m e lee Gen OSMANLI DEVLE ÖL ÜRKEN ... Mubarriri : * İküdas nakil, tercüme hakları mah Celâl Nuri uzadı ur Gazete ile sinema arzın mihverini değiştirdiler Bahsedeceğim meseleye girmek | Fransa (hükümet reisi) olabilir. için bir başlangıca muhtaerm. Fel- sefi ve yahut tarihi olan bu mu - kaddemeden dolayı beni affediniz ve bana bilgiçlik isnadında bulun: | mayımız.. sss... Romanm azametli dev - ri! Müslümanların mulantan dev- ri! Eski Atinanın Pe: s devri!.. Bu meşhur devirlerin tasavvur etmek için onları asla biz lerle mukayese etmeyiniz. O a- damların dünya ahvalinden hiç haberleri yoktu. Romsdan Yuna - nistana şitmek, o zamanlar, mesele imiş. Hıristiyanlığın ikinci mucidi Pavlos Rasul Akdenizde (o bugüne göre ehemmiyetsiz bir kaç ssfer ya pabilmek için 9 defa garkolmuş .. Telgraf yok, Telefon yok.. Radyo yok... Ajans haberleri yok.. Şi - mendifer yok. Vapur yek. Tay yare yok. Fotograf yok. En beteri| matbaa yok, Gazete yok! *“Abni — Halidun,, müslümanla- rm en maruf cografya dendir. Kitabını açmız. Seksen de- fa hayret edeceksiniz. Babül — Mendeb hoğazından ötede boy « nuzlu, tek gözlü insanlardan bah sediyor. Dimağı en ziyade açan a- nahtarlardan biri de dedikodu vs gazetelerdir. 1500 senesinden beri insanlar âlimlerin - insanlarını | i bir) büsbütün değişmiştir. İyi mi oldu, fena mı?. Orasını bilmem. Her halde beni beşer eskisine göre pek | ziyada sinirli oldu.. İ Eski dedelerimiz dünya ahva - linden bihaber olduklarından, ki - tap okumadıklarından çok saf i - | diler. Her şeye kolayca inanirlar « dı. Fikirleri az işlerdi. Bunun için- | dir ki o hengâmelerde en büyük rolü oynıyanlar ruhenilerdir. Bunlar dedihi şeyler, Sizi mü - talealarla yormak niyetinde deği - lim.. Asıl iş şudur: Matbaa icat olunalı beş asra yakın bir müddet geçti. Bize matbaanın teşrifi iki| yüz senelik bi iştir. Bununla beraber Sultan Hamit | devrindeki gazeteleri yok addede- biliriz. Bunun içindir ki o devrin avamı âdeta 1500 senesinden ev - vel yaşıyorlardı. Pek saftık. Her | şeye kolay inanırdık. Dünya hak - kında malâmatımız yoktu. Padi - şah (Hürriyet, cümhuriyet, istip - dat, kanunu esasi, meb'usan, â- yan) gibi kelimeleri bile kıskanı yordu. (Murat) ismi (Mirât) a, (Re - 3 ismi ise (Neş'et)e kalbedil - in İmdi: Orta halkı düşünüyorum . Tisalya muharebesi oldu. Türk or- dusu galip geldi. Gazeteler bundan bol bol bahsettiler. Lâkin ayni sö- ne içinde Girit vilâyeti tahliye e- dildi. Bu büyük felâketten kimse - nin haberi yok.. Haberdar olanlar ise ancak emin oldukları kimsele - rin kulaklarına söylüyorlar. Dünya vukuatı... o Bunlardan bahsetmek yasak.. Fransa (Cüm -| huriyeti (o diyemezsiniz, (Fransa (devleti) diyebilirsiniz .. Fransız (reisicümhuru) ? Bu terkip olmaz.! (oGazteyle sinema küre arzm| Osmanlı ri bililtizam körletiliyordu. 30 kü- sur milyon halkım içinde ancak 2,/ni neşretmektedirler. 