4 1 Kim BI VAKIMın tefrikası CANIM AYŞE Salona avdet ettiği zaman, mi- safirler birer ikişer gidiyorlardı. Herkes gittikten sonra Ahmet “lm bey Ayşeye yaklaştı. Sor - lu: — Biraz evvel neden sinirliydi- niz?, Ayşe safiyetle anlattı: — Kemalin resmi vardı da.. —E, resmi varsa ne olur?. — Seniha hanım tanımasın is - — Varsım tanısını... — Olmaz.. Kemlin mazisini u- nutuyor musunuz?. Onun babası- nın kim olduğunu kimse bilmiyor. — Ha, sahi!... Ayşe, Ahmet beyin alay ettiğini kötü kötü gülümsediğini farket - medi. Gece yemekten sonra bahçeye çıktılar. Güzel bir geceydi. Ay sonu, gök yüzü bol yıldızla bezenmişti. Hiç rüzgârı yoktu.. Ayşe: — Benim uykum var, dedi, yor- gunum, yatacağım.. Ve odama çıktı., Bahçede, Ahmet Baruni beyle Şefik Nuri bey yalnız, başbaşa kal. Ahmet bey dedi ki: — Burada hava cennet gibi, Fa- kat kimbilir Tunus nasıl cehen - nemdir.. Kemal kavruluyor. — Ehemmiyeti yok. Gençtir. , . Ona hiç bir şey güç gelmez. Tunu- nusa hiç gittiniz mi?. — Hayır.. Evlendikten sonra balayını geçirmek üzere gitmek Yedim Sez yy — Evlenmeğe niyetiniz mi var? — Neden olmasın. Katilin oğlu evlenmeğe heves eder de, ben ev lenmek istemez miyim?. Kemale kim kız verir?., — Bunu ben de Kemale bir - kaç defa söyledim. İyi bir ailenin kızıyla: evlenmeyi aklından ge - çirmemelidir... Fena bir aile kızı ile evlenmesi de muvafık olmaz. Bekâr yaşaması haklanda hayırlı olur. & z var, Kemal evlen memelidir. r — Evlenmemelidir. Kısa bir süküt oldu. İki adam biri göke, biri yere bakarak bir müddet durdular, Nihayet Ahmet OBaruni bey dedi ki: — Kemalin babası hem katil, Meni Hırsız. Böyle bir adamın oğ - lu olduğunu itiraf O etmek hayli zor iştir. Kemalin bunu bilecek - ler, duyacaklar diye ödü patlı - yor... Bu gece Seniha hanım az kalsın Kemalin hüviyetini mey - dana çıkaracaktı. Şefik Nuri bey şüphelendi: — Aman demeyin. Seniha hanım böyle bir şey keşfedecek olursa, bütün dünya çalkanır. De- dikodudan ne ben hoşlanırım, ne de Kemal. Bunun için Kemalin evlenmesini istemiyorum ya... O da böyle bir arzu izhar etmiyor. Ahmet Baruni bey bir kehka- ha attr, Gür ve sert sesi, havada dalgalandı. Gecenin sessizliği « Bİ yarttaz yz, Adanıyorsunuz, hem de çok UZ. “Şefik bek, endişeli bir tavırla 8 — Kemal evlenmek mi istiyor? > — Evet, R27 Selâmi İzzet | — Kiminle? — İyi bir ailenin kızı ile. Bu kız, Kemale değil, Kemalden ziyade, mevkiine âşık. | — Amma, Kemalin mevkii de iyi mevki. — Bakın, siz de hayransmız. Ve bunu söyledikten sonra, Ke- malin kıymetini azaltmak için: — Onu buraya göndermelerine sebep, sırf Türk olmasıdır; diye i- lâve etti. Şefik Bey sordu: — Ya Tunusa ne diye gönderdi- ler? ği — İslam diye. — Kemalin başka hiç bir mezi- yeti, kıymeti yok mu? — Vardır. Yeğenim oldukça ze- kidir. Fakat sezişleri noksandır. Yol gösteren olmazsa, kendiliğin- den bir iş göremez. Her ne ise, her halde ben evlenmesine kat'iy- yen razı değilim. — Peki, ya ısrar