— 6 — VAKIT 26 Haziran 1933 HİKÂYE .. Gönül Sevmeyince... — Sizi temin ederim ki doktor bunu kendimi ötekine berikine be- ğendirmek için yapmıyorum. Hat- tâ, size müracaat ederken, kalbi - min mahcubiyetten çarptığını his- sediyorum.. Her halde kırk yıllık yüzünü değiştirmek istemek hoş bir şey değil.. Eğer tek başıma bir kadm olsaydım, bunu yapmazdım. Fakat kocam bana ihanet ediyor doktor.. Ona söz geçiremiyorum, kendime bağlayamıyorum, Kocam | yüzüme bile bakmıyor. Esasen hiç | bir zaman da bakmadı.. Evde lü- zumlu bir eşya kabilindenim. Mâ- nasız bir kadın olduğumu da bili - yorum.. Hayır doktor, itiraz etme- yin, manasız bir kadınım.. Yüzü -! mün alımı yok.. Çehrem, hatıra - lar da iz bırakmıyor. Bunun için silik yaaşmağa alıştım. Kocam, melreslerinden çıkıp eve gelince , bana: “Oh!.. İnsan senin yanın - da dinleniyor, rahat ediyor,,, de- | — meğe başladı.. Pijeması, terlikleri neyse, onun için ben de oyum. “Çok aptal bir kadın değilim doktor.. Fakat kocam çok akıllı, çok zeki bir adamdır. Ben, onu sade dinlerim. Bu halim onun he- şuna gider. Fakat onun, zevk ala- | rak, dikkatla, başka kadınları din- | lediğin gördüm.. Ben de konuşma , | düşünüyordu: “Kızacak, darıla - | basmıştı. Bu çekme burun, bu ince ğa gayret ettim. Fikirler edindim. Konuştum. Çok defa onu hayretle- re düşürdüm.. o Yüzüme bakarak güldüğü zamanlar oldu. Neye gül- düğünü sorduğum zman şöyle ce- vap'verdi! “Bü sözler tombul yü- züms çok yakışıyor!,, Tombul yü- züm dediği, pat burnum, kalın du- daklarım, çifte çenemdir doktor . Bu yüzüm beni mânasız kadınlar arasına kattı. Bu tombul yüzümden nefret et- meğe başladım. Aynaya bakamaz oldum.. Artık bu yüzü istemiyo - rum. Bir arkadaşım sizi tavsiye et- ti. Kocam bir hafta için dışarı git- ti. Ben de size geldim, Doktor gülümsedi. — İyi ettiniz hanrmefendi.. — Çok canım acıyacak mı?, — Duymıyacaksınız bile.. No - | vokainle mevzii bir uyuşturma yapar, ameliyata başlarım. Çene - nize, dudaklarmıza ve burnunuza ince bir şekil vereceğim değil mi? — Evet.. . — Basit mesele hanımefendi .. Nasıl bir şekil istiyorsunuz? . Kadın çantasından bir kroki çıkardı: — İşte bu şekle girmek istiyo - rum.. — Tanınmaz bir hal alırsınız hanımefendi. Ben çehrenin esası» nı bozmak istemem. — Yüzünüz, tanınmaz bir hale geleyim, başka bir kadın olayım . — Nasıl isterseniz hanımefen- di.. Buyurunuz, ameliyat odasma gidelim. ». Kocasr, genç bir dul hanımla, İkbal Hanımla sevişiyordu. Bir iki gün sonra eve geldi.. İlk sözü: — Karnım aç!.. Demek oldu . Karısı, sofrada karşısına otu - du. Heyecan içinde, kalbi çarpa - rak kocasının yüzüne bakmasını bekliyordu. Kocası, başını kaldır- madan çorbasını içiyordu. Karısı Nakleden: Mediha Münür! cak...., fakat ayni zamanda da ü - mide kapılıyordu: o Ameliyattan sonra aynaya bakınca, kendini beğenmiş, sevincinden, bir çığlık dudaklar, bu muntazam çene o - nundu artık, Yeni güzelliğinin kar şısmda, kocasının nasıl hayran o- lacağını göremk istiyor, obunu bekliyordu. Kocası kaşığını bıraktı, Dikkatle karısının yüzüne baktı: — Evet... , Karısı bayılır gibi oldu, sarar- dı. Kocası devam etti: — Evet, sen