— 4 — VAKIT 29 Temmuz 1932 — | Adiiye Haberleri Bir cinayet davası bitti Müddei umumi iki suçlunun cezalan- dırılmasını İstedi Ağır ceza mahkemesi Muharrem isminde birini öldür- mekten suçlu Hasanın ve Ha- pm birlikte Necati isminde bir | rini yaralamaktan suçlu Ha- ilin muhakemelerine devam et- miştir. Dünkü celsede tahkikat bitmiş ve iddia makami iddiasını sedetmişti. Müddeiumumiye gö- | re, cinayet gününe takaddüm eden bir hadise vardır: Maktul Mubarrem bisikletçidir. Bir gün, Emin isminde bir çocuğa bisık- letlerinden birini o kiralamıştır. Çocuk, bisikleti muayyen wüt- detten çok sonra getirmiş bu suretle bir mübazaanın çıkmasına sebebiyet vermiştir. Muharrem çocuğu hırpalamıya başlamıştır. Bu sırada orada bulunan Necati Efendinin gönlü, çocuğun hırpa- İanışına riza göstermemiş, müna- zaaya karışarak kavgayı berlaraf etmek istemiştir. Gene tam bu sırada Halil çi- ka gelmiş ve müdahale etmiştir. Bu defa; Muharremle Emin çocu- ğun mücadelesinin ber taraf edilmesine mukabil Necati ile Halil tutuşmuşlardır. Fakat etra- fta bulunanlar hadisenin . büyü- mesine mani olmuşlar, iki kav- gacıyı yatıştırmışla:dır. Cinayete takaddüm eden ilk vak'a işte budur, Çinayete gelince... 1931 senesi birinci Teşrininin 18 inci gecesi Halil, arkadaşı Hasanla birlikte Pangaltı tiyat- rosundan çıkıyorlar. Gece saat yirmi dörtk, evlerine gitmekte- dirler. Gene üybı saalta, bir gün evvel Halille tutuşma Necati arkadaşı Salahattin, ve bisikletçi Muharremle tiyatrudan dönüyor- Jar. Şişli Osman Bey caddesinde rastlaşıyor. Bir gün evvelki mü- Dazaa tazeleniyor, evvela kuyu kuyu sövüşülüyor. Sonra, birden iki taraf ayrılıyor ve cephe alıyor : 1 — Necatı, Muharrem, Sa- lahattin partisi. 2 — Halil, Hasan partisi, Bıçaklar çekiliyor, Halilin elin- de iki tarafı keskin bir kama vardır. Hasan, cebinden çıkardığı sustalı çakısını açmıştır. Hatta, eli kaymasın diye, çakısının sa- pını mendilile sarmıştır. Iki târef birbirine saldırıyor. Çok geçmeden feci netice: Mu- barrem, mulitelif mahallerinden olmak üzere altı yara alıyor, Necati, boynundan vuruluyor. Iki insan, inliyerek kaldırımlara yıkılıyorlar. Feryatlara (Zabıta kuvvetleri yetişiyor. Iki yaralı Etfal hastanesine kaldırılıyor. Yarası ağır olan Muharrem çok geçmeden hastanede ölü- yor, fakat, son nefesini verme- den evvel de, zabıtaya kendini vuranı ihbar ediyor: “Beni vu- ran Hasandır!,, Iddia makamı kat'i surette hükmünü vermiştir : Kâtil, Ha- sandır. Halil, kavgaya dabil ol- muştur. Ve Hasanla iştirak etmiş, müstakil faili belli olmı- yarak Necatinin yirmi gün hasta yatmasını mucip olacak şekilde yaralanmasına sebep olmuştur. Iddia makamının bu kanaat- lerini o kuvvetlendiren ( delilleri vardır : 1— Suçlu Hasan, katil filini ika ettiğini ikrar etmişti, dün, İ 2— Hukuku amme şahitlerin- den Ismail ve Ibrahim efendiler, maznun Hasanı, elinde sustalı çakile maktul Maharreme vurur- ken gördüklerini söylemişlerdir. 