ederse? — Kendisine tavsiye ettim, İs- tanbuldan uzaklaş, dedim. Maaha- za, Kemalin bu arzusunda sizin de kabahatiniz var. > Şefik Bey yerinden sıçradı: — Aman demeyiniz, benim ne kabahatim olabilir? Ahmet Baruni Bey gülmeğe baş- ladı: — Ne ise, bütün bunlar ehemmi- yetli bir şey değil. Kemal, niha- yet bu arzusundan vaz geçecektir. Fakat Şefik Nuri bey, sözü bu kadarla bitirmek istemedi. O, işin esasını anlamak istiyordu: —— Basari ERMAT VETİMİZ. — Hacet yok. Siz müsterih o- lunuz. Kemalin aşkı geçici bir he- vesten ibarettir. Bizde ihtiyatlı İ davranırsak, mesele kalmaz... Bu sevdanın önüne geçebiliriz.. Siz ve ben!.. Ahmet Baruni bey gene imalı i- mal güldü. Şefik Nuri bey, boğuk bir-sesl& sordu: — Kemal Ayşeyi mi seviyor? Ahmet bey dikkatle muhatabrr nın yüzüne baktı; — Buna pek mi hayret ettiniz? — Bilmem. — Hayret etmeyiniz. Bunda şa- şacak bir şey. yok. Eğer sevme- seydi zevksiz, anlayışsız bir adam olurdu. — Susuyorsunuz?.. Yoksa on- ların izdivacına taraftar mısınız? Bu rezalete tahammül edecek mi- siniz? — Allah göstermesin! Bunu kemali şiddetle söylemiş- ti. Bu sakin adamm, bu derece hiddetleneceğini kimse tasavvur e- demezdi. — Şu halde.., — Kemale Ayşeyi veremem.. Ben onun için ne ümitler besliyo- rum. Kemal bir kere on parasız bir adam. Üstelik bir de fena na- mı var. Babasını saklamak mec- buriyetinde olan bir adama kızı mi nasıl vermeğe razı olurum. E- sasen buna razı olmıyacağımı ken- disi de bilir. Başmı kaldirip kızı. | Müzelerde | 409 sandık i Evrak tasnif ve tetkik edilecek | Müzeler idaresinde muhtelif cephelerden faaliyet devam et -; mektedir. Müzenin eski şark $u - besi için Almanyadan getirtilen; Pro. Ungar hararetle çalışmakta - dır. Haber aldığımıza göre, Him - yarit ve Bart eserlerini ihtiva et - mek üzere vücude getirilen iki ye- nisalonda yakında açılacaktır. Şimdi elde mevcut eserler için ca- mekânlar yaptırılmakta, büyük, | kabartma resim, yazı ve mimari | parçalar, tam bir simetri tahtında düvarlara ilsak olunmaktadır. Ter- İ tip ve tanzim işi bittikten sonra bu | parçalar üzerine tarifatı müş'ir levhalar yapıştırılacaktır. 400 sandık evrak ! Bundan başka (Ayasofya ca- mii tabakalarında bulunup Müzeler idaresi tarafından san - dıklara yerleştirilen eserler dört yüz sandığı bulmuş ve Başve- kâletle Maarif Vekâletinden gelen emir mucibince bü sandıklar ha- zinei evrak müdürlüğüne teslim &- dilmiştir. Bunların muhteviyatı, son za - manda kurulan ve riyasetine mu - allim Cevdet Bey tayin olnan ev - rakı tasnif komisyonu tarafından tetkik edilmiye başlanacaktır. Öğrendiğimize göre bu (400) | sandığı dolduran evrak arasında | fevkalâde mühim olanları vardır. | Sandıklara yerleştirilirken arala- »mda-2 —-3 yüz senelik vakfiye * ler ve fermanlar da görülmüş - tür. Sultanahmet medresesinin, mü- zeler için dosya dairesi ittihaz e - dilmesi kararlaştırılmıştı. Müze - ler idaresi medresnin keşfini yap- tırarak Maarif