Yirtiysn Ağaçlar Zannederim sene beşından ev- vel bir gün Üsküdarlılar yerle rinden oynadılar, yüksek memur- akşam güneşi camlarında bir Yangın alevi gibi solan Üsküda- rın yollarından bata çıka Karlık yırına doğru ilerlediler. Me- lonlu başlar ellerindeki fidanları toprak oyuklarına diktiler. Genç- kazmanın girdiği toprakta yeşil bir gölgenin hülyasile, or- | man baharı içinde neş'elendiler ve ellerindeki fidanları derinlere daldırdılar... Geçen gün bir gazetede bir haber okudum: Üsküdara dikilen fidanların bir kısmı tutmamış, meçhul şahıslar tarafından sökü- lüp götürülmüştür. Hatıralarınızı yoklayın, 920 se- nesisine dönün. Şehir Ankaradır, Müdiri umumilerin © Mühendis hanındaki büroları üstünde ta- vukların tünediği günlerdeyiz. Meşhur şişman Celâlettin Arif beyin beş meclis hademesinin himmetile katıra bindirilip ve yaya yürüyen maiyeti erkânile tozu dumana katarak Etlik bağ- larına gittiği zaman... Bu Ankaranın o zamanki tek- nik cephesidir. Ben o zamanki Ankaranınn kalbini, Ankaranın rnbunu bilirim, o ruhtan bahset- mek istemiyorum. O zama An- | kara tek kalp, tek ruhtu, Ve Ankaranın taşları, (binalarının kaburgaları, ve hendese bu ru- hun üstünde katakavmpti. İşte o zaman orada bir ağaç sevenler cemiyeti teşekkül etti. .Vg #uwkaranın bir belediye reisi şebri ağaçlandıralım dedi, Geçen sene Üsküdarda olduğu gibi her kes eline bir fidan aldı ve istas- Yonla şehir arası ağaçlandırıldı. Birkaç defa belediye memur- larının teneke ibriklerlerle ağaç- ları suladıklarım da gördüm. Fa- kat bir zaman sonra kışın ocak. larında tezek yakan şehirde a- ğaçlar kayboldu. Belediye emrini şiddetlendirdi. Her dükkânm önüne bir ağaç dikilmesini emretti, Bir gün geç vakıt Karaoğlan çarşısından geçiyordum, bir dük- a uğradım dükkân kapanı- yordu. Usta çırağına seslendi: — — Sakın Lam iieşd. bi bir kısmı da | Poliste : | Bir ciğerci | Iki kişinin ciğerini deldi Kuledibinde seyyar ciğercilik eden Arnavut Sabriyle ciğerci Rıza bir alacak yüzünden kavga etmişler ve bunlardan Rıza Sab- riyi muhtelif yerlerinden ai surette yaralamıştır. Rave an sonra Sabri kaçmıya başlamış, Yüksek kaldırımı inerken önüne Petro isminde birisi çıkmış, Rıza bunu da yaralamıştır. Rıza bir müddet sonra peşini takip eden bekçi Ruşenağa tarafından ya- kalanmıştır. | Diplomasız doktor hanım İ © Fatihte o mahalle aralarında ! diplomasız olarak doktorluk ya- pan Saniye H. isminde bir kadın polis memurları tarafından cür- mü meşbut balinde yakalanmış" tır. Saniye H. ın evinde ot kök- leri, çiçekler, bir takım âletler bulunmuştur. Şüphesiz bir ölüm Şubatın 28 inde Tophanede Tahmil ve tahliye şirketinden Hamit Ef. nin kızı vefat etmş, görerek cesedin morga kaldırıl- | i masına lüzum görmüştü. Morgda | ; yapılan muayenede kızın basta- i ik yüzünden öldüğü tesbit olunmuştur. Tam depo imiş! Kumkapıda bir kaçakçı deposu | meydana çıkarılmıştır. Depo it- tihaz edilen yer İzzet Ef. ismin- de bir zatın evidir. Yapılan araştırmada kaçak tütün, deste- lerle sigara kâadı, bir mavzer tüfengi, fişenk, tabanca, misket kurşunu bulunmuştur. İzzet EF. yakalanmıstır. rakma! Bir saniye sonra çırak elinde bir kuru ağaç dalile içeri girdi. Dükkâncıya baktım, dükkâncı bana baktı. "Ve bana anlattı: Beyim dedi, ne yapalım, belediye dükkânın önüne ağaç dikmezseniz oOceza alırnz di. yor. Dikiyoruz gece ağaçlar sır- “, ra kadem basıyor. Başka çare bulamadık, ne yapalım, sabah- leyin'dükkâna gelince, bu ağacı dikiyorum, akşamları dükkân kapatırken ağacı dükkân içine saklıyorum. Hakikaten ertesi sabah çarşi- dan erken im. Dükaânların önünde tek bi bir ağaç yoktu... Öğleyin her dükkânın önünde bir ağaç nöbet bekliyordu. Ağaç mı meselesi, EE sevmek, Mahvnüt Nedim Bey: Nedim Bey ( Son Yemen valisi ) 30 Senelik Siyasi Esrarı ifşa Ediyor ! NM TT AP A KESLER ett Tefrika:6 1 Hüdeydede büyük camide ilk Soma namazı münasebetile etraf ler ve Hüdeydelilerden on beş bin kişiden fazla bir kala- balık toplandı. Seyit Abdülbari mimbere çıktı, Seyit İdrisiyi tel ve tekfir etti. — Malyanlara satılmış bir hain VE asiyi mahvetmeliyiz, diye ba- xaman, sanki bütün Hü- kyde de de hep bir ağızdan hay- Em Düze olsun ona... Mahve- Buda bir Meb'us Yemen meb'uslarından Kibsi- m biraz evvel bahsetmiştim. l pe Yemen intihabatı zâ- iş 2 Manında bir yandan imama bu- maz onun nüfuzundan bir Tercüme ve iktibas hakkı mahfuz | taraftan da onun ne mal oldu. in benüz lâyıkile anlıyanlış | olan halkın saffetinden istifade ederek kendini meb'us intihap ettirmiye muvaffak olmuştu. Ben | bunu haber aldığım zaman şaşı- np kalmıştım. Fakat Yemenden uzakta, o Selânikte bulunduğum için birşey yapamamıştım. Vakıa Selânikte Ittihat ve Tarakki mer- kezi vasıtasile bu adamın meb'- usluğunu iptâl ettirmek çok güç bir işdeğildi. Ancak imamın iti- madını haiz olarak ve tavsiyesile Istanbuldan gelen bu yeni Ye- men meb'usunu o zaman palas pandıras geri çevirmek iyi birşey olmıyacaktı. Ses çıkarmadık, fa- kat bittabi wüteyekkiz bulunu- belediye doktoru ölümü şüpheli ; | —————— onu yeliştirmek Zannediyorum ki İ yapıştı, Tütün Deposunda Yangın i Gazetelerin şikâyeti | Ortaköyde muallim Naci cad- | desinde Şevki ve Suat birader- | lere ait büyük tütün deposunda evvelki akşam yangın — çıkmış, . sabaha ender devam e İepo tamamile yanmıştır. apı- lan ilk tahkikatta larikelğe İs- viçre sigorta okumpanyasına 15 | bin, diğer bir kumpanyaya da 10 bin liraya anlaşılmıştır. Yangının (neden çıktığı henüz tespit edilmemiştir. Resmimiz, binanın yangından son- raki halini gösteriyor. pa a he İİ Piyankoda kazanan biletler Evvelki günkü keşidede 35000 lira isabet eden 19953 numaralı biletin üç parçası şehrimizde, diğer parçaları Ankara ve Es- i kişehirde satılmıştır. 15000 lira isabet eden biletin el tee diş lira isabet eden biletin bir kısmı şehrimizde ve Keşanda satıl- mıştır. sigortalı olduğu | Belediyede : Belediye üç gün zarfında cevap verecek Gazetelerde — belediye işleri hakkında çıkan şikâyetlerin be- lediye reisliği tarafından dikkat- le tetkikiyle bu yazılara cevap | verilmesi Şehir meclisi içtimala- rından birinde kararlaşmıştı. Bu karardan sonra gazetelerde ya- İ zılan şikâyetler derhal kesilerek | günü gününe ait