3— Nihayet Muharrem Ef. hastahanede ö'ürken “beni vuran Hasandır!,, demiştir. Muharremin ölümüne sebep olan bıçak, Halilin bıçağı olamaz. Morg raporu tesbit etmiştir: Maktulü ö'düren yaralar tek yüzlü bir bıçak yaralarıdır. Bu İ tek yüzlü bıçaksa Hasanin kul- landığı sustalı çakıdır. Zaten hadise esnasında Halil iki yüzlü kama kullanmıştır. Necati Efendinin yarasının maz- nunlardan hangisi tarafından ya- pıldığınm tesbitine imkân bu'u- namamıştır. Faili müstakil belli olmadığı için bu fiil her iki maz- nuna racidir, Davayı teşrih eden, iddiasını söyliyen ve delillerini sayan id- dia makamının iki suçlu hakkın- da istediği cezalar şudur: Hasan, Muherremi katlettiğin- den dolayı 448 inci madde ile, Necati Efendiyi yaraladığından dolayı, 464 üncü madde ile azal- tılmak -şartile, 456 ıncı madde- nin ikinci fıkrasile, yani bu ta- lebe göre, suçlu Hasanın 18,5 İ sene bapse mahküm edilmesi icap etmektedir. Halil, gene 463 üncü madde ile azaltılmak üzere, 456 ma maddenin ikinci fıkrasile. Bu tak- dirde Halil de 6 ay hapis yata- caktır. Muhakeme müdafaa için 25 Ağustos Perşembe gününe bıra- kılmıştır. Sabık Musul meb'u- sunu öldüren Sabık Musul meb'usu Nuri Beyi öldüren Hacının Ağırceza- da görülen muhakemesi netice- sinde 12,5 sene hapss mahküm edildiğini, bu kararın temyizce maznunun aleybine olarak bozul- duğunu, davanm nakzen görül- mesine başlandığını evvelce ha- ber vermiştik. Dün Ağuceza mabkemesi nakzen gördüğü bu davayı bitirmiş ve eski hükmün- de ısrar etmiştir. Bir elbise hırsızı hapse mah- küm edildi Lütfi Efendi isminde birinin saatini ve elbiselerini çalmaktan suçlu Hasan oğlu Sabrinin dün Ağır cezada muhakemesi görül- müştür. Mahkeme Stat hırsızlı- ğını sabit görmemiştir. Ancak elbiselerin Sabri tarafından ça- hudığı anlaşıldığından suçlunun üç ay hapis cezasile mahkümi- yetine karar verilmiştir. Sabri bü kadar müddet de emniyeti umumiye nezareti altında bulun- durulacaktır. Merziftonda kamyon i Soyan şakiler Yakalandı Merzifon — Ayın 21 inci günü akşamı Havzadan buraya bhare- ket eden dört kamyon yolda ba- zı haydutlar tarafından durdu- rulmuş, aşağı indirilen yolcularda bulunan paralar alınmıştır. Yi nız şoför Hasan Ef. cebindeki 280 lirayı haydutlar görmeden arkadaki sepete atıvermiş, bu suretle parasını kurtarmıştır. Şa- kilerden birkaçı hadiseden sonra jandarma tarafından yakalan- mıştır, MEMLEKETTE— -— ————— VARIT Samsun Vilâyet Bütçesinde Azamitasarrufyapıldı Samsun hususi muhabirimizden:; Beş ay evvelki adi içtimaıda 1932 bütçesini yaparak dağılan vilâyet umumi meclisi geçenler- de yeni vali Mustafa Arif bey ta rafından fevkalâde içtimaa da - vet edildi. Evvelki içtimada üç senelik tahsilâtın vasati haddine göre bir bütçe yapılmıştı, Bu esasla yapılmış bir bütçenin tatbik sa- hasmda doğuracağı omüşkülleri nazarı dikkate alan yeni vali, es- babı mucibe serdile bütçenin tas- dik edilmesini istemiş bir taraf- tan da tahsil imkânmı, tediye ka | biliyetile O uygunlastıran esasla” rın tetkikine başlamıştı. Bu esas üzerinde fevkalâde içtimamı yapan umumi meclis, her şeyden evvel Samsun idarei hususiyesini borçlu © vaziyetten kurtarmıya karar vermiş, resmi müessesat hariç olduğu halde sırf şahıslara olan 115 bin lira borcun tediyesi imkânını düşün- müştür. Yeni bütçe 1931 senesi tahsi- lâtını esas ittihaz ettiği cihetle bu borcun sene içinde ödenmesi mümkündür. Yeni bütçenin yekünu 509 bin liradır. Bunun 178003 lirası maa” rife, 62324 lirası sıhhat ve içti- mai muavenete, 9651 lirası ziraat ve baytariye; 137421 lirası nafi- aya, 65 bin küsur lirası fevkalâ- deye ve 115 bin lirası o hususi borçlara tahsis edilmiştir.. Bu ; suretle tevzin edilen