? İ | Seyyar Tı erbiye Bir gecede tengini değiştiren mora- ora, yağmur mu gelecek? Mündyş ri balık ağlarının By yosun kokusile akıp e ki, L9$ bir balıkçı kahvesi iş bağla sesi geliyor. Bu ses ma sesi ve bir genç mırıldanmasıdır. Bağla- K miz eski saz, fakat adak etinden ve delikanlının taki dan dökülen ses biç Ptnj ç m sesi değil! Yep tan e kadınlarının ağzım- ye Dekan, alıştığımız bir ses: loş kahyenin bir amy” Sazını çalıyor. Moraran , mavileşen Kara- 7 fi kendi kendine söy- karanlığına karışan sesi , eğlenceden Ma- an son kalan izdir. 4. oranda Macar s kızı, bar, tay ni ecar birbirini hatır bigi, , veden, bir gövde, el iü » Biri m öbür- D,, 8m kalır, m yapılmıya başla- ” İŞ ortaya çıktı: Yol mü- ai N müteahhidi Anadolunun Yesinde izi olan yeni bir ig idir, Bir istasyona ge- aş Şeşme görürsünüz. Yal müteâhilidin hayratı- çatısı atılmış b bina görürsü- di ii müteahhidin başla- : “temediği bi. .nekteptir. Ü b Seçtiğim yollarda ray iyor mütemadiyen his- May * Onu yalnız çeşmede, İrçy, ektep binasında değil, Top, Yerlerde de görebilirsiniz, “ing, fakir köylü kulü- ta, gi ıstırap gibi anılan K . Dahi . nd sı . zim Gi İylliğ Bur, e | ayl a Nala bir , Mae sade yedi vardır, Sıtma yoktur. ta , hiyede 700 frengili in- Mayra bir şeydir. . gözlerim açıldı. Adam — tagı yendim burada eskiden müteahhitler bu işi 4 o ... «7 Ne münasebet? Ri ty nasebet şu, bazı mü- Bali, olda çalışan ameleye Ni Mİ Para olarak ver- akları dükkünlardan verirlerdi. Meselâ bir be şalışırsa, dışarda verirlerdi.” . — li meği de Mağ Müteahhitler > kâr ederlerdi. Adı çalışanlara ko- gçnkü köylü yolda çar ei berisini pazardan azdı. Bazan da müte- yilin kalabalık ol- €rde çalgılı kahveler ii gre ere İstanbuldan e e ae falan da geti- f EEE 355 fi 7 TP iy EH du ise bu ka- €n sonra oldu. | Kumsalda ömelmiş kuşlar her İder er | gözlüyorlar. Fırtma mı | eid : J9 : iğ beşyüz lira SAMSUN tiler, meteliksiz geldiler. Çünkü ellerine, avuçlarına geçeni gö- bek çalkanan savaşlarda Obi. raktılar. İ ... Müteahhidi öbür insanlar ara- sında üniformalı adam gibi ta- nırsınız. Kendini belli eder, Ba- kışı başka, gülüşü başka, konu- şuşu başkadır. Müteahhit son senelerin içinde en çok kâzanan tiptir, Vakıa bazan kemeri tut- mıyan bir tünele tesadüf edilir. Bazan heyelâna uğramış bir yol- dan bahbsolunur.Fakat, o, bütün bu müthiş yüklerin altından sil kinip çıkmasını bilir, Büyük ka- zanç onu yepyeni bir insan yap- mıştır. Dün bir lokma bir hırka diyerek parasını gömen, serveti- ni bir orta zaman zengini hâsis- liğile idare eden insan şimdi kı- lığı, kıyafeti düzmüş, bambaşka bir adam olmuştur. Bir yeşil sarıklı, gözleri sür- meli, sarı çedik, papuç giyer, bıyıkları Peygamber vari kesik, Hacıyağı kokan bir Efendi Haz- retleri tanırdım. Zaman zaman aklıma gelirdi. Acaba, yeşil cüb- beli, yeşil sarıklı, abdessiz yere basmiyan adam ne haldedir. Ben çocukken bana yarı ilâh, ve Peygamber tesiri yapan Efendi Hazretleri ne oldu acaba diye? Dağ dağa kavuşmaz, insan in- sana kavuşur. Bir gün K... şehrinde melon şapkalı, siyah. elbiseli, ayakları geterli ve lüstrin iskarpinli yü- zü