İstanbul 5 gezintileri : ıragonlar plâjına gittiniz mi ? Venedik kaç para eder buranın yanında ! “ Hem buranin nazenin sandalları, Venediğin şişman gondollarından dâha zariftir ,, Yenikapı — Sâmiatya suaillerinden muhtelif “görünüşler | | | | lammaranın karşı sahilindeki te, Ye, Caddebostanı plâjları Yi; a Pazar insanla kum gi- ni iv Yor, beri sahildeki Flâr- Müneyy ter yerinden bir nü- Ve il, Niş. Fakat o unutulmasın Miyenler bilsinler ki şirin İn, ranm beri sahilinde, kala dk, etinden Suadiyeya, Cad Say ,Suma, Floryaya taş çıka- ile $ ME yar dak aya arası. değ, Silarının dıragonlar plâjı ti bu yer, akşamları, hele Diy, akşamları cidden görül- ine kolay ko- var: Kumkapı n ir yerdir. Hazin boyundaki. kahveler ala, SAF duvar dipleri, boş ar- A yalık araları o,» dolu olduğu gibi denizin Ve Le de Bing ak gibi çıplak insan yığı- geçilmez. hi, SAnbuldaki yetmiş mahalle Rna daha sabahın dokur Ak, PU sahile dökülür ve ta bu di Ortalık kararıncaya kadar tüp gı sonlar plâjında hiç dur kâmilen | görçöp ve yosun dolu viraneleri- sandal bollüğundan | YA day Shmeden ördek gibi su | > Şikar, Ve tag bilin asıl tadı mehtaplı ML elerdedir. Böyle ge- iki gülüş ie phaz galtekç mi? Gene mi Vak «başla herif de canım: sikme - Na de dı, Henı soğuk bir adam, ta Ayni lida maksadı bizimki - ihe ,j,“Stelik biz maksadımı - ley Sunu bilmiyoruz, o, bi| Muz *© konuştuklarını duy - N Hayır, iş len bir Z; z / şev ymm mi ümdu. Ne diye beni ya bilmem Saat beşe ka il, ,Saktım, sonra da gidip yö tçecektim. aul telefonu kapat - kayi, uykusu da kaç» ktan kalkmadan bir | ipi Dumanlarını birer ij ç sAvurmıya bağladı. biz geçe olruuştu. “1 $ kapının zili çaldı * Dencerenin arasın » 2 U © z EE EE a , £ # | Venedik olur sanki? Hem bura- | ü kadın! Arsen Lüpenin yeni bir macerası celerde bakarsınız ki, Kumkapı | ile Samatya arası tam manasile | bir hayi huy, bir eğlence, bir | cümbüş yeridir. Denizin üzerin- de mandolin mi istersiniz, kitara | mı, ut mu, armonik mi, klârnet mi, şarkı mı, gazel mi, alaalahey mi? Gırladır. Zaten her tarafı biribirinden güzel olan cici Marmaranın bu harap ; sahilleri, . belki, o yıkık | duvarları, o tozlu sokakları, 6 | le gündüzün -biraz insanın gözü- ne batar; fakat mehtaplı yaz ge- celerinde sahilin bütün bu çirkin- likleri tatlr ve hafif bir loşlukla peçelenip de ortada sade, yer yer yakamozlu, kümüsü deniz ve | bu denizin üzerinde gene 'ver yer saz seslerile neşeli çıvrltılar | kalınca, hani ya yok mu 5 za- | man, insanın bu manzaraya kar- | şı hayatı gider de bayatı kalır. Yenikapı sahillerinin bu meh- tap âlemleri için oranın yerlile- rinden kahveci Agop efendi di- yor ki: — Venedik kaç para “eder ki buranın yanında! Buradan iyi nın nazenin sandalları Venedi - ğin şişman gondollarından daha | Ziğardiği kız, elinde bir mektup, Yazan: Moris Löblan Tefrika No:6 dan bir levha kayarak açıldı. Her halde bu levha, kapımın ziline e lektrikle bağlıydı ve kapı çalının”; ca yerinden kayıyordu. Levhanın arkasında, dört köşe bir ayna var dı, ve bu aynanın işinde, tıpkı sis! hema perdesindeymiş gibi güzel | ve sarışın bir genç kızın başı gö- rünüyordu. | Mösyö Raul: | — Aman ne güzel kız. İ Diyerek yerinden sıçramıştır. Bir saniye daha kıza baktı. Tanı-| mıyordu. Bir düğmeye © basarak