sularda yü- zer, Eğer kuyruğu uzun olmasaydı yerinden bile kalkamazdı. İ 3 w i dır. Bazısının da yüzlerce sene. 7 Okuyucularımızdan 49 — VAKTT 29 Haziran 1933 uncu mektep talebeleri hocalarile birlikte Kim çabuk büyür? (Kim) diye sorduğumuz zaman aklımıza tam ve sarih bir fikir gel- di. Fakat ben size tamamlıyayım. Buradaki kim işareti insanlar ile hayvanlar içindir. Yani sualimiz şudur. İnsanlar mı yoksa hayvan - lar mı çabuk büyür? i Bu suale cevap vermek için in - sanların ve hayvanların yaşayış miktarmı bilmeli, Şimdiye kadar yapılan tecrübelere göre insanla - nn en uzun ömrü 100 dür. Fakat tabit ömür bizim memleketimizde 60 tır, 60 sene yaşıyacak bir vücut için yavaş yavaş büyümek iyi bir şey - dir. Bunun için insanlar 25 — 30 yaşına kadar muntazaman büyü - mektedirler, Fakat hayvanlar böyle (değil. Bazısmın bir kaç saatlik ömrü var | Kara hayvanları arasında ömrü en uzun kaplumbağadır. Bu hay - vanın 300 — 400 sene yaşadığı söylenmektedir. Amerika hayvan bahçesinde 1906 senesinde ölen bir kaplumbağanın 350 yaşında ol duğu iddia ediliyordu. Timsah da 30 sene kadar yaşarmış, Fakat sizde bana sorsanız kim 300 sene yaşamış ki bu hayvanla - rın 300 sene yaşadığını biliyor der seniz bunada verilecek cevap (tecrübe ile ispat ediliyor) dan başka bir şey değildir. Yapılan tecrübelere göre tavşan 5 sene koyun 12 sene, köpek 15 se- ne, at 27 sene, serçe kuşu 3 sene, kedi 13 sene, inek 15 sene, deve 40 sene, ispinoz 10 sene, tavuk 14 sene, sülün 15 sene, güvercin 20 sene, tavus 24 sene, balıkçil 50 se- ne, karga 100 sene. kartal 15, as- lan 40 sene, balina balığı 500 se - ne, kara tavuk 12 sene, keklik 15 sene, bülbül 18 sene, kaz 50 sene, kanarya 24 sene, papagan 60 sene | 750 Okuyucumuza li bir semt ismidir 6, 5, 3 harflerim fena bir huydur. 6, 2, 4, 5 harfle - rim bir hayvandır. 45,623 harflerime dokunmayınız elinize batar, 5, 1 harflerim uzundur. 1, 5, 4, 2 harflerim ramazanda çıkar . 5,3, 2, 6 harflerim bir hayvan « dır. Bu semt bir şimendifer istas - yonumuzdur, Bu haftaki bilmecemiz 6 harf -| Bunları Biliyor musunuz ? 100 sene, de 100 sene yaşarmış. Bundan anlaşılıyor ki hayvan - lar insanlardan daha fazla yaşıyor lar, Şu halde ömrü kısa olanlar ça” buk büyür. Kaplanın derisi neden çizgilidir? Kaplanın yaşadığı yer yüksek ve korkunç dağlarda yüksek otlar arasındadır. Tabiat bunu bildiği için kapla» nm derisini de düşmanlardan mu- hafaza edebilmek için böyle ala - calı bulacalı yaratmıştır. Kaplan bu suretle otların arası- na girdiği zaman gözükmez, far- kedilmez, kolayca saklanmış olur. Bu sebepten avcılar kaplanları ko- lay kolay yakalıyamazlar. Bilâkis kaplan gözükmediği için birdenbi- re avcıların üzerine atlıyarak av « cıları mahveder. Demek ki çizgili deri sayesinde kaplan hem koru « nur hem de daha kolay av tedarik eder. Arı peteği nasıldır? Belki dikkat etmişsinizdir, Arı » ların petekleri daima köşelidir. Ne den? Bunun sebebi gayet basittir. Eğer petekler düz olsaydı balları | yapmak müşkül olurdu, Üç köşe - li olsaydı bal durmazdı, dört köşe- li olsaydı arının çalışması müşkül olurdu. Altı köşeli olduğu için arı rahat rahat çalışır ve bal yapar. | HAZİRAN BİLMECESİ: 5 |” A hediye veriyoruz.. $ Doğru halledenler arasında 1150 okuyucumuza muhtelif hedi « yeler vereceğiz, $ Mektepler tatil olduğu için hal | varakalarma ev adresinizi yazınız. İsimleriniz okunanklı olsun. Zarf- ların üstüne de (Çocuk sayıfası muharririne) diye yazmayı unul » mayınız,