Et meselesi etrafında düşünülen tedbirler Koyun gelmesinin. yükselmiye başlıyacağı söyleniyor Erzurum ve civarından şehrimize Koyun gelmemiye mıştır, o son günlerde yalnız Karabiga ve Bandır- madan koyun gelmektedir. Bu itibar - Ta et fiatlerini yükselmiye başlıyaca- Hı zannedilmektedir. Evvelce et ticaretiyle meşgul © »| Yan Şehir meclisi daimi encümeni â& -| yasından Yusuf Ziya Bey, et fiatle -| rinin ucuzlaması meselesi ( hakkında| şu mütaleada bulunmuştur: | '— Mezbahada yapılan havai bars kül tesisatı bittikten sonra hayvan ke Bilmiş olarak tartılacak ve bu tartı - dan resim alınacaktır. Bu suretle kilo başma alman o kuruş belediye resmi, meselâ sekiz ku Tuşa inecektir. Fakat bunun et fiati üzerinde tesir yapacağına kan; deği- Yim. ., Çünktü kiloda iki kuruş, hattâbeş kuruş resim tenzili fistlere hiç tesir! edemez. Hattâ itikadımca belediyenin) mali vaziyeti müsait olsa da etten alı. nan rüsum büsbütün kaldırılsa, bu,l İ tışmı, fiatlerin toptan tan azaldığı, flatların gene et flatlerine tesir yapamıyacak- tır. | İşi esasından halletmek lâzımdır. Fikrimee eti pahalılaştıran küçük ka- saplar değildir, toptancılardır. Ne oluyor, ne gibi tesirler vardır? Bu, henüz zannediyorum ki, ne bele diyece, ne de mezhaha idaresince ar laşılmamıştır. Şu halde Avrupada ol duğu gibi, bir et hali yapmı lediye mürakabe etmelidir.,, Trakyadan bir şikâyet ! Trakyadan İstanbula gelen koyun ve kuzulardan iki defa duhuliye res-| mi alındığı hakkında ticaret odası va. sıtasiyle alâkadarların bı kâyette bulundu mıştı. Belediye reis muavini Bey: — Tarifemizi tatbik ediyoruz. Bi. ze resmi veya hususi olarak da bu hususta bir şikâyet yapılmamıştır, Demişti iel Nuri| “Adliye H Ege vapurundaki kaçak- çılık davası Iki ateşçi hapse ve para cezasına mahküm Dün, gümrükte, etle > malleli« mahkeme-| simle, Ege vapurundaki kaçakçılık da- vası peticelenmiştir. Dünkü celsede, müddei umüml id dianamesini okumuş, ipekli kumaşla. Tı İskenderiyeden gizli bir surette ge tiren Eğe vapuru ateşçilerinden Ah- metle, Ahmetten bunları satın alan ve sahile çıkarırken yakalanan Mus - tafanın tecziyesini istemiş, ancak Mus tafanm içtimai vaziyetinden ve safi- yetinden istifadeye kalkıştığınm na - zarı İtibare almması lâzım geldiğini işaret etmiştir. Bundan sonra maznunlar müdafa- slarmı yapmışlar, Ahmet, şahi ötlerin | birer yalaner şahit olduğunu iddia et- miş, Mustafa da ipekliler; Ahmetten| aldığını söylemiştir. Heyeti hâkime müzakereden son « a, İskenderiyeden ipekli kumaşları getirdiği ve Mustafanm memlekete itflaline teşebbüs ettiği bit olan Ahmedin 6 ay hapsine, ancak! gemi mürettebatından olması itiba - | riyle bunun 9 aya iblâğma, Mustafa. nm da 4 ay 15 gün hapsine ve müs - tereken gümrük resmiyle beraber $3 Jira para cezası vermelerine karar ve| silmiştir. Ahmet, mühakemeyi müteakip tev.| &if edilmiştir, Kaçak sıgara kâğıtları davası Evinde kacak cigara ve kopya kâ - ğıdı bulunduğundan dolayı evvelce 6 ay hapse ve 1255 lira para cezasma mahküm edilen Hasan hakkındaki ka! rar, temyizçe naksedilmiş ve dün do-! kuzuncu ihtisas mahkemesinde dava yeniden görülmüştür. Mühakemenin dünkü celsesinde, bulunan kaçak kop ya kâğrtlarmın ne miktar cigara kâ. ğıdı teşkil edeceğinin ve ayrıca ya -| — iy na anan Bu akşam LL Elhamra Sinemasında WİLLY LILIAN CONRAD Konsre kalanan cigara kâğıtlarının kopye kâ| ğıtlarından yapılmış olup olmadığının | tesbiti için müsadere edilen kaçak kâ ğıtlarm asıl vukufça tetkikine karar verilmiş ve dava nisanın onuna bıra -|ğ$ kılmıştır. Evinde 183 varka cigara kâğıdı, 400 gram kaçak kıyılmış tütün bulun duğundan dolayı m katen doku zuncu ihtisas mahkemesine serilen Zonguldakta 63 numaralı ocakta kah.) veci Mustafanın muhakemesi dün * rülmüştüz. Maznun, bulunan Adin etmiştir | Raşit Rıza tiyatrosu tütünlerin bir iğ düşmanlık neticesi evine barakaldığıı aberleri neticelendi edildiler SN elisee Hasanın kaçakçılıktan be raatine, kasek tütün ve cigara kâğr - dmdan dolayı takibat yapılmak üzere zabıt varakası suretinin müddei umu- miliğe verilmesine (karar verilmiş - tir. Kahve ocağınde, beheri yarımşar kiloluk 17 paket kıyılmış kaçak tütün bulunduğundan dolayı suçlu olarak| ihtisas mahkemesine verilen kahveci Ropenin muhakemesine dün devam © dilmiştir. Dünkü celsede, (hadise hakkında zabıt varakası tanzim eden komiser muavini ve polis efendiler şahit sıfa- tiyle dinlenilmişlerdir. Gelmiyen di - ger şahidin de telbj için o muhakeme 12 nisana bırakılmıştır. Ahmet Hidayet Beyin açlığı hakaret davası Dün Sultanahmet sulh birinel ce - İ za mahkemesinde Ahmet Hidayet Bey tarafından Ertuğrul Muhsin Bey a -İ leyhine açılan hakaret davasına de - vam edilmiştir. Evvelâ suçlu vekili Sadi Riza Be - dl yin istifası okunmuştur. Hidayet Be- yin vekili, suçlu Ertuğrol Maruhsin| Beyin sorgusu olduğundan, mahkeme nin gıyaben devamını İstemi: | Hâkim, muhakemeye gıyaben de « vam edilemiyeceğine, ancak suçlunun Avrupadaki Adresini (o bilmediğinden bir ay müddetle ilânen tehliğat icra -| sına, duruşsmanm $ mayis pazar mesi ne bırakılmasına karar vermiştir. Süreyya sinemasında bu ak- m, İl Nisan Pazartesi Fran | öratrosunda (Otello) . ! Melek Sinemasında GAYNOR JANET VE WERNER Tâveten : | 13.05 Balalâyka konseri — ! musiki — N BAXTER'in Saadet Gölgesi (Papa Longues - Jambes) Kadın, erkek herkes tarafından beğenilecek bir filmdir. Bu meşhur roman (Örümcek dede) namile Türkçeye tercüme edilmiştir. Sesli oOVaryeteler m A İ Takvim Çarşamba “Perşembe 6 nisan 7 nisan 29 Zilkade 30 gükade Gün doğuşu batışı Yılın geçen « kalan günleri 95 » 2 Heva — Dün sicaklık azami 25, asma (3 dereceydi rüzgir poy 1 esecek hava lu ola- Bogün caktır, | Radyo | Istanbul — 6 — 7 gravolon, 730 — 830 saz Nimer hanım: Yesari Asım B 830 — 9 gramofonla K 9 —10 Bedayii musike 10 — 1340 konser ant Viyana - 120 konser — 15 pl önser 18 2290 konser 23,05 konser. Bükreş — 13 Romen havaları — 2040 21,40 Seç banjo solo lak — 18 muhtelif taganni > solo — Budapeşte — 1015 konser — | J 19 könser— 20 kanser — 21 konser — 94 Tsigan musikisi, Oslo — 18 konser — 21 orkestra konseri — 23.15 Norveç romansları, Moskova — 10 dan 31 e kadır deşriyat. Varşova — 1835 balk konseri — 45 radyo gaz: 2215 taganni — lethöven — Paris — 845 30 konser, Yarın 7 nisan Viyana 5— 1340 konser — 15 17 70 piyano ko: i — 1805 — İİNO her mezikisi —eras 3.30 dans Helisberg — 7,30 musiki — 990 jimnastik — ser — 14,05 konser — 21 Berlinden nakil , Bükreş — 18 hafif masiki — 1910 konser — 20 konser — 91 w- gannt — 2215 konser Budapeşte — 1015 salon or kestrası - 13.05 Tigan musikisi — 18.30 plyanoyla şarkı, viyolonsel 21,15 öperet. Oslo — 1830 koro — 21 orkest ra konseri Moskova — 9 dan imnestik ve 30 kon- 2ie kadar mektepliler için radyo Varşova — 1: — 1835 oda musikisi — gazetesi — 21,15 konser — 2330 dans. Paris — 845 jim 945 baber — 23 Pigal u- yatrosundan hakil, SUREYYA Tiyatrosu ERTUĞRUL SAADETTİN ve ARKADAŞLARI ni, VA nurun V İ Komedi 4 perde Yazân: Ibnir- refik Ahmet Nuri bey İAyrıca artistler revüsü Yakında stik — iGuma akşa- mı saat 21,30 da LADAMOKAMELYA A, temsili E Paramount İ her zaman söylemiştim, temiz- | hayet, çok çok on seneyle kur- i tulurlar. İ şey şu sekiz gün meselesi, Ni- | kaçmak i bu, İ kat eder misiniz? (Le Congrds s'amuse-Der Kongress Tanzt) Filminde, Bürün şarkıları, bu Almanca kopyasına mükem- mel Halihazır | Kalpte İğne — Ne biliyoruz? dedi. Sade | ce Patrisin katil olduğunu de- ğil mi? Eh, o da yakalandı ve | hapiste, Elena ona itiraf etme- sini tavsiye ediyor. Niçin? On- ların da mücrim olduklarını bi- liyoruz. Fakat delil yok. Size lenmiş hançer.. Otomobilde bir leke,. Bütün bunlar bir şey de- gil, Katilin odasında bir han- çerle bir iğne bulundu. Eu, Gürcü kadınların lebine çok iyi bir şey. Cezaları hafifler, ni- Asıl beni düşündüren çin? Neden? Niçin bu hınzır kadınlar teklif ettiğiniz vasıtayla istemediler. Sekiz günl. Bu zamanın da hiç de- mek olduğunu biliyor musunuz, Lartig? — Bir fikrinz yok mu? — Hiç olmaz olur mu? Yüz | fikir buldum, fakat hepsi de birer birer boş çıktı. Yalnız, istemediğim bir şey varsa, tek- rar kont Marki ve Elena mü- sellesi içinde dolaşmaktır. Bu- nun içinden köylelikle çıkama- yız. Franoy durdu: — Siz daha kahve altı etme- mişsinizdir. Öyle değil mi? — Evet. — E, işte bana lâzım olanda Julyet.. Hizmetciye söyle sofrayı hazırlasın. O yerken ben- de döşünürüm... Mühendisi orada gidip bahcede. rardağın altına olurdu. Bir az sonra, Lartiğ de Kartı “döyürârâk” yatinâ yordu. Polis hafiyesi, birdenbire sordu: — Ren nehrinin sabillerini bi- lirmisiniz ? Bir az. — Cözel yerler değil mi? — Evet hem de kimse pek | farhında değil, İsviçreye pek ya- İ kın olduğu için berkes oraya gidiyor, — Doğrusu buralarını bende pek iyi bilmiyorum. Lartig, kem köylüleri de tanımıyorum.. işte, tatil zamanını geçirmeden bun- larla meşgul olacağım. — iyi edersiniz. Fakat bizim mesele... Lartig sözünü kesti ve”sordu: — Gezintilerimde bana refa- birakarak — Hay bay, memnuniyetle. Şurada sekiz günümüz kaldı. Bu müthiş haleti rabuyeden kurtul- duktan sonra dolaşırız. ga en ny "m CESUR KAÇAKÇI (Monsieur le FOX) ANDRE Luguet e FRITSH HARVEY VEİDT Dans diyor tatbik Dünya Havadisleri ediliyor i Franoy bıyık altından güldü; — Niçin bir hafta bekliyelim azizim, dedi. Ben bir şeye dik- kat ettim. insana fikirler, tabia- bn güzellikleri arasında dolaşır- ken geliyor. Ben Şarlo Holmesin hiç bir vakit çiçekleri sevmedi- ğini iddia etmiş değilim. insan polis hafiyesi olmakla insanlıktan çıkmış olmaz ki.. Bu garip mükâleme, mehendisi sinirlendiriyordu. — İsterseniz, dedi, size derhal refakat ederim, konuşa konuşa gezeriz. Polis hafiyesi karısına döndü: Beni bu hafta içinde öğle ye- meklerine bekleme. Her halde pek uzaklara gidecek de amma, meşgul olacağımızı zan- nediyorum Lartig sordu: Sovua sahilini mi, yoksa En | sabilini mi önce gezmek ister- siniz ? — ikisini de azimim, Zira bu l iki sabilin de cahiliyim. Hatta, kendimden utanıyorum bile.. — Siz de fazla mubalâğa edi- yorsunuz. — Hayır... Ben sadece Roa sahillerin güzelliğini yakından görmek köylülerle temasa geç- mek istiyorum. — Ne zaman isterseniz. — O halde derhal. Düşünmek ve harekete geçmek için vakti- miz yok. Bu gezintileri bir angarya gibi telâkki eden Lartig, bu kadar mühim bir mevzuu bir tarafa bi- râkârel bavaiyattan bahsede mühendise “sor: — Nereden başkıyalım. — Gayet basit Başlangıçtan. Markinin şatosun”* karşısındaki son sahilden. Ve kendisine hayretle bakan mühendise gelerek, ilâve etti: — Zannedersem yola taham- mülünüz vardır. Zira, buralarını otomobille rahat rahat gezeme- yiz. KÖRÜN YATAĞI Aynı saatte Elena Gregorov- na şatoya geliyordu. Son zamanlarda almış olduğu itiyat bi afına olarak, Elena oto- mobilinden inerek kayığa bindi ve şatoya gitti. Şimdi Überin va- zifesini bir başkası görüyordu. Larşe elan taharriye devam edi- yordu. İk muvaffakiyetten sonra Larşe gittikce faaliyetini arttırı- yordu. Zira kasaların şatodan çıkmadığına emindi. Marği gitmişti. Pek tabi, ha- pishaneye, Patrisi teselliye gitti- ğini po'is müfettişine söyleme- mişti, zira, Larşe muhakkak ki ihtiyarın aklin: kaçırdığına bük- mederdi. Hoş Elena nın sözlerine kandı. ğı için ihtiyar pek de akıllıya benziyor değildi. Genç kadınla hemen hemen aynı zamanda, şatoya kont Kas- telmeyranda gelmişti, Kont bir akşam evvel kendisine telefone etmiş, E'enada, söz arasında ertesi sabab şatoya geleceğini söylemişti, Kont onu görmek fır- satını kaçırmamak için bemen oda şatoya gelmişti, Elenayı gö- rünce sanki tesadüfen buluşmuş» lar gibi: — Sizi gördüğüme ne mem- nun oldum, dedi ve elini öptük- ten sonra ilâve elti: ” (Bitmedi)