— 4 — VAKIT 5 Temmuz 1932 | TİCARET ve İKTİSA' e M. Kühlün ambalajı nihayet açıldı! Sebze ve meyvalardan bir Kısmı çürük çıktı. Mütehassıs, izahat verdikten sonra rapor hazırlanacak Ambalaj mütehass:sı M. Kühl ün beraberinde nümune olarak getirdiği sebze ve meyveler, dün gümrükte komisyon tarafından birer birer kontrol edilmiştir. Komisyonun tetkikalına naza- ran, mütabassısın bin bir şekilde gizlediği ambalajla muhafaza ©- dilmiş limonlardan 100 tanesin- den 8 tanesi çürük çıkmıştır. Salatalıklar ise tamamen bo- zulmuştur. Yumurtaların yüzde sekseni çürümüştür. Domatesler- le patatesler çok iyi bir şekilde durmaktadır. Elmaların da yarısı | çurüktür. M. Kühl, bugün öğle- den evvel ticaret odasına gele- rek komisyon azalarına izahat verecektir. Komisyon azaları bundan son- ra meyva ve sebzelerin vaziyeti hakkında tânzim edeceği raporu iktisat vekâletine gönderecektir. M. Kühl da birkaç güne kadar memleketine dönecektir. Ancak iktisat vekâletile ambalâj müte- hassısı arasındaki mukavele mu- cibince M. Kühl Istanbuldan Hamburga deniz tarikile avdet edecek, bu esuada yaş meyva ve sebzelerimizden bir kısmını ambalâj yapacaktır. Bir heyet huzurunda ambalâj- lanarak mübürlenecek olan mey- valar ve sebzeler, Hamburg şeh- benderliğimiz tarafından açılacak ve netice derhal iktısat vekâle- tine bildirilecektir. Istanbuldaki komisyonla Ham- burg şehbenderliğinin raporları üzerine Iktısat vekâleti, M, Kübl ile müzakereye girişecek ve ken- disine müsbet veya menfi bir cevap verecektir. Buğday fiatı yükseldi Dün ticaret ve zahire borsa- sında buğday üzerine çok hara- meği itiyat (eden namuslu, namussuz, kadın erkek genç, ihtiyar, bülâsa omesleksizlerin, tufeylilerin arasından çıkar. Bugünkü insan cemiyetleri bir kısım tufeylileri sırtında taşımak mecburiyetindedir. Tamamen tu- feyliden kurtulmuş bir cemiyet yoktur. Çocuk, iş yaşını geçirmiş ih- tiyar, yakın aile fertleri bunun kadrosunu teşkil eder. Fakat müstehlikler çoğaldı mı? Meselâ etlerini satarak ken- dilerini istihlâk ettirmek isti- yenler, büyük israflara konan metresler veyahut ölçüsüz bir servet hülyasile yaşayan zevce- ler, mesleksiz erkekler arttı mı bir memlekette hakikatta müh- lik bir sınıf peydalamış demek- tir. Bizde bu mühlik zümre var- mıdır? Buna hayır demenin im- kânı yoktur. Nüfusunun Bilhassa nüfus istatistiklerinin yüzde 47sini mesleksiz olarak kaydettiği bir memlekette.. “Mühlik,, kadrosunu yalnız kadın değil erkek de bir- likte dolduruyor. El sanayii ile kazanıp, makine devrindeki in- sanlar gibi sarfetmeyi öğreten mektep ve hayat terbiyesi “Müh- Mk,,im acemi ikmal bölüklerini teşkil ediyor. Sadri Etem İ retli muamele olmuştur. Bir çok değirmençiler ve fırıncılar fazla- ca mal aldıklarından buğday fi- atı 8 kuruştan 8 kuruş ld para- ya çıkmıştır. Maamafi, bu fiatın bugün düşeceğine (o muhakkak nazariie bakılmaktadır. Dün de şehrimize 46 vagon ve 130 çu- val buğday gelmiştir. Bundan manda bir vagon çavdar, 3 va- gon ve 138 çuval Mısır ile 1282 teneke beyaz peynir ve bir mik- ! tarda tiftik gelmiştir. Adanada iplik fabrikası Adanada kuvvetli sermayesi olan bir şirketin iplik fabrikası açacağı haber alınmıştır. Verilen malümata göre şirket iplik fabrikasından mada bir de dokuma fabrikası tesis edecek- tir. Bu fabrikada bilhassa Ame- rikan kaput bezleri yapılacaktır. / Iktısat meclisi murahhasları Ali iktisat meclisine zahire borsası namına Habip zade Ziya madenciler namına Rıfat Kâmil ve Esat, bankacılar namına zira- at bankasından Suphi, osmanlı bankasından Asım Beyler mu- rahhas olarak seçilmiştir. Murahhaslar Temmuzun doku- zunda Ankaraya hareket