KAŞ -—4 — VAKIT8 Nisan 1932 Maarif işleri Cumartesi Dersaneleri çoğaltılan, tamir edilen, yeni yapılan mektepler İstanbul umumi meclisi maarif en-) cümeni geçen sene vilâyetin maarif ihtiyacını tetkik ve tesbit ederek mec Msi umumi heyetine bildirmiş, heyet mâarif encümeninin tanzim ettiği mazbatayı kabul ederek tatbik edik! mek üzere vilâyete tevdi etmişti. İs- tanbul maarif müdürlüğü, bu mazba- tada tesbit edilen ihtiyaçlardan bir kısmmı şu suretle gidermeğe çalış-| mıştır:, Beşiktaş kazasında köy içinde on bir smıflı yeni bir ilk mektep mak için arsa alınmıştır. Emi kazasında Hocapaşadaki kırk sekizin ci mektebin harap binası esaslısurette tamir edilmiştir. Anadolu hisarındaki ilk mektebe bir dershane daha ilâve olunmuştur. Muratlıdakj üç dersha-| neli mektep tamir edilmiştir. Hadım köyündeki ilk mektep için evvelce na| hiye müdürlüğü olarak yapılmış olan! Muhtelit | Mahkemelerde | Reddedilen davalar Türk - Yunan mahkemesi dün- kü celsesinde otuz davaya bak- mış, bunlardan yirmisini talik etmiş, onu hakkında ret kararı vermiştir. Reddedilen davalar, gayrı menkullerin tazmini için hükümetimiz — aleyhine © açılan ceman yekün 27378 Türk altın- hık zarar ve zivan davalarıydı. Yunan vapuru kurtarıldı Iki hafta evvel Karadeniz bo- gazı methaline 15 mil mesafede sis ve fırtına dolayısiyle bir çok | yaralar alarak yarı batmış va- zyette” karaya düşen 5500 ton kömür yüklü “Leandros,, ismin- deki Yunan vaporunun kurtarıl- masından ümit kesilmiş olduğun- dan mürettebat vapuru tetket- mişlerdi. Türk gemi kurtarma şirketinin Lavalet ve Alemdar tahlisiye vapurları Yunan vapu- “runu kuatarmıya muvaffak ola- rak dün Sabah yedekte Büyük- dereye getirmişlerdir. Providans tehlikeli bir vaziyette Bundan on gün evvel İmroz adası cıvarında karaya oturan Mesajeri Maritimi kumpanyası- nın 12 bin tonluk Providans va- puriyse henüz kurtarılamamıştır. Vapur çok tehlikeli bir vazıyete irmiştir. Sİ etin dalgıçları vapurun al- tına girerek fenni usullerle ka- yaları koparmakta ve gemiyi sulara doğru indirmiye çalışmak- | tadırlar. Gemi bir milyon lira kıymetindedi Afiş işleri Ajansla Belediye arasındaki afişaj mukavelesinin tadili karar- laştırılmıştır. Belediye afişaj ta- rifesinde esaslı tadilât yapacak- tır. Meselâ köprü üstünde 50, 70 lira olan bir ilân gözünün ücretini 30 liraya kadar indire- | cektir. Belediye afişaj işini gene yeni | bir mukaveleyle Anadolu Ajan- sına verecektir. İ mw Cesur Kaçakçı enzim ii ii Bu akşam il ( Monsieur ANDRE LUGUET nin temsili Yarın akşamdan itibaren GLORY A'da kârgirbina alınmıştır. Yenice köy mektebi beş dershaneli. yapılmıştır. Büyük bakkal ve Paşaköylerinde bi- rer mektep açılmıştır. Büyükderedeki 3 dersaneli mektebin snıfları beşe ib- lâğ olunmuştur. vwri köylerinden bekçiler, Fethi köy, büyük kılmçlı köylerinde tedarik edilen binalarda birer mektep açılmıştır. Üsküdar kazasında yeniden bir mek tep daha yaptırılması için de bir ar- sa İstimlâk edilmektedir. Eğri kapıda Kasımpaşada, Bomontide, Eyüpte ve Uukapanında evvelce inşalarına baş- lanmış olan mekteplerin inşaatı ik- mal edilmiştir. Buralarda bu sene ye- ni birer mektep açılacaktır. Eğri ka- pıda Un kapanında açılacak mektep- ler on ikişer dershaneli, Kasımpaşrs daki sekiz, Bomontideki yedi dersha- neli olacaktır. Gayrı mübadiller Cemiyetinde Neler oluyor Gayrı mübadiller cemiyeti ida- re heyeti tarafından seçilecek heyetin Ankaraya giderek mali- ye vekâleti nezdinde faizler bo- nolar çıkarılması için teşebbüs- lerde bulunmasına karar veril- mişti. Fakat pazartesi günü idare heyeti “ekseriyet olmadığından toplanamamış, mükerrer davet- lere rağmen heyet evvelki gün ve dünde toplanamamıştır. Do- laşan şayialara göre idare heye- ti azaları arasında muhtelif me- seleler yüzünden ihtilâf çıkmış, bu yüzden azadan bir kısmı is- tifa etmiştir. Bunun için gayrı mübadillerin yakında umumi bir toplantı ya- parak cemiyete ait bütün mese- | 10 a kadar İnci hanımın leleri müzakere etmeleri ve ye- ni bir idare heyeti seçmeleri ih- timalinin kuvvetli olduğu söyle- nilmektedir. : 7 Nisan 937 Kambiyo Finsz Frangı I Ingiliz Tirası Kr. “TL mukabili Dola v5 Liret Belga Drahmi Is, Frant Leva Florin Kuron Şilaş Pezeta Mark Ziot Pengö . Lex 1 Türk lira Dimar Çervoneç Kuruş Nukut Fransız Frangı Dolar Ingiliz tiras Liret Altın Mecidiye Banknot le FOX) göreceğiniz aşk ve macera filmidir. ilâveten: P. D. C. halihazır dünya havadisleri. ii Sahnede: SAİT EDİP birinci Türk varyete sanatkâr, ann) beynelmilel repertuvarında GER nnmiz, LADAMOKAMELYA 9 nisan 2 Zilhicce 3 Zilhicce Gün doğuşu oo 533 531 « bati O İSA 1842 Sabah namazı o 433 431 Öğle IğI6 1216 Ikindi 1856 15,58 Akşam 184 1842 Yatsı 2015 20,16 Imak 348 346 Yılm geçen günleri 97 98 « klan oç 970 269 aram ya ERE ea MR AE Hava — Dün sıcaklık azamt 23, asgari 14 dereceydi. Bugün bava bulutlu olacak ve rüzgir mütekavvil esecektir. | Radyo | istanbul — 6dın7ek mofon, 7,80 dan 830 a kadar V za hanımın iştirâkile saz. 830 dan 9 a kadar gramofonla Karmen öpereti, 9 dan işirâkile saz, 10 dan 1030 « kadar tango Viyana — 1230 bonser — 1340 Mozart © Rostini'den parçalar — 15 plak — 16,30 çocuklar için konser — 16.55 gençler için konser — 18 kor- ser — 20,70 konser — 21.30 Avwupa için konser — 23,25 dans Helisberg — 7.30 jimna musiki — 9.30 jimnastik — 1230 Bres- lau'dan konser nakil — 17,30 konser — 91 Opera örkestrasile konser — 2215 Opera, Berlinden nakil Bükreş — 13 plak — 18 muhtelif parçalar — (9.10 musiki — 9 konser 31.45 Romen musikisi orkestrayla Budapeşte — 10,15 konser — plak konseri — 18 Tsigan orkestrasiyle konser 1930 salon orkestrası 21,30 beynelmilel prog'am, Varşoradan nakil — 23,20 Tsigan musikisi Oslo — 1930 dans. parçılan — 2140 konser — 23,15 orkestra Moskova — 9 dan 2! e kadır neşriyat, Varşova — 13.10, 1435, 15,45 plak — 1835 Mandolin konseri 2LAS askeri havalar — 2130 filarmo- mik orkestrayla Avrupa konseri — 23,40 dans ; Paris — 845 jimnasik — 10 ha: ber” İS musik “21.45 haber — 2945 radyo konseri m 20, yaber. Yarın 9 nisan Viyana —- 1200 konser 15 plakla Ksruzo'nun parçaları — 17,20 musiki — 17.50 muhtelif parçalar 20,15 keman ve taganni — 21 komedi 23,15 konser ve dans. Hellisberg — 730 jimnasık ve musiki — 930 jimnastik — 12.50 kon- ser — 17 konser — 9025 piyano kon- seri — 2035 askeri bando — 21 ope ret — 2330 dans. Bükreş — 14 plsk 18 we 19,10 orkesva — 21 taganni — 2100 eskeri musiki — 22,15 konser, Budapeşte — 1015 konser — 1305 konser — 18:25 plak konseri — 2025 Ayda operası sonra Tsizan mü sikisi Oslo - 1730 konser — 1915 lif havalar — 21 konser — 2315 milli havalar ve danslar — 24 dans Moskova — 8.den 9le kadar neşriyat Varşova 1310 Lembergden nakil — 1435 plak — 1833 musiki — 1930 konser — 21415 konser — 2350 | dans Paris — 845 jimnastik — musiki — 10 haber — 1430 musiki — 91,45 haberler — 2290 babetler — 2245 şarkılar — 23,15 haberler, Raşit Riza Tiyatrosu ŞEHZADEBAŞI Bugün 15 de Yarasalar Akşım 2130 da Samson Pazartesi 4 şami Fransız tiyatrosunda Otello SUREYYA Tiyatrosu ERTUĞRUL SAADETTİN ve ARKADAŞLARI saat ,30 da TUAL BURCUNDA Komedi 4 perde Yazan: İbnir- refik Ahmet Nuri bey 045 | | yukarı cihetlere gittiklerini söyle- | diniz mi? Ayrıca arlistier revüsü Yakında; İ rasında bir kan olacaktr. Patrisin Kalpte İğne Onlara tehlike lâzımdır. Bu nok-| taya çok dikkat ettim. Eğer istese| ler kendilerine rahat bir vaziyet temin edebilirler. Hayır. Onlara mücadele, sefahet ve hattâ sefa- let lâzımdır. Beşeriyet böyle azi- zim.. Âlimlerin bir çok keşifleri- ne rağmen.... Mühendis, Franoy'un sözlerini dinlemiyordu. Daha doğrusu din- liyor gibi görünerek yürüyor, fa kat başka şeyler (o düşünüyotdu. Franoysa, hem söylüyor, hem de birdenbire durarak bir nidayı hayret çıkarıyor, sonra tekrar yo- luna devam ediyor, tekrar birden bire durarak bu sefer hiç bir gü- zelliği olmıyan bir yere gözlerini dikip kalıyordu. O zaman Lartig bu gezintinin her halde başka bir maksadı da olduğunu düşünerek müteselli o- luyordu. Şato, şimdi ağaçların arkasında kaybolmuştu. İki arkadaş Marki'- nin koymuş olduğu gözcüleri gör- müşlerdi. Bu adamlar şimdiye ka- dar hiç bir işe yaramamışlardı. Fakat Franoy öyle düşünmüyor - du: — Bunların hic bir işe yarama- dığını iddia edemeyiz. Bana ka- İsa kasaların şatodan çıkmadığı nı tespit ederek, hırsızların ve ka- tillerin şatoya yabancı kimseler olmadıklarını ispata yaramışlar- dır. — Filkakika Sie... Tekrar yürümiye başladılar. Öğ le yemeğini yolda rastladıkları bir handa yediler. Franoy, her ras ladığı kimseyle her ne mevzu üze- rine olursa olsun görüşüyordu. Sar bahleyin iki balıkçıyla konuşmuş tu. Fakat bunlar, pek te ona yüz vermemişlerdi. Fakat han sahibi kadın gevezeydi, nehrin pek ten- ba olduğunu, . bü “Na yade e di.. ve içini çekerek: — Kimsenin gelip burada ye- mek yediği filân yok.. Halbuki ne güzel yerler... — Manzara pek güzel, evet.. Benbu nehri sevmiyorum.. Esasen suyu olmıyan manzaradan hiç bir| ilham alamam. — Siz sağır mısınız? Franoy hiç (bozmadan cevap verdi: — Eh, ara sıra yazarım. Fa- kat bu nehirde neler gördüğünü- zü öğrenmek isterim.. — Ne göreceğim? Ara sıra bir kayık.. — Hayır canrm.. Öylesi değil.. Malümya şairler fevkalâde şey- lerden hoşlanırlar. o Hiç nehirde fevkalâde bir şeye tesadüf etme- — Havır.. Fevkalâde hiç bir şeye rastlamadım. k Bütün gün, iki arkadaş, rast geldiklerine bu tarzda suâller sor dular, fakat hiç birşey öğrenmek kabil olmadı. Franoy: | — Eh, dedi, insan ilk günden bir şey bulacak değil ya.. Daha ö- nümüzde yedi gün var.. Geldikleri noktaya kadar tek-| rar döndüler. Lartig cesaretini kaybetmişti. Franoy da bir şey bulamıyordu. Sekiz gün geçme- den evvel de elbet bir cinayet da-| ha olacaktı. Demek tekrar bu kadınlarla 2- odasında eski cinavetin katil alet| lerinin bulunuşu, Elena ile karde- sinin çok isine yaramıştı. Fakat Patris itiraf edebilir ve onları ele verehilirdi.. Diğer taraftan. biz- zat Elena onun itiraf edebileceği» ni kendisine, hem de Marki ile ha ber göndermek suretile, <öylet-! misti. Hem «idin onları ihbar hi. le etse, alevhlerinde hir bir delil olmadığı icin, nihavat ilâ sün son ra onları Kirakaneklardı, Mühendis bütün hunları düsü- nüyor ve muztarip oluyordu. Yük sek sesle mırıldandı: Nakleden : fa. — Tehlike gene bâki, ne yap - malı? Franoy sigarasını yakarak: — Evet, dedi, biliyorum, Elena her gün şatoya gidiyor. Kendisi- nin ne kadar tehlikeli olduğunu biliyoruz. — Mani olabilir miyiz? — Hayır. Nasıl mani oluruz. — O halde? Polis hafiyesi mütevekkilâne susuyordu. Onun bu hali mühem disi sinirlendiriyordu. Mühendis bir şeyler yapmak istiyor, fakat Franoy ona mani oluyordu. Son- ra, iki kız kardeşler, niçin kaç- mak istememişlerdi.? Uçurum ke- narına geldikleri halde el'an ken dilerini kuvvetli mi zannediyor- lardı? Dostunun bütün düşüncelerini yüzünden okumakta güçlük çek- miyen polis hafiyesi sordu: —Size buradan uzaklaşmağı teklif etsem, ne dersiniz? Jan kat'i bir sesle cevap verdi: — Tereddüt etmeden red ede- rim, — Böyle söyliyeceğinizden e- minim, Fakat kaçmak daha doğ- ru olur. “Gözden irak olan gönül- den de irak olur,, derler. Fakat siz bilirsiniz. — Hayır, kalacağım. Kalbim param parça olsa bile bu mesele- nin nibayetlenmesini merak ile bekliyorum. — O halde Elenanm inat edişi ne hayret etmeyiniz. Şüphesiz bir çok tehlikelere maruzdur. Fakat siz de öylesiniz. Zira, söylediği- niz gibi kalbinizin parçalanması pahasına kalmak stiyorsunuz.Hal WE: dürüst, sakin ve temiz vicdanlı bir adamsınız. O halde ci nayet ordusunun askerleri de- mek olan katiller ve canilerin si- zin kaçınmadığınız tehlikelerden kaçınmalarını nasıl istersiniz? Mantıki olalım. Elenanm kalmak için bir çok sebepleri var. Şüphe- siz yarım, öbür gün yaptığı işlerin menfaatlerini toplıyacak. Sonra polis avucunu kapatabilir, fakat ancak havayı kapatmış olur.. — Ne demek istiyorsunuz? — Şunu demek istiyorum ki, a» zizim, bu iki kardeş, her halde bi zim müdahalemizden evvel kaç- mak için tedbirlerini almışlardır. Sizin teklifiniz onların sadece ho suna gitmiş olabilir. Kendilerinin tedbirsiz bulundukları düşünüşü nüze de gülmüşlerdir. Rücat hat- larını temin etmiş olmasalar bu ka dar emin hareket ederler mi idi? Ve yahut ki... , — Ve yahut ki, — Hiç... Lâf olsun diye söyle- dim. Franoy gene susmuştu. o Nehri geçip otnmobillerine binecekleri zaman Elenanın otomobilinin de orada olduğunu; gördüler. noy: — Güzel gürcü, gene markinin yanında, dedi. — Bekliyelim mi? — İsterseniz. Biraz sonra Elena kayıkla şa- todan geldi. Onları vörünce biraz canı sıkıldı ise de, derhal en gü- zel tebessümü ile sordu: — Markiyi görmeğe mi yordunuz?. — Hayır madam. Otomobilini- zi gördük te sizi bekledik. — Teşekkür ederim. Ne iyi et- mişsiniz. — Hem de sizden malümat is- tiyecektik.. — Benden mi? — Evvelâ sizin, sonra hemşire“ nizin sihhatiniz hakkında.. , “Bitmedi) gidi-