© we 6 — VAKIT 22ŞUBAT 1932 Halk (Baş tarah dünkü sayımızda Bu misali diğer mesaj kollarına ad © yanılmudan teşmil edebiliriz. İşte dil sahasında olduğu gibi tarih, edebiyat ve bütün güzel san'atlar sahalarında ve diğer şubelerin istiğal esaslırında bu iki münteaya irtibat ve muvasala 'vasrtası olmak Halk evleri merker ve muhit teşkilâtmn baslıca hedefle- rinden birini tescil edecektir. Güzel san'atlar Halk evi talimatnamesinde sıra iti bariyle ikine olarak (Güzel san'atlar) şubes geliyor. Bu şube musiki, resim, heykeltraşi mimarirk müntesinle- rini tonlıyacak. Dİl mesaisiyle çok sıkı münasebeti olan edebiyat birinci şu - beye ayrıldı. Resim ve heykeltraslığın puta ve surata tapmmak adetini, tenvir ve İr. çatla değil, san'atı tekfir ve mahküm etmekle kaldırmak gayretine Aciz müştehitler ve cahil hurafecil elinde ne hale düşürülmüş olduğunu, resmin kitabe, ve tezehiplere 1 - traşlığın mezar taşı kavuklarına mün! hasır bırakıldığını içimizde bilmiyen yoktur. Musikinin, kuran mevlit ve iVâ- hiler okunurken, Yar gibi zikredilirken pek isbar ve sevap savrlin gerçöre dışma çekrlinen #yıp, merdut ve günah göste pek uzak değiliz, Çocukları musikiye heves eden ai *n (Pelâketzode) sayıldığı, musi- arra (Çalgre: makulesi) diye T #lunduğu yıllar bize dün dene- k kadar vekmd'r. Son Mi üç aerr evrsline kadar da“ yanabilmiş olan Türk mimarlığına ge- Mincs o da umumi! inhitat zelzelesin - den Fendi payını alarak sendelemiş ve yiailmisien, Arkadaşlar! Musalla taşı ve tene» gir io hiase san'at irlarınm yobaz kal- anh n, ba ie'muş te'âkkiler ve tel! Goller : Orta Asyadan geçmişlerdir. (İskitler) camiasma mensup olan (Kimris ler), (Keltler) Avrupaya geçmeden Kırım ve Danimarka da yerleşmişlerdir. tekkelerde çılgın -İ Idiği zamanlardan da| evlerin Reşit Galip Beyin Anka ; kinlerle asrrlardan beri liker akrep kuyruklariyle eşelenen mezar» lara gömülerek safsata çamurlariyle re çaşşıan Türk san'at ruhu A'aların tükenmez mirası Atalarm tükenmez mirası olan san at, Türk milletinin damarlarında bü - tün hayatiyetini kurmuş olârak yaşa- tıyor! Köylüleri, uzun yollarım yor- gunluğunu sayısız türkülerle dinlen- diren dağ başmdaki çobanları bile bes tekâr bir millette san'at ruhu ölmüş| olamaz! | Son yıllar içinde sayıları birdenbi- re yüzlere, hinlere doğru artmıya baş.| liyan ressam, musikişinas, mimar, heykeltraş geneler milli ruhtald san ai aşkını ve iştiyakını günden güne daha fazla kıymet ve liyakatla temsil eden enn: delillerdir. Maddi, mane vi her türlü İmkânsızlığa rağmen, müş Wiât ve mahrumiyet dikenlikleriyle| yollarmın her a nkesilmesine rağmen yetiserek yükselen ve aralarında ya- rınm beynelmilel büyük san'at şöhret. leri yaşadığma şüphe etmediğim genç Türk san'atkârlarını Halk evlerinin açılış gününde sevgiyle anar ve selâm-! larım., Temsil subesi Talimatnamede Üç numaralı şube, temsil işlerini Üzerine almış bulunu- yor. Ealk evleri temsil şubelerini bn teskilAtm en mühim varife efharların- dan birj sayıyoruz. Hafk evi sahnesi, bir milf kültür mektebi olacak, orada çalımanlar milli terleri müdafaa için #mek veren mücahitler sayılacakar - dir. Memeketimizde kitap, gazete, mecmua gibi neşir vamialarıma yay