tıraşlı, kremli, podralı, kaşla” n belli belirsiz yontulmuş, tır- naklar manikürlü bir adam gör- düm. Görüştük... O beni tanıdı. Bu zat şimdi demiryolu müte- ahhididir. Efendi Hazretleri şimdi gayet güzel otomobil kullanıyor. Ken- disinin iki villâsı, iki otomobili vardır. Viskiden aşağı inmiyor, ve viskiyi Karakulak suyundan daha bol sarfediyor. Bir doktor kendisine yanımda şöyle bir tavsiyede bulundu: “— Fazla alkol alıyorsunuz. Gerçi viskide alkol azdır, am- ma siz yaman gidiyorsunuz. Sabık Efendi Hazretleri cevap verdi: “«— Ben kırk beşine kadar ağzıma bir dirhem alkol alma- dım. Tadına kırk beşten sonra vardım... Doyum olmıyor. ».. Delikanlıbağlamasını çalıyor: Yıldızların altında.» Ben yanına yaklaşınca sazı kesti. Konuşmuya başladık. Sor- dum: “— Bu şarkıyı nereden öğ- rendin? “.— Macar kızından... “— Şimdi ne oldu? “.— Gitti... Vaktile burada beş bar vardı. Beşide tıklım tıklım dolardı. “— Şimdi neden yok? “— Kimde para kaldı? Eski- den buraya müteahbitler gelirdi. Tüccarlar gelirdi. Sen, ben gi- demezdik... Hem gitsekte ne olacak? Bizim için bara gitmek kötü olurdu. Herifler Macar kız- larını yanlarına oturtup bir şişe şampanya içirmek için 300lira ver- diklerini gördüm. Bir gece bir ti iki ti dir tü iki ta | Bir polis | i Tarafından açılan dava görüldü İstanbul ağır ceza mahkemesin- de, dün Kemal Efendi isminde bir polis memuru tarafından açılan da va, son safhasına getirilmiştir. Dünkü celsede, müddei umumi Ahmet Muhlis Bey, esasa dair mü taleasmı bildirmiş, şunları söyle - miştir: — Polis Kemal Efendi, sattığı karpuz çürük çıktığı için, Ahmet Efendi isminde bir sergi sahibini, Nişantaşı mevkiine getirmek iste - miş. Getirmiş; Fakat, yolda bu va- ziyeti gören Faik Bey, vaziyetle a- lâkadar olması lâzım geldiği kana atile hareket etmiş, karakola kadar gelmiş, içeriye girmiş, Ahmedin ne olduğunu sormuş, polisin vazifesi- ne müdahele etmemesini söyliyen Kemal Efendinin sol kulağına bir yumruk indirmiş. Hâdise çıkar - miş. Faik Beyin, polis Kemal Efendi yi vazife sırasında dövdüğü sabit - tir. Bunun karkaol içerisinde olma sının şiddet sebebi sayılarak, ken- disine ceza kesilmeşi lâzımdır. Muhakeme, müdafaa ve karar için üç temmuz sabahına bırakıl - mışlır. Avusturya başve- kiliRomaya gidiyor ROMA, 3 (A.A.) — Avusturya Başvekili M. Dollfuss, yanında Ad- liye nazırı bulunduğu halde, dün hava yolile Littoria tayyare lima - nma gelmiştir. M. Dollfuss, hava işleri nazırı jeneral Bablo, hariciye nezareti bü yük memurları, Avusturya elçisi İ ve elçilik büyük memurları tara - fından karşılanmıştır ZAYI — Seyrisefer merkezin- den aldığım sandalcr ebliyetname- mi zayi ettim. Yenisini çıkaraca- ğımdan hükmü yoktur. Rumelihisarında sandalcı (4125) Aletin oldular. Moruk bir tüccar bir kızı yamna oturtmak için 300 lira verdi. Moruk bir müteahhit 500 lük çıkardı. Macar kızı ev- velâ, beşyüz lira verenin yanına gitti iki saat kadar oturdu. Şam- panya diye şarapları sürdüler... Sonra karı kalktı üçyüz lirâ ve- renin yanına geldi. Otuz kadeh tam otuz kadeh renkli su içti, Yani bu sözde kokteydi. Ena- yileri boğdular... Ben neler gördüm, böyle, O zaman tütünün batmanı 50 lira idi. Yollar da tükenmemiş idi. O zaman bize de gün doğardı ba- | za bazı, Bir akşam hiç unutmam İ müteahhitler bardan çıktılar Ma- car kızlarını aldılar Bafraya gö- türdüler. Ben şoförüm, onları Bafraya kadar götürüp getirme- me ne verdiler bilir misin? Tam üçyüz lira... Bende döner dön- mez bara yan geldim vur patla- sın, çal oynasın yedim, içtim, güzel bir Macar kızı vard, O “Yıldızların altında, yı çok gü- zel söylerdi.. Balıkpazarından saathane mey» danına doğru ilerliyorum. Bir ses perde, perde kaybolayor: Yıldıziarın altında... İhılar ile d ! Fransada düne kadar devam et-| miş olan karışık ve anlaşılmaz ha vacılık vaziyetlerinin artık son ve kat'i şeklini almağa başladığı gö- rülüyor. Uzun seneler, Loren Ey - nakın anlayışlı idaresi altında sa-' nayiine şekil vermiş olan Fransız | tayyareciliği 933 te askeri sahada da doğru yola geçmiş bulunuyor. Bu yeni vaziyetin husulünde en mühim sebep komşu memleket tay yareciliklerinin yaptığı tesirdir, An layışı kuvvetli şahsiyetlerin efkârı umumiyeyi kazanmaları ikinci bir sebep olarak ileri sürülebilir. İtalyada dünya haribini takip e- den beş senelik ihmalden sonra ni- hayet Musolini devrinde, tayyare- ciliğin Duhet prensipleri altında mütaleasına başlanmıştır. Faşist İtalyanın gayeleri, komşularla mü savi kuvvette bulunmağı emredi - yordu. Bu yolda ve ilk iş olarak ha vacılığa el atıldı. Eğer, Duhet gibi| eşsiz bir görüş kuvvetine malik o- lan bir Ceneral İtalyayı ve İtalyan ricalini ikazda muvaffak olmasay- dı İtalyanın havacılık yerine, di - ğer her hangi bir smıf ve silâh üze rinde, kudret ve gayretlerini teksif etmesi pek muhtemeldi. İşten an - lamıyanlar, nasıl bir kanaatte bu - lunursa bulunsunlar, İtalyada bu- gün bir tayyarecilik vardır ve bu tayyarecilik kemiyetçe olan nok - sanını keyfiyetle tamamlayıp yük- selten bir varlıktadır. Gayet mü -| him olan teknik meselesinde İtal - yan sanayiinin ve teşkilâtınm artık hiçbir komşusundan geri bulun - madığmı kabul etmek lâzım geli- yor. Son dünya sür'at rekorü, İtal- yan motör ve tayyare sanayiinin te | kâmülüne ve eşhasım kabiliyetine en canlı bir işaret sayılmalıdır, İ- talyada yapılmakta olan büyük tay yareler ise meselâ Fransa tayyare lerinden geri değil, bilâkis üstün bulundukları kanaatini hasılet - mektedir. İtalyan tayyareciliğini işleyen bir kafa haline getiren Balbo ve arkadaşları, Duhet kanunları altın da bugünkü İtalyan havacılığmı meydana getirdiler, Fransayı kır - baçlıyan, Fransa havacılığına bu - İstanbul Dördüncü Icra Memur- Hava nakliyatı tayyare- leri nasıl doğdu ? luğundan: Tamamına 2351 lira kıymet tak dir edilen Boğaziçinde Kuru çeş- mede Mezarlık çıkmazı sokağında kayden yalnız bir bap hane halen maa bahçe bir bap hanenin tama- mı açık arttırmaya vazedilmiş o * lup 4—6— 933 tarihinde namesi divanhaneye talik edilerek 25 — 6 — 933 tarihine müsadif pazar günü saat 14 ten 17 ye ka” dar İstanbul 4 üncü icra dairesin- de açık arttırma ile satılacaktır. Arttırma ikincidir. Birinci art- tırma (1000) liraya talip çıkmış İ olup bu kerre en çok arttıranm İ üstünde bırakılacaktır. Artırma - İya