vekâletine gönder- miştir. Binanın tamir ve tepdiline müsait bir mevsimde başlanacak- tr. | Ş kago sergisi Şikagoda açılacak Beynelmilel sergiye müzelerimizin de iştiraki kararlaştırılmış Ve hazırlıklara başlanmıştır. İdare, sergiye gön - derilmesi icabeden eserleri ayır mış, büyüklük ve ağırlıkları dola - yisile taşınmaları güç olan eserle- rinde alçıdan mulajlarmın çı - kartılmasına başlanmıştır. Sergiye gnderilecek eserler muhtelif devirlere ait Türk mede- niyetini gösteren eserlerden birer nümune olacaktır. 3 yeni heykel mmm İLİM Mam aym Anadoluda | | Üç Perdelik , İ Siyasi Ermeni Faciası YAPİN a a 1913 senesinde toplanan büyük ermeni kongresinin müzakerelerini Şimdi kongrenin cereyanına | gelelim: | Benim verdiğim talimat üzeri” ne Diran bey davetiyeler gönde- rir, ertesi günü ayni şeklide mek- | tep salonunda toplanıyoruz. Yal- nız Zavaryan yerine Artin Sah - rikyan Taşnaklar namına birinci | mümessil bulunur. Kilise cema - at ve mektep işleri hakkında bir takım kararlar verilir. | Dağılır. | Ondan sonra uzun zaman kâh şu, kâh öteki bahisler üzerine de - | vam eden içtimalar Diran beyin | evinde olur. Artık gözlerimizi Hof — Viste- ! nenk zamanına çeviriyoruz: O za- man Taşnakların mütemadi yay- garaları neticesi olarak düveli muazzama hükümet üzerine yük- lenmişti. Hof — Vistenekn bey - ler hediyesini Ermenistan vilâyet- İerini ıslah ettirmek maksadile ka- bul ettirmişlerdi. Bunlar İstanbu- la gelmiş bulunuyorlardı. Ortalık hakikaten nazik idi. Bir gün ermeni kongresi muay- yen bir hattı hareket kararlaştır- mak üzere Diran beyin evinde ve onun riyasetinde toplandı. Müza- neşrediyoruz lık servet mahvoldu. Şimdi ayni dram tekrar ediliyor. Avrupa devleteri bir tek neferlerinin ha» yatına bütün ermeni milletini sa- tarlar, İngiliz entrikasma bütün Ermenilerin bazı mewlibi için hükümetle müzaleteye memar etikleri murahhaslar Vaiteks EF. Zebrap Ef. ermeni milleti kurban olacaktır. Bunu iyi bilelim. Sinekerimyan efendinin teklifine şunu ilâve et» meliyiz: Derhal hususi bir heye- ti murahhasa intihap edip hükü- mete müracaat edelim. Ermenile- rin bü işlerde hemefkâr olma » dıklarını ve hemen Hof - Viste » nenk beylerin geri gönderilip es- kere edilecek mesele Hof — Vis- tenenk işi idi. Bu adamları erme - ni milleti namına kabul etmeli mi, yoksa evvelce verilen karara sadık kalarak bunların geri gönderilme- leri hakkında hükümet nezdinde teşebbüsatta mı bulunmalı? Bu 'nokta üzerinde bir karar almak i- cap ediyordu. Diran bey müzakereyi açtı ve söz istiyenler kaydedildi: - Artin Şehrikyan, Samuel Tumacan, Pa- pazyan ve bizzat Diran bey. Müzakere basladı. Diran bey söz veriyor. Biz ayağa kalkıp ken- di noktai nazarlarımızı müdafaa ediyoruz. Benini ile Şahrikyan'ın aramızda ihtilâf var. Bu münaka- Nihayet benim noktai nazarım ek- seriyet ile kabul olunuyor. İptida söz alan Şahrikyan'dır. Şahrikyan — Bilirsiniz, değişmiştir. e Düveli muazzama ciddi surette harekete gelmiştir. Bu defa Ermenistan meselesi mut- lâk surette halledilecektir. Bizim taraftan atılacak yanlış bir adım, ermeni milletine karşı hiyanet o- lur. Düveli muazzamanın hare ketlerine yardım etmeliyiz.,, O vakit Protestan mümessili o- lan zat reyini bana vermişti. Müza kerelere bizzat gelmiyordu. Ben söz aldım. Samuel Tumacan — Sinekerim- şalar sabaha kadar devam ediyor. | ahval | a —— Kocaeli vilâyetinde bir hafriyat | Yan efendinin teklifini sevvelce esnasında bulunan üç küçük Lo. | kabul ettik. Bu teklifi kabul ettik- dın heykeli İzmit maarif müdürlü. | ten sonra acaba ahval ne derece- ğü tarafından sandıklara konula ; | lerde değişmiştir? rak Müzeye gönderilmiştir. Şahrikyan — Görmiyor musu - Heykeller tetkik edilerek ait ol - Duz ki, bugünlerde Hof bey Vana dukları devirlere * ait kısımlarda | gidecek Islahata başlanacak. teşhir edileceklerdir. S. Tumacan — Bilmiyorum na- sıl anlatayrm: Galiba Artitn efen- ki usule devam edilmesini rica edelim. Ben bunu teklif ediyo - rum. Diran bey, bunu reye koyu- uz. p Diran bey — Papasyan efen « di siz nie diyorsunuz? y Papasyan — Ben de Tumaca- nın fikrindeyim. Ş Diran bey — Şabrikyan halâ siz eski fikirde sabit misiniz? Şahrikyan — Elbette; Tuma » can ermeni milletini düşünmü « yor. Ahval böyle devam ede: Ermenistanda ermeni kalır mı? S. Tumacan — Diran bey, m Mi seleyi uzatmıyalım, ben bunların mahiyetini bilirim, gücenmesin « ler ama, ayaklarından ötesini gö- remiyen insanlardır. Eğer Za yan bugün burada olsaydı bu m i selede benden asla a; n ke b. vti Şahrikyanın şiddetli hücumla” rına karşı Tumacanım teklifi reye konulur, Ve Şabrikyan ile arka daşının ve Kelekyanm üç muha « lif reyine karşı ekseriyetle kabul olunur. Aza imza ederler. Son dağılırlar. Evvelden intihap edi « len komisyon — ki Zöhrap, Var teks efendi ve Diran beyden mü » rekkepti — Hükümetle imüzake ©” relerine aylarca devam ler, Hükümet âciz kalır. Bizim mür caatımız fayda vermez. Tekr bu adamların birisi Vana gön den rilir. Biri de Erzuruma gitmek ü- zere İstanbulda hazırlıklarda bus lumur. Bu suretle zaman geçer, Nihayet harbi umumi ilân edilir, Türkiye seferberlikte bitaraf va « ziyette bulunuyor. Fakat ne d i olsa Almanyanın tarafına geçe - ceğimiz muhakkak gibi görünü © yor, ğ S. Tumacan «5» (Devamı var) Yeni Çıktı ) Musolini o | Meşbur müverrih Emil Ludvig” | | E — İmiş ' Ki di geçen tecrübelerden haberdar Vatandaş | değildir. Yahut bilmiyormuş gibi Bayramlıkların İ görünüyor, Bu ey i Yerli Mallarımzdan — E| pr ar kabul eği : ikramların İ mişlerdi. Herkes o zaman Erme - Sl ğ nistan beyliği ertek tahakkuk et - Yerli Mahsullerimizden ögesi og almamış Olsun!.. olduğu malümdur. Almanyanın Milli iktisar ve E) ve Rusyanm teşvikile bir | kıtal Tatarrut Cemiyeti | çıktı. Üç yüz bin ermeni bu uğur- | ASİ * e kurban gitti, Milyonlarca lira- J 'ercüme Haydar RifatB.in | Her kitapçıda 100 kuruşa .. İ