bütçenin masraf kısımlarında bir hayli tasarruflar yapılmıstır. e Ezçüm- le maariften bir müfettiş, on beş muallim, üç kâtip, ziraat ve bay“ tariden üç ziraat memuru, sıhhat ve içtimai muavenetten 6 hasta bakıcı, hususi muhasebeden 3 memur açığa çıkarılmıştır. Başmuallimlerin makam tah sisatları asgari hadde indirilmiş ve kendilerine sınıf verilmek su- retile mekteplerinden birer mu- allim açıkta bırakılmıştır. Alâka İ darlar bu şekilde mektep idare- sinde müşkülât çekileceğini söy- lemektedir. Yeni valinin meclisteki kuv- vetli beyanatına göre ( bülçeye borç karşılığı olarak konan 115 bin lira gelecek sene bütçesinde bir çok köylerde mektep açılma" sını temin edecektir. Zübeyroglu Fuat ——— Doğum Burhanettin matbaası sabibi Burhanettin Beyin bir kız çocu- ğu dünyaya gelmiş ve Nevzada Fatma Nimet ismi verilmiştir. Uzun ve güzel bir ömür temen- ni ederiz. Spor hareketleri Tebliğ Istanbul, 28 'A.A) — Türk Atletizm Federasyonundan teb- liğ edilmiştir: Esbabı sıhhiyesinden dolayı iki ay mezuniyet almış olan At- letizm federasyonu reisi Burha- nettin Peyin yerin? Güreş fede- rasyonu reisi Ahmet Beyin ve- kâleti T, 1, C, İttifakı merkezi umumi riyasetinden tebliğ edil- miştir. Beşiktaş takımı İzmirdo İzmir, 28 (A.A) — Davet edi- len Istanbul Beşiktâş takımı bu- gün Konya vapurile şehrimize gelmiş ve sporcular tarafından karşılanmışlardır. - mmm K 22 GOBİ ÇÖLLERİNDE 85 Fakat bu sırada Çin kâşifi Von Rihthoven bir maksle rederek Rus miralaymın asıl Lop Noru değil, fakat başks pir keşfettiğini iddia etti, Rus miralayı buna cevap vererek Çin haritalarının olduğunu, kendisi tarafından keşfolunan göle halk tara” Kara Koşun denildiğini, ve bunun eski (Lup Nor) un ayni” ğunu söyledi. Mülâzim Keslov, Lop çölünün şimalinde Kuruk deri" but Kum Deryanın kuru yataklarını keşfetmiş, bunların doğru müteveccih olduğunu görmüş, ve kum nelirine iki ©“ dan temas edebilmisti. 1593-1897 de yuptuğım seferde Koslov'un temas ettiği talardan Kum deryayı kısmen görmüş ve Rus miralayı ? valskynin bulduğu sw volunun şark kıyısını takip ederek Rihthofen tarafından beyan olunduğu veçhile şarka doğfü kol salıp salmadığını anismak istemiştim. Böyle bir kol 7 Bu kol yerine Buheyreler silsilesi gördüm ki bunlara Avull# *5 Kara göl, Tayek göl, Arka göl namları veriliyordu. Ben , gölü, eski gölün, bakayası saymıştım. Koslov bir eser neşrederek benim tahminimi yanlış mek istedi. Koslov, Kuruk Deryanın bugünkü Konçe di eski yatağı olduğunu kabul ediyor ve bunun da zamanla d Koşuma gittiğini ve Kara Koşumun eski (Lop Nor) oldu söylüyordu. Ben 1900 senesinde tekrar bu havaliye geldim. Ve deryanın alt tarafına ait bir harita yaptım, Kurukderyanın 2. ğı umumiyetle 100 metre genişliğinde ve dört beş metre de ğindedir, Onun için bütün Tarim nehrinin ve onun kolu Konçe deryanm, eski zamanlarda bu metruk nehir yataği” aktığma kanaat hâsıl ettim. Bundan sonra bütün Lop çölünün Karakoşuma kada? etmekti. Martın 28 inde çölün şimal tarafında Lon - Lon * nin harabelerini buldum. Yanımızdaki su miktarı burada 79 24 saat kalmamıza imkân verdiğinden çölü geçtik ve onun # | taraflarında asırlarca evvel kuruyan müteaddit göl yata” bulduk. Lon - Lon şehrini keşfetmek gerek coğrafya, gerek noktai nazarından büyük bir ehemmiyeti haiz olduğundan ? senesinin martında