levhayı yerine getirdi. Sonra, bir! aynaya döndü. Aynadan, o oluz| beş yaşlarında, yakısıklı, gayet tel miz ve şık giyinmiş bir genç akse-| diyordu. Her halde böyle bir deli) kanlı, güzel bir kızı evine kabul edebilirdi. Hemen kapiya ilerledi, actı, İ cüp etmeyiniz, bu sene Yenika- | İ vul bekliyordu: zariftir. Hele şu afacana bak, he 1e şu kuş tutana bak, hele şu Ay- | ten hanıma bak, hele şu Denizkı zı Viktoryaya bak! Bunlardaki zarafet kendilerini. zarif sanan bir çok hanımlarda bile yoktur. Agop efendinin bu saydığı isim ler, hep sandal ismiydi. Taac- | l pı, Samatya, ve Kumkapı sahil. | lerindeki bütün sandallara böyle | isimler koymuşlar ve bu isimleri rengârenk boyalarla sandalların başlarma yazmışlar: Afacan, Hosgör, <Kuştutan, Dede, Ayten, Sevim. Marmara, Denizkızı Viktorya, Toy, Kudret, Coşkun, Ceylân, Nazlı, Gelinha» nim, Aşık, Deli oğlan.. Ne güzel isimler değil mi? Bunlardan coş | kun için diyorlar kis | — Hakikaten sahibi gibi coş- kundur. Pupasını buldu rauydu, | alimallah bir buçuk saat sonra | Çamlimanındadır. limanındadır. Ekseri cuma gürler, öğleden | evvel henüz müşteri yokken bu | sandalların sahipleri kendi arala» rında kahvesine, çayına, karpu- zuna, kaysı ve visne şerbetine bahse tutuşarak yelken yarışına çıkarlar ve akıntıya yakın bir ayaklarının dibinde küçük bir ba — Ne istiyorsunuz madam ?.. Genç kız yavaş bir sesle tas - hih etti: — Matmazel!.. — Pardon, malmazel., Ne isti-| yorsunuz? © — Marki d'Erlemont'un apar- tımanı burası mi? | Mösyö Raul vaziyeti o derhal anlamıştı. Hemen yerdeki küçük bavulu alarak: | — Buyurunuz matmazel, be - nim! Genç kız loş koridordan geçip de salonun kapısına gelince dur -| muştu: — Fakat bana markinin ihti »| yar olduğunu söylemişlerdi mö yö. -- Evet. Ben oğlay'ım, Raul gayet soğuk © kanlılıkla konuşuyordu. Maamafih genç kız gene itiraz etti: — Markinin çocuğu © yoktur| ki., — Sahi yok mu? Ne zararı) 5 . VAKIT 31 Temmuz 19327 — İ Istanbul Belediyesi ilânları Galatada Karaköy caddesinde Kiralık dükkânlar Galatada Karaköy caddesinde 7/10 N, dükkân ve üç oda te minat akçesi 384 lira. Galatada Karaköy caddesinde | 225 lira, Yukarda yazılı dükkânlar bir seneden üç seneye kadar pa“ zarbkla kiraya verilecektir. Talip o'anlar pazarlığa girmek için hizalarında yazılı teminat makbuz veya mektubu ile 1-8-932 pas zartesi günü saat on beşe kadar melidirler, (3688) Istanbul San'atlar mektebinde mevcut tahminen iki ton mik- tannda hurufat ve litoğraf makinelerile transport tezgâhı satıl- mak üzere açik müzayedeye konulmuştur. Talip olanlar şeraiti anlamak üzere her gün levazım müdürlüğüne müzayedeye gir- mek içinde 30liralık teminat makbuz veya mektubu ile 22.8-932 pazartesi günü saat on beşe kadar daimi encümene müracaat etmelidirler. - (3724) inhisarlar umumi Müdürlüğünden: 1 — Bandırmadaki Idarehanemiz bahçesinin mubit dıvarları üzerine, resmi ve şartnamesi mucibinde, takılacak tel kafesler Istanbulda imal edilerek Bandırmayâ sevk ve yerlerine takılması ciheti pâzarlıkla bir ehline ibale olunacaktır. Taliplerin © 7,5 teminatlarını hamilen 11-8-932 Perşembe günü saat 14 1-2 da Galatada Mübayaa komisyonuna muracaatlar. (3667) | Devlet Demiryolları ilânları İ Bir sene zarfında Derince limanına gelecek malzemenin Tah- mil ve