3, 4 bin kadarı yarı gizli, yarı ale- ni gelen frenk matbualtından olanı binteni takip edebiliyordu. Sultan Hamidin bir şakşakçısı vardı ki bu zat Avrupada bulunur ve orada efendisini müdafaa için Orient namında bit gazete neşre derdi. Bu gazete Türkiyede asla yasak değildi. Bunun ehemmiye - ti: Nikoloidiz Efendi düşmanlara cevap vereyim derken onların de- diklerini yazmak mecburiyetinde kalırdı. İşte bize de lâzım olan bu! bir millet ediniz ki, | vilâyetlerini kaybediyor ve bu ha- | ber o milletten gizleniyor.. Verem hastalığına tutulmuş, dört nala me zara doğru giden birine ğmın gizlenmesi kabilinden.. Matbuat (Omüdürlüğü mum, mürettip yanlışı tasavvur sehvi bulunca sansör beyler piyan: ko kazanmışlar gibi memnun olur- lardi.. Edebiyattan, felsefeden, büyük içtimai bahislerden geçiniz. Fakat torbaya sığamıyan havadisler bile (Ikdam), (Sabah), (Tercüman: A is gazetesinde zi » Görünmezdi, evet, i w adisler dedikodu şeklinde pek çabuk intişar ederdi. Hasılı, efendim, o zamanda a- vamın seviyesi, derebeylik devrin deki avamın ssviyesine ya' mıştı. Matbaanın icadından, gaze- tenin ihdasından evvelki cehil ne ise 0... Bunun içindir ki öteki devrin in- sanları ile oğulları ve tosonları a - rasında görgü itibarile bin kilo - metrelik bir fark var.. Hele sinema denilen şt aletin i- cadı! Sinema, zan ve tahmini - nizden çok büyük bir icattır. Bü - tün içtimaiyatı iriyor, yahut alt üst ediyor. Gelecek nesil, şim - dikinden büsbütün başka bir ne - sil olacaktır. Gazele devrinden ev- velki ve sonraki insanlar arasın - da nasıl yaman bir fark varsa sine- ma devrinden evvelki ve sonraki beni beşer arasında öyle bir uçu -| üstat bugünkü rum olacak.. Adanada ve Mersin - de, Edimede ve Tekirdağında, Ma nsada ev Adapszarmda görmiyen kaldı mı?. Hayalin yetişmediği manzarala- rı köylüler, çocuklar görüyorlar . . Sinema terbiye esaslarını, aile e - saslarını paldır küldür değiştiri - yor. Biz baba ve analarımızın hu - zürunda cıgara içemezdik. Şimdi - ki yumurcaklar ise: — Baba, anne... Maurice Che - valier, dün geceki oyunda Jean - nete Macdanald'r öyle uzun bir öp- tü kü ben otuz saydım; demekten çekinmiyor.. Çocuğu ise ayni ana ve ayni baba sinemaya götürmek- tedir, Götürmesin; diyeceksiniz... Buna imkân ve hattâ ihtimal yok- tur. Devir değişmiş de haberimiz olmamış.. Bu asrın çocuğu başka, geçen asrınkiler bambaşka... Parisi, x ndaşlarınım gözle-! hastalı - elinde! öder,, deme. Çünkü ödeyen sensin. arardı ki! N :., | üni iydiğin va . is gördüğünü ispat etsin. Bir tertip | üniforma giydiğin varlıktır. | ki işin ehemmiyetini ve icadın pek VAKIT “ un Şubat 1933 “Musolini | Malını, iülkünü yakarak daima haklı, sigortadan “ para alanlat /Faşistlerin evamiri aşeresinde bu da var | Faşist askeri teşkilâtını tesis et- menin onuncu yıl dönümü müna » sebetile bütün İtalyan gazeteleri kara gömleklilerin evamiri aşeresi Faşistlerin askeri teşkilâtına mensup olanla - İrm riayete mecbur oldukları bu e- vamir şunlardır: 1 — Bir faşist, daimi sulha inan- maz. 2 — Hapiste geçirilen günler hak edilmiş bir cezadır. 