biraz zayiflamışsın. Süzülmüşsün.. Kârar verdim.. İk - bal Hanıma rast geldim, bizi ada- ya, köşküne davet etti. Ben tered- düt ediyordum. Amma senin ha - tırın için gideceğim.. Tepdilhava et, tombul yüzün yerine gelir.. | Ülkü Halkevleri tarafından neşredi- len “ Ülkü ,, mecmuasının 5 inci sayısı çıkmıştır. Bu sayıda Adli- ye Vekili Saracoğlu Şükrü Beyin borçların tarihçesini anlatan çok kuvvetli bir makalesi, Kemal Tu- ran Beyin 1933 bütçesi hakkında bir tetkiki, Mehmet Saffet Beyin kültür inkılâbı, Nusret Kemal Beyin köy seferberliğine doğru, Kerim Ömer Beyin köy mefhumu ve köy kanunu hakkındaki maka- leleriyle Maarif Vekâleti mimarla- rından Abdullah Ziya eByin köy mimarisi hakkımdaki tetkiki, Ha - san Cemil eByin “Selma Lagerlöf aynada kendisiyle, ve Abdülhak Şinasi Beyin*“Ahmet Haşim,, ya - zıları ve bir çok kıymetli eserler vardır, Ülkü'nün bu son sayısı bilhas- sa bir köy anketi açıyor. Bu an- ket Türkiye içim ehemmiyetli bir mevzu olan köyün münevverler tarafından tetkik edilmesine im -| kân bırakmaktadır. Filistin siyonistlerinin reisini öldüren adam Kudüsten Taymise şu malümat veriliyor: Filistin siyonistlerinin siyasi re- isi olan doktor Hayim Arlosoropf" un katili olmak üzere yakalanan Abraham Aharn Stavsky İngiliz mahkemesine sevkolunmuş, ve ka- til fiilini irtikâp ile itham olun - muş, ondan sonra tahkikatın iler - | letilmesi için 15 gün müddetle mu | hakemesi talik edilmiştri. Stavsky Lehli bir yahudidir. Kendisi üç ay evvel Filistine gir - miştir. Siyonistlere muhalif bir te- şekküle dahil olduğu anlaşılan bu adam, Siyonist mahafilleriyle dü- şüp kalkıyordu. Arkadaşları da tevkif edilmiş bulunuyor. miele C. H. F. içtimaları C. H. F. Şişli nahiyesi Meşruti- yet ocağı idare heyetinden: Oca - ğırmızın aylık içtimai 27 haziran salı günü saat 21,5 te yapılacağın- dan ocağımıza kayıtlı muhterem a- zalarn teşrifleri rica olunur. Atinada Eflâtunun akade- misi keşfolundu Üç senedenberi Yunanistanda Atina civarında büyük filosof Er- latunun akademisini bulmak için hafriyat yapılıyordu O Neticede akademinin arsası keşfolunmuş - tur. Hafriyatı Atina akademisinin profesörleri yapmış, Alman âlim- leri de kendilerine yardım etmiş- | lerdir. İlk keşfolunan yer, akade - minin yoludur. Hafriyat Pausani- as',in tarifatı dairesinde yapıl - mış ve yol bulunduktan sonra eski bir jimnasyomun temelleri keşfo - lunmuştur.. Bu binanm Eflatun devrinden sonra inşa edildiği an- laşılıyor. Burada yapılan taharriler sa - yesinde umumi bir hamam ile at- letlerin soyunup giyinmeleri için kullanılan bir saba bulunmuştur. Fakat Eflatunun asıl akademisi - nin ne şekilde olduğunu göstere - cek bir veya bir kaç bina buluna- | mamıştır, Bunun üzerine âlimler taharri- yatı ilerletmek lüzumunu hissede- rek çalışmışlar ve neticede bir ta- kım köşe tuğlaları ile mermer ki- tabeler o bulmuşlardır.. Bunların verdiği gayret ile daha fazla ça- lişarak jimnasyomun şark tarafın- da taşlardan yapılan bir duvarı keşfe muvaffak olmuşlardır. Duvar beş yüz metre uzunlu - ğundadır. Bu duvar ortaya çık - tıktan sonra daha büyük taşlar - dan yapılan 20 metrelik diğer