tahliyesinin kapalı zarfla münakasası Ankarada Idare merkezinde 20 Ağustos 923 cumartesi günü saat 15 yapılacak- tır. Tafsilât Ankara ve Haydarpaşa veznelerinde beşer liraya satılmakta olan şartnamelerde yazılıdır. (3678) Deniz levazım Satınalma Komisyonundan: 600 Ton Kazan Mayi Mahruku: Kapuh zarfla münakasas 8 Ağustos 932 pazartesi günü saat 14 te, 50 Ton Dizel Mayi Mabruku: Açık münakasa ile 8 Ağustos 932 pazartesi günü saat 15 te. Deniz: Kuvvetleri iht için yukarda cins ve miktarı yanlı malzemenin hizalarındaki tarihlerde münakasaları icra kılınaca- ğından şartnamelerini görmek istiyenlerin hergün ve münakasa- ya iştirak edeceklerin Istanbul defterdarlığı veznesine muvakkat teminatlarını yatnarak alacakları makbuz ilmühaberi ile birlikte wünakasa gün ve saatinde Kasımpaşada Deniz levazım satınal- ma komisyonuna müracaatları. (3351) 16 N. dükkân: Teminat daimi encümene müracaat ets ws Üsküdar Amerikan Kız Lisesi Mektep Eylülün 15 inci Perşembe günü açılacaktır. Kayıt ve kabul için Ağustostan itibare SALI ve CUMA günleri müdüriyete müracaat edilmelidir. yerden sahile doğru safı harp | rinci odur. Geç haydi sen de, nizamına geçmiş küçük ve bem- | Marmara kumluğa düşecek, bi- beyaz bir filo gibi süzülürler. | rinciliği Denizkızı alıyor. O zaman, siz sahildeki telâş, | © Bir tarafta bu heyecan ve ko- heyecan ve münakaşaları görün: i Muşmalar devam ederken öte ta» — Ha Coşkun göreyim seni.. | rafta denizin üzerini çıplak bi- Ha Ayten göster kendini. Ha | rer insan yavrusu meşherine dön Ceylân atla ileriye.. Toy niçin | düren çocuklar el çıtparak va- bucalıyor ya? Afacanın düme - | veylâyı koparır ve'nihayet gari. ninde kim vardır, acemidir ne- | şa çıkan sandallar birer birer İn dir? Marmara hepsini atladı, bi- (Lütfen sayfayı çeviriniz) var. Ben markiyi vakıa şahsen ta nımıyorum âma, kendisile gıyaben gayet iyi münasebetteyiz. Bunları söylerken Raul genç kızı mahirane bir hareketle salo- na alıp kapıyı kapamıştı. o Genç| kız: — O halde yanlış gelmişim mös| yö, dedi, müsaade ediniz de çıkasl yım. — Evet matmazel yanlış gel - mişsiniz. Fakat bu bir saniye ne -| feş almanıza müni değildir divenler pek diktir, oturunuz rahat ediniz. Raul o kadar rahat, o kadar emniyet verici ve ayni zamanda sevimli bir tarzda barsket ediyor du ki, genç kız, salondan e: çalışmakla beraber, gülü mekten kendini alamadı tam bu esnada kapının mış, ve deminki levha yerinden! kayarak, melon şapkalı, khiyıklı! nalet ve ters bir simayı aksettir -| mişli. Raul: — Vay, dedi, polis!.. ne istiyor? isti Ace bal | remez, ve üç dakika « Duvarda gördüğü bu acaip ba şın tesirile de şaşıran genç kız: artık yalvarıyordu: — Rica ederim mösyö, bırakı- nız da gideyim. — Fakat bu başmüfettiş Jor » jöredir, nalet bir adamdır. Pek i- yi tanırım. Sizi burada örmeme” si lâzım ve görmiyecektir, — Beni bürada görüp görme mesi müsavidir, sadece bırakınız da gideyim. , “Olmaz matmazel, aleyhi » mizde fena bir fikir edinilmesine kat'iyyen razı değilim, Neden fena bir fikir besli Ğ yecek Siz şurada o « matmazel, olmaz akat lâzım. ne yapalım? Raul gülüyordu.” © — Madem ki 6 halde hiç kıpırd « öyle dama mı?.. istemiyorsunuz, şu koltuğa oturunüz ve amaymız. Sizi kimse gö V sonra emin o lunuz ki sörbest olacaksınız, (Devam edecek)