3 — Bir tek petrol tenekesini! bile bekliyen bir muhafız vatanına hizmet etmiş sayılır. 4 — Her yoldaş kardeştir. Çün- kü evvelâ, senin i yaşıyor, son - iyor. 5 — Tüfek, mühimmat ve sair şeyler boş vaktinde boz, diye de- ğil, onları harp zamanma sakla - mak için emanet olunmuştur. ra senin gibi düş 6 — Sakm “zarar yok, hükümet Hükümet senin seçtiğin, yolunda 7 — Orduların güneşi, disiplin- dir. Onsuz, asker kalmaz. Karışık- lk ve mağlâbiyet olur. | 8 — Mussolini, daima haklıdır. | 9 — Bir gönüllü söz Mi onun hiç bir mazereti kabul olun- maz. 10 — Her seyin fevkinde aziz ta nıdığın bir hayat vardır: Düçenin hayatı! mihverini değiştirdiler. Iki dev - rin tarihini yazmak istiyenler yal- nız siyasi hâdiselerle iktifa etme- melidirler. Gazete ve sinema ta - rihimzin iki kutbudur. Hiç unutmam, sinemanın dında, Beyoğlunda, Surye çarşı - sında, bir sahne açılmıştı. Oyun - lar pek iptidai idi. ica - Bir gün Surye çarşısının kapısm- da Recai zade Ekrem Bey merhüm üstadıma rast geldim. Kolumdan tuttu, beni sinemaya götürdü. Ol| zaman oyunlar az sürüyordu. Tab- lolar ehemmiyetsizdi. Güzelce bir saat geçirdik. Çıktıktan sonra, Ekrem Bey, her kelimesini süsliyerek ve tartarak bu icadın istikbalde büyük surpri» ze'ler hazırladığını söyledi. Bittâbi inkılâbı tasavvur &- demezdi. .Lâkin, iddia edebilirim çok münkeşif olabileceğini daha o günden sezmişti. 1789 Fransız inkılâbı .. Gazete ve sinema inkılâbmın yanında pek sönük kalır. Sinema gazeteden da | ha ziyade umumi ve tabir caizse | harcrâmdır.O derece ki bizim gibi pek ileri olmıyan cemaatlerde bi - | le büyük tesirini gösterdi. Artık | halk o derece saf ve safderun de- ğildir. Kendisinde bir mukayese kabi- liyeti peyda oldu. Ona İ : Amerika dediniz mi az çok bir fi- kir edinmiştir. e Halbuki elli sene evvelki avam üzerinde bu kelime - ler bir tesir icra etmezdi. Hiç bir eski harfli gazete ve sinema ile uzlaşamaz. Gazete ve sinema iç- timai ve siyasi birer âmildir. Celâl Nuri Kimisi bir telefonla evini yakmakta, kiml: kıymetli eşya yerine paçavra koymak- tadır. Bunları takip eden polisler işi çıkarıyorlar ? nasıl meydana Geçenlerde Amerikalı bir iş | de, sahibinin on ay evvel harek adamı, yanan evi hakkında tah - kikata gitmiş elan bir sigorta müfettişinden yangının nasıl çık- tığı hakkmda malümat müfettiş: — Siz daha iyisini bilirsiniz! Deyince, iş adamı şaşırmış: istemiş, — Siz delirmişsiniz! o Yangın bu sabah olmuş, halbuki ben şeh- ri dün öğle üstü terketmiştim. — Ya öyle mi? O halde dinle- yiniz. Filhakika siz şehri dün ter- kettiniz. Bu sabah erkenden gidip golf oynadınız. Tam saat on bir- de, klübe giderek telefonla ma - ğazanızı âradınız. Zil on dört defa beklediniz. Sonra telefonu kapa- çalana kadar tıp oyununuza devam ettiniz. Te- | lefonunuzun zil çalan oldukça sağiâm bir ip bağlı idi. Bu ipin on dört darbeden sonra kopacağını biliyordunuz, Filha - kika on dört darbe sonra ip kop- tu ve evvelce hazırladığmız bir fişeği patlattı. Bu patlıyan fişek büyük bir şişeye koyduğunuz beş