olduğu şubele- re gönderilmektedir. Fakat bazı şube müdürleri bu yazılara biç cevap vermemekte, bazılarıysa pek geç cevap vermektedir. Belediye reisliği bu gibi yazı- | lara üç gün zarfında mutlaka cevap verilmesini dün şubelere tebliğ etmiştir. Mahsulümüzü Sarfedecek Yer i sadece buğdaya mı inhisar edi- yor? Hayır. Bu mesele bir zira- at meselesidir ve şu suretle mu- | adeleyi vazedebiliriz: 1— Türkiye ziraat memleketi- İ dir. Şimdiye kadar mahsullerini ihrac ederdi. 2— Şimdi edemiyoruz. Fazla istibsalât da dahilde kalıyor. Pi- yasa düşüyor. Çifçi zarar ediyor. Bu meseleyi bu suretle ortaya koyduktan sonra aklımza şu ; geldi: — Bu takdirde yapılacak şey birçok kimselerin söylediği gibi mabsul fiatlarını yükseltmek de- ğildir. Zira, Kanadadan bile ge- İ len mahsuller bizimkilerden daha ucuz satılıyor. Asıl mesele, ih- İ racat yapamadığımız için elimiz- de kalan mahsulleri sarfedebil- Belediye de pislikten şikâyetçi !| mek için çareler aramaktır. Geçenlerde toplanan Veremle mücadele cemiyeti kongresinde sokakların temiz tutulmadığı ve bunun cemiyet müfettişlerince yapılan teftişattan anlaşıldığı ko- İ nuşulmuş ve bu halden şikâyet Avrupayla telefon mvhaberesi | Ankara ve istanbulun Sofya ve Bükreşle olduğu gibi diger Avrupa şebirlerilede telefon mu- haberatının temini için yapılmak ta olan hazırlıklar bitmek üzere dir. Yapılan tecrübeler müsbet neticeler vermekte olduğundan | i hetle Ispanya ve İngiltereden yakında diger Avrupa şebirleri- | lede görüşmemiz mümkün ola- caktır. herşeyden evvel bir kültür me- selesidir. Sadri Etem yorduk. Esasen © vakit Meclisi Meb'usanda neler yoktu ! Boşular, Komidiler, neler, ne- ler vardı! Kibsi hakkında - elimdeki mü- teaddit ve kat'i vesaika istina- den - tereddüt etmeden hükmü- müz vermiştik: Bu adam halis muhlis bir düşmandı | Yalnız onun öyle bir hali var- di ki, biyanet ve melânetlerini kimse anlamamış, bilmemiş ve bilemez zannederek ve böylece herkesi ve hertarafı bir başka türlü kandıracağından, giderdi. Zekâsına, şeytanatına çok bü- yük bir itimadı vardı, Seyyitliğini bir kalkan olarak kollanırdı, şimdiyse bir de meb- usluğu vardı... Istanbulda, meclisi meb'usan koridorunda kendisine ilk teşa. düf ettiğim gün hemen ellerime ve cali bildiğim bir cda, memnuniyet ve sürurla; — Gördün mü Nedim Bİ. , va- tanımız artık saadet ve refah yoluna girdi, el birliğiyle mes'ut idare | i edeceğinden emin olarak yürür evvelce | bi değiştirilecektir. edilmişti. Belediye kendi müfet- | tişlerine de teftişat yaptırmış ve ! kongrede şikâyet edildiği gibi sokakların pis olduğu meydana çıkmıştır. Bunun üzerine Beledi- ye riyaseti dün şubelere yeni İ bir tamim yollamış, bütün cad- | de v: sokakların behemehal te- miz tutulmasını ve sokakları kir- leteceklerin derha! cezalandırı!- masını emretmiştir. Seyriiseter işleri yeniden tanzim edilecek Seyrüsefer merkez memurluğu | bazirandaa itibaren lağvedilerek vazifesi kaymakamlıklara verile- cektir. Bu münasebetle belediye İs- tanbuluw seyrüsefer işlerini ye- niden tanzime karar verdiği ci- seyrüsefer talimatnameleri geti- rilmiş ve tercümesine başlanmış- tır. Bu talimatnamelerin tetki- kinden sonra eski talimatname bir istikbal bseyacağcni Bile- mezsiniz nekadar babtiyarım, demiş, sonra ellerini açarak dev- rin büyüklerinden kim dilinin ucuna geldiyse birer birer saya- rak uzun uzun dualar etmişti. Çok geçmeden o, bu “Mes'ut istikbal... hazırlığına koyuldu. Evvelâ Istanbulda, fırkada, mec- liste nüfuz kazanmak, saraya, na- zrlara, hükümet haricindeki bü- yüklere, tanınmış şöbretlere ya- | | naşmak istedi, hiç birinin kabil | olmadığını görünce gene eski yola, daha kolay ve daha kârlı harice * baş vurdu. Bu adamın muayyen bir gayesi, bir siyaseti bir prensibi, ilim ve irfanıda yoklu, yalnız gizli kapaklı işler yapmak, fırldaklar, entrikalar çevirmek isterdi.. Boş ve rahat duramazdı. Yeni Halife Imam Yahyayı Halife yapmak | O'amazsa Şerif Hüseyini. Sonra bir Arap ittihadı. Bilhassa Mısırda bu ham hul- İ İ | Meselâ: Elimizde mısırla pekâlâ alkol yapabiliriz. Elde edeceğimiz ak kolün litresi, bu takdirde tahmi»- nen 12 kuruşa malolur. Bu alk kolü, Yunanistanda yapıldığı gi- i bi, 18 veya 19 kuruşa olan bem İ zine, yözde yirmi, yirmi beş nis betinde karıştırabiliriz. Bu hu- susta yapılan tecrübeler müsbet neticeler vermiştir. Bunu yapa- bilirsek hem memlekette çok sarfedilen benzinin ithalâtını a- zaltmış, milli serveti nisbeten içerde saklamış, hem de, fazla mahsulümüzden bir kısmını sars fetmiş, ayrıca da yeni bir alkol sanayii tesis ederek birçok ame- leye iş vermiş oluruz. Bunun için de yapılacak şey, bir likör fabrikası yapıldığı gibi Müskirat inhisarının bir de al kol fabrikası yapmasıdır. Liman resmi ! Fâzla olduğu için seyyah vas purları Pireden dönüyor Perşembe günü Kalsrohe va- i puruyla limanımıza 300 Alman seyyahı gelecektir. Bazı seyyahin acentaları liman ve gümrük resminin fazlalığın- dan dolayıseyyah gemilerinin li- manımıza gelmiyerek oPireden döndüklerini söyliyerek bu re- simlerin indirilmesini o istemiye karar (o vermişlerdir. Acenteler aralarında bir görüşmeyi mütea- kip alâkadar makamata müra- caat edeceklerdir. akk Derhal o Sale, saptı. Bu defa Osmanlı meclisi meb'u- sanı azasından, Yemen meb'usu sıfatile artık rahat rahat cüppe sini sallıya sallıya her yere girip çıkabilişordu. Bir kaç defa Mı- sira gitti geldi. Orada bir çok- larile temas etti. Yazdı, çizdi, koştu, uğraştı. Bu işler tehlikesi nisbetinde onun ayarında kabına sığamıyan durup dinlenmek bilmiyen bir adam için çok cazip işlerdi. Fakat biz onuboş bırakmiyor, adım adım tekip ediyorduk. Bir sabah erkenden evime gel- di, telâşlı bir hali vardı, birden- bire; — Nedim B. dedi, çok kor- kuyorum... — Neden; — Bende meden olduğunu doğru dürüst bilmiyorum, fa- kat içimde büyük bir korku var. — Hastasın o halde dedim, ! bir doktora gitsen fena olmaz... yalara kıymet veren insanlar | yok değildi, ve Kibsi onları bul- makta haylı maharet sahibi bir Iki üç gün sonra baber aldım ki Mısırdan gelen mektupların açılmış olmasından şüphe etmiş korkusunun sebebi buymuş... Son günlerde ortada buğdav mes- elesi var. Haddi zatında bu mesela (Bitmedi) aj i | |