- Eenebi mektepleri yi ——— “© Ankara, 4 « Vakıt) — Şimdiye kadar Istanbul Maarif müdürlü merbut olan ecnebi omekteplerin doğrudan vekâlete bağlanmaları dü- Çiftçi borçlarının tecili m. Ankara, 4 (Vakıt) — Çiftçi borç- larının üç sene müddetle tecili hak- kmdaki kanunun müzakereci meclisin Teşrinisani 15 inci Yıl : Sayı : 5203 a Cemiyeti a Münakalât vekâleti Deniz postaları nakliyatının posta) ve telgraf ve demiryolları | idareleri! gibi umumi hizmetler arasına girme-| sinden sonra, memleketimizde devlete ait münakalât meselesi büyük bir e - hemmiyet © alacaktır. Bundan dola ya Büyük Millet Meclisinin bu yaz timamda olmasa bile nihayet teşri misani içtimaıda, bütün bu devlet mü nakalâtmı bir elde toplamak © Üzere bir (Münakalât vekâleti) ihdas etme- sine zaruret hâsıl olacağı anlaşılıyor. Bugünkü vaziyette posta ve tel - graf müdiriyeti dahiliye ( vekâletine merbut bulunuyor. Halbuki posta ve telgraf işleri haddi zatında bir mü - makalât meselesidir. Diğer (taraftan devlet demiryollarının idaresi de na - İfa vekâletine raptedilmiştir, Halbuki nafıa vekâleti de haddi zatın dâ işletici bir vekâlet değil, yapıcı bir vekâlettir. Umumiyetle nafıa işle.| Zinin yapılması, bu vekâlete Binaenaleyh, posta ve telgraf işleri - nin dahiliye, demiryolları işletme mu amelâtının da nafıa vekâleti ile ara -| larında mahiyetçe münasebet ve irti- bat, oldukça uzaktır. Fakat, gerek posta ve telgraf ve gerek demiryolla rınm işletme işlerini rapt için daha muvafık diğer bir vekâlet bulunama dığından birincisi dahiliyeye, ikinci de nafraya verilmştir. Seyrisefain idaresine gelince, şim diye kadar bu müessese zahiren iktr.| sat vekâletine merbut bulunmakla be! raber, hakikatte tamamile (müstakil hir şekilde idare olunuyordu. Bu ida-| re hususi bir İdare meclisi kararları | na istinat ederek istediği tarzda ha- vist ediyordu. İdare meclisinin in - üç kadın imama kalmıştır. SALI,5 Temmuz (inci tihabında ise ihtisasa riayet edilmedi Zi için deniz nakliyatı işlerinde bu meclisin kararlarına kat'i surette iti- mat etmiye imkân olamazdı. Bunun içindir ki, bu defa eümhuriyet halk fırkası grupu tarafından deniz posta ları muamelâtının o i#amamen devlet) idaresine verilmesi bir esas olarak ka bul edildiği vakit, Seyrisefain idare - sinin bugünkü şekli hakkında eiddi tenkitler dermeyan edildi. Binaena - leyh bundan sonra devlet namına de x postalarmın idaresini deruhte e - decek müessesenin bugünkü seyrise - fain idaresi gibi gayri (mütehassıs, ayni zamanda gayri mes'ul bir idâre| meclisinin elinde bırakılmıyarak doğ rudan doğruya bir vekâletin emri ve Kontrolu altına alınmasına karar ve - rildi. Şu halde devlet deniz postaları ve nakliyatı da yeni şekilde tesis edildik ten sonra, yüksek idaresi doğrudan doğruya gene iktisat vekâletine mer » but bırakılacak olursa, bu idare ile bu vekâlet arasında da posta ve tel. «raf ve devlet demiryollarında oldu »- *a gibi, bir irtibat ve münasebet far- ı, Zaruri olarak meydana çıkacaktır. Bunun neticesi, bu idarenin umumi muamelâtı üzerinde İster istemez te - sir yapacaktır ve gene tabii olarak devlet deniz postaları ve - nakliyatı - nın idaresinde arzu edilen mükemme liyeti temin etmek kabil olmıyacak - tar, İşte bu vaziyet nazarı dikkate alı nırsa, devlet demiryolları ve posta ve telgraf müdürlükleri ile bu defa teş- Mehmet Asım TANE tarafı 2 inci sayfamızda| boğuldu Kaza mı, Kast mı? Içki, eğlence ve sandal safasından sonra gelen ölüm ğ ai gece Büyükada önlerin - Wilde m bir sandal gezintisi üç Tİ İlme Kl ile metiçelenmiş . sekilde dey göre vak'a şu sara e Deliye rn say ve ördeği Lütfiye ve tanı dıklarından Süt isminde iç kadın şoför Hikmet, berber Hüsamettin kahveci Kasım İsminde üç erkekle Erenköyünde buluşarak bir müd - det geziyorlar, İçiyarlar, sonra san- dalla Büyükadaya Beçiyorlar, Bu üç kadın, üç erkek Adaya cıkarak Peki bağ denilen mesire yerine Eidiyorlar, akşam saat dokuza kadar eğleniyor. lar, Bir aralık bir Sandal gezintişi yapmak istiyorlar. Sandala evvelâ kadınlar, sonra erkekler biniyor ye sahilden 20 metre kadar açılınca er. keklerden biri ayağa kalkarak oyna mak istiyor, Fazla sarhoş bulunan bu heveskâr © oyuncu muvazenesini te. min edemiyor, sağa, sola sallanıyor, bu esnada da sandal devriliyor. Er - kekler fazla sarhoştur, Denize düşün ce canlarını kurtarmak (o kaygusuna düşerek kadınları unutuyorlar, bit - kin bir halde yüze, yüze sahile çıkt yorlar. Kadınlar ise sarhoş olduk - larmdan fazla istimdat edemiyerek boğuluyorlar, Hadisenin cereyan tarzı hakkında duyulanilk haberler bunlardır. Fa - kat iki kız kardeş olan Lütfiye İle Sabahatin ânneleri Seniye hanım kız- larmın böyle denizde boğularak öl- düklerini haber alınca zabıtaya müra- cant etmiş ve şöyle bir iddiada bu - Tunmuştur: Seniye hanımm iddiasma O göre berber Hüsamettin iki ay evvel Sa - Sabahat, Sual Lüfiy lif etmiştir. Sabahat bunu kabul et- memiş, Hüsamettin de gayri memnun bir halde evden çıkıp gitmiştir. Seniye hanım zabıtaya müracaa - tmda sandal devrildikten sonra yü »- 28 yüze karaya çikan üç erkeğin ha- diseyi polise haber vermeden © şoför Hikmetin evine gidip sabaha kadar uyuduklarını, kızlarm (cesetlerinin ertesi gün deniz üzerinde görülmesi üzerine polisin tahkikata başladığını söylemiştir. Seniye hanım bu malâ - | matı nereden almıştır, bilinemez; fa- kat zabrtada vaziyeti esaslı surette tahkika lüzum görmüş, Hikmet, Hü - sametlin ve Kasım efendileri nezaret altma almıştır. Ada açıklarında deniz üstündeki zevk ve safa aleminin müncer olduğu bu üç ölümün sarhoşluk © yüzünden hâsıl olmuş bir kaza mr, yoksa Seni- ye Hanımm iddia ettiği gibi bir kast neticesi mi olduğu resmi tahkikat ne kvamın dav Reisicümhur (Hazretlerinin Ankaradaki tarih kongresinin hitamını müteakip yazı geçir- mek üzere İstanbulu şereflen- direcekleri anlaşılmaktadır. Dolmabahçe sarayında ha- zırlıklar yapılmaktadır. Ertuğ- rul ve Söğütlü yatları da Ha- liçten çıkarılarak o Dolmabab- çe önüne getirilmiştir. Davetiyenin bu gün gelmesi mubtemel Ankara, 4 (Vakıt) — Cemiyet akvam bu gün toplanmıştır. Yarın davetiyenin gelmesi ihtimalinden bahsediliyor. Vapur inhisarı Şlep Nakliyatı serbest olacaktır Ankara, 4 ( Vakıt) — Deniz VAKIT Akvam cemiyetine Girmemiz posta seferleri kanununun teşki- | lâta müteallik kısmı Teşrinisani ietimama kalmıştır. Bu defa yal- nız kanunun esaslara teallük e- den kısımlari çıkarılacaktır. De- niz posta seferlerinin devlet in- hisarına verilmesi şlep nakliyatı- na şamil değildir. Türk limanları arasındaki şlep nakliyatı şimdiye kadar olduğu gibi serbest ola- caktır. Vapurcuların hükümete müra- caatla bir sene mühlet istemeleri bazı mahafild çok gürülmektedir iki ayın kâfi geleceği söylenmekte: | dir. Kat'i karar henuz malüm de- ğildir. Kanun projesi yarın iktisat encümeninde (müzakere edile- cektir. Şükrü Kaya Bey Ankara, 4 (Vakıt) — Dabiliye vekili Şükrü Kaya bey Bolu Adapazarı yolu ile Istanbula ha raket etmiştir. Tütün kaçakçılığı Denizli, 4 (A.A) — Son 10 gün zarfında Denizli tütün inhi- sarı tarafından 1823 kilo kaçak tütün müsadere edilmiştir. | devam etmişlerdir. 1932/11717 şünülmektedir. Tarih kongresinde Hasan Cemil beyin Güzel bir konferansı Müderris Fazıl âzmi Bey cevap verdi, Is- tanbul muallimleri etütlerini bildirdiler Ankara 4 (Vakit) — Tarih müder- ris ve muallimleri bugün içtimalarına Öğleden evvel Türk tarihi tetkik cemiyeti azasmdan Hasan Cemil Bey “Eğe medeniyeti. nin men'şeine umümi bir nazar nami altında bir konferans vermiştir. Ha san Cemil Bey medeniyetinin be- şer tarihinin umumi inkişaf ve seyrin- de en mühim ve zengin kültür merhalelerinden biri olduğunu ve bu medeniyetin İyon medeniyetinin anası olduğunu ve klâsik Grec medeni yetinin İse, İyon medeniyetinin ana- dolu sahillerinden garba doğru yayıl- dıktan sonra (Atina'da merkezi Şems gibi görünen ve Attiğne mede niyeti dahi denilen medeniyet olduğu- nu söyledikten sonra bütün dünya- nm bu hakikatı henüz tamamen an Jamamış bulunduğunu ilâve etmiş tir. Hasan Cemil Bey, demiştir ki: “Bu- nu anlamanın güç olduğunu İtiraf etmek lâzımdır. Çünkü 20 asırdan! beri sürekli bir israr ve taannütle ve| ve füsünkür san'atlarla ruhlara yapılan telkinlerin kafalara yerleştirdiği hükümler bu klâsik Grec medeniyetinin mucize nevinden kendi kendine tecelli ettiğini ve bu- günkü medeniyeti müstakillen onun doğurduğunu, dünyaya kabul ettir. miştir. Ve tabi böyle bir ini nıştan bir hamlede sıyrılmak elbette güçtür» Hasan Cemil Rey, müteakiben bu-| günkü tarihi hakikati ileri sürerek Klâsik Gree medeniyetinin o müstakil bir medeniyet olmadığını, onun aslı- nı Eğe medeniyetinin doğurduğunu, Eğe medeniyeti dendiği zaman onun Giritte inkişaf eden ve nurlarımı ada- lara ve sahillere yayan Minüs me. deniyetini ve Poloponzeden Minüs me- deniyetine el uzatan Miken medeniye- & ve nihayet bu iki medeniyetin kayuşmasile yükselen bir medeniyeti kasdettiğini ilâve etmiş ve demiştir ki: “Bu eski medeniyetlerin bütün bü- yüklüklerine ve şaşanlarına rağmen to| humlarınm asıl medeniyet ocağından | getirilmiş ve buralarda o neşvüne. malandırılmış olduğunu izaha çalışı. yorum. Yoksa klâsik Gree me deniyetini kıymetten düşürmek ve 0- nun kurucularma olan hürmeti kü. çültmek asla vârit olamaz. O kuru. cular bizim öz âtalarımızdan başka. Tarı değildir. o Cihanm her tarafında en mahir — Söyle bakayım, kadın mühlik midir ? / Hasân Cemil Bey olduğu gibi (Eğe havalisinde de ilk medeniyet tohumları getiren, ilk müş- terek âtaları şuurla tanımak Jüzm- dır.,, Hasan Cemil Bey, Etilerin, Eğ& lerin, Akaların, İyon ve yahut İyon- Jarm hep bir asıldan olduklarını kay* dettikten ve Torlarla (beraber gel diklerini kuvertli ihtimal ile kabul © debileceğimiz “Gree'lerin yani Krak kabilesinin de hu camia çocukları as- ndan olduğunu beyan ettikten sonra Eğe, Eti, İskit, Sümer, Me sır medeniyetlerinin hepsi bir zincirin halkaları gibi birbirine bağlı oldu- ğunu ve bu zencirin İki ucunun hak kaları Altayın demir ocaklarında dövüldüğünü söylemiş ve konferan. sına devamla demiştir ki: “Bu sayılan eski medeniyetler bu- günkü medeniyetin güneşlerindir ve biz bu güneşleri tutuşturan adamla rm çocuklarıyız. Grek kabilesi, Yunanlılar dediğimiz İyonlar yahut İyonler âtalarımız Türklerdir. Ne (Lütfen sayfayı çeviriniz) Pardon Yeni dünya ve yeni insmun, esl dönğü » i insandan çok üstün ol duğunu iddia edenler ne kadar hak- lı. Edison yer yüzünde elektriği yak miş, Arşimet manivelâ kanunlarını keşfetmiş. Ne Oehemmiyeti o var? Yeni insanın bulduğu bir pardon ke limest bütün bu keştiyata bedeldir! Pardon... İşte bir kelime ki, her ayıbı, her kusuru, her terbiyesizliği mazur' gösterecek bir sihire malik. Nezaketsiz küfecinin ağzında, kü- fürbaz şoförün ağzında, dalgın mu « harririn ağzında, dalavereci esnafın ağzında, kadının ağzında, erkeğin ağ sında, hasılı herkesin ağzında hep bu kelime: Pardon! Terzi elbisenizi biçimsiz mi dikti?.. Pardon! ? Kasap kokmuş et mi verdi?.. Par don! Yoleu ayağınıza mı bastı?. Par « don! Evet, Amerikayı keşfeden Kris « tof Kolomp gibi bu kelimeyi bulon yeni İnsan da bir kâşiftir. Bir köşif ki, bulduğu kelime sayesinde; yeni im sarın İahammülünü eski İnsana na- zaran ön misli artlırdı.. Adeta, seir Akifin dediği gibi: Grkmca meydana pardın eşeklik “lde mübahı