bir duvar daha bulundu. Âlimlerin kanaatine göre, bu duvar akademi nin dış duvarları idi. Yeni keşfolunan saha eski mü- ellif Luviz'nin tariflerine mutabık olduğu için, bugünkü üniversite - lerin ilk anası olan, Eflatun aka - demisinin keşfolunduğun hükme - dilmektedir, Bir takım kitabeler bulmak ü- ! midiyle hafriyata devam olunmak: | boynuna asılı levhayı okudu: tadır. . ss .. Çin Türklerinin kıyamı ! Taymisin Şanghay muhabirin - | den aldığı malümata göre Çin Türkistanında kıyam eden halk Türklerle Çin Müslümanlarıdır, Kıyamın sebebi, Çinlilerin Türkle- re ait araziyi müsadere etmek iste meleridir. Mücadele (Hami) civarında baş lamış, bu şehrin muhasarası (o beş ay devam etmiş, Çinliler, hizmetle. rine aldrkları Beyaz Ruslar saye - sinde muhasarayı kaldırmıya mu- vaffak olmuşlardır. Geçen Kânu - nusanide tekrar kıyam eden Türk lerle Çin Müslümanları bir çok şe- hirleri işgal ederek Çinlileri mağ - lüp etmişlerdir. Şubatta Türkler Urumçi'ye ta - arruz etmişler, iki taraf arasmda vuku bulan şiddetli mücadeleler - den sonra Çin valisi firara mecbur olmuştur. Bu vilâyetin cenup kısımların - da kıyam devam ediyor. Sovyetlerin kıyamcılara silâh © Kart, Kuzu, Kartal | —— Kavgası EE Fakat muharebe henüz bitme - mişti. Yahudiler düştükçe ve yı- kıldıkça Nikanor kapısına doğru gerilemekte idiler. ten yorulan Romalılar. bunlara tes- lim olmalarını teklif ettiler. Yahu- diler reddettiler, Benoni de bun- lar arasında idi. Romalılar bun - ların üzerine oklar yağdırmışlar, bunların bir kısmı kapının üzerin- deki binaya iltica etmişlerdi. Ro- mallar içinden bir ses yükseldi: — Vurmayın. Yahudilerin San hedrimi azasından hiç olmazsa bir iki kişiyi sağ tutalım. Romalılar merdiven kurmağa başladılar ve: — Teslim olun! diye bağırdılar. Diri kalan bir kaç yahudi de! bu teklifi kabul etmediler: — Roma yollarında sürüklen - mek istemeyiz. Benoni eline geçirdiği bir mız- Teslim olun!. Kan dökmek-; rağı askerlerden birinin göğsüne nişanlamış, asker yere düşmüş, Benoni de binanın tepesinden ken- dini mabedin yangınma atarak ortadan kaybolmuştu. Meryem mütemadiyen bayılı - yor, ayılıyordu. Ayık olduğu bir dakikada bulunduğu yerin kapısı açılmış, Meryemi mahküm eden Simon içeri atılmış, Romalı bir za» bit onu takip etmiş, onun arkasın- dan altı asker içeri girmişti. Zabit askerlerine emretti: — Bu adamı yakalayın da Ro - ma diri bir yahudi görsün, Simon kendisini kapınm tepe - sinden atmağa imkân bulamadan yakalandı. Zabit Meryemi de gör- müş, yüzüne bakmış ve hayret et- mişti. — Ben bu kadını tanıyorum.. Unutulacak bir sima değildir!. Zabit Meryemin önüne gelerek “Nasrani ve hain Meryem, bu- rada, dostları Romalıların karşı » smda ölüme mahkümdur.,, Zabit: — Meryem!, kekeledi.. Askerlerin biri dikkat etmiş ve bağırmıştı: — Boynunda incileri var, çıka- rayım mi?.. Meryem!. Diye — Haym.. Onun zincirlerini çöz. Askerlerin hepsi uğraştılar ve zincirlerini kırdılar. Sonra Mer - yemi taşıyarak indirdiler. Mer - yemin ayakta durmağa mecali yoktu.. Kafile Simonu da birlikte im- paratorun karşısına götürdü. Titus, askerlerin kucağında ge- len kızın kim olduğunu sordu: — Bu kız, Sezar! kapının tepe- sinde bir direğe bağlı idi. Siz o - nun vuruimaması için emir ver - miştiniz, — Hatırladım. Yaşıyor mu?. — Susuzluk ve açlık onu öldür- mek üzere!. — Onu oraya ne deye bağlamış- lar?. — Bu kitabeye bakarsanız an- vermekte oldukları rivayet olun -| larsmız!. Sezar!.. maktadır, Kastamonu valisi Fuat Bey duğ Titus okumağa başladı. Oku - duklan sonra sordu: — Kızım, Romalılara dost ol - un için seni mahküm lap! Kastamonu valiliğine tayin edil | kim?.. miş olan Fuat Bey Ankaradan şeh rimize gelmiştir. Bir kaç güne ka- dar Kastamonuya gidecektir. Meryem, Simonu işaret etti.. Sezar ona bakarak anlamak is- tedi.. Muharriri : : Ömer Rızf — Bu kızı ne diye mahküm et Liniz?., — Çünkü Romalı bir esiri ks “| çırmıştır. — Bu esirin adı neydi?, — Hatırlamıyorum, — Hatırlamıyorsan hatırlama” Mühim bir şey değil. ben de #€ uinkine mukabil seni ayni şekild ölmeğe mahküm ediyorum. Bi adamı hemen götürün ve bu nâf rani kızı da muhafaza ediniz. Sırf) hatire itina ediniz. Sonra onu 78" fer alayımda yürümek üzere Ro * maya gönderin. Alaydan sonf* -ıs8aed OA Ues yerejo 9krw9 NUÜ nı yaralı ve fakirlere dağıtm. B* kıza kim bakacak?. Meryemi kurtaran zabit: — Ben, dedi. Çadırımı temiz" leyen 'bir ihtiyar kadın var, On bakar.. — Bu kız benim sali olduğu için ona bir kimse dokunamıya * cak,, — Ona evlâdım bigi bakarım! Sezari, — Alâ... Kartal muzaffer, Musanın mil“; leti muzmahil olmu, musevilerif devleti ve varlığı yıkılmıştı. Onü bu sukut ve izmihlâlinin başlıc#|, sebebi, Musa — Mesih kavgası İ idi. Isadan evvel de sonra da Me sihlik iddiasında bulunan muhte * lif insanlar, bu muhtelif insanls" rm Romaya karşı yapacak bir İİ bulamayınca birbirlerinin boğazı | na sarıİmaları, milletin bütün va” rını, yoğunu mahvetmeğe koyul * maları, Roma Metalli sufi kelaylaştırmıştı. | Nihayet Musa milleti perişaf | olmuş. Musa milletinin devlef | hurdahaş olmuş ve yahudiler dağf | mışlardı. Kavganın bir safhası bitmişti Harbin ikinci ve daha mühim saf | hası başlıyacaktı. Yl Gerdanlıklı kız Nice günler geçti, fakat herf hâlâ devam ediyordu. Çünkü şehrin üst kısmındaki yahudiler mukavemet etmekte d€ vam ediyorlardı. Meryemin mw hafazasını deruhte eden zabit hücumların birinde sol ayağında” ağırca yaralandığı için harpte görmek imkânını kaybetmiş, Titusun mutemedi olduğundan © nun bir sürü ganimetlerle Roma? | avdeti tensip olunmuştu. i Zabit bunun için maiyetiyle bir | likte Tayraya gidecek ve orads"Ü bir gemiye atlıyarak hareket ed€' 5 cekti. Meryem gün geçtikçe iyi “5 leşiyordu. O da muhafızı ile bir likte Romaya gitmek üzere Tay” raya hareket etti. Gemi hazır ol“ madığı için heyet tam Benoninif İ, sabık “bahçelerinde © çadırlar!” kurdu. Meryem etrafı dolaşar8” $ eski günlerinin hatıratını yaşa için bir kayanın gölgesinde otur * muş denize bakıyordu. Romalı zabit onu görerek 79” nına gitti. Konuştular. Mi ona anlattı; j — Bütün bu havali büyük b? bam Benoniye aitti. Bu bahçel” irin hepsi benim mesirelerimdi: 1 | — Kendini bu hatıralarla ye. | ma kızım!. Buralar eskiden #07 nindi. Şimdide gene senin senin olduğu için Sezarındır. “Devamı Var)