| gelmiş olan bir | e | uteri celbi hususunda sine- Mü Programlarının ne kadar | eng bir rol oynadıkları ma- ya İtiraf edelim ki, pro- tertibinde ekseri sinema- iz çok acemice ve isabet- © hareket etmektedirler: şa bir dram verirken si- müdürlerimiz İngilizce ve- b myolca bir “short,, gös- pekten çekinmiyorlar. Ül, stzça anlıyan ve Fransızça görmek ve işitmek için müşteri nasıl seyredebilir ? dagi 7k eski sade Almanya Ğ indeki vukuâtı gösteren bir eadis filmini görür? i M2 sinemalarımız da dram vi, Zamanki metrajından kısa “ğu vakit üst üste iki short Ya Ayrıca havadis gazetesi veri- Tar ya tün bu yanlış ve acemi ha- ia etlere ih Mena Ya yöllizce bir filmi pe Awupa © sinemalarının Oütâmlarım tatbik etmekten 3 çare yoktur. i, “iste “Olympia,, sinemasının K paftahık programını gözden | elim: “ln; K Rün Küçük çıko'atacı kız. ti ede: Rüyalar memleke- ©, balet, Vaz sabne Andre Wi Başlangıçta ve perde ara- ağı Olympia orkestrası tara- n konser, Tük, aoünt sinemasının prog- Fi ilm; Mösyö Alber, Noel Noel abnede Mangan "21, balet, #râmount orkestrası ve Pa- dani Jurnal, ne sinemaları ile aynı za- Böle en büyük filmleri Miz me yarışan sinemaları- İm onların programlarını maa Tillers'in ii nihayet vermek için | “ değildir. Greta Göröonün benzeri Marjörli Bodkört — taklit etmiyorlar? Muzikacıların bu ucuzluğunda bir orkestra te- min etmek o kadar müşkü bir şey midir? Meydana kolay kolay çıkmıyacak bir mesele kalıyor: Balet. Geçen sene Darülbedayide az zamanda alınan neticeler hiç te fena değildi. Bu sene bilbassa Ipekçi Kardeşlerin elinde bulun- maz bir fırsat var: Filmleri için teşkil ettikleri -bale heyeti pekâlâ sabnede de kullanılabilir. Meselâ; Melek sinemasının sahnesi böyle ufak temsillere fazlasile müsaittir. Opümüzdeki sene başında Ipek- çi Kardeşlere geçecek olan Ope- ra sinemasının sahnesi.de keza öyle. Böyle bir teşebbüste bulunur- larsu İpekçi kardeşler Türk si- nemacılık sanayiinde yaptıkları inkilâbı Türk sahnesinde de ya- ratmış olacaklardır. Ve hiç ol- mazsa bir müddet için piyasada rakipsiz kalacaklardır. Fransızlar bu çeşit program» lara pek haklı olarak tam tema- şa ismini veriyorlar. Kazanılacak muvaffakıyet karşısında sarfedi- lecek maddi ve manevi gayret herhalde çok az olacaktır, Önü- müzdeki sene Ipekçi kardeşler» * den tam temaşa istiyoruz. Ve haklı olarak, zannediyoruz ki, bu arzumuz İpekçi kardeşler için yapılamıyacak (obir Bu sayede müstakbel varyete artistlerimiz yetişecek, her biri başımıza ayrı bir belâ kesilen ecnebi san'atkârlarının memleke- te girmesinin öhü kendiliğinden alınmış olacaktır, E.U. Senaryo kursu talebesinden A. Fuat Bir yıldız Bilmem Nalbant oğlu Hıfzı fedakâlık aa: Glorya Svansonun benzöri Sârah Budart mA mani Raca'nın Oğlu Ramon Novarroyu, bu sefer, Madge Evans isimli nefis bir sa- rışınla beraber “Kerim, racanın oğlu,, isimli bir filmde görece- ğiz. Ramon Novarro bu eserde bir kabile reisidir ve düşman- larının elinden kaçabilmek için kendini çok tehlikeli bir vaziye- te sokarak, topreğa diri diri gömmektedir, Novarro, evvelâ yarım metre derinlikte bir çukura gömülüyer, sonra, nefes alabilmek için kü- çük bir borunun bir ucunu ağ- zwa ko uyor, bir ucunuda top- rağın satbından bir iki santim üstüne çıkarıyor. Kendisine bu usulü tavsiye eden bir fakir de dışarıda bulu- nan borunun yanına oturup ni- Beyi tanımıyan varmıdır. Anka» | ranın en şişmanı olan bu zat geçenlerde, Ankarada bir müna- İ| | sebetle filme alınmış. Kendisini, geçen