6 Mart 1932 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 4

6 Mart 1932 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

VAKIT 6 MART 1952 | Kongre bir hafta uzatıldı Tülbent ve mermerşahinin mevadı iptidaiye sırasında ithali isteniyor Ihtikâr nisbetleri hakkında Izmir ticaret odasının noktai nazarı Dün, ticaret ve sanayi odası- nn senelik kongresinin üçüncü celsesi 2inci Vakıf hanında top- lanmıştır. Evvelâ geçen senenin raporile, Gazi hazretlerinden ve Meclis reisinden gelen telgraflar okun- muştur. Hereke fabrikası müdü. rü Reşat beyin mensucat sana- | yiimiz ve inkişaf çareleri etrafın- da hazırladığı raporu tetkik e- den komisyonun bu rapora ilâve edilmesinin kararlaştırdığı bazı maddeler kabul edilmiştir. Bun- lar temenniyat arasma konula” caktır. Bunların bir kısmı şudur: Mevadı iptidaiyeler hakkında bir ansiklopedi neşri, bir sanayi lügatıi ihdası, sanayiin muhtelif şubelerine dair asarın neşrine yardım etmek, mesucat birliği tarzında birliklerin ihdası, sanayi komisynculuğunda “Türklerin de yetiştirilmesini temin, yünlerimi- zin standarize edilmesini, mem- lekette mevcut fabrikalar gibi fabrika açmak isteyenleri teşriki | mesaiye teşvik, Bundan sonra tülbent ve mer- merşahinin mevadı iptidaiye sı- rasında ithali yolunda bir kayt ilâ- vesi istenilmiş ve memlektimizde yazmaya yarayacak tülbent ya- pılamadığı ve bu maddenin kon- tenjana ithal edilmemesi yüzün- den bugün 10 bin amelenin açık- ta kldığı işaret edilmiştir. Bu maddenin ilâvesi kabul olunduk- tan sonra ruznamenin 2 inci maddesi üzerinde rapor hazırla- yacak olan komisyonun henüz tetkikatım bitirmemiş bulunması dolyısiyle kongrenin bir hafta daha uzatılması ve dösdüncü celsenin Cumartesi günü yapıl- ması karalaştırılmıştır. İzmir ticaret odasının fikri İzmirde, bundan bir müddet evvel perakende satış yapan es- Daf mıntaka ticaret müdürlüğün- den ne kadar fazla kazancın ih- tikâr olduğunu sormuşlu. Mınta- ka ticaret müdürlüğü alâkadar- lara şu tebligatta bulunmuştur: “Kontenjandan evvel toptan- cıdad perakendeci kaç kuruşa malı alıyor ve kaç nisbetinde kârla satıyorsa kanunun eşrin- den sonra da aynı nisbetle kâr ve işine devam etmesi tabiidir. Yalnız perakendeci esnaf ka- bunun hükmence ceza görme- mek için evvelemirde aldığı eş- ya fiatlarımda bir tereffü karşı- sında kalınca toptancıdan alaca- ği faturayla müdüriyete müra- caatla o toptancıyı haber ver- mesi lâzımdır. Müdüriyet kendi teşkilât ve takibatıyla tereffüleri bulursa ister toptancı olsun. is- ter perakendeci olsun, ister en vfak sımfta çalışan küçük esnaf olsun haklarında kanuni muame- le yapılacaktır. Bakkal, kantariye, tuhafiye, züccaciye ve sair her sınıf Ööte- denberi kendisince malüm olan meşru nisbetler dahilindeki ka- zançları geçmemekle mükelleftir. Kazanç derecesi suali lüzumsuz ve kanunsuzdur. Çünkü bu ka- mundan evvel mevcut ve mer'i ahengine göre tebdil ve tayin edici bir madde yoktur.;, Komisyonun hazırladığı rapor | Ankaraya gönderildi Balkan konferansının, memle - ketimizle Yunanistan ve Bulga- ristan arasmda harici tütün tica - retinde teşriki mesai etmesi hak - kındaki temennisi üzerine böyle bir hareketin memleketimiz için faydalı olup olmıyacağını tetkik etmek üzere bir komisyon edildi- ğini, komisyonun harici ticaret ofisinde içtimalarına devam ettiği ni yazmıştık, Komisyon dün işini bitirerek raporunu hazırlamış ve birer su - retiği İnhisarlar vekâletiyle İktı - sat vekâletine göndermiştir. Raporda Balkan memleketle - rinin beynelmilel tütün piyasala- rında müşterek hareket ettikleri takdirde görülecek neticeler hak- kında komisyonun noktai nazarı tafsilâtiyle izah edilmektedir. Kahve ihtiköri üzerinde Ibtikâr komisyonu kahve ibti- kârı olup olmadığı hakkındaki tetkikatına devam etmektedir. | Komisyon bir kısım kahve tac'r- leri için müsbet karar vermiş, diğer tacirler için tetkikate de- vam elmiye lüzum görmüştü. Bu tacirler hakkındaki tetkikatın daba esaslı surette tamikine ve tetki- katın iki gün zarfında intacına karar verilmiştir. Fazla yazan Telefon meselesi Ali Yaver Bey, bu işte makine hatası olamaz, diyor Belediye müfettişlerinden Ali Yaver bey tarafından cürmü meş- hut halinde yakalanan telefon şir i ketinin müdürü Bayazıt merkezi- ne davet edilmiş ve henüz tetki - kat yaptırdığı için hadise hakkın- da kat'i cevabımı vermek (o üzere bir kaç gün müsaade istemişti. He nüz müdür tekrar merkeze gele - rek kat'i cevabmı vermemiştir. Hadise hakkında şirket nez - dindeki hükümet komiserinin (İs- tanbul cihetindeki telefon tesisa- yazılamaz. Makinede bir bozuk- luk varsa o başka...) şeklinde be - yanalta bulunduğu © yazılmıştır. Dün Ali Yaver bey bize (şunları söyledi: — Bu iş bir makine hatası ola- maz. Fazla mükâleme keyfiyeti makinelerin otomatik olmasın- dan, yani teşrinisaniden © evvel başlamış, devam ve temadi et - miştir. Hadise adliyeye intikal! ederek tahkikat başladıktan sonra | mes'uliyeti kontör denilen bu oto-| matik makinelere atfatmek bil - mem doğru mudur? Şirket hüsnü! niyet sahibi olsaydı izrar başladı-| ğı ve tarafımdan müracaat vaki olduğu zaman tetkikat yapar ve abonelerini zarardan kurtarırdı. Bir| an için hatanın otomatik makine- lerde olduğu kabul edilirse şirke- tin koskoca heyeti fenniyesiyle bu kadar memurları niçin bakmamış- lar. Bu âletlerin sık sık muayene- si icap etmez miydi? Bir de melanjlar, kontaklar, otomatik makineler hep şirketin lehine ve abonelerin aleyhinde mi neticelenir? Beyazıt merkezinde tahkikat başladığının ertesi (o günü şirket Veznecilerden itibaren bütün Şeh zadebaşı tesisatını teptil etmiştir. Meselenin adliyeye intikalindeni sonra bu ameliyatı hüsnü niyete mi yoksa delâili cürmiyenin setrü ifası noktai nazarından mes'uli - yetine mi delâlet edeceğini lütfen şirketin direktörü söylesin. » te otomatiktir. Fazla o mükâlemelj * Günün Muhtırası Takvim — Pazır 6 Mert 3 üncü sy 1932. 28 Şevval 1350 Senenin geçen günleri: 67 kalan günler 207 Güneş — Doğuşu: 6.30 Batışı 18.00 Namaz vakitleri — Sıbah. 557 Oğle: 12.97: Ikindi 15:06: Akşam: 1805 Yatı: 19 imsak: 453 Hava — Bugün hava kapalı Ola cak, rüzgür poyrazdan esecekür. Hafif yağmur yağması muhtemeldir. Dün en fazla sıcaklık 5, en az 1,5 dereceydi. | Radyo | Istanbul — 18 den 193 kadar gramofon 1930'dan 20,30 a kadar Bedai musiki heyeti, 2030 dan 2 e kadar gramolonla sofoj operası, 21 den 22 ye kadar Kemal Niyazi bey heveti, 22 den 2930 a kadar tango Viyana — 1045 Hayden'den din! bir parça — 12 senfonik konser 13,30 konser — 1485 orgla konser 14,55 köro könseri — 16 Konser 21 bir tiyatıo — 23,15 dans. Melisberg — 8 konser — Denzig'den » — 13 org konseri 1800 konser — 18 Derinden nakil 20,20 konser — 21,0 eski danslar 23 dans Bükreş - 1130 dini merasim 11,48 koro — 12 &önser — 13 plak— 18 Romen musikisi — 19,10 orkestra— 20 halk şarkıları — 20,40 