teneke petrolü ateşledi. Şise hara- retin tazyikile patladı. Yangın çıktı. Sigortalı eşyaları yaktınız. Şimdi beni karakola Lada» tekip ediniz. Los Angeles sehri yangın s€- bepleri araştırma bürosu reisi Paul P. Wolfe böyle bir mükâle- | | recesi, yanan maddelerin üzerin İ de muhtelif izler bırakır ve bı menin ve hâdisenin olduğunu te- min ederek şu beyanatta bulun - muştur: — Son senelerde meslekten yangıncılar, bir çok yeni usuller bulmuşlardır. Bu usullerle gayet kurnazca hareket ederek yangın - lar çıkarıyorlar ve sigorta ücreti - ni almağa teşebbüs ediyorlar. Fa- kat bunlara karşı hareketeden yan gın sebepleri araştırma heyeti de İ yangının nasıl çıktığı, kimin tara- İ fından çıkarıldığı, failin kadın mı, erkek mi ve hangi milliyete men - sup olduğu hakkında malümat el- de edebiliyorlar. Daha geçenler - EÇ ERİ Cumartesi 11 Şubat 16 Şevval Gün doğuşu Pazar 12 Şubat 17 Şevval 0 1740 5,59 1740 604 128 1581 Sahah sama Öğle saman İkindi mamazı Akşam namaz (749 Ya 8 namaz 001 Imsak 5.19 Yalta geçen günler skert rasat mer mata göre, buğün olacaktır. Dünkü 1 derece, hava ISTANBUL - 18 den 18,45 e kâdar saz (Müşerref Hanım) 18,45 ten 1030a kadar orkestra, 19,30 dan 20 ye, hadar Fransızca ders (müpdedilere mahsus) 90 den 5030 a kadar Karagöz, 2030 dan 21,30 a kadar Hafız Abmet' İley, BİO darı 22,30 a kadar orkesira ajans ve börsa haberleri, sast ayan. heseplamıştı. Kimse yoktu. | kısmına | etmiş olduğu bir evde yangın çil mıştı. Sahibi yangının o çıkaca; İ zamanı şâyanı hayret bir zekâ i En son olarak ti "bir yangıncı hiç içine girmede bir evi yalemıştı. Bizim elimizde silâh olarak b mikroskobumüuz var. Böyle tet : kikata gidersek bu mikroskop nasıl kullandığımızı o gösteririn Evvelâ, yangın çıkan evde, yan gının başladığı noktayı tayin e derim, Bu aşağı yukarı kolay bi iştir. Tahtaların yanışma gör bulunabilir. Sonra, her mayij yanan tahta üzerinde başka türli bir tesiri vardır. Yangıncıların kullandıkları & sullerden birisi de, yüksek kıy mette malları sonradan onları bir tarafa sakla #igorta ettirerek yıp, yerine başka şeylere atel Sonra gidip sigorti ücretini alırlar. Fakat, mikroskof sayesinde, meselâ kıymetli bil vermektir. kürkle taklit bir kürkü, yandık! tan sonra da tayin edebiliyoru# Yanğın polislerinin maharetleri muhtelif maddelerin Kaç dörese i de yandıklarına dikkat etmekte * dir. Bir petrol alevi, 1500 Faren heith derecesinde halbuki şeke 700 derecede yanar, Her alev dej mikroskopla tayin kolaydır. B suretle kullanılan kimyevi mad deleri tesbit ederiz. Netice olarak kasti yangın çi karmaktan maznun kimselerde yüzde seksen beşini bu suretli mahküm ettirebildik. Salami Belediyesi Darülbedayi Şehir Tiyatrosu Temsilleri : Bu akşam saat 21,30da SARI LERE ii ii ! BU pereti > ii 37 inci tems'l son temsil ola" cak, bu gece ve yarın gece oy” nanacaktır. Sadri Etem in küçük hikâyeleri iki cilt balinde çıktı Bacayı indir, Basayı kaldır! >» » Silindir şapka giyen köylü! Tevzi yeri: Vakıt idarehanesi