ederek | ali iktisat meclisi müzakerelerine iştirak edeceklerdir. Yağan yağmur miktarı Ticaret ve zahire borsasının meteoroloji müessesesinden aldı- | ğı malümata nazaran Cumartesi sabahından Pazar sabahına ka- der Eskişehire 1, Burdura 2, Ri. zeye 1, Kütahyaya 2, Ankaraya 2, Afyona 2, Beypazarma 5, Po- latlıya 9 milimetre yağmur yağ- mıştır. Kars ve civarnada 11 mili- metre dolu yağmıştır. Dolu ehem- miyetli hasarat yapmamıştır. Sahte Ingiliz evrakı nakdiyesi Borsa ve Osmanlı komiserliğinden : Sahte İngiliz evrakı nakdiyesi hakkında geçenlerde vaki olan tebliğlerde o verilen o malümat (Deyli Telgraf) gibi bazı Ingiliz gazetelerinin neşriyatından muk- tebestir. Bir iki yerde mahdut miktarda sahte evrakı nakdiye keşfedilmiş olmasırın bu gaze- teler tarafından izam edildiği ve son zamanlarda tedavül mev- kiinde büyük mikyasta sahte evrakı nakdiye görülmediği ahi- ren resmi menabiden alman mütemmim malümat Üzerine tavzihan ilân olunur. Bankası Ametikalılar içki yasağının ilga- sını istiyorlar Ahlâk bozulmuş, kanuna hür- metsizlik hissi alabildiğine yürümüş... Amerikanm riyaseti cümhur İnti- habatmda tesir yapan içki yasağı - nm ilga ve ipkası meselesi en esaslı meseleler arasmdadır. Amerikada kadınlar, ve bunlara ait teşkilât iç -| ki yasağı aleyhinde gayet o şiddetli propagandalar yapmaktadır. Ameri « ka kadınları içki yasağı yüzünden| ahlâkın bozulduğunu, | metsizlik hissinin alabildiğine taam-| riyâkârlık ve sukutun ş i iddin ediyorlar. Ka - dınlar göğüslerinde “İçki o yasağını! kaldırmız,, levhalarını taşıyarak do- laşıyorlar. Amerikalı o kadmlar, her şehirde, halta her nahiyede içki ya - sağı aleyhinde çalışan teşekküller vü cuda getirmişlerdir. Kadınların genci, ihtiyarı, zengini, fakiri, akın akın bu teşekküle giri « yorlar, Kadınların bu teşekkülleri tesis | etmelerinin en mühim âmili, Mnteri-i kada içki kaçakçılarının hükümet üzerinde tesir edecek derecede kuv - yet ve nüfuz kazanmalarıdır. Onun için içki yasağı aleyhtarlı - ğı adeta umumidir. Meselâ Şikago yasağın kaldırılması lehindedir . Nevyorkta öyle. Hatta Amerika - nm bütün şimal kısmı bu fikirdedir. Bir zamanlar, kuruluğun en kuvvet. li taraftarı olan Ohyo bile fikrinden vaz geçmiştir. Fakat cenup, öteden beri hep şimale muarızdır. Onun i - çin oradaki içki yasağının lehtarı bu lunması çok muhtemeldir. Onun için bütün bu tezahürlere rağmen içki yasağının bir (müddet daha yaşamasını beklenir. Çünkü me sele hükümetin nüfuzu, milli kon - grenin haysiyeti meselesi olmuştur. Kuruluk taraftarları cenubun mü zaheteti ile bugünkü vaziyeti idame edebilirler. kanuna h Denizde kavga Evvelki gece Fenerde Koço EF.nin yalısmdan bir feryat işi- tilmiştir. Zabıta memurları he- men Koço Ef.nin evine koşmuş- lardır. Memurlar yalin önünde bir sandal içinde Koço Ef.nin 4 kişi ile boğuştuğunu görmüş- lerdir. Zabıta memurları dört meçhul adamı yakalamışlardır. Koço E- fendi: — Bu adamlar eve girdiler. Beni tabanca ile tehdit ederek kaçırmak istediler.. Bağırdım. Siz gelip hayatımı kurtardınız. demiştir, Konferans ve konser Kadın Birliği kâtibi umumili- ğinden : Türk kadın birliği mer- kezinden 7 Temmuz perşembe günü saat 17 de Kâzım Nami Beyfendi tarafından (Ailede ço- cuk) mevzulu bir konferans ve azamızdan İrfan Şekip Hf. ile ; Şekip Memduh Beyfendi tar“ fından konser vetilecektir, Herkes gelebilir. ILAN Istanbulda Havagazı ve Elektirik ve Teşobbüsatı Sınaiye Türk Anonim Şirketi (SATGAZEL ) (SATGAZEL) Istanbulda Havagazı ve elektrik ve Teşebbü- satı Sınaiye Türk Anonim Şirketi ahiren en iyi tesisat ile teçhiz edilmiş olan Yedikule Gazhanesinde istihsal edilen taktir olun- muş katran, zift, petrol, hafif yağ, naftalin ve saireyi piyasaya çıkarmağa başladığını muhterem ahaliye arz ile kespi şeref eyler. Mezkür gazhane aynen (carbolineum) un * evsafını haiz olup mükemmel bir surette onun yerine kaim olabilen Satgazol da is- tibsal etmektedir. Şirket, hariçten gelenlerden hiç aşağı olmayan bu yerli sana- yi mahsullerinin muhterem ahalinin rağbetine mazhar olacağını ümit eyler. Toptan mubayaat için Beyoğlunda Şirketin Idare merkezi olan Metro Hanmda (Müşteriler Dairesi) 1 inci katta 12 numaralı oda- ya müracaat buyurulması mercudur. Istanbul, 29 Haziran 1932 Müdiriyet GObi çöllerinde | Tütkçeye çeviren ÖMER RIZA —20 — Yazın. SVEN HEDİN ŞAD EK. mamaya ayaş a — Bizim bulunduğumuz yerin Han devrinde askeri bir karakol olduğu anlaşılıyor. Burada küçük bir mabetten başka Han sülâ sinden kalma bir sikke de bulduk. Çinliler bu keşiflerden pek memnun olmuşlardı. Erlesi gün Larsona hareket emri verdim Larson Şande Mias manastırına doğru gidecekti. / Ertesi gün Yuan kolu ile Zimmerman kolu da muvasalat etti" ler. Bunlar da vazifelerini mükemmel bir surette yapmışlardı. Prograrımız şu idi: 1 — Casun - Nor ile Soko - Nurun haritalarını yapacağı. 2 — Bu göller etrafında arkeolojik tetkikat yapacağız . i 3 — Gasun Norun garbine bir heyet göndereceğiz, burada €#” ki Han tarihine göre Lou - Lan altı yüz senelik eski bir şehir bu” lunacaktı. 4 — Etsin göl deltasının haritasını yapacağız. 5 «—— Bunlar üzerinde tetkikat yapacağız . 6 — 1909 da Koslov tarafından keşfolunan Kara — Hut yani kara şehri ziyarete çalışacağız . Fakat Koslovun buraya tekrar gelmek niyetinde olduğun! haber aldığımızdan bu işi ona bırakmayı tercih ediyoruz . Norim programın birinci maddesini deruhte etmek istedi“ Huang üçüncü maddeyi almayı arzu etti. Kabul ettim. Gölün kenarma vardığımız zaman Yuan ile Bergmanın vazifelerini ts” yin edecektim. Gece geç vakte kadar görüştük. Çünkü on üçüncü konakta itibaren uzunca bir zaman için ayrılacaktık. Norim ile arkadaşları işlerine doğru gidecek, Yuan yedin azami otuz hafta zarfında Goşun Nora varmıya çalışacak, Hu * ank ile arkadaşları birkac gün burada kalarak hafriyat yapacak." heyetin gerisi bana refkat edecekti | İ Lâma'ların ikametgâhı 10 EN Şande-Miao Manastırına Doğru Dokuz ağustos günü saat sekizde hareket ettik. İşteplerin düzlüklerinde süratle hareket ediyorduk. Ötede beride sürüler yayılıyordu. Yolda rasgeldiğimiz bir adama burasına ne denil * diğini sorduk! Hong*r Ava dedi. Cenubu garbi dağlarım eteği?” deki manastıra da Ditis - Suma deniliyordu. Hongerim göl civarmda mola vererek çadırımı kurdurdu” ve burada kaldım. İcabında kafileden ayrılarak biraz istirahst ediyor, sonra devemin süratinden istifade ederek kafileye kat” lıyordum. Ertesi sabah yağmurla uyandık ve yollarda ıslanmıya kara verdik. İstep, yarımşar daire teşkil eden ekili arazi ile örtülü idi Yollarda hep deve iskeletlerine tesadüf ediyor ve bu yolun ha * yat ve memat yolu olduğunu anlıyorduk. Kafile Haşat pınarın” yanında konmuştu. Ağustosun 11 inci sabahı saf semadan dökülen güneş ışıkla” rı rüzgârı yakıyordu. Yolumuza katıldık. Ve surlardan müteşe” | kil bir kemeri geçtik. Şimali garbide eskiden dokuz yüz Lâmanın binlerce dev? ile birlikte yaşadığı Bombin Man şehri görünüyordu. Halihazı” da bu koca manastırda yalnız yirmi lâma kalmış! Zavallılar kili” se fareleri kadar fakirleşmişler. Hepsi de zamanın kötülüğünde” şikâyet ediyorlar. i Buradan çıplak bir vadiye saparak bir odaya çıktık. On © yik sıçrıyarak koşuyorlardı. Granitten bir kenarı geçtikten son ra tekrar ucu görünmiyen bir sahaya çıktık,