MEET v 2 # ” — 6 — VAKIT 1 Haziran 1937 i Esrarı bulundu mu? isterseniz çocuğunuz kız veya erkek Bir Alman doktorun olabilecek! mühim bir iddiadası Berlinden bildiriliyor : Gönigsberg kadın hastalıkları hastanesi müdürü doktor Unter- berger gebe bir kadının karnır- daki çocugunun erkek veyâ dişi olarak doğması imkânının bulun- duğunu iddia etmektedir. Yani bir kadın gebe olduğu zaman doktor isterse çocuğu kız, ya” but erkek olarak doğabilecek» tir. Asırlardan beri tıb aleminin beyhude yere esrasını aramağa çalıştığı bu mes'ele üzerinde bu iddia burada buyük bir alâka uyandırmıştir. Almanya Tıb gazetesinde neş- ettiği bir makalede doktor, “bu mes'elenin sırrinı tesadüfen keş- fettiğini,, bildirmektedir. Teda- vi ettiği kadınlardan gebe olan- | lara ne zaman iyotlu ilâçları tav- | siye ettise, doğan çocuklar hep erkek olmuştur, Bunun üzerine doktor birçok cuk doğurmak istiyen kadınlara “iyot,, kullanmalarını tavsiye et- miştir. Bu tavsiyeye riayet eden 64 kadının 64dü de erkek ço- cuk doğurmuştur. Doktor tecrü. beleri esnasında bilhassa “daima kız çocuk doğuran kadınlardan da,, aynı müsbet neticeyi alabil- diği içindir ki; şimdi kendisini böyle bir iddiada bulunmıya sa- lâhiyettar addediyormuş... tecrübeler yapmış ve erkek ço- | Bir teblig Istanbul, 3İ (A.A) — Türkiye güreş federasyonundan tebliğ edilmiştir: Milli güreş takımının teşkili için yapılmakta olan seçmelerin tamamen bitmemiş olması dola- yısile milli takım kadrosu olarak 28 Mayıs 932 cumartesi günkü gazetelerle yapılan ilân federas- | yonumuz tekzip etmek mecburi- yetinde kalmıştır. Federasyonu- muzu alâkadar eden hususlar da başka teraftan vaki olacak ted- Higatın resmi bir tebliğ olarak değil haber mahiyetinde telâkki- si icabeder. Ajansın Notu Cuma günü Beyoğlu Halk fır- kası idman salonunda yapılan seçme müsabakalarının “netayici ajans resmi bir mahiyette olarak değil istihbarına atfen neşretmiş- ti, balâdaki tebliğden milii takım BORSA 31 Mayıs 1932 Nukut (Sanşı i şile Av. | dprzeta 1 Mârk I zwotl 1 Yenşo 20 leş 7. | 80 dinar 1 çervoneç 1 Altın 1 Mecidiya 1 Banknot 20 1. Fransiz i Sier'in ı Polar 20 drahmi go £. İsviçre 20 leva #florin İğ ordra kanda Milin6 Prüksel Atina Cinevre Sotya Amtardam | kadrosunun henüz teşekkül et- memiş olduğu anlaşılmakta Ol- duğundan tavzihi keyfiyet olunur. © Eaammmmammamımınımımınmmn mez parmak uçlarına akan bir irm vardır. Ellerini terbiye eden insanlar başka bir ele dokunur dokun- | maz, o elin sahibinin ifşa etmek istemediği bir çok şeyleri öğre- niyorlar. Hakikatte insan elinin temas- ları, teselli, gifa ve muhabbet taşıyabilir, Ellerde ruh ve dimağ vardır, denilse mübalâğa edilmiş olmaz. Terbiye gören bir el, dimağı besler, dimağın faaliyetlerini arttırır, hayatın neş'e ve zevk- lerini çoğaltır. Bütün bunların en kuvvetli ve en kat'i delili Mis Helen Kelerin halidir. 1$ bankssı Anadolu Beji Şir hayriye Ttasvay sigorta 11,— | 28,40 istikrazlar | Is. dahı Şark &. D. Muy Gümrük Tahviller *a28 | Elektrik * Tranvay 4,05 Tünel 4— Rahtsma 16,95 Anadolu 1 gs, . ( mümeil YSA | Gelenler, gidenler | Sabık Avusturya sefiri M. Ogüst kral dünkü konvensiyo- nel trenile Viyanaya haraket et- miş, istasyonda şehrimizdeki Avusturya kolonisine mensup bir çok zevat tarafından teşyi edil miştir, Tekinsiz konak ll vam Bunda kızı haklı buluyordu.| Lâkin Fethiyenin bu muhayyel kocasını sanki boğazlamak istiyor müş gibi ne zaman bu fikir zihnis| ne gelse kocaman parmaklarını a-' vucunu kanalıncaya kadar sıkıyor du. Fethiyenin müstakbel zevcini boğazlamak istiyordu. Mahzenden çıktıktan sonra Fethiyeyi görmemişti. Mehmet ağa, artık gizlenmiye lüzum gör mediği zaman zülüflü baltacı Meh medi aradı. Onu konağa davet| etti. Lâkin baltacı saraydan se - © fer hazırlığı sebebiyle ayrılamadı ğını söz olsun diye söylemişti. Ni-! hayet sefere fatiha okunmuştu! Sefere çıkılırken Hünkâr kızılbaş seferine ka « rar verdiği zaman, iç köşke vüze- rayı çağırmıştı. Hünkâr, Marmaraya bakan bu geniş köşkün ortasındaki süslü ©-, cağın yanında geniş, yüksek bir sedire kurulmuştu. Duvarları ince bir zevkin mah- sulü olan minyalürlerle işlenmiş - ti. Beyaz, mavi, erguvani renkle - rin imtizacıyle yapılan güzel çi - çekler arasında o penbe, turuncu, al lâleler yaprakların gösterir - ken, tavanın yaldızlı işlemelerini imtizaçlı, renkli yollarla toplya - rak pervazlara doğru uzanan hat“ lar üzerinden ince ince türlü zer- reler lâlelere doğru akıyordu. Duvarda som mermer taştan 9- cakta ılık bir hararet yayan ateş yanıyordu. Muhteşem avize, ocaktaki alev çarptıkça alâimi sema rengi veri- yordu. Yerde serili ipekli İran halısı - nm sedirlere bitişen kenarlarına altm kakmalı rableler sıralanmış- tı. Her rahle, kırmızı atlas üzerine : p—— Takivm Salı Çarşamba 31 Mayis 1 Haziran 25 Muharrem 26 Muharrem Gün doğuşu 43İ 431 Gün batışı o 703 1934 Sabah namaz 401 40 Öze, 12,11 1212 wa * “ T6Lİ 16,11 Akşam * “| 1983 1944 “Rim 2133 217 2,16 150 191 Yata İmmun p Yılın geçen Günler Yüm kalan Günleri | HAVA — Dün söeklk azami 58, asya - H 17 derece İdi. Bügün hava hafif bulutlu olacak, rüzgâr poyrazdan eseocktir. RADYO Çk salar? İSTANBUL — 18 öm 19 kadar gra» möfon, 19,30 dan 20,30 a kadar Bedis Rıza Hanımın iştirakile sr, 20,30 dan 21 © kadar #ramefonla opera, 21 den #3 ye kadar Müsit Nucetiin Bey, 33 den 2250n kadar cazhant, 214 213 VİYANA (5173 mj — 12,30 konser, 18,49 pik, 14,10 plâk, 1730 pocuklar için,| pr yk ar | günni, 21,15 kontor, 23 dana, BUKBEŞ (3042 ın.) — 13 plâk, 15 plâk, 18 konser, 19,10 kanser, 20,40 taganni, 21 piyano solo, 21,45 flüt solo, 22,15 viyolonsel, KOMA (4413 m.) — 15 plâk, 1545 ken ser, 19 haber, 19,30 konser, 71 haber, Zi45| melodram, 2,55 haber. BUDAPEŞTE (550,5 m.j — 10,15 kon - ser, 13,05 çiçan orkestrası, 18,35 pllk, 19,509 konser, 23440 orkestra, 33,30 şilan konseri. | OSLO (10714 m.) — 18,59 plâk, $i epe- ra, 28,15 konser, 23,45 dans, VARŞOVA (idi m.) — 15,10 plâk, 14,85 Phi, 15,45 plâik, 16,56 plâk, 18,55 konser, 20,45 haber, 31,15 koro, 21,55 saksofon ve banjo, 22.30 piyanö konseri, 24 dans, KÜNİGYÜSTERMAVZEN (1685 m.) — 7 iennastik, 7/15 konser, 18 piâk, 15 kon- ser, 17,80 könser, 19.45 konser, 10,45 Ber- inden aldi, 2335 Budapeşteden nakil, PARIS (1735 m.) — 746 Jimnastik, 845 plâk, 13,30 plfk, 31 edebi müsahabe, 2145 konser, 20,39 musiki. Yarm | 18 konser, 19,16 konser, 2046 plâk, 21 sen- sw | YIYANA (5178 m.) » 1,30 konser, 18,40 plâk, 15 plâk, 16,39 konser, 13 Kon « ser, 20,40 azbant, 22,20 opera, 28,30 kanser, BÜKREŞ (#8L& m.) — 18 piti, Ti pk, fonlik konser, 22 konser, KOMA (4413 m.) «- 18.30 plâk, 18 ha ber, 18,50 taganni ve musiki, 22,45 keman konseri, 23,30 konser, 23,53 haber. BUDAPEŞTE (5508) — 1015 konser, 1305 konser, 18.86 konser, 20,30 çigan rmu- sikisi, 28,30 konser, OSLO (1071,4 m.) — 19,38 disi şarlalar, 10,80 şarkı, 21,80 orkestra, MOSKOVA (1304 mj — 930 dan 29,5 « kadar mesriyat, VANŞOYA (141 m) — 1835 konser, 15445 plâk, 17446 Konser, 18.85 konser, 21,10 konser, 28,20 radyo gazete, 23,55 dans, KÖNİGVÜSTERHAVZEN (1688) — 7 Jimnastik, 715 konser, İİ Lelpzigden nakli, 13 konser, 22 Berlinden nakil, 25,59 dans, PARİS (1125 m.) — 745 Şimnastik, 8/45 plâk, 18,89 plâk, 20 radyo, Zi tyatvo, 21,40 kronllk, 22,80 konser, KISA HABERLER SEYYAN CELBİ — Zelediye Iktımt müdürlüğü, şehire daha fuzla seyyah celbi hakkında bir rapor yapmıştır, geniş kordon gibi som sırma pul lar işlenmiş erkân minderinin ö - nünde duruyordu. Hünkâr, arkasına dar bir min- tan giymiş, geniş kollarını bilek - lerinden birer demir o düğmeyle tutturmuştu. İpekli yah sahtiyandan bir çizme bulunu yordu. Yalnız belindeki hançerin sapı yekpare zümrüt kaplı idi. Ba! şındaysa işretten, ( suiistimalden harvanisinin | eteklerini beline | iliştirmişti. Al,| dar sıkma poturunun üstünde si -| sararmış heybetli, genç çehresine daha ziyade mehabet veren de -! mirden tolgası vardı. Tolgasınm önündeki siper, iri gözlerini gölge! Diyordu. İ Şimdi başta sadrâzam bulun - duğu halde şeyhülislâm, kadras - kerler, kubbe vüzerası, ocak ağa- ları, sipahi ağası, : bostancı başı huzura girmişlerdi. Adap üzere yer öpüp tertip sr- rasıyle el kavuşturarak durdular. Hünkâr, son sözünü söyledi. Kızılbaş seferine karar veril « dikten sonra şimdiye kadar ordu- | , nun hareketi hakkındaki tedbirle | Fransanın mukadderatında rol oynıyacaklar * RR A 2 aa Löbrön, Heriyo, Blum Biribirlerine zıt noktai nazatları temsil ede üç mühim şahsiyet, karşılaşıyor Fransa cümhur reisi M. Dw merin katli ve umumi intihaba- | tın yenilenmesi neticesinde Fran- sanın mukadderatı üç şahsiyetin eline geçiyor, Bunların birincisi yeni cümhur reisi M. Löbründür. Löbrün koyu bir muhafaza- kârdır. Milliyetperverdir. Oka- dar sağ taraftandırki 1919 da Klemansonun kabinesinden istifa etmişti. Puankara gibi Lorenden gelen Löbrün, Hover gibi mes- lekçe mühendistir, Fakat hayatı benzediği bu iki adamın haya- tından daha çok mütevazi geç- miştir. Siyaset hayatıma © gençken atılan Löbrün 1900 de henüz 29 yaşındayken meb'us seçildi. İl sene sonra nazırlığa geçti ve 2919 senesine kadar nazırlık etti. Ondan sonra âyan mecli- sinde 1l sene çalıştı. Dumerin geçen sene cümhur reisliğine iptihabı üzerine âyan reisi oldu ve nihayet reisi cümhür .. Heriyo, yeni cümhur reisinin başvekili Oolacak. Fakat yeni devlet re'siyle yeni hükümet re- isi bir tezat teşkil ediyorlar. Heriyo, * kuvvetli, kudretli faal bir adamdır, edebiyatcıdır, iş adamıdır, idare adamıdır, Çalışa | gel hayat yolunu açan Heriyo, şon'da muallimlikle işe başla- mış, 20 yaşındayken belediye politikacılığına atılmış, 33 yaşın- da Fransanın üçüncü şehri olan Lyon'un belediye reisi olmuştur. Onun idare kabiliyetleri burada göründü ve kendisi radikallarla sosyalistlerin teşriki mesai ede- bileceklerini burada keşfetti. Heriyonun idare “kabiliyetleri onu umumi barp esnasinda Bri- yanın kabinesine İevazım nazırı olarak soktu. Fakat nazırlığı kısa sürdü ve evvelâ âyanda, sonra meb'usanda muhalefete geçti, Kayyonun hapsi üzerine Ra- dikal-Sosyalis'ler fırkası yıkılmış- tı. Heriyo fırkayı ibya ederek onun liderliğini deruhte etti, Heriyo Puankaraya muhalefet etmiş ve Puankara 1924 sene- sinde düşünce, onun yerine' geç- mişti. Onun kısa süren başvekil- liği esnasında Rur vadisi tabliye olundu, Lokarno misakı hazır- landı. Almanyanın akvam cemi- yetine girmesi ve Ren sahasının tabliyesi için yol açıldı. Heriyo, tam sekiz sene sonra tekrar Obaş vekâlete geliyor. Kendisi «Radikal-Sosyalist» lerin başındadır. Bu fırka radikaldir, fakat biç de sosyalist değildir. ! Bilâkis bu fırka ferdiyetçidir ve serbest ticaret taraftarıdır. Bu- | ri dinledi. Hepsine ayrı ayri emir- ler verdi. Sadrâzamdan gayri cüm lesi dışarıya çıktılar, Sadrâzam,| uzun müddet hünkârla beraber! kaldı. Yanında yalnız silâhtar var dı. Mart ayının şiddetli, rüzgârlr bir gününde tuğlar Üsküdara ge“| çirilmiş, otağ kurulmuştu. Yeniçeri ortaları, sipah, hum - baracılar, topçular, srrasıyle ordu erkânı akm akın taşındı. Rumeli ve Anadolu paşaları orduya ilti « hak emrini almışlardı. Saray halkı da padişahla se - fere gidiyordu. Zülüflü baltacı Mehmet, otağı hümayunla gide - cekti, Baltacı Mehmet, yola çıkmaz » dan evvel Mehmet ağaya veda i- çin gitmek istedi. Kalbi şiddetle çarpıyordu. Konaktan içeri girdi- ği vakit bin bir düşüncenin tesiri altında kaldı. O, buraya Mehmet ağaya veda etmek niyetiyle gelirken, en çok Fethiyeyi görmek imkânını düşü- nüyordu. Artık sefere gidiyordu. Kimbilir? belki dönmek mu - kadder olmazdı. Mehmet ağa da,| unla beraber sosyalizm fiki rine teveccühü vardır. Fransanın şu önümüzdeki : i radikal sosyalistlerle sosyalist” rin. Yani radikalların lideri x riyo ile sosyalistlerin lideri Lef” Blüm'ün teşriki mesai etmel bağlıdır. Fakat bu iki şabsi?” de, bu iki şahsiyetin prensip de birbirinin zıddıdır. Blüm faal, hassas bir sosff| &i listtir. Onu siyasete sörükleYf vesile, Dreyfus bâdisesiydi. Ni rista doğan bu alsaslı mu$€ tahsil derecelerini geçerek # katlıkla meşgul olmuş, ve ince zekâsıyla muvaffal cağını göstermişti. Çok geçi den bu genç hukuktan edebi?! ta geçti, Parisin en maruf nekkitleri arasında sayıldı. ra Dreyfüs hâdisesi vuku buluf” ca, o da siyaset âlemine atıl Dreyfüs de onun gibi yal idi. Dreyfüs lehinde çalışırkt') 4, Jauresin nazarı dikkatini celbi », den Blüm, sosyalist oldu. Faki siyaset onun edebiyat merak' yenememişti. Blum, kitapları9' hi) ve tiyatrolarına döndü ve ancifiMi umumi harp onu tekrar siyasi » âlemine sürükledi. Blum, 1919 da Paris meb'sflei . Sosyalistler o fırkası müşkil bir vaziyetteydi. parçalanrnsi in tehlikesi geçiriyordu. Nihayfi fırka parçalandı ve sosyalis le komünistler ortaya çıktı. sıralarda vukubulan münaka! lar ve mücadelelere hâkim olan şahsiyet, Blum'dü. Sosy# listler fırkasının başına ge Blum, bütün sağın istihza nefretiyle ve soldaki komüni#* lerin itbanilarıyla (karşılaşıyff! bunların bepsine göğüs geriyö hücumlara zerre kadar ali mıyordu. Blum, 1929 da Paristeki meb” usluğunu bir komüniste burak mıya mecbur olduğu zam cenüpta Naorbon'a gitti ve kef dine bir meb'usluk temin etmi! ei iste' Norbon bir şarap şehridi (i Leon Blumsa kat'iyyen içki yuk lanmaz. Mubasımları onun (9€' usluğunu kazanmak için $: tatmaşını, o riyakârlık. etm beklediler. Bunu yapmca, teki hücum ( vesilesi o bulacaklar! Blum bunu yapmadı, Norbeği halkına fikirlerini açıkça söy ve kazandı. Fransada vaziyete hâkim ol ba üç şahsiyetin en enteresiği en ebtrikanı ve en ele a sığmiyanı Leon Blum'dur. di Belki bu adam, bu üç şa! yi yetin en mühimi Olduğunu © ispat edecektir. Omer Fethiye de bunu takdir ederdi suretle Fethiyeyi son defa gür cekti. Sonra.. Kararı kat'i meydanında kuvvetli bir kılıcı işi tamamlıyabilirdi. hayat nazarında kararmıştı. şesini kaybetmişti. ... idi. Giniği Zat N Zülüflünün yaldızlı Mehmfi ğayla vedar, pek yanık oldu. gi lüflü sefere giderken elini a K ye geldiği Mehmet ağanın * yeyi haberdar edeceğini um? tu, Mehmet ağa da sefere si cekti. Şimdi o-serdarı ekrem iresi halkı arasındaydı. | O da maiyyeti halkıyle of* iltihak edecekti. Konakta hela lıklar görülüyordu. Zülüflüş iye hiyeyi görmemekten meyus ©' Mehmet ağaya veda ile yi çıkarken, derin derin düşü edi, du. Dar çıkmaz önünde Bi Bu küçük kapının hikâyesini yl tırlıyarak, biz müddet “düştü”. bir halde, ayakta kaldı. (yi * EN çBitmedi) bi