oraya tekrar avdet ettim ve evlerin bif”' kâğıt ve tahta üzerinde 150 kitabe buldum. Bunların bir #* üzerinde tarih de vardı. Bunun neticesi şehrin Lon - Lon 98” da olduğunu, ve milâdın 260 - 270 senesinde mevcut bul nu anladım. Bünun üzerine çölü #imalden cenuba taramıya başla” Ve bu suretle gö! yatağının eski vaziyetini ve derinliğini tayi” mek istedim ve bunu pek vazıh surette gördüm. Bütün çöl idi. Ve Lon - Lona yakın olan başlangıç noktasmı Karakoşu”” “zathıidan Tki warü Ködur Şakar z YK Milâdm dördüncü #8fi başladığı sırada Lon Lon hara?” Türkçeye çeviren ÖMER RIZA —43— Yızın: SVEN gi GOBİ ÇÖLLERİNDE z du. Şimalde yaşıyan Barbarlar buraya hücum etmişler ve soy Wi lardı. Lon Londe bulduğum müteaddit vesikalar, bu teh harplerden de bahsolunuyor. Bu vesikalar, Layipziğde pr r Cenordey tarafmdan tercüme olunarak basılmıştır. Lon Lo rap olduktan başka diğer yerler, kaleler, köyler de, of len zeval buldu. Çünkü hemen aynı sıralarda, yahut biraz Tarim nehrinin mecrasını değiştirmesi ve cenubu şarki ile Si ba doğru kendine bir oyl açması üzerine Lop Nor da ku! ve suyun cenup ucuna doğru intikal etmiştir. İnsanlar, hayva garba ve.cenuba doğru hicret ettiler ve suyun alındığı Y' lar gittiler. Milyonlarca balık ve sair hayvan mahvoldu. O" kupkuru kemikleri ayaklarımızın altında çatırdıyordu. yi Ölüm ve nisyan, Lon Lonun yüksek hars ve mede üzerinde bir kefen gibi duruyordu. sef Marko - Palo, Kublay Hanın sarayına gitmek üzere yi hat ettiği zaman, Lon Lon, takriben bin senedenberi uyuk! im du ve büyük Venedikli seyyah onun varlığından haberdar 9 muştı. | .i Marko - Polodan 625 sene sonra Lop çölünden seçiyor taliim beni şehrin köhne evlerine sürükledi. Buradan gEÇE yi yolu on beş asırdan fazla bir zamandanberi metrüklu. $ # üzerinde ölümün müthiş sükâtü yayılmıştı. Tun « Huang Deyi Lon arasında giden en son kervan üzerinden uzun asırlar # ti. O zamandanberi susuz çöl, olduğu gibi kaldı ve bir ki ri iltifatma mazhar olmadı. 1901 şubatında Tun Huang'ın Gy dan Lon Lona hareket ettiğim zaman on bir gün bir daml3 bulamamış, kafilem, ancak vahşi hayvanların izinden sil Kuruk Dağın eteğindeki tuzlu suyu bulmakla helâk olr kurtulmuştu. $ Fakat tam o zaman Lon Lonun basü badelmevt d hülül ettiğine kani olmuştum. Lop Nor yeniden canlan?' Dediğim oldu ve sular, eski yataklarına avdet etti. Onlarl8 ber balıklar ve su hayvanları dirildi, istep hayvanları ve ları, ağaçları ve ormanları yeniden hayat buldu. Çok gi bahar fırtmaları, milâttan asırlarca evvel olduğu gibi, ağ! tepelerinde terennüm edecek. İnsanlarm, eski mecralarına dönen sular üzerinden $* leri, bir kaç senelik işti. Bir gün basü badelmevt, bütün ibti le tahahkkuk ödecek ve yalnız 2000 senedenberi mezar ranlığında uyuyan insanlar değil, eski Lon Lon da, uykus” elemle uyandırmağa muvaffak olduğum bu kadin: şehirde den uyanacak, Yakında köyler yeniden vücut bularak balık ağları kuracak. Ben (Lon Lan) şehrine otuz sene evvel girdiğim halde ya bugün girmiş gibi hatırlıyorum. Şehrin en eski evlerin rinin kapısı açık kalmıştı. Buradan firar eden aile, yuvasi p pısını çekmiye vakit bulamamıştı. Kum fırtınaları on beş 8” fazla bu şehri dövmüş, ve buraya hiçbir insan girmem ç beş asırdan beri açık olan bu kapıdan ilk giren adam ols” na tuhaf gelmişti. SA LL iş