19 Ocak 1933 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 7

19 Ocak 1933 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

slanacak ac Rifat B. ailesi orta halli bir aile idi. Rifat Bey elli yaşında, fakat henüz tekaüt edilmemiş bir mü - meyizdi. On sekiz yaşında bir oğlu vardı: Mithat daha liseyi yeni bi- tiriyordu. Karısına gelince Lâtife Hanım kırkında, tıknazça bir : ev hanımı idi. Amma artık iş göremi- yordu. Dizleri romatizmadan sızlı» yor, gözleri arada bir şiddetle ağ- rıyordu. Kocasına bir kaç kere söyledi: — Ben iki erkeğin hizmetini ar- tık göremem.. Kos koca evi sil, sü- pür, yemeği pişir.. Artık benim e - limden gelmiyor.. Dizlerim sızı « dan kırılacak gibi. nz Rifat Bey karısına çoktan hak veriyordu. Amma ne yapsın.. Ah- val malüm.. Üç kişinin boğazını kıt kanaat idare ederken araya bir de hizmetçi sokmak, ona üste. lik aylık vermek kolay mı?. Maamafih bir gün karısının ağ- rıları yüzünden yatağından kalka- maması Rifat Beyi çaresizlik kar - şısında bıraktı.. Bir müstahdemin idaresine baş vurdu.. İki gün evin işini kendisi gördü. Yemeği bile pişirdi. Oğluna bulaşık yıkattı ... bir Bursalı kız gönderdiler. — Gene mi hizmetçini değiştirdin ? Ayol bu senin kocan < Hizmetçiler BD Üçüncü gün idarehaneden genç | çeride bir kahkaha, bir mel ii, düden 4 iş geliyordu.. Hemen ortalığı te - mizledi, düzeltti, yemekleri pişir - di. Lâtife Hanım da bir kaç gün yataktan çıkmamayı tercih etti. Leman —hizmetçi kızın ismi — evin işlerini o kadar yolunda görü- yordu ki Rifat Bey “gözüm arka- da kalmıyor,, diye akşam kahveye çıkıyor, gece yarısı geliyordu . . . Mithat da annesine Lemanı meth- ede ede bitiremiyor: — Anne ayağa kalkınca göre - ceksin!.. Evin içi mis kokuyor... Sanki sen temizlemişsin gibi.. Lâtife Hanım da müsterih olu - yordu.. Bir gece yarısı uyandı. Karşıki yatağa baktı, daha kocası gelme - mişti, uykusu kaçtı, yatağında doğruldu. Bir crgara sardı, tam ya- kacağı sırada yukarıki katta ayak sesleri duydu, bir kapı açılıp ka - pandı, Sonra bir koşuşma.. Aklına fena şeyler geldi. Hır - kasını giydi. Bastonunu aldı. Ya - vaşça kapıyı aralık ederek dinle - di. Bir gülüşme işidir gibi oldu . .. Hemen ayaklarının ucuna basarak yürüdü. Yukarıki kata çıktı. Mit- hatın odasının önünde durdu. 1 - gülüş « medir gidiyordu. Hemen kapıyı a- Temiz pâk bir kızdı.. Elinden de | çarak içeri girdi. Gördüğü manza- ...eesanne sanmam EAA EERENESUREMAEEEAERAEEEAEEERENEA SESE ENNE ERENAAEENNA ANAN — Madem ki parasız kaldın. Sen de benim gibi yap. Ben benimkinden istedim. — Adresini verirmisin ? — Hanım, dişçinin parasını tamam- adım, artık ağzındaki dişleri tam kendi malın addedebilirsin. ra karşısında ellerile yüzünü ka - pamaktan başka çare bulamadı. —A...a...a..edepsizler.. Bunehal böyle?. Mithat yorganı başına çekip sin- di.. Hizmetçi Leman terliklerini giyerek yandaki kapıdan kaçtı, üst kata odasına çıktı.. Lâtife Hanım, kapıyı hızla çe - kerek: — Babana söyliyeyim de bu yaştaki kepazeliğinin versin de sana... O hınzır kaltak da yarın bohçasını toplasın, gitsin.. ».. Ertesi sabah erkenden Lemanın bohçası koltuğuna verilmiş, Mit - hat da babası tarafından sıkıca cezasını I tekdir edilmişti. Lârife Hanım artik hizmetçi al- mamağa karar vermişti amma bir ay sonra gene sancılarla yatağa düşüp de bir hafta yatınca Rifat Bey söylenmiye başladı: — Evin içi kir içinde... Bula - şıklar, çamaşırlar toplandı.. Bun - ları kim yapacak?, Ben aşçı deği - lim ya... Nihayet Lâtife Hanım yaşlıca bir kadın alınmasına razı oldu ve Rifat Bey bir gün kırkında bir hiz- metçi getirdi: — Hanım, dedi, buna da bir di- yeceğin yok ya.. İşte senin yaşında bir kadmcağız.. İsiri de kovdu... Lâtife Hanım, oğlunun kırk ya- şında bir kadıma musallat olmıya- cağından emin ve müsterih yata - ğında yatarken bene bir gece u- yandı.. Kocası daha gelmemişti . . Bir cıgara yakarak yatağında o- turdu. Sokak kapısının açıldığını duyarak bekledi, aradan on daki- ka, yarım saat geçti. Kocası oda - ya gelmedi. Merak etti. Bastonunu alarak yukarıki kata çıktı. Oğlu - nun kapısını dinledi. Ses yoktu... Bir merdiven daha çıkarken bir ta- kım sesler işitti. Hizmetçi kadının odasma doğru yürüdü. Gülüşme - ler, fıkırdaşmalar.. Ve nihayet Lâtife Hanım bir - den kapıyı açınca gördüğü man - zara karşısında ellerile yüzünü ka- pamaktan başka çare bulamadı. Bu sefer kocası idi.. Lâtife Ha nım düştü, bayıldı.. £ Ayıldıktan sonra günlerce kıyametler kopar - dı ve bir daha evin içine dişi kedi bile sokmamak ahdiyle bu hizmet- — Peki sen kaç yasındasın ? A .Bir tercih | Bir terzi müşterisine dikeceği| pantalonu methediyordu: — Öyle bir pantalon olacak ki beyefendi, sanki size eldiven gibi gelecek.. — Aman kuzum,.ben.. pantalon gibi olmasını tercih ederim. Büyüdüğü zaman Geçenlerde bir bacaksıza baba - sı çıkışıyordu: — Yahu senin bir tek doğru lâ- kırdı söylediğini işitmedim.. Bü - yüdüğün zaman ne olacaksın bil - mem ki!.. Doğru değil! — Gazeteci... Kelli felli bir efendi yolda rast geldiği nahif, zaif, renksiz bir gence çıkıştı: — Yahu aşkolsun, seni bir yere yerleştirdik, beş on para kazan mıya başladın da bana bir teşek kür etmedin.. Genç pek mahçup, cevap verdi: — Vallahi adresinizi bilmiyor - dum efendim.. —Allah, allah, peki bir mek - tup yazarak adresimi benden sora- maz mıydın?, üçük fıkralar > Hızı hayvan Sınıfta hoca, küçük Osmanı k* dırdı: — Söyle bakalım Osman di, en hızlı giden hayvan hangifi dir ?. — Kaplumbağa - efendim.. Hoca hayretle sordu: — Neden?. — Babam geçen gün hızlan bir attan bahsederken “karnı re sürünüyordu,, dedi. Halbu” kaplumbağanın karnı her yere sürünür de ondan.. Bir oyuncak Elinde bir yığın oyuncak oldü. ğu halde bir pastacı dükânına ren satıcı birer birer masalar © laştıktan sonra bir genç d önünde durur, yanındaki ihtiyar i damı görmiyerek: 4 — Hanımefendi, size küçük maymun vereyim mi, eğlenii niz?. — Hayır, ihtiyacım yok.. Oyuncakçı hanımın ihtiyara bakarak: — Affedersiniz, o beyefe! görmedimdi efenri'm. 5 İl AN | girmesin.. - Söyledim efendim, artık kapının deliğinden bakıp girecek,

Bu sayıdan diğer sayfalar: