Büyük bir istikbale namzettir e m Mabeşistanın Paris sefiri Ankara seyahati intiba- larını anlatıyor Habeşistanın Paris ve Londra «€- firi M. Beciranda Zallaka dün sabah! Ankaradan şehrimize dönmüş ve ak - şam üstü Yunanistana hareket etmiş- tir, M. Zallaka hareketinden evvel bir muharririmize şunları söylemiştir: — Türkiyeden fevkalâde güzel in- tibâlarla ayrılıyoruz. İmparatorumaz hazretlerinin hu - susi mektuplarını takdim münasebe- tiyle huzurlarına kabul edilmek fır - satına nail olduğumuz Gazi Hazret « lerinin yüksek şahsiyetleri kendileriy le olan mülâkatımızın daha ilk daki- kalarında bizi tesiri altına aldı. Bü - yük Reisi Cümhurunuz, omülâkatı - mızda bizden (Habeşistan hakkında; malümat istediler, kendilerinin mem -! leketimiz hakkında besledikleri sami. mi hisleri öğrenmekle mesuduz. Türk milletinin medeniyet yolunda sür'atle ilerlemek hususundaki azmi Ankaraya! giden herkes tarafından derhal an -| laşılmaktadır. Türkiyenin büyük bir! istikbale namzet olduğu muhakkak tr. Türkiyeyle memleketimiz arasında| ticari münasebet yoktur. Memleketi - mizde Türkiyenin bir konsolosu bu - lanmaktadır. Memleketimizin de Tür kiyeye hir sefir göndermesi düşünül. mektedir. M. Zallaka Habeşistan hakkında şunları söylemiştir: — Habeşistanm 15 milyon nüfu- sü vardır. Nüfusunun yüzde beşi is- lâm, diğer kısmı ortodoks dinine ma- liktir. İmparator ayni zamanda siyasi ve ruhani reis olmakla beraber ayrıca bir patrik de bulunmaktadır. Habeşistan meşruti usulde idare edilir. Tamamiyle müstakildir. 100 â- zası olân bir mehus meclisi ve âzası 50 olan bir âyan meclisi vardır. Mebusların ve Ayan Âzasınm inti « ği İmpazralorun iaslik etmesi) Darü'fünunda Hukuk fakültesinde imtihan şekilleri Hukuk fakültesi müderrisler meclisi son toplantısında bukuk imtihanlarının bundan sonra grup imtihanları şeklinde yapılmasını kararlaştırmış ve bu hususta ye- ni bir talimatname bazırlamıştır. Bu talimatnameye göre; mü- nasebet ve taallâku olan bir | grup addedilecek ve talebeler bu grupların imtihanlarını birden vereceklerdir. Meselâ; hukuku medeniye, Roma hukuku ve ta- rihi hukuk bir grup, hukuku ida- re, bukuku düvel ve hukuku esasiye diğer bir gruba ayrıl- mışlardır. Her hangi gruptan olursa ol- sun, bir dersten dönenler, o gruba dahil derslerden tekrar imthana tabi tululacaklardır. Talimatnamenin gelecek sene- den itibaren tatbiki mümkün olacaktır. Diplomaların yeni şekli Yeni harflerin kabulündenberi mezun olan darülfünunlulara, bir şekil tesbit edi'emediğinden dip- loma yerine birer vesika verili- yordu. Öğrendiğimize göre; darülfü- nun dip'omasının yeni şekli tes- bit edilmiştir. Buna göre diple- malar gotik hazfler'e doldurula- cak ve en üstünde T. C. remzi işaretiyle mukavves bir zeytin dah bulunacaktır. Şimdiye kadar verilmiş olan vesika'arın iki diplomalarla teb- diline yakında başlanacaktır. lâzımdır. Habeşistan (ziraat memleketidir. Bilhassa fil dişi ve kahve ihraç eder. Erkeğin kıyafeti memleketimizin iklimi icabatından olarak beyaz bir nevi ihramdır. Son zamanlarda genç kızlarımız arasında Avrupa kıyafeti kabul edenlere sık sık tesadüf edil mektedir. Maarifte : Baytar mektebinde bir nakil meselesi Dünkü Akşam gazetelerinden biri baytar mektebi müdürlüğüy- le asistanlardan bazıları arasında vukubulan bir hadise dolayısiyle birkaç asistanın başka yerlere ! nakil ve tayin edildiklerini yazı- yordu. Dün bu hususta mektep mü- dürü Salih B. kendisil» görüşen bir mubarririm'ze şunları söyle- miştir « Böyle bir nakil hadisesi var- dır. Asistanlardan İsmail Hakkı ve Celâl beyler Karacabey ha- rasına, Aptürrahman bey de Er- zincana tayin edildiler. Fakat bunun müdürlükle ara- larmda vukubulan her hanki bir hadise atfedilmesi duğru de- ğildir, asistanların her zaman muhtelif şehir ve mahallerde staj görmeleri gayet tabiidir ve bunun başka hiç bir sebebide yoktur. “Türk Kolleji,, talebesi başka mekteplere yerleştirilmiştir Bir hafta evvel Cağaloğlunda Türk kolleji adlı hususi bir lise- nin tedrisatına nihayet verdiğini ve talebesini diğer mekteplere yerleştirdiğini yazmıştık. Halbuki dünkü refiklerimizden biri talebelerin açıkta kaldıkla- rını, hiçbir mektebe yerleştiril- mediklerini yazıyordu. o Maarif müdürlüğünde yaptığımız tahkı- kata göre, mektep kapandığı zaman maarif müdürlüğüne bir tezkere gönderilmiş ve mevcut 25 talebenin Hayriye ve Inkılâp liselerile Çenberlitaş orta mek- tebine yerleştirilmesi bildirilmiştir. Ve şimdiye kadarda | sınıfta kaldığını idd'a eden hiçbir talebe de maarife müracaat etmemişlir. 5 VAKIT — 23 MART 19372 Adliye Haberleri Şeker davasına dün devam edildi Gelecek celsede maznunlar müdafaalarını hazırlıyacaklar Dün sulh birinci ceza mahkeme- sinde ihtikâr yapmaktan mazmun ia cirlerin ve Alpullu fabrikasının mu- hakemelerine devam olunmuştur. Ge.| çen celsede bazı zevatın şahit sıfatiy- le celplerine, Alpullu, Uşak 6G. M.N. markalı toz şekerlerinin şubat tari - hindeki fiatlerinin ve (Hayri Beyin şirketin murahhas Azası olup olmadı. mın ticaret müdüriyetinden sorul-| masma ve iki tacirin defterlerinin tet kiklerine karar verilmişti. Dünkü celsede ticaret ve sanayi © dasından gelen cevap okunmuştur. Bu cevapta yerli g:kerin ayni tarih- lerde 34,40 dan 37,95 e kadar olduğu, Agop İzmikyan ve Hayrettin Efendi- lerin defterlerindeki kayitlerin ha - zırlanmadığı, Hayri Beyin murahhas Âza olduğu bildirilmiştir. Hayri Bey orada bulunduğundan davet ve istic- vap edilmiştir. Hayri Bey, tüccar ol- duğunu, Alpullu şeker şirketinde mu rahhas âza ve meclisi idare reis ve. kili bulunduğunu söylemiştir. Hayri Bey mahkemeye izahat ve rerek demiştir ki: — Şirket kontenjandan evvel hal- ka çök hizmet ettiği gibi hariçten Tür kiyeye gelen şekerlerle rekabet te et- miştir. Hariçten gelen seker rekabes| ti karşısında çirket malımı zarara sat| mak mecburiyetinde kalıyordu. Re - kabeti azaltmak için (bayi teşkilâtı Trakyayı ve hükümeti istisna ettil Bu sene mutadım hilâfına şekerleri - mizi buraya getirdik. Fabrikada 101, vagon bıraktık. Kontenjan çıkınca oradakiler te - lâşa düştüler. Kendilerine ihtiyaçla - rınm temin edileceği vadedildi ç ........ s.s... e... ezer... sase. —ğ—— İl TARİH EL KİTABI omamammmmamuu ilân edildi. Onuncu tenede hacca Mühammet de iştirak etti ve bu hacdan 3 ay sonra 63 yaşında öldü. (8 haziran 632) ziyaret edemiyeceği — Ebübekirin hilâfeti — ketin normal şekerinin bitmekte ol « duğunu evvelce hükümete ve bayilere haber vermiştik. Hattâ hadiseden İl gün evvel bayilerimize hariçten nor- mal şeker getirebileceklerini söyle » miştim. Geçen seneki istihlâk ile bu seneki istihlâk arasında çok fark var- dır. Eğer biz kontenjan çıktığı vakit şeker fiatine zam yapmak isteseydik ve o vakitki fiatlere bir kuruş zam €- dilseydi, elimizde mevcut © bulunan 1200 vagon şekerin bir kuruşluk faz- lalığından 120 bin lira kâr temin © lunurdu. Biz de bundan istifade edes bilirdik. Netekim diğer bir çok eşya fiatlerinde müthiş zamlar yapıldı. Biz, on para zam yapmadık. Her vakıt zararına mı ? Bu sıra reis, Hayri Beyden bir sü» : al sormuştur: — Ötedenberi Zararına mal verdi» ginizi söylüyorsunuz, her vakit zara rma mı mal satarsınız? — Evet efendim, kontenjandan ev. vel müthiş bir rekabet karşısınday « dik. Aşağı fiate satmıya mecburduk. Zarar denilen şey, bir an evvel şeke - ri salmamaksve piyasaya nazim ol mak, sonra da (dünya piyasasından bir kuruş eksiğine satmaktır. Yani paranın faizini kaybetmektir. — Ticaret odası, şeker fiatinin o tarihlerde tereffü göstermediğini söy lüyor,. — Efendim, buradaki ticaret odr- si bunu yapacak iktidara malik değil dir. Burada şeker borsası yoktur. Biz her hafta ateşe komersyalden fiat a- lırız... Hayri Beyin istievahınr mütenkip (Lütfen sayfayı çeviriniz” mn aa TANİ BI, KİTABI mmm )U5 ı.nmamış olan ve Fakat Muhammede bağlı olarak dostça yaşıyan üç fırka derhal ayrıldı: 1) Ensar fırkası, 2) Muhacirlerfırkası, 3) Arabistanın köşesinden bucağından gelerek Muhammede iltihak edenler fırkası, Bu fırkaların içinde en kuvvetlisi Ensar fırkasıydı. lâfet makamına O geçtikten sonra battı hareketini veketine uydurmıya çalıştı. Ebubekir kayıtsız, şartsız bir şekilde islâmların riyasetine intihap e « Ebubekir hi « peygamberin hattı ha- “süre kapıldılar siyasi (kudret gösteremediler, “olduklarını Muhammedin ölümü müslümanllar (o arasında bir karışıklık vücude getirdi. Fakat Ebubekir vaziyete hâkim oldu çünkü müslümanların bir kısmı Muhammedin öleceğine inanmıyordu. Bir kısmı da Muhamme - de kimin halef olacağını tayinde muhalefete düşüyorlardı. Ensar (Medi » neliler) bir taarfta, (muhacirler (Mekkeliler) bir tarafta toplanı » yorlardı. Ebubekir (Kureyşten birinin intihabını şiddetle talep ediyot - du. Ebubekir O Ebu Ubeydeye yahut Ömere sadakat yemini de teklif etti. oÖmer Bekire ilk defa sadakat yemini etti ve onu peygamberin ha- lefi olarak ilân etti, Hazır bulunanlar Ömerin (hareketine imtisal etti - ler Ebubekir halife olarak ilnâ olundu. N Ebubekirin — hilâfeti bütün müslümanların reye işitrakiyle olma - mıştır. o Bilâkis bir evin hususi odasında topanan küçük bir ekalliyetin gürültülü ve acele bir teşebbüsünden ileri gelmiştir. İntihapta ( hazır bulunmıyan Ali ve Zübeyr ve Mekke muhacirleri bu intihaptan çok müteessir oldular. Muhammedin ölümü esnasında Ali, Ayşe, Talha, Zübeyr fazla tees- bilâkis Ömer ve Ebube- kir vaziyete hâkim oldular. Muhammedin cenazesi henüz sıcak bir halde iken o ibtiraslar, nifaklar birden boşandı o kadar ki peygamberin cena « zesi bile unutuldu, ihmal edildi. Ali Muhammedin yattığı odayı kaza - rak © peygamberi oraya gömdü. Muhammedin cenazesinin şehrin me * zarlığına götürülmeyip o alelâcele gömülmesi Muhammede karşı gös - terilmiş bir hürmet eseri değildir. Siyaset ve ihtiras havası etrafı o ka - dar sarmıştı ki, Ömer ve Ebubekir bile cenazenin defninde hazır bulun - madılar, Ebubekir halife olduğunu ertesi günü camie geldi. Camide halka, mücahede vi vazgeçmiş olan kavimlerin hakarete maruz kalmış öyledi. — Hilâfetin hakiki mahiyeti — Muhammet öldüğü zaman, islâmlar şaşırdılar çünkü, Muhammedin etrafında bulunanlar için Muhammet ölürse vaziyeti nasıl idare ederiz diye bir mesele mevzuu bahis değildi. Çünkü bu meselenin halli allahla Onun resulüne ait bir vazife telâkki ediliyordu. Fakat (Muhammedin ölümü bir emri vaki halini alınca iş tamamiyle değişti. Ati icin hazır - dilmişti. Ebubekir hem dini, hem de siyasi kudretin, hem de askeri salâ- hiyetin yegâne merciiydi. Fakat onun dini, siyasi, askeri meseleler hak- kında peygambere imtisali ilk zamanlar için iyi olduysa da sonraları Muhammedin arzularının zıddına bir vaziyet hâsıl olmasına sebep ol » du. Çünkü Muhammet hadiesler zuhur edince, o hadiselere göre ted - birler alır, vaziyeti (Oo şekilde idare ederdi. Muhammet bir muhafaza - kâr değil, bir tekâmülcüydü. o Muhammet mesleğini ruhundan kavrıyamı- yanlar onun sözlerinin metinleriyle kaldılar. Hulefayı Raşidin devri : Peygamberden sonra intihapla iş başına gelen halifelere verilen addır. Ebubekir, Ömer, Osman, Ali den maada hulefayı raşidin yoktur. Bunlardan sonra sülâleler hükümran olmıya başlamıştır. Ebübekir zamanı : Ebubekir (o dahili isyanları bastırdı. İran ve Bizansla harbetti. * Ebubekir iki seneden biraz fazla hilâfette bulundu. Omer; « ; Ömer Ebubekirin Suriye ve Mezopotamyada (başladığı fütuhatı tev- si etti. Sasani Yezdicerte karşı açılan harpte islâm ordusu Kadisiyede mu zaffer olduktan (sonra (635) bütün İranı istilâ etti. Yezdicert Türklere, iltica etti. e Sasani devletine nihayet verildi o Arap orduları Türk eline di kadar uzadılar. o Mısır da Ömerin zamanında zaptolundu. Ömerinhi- oo lâfeti on sene sürdü, K Ömer vergisinin azaltılmasını istiyen © bir İranlı hıristiyan köle ta « rafından bançerle vuruldu. Aldığı yaradan müteessiren öldü. Osman : “ Ömer ölümünden (evvel hilâfet meselesinin | hallini intihap etti- ği altı kişilik bir heyete havale etmisti. Bu altı kişilik heyet, Emeviye süs İâlesinden, o Muhammedin dmaadı Osmanı halife intihap etti. Hudutlar, Afrikada Trablusgarba, Kafkasta Aras çayina, şarkla Horasan Türklerinin Öncü kuvvetleriyle ( karşılaşmışlar, Ceyhun nehri ne kadar dayanmışlardı. Türk — Arap mücadelesi Obaşlamışı. İran * on beş senede islâm oluvermişti. Osman ihtiyardı, işleri akrabaları olan Emevilere bırakıyordu. Me * muriyetlere onlar tayin ediliyordu. R», sskidenberi (Emevilerin düş - manı olan Haşimilerin harekete geçmesine sebep oluyordu. Bu dahili 1