İs srmırları — manlesef henüz — pek dar bulunmuyor. Nutuklar, konferan». larsa, bilirsiniz ki, çok daha müta- varı nispefterde muhatap (buluyor. Ankarada beş «ün zarfinda (6009) kisinin dimlediM (Akın) terefinden ...40500005500 0000000000... TARİM EL KİTART mma an Bu muhaceretlerin Avrupaya olan tesirleri: A) Avrupa yerlileri daha faik bir seviyede olan muhacırlardan mede niyet usullerini; B) Hayvanları ehlileştirmeyi; C) Ziraatle meşgul olmayı, aların » edindiğimiz tecrübe (göstermiştir ki, her zaman için ve her halde daha bir çok zaman için, fakat bilhassa bu gün için memleektimizde en iyi, en gü zel ve en faydalı neşir vasıtası tem - sildir. N Önümüzdeki yılda o vilâyetlerle kazalarda 100 Halkevi kurabileceğimi- ri kabul edersek, aynı eserin her Halk evinde mükerrer temsillerinin, orta- lama olarak (o (2000) kiş; tarafından görülmesiyle bir fikrin, bir tezin 3-4 gün içinde (209000) vatandasa yor- madan, sıkmadan, em e şekilde yayılakileceğ; anlaşılır. O kadar de rin riyaziyeei vaç görülmiyen bu hesap temsil şubelerine verilecek ehemmiyetin ne kadar doğru ve yerin- de olnsağını gösterir, Temsil şubelerinde vazife oalacak kadın ve erkek arkâdaşlar,' belk, en yorucu sahayı seçmiş olacaklar, fx- kat muhakkak ki, hayırlı o ve ferizli semerelerj pek çabuk görülecek hiz - metlere de milli kültür ve milli yükse; Tiş tarihimizde zaman geçtikçe kıyma ti daha iyi inkdir edilecek şerefli bir hizmet hatırası bırakmış olacaklar - dır. Halk evleri temsil mesaisinin bi. linmesj lâzım geleh hususiyetleri var. dır. Halk evi sahnelerinde ancak milli terleri müdafaa ölen mevzularda pi- yesler temsil olunur. Bizim mevzula rrmız umumi Tüvk tarihiyle milli mü cadelenin, her biri bir millete ebe » diyen şeref ve ift'har sermayesi ola» bilecek sayısız saflızları, Türkün gü zel ahlâkı, yüksek faziletleri, rahandaki maddi, manevi sonsuz kud retler gibi membalardan almacaktır. Saltanafla etimhuriyetin, irticayla im kılâbm, medern mektenle köhne med resenin, İyi vatandaşla fes vatanda- şm, umumi cemiyet menfastleriyle gahst menfaatlerin, snfki misirinlik ve cehslet olan fntiriitde m deirs feler Türk| sinde çalışılarak kazanılmış orefahm, yeis ve bedbiniye ümit ve nikbinliğin| mukayesesi gibi di sayılabilecek! mevzular da (Halkevlerinin temsil mesaisine zemin teşkil edeceklerdi, $por şubesi Dört numaralı şubemiz spor şube- sidir, Halk evleri spor şubesi kendine mahsus spor teşkilâtı yapmayı esas tutmaz. İdman ittifakına dahil olan olmıyan mevcut teşkilâtı himaye ve takviyeyi tercih eder. Bütün spor cemiyetleri halkevlerinde dalma hara- retli ve samimi bir müzaharet muhliti| bulacaklardır. Halk evleri, spor telâkkileri etra- fmda her türlü vastayla başlıca İki ezası müdafaa edeceklerdir. Bunlardan birincisi: sporda yal «i nız atlet yetiştirmek değil, bedene ol- duğu kadar ahlâkça ve fikirce sıhhat- Ni ve kudretli vatandaşlar yetiştirmek gayesidir. Bunun etrafın denbe ri meşgale sayılmak telâkkisinin tas- hihidir. Türklerde her ferdin, ömrü) nüu son yaşlarma kadar spor yapma-| sı milli an'anelerden biri olduğu ha'de batıl ve yanlış itikatlara feda edilen bir çok güzel an'aneler gibi, son asırlar» da bu da ihmal edilmiş ve cehaletin unutkan hafızasında silinip gitmiştir. Sporun, yalnız heveskâr gençlere mah sus bir meşgale sayılması, bu gün re umum! denecek kadar şamil bir telâk- kidir. Spor iştişaTlerinin, ancak çocuk», luk devresi için makul görülmek ii - yadmı ve her hangi bir spor eğlence- sine veya misahakasma biras daha yaşlıca göründüğü halde iştirak eden Terin bu gün bile (Keen bebek!) diye alaya aldığımı hepiniz bilirsiniz. | Barı memleketlerde, her sabah saat yedide radyo merkezinden bir müta- hassrsın . verdigi kumandalarla en £ n dok a Kadar bitüm .............. eklendi, eler yapacak ? ' rada açılma merasiminde söylediği hitabe hakm evlerinde 15-16 dakika idman hareketleri yaptıklarını sporla iştiğal edenler bilirler. Her yaşa göre spor $9 killeri olduğunun ve her kesin her ya$ ta spor hareketleri yapması lüzumü” nun yayılmasına çalışmamız o lâzrmi geldiğini tekrar etmeliyiz. Halk evle rinin, spor işlerinde faydalı olabil& İ cekleri sahalardan biri de budur. Ber nun ne gibi şekiller altında tatbik s9 hasma çıkarılabileceği talimatname de yarılıdır. Ğ Içiimal yardım Beşinej şübe, (İçtimat Yardım) ünvanı altmda Halk evlerinin hayrt İ işlerine ayıracağı mesai paymı temsil eder. Türk rrkmın bütün tarihinde iyilik ruhunun, yoksullara (yardım şlarmm en yüksek menkıbeleri oku“ nur, Uzak şarktan Mısıra ve Tuna boylarma kadar muhtelif devirlerde kurulmuş Türk devletlerinin, hiç biri yoktur ki, tarahinde cömertik bir İç tima! kahramanlık mertebesine çıkma mış olsun Hilâliahmer, Himaye Etfal, Ve» rem mücadele Cemiyeti, Tayyare Ce miyeti ve saire gibi nispeten yeni ha“ yır müesseselerine bu gün gösterilet mil alâka aynı zamanda milli itima" | öm da sağlam delilidir. Halk evj esas itibariyle içtimal yar drm cemiyetlerinin teşkilâtı olan ye lerde onlara müzaheret eder. Bunus haricinde talimatnamede yazılı yar« dım sahalarma imkânım ileri derece" sinde yetişmiye çalışır. Türkün şiarı, kapısmın o tokmağı çalmmadan, önünde avuç açılmadan yardıma ve imdada koşmaktır. Yok* sullar, öksürler, hastalar ve sakat * Tar dilenellik mezelletine (düşmeden, dilençiliği san'at ve meslek (edinmeli sefaletine uğramadan yardım görme Jidirler. Team “ersen ............... man TARİH EL KİTABI smmmumaı 5 Atalara ve Totemlere ibadet, bilassa ata ruhlarından (ok ç hayatında mühim roller oynadı. Atolarm ruhları üuivileştirildi, eaüşte * rek mukaddesat an'aneleri icat edildi. Ve dinlerin mukaddes ve gayrı mukaddes mefhrumları dü. Mukaddeslere yaklaşmanın âyinini tayin eden dindi. 1 olmıyan şeyleri de menediyordu. Mukaddes olan seylere yaklaşınca tabia“ te hükmedeceklerini zannediyorlardı. Zaman geçtikçe bu an'anelere hıras dini esatır meydana çıktı. korku beşerin yı ikiye böl“ e mukaddes Mukaddeslere yaklaşmayı kendisine bir vazife edinen rahip sıf doğ* © D) Çömlekeiliği öğrendiler. ğa e ii bakır pek az kullanılmaktaydı. Bu tarihten sonra tunç âletlerin virdenbire E) Mağara hayatından kurtuldular. F) Fikren inkişaf ettiler. Arkeoloji tetk'kleri gösteriyor ki Milâtan 20009 sene evvel Avrupada olan kalay eski Avrupada hemen yek gibiydi. Sade Fransada za - ir damar vardı. Bunun eskiden işletildiğine dair hiç bir iz yoktur. 