gün, İzmire Gazi heykeli- nin küşadında bazır bulunmıya giden heyeti teşyi ettiği esnada gördük ve sorduk: — Evet, dedi, filmimizi aldılar ve gayrık biz de yıldız olduk. Ve gülerek ilâve etti: — Hem de dübbü ekber! .. Moris ŞUVAIyE., yaz vaziyetinde onun düşmanlarını savıyor. Novarro bu sahneden bahse- derken : — Hayatımda, diyor, bu ka- dar korktuğumu batırlamıyorüni, Her geçen an, toprak altında boğulup öleceğim diye endişe ediyordum. Demir Kapı Üçüncü defa olarak, Amerika hapisanelerinden birinde isyan çıkıyor. Bu hadise, düşündürücü bir hadisedir. Eğer dikkatle tetkik edecek olursak, Amerika kanunlarının “Sa içeri, ya dışarı,, der gibi hareket ettiklerini görürüz. Çün- kü bu kanun bükümlerine naza- tın İdam cezası müstesna ver- «lerinizi veremezseniz memle- «etten dışarıya, bir kabahat iş- lerseniz hapisaneden içeriye atı- lırsınız. Kapısında bir hürriyet heykeli dikili olan bu memlekette, ser- beslik şüphesiz çok kıymetli bir şeydir. Esasen bu memleket halkının ecdadı hürriyet için çarpışmadı- lar mı? İşte bu sebeple olsa gerek ki bu adamların ahfadı da, zaman zaman hürriyet için çarpışiyorlar galiba! Bunları söylemekten maksat şudur ki “Demir kapı, isimli bir film yapılmıştır, ve bu film, Amerika (o hapisanelerinin içini gösteriyor. Doğrusu insan, bu hayatı görünce, içerde isyan edenlere hak vereceği geliyor. Orada her şey demirdendir: Yataklar, merdivenler ve nizam- ar. Höcereler birer mezar gibi karanlıktır, her şey gayri tabiidir. Yer yoktur, fazla mahpus vardır, kazara hapise girmiş sakin insan- lar en azılı şerirlerle yanyanadır, gardiyanlar en küçük bir hareket hissettiler mi derhal silâblarını üzerinize çevirirler , Bu filmi gidip görmek meşhur Dante ile beraber cehenneme inip gezmek gibi bir şeydir ve o zaman hürriyetin tadını anlar- sınız. Hele sizin de dışarda, filmde olduğu gibi bir bekliyeniniz varsa, hürriyetin saadetine payan olmaz. bekliyor ve 7 — VAKITA Ağustor 1932 —— Hayatta gülmemek, biraz da ölmek demektir. Stan Lorel ile Oliver Hardiyi hepimiz tanırız. Onları küçük filmlerde görmüş- tük. “Kile altında,, ku iki ko- mik arkadaşın ilk büyük filmle- ridir. Bu filmi oan'atmya kal kışmak delilik o'ur. Yalnız şunu söyliyelim ki, filmi seyreden ge- be bir kadın, o kadar gülmüş- tür ki, orada, sinemada hemen- cecik bir çocuk doğurmuştur. Işin güzel tarafı, çocuğun da gülerek dünyaya gelişidir. Halis kan Hiç hatırlarmısınız, bilmiyoruz, fakat güzel bir filmden çıkan balka dikkat ederseniz, hörkesin :İ yüzünde memnuniyeti canlanmış bir şekilde görmek kabildir. işte “Halis Kan,, isimli film, bu cins filmlerdendir, hatta daha ileri giderek söyliyeceğiz ki, bu film halkın kendini tutamayıp zaman zaman alkışladığı nadir eserlerdendir. “Halis Kan,, bir yarış atının hayatin: takip eden bir ana hatta sahiptir, ve Kentukkide bir Derbi yarışinı muhtelif (o zaviyelerden alarak, kendisini kismen Ben Hur'a kıyas ettirmiştir. lasan bu filmi görüp çıkarken ciğerleri temiz bir hava ile dol muş gibi bir his duymaktadır. Arsen Lüpen Bu meşhur: centilmen hırsızı nibayet sinemada görebileceğiz. Bu film de Lüpen bir Kon- tese aşık oluyor ve binbir ma- cera yaşıyor. Kontes rolünü, ilk defa olarak perde de göreceği- miz Karen Marley isimli yeni bir yıldız emsalsiz bir şekilde oynamaktadır. Lüpen rolünü ise Jon Barri- mor oynamaktadır. Bü artistin kıymetli kardeşi Lionel Barrimor ise polis bafiyesi rolünü yapıyor. İki kardeşi bu suretle ilk defa bâraber görüyoruz.