, Ni k Müsbe P ei adliyesini ve âyan n dünkü adar eden bir mese- N * Bi, nüshamızda bahset- b, Srkek karısına gelen Açar mı, açmakta haklı r? Nal aş sal Punlarının vermiş Mey iyete. nazaran bir a nde hiç bir erkek ka: | uplarını açamaz, ... p yeallimlerinden Murat | a İstanbulda © bazı duk. Bize verdikleri <ediyoruz: YEERİE e Vasfi Aziz Bey diyor k noktai nazarma göre tkek karısının mektup- Vaz. Ama... Ben bir evli b » Karım olsa idi ve tep 1 şüphelendirecek bir ie idim, açar mı idim? Viki, Miyorum, Fakat şimdi Ayı düşünüyorum da, his- i Mağlüp olarak açarım, di- .. 11 Kk, Fermenecilerde 14 No.| y dan Kemal Bey diyor | Vâziyeti iki noktadan icap eder; ve âdüt. arisiyen dj medeni Türk kadınlar | >. evli - kadınlâra da | , aklar bahşetmiştir. hh, © Meclisine iştirak eden, | hi aza veya reis olan i Yi, a ettiği arkadaşla” sok mektuplar alabi- | Miği i arkadaş kelimesinin İ Yalana kadın veya er- | Mi hi ir, $ bir fark olmaksızın Skagpir cok erkeklerden ka- gibi mektuplar de unlar belki de kocasını Fakat o zaman işin I olur ki... Vaziyet İki G ilkeli Kadin. 1“ My, © Moris Zöplan- m bir müddet sonra tig “ebilmişti. Bu bir rü- vi aHyır.. Silkindi ve mı- NN Koi Lüpenin yeni » hayır.. Insan önüne a ez, ven edemez, i- 0ş kendisine söy» N, gm bir şey de yoktu ON emel cins adamlar» | yn, ei tehlikeliydi.. Sen | a, Mtonin?, Senin fikrin Susuyordu. Nihayet, Sevap verdi; , lama nereden çıktı- i. Iki ı belirsiz bir mace- Maks İsim taşıyan bir a» v 1 meçhul.. Davet &- İaskala era olsun danış- işl herif.. Bir taraf. Fransızları meşizul eden bir mesele ? büsbütün değişir, Çünkü his man tıktan anlamaz. Esasen bu suali- nizi biraz teşmil ederek şu suretle de sorabiliriz: Evli bir kadın kocası ile sokak- ta giderken tanıdığı bir erkekle | konuşabilir mi? Bundan belki on sene evvel böyle bir sual sormağa bile cesa- ret edemezdik. Bugün tereddütle soruyoruz, Fakat yarın bu kendi: liğinden halledilmiş vaziyette kar- şımıza çıkacaktır, Bugün yetişen nesil yarın bunu düşünemiyecektir bile... Çünkü bugün mektepte muhtelit olarak okuyan kız ve erkek talebe arka- daştır. Lisenin birinci. sınıfından darülfünunun son sınıfına kadar tamam on sene arkadaşlık eden ir kız çıktıktan | Kakma lu takdirde we dikten bir kaç sene sonra kocası ile giderken mektep arkadaşı olan erkeğe sokakta rasgelirse konuşa- cak mıdır? Konuşmuıyacak mıdır? Gayet tabit konuşacaktır. Nite- kim ö kadının kocası, kadının ar- kadaşı olan erkeğin karısının da mektep arkadaşı olabilir. O za: man erkek bu kadınla konuşmaz mr? Gayet tabii konuşacaktır. İşte mektirp meselesi de bu işin aynidir. Bugün henüz hislerimize hâkim olamıyarak tereddütle sor- duğumuz bu meseleyi kanun kö- künden hallettiği için zaman da bir macerası — 28 Tückçeye çeviten : (a. lunu bağlarken, bir taraftan da İ- ri Polu polise tevkif ettirmeğe ça- lışan bir serseri?!, ., Mari durdu.. Raolün bu yap: tıklarını sayarken, kendisini dü- şünmekten de mennedememişti. — Maamafih, diye ilâve etti, / kuvvetli ve