4 Göllerden evvel ve sonra sna Türk yurdu : © Orta Asyanm kuraklaşma neticesinde boşalmıya başladığını görmüş « Mik, ba kuraklaşma hadisesinden evvel Orta Asyada bir Türk medeniyeti vardı, Hazar şarkında Aşkabat yakınlarında (Ano) hafriyatınm reisi, Pum- peliy bu medeniyetim tyaşadığımız zamandan on bir bin sene evveline ait olduğunu iddia etmektedi Bu Amerikalı , bu mmtakada Türk medeniyeti: Milâttan ev vel IX bin sena devrinis, Milâttan evvel VİNİ binsenesinde hayvanları ehlilestirme deriinde, Milâttnm evvel Vİ bin senesinde maden san'atı devresinde bulunduğu, yani bugünkü medeniyetin ilk maden İşleten şehir olarak kaydettiği (Sus) şehrinden inm bin sene evvel Türklerin maden işletmesini bildiklerini kaydediyor. n Maamsfih, şunu da itiraf etmelidir ki, Türkeli hakkmda henüz ilmi tetiikat pek azdır. Türkeli hakkında taharriyat çok defa ihmal edilmiş - tir. Tir e görülüyor. Tunç ana Türkslinden giriyordu. Çünkü tunç için b En eski devirlerde yaşamış Türklerin eserlerine (Cemuhi Sibir) de te wdüf edilmekte Bu eserlerin en mühimmi (Kurgan) lardır. Kurgan - 2» seki Türklere ait mezarlardır. Bu uozarlarda silâhlar, tozyimat levazt- mr, kargı, balta buluasruştur. Kurganlar iki tür! i — Tunç devrine 2 — Demir devrine ait Kurganlar. Türklerde madeneliik : Altay dağlarında pak çek maden osskları bulunmuştur. Madenleri erit- ken ek mir 4 osaklarımdali galeriler de güzel du. Meselâ hasat zamanımda kurban edilecek insanları ancak bu rahip — ler kesebilirlerdi. Bu suretle başlıyân din mefhurnu zaman zaman inldi“ saflar göstermiştir. İlk zaamnlarda Totemlere tâbi olan insanlar kabile" ler halini aldıktan ve aşiretler teşkil ettikten sonra (Natürizm) dinine s3“ hip oldular. Bu dinde hayran veya nebat ibadet edilecek bir şey değil dir ibadet edilen şey ecdadm ruhlarının tecessüt ettiği tabif kuvvetler- dir, ve tabiattir. Sita tesekkül ettiği zaman Site insanları ratürizmin bir baska şekline geçmişlerdir. Mabutları semavt telâkki etmişlerdir. Güneş, ay, yıldızlar bu zaman ma'ut addedilmiştir. Siteler birleşince ulâhiyet mefhumu daha mücerret bir şekil almıştır. Görülüyor ki ma” but ve ulühiyet fikrinin menşei cemiyettir. Ve her tekâmülün, huzuru refahm memba cemiyettir. | Türklerin ana yurdu Orta Asyada, (Kingam) Büyük Kadırgan dağlarmdan Baykal havzası” na, oradan Altay dağları boyunca (İtil) havzasma vararak, Hazer d€“ nizi havzası, Hindukuş, Pomir, Karakurum, Karanlik dağ yoluyls ve Sarı ırmakla tekrar Kingam dağlarına ulaşan çizgi içinde kalan mınt5” ka (Türkün ana yurdudur.) Umumi muhacereller ve medeniyetler : Dünyanın başka yerlerinde insanlar ağaç kovuklarında pek iptidaf pir hayat yaşadıkları zaman Türkler ana yurtlarında (Kereste ve maden), menediyetleri devrine varmıştılar. Hayvanları ehlileştirme burada başlamıştır. Tabiatı istimsarın bir şekli olan çiftçiliğin vatanı da Türk endi/* Arpa, buğday, çavdar, koyun, keçi,at, devenin menşei orta Asyadır- Evelea orta Asyada Kafkas dağlarından Tanrı dağlarıma varan i çölleri boyunca yarka uzanan kadim bir Türk denizi vardı. Bu deniz “ rafımdaki büyük dağların biriktirdiği ve membalarmı cümudi e el lan sularla besleniyordu. Türkler burada medeni, müreffeh bir b#9 4