iştirak için yüzde yedi teminat alınır. Müterakim vergiler ile be- İlediye resimleri, vakıf icaresi müş- teriye aittir, 1424 No.luicra ve iflâs kanununun 119 uncu madde- sine tevfikan hakları tapu sicille- riyle sabit olmıyan ipotekli alacak Mi ze Mide günkü inkılâbı yaptıran Italyada esen bu uyandırıcı ve tehlikesi bü- yüyen kuvvet olmuştur. Fakat, Fransayı sarsan ve ikaz eden ikinci kuvveti Almanyada bulmağa imkân vardır. Alman sa- nayinin, münakaşa kabul etmiye cek kadar meydanda olan faikiyet ve mükemmeliyeti son siyasi vazi- yetlerle büsbütün yükselmek isti - dadını gösteriyor. Göring gibi U- mumi harbin meşhur bir tayyareci sinin, en geniş selâhiyetli bir vekil gibi hava teşkilâtınm başına geç - mesi, hakikaten Alman tayyareci- liğine yeni ve daha kuvvetli bir ka biliyet verdirmektedir. Versay mu ahedesi ve onu takip eden anlaş - malarla ümidi ticaret tayyarecili - liğine bağlamış bulunan Almanya, ilk zamanlarında, belki şuursuz ©- larak, büyük tayyare esasına geç « miş fakat bu suretle kifayetli bir bombardıman tayyareciliği doğar- ken Duhet'nin meşhur nazariyele- ri de tatbik edilmiş oluyordu. Bü- yük tayyare, büyük ve işlek Alman sanayiini meydana getirmiştir. Bu işlek ve çalışkan kuvvet bu - gün Avrupanın en sür'atli avcı tay yarelerini geride bırakan ve yarı » nm korkunç silâhı olan hava nakli- yatı tayyarelerini yarattı. Alman sanayiinin her eseri, hava sanayii ve sivil, asker havacılığa bir yeni- lik, bir inkişaf ve tekâmül temin etmiştir. Mahdut olmalarına rağmen:to'x.. naj itibarile pek çok mühim olan Alman Hava nakliyatı Tayyareci - liği, yeni eserlerile Fransa için çok büyük bir tehlike teşkil etmekte - dir. Bir çoklarınım hava bombardı manları ihtimalinden ileri gelen bu tehlikeyi küçük görmeleri oldukça i manasız ve sakat bir mütalea mah sulüdür, Sakat ve manasızdır çünkü, bu nakliyat tayyarelerinin ( 4000 ) metre gibi alçaktan uçmalarının bir mahzur olduğu ve topların te- kâmülü karşısında bu uçuşlarm ya pılamıyacağı yolundaki tarizler fenni imkânlar, mühendisin ve sa- natın bugünkü kudretleri tetkik e- dilmeden ileri sürülmektedir. (Ha- vacılık ve spor.) ——— ——— ———————.--——. Ufak hakkı sahiplerinin bu hakla- rını ve hususiyle faiz ve maşarife dair olan iddialarını ilân tarihin- den itibaren 20 gün içinde evrakı müsbiteleriyle bildirmeleri lâzım - rakkamı ebvap eski 10 — 12 yeni; dir. Aksi halde hakları tapu sicil- 110 — 12 numaralarla murakkam | leriyle sabit olmıyanlar satış bede linin paylaşmasından hariç kalır - lar. Alâkadarların işbu müddeti | kanuniye ahkâmına göre tevfiki sark hareket etmeleri ve daha fazla malümat almak istiyenlerin 932 — 562 dosya No. sile memuriyetimi- ze müracaatları ilân olunur. (4123) İstanbul Beşinci İcra Memürlu- ğundan: Mahcuz ve furuhtu ğer müteaddit gramofon alât ve vat ile yazıhane eşyası ve demir 10 — 6 — 933 Cumartesi günü sa» at 10 dan itibaren Galatada yük- sek kaldırımda (665) No. lu dü - kân derununda bilmüzayede satı» lacağından talip olanların mahal linde hazır çubuk çekmeğe mahsus makine Mi bulunmaları ilân olu » sulmmçi Li? gi Silim ver ciiiğiee Zayi dacia SİMİ İn a