mühim bir adam doğ- rusu, hattâ harıkulâde bir adam.. Antonin hafif bir aksi sada gibi mırıldanarak tekrar etti: — Harıkulöde bir adam!, Iri Pol'un peşinde Raul ile noter Odijan'ın görüş- meleri kısa oldu.. Noter tamamen lüzumsuz bir kaç sual sordu. Raol vakur ve kat'i cevaplarla mukabe- le etti, Sonra noter bir takım kır- tasi işler yaptı.. Raul imzaladı: Sonra otomobiline binerek Vişiye gitti, Yemek yedi. Saat on bire doğru, Volnik şatosuna döndü... Şatonun etrafını tetkik etmişti. U- 2 İTBİ erkek karısının mek- plarını açabilir mi Suale Istanbullulardan bazıları h t cevap veriyor ve çünkü ayat değişmiştir, diyorlar di 4 e o Mİ Dak Yy esasan 044 mes ammmmeaaaae Eee Ame, İmeliyiz |. | ... eeaesenerasen vansemameitessesessemeressssmsanssk. Küçük çocuklara gıda Memeden kesilen çocukların gıdası meselesi pek mühimdir. Küçük çocukların yüzde doksanı bu anlarında (bağırsak) hastalrk- ları geçirirler. Bu yüzden de ço- cuk vefiyatı pek ziyade olur, He- nüz yürümiyen küçüklere, yemek yedirmek tehlikelidir, Ekser va- lideler bu hususa dikkat etmezler. Onların zuumlarınca, çocuk yağlı özlü yerse, fayda görür, Halbuki bu nazariye bir akistir, Burada küçük çocuklar için, (tirit) ve ya &t suyu mükemmel gıda yerine ge- çecek olan sıhhi ve fenni bir u- sulden bahsediyoruz. Genç ve tec- rübesiz valideler, çocuklarını bu çorba ile besliyecek olurlarsa; ev- İ lâtlarnın sihhatine nâfi harekette bulunmuş olurlar. Miktarları 30 gramı tecavüz et- memek üzere mercimek, kuru no- hut, kuru fasulya, parçalanmış mısır buğlayı, Nemse arpasi ve bildiğimiz buğdayı bir miktar ke- mikli et ile bir litre suda ki buçuk üç saat kaynattıktan ve içine de dört buçuk, beş gram tuz atarak güzelce karıştırdıktan sonra, ço cuklarına yedirezek olurlarsa, evr lâtlarının cüz'i bir zaman zarfın- da sihhatçe fevkalâde terakki et- tiğini görmüş olurlar. Kükürt banyosu Kansız ve zayıf olanların kü- kürtlü banyolara ihtiyacı derkâr- dır. Hele şu zamanda, kesesi ve bütçesi müsaade etmiyenlerin en- dişeye kapılmalarına hiç te lüzum yoktur. Zevciniz, zayıf mıdır? | Doktorlar o kükürt kaphcâlarına gitmesini mi tavsiye ediyorlar. Merak etmeyiniz. Kolayı vardır. ! Bir adet sırlr banyo tedarik eder- İ seniz, bu mühim gaileyi evinizde başarırsınız. Banyo sırlı olmak şartile güzelce sıcak su ile doldu- runuz. İçine (100) gram (Tri sül- | für dö potasyüm) atınız. Hem kü- İ kürt kaplıcalarında banyo etmiş i olursunuz, hem de cildinizde arıza ların inkişafına mâni olmuş olur- sunuz. rem seine halledecek ve kanun ile âdetin em ri mucibince hiç bir erkek karısı- j mın mektuplarını açamıyacaktır. geçit vardı.. Fakat kayalık dim- dik yükseliyordu, ve buraya, Ra- oldan başka kimse tırmanamazdı. Raol, buradan şatonun bahçe- sine kimse görünmeden girdi ve Jorjöre'nin bağlı olduğu yere git- ti. Polis müfettişi kalıp gibi ya- tıyordu.. Raol iğildi. ve kulağına — Ben, demin size bir kaç sa- atlik bir istirahat uykusu temin et- miş olan adamım. Hâlâ uslu us- lu ve mışıl mışıl uyuduğunuzu görerek memnun oldum. Onun i- çin size jambon, peynir ve kırmızı şarap getirdim.. Diyerek Jorjöre'nin ağzından tıkacı çıkardı. Fakat polis müfet- tişi o kadar kızmıstı ki, tes-.» edeceği yerde, Raole bir sürü kü- für yağdırmıya başladı. Raol gül- mekle mukabele etti: — Mademki, dedi, karnınız aç niz ağrır.. Sizi rahatsız ettim, af edersiniz., Ve tekra tıkacı ağzma yerleş- tirdi. İpleri muayene etti, şatoya doğru yürüdü. Bahçede çıt yoktu. o Şatonun A leg Ma Yunanistanda intihap 250 meb'us intihap edilecek i Atina, (Hususi) — Siyasi fır- i kaları birbirine düşüren ve asker- İerin de işe karışmalarını icap et- tiren Meclisi Meb'usan intihaba- tın o neşrolunan emirnamelere göre 25 Eylülde yapılacağı ma- lümdur. Dahiliye Nezareti bütün neza- retlerle, valileri bir tamim ile key- | fiyetten haberdar ederek yeni Meclisi Meb'usanm 24 Teşriniev- velde içtima edeceğini bildirmiş- tir. Dahiliye Nezareti, Adliye Nes | İ zaretine gönderdiği tamimde in- | tihabatı müteakıp, mazbataların serian hazırlanması ve bundan sonra, yeniden intihap daireleri tesbiti hususunda vukubulacak müracaatların nazarı itibara alın- İ mamasını, muamelelerin intihaba | ! ta başlandığı için durdurulmasını istemiştir. Bu emirnamelerden birine gö- re intihap dairelerin sabah sa- at 7,17 de açılacak öğleden sonra saat 1,15 de kapanarak reylerin sayılmasına başlanacaktır. Meclisi Meb'usan âzalarının in- tihabı gününde intihabat katalok- | larının üçüncü sırasında bazı şe hirlerde de 30 âyan âzası intihap olunacaktır. Ayan âzası intihap edecek dairelerin isimleri ve inti- hap eyliyecekleri âza adetleri şun- lardır: Selânik dairesi 7, Mesina daire- si 4, Yenişehir dairesi 4, Etoliyas dairesi 3, Korent dairesi 3, Kava- la dairesi 2, Trakya (Odairesi 2, Hanya dairesi 2, Sakız dairesi 1, Zakintos dairesi 1, Selânik Muse- vi cemaati 1, Diğer bir emirname ile bütün Yunanistanda yapılacak Meclisi Meb'usan intihabatında 250 meb- us” intihap olunacaktır. Bu meb'- usların cetveli de dairelerin nü- fuslarma göre şu suretle tertip o- İunmuştur: Atina 22, Pirea 12, Atiki 8 Fo- kidos 8, Eveyas 6, Korent6, Ar- kadya 6, Lakonias 6, Mesinas 10, Ahayas 7, Epiyas 5, Akarnanias 9, Zakintos 1, Kefalonias 3, Kor- fo 4, Yanya 7, Prevze 5, Yenişe- hir 11, Tırhala 8, Kozana 7, Se- lânik 15, Karaferye 4, Halkidik 2, Vodine 4, Filorine 5, Serez 7, Sikladyon 5, : Limni 6, Sisam 3, | Sakız 3, Hanya 4, Kandiye 5, La» rünmiyordu. Raol, gündüzden ta- sarladığı bir yerden, bir merdiven sırtlıyarak, Markinin uyuduğu ©- danın penceresine dayadı, çıktı... Yaz gecesi olduğu için pencere- İer kâmilen açıktı, Binaenaleyh i- çeriye kolayca girmek kabildi ve Raol tereddüt etmedi. Marki uyuyordu. Muntazam bir surette nefes alışı bunu ispat edi- yordu. Raol'cep fenerini çıkara- rak yaktı ve karyolanın ayak ucun İda, Markinin elbiselerinin asılı olduğunu gördü. Ceketin cebinden cüzdanı çıka» ran Raol, içinde, Antenin'in an- nesinin Markiye yazdığı mektubu bulmuştu. Esasen aradığı da bu | idi. Okudu, ve içinden : / — Tam düşündüğüm gibi, de- idi, bu zavallı kadın da vaktile i Markinin sayısız metereslerinden z1.... Tamam! Raol her şeyi yerli yerine bırak- tıktan sonra odadan çıkıp indi. Bu sefer üç pencere öteye, merdiveni dayadı. Burası genç kızın odasıydı.. “Raol aya kolüylkla odaya gir ' wileri 2, ve Trakya şit 3 Retmo 3, Dedeağaç 4, Gü- milcine 4, Drama 4, Kavala 5. Bunlardan başka nüfusları na- zarı itibara alınmıyarak kanunu - mahsus mucibince İdra Adası 3, Speçya 2, İpsara 2, Selânik Muse- Türkleri 4 meb'us intihap eyliyeceklerdir. .».. . Gazeteler Dahiliye Nezaretinin muhtelif mahallerdeki asayiş kuv vetleri kumandanlarınm (Polis ve jandarma) tahvil ve tebdilleri hakkında ihzar eylediği listeyi neşretmekte ve bu şeklin, memle- ket için eski sistemlere rücuu gös“ teren bir adım olduğunu yazarak Dahiliye Nazırı Mösyö Çrimoko- sa hücum etmektedirler. Daima buhranlı (o zamanlarda i Adliye ve Dahiliye Nezaretlerin- den birini deruhte ve idare eden | den herhangi bir tebdil ve tahvi- lin yapılmaması lâzım geldiği, fa- kat nazırın, komisyonun bu salâ- hiyetini nezederek kendi reyile ha i reket eylediği yazılmaktadır. # İntihabat başlamıştır, Dahiliye Nezareti bu işlerin vazife itibari- le âmiridir ve lüzum gördüğü e- mirleri neşreylemektedir. Bir yeni emirle memurlara inti- habat müddetince mezuniyet ve- rilmemesi ve mezun olanların da vazifeleri başına avdetleri isten- mektedir. Siyasi fırkalar bu arada mahal- lelerde nümayiş merkezleri teşki- line başlamışlar ve Mangorofor namı verilen adamlarını faaliye- te getirmişlerdir. Mangorofor de- La mek, eli sopalı, beli kamalı, başı dumanlı, her dem çatmağa. vur- maya, kırmaya, dövmeğe ve dö- vülmeğe âmade serden geçti de mektir, Bunlar, mensup oldukları fırka hesabına kabadayılık yapmakta ve muayyen bir yevmiye aldıktan başka, iaşeleri de temin olunmak» tadır. Bunların en çok iltifat ettikleri şey Kokoreç ve Reçine namı veri- len bir nevi şaraptır. Bunlara faz- la inhimâk gösteren bir çok işsiz olduğundan fırkaların Mangoro- for kadroları şimdiden dolmuş gi» bidir. miş ve lâmbasını yakmıştı, Hafif ışığın altında, genç kız sarı saçla ri perişan, yüzü duvara dönük u- yuyordu. Raol bir dakika bekledi. Bir da- - kika daha bekledi.. Bir üçüncü dakika daha, Niçin kıpırdamı- yordu?. Niçin genç kızın müdafa- asız bir vaziyette yattığı bu yata- ğa doğru ilerlemiyordu?. Geçen akşam, Markinin yazıhanesinde onun, kollarının arasmda bir an kendinden geçtiğini, elini avuçla- rına terkettiğini hatırlamıyor miy- d?. Niçin fırsattan istifade etmi- yordu?, Gündüzkü heyecanlı müs manaatine rağmen Antonin'in ar» tık mümanaat etmiyeceğine emin değil miydi?, Raol daha fazla beklemedi. Ge- ri dönerek merdivenden indi ve şatodan çıktı. — Vay, vay, vay.. diye söylen- di, insan bazan kendini kurnaz zannediyor amma, bir armuttan farkı olmıyor. Meselâ fakir kulu- nuz.. Öyle değil miya?. İstesey- dim, elimdeydi. Fakat mesele şu ki insan her zaman istemek iste- yemiyor, (Devamı var).