Mustafa Kemal Çocukları ada ve Istanbulda Cumhuriyeti hararetle kutluladı. Iki genç Jo hatibin dikkate lâyık sözleri Istikiâi Lisesi izcileri Cümhuriyet bayramını kutlulamıya gidörke. .. bi, #dıköy lisesi talebesindan durup Gazi neykeli önünde pe teşrinievel Türk cümhuriye- | e Oluncu yıl dönümü müna - 1 miştir. Şiddetle alkışlanan bu nutuk - Kadiköy lisesi talebesi namına hitabe irat eden ömer B. diyen medeniyete, insanlığa ve mütemadiyen tabiata hükmetmi - © memleketin her tarafın - | tan sonra İstiklâlliler abideyi se- | ye doğru giden bir insan kalaba- z Muaz. ı Bilhasazı en mühim gençlik ha I,; © olarak bütün Orta Anado- aç rinin Ankarada toplan - gösterilir, Yel U sene Ankaraya kadar olan Magi asrafının maarif tarafından 4, Memesi üzerine bazı mektep Giy karaya gidememişlerdir. ing er de 50 — 60 kişilik. bir İç dalinde iştirak etmek mec- i, “etinde kalmışlardı. Maama » ğer mektepliler abideyi selâmla - mışlar, buketler bırakmışlardır. # ,. * Ankarada cümhuriyet bayra « mını kutlulamak için toplanan iz ciler ateşli hitabelerle cümhuri - yet nesli duygularını anlatmışlar- dır. Ankara halkevinde Kadıköy Ji Ankarada 800 - 900 izci top-Ji Maç *? ve resmigeçitte büyük mu- yayet göstermişlerdir. Gazi he leri gençliğin muvaffakı- hi, gerine çok yüksek takdi - Aş bulunmuşlar, ve bu seneki ie Affakıyetlerinden dolayı ma- Ma ğyşkili Reşit Galip bey Anka- N İkevinde bu gençlik ki l ik etmiştir. sk İda resmigeçide bütün yük Sie orta mektepler iştirak et- *dir. Orta mektep izcileri, ON İ lisesi, Galatasaray Davut- Feyziye izcileri merasime İda iştirak ettiklerinden 8 da oldukça mühim mik - İzci görülüyordu. hasen İstiklâl lisesi tam ile çok muntazam bir şe - ri çok güzel müzik takımi- arda şiddetle alkışlanarak N3 ir. Sarı lâcivertliler doğ - KN im abidesine gelmişler ve day mektep son sınıf talebesin | işime bey heyecanlı bir hita - | “aa etmiştir: pay, yrinievel cümhuriyet bay- | oki utlulamak için hepimiz ayder, evlerimizden a çıkarak buraya koştuk, aka başlıyan Esat efendi a lik cümhuriyet inkılâbı - | Sen, tarihçesini yapmış, şe - | 4 ,, Zin hatırasını taziz et « | Niş Gazinin gençliğe hitabe - *£,,, ,ustur. Bundan sonra E- İyi i gençliğe hitap etmiş dg etle “Milletine senin olayin hür olmak ve mu- ig “ür. Haydi yaşa ve bol kai “iyen büyük şefin açtığı İni alg rberliğinin adsız bir aye 5 muzu, inkılâp cep - Rk Bip ız askerler gibi çalış « İzi unutmıyalım de - zâm tezahürat yapılmış » | lâmlamışlardır. Bunu takiben di» | lığı ile karşı karşıyayım. Dünün Pi iŞ ii ufkundaki manzara, bu günün toprağın üstünde dolaşan istiklâl ve hürriyet havası bize bir kaç asrın macerasını anlatır. - 29 teş- rinievel Türk için orta zaman ta- rihini yıkan, yepyeni devir açan bir gündür. Cümhuriyetin ilânı bir taraftan müsavi insanlar, hür insanlar vatanın kurulduğu gü - nü hatırlatıyor, bir taraftan da köhne mazinin, bir milleti harap etmek için bütün silâhlarile mü - '| cehhez olan ilimsiz, zekâsız, hür- | riyetsiz bir devrin son gü: 29 teşrinievele kavuşabilmek İİ sein Türk tarihi büyük hadisele - Taksim abidesi önünde hitabe irat eden istiklâl lises' tale besinden Esat &. sesi son sınıf talebesinden Ömer bey tarafından irat edilen hitabe- yi Mustafa Kemal çocuklarının hislerine canlı bir tercüman te - lâkki ediyoruz. Genç hatip Ömer bey şunları söylemiştir: “En büyük bayramımızı kut- lulamak için yurdun bin semtin- den coşkun bir aşkla yollara dü- şüp buraya geldiniz. (Hepinizin gözlerinde sizi buraya çeken sev- ginin parıltısını görüyorum. He pinizin yüzlerinde çok çekmiş, çok acı duymuş günlerin felâke - tini bağrına basmış vatan parça « larının büyük hüzünlerden ra duyduğu sevinci okuyorum. Burada hangi semtin çocuğu son- ! var ki, daha on sene evvel kalbi bayrağa hasret çeken © esirlerin derdile © yanmamıştır. Vatanın bangi köşesi vardır ki düşman a- kın kollarının nal seslerini duyma mış, müstevli zabitlerin kılıç şa - kırtılarını işitmemiştir?.,, “Gözlerimi ufuktan © toprağa çeviriyorum, hür, müstakil, yep - yeni bir vatan, hâkim bir halk, | Fi ve bu büyük hadiselerin hali - İİ kını bekledi; çünkü büyük hadi- seler, büyük dehaların elinde can Janır. Türk milleti Büyük Musta- İİ fa Kemalin dehasmda (kendini İİ buldu. Artık Türk milleti, Türk il inkılâbı, Türkün Gazisi biribirin- den ayırt edilemiyecek bir halde- dir. Türkün Gazisi, Türkü kurtar- mak, cümhuriyeti korumak en çetin yollara korkmadan atıl- dı. Her şey bitti dendiği zaman yepyeni bir vatan yepyeni bir mi- marile halketti ve cümhuriyeti genç neslinin eline (bıraktı. İşte 29 teşrinievelin manası budur, | Arkadaşlar; tepliler bu vedianm öz muhafız - larıyız, büyük ıstıraplardan son- ra kazandığımız cümhuriyetin en kıskanç muhafızları bizleriz. Sıcak genç kanları kaldırımlarda pıhtılaşmadıkça kimse ona yan gözle bakamaz. Bu güzel mefkü- re gününde burada bunu, bu an - dımızı tekrar yada geldik, ateşli sevdiğimize bayram hediyesi ola- rak dik başlarımızı ve kalpleri « mizi getirdik. ————— Eskişehir Halkevinde Eskişehir halkevi temsil şu - besi gençleri, Faruk Nafiz beyin “Akın,, isimli eserini temsil etmi- ye hazırlanmaktadırlar, Provalar- da büyük muvaffakiyet gözük - i mektedir. Dekorların itmamından sonra için | Bizler, genç izciler, genç mek: | Genç Nesille Baş başa Artist Semiha H. sahne hayatına nasıl atıldığını anlatıyor Bir, iki, üç, dört, beş, altı, ye- di, sekiz, dokuz evet tam dokuz kişiyiz. Bir tiyatroya dokuz kişi bir « den davetli olur mu?.. İşte biz o- lanlardanız. Bizim “Çığ,, cı İsmet Hüsnü pişkinliği ele alarak ar - tist Necati beyden bir kart iste - miş. O da vermiş. Biz de bir kartla dokuz kişi birden giriyo - ruz. Kadıköyünde Süreyya paşa tiyatrosunun salonu ağzına kadar dolu, ne kadar da operet merak- lısı varmış benim gibi, veya bi - zim gibi.. Birinci ile ikinci perdenin ara- sındaki iştirahatten (o bilistifade sahneye girdim. Yalnız gözlerim- le tanıdığım fakat tanışmadığım ; Semiha hanımı sahnede arıyor - dum. İpek film stüdyosu bir za - manlar gazetelere figüran arı - yordu. Ne lüzum var. İşte şurada | | otuzdan fazla figüran; dişili er - kekli... Her halde Semiha bunlar içersinde olamaz. odasında mı? Her halde.. kime sormalı?.. Baktım ilerde üç kişi kafa ka- | faya vermişler, Kıs, kıs, fıs, fıs, | bir şeyler konuşuyorlar. Ne ola - İ bilir? Ne olacak her halde birin » | ci perdenin nasıl oynandığı, eser, l musiki ve saire üzerine. Kulak | kabaritım. Evet tam da iyi tahmin etmişim. Sakalı üç milimetre ka » dar uzamış birisi: — Fakat monşer ben bile hay- ret ediyorum. Semihanın muvaf - fakıyeti cidden şayanı hayrettir. | Diyor, yanmdaki kara sakallı di- ğer biri: — Yok böyle söyleme... bey, sen eserin muharririsin (elbette yazarken biraz olsun Semihanın karakterini düşünmüşsündür. Ha! Demek sakalı iki üç mi - limetre kadar uzamış zat eserin sahibi. Mükemmel Semiha hanı - mın odasını öğrenmek şimdi ko - laylaştı, Yanına giderek kendimi takdim ettim. İcap eden beylik lâfları söyledim.. Mevzuu Semi - ha hanıma çevirdim: hanım Acaba Şimdi | — Mümkün olsa da şimdi şu | anda kendisini tebrik etmek şere- fine nail olsam, dedim. — Ondan kolay ne var, mon - şer. Geliniz sizinle beraber oda - sma gidelim size onu tanıştıra - yım. İçimden, hay allah razı olsun, dedim. Merdivenleri (o tırmandık | sağa saptık, sola saptık, doğru gittik. Soldaki kapılardan birinin | | önünde durduk. oOÖnümdeki zat kapıyı vurdu ve içeri daldık. Tak dim merasimi filân ve filân.. Vi - yana tarzında operet yaptığından | bahseden muharrir (o yanımızdan gitmişti. Evvelâ Semiha hanıma eserde ki muvaffakıyetinden bahsettim. Kendisile mülâkat yapmak iste - İ diğimi söyledim: İ — Müsaade ederseniz bu gün İ kalsın, çok heyecanlıyım.. — Hayır Semiha hanım müm - künse bu gün, şimdi yapalım, Mu- i vaffakıyetinizden - mütevellit he | | İ Grupumuzün yecan bizim mülâkat yapmamı - mütemadiyen yürüyen, mütema- | temsil halka oynanacaktır. ooo | za mâni teşkil etmez. Semiha H. Semiha hanım sadece güldü gene elindeki patla ayna karşısın» daki makiyajına devam (etmiy& başladı. Süküt ikrardan gelir. Bi- lâperva suallerimi sormıya başlas dım: — Sahneye ne zamandan beri çıkıyorsunuz Semiha hanım? Güldü.. — Siz hakikaten pişkin bir ga zetecisiniz sizi tebrik ederim. — Teşekkür ederim. — Sahneye şu muhakkak ki, ben de herkes gibi bir hevesle çıkmıya başladım.'İlk defa Er » tuğrul Muhsin Beyin tavassutu i « le Darülbedayide oynadım. Tiyat» ro mektebinden mezun oluncaya kadar Darülbedayiin bir çok o» yunlarında, hatta ilk türkçe ses « li filmde oynadım. Hali hazırda konservatuvara devam etmekteyim, gayem iyi bir operet artisti olmaktır. — Son senelerdeki operet sal- gm: hakkında ne düşünüyossu « nuz? e ' — Efendim operet sahnenin en müşkül bir kısmıdır. Çünkü o ti- yatro ve taganniyi nefsine cemet mektedir. Bir operet artisti evve- İemirde bir tiyatro artisti Osonra da sesi müsait olması lâzımdır, Binaenaleyh, operet salgını tabir z bu cereyan operet salgı il belki operet taslağı sal- gınıdır ki, bu da çok sürmez, bir kaç sene içinde kendi kendine sö- ner. Öperete gelince: Operet biz « de oldukça iyi bir maziye malik « tir. Bir zamanlar İstanbul opere - | ti, Sabir opereti ve bunu takiben daha birkaç operet heyetleri çık- mıştı. Fakat hepsi idaresizlik yü - zünden ölmüşlerdir. Son seneler « de sesli filmin de bulunması hal- kı operete biraz daha yakınlaştı rıyor. Operetten çok ümitvarım. bestekârı mösyö bestelerini şa « yapması ile operette yeni bir çığır açmış Karlo Kapuçelli hısların seslerine göre | oluyor. — Türk artistlerinden kimleri beğenirsiniz? — Hemen hepsini, hepsinin kendilerine mahsus tipleri var - dır. İsimlerini birer birer zikret « mek lüzumsuzdur.