operet. Roma — !l.i5 dini mosiki — 13.00 ses ve musiki könseri — 18 muh- telif konser — 2İ,İ0 konser — 2145 tiyatro musikisi konseri — 21,45 şarkılı konser. Praga — 850 Karlsbad'dın na kil — 10 Bearislavsdan nakil — (1.20 plak konseri — 11,89 Cümhur reisi Ma- Zarik şereline müsâere — 14,05 askeri musiki — 20 Brimo'dan nakil — 21,45 bir opera parçası — 21,45 opera — 23 saat başı. Budapeşte — 12,15 konser — 15 plak konseri — 1645 Macar musi- kisi — 2045 musiki parodisi — 2215 eski musiki parçalar — 2315. Tsigan asik isi. Moskova — 7'den neşriyat Varşova — 1! lLembergden na- kil — 1245 Filarmoni konseri — 15,25 konser — (845 konser — 21,45 halk konseri — 23.10 şarkı — 24 dans 10 23'e “kadar 5 2Mart 932 Kambiyo Frensiz Frangı 1 Ingiliz lirası Kr. ei Üret Belça Drahmi Ms. Frank Leva Fiori Kuron Şiline Pereta Mark Ziori Pençö | Ley 1 Türk lirası Dinat Çervoneş Kuruş 20 Frank (Fransız tisterlin Clngilie; 1Do'ar CAmerika) S0liret (italya HARİCİ iz a8 eg BORSA Alan Mecidiye Fankonot (927 ya 4 4950 | £ | 2 | Bugün akşam saat 21,30 da Talya Türküsü Musikili Komedi Bestekârı : Hasan Ferit Nakili: I Galip il iL A Fiatlarda zam yoktur. Yakında: KAFATASI Usküdar Hâle Sinemasında Grand Otel ilâveten Pervasız Koşucu Kadını soyarlarken, içeriye vekilharçla beraber Margi girdi. İhtiyar müthiş bir buhran için - deydi. —Bu şato, dedi, ebedi lanete mi düçar oldu yoksa? Oben'den son- ra da bu zavallı kadım.. Allah vere deo da bir cinayete kurban git- miş olmasa. Mühendis doğrularak cevap verdi: — İlk nazarda bunu zannede-| cek bir şey yok. Biz önden gidi - yorduk. Kadın arkamızdaydı. Birdenbire bir inilti işittik ve döndüğümüz zaman onu boylu boyunca merdivene uzanmış bul - duk. Her halde orada bizden başka kimse yoktu.. Eğer birisi olsaydı muhakkak görür veya işi -! tirdik. Bu aralık Kont (A...) diye haykırarak doğruldu. Mühendis: — Ne var? Dedi. Kont, sesini çıkarmadan ona kadının sol memesinin üstünü gösterdi. Orada kırmızı bir nokta vardı. — Bu kadın, dedi, katledil- miştir. Polise haber vermemiz Mühendis ehemmiyetsiz gibi! görünen yaranın üstüne eğildi. Bu kırmızı bir nok'adan ibaretti. Kan akmamıştı. Doğrulurken: —Şayanı hayret bir katiyetle sap lanmış bir iğne darbesi , dedi, derhal ölmüş. İhtiyar Margi: — Lânet olsun, diyordu, bu canilerden kimse bizi kurtaramı » yacak mı? Kont Patrise jandarmalara telefon etmesi için emir vermişti. Tekrar hizmetçiler istintak edil - di, kimseyi görememişlerdi. Kont — Hayret, diyordu, Bu ka- dın.bize.her.halde bir.şey söyliyez cekti, bir şey görmüştü. Her hal- de bunun için katlettiler. Fakat kim, ve nasıl. Zavallı Brigit ya - nımızdaydı ve biz hiç bir şey gör - mekdik, işitmedik. Vakıa âni bir kol uzanmasıyla bu olabilir amma, darbe, kalbe vurulduğuna naza- ran önden gelmiştir. Halbuki ö - nünde ben vardım. Herkes bir şey söylüyordu. Bu gibi zamanlarda tesadüf edilen şaşkınlıkla herkes bir noktai na - zar beyan ediyordu. Yalnız mü - hendis soğuk kanlılığını muhafa - za etmişti. Bir aralık konta: — Evvelâ, dedi, gidip cinayete sebep olan atı arıyalım. Fakat esasen mühendisin tah - min ettiği gibi he br şey bulama - dılar, ve Marginin yanıan döndü - ler, Bu aralık içeriye Patris gire - rek: — Affedersiniz, dedi, unut » muştum. O kadar şaşkınım ki.. — Ne o, çabuk söyle. — Margi hazretlerini görmek icin madam Gregorovna gelmişti. | Hâlâ bekliyor. Mühendis sapsarı kesildi. Bu kadın ne için gelmişti. Patrise sor- du: — Madam, çoktandır bekliyor mu? Ne zaman geldi? — Cinayetten beş dakika ka - dar evvel.. Tam gelip haber vere- ceğim sırada, sesler işittim, koşup baktım ki cinayet olmuş. Şaşkın- lıkla haber vermeyi unuttum. ühendis bir kenara çekilerek düşünmiye başladı. Bu kadın tam cinayetin olduğu sırada orada ne arıyordu? Hayalinde Sonyayı gö- rüyordu. Oviyakla Kastelmeyran ziya - retçinin yanına gittiler. Patris mü hendise sokuldu: — Ne feci şey, yarabbim, de- di, jandarmaları bekliyecek misi - niz M. Lartig? — Evet, evet... Cinayetin şa - hitlerinden birisiyim. Vakıa bir şey görmedik ama... Sey, Patris, madam Gregorovnayı nereye al - mıştınız? Naklede: — Birinci kattaki na, — Herhalde sıkılmıştır. — Evet, fakat ne yapayım. Bu müthiş hadise aklımı başım * dan aldı. Onu unuttum gitti. — Zarar yok.. Herhalde o ds sesleri duyup meseleyi öğrenmiş” tir. — Zannetmem Mösyö, salona gittiğim zaman, bir şeyden haber” dar gibi görünmüyordu. Ve me” seleyi kendisine anlatınca az kal- sın bayılacaktı. — Evet, pek hassas kadındır. Bu cümlenin söylendiği tavur, vekilharcı şaşırtmıştı. Fakat mü * hendis ilâve etti: — Gidip kendisine arzı hör * met edeyim. Vekilharç çekilip gitti. Mühen“ dis yalnız kalınca tekrar düşün * miye başladı. Elena şatoda bulu * nuyordu. Katili, başka yerlerde a“ ramıya artık sebep kalmamıştı. Ondan başka bu işi kim yapabi - lirdi? İlk defa olarak şatoya gi * ren ve ihtiyar Marginin avucun * dan sıyrılan, sonra gelip küçük ka sayı aşıran ve Öbeni katleden © değil miydi? Mühendis o bunlars dair mânen bir çok delillere sa - hipti. Fakat maddi delilleri pek azdı. Herhalde şatoya geldiği za - man, Kontla kendisinin konı larını duymuş, bir şeylerden şüp * helenmiş ve nasılsa yaklaşarak ihtiyar hizmetçiyi de kaltetmişti. Fakat onları nasıl takip etmis, ci" eni nasıl yapabilmişti? Meç * hul. Mühendis kendi kendine: — Bu sefer, diyordu, herhalde Franay onları ihbar etmemi tavsi" ye edecek. "Yukârr, Kon'ün ve Marginin yanıma çıktı. Elena Gre onları hayret va döliycale diyare du; İhtiyar, yumruklarını sıkıyof” du. Birdenbire: — Mademki böyle, dedi, bü * tün hizmetçilerimi göndereceğim: Etrafımda adam öldürmelerine t# hammül edemem. Esasen korka * caklar, göreceksiniz. İsterlerse $* lip beni öldürsünler. Bekliyorum: Elena mühendisi görünce: — Bonjur, dedi, zannedersem taharriyatınızda devam ediyorsu" nuz! Mühendis, Elenanın sesinde? belirsiz bir istihza hissetti. Bu ka” dm şüphesiz kendisini çok kuv ” vetli buluyordu. — Filhakika, dedi, arıyorus” Parise gittiğinizi haber aldım. Bs” ri teşebbüslerinizde muvaffak ol” dunuz mu? Elena ona hayretle baktı. Mü * hendisin sesinde kin vardı. Mas” mafih sükünetini o muhafaza elf ve: Evet, dedi, her şey yolunda gi ti. Sonya da iyi. (Bitmedi) Seyyah geldi Dün Doyçe Levant linye kom” panyasının o Colombus vapuri şebrimize 260 Amerikalı ve A man seyyah gelmiştir. Seyyahla” bu günde şebrin görülmeğe deg*” yerlerini, o camileri ve müzele” gezdikten sopra akşam üstü İske” deriyeye hareket edeceklerdir Bu gün Amerika bandıral Empres ol Ostriya vapurile Amerikalı seyyah daha gelecek ve şehrimize bir gün kala dır. ———— Edirnede büyük bir hapish9"* yapılıyor Edirne gazetesinin yazdığı”? göre Edirnede metruk kaşlalak. dan birisinin bazı tadilâtis ir bin kişilik asri ve umumi hapishane baline ifrağı karli” tırılmıştır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: