zi 6 — VAKTT 3 Temmuz 1932 Memleketimize yan gözle bakan Düşmanların gözlerini oyacak kadar tayyare ve tayyarecimiz vardır Artvin mebusu Mehmet Ali Beyin B.M. meclisinde beyanatı Büyük Milet Meclisinde, MUR Müdafaa bütçemiz konuşulurken Art- vin Meb'usu Mehunet All Bey söz al - muş ve milli müdafaada havacılığın ehemmiyelinden bahsetmişti. Tayyarecilik ve hava filolarının e- hemmiyetleri hakkında enteresan ma- Tâmatı ihtiva eden bu sözleri aynen takdim ediyoruz: Mehmet Ali Bey (Artvin) — Ar - kadınlar müdafaai milliyenin hava - etlik kısın hakkında birkaç söz söyli- yeceğim. Bilirsiniz ki, bugün tayyare- cilik akılların ermiyeceği bir derece- de büyük bir siiratle terakki etmekte- dir, Vekil beyfendinin söylemiş oldü- ğu gibi tayyare fabrikası bizde ya - pildı, Ve biz de kendimiz tayyare ya- pacağız dedi, Büyük bir sevinç duy - duk. Arkadaşlar (o tayyareeiiiğimizin salim bir surette yaptığımız fedakâr. lık nispetinde yürümesi için halj ha - zır tayyare terakkiyatımı günü gü - nüne takip edecek ve en son sistem tayyare yapabilecek bir fabrikaya malik olmak lâzımdır. Biz Avrupa devletlerinin ordula - rında kullanılan bellibaşiı tanınmış tiplerden tayyare alıyoruz.. Ve aldığı mız tayyarelerin okıymetinin nısfına yakın yedek edevatı oahyoruz. Bir müddet sonra bu aldığımız tayyare - nin niuaddeli ve daha mükemmeli çı - kar. Bunu almak mecburiyeti hâsil o Tur, Ve alırız. Bir müddet sonra da - ha mükemmeli çıkar, evvelce aldığı - miz tabil ikinci dereceye düşer. Velha sl bütçemizin yarısını versek haşa çı kamayız. Ve matlup derecede hali ha ır terakkiyatmı salim bir surette ta- kip edemeyiz. 'Tayyareleri memleketimizde yapa- çağa, kendi fabrikamızda istediği - #ilx gibi tayyare imal edeceğiz. Tay - yare fabrikasmm bizim memleketi - mizi: yâpılmasnda büyük bir fayda dak vardır. Bu tayyare fabrikamıza we “ıt bir uçuş mektebi de yaparsak buzada yetiştireceğimiz askeri ve si - il tayyarecilerin talim ve terbiyesi! wewz olur, talim esnasmda kıracakla-, rı tayyareler, tayyare fabrikasında ya! pılır ve ucuz olarak tamir edilir, Kayseride Yüngers şirketi zama - nmdan kalma bir tayyare fabrikası vardır. Bunu Amerikalılara vermiş ve kendilerine bir tecrübe zamanı da bırakmıştık. Bu tecriibe zamanı bit - medi mi? Vekil beyfendinin Madesin | den anlaşılıyor ki; bizim istediğimiz! tayyurevi yapacaktır. Burada zaptla- cak tayyareler iki kısımdır. Biri aver tayyresi, biri de talim tayyaresidir. 'Tayyarelerin bir kısmmı da Amerika» da yapıp buraya getireceklerdir. A- merikada yapılacak tayyareleri, ma - dem ki, bu fabrika teşekkül etmiştir, bizim memleketimizde yapsa da Ame rikadan yapılmış olduğu halde getir. mese daha İyi olmaz mı? Arkadaşlar, tayyare bu gün her hu gusta çok ehemmiyetli bir mevki ih - Yaz etmiş ve taarruz silâhlarının en başıma geçmiştir. Buzln iyi tayyare kuvvetlerine malik olmıyan bir ordu hiçbir iş göremez. Fakat bunu söyle - mekle bizim tayyaremiz yoktur de - mek İstemiyorum. Memleketimize yan gözle bakacak düşmanların gözlerini yuvasmdan çıkartıp oyacak kadari tayyare ve tayyarecimiz vardır. (Bra. vo sesleri alkışlar). Bununla demek istiyorum ki, tayyare çok ehemmiyet.! Ji bir silâhtır. Arkadaşlar, tayyare bu gün İnsaniyete birçok nafi hizmet - ler yapmıştır. Meselâ günlerle gide » mediğimiz bir yete tayyare ile iki sa- at içinde gidersiniz. Tayyareler mâk- tuplarımızı, eşyalarımızı çok az za - man zarfında mahalli maksuduna er. riştirir. Vekil bey bizde de tayyare postaları yapılacağından bahsetti, Lont Hanza namında teessüs etmiş bir şirketin gittiğini isitiyorum. Aca- ba neden gitmiştir. Ve bu bizle niçin iş görememiştir. Sonra tabii yapacan - ğımız hava postalarını sivil tayyare - ler yapacaktır. Bn ne zaman başlıya-! caktır? Tayyare harp zamanında di wrdularile temas etmeden evvel düş Artvin meb'usu Mehmet Ali B. manın kuvvetini, nerelerde toplandığı! ymız 931 malt senesini iyi geçirdiler.) nı, hangi istikamette yürüdüğünü vak tile ordu kumandanlarına haber ve - rir ve düşman kıt'larını bombardıman ediyor. Ve cephe gerilerinde gayri! muharip ahali üzerine bomba yağdı - rr. Ve bunların kuvvei maneviyeain! kırarak harp üzerinde büyük tesirler yapar. (Ama gayri muharipler bom- bardıman edilemez, insaniyete muza » yirdir diyeceksiniz) bu mantığı bir ta rafa bırakalım, Harbi ümümide gay»; ri muharipler üzerine bir çok bonba- Jar yağdığını bir çok milletler filiya. tile görmüştür. Bir milletin ordusu » nun maneviyatının sağlam (olması JAzımdır. Bundan da bizim gayri mu- harip oahâlimiz bombardıman edilir. ge maneviyatı kırılır fikrine zahip ols mayınız. Türk milletinin kahraman ordusunun maneviyatını hiçbir ölüm âletinin kıramıyacağım Çanakkalede ve İstiklâl harbinde canlı misallerile, bütün dünyaya karşı gösterdik. Ço - Juk çocuklarımızla, ihtiyar erkek ve kadmlarımızla bütün dünyaya karsı Jspat ettik. (Alkışlar) Söylemek istediğim, ( tayyarelerin i bankasının ticaretle en ziyade alâku- harpte yapabilecekleri işleri saymak -|) yü tır, Sonra arkadaşlar; tayyarelerin, İ- ki düşman ordusu muharebeye tutuş- tuğu zaman büyük rolleri vardır. Me selâ, düşman ordusu muharebeye (u- tustnğu zaman biz havadan düşman kumandanmın nerede olduğunu bu - İ Tabiliriz. Uçarak, düşman ordusuna kumanda eden kumandanm filân köy de oturduğunu, filân ormanda bu - Tunduğunu görebiliriz, yani nası! gö- rebiliriz! O muhitin fotoğrafisin! tay- yarelerle alabiliriz. O fotoğrafiyl ban yo ederiz. Orada bir takım çizgiler, görülür. Bu çizgi ne demektir, ne o - labilir? Bu çizgi kumandanlığa mer- but telefon telleriğir, Teller mermi - lerin tesirinden masun kalwak İçin toprak kazılarak yere gömülür. O çiz giler nerede nihayet buluyorsa ku -! mandan orada bulunuyor (demektir. Binaenaleyh şafakla tayyare oraya gahin gibi yetisir ve bombardıman e - derler ve kumandana iş gördürmez - ler. Hatta umumi harpte Almanlar kayserin başı üzerine telden bir ağ germişlerdi. Tayyarelerin hücumun - dan korunsun diye, Sonra arkadaşlar, tayyarelerle düş manin kazmış olduğu yer altındaki lAğımları da bulmak kabildir. Bunla- rı fotoğrafla bulabiliriz. Düşman al - perleri bir kalmlıkta gidiyor, bir müd det sonra bu kalmlığı biraz daha ka- Iimlaşmış, bu nedir? Bu odur &i, yer| altında kazılan toprakları yiyecek değil ya, bu toprakları kazmaktan! maksadı lâğım yapmaktır. TAğrmdan gıkan toprakları siperin üzerine zf - mış ve orasını kabartmıştır. Bündan lâğım kazıldığı anlaşılır. Bundan lâ-| ğım kazması hissedilir edilmez. der -| hal mukabil lâğım kazılarak mâni o- Tunur, Düşman da maksadına mu:1f. vak olamaz. Hatta düşman siperleriniz d- “ji Zi ve topların çaplarını da anlamak! kabildir. Tayyarelerle alınan fologra-| metri yapıldığı zaman inhiraf zaviye leri almır bu sayede siperlerin derin- liği ve topların çaplarının kaş santim olduğu anlaşılır. Topçu ateşini ona göre tanzim eder, Ve omütemadiyen tayyareler keşif yapar, ve topçuya ma lümat verirler, Kesif için kullanılan sabit halom - lar.. Bunlar hakkında da ufak bir) —— ma mn misal arzedeyim, Harbi umumiye 'B. M. Meclisinde Mali işler Maliye vekili MustafaAbdül- halik Beyin söylediği nutkun metni Geçen sene zarfında paramızı kıymeti, evelee kabul buyurulmuş o - lan kanunun verdiği müsaade üzerine ve hükümetin ittihaz ettiği tedbirler neticesinde tenezziilden mahfuz kal. mıştır. Kânunusaninin birinci günü - ne kadar döviz işleri İstanbulda bil - tün bankalardan mürekkep bie kan - sorsiyom marifetile idare edilmekte idi. Milli ve ecnebi bankalar bu işte çok dikaktli hareket ettiler. Bankala- ra ür etmeyi bir vazife bilirim. Geçen sene bugün ihracattan aldığı - mız dövizden fazla dövizimiz! sarfet- mek mecburiyetinde (bulunuyorduk. Konsorsiyomun koyduğu sermayeden 116 bin lira sarfetmiştik. Bugün ise fazla ihracattan mütevellit yedimizde altın ve döviz olarak 50 milyon fran- ga yakın paramız vardır. Binnena - leyh geçen seneye nâzaran bugün dö- viz vaziyetimiz daha iyidir. Bankala - Bilânçolarını neşrettiler. 931 bilânço- larının hemen hepsi görüldü. Hiçbiri- sinde zarar yoktür. Kâr vardır. Cümhuriyet merkez bankası heye - ti umumiyesinin kabul ettiği bir tadil ile daha mafi olacak vaziyete girecek- tir. Kanun encümenlerdedir. Bir iki gün zarfında heyeti celilenize arze - dilecektir. Bir sene İçinde vuku bulan! bir hadiseden bahsetmeden geçemiye- ceğim, O da milli bankalarımızdan iş dar olduğumüz iki çenehi memlekette şube açması ve bu suretle mali ve ik- tısadi hayatımıza yardim etmesidir. Bu teşebbüs öyle ümit ediyoruz ki, 3- timiz için pek feyizli neticeler vere - cektir. (Bravo sesleri) Bütün bu maruzatımla bütçenin masraf ve varidat Kısımlarının bini tesbit ve tahmininde ne kadar itina edildiğini ve umumi vaziyetin ne su- retle göz önünde bulundurulduğunu ve icabmda nazarı itibara alındığını tebarüz ettirmek istedim. Yalnız arkadaşlar, büyük bir ha - kikat vardır ki, bizde devlet namına Yukubulan ayda 14 — 15 milyon lira- Tık tediyat muntazaman yukubulduk - ça her memlekette hissedilen buhran için de yüksek keyetinizin bü şiarı ölan hadisata takaddüm 74- ten hir emrivakidir. Daima hadisata takaddüm ediyorsunuz. o Daima a - manında icra eden tedbirleri alıyor - sunuz. O tedbirler alınmıştır. Öyle ü- mit ediyorum ki, bu intizam muha - faza için icap ederse her türlü ted - birlerle, her tilrlü direktifle hüküme -! ti takviye edeceksiniz. Her halde bu tedbirler sayesindedir ki, bizimle hem! hal memleketlerde hissedilen müşkil! Yâttan biz daha az müşkülât hisset - mekteyiz. Ve bizim mali vaziyetimiz - de bunlardan farklı ve sağlam bulum- maktadır. Memleketin bütün işlerin - de daima irşatkâr tedbirler alan yük- şek heyetinizin malt vaziyetimizde de bizi daima irşat edeceğinizde ve bun. dan sonraki senelerde de mali vaziye timizde tedricen daha ziyade salih görüleceğinde şüphem yoktur. Bunu arz İle sözüme nihayet veririm. (Al - kışlar). Bütçe encümeni mazbata muharri- ri Kemal Zaim Rey (Konya) — Muhterem arkadaşlar, Encümenimizin bütçenin heyeti u - mumiyesi hakkındaki mütaleatile me- saisinin petayici hakkındaki mülâha- zatı mazbatamızda kaydetmiş ve hu zuru âlinize arzetmiş bulunuyoruz. Bendeniz maliye vekili beyfendi ta - rafından gerek bütçenin ursum! vazi-| yeti ve gerek mali vaziyeti hakkında, dermeyan olunan mufassal İzahattan sonra tekrar teferrüat hakkında mu- kayeselere geçip zamanınızı İşgal et- mek istemiyorum. Binaenaleyh eneii - menimizin gerek mesaisi ve gerek bu mesai neticesinde varrlan netayiç hak kında izahat arzu buyurulduğu tak - dirde bu izahatı ayrıca arzetmek hu - susunda daima emrinize amade bulu- macağımızı arzetmekle iktifa ediyo - rum. Bu münasebetle maliye vekili beyfendinin encümenimizin o mesaisi hakkında telâffuz buyurdukları ilti - fatkir cümlelere ve ayni zamanda kendilerinin de encilmenimizin mesa- isini teshil etmek hususunda göster - dikleri azami müzahereti şükranla kaydetmeyi bir vazife telâkki ediyo - rum, — SON — bizde daha az hissedilecektir, Bunu ya yük Fransada birçok sabit balonlar bir zaman uçamaz oldu. Bunün da sebe - bi Almanların keşfettikleri bir sezi - dür. Bu usulle düşmünm sahit balon - ları tepelendi. Bilâhare bu usulü İn- gilizler de keşfettiler. Onlar da İn - giltereyi bombardıman eden A'man zeplinlerini tepelediler. Bundan son- ya Alman zeplinleri İngiltereye gi - demez oldu. (Yarın devam edecek) Dün Ankara'da Tarih Kongresi Açıldı lUstarafı 1 inci sayfada Yusuf Akçora Beye bıraktı. Akçora Bey riyaset mekamına geçti. Kâtiplerin intihabından son- ra tarih muallimlerinin en kıdem- lisi 45 sene tarih muallimliği etmiş olan Ihsan Şerif Bey sözaldı. Mekteplerde eski ve yeni tarih tedrisatı hakkında uzun izahat verdikten sonra Gazinin açlığı tarih çığrının milletler için büyük saadet yolu olduğunu söyledi. Bilâhere reis, Afet hanımasöz verdi. Afet banım Türk ırkının lerin ava vatanı olan orta Asyada intişar ettiği hakkında güzel ve taribi vesaika müstenit birinci konferansını verdi. Bundan sonra Köprülü zade Fuat Bey söz alarak Afet Ha- nımın konferansı hakkında mü- talealarını söyledi. Fuat Beyin Türk tarih encü- meni tarafından kabul edilen ve Afet Hanımın konferansile anz olduğu hakkında bazı şayi- alar mecut olduğundan mutale- aları dikkatle dinlendi. Bununla beraber Fuat Beyin mutglealarında bu icze muarız olduğunu ifade eden bir nokta yoktur, Fakat tezi sözlerile te- yit te etmiyordu. Bu cihet, ca- libi dikkat idi, Öğleden sonraki celsede ipti- da Afet Hanım söz aldı. Ve Fuat Beyin lik Türk isminin Çinliler tarafından ne suretle kaydedilmiş olduğuna dair ifa- desi etrafında tenkidatta bulun- du. ş Fuat B, Samih Rifat Beyin Türk dilile Ari ve Sami lisanları arasındaki münasebetinden bah- seden uzun konferansından son- ra söz alarak Afet Hanıma ce- vap verdi. Mutalealarının kendisile Afet Hanımın noktai nazarı arasında hiçbir ibtilâf mevcut olmadığını, sözlerinin o suitefebhümü tevlit elmiş olduğunu anladığın söy“ ledi, Bundan sonra tarih encümeni azasından Hasan Cemil B. (Bolu) söz alarak Fuat Beyin mütalea- ları üzerinde şiddetli tenkidat yaparak: — Fuet Beyin beyanatı beni tatmin etmedi. Asıl mühim ci- hetlere temas edemedi. Afet Hanımın tezinde mevzuu bahsolan deliller, vesikalardan babsederken bunlar benüz kâfi derecede tet- kik edilmemiştir. Bu tetkikatı yapacak adamları bekliyoruz. Bu ilim, henüz çocuktur. Buna işti- naden kat'i hükümler çıkarmak aceledir. Tarzında sözler (o söyledi ve bilâhare Köprülü zada (Fuat beyi mutalealarini o vuzuhla söy- lemeye davet etti ve dedi ki: — Bizim ortaya koyduğumuz vesikaları o muhterem Profesör biç münakaşa etmemiştir. Buna itiraz da etmemiştir, Iti- raz etmeyince aramızda muta- bakat bulunduğuna hükmetmek lâzımdır. Eski hükümlere alışmış olanlar karşısında davamızın sü- butu için noktai nazarını saraha- ten bildirmelidir. Sonra Fuat Beyin bu ilmin henüz çocuk olduğu tarzındaki ifadesine iştirak ederek: — Biz, en son keşiflere iştirak ediyoruz. Keşiflerin en son ol- ması ve yaht çocuk olması id- diamızın zaafı değil kuvvetidir. Bunlara karşı, alışılmış eski ka naatlar, eski ve batıl hükümlerle karşı konamaz. Biz, yeni ve gü” nün yollarından yürüyoruz. Kur” duğumuz bina, kolay kolay yıkılmaz. Dedi. Hasan Cemil Bey bü ifadesile Fuat Beyi Türk tarih encümeni tarafınean kabul edile- rek kongrede Afet Hanım tara- fından izah edilen teze karşi muarız olup olmadığını açıkça i beyan edecek bir vaziyete ge“ yer yüzünde ilk medeniyetin Türk- | tirmiş bulunuyordu. Bunun özerine Fuat Bey söz aldı ve aynen şu beyanatta bu- lundu : — Hasan Cemil Beyin fikir lerine tamamen iştirak ediyorum. Aramızda ihtilâf yoktur. Sadece suitefebhüm vardır. Ben mevzau bahis vesikaların terihi devirlere ait olduğundan babsetmiştim. Benim söylediğim vesikalar Şarki i Türkistanda meydana çıkan yaz“ kongrede izah edilen teze mu- | ma vesikalardır, Bu yeni vesikaların da noktai nazarımızı teyit edeceğine kani- im. Bu ilmin çocuk olması onun kıymetsızliğine değil bilâ- kis canlılığına ve kuvvetine alâ- mettir, İlimde en yeni olan şey- ler en kuvvetli olanlardır. Eğer bunun bilâh anlaşılmış ise ben iyi ifade edememişim demektir. İştirak etmediğim nokta, yahut tenkit edilecek bir tarafı olsay- dı onları da açıkça söylerdim. Köprülü zade, bu sözlerile tas rih encümenile arasında ibtilâf oldâğu hakkında ortada deveran eden şayiaların doğru olmadığını kongre huzurunda ifade etmiş oldu. Sabah ve öğleden sonraki cele selerde Gazi Hz. ve İsmet Paşa kongreyi teşrif ederek münaka- şaları ve konferansları büyük bir dikkatle dinlemişlerdir. Gazi Hz. kongrede müteaddit defalar alkışlanmış ve ayağa kalkılarak hürmet ve tazim gös» terilmiştir, Kongrede birçok meb'uslar hazır o bulunmuşlardır. Halkevi tamamen samiinle dolu idi. S5 Temmuz kongresi Ankara 2 (A.A) — Tarih mu- alimleri içtimamın $ temmuz 1932 salı gününe ait çalışma programı şudur: 1— Türk tarihinin tetkik çe- miyeti azasından müderris Yuşuf Ziya Bey tarafından Mısır din ve etolojisinin Türk itikatları ile alâ“ kası mevzuu üzerine konferansı, 11 — istanbul o darülfününu bukuk tarih müderrisi Ağa oğlu Ahmet Bey tarafından o Türk bukuk hakkında konferans. 111 — İstanbul darülfünunü eski Türk kavimleri tarihi mü- derrisi Avram Galanti Beyin mü“ taleanamesi ve Türk tarihi tet- kik cemiyetinin bu mütaleaname hakkında cevapları, IV — Türk tarihi tetkik ce“ miyeti azasından muallim Afet Hanımefendi tarafından orta kv” run tarihine umumi bir bakış mevzuu üzerine konferans. Bir kadın kedi mi Doğurmuş ?! Budapeşte, 2 (A.A) — Poru- ba nahiyesinde bir çingene ka“ rısı, iki ikiz Siam kedisi doğur”. muştur. Kediler, ancak 1$ da kika yaşamışlardır. Başları, ayak” ları ikişer olup üçer elleri vardı. Miili indi, öld!” ye sim lana a İY Ge Bk e me ni aa İM İNE LİLİ Bk yeka A