a FARE AAA EN e ze AA ANNAR RAE EE p i — 5 “ Mustafa,, filmi lüdeğiitile Hintlileröldürmiye| Amerikada mek- Rusyadaki filimcilik Onların kısa zamanda gösterdikleri muvaffakıyeti örnek almalıyız Mustafa filminden : Köşede : Mustafa ; ötekiler tiren yolu yapan genç işçiler .. Nihayet, uzun zamandanberi gös») Tileceğini haber verdiğimiz ilk sess 18 filmi olan O (Mustafa) filmi, ağ komik o Miltonun Oçok mu- (fukıyet - kazanan © ( Lostracılar ) temdit edilmezse, cumartesi ak ından itibaren Glorya sinemasm- Büsterilecek, mg kü filim halkında kâfi 2lümat verdik. Bu filimi görmek ar nda bulunan okuyucularımızdan keş Slerini göndermiş olanların da Mdilerine vereceğimiz davetiyelerle Ün Körecekirini yadetmiştik, bu MİZİ tutuyoruz. * (Mustafa) filmi o münasebetiyle, Na sinemasının başlangıcı ve tekâ- li hakkında biraz malümat vermek| İsterim, < Rus sinemacılığı ve filimciliği 1921 çi 1922 senesinden başlar. Du sene yare rejisör İvanoveki iki üç filim) a » Harp içinde bulunan Rus-| Di 9 zamanlar yalnız büyük şehire! * ve ancak 200 kadar sinema var - la 1925 senesine okadar, Rusyada İ ©cnebi filimler gösterilirdi. Run- a Yüzde seksen; Amerikan filim» riydi, > senesinde Moskovada (Sovki R İsimli bir şirket tecessüs o etti ve| filim imalâtını arttırmıya başla WU aşağıya naklettiğimiz istatis « i Rusyada yabancı filimlerin sene-| su Seneye nasıl azaldığını açık bir derecede 8e te gösterir: l zl Ecnebi filim o Rus filmi 2 © yüzdesi — yizde 50 | İp “65 1185 199- isigi . 40 iaef dare . lü, yer a . 80 — 6 ok Sörülüyar ki dokuz sene gibi kısa Zamanda, hemen hemen kâmilen e filim gösteren Rusya, bu nis- Yag de altıya indirmiştir. ii Senesinde ancak 200 sinema as»! ta, 4 sahip olan Rusyada, bu gün Alt, hi in altı yüz umumi salon, on tep giy KÖY sineması, dört yüz mek aç Memasi, dört bin kulüp sinema Yürgı yekün yirmi'iki bin sinema ba sayı senelik plân mucibince 1032 senesi nihayetinde elli ci Mai, Me yarda söylediklerimiz hep ses- © VE Sinemaya ait rakamlardır. içe, 18 sesli sinema sanayii ancak Sene haziranmdan başlar. Bu Pa ada 240 sesli sinema vardır. teli maki, sunda beş bin sinemaya da Seç, 18 konulmuş bulunacaktır. Mağ liz Sinema sayısına o nazaran Mariçtenma azlığına sebep, Rusyanın Desigi,, hoparlör ithal etme” Mühenğiey aamafin * son günlerde, » €ok ucuza mal olun ses ,iki sesli ve yüz seksen sessiz filimyap- li sinema makineleri bulmuşlardır ki bunlar, aynı zamanda kabil; nakil ol dukarı için seyyar köy sinemalarında da kullanılabilecektir. Rusyada 13 sinema fabrikası mev» cuttur. Bunlardan beş tanesi Mos » kovada, ikisi Leningratta, biri Ode sada, biri Keifte, biri Yaltada, biri 'Tifliste, biri Novosibrisk ve sonuncu; su da Taşkenttedir. 1922 senesinde sessiz doksan filim yapmış olan Kusya, geçen &emneon mıştır. Bünlar”urun Tifmlerdir. Ges çen sene ayrıca elli sesl; ve altı yüz sessiz filim yani 1931 senesinde $42 filim yapılmıştır. Her filimden id şer tane kopye yapılmaktadır. Rusyada çevrilen bir kağ Tilim bü- tün dünyada büyük rağbet kazanmış tır. Bunlardan (Cengiz evlâtları) ını İstanbulda gördük. Ötekiler de şunlardır (Kruvazör Potemkin) (Çar müthiş İvan) ve (Toprak), (Don neh- ri), (Eski ve yeni) ve (Mustafa.) Bunlardan (Toprak) Ja o(Cengir evlâtları) Amerikada yapılan bir mü- sabakada 1930 senesinin en güzel beş filmi arasında birinci ve ikincilikleri kazanmışlardır. Rus sinemasında sam'at cereyanları Edebiyatta olduğu gibi, Kus si- nemasında muhtelif cereyanlar var » dır. Bunlardan başlıcası me artist, ne studyo tanıyan ve (Docümentaire) filim yapmıya matuf bir cereyandır. Bu cereyâna tâbj; olanlar, ellerinde makineler, sokaklarda dolaşırlar ve nasıl bir gazeteci gördüğü şayan: dik» kat sahneleri alır gazetesine yazarsa. bunlar da o sahneleri filme çekerler. Bü eereyanın başinda rejisör Dziga Vertov gelir. İkinej olarak başında Herzenstei nin bulunduğu cereyan gölir bü ce » reyana uyanlar, artistleri kabul et- mezler. Studyo kabul ede » rek o(Senbolik) (filimler yaparlar. (Kruvazör Potemkin) bu nevidendir. Üçüncü olarak hepimizin o bildiği klâsik sinemacılık cereyanı gelir. Bu- nu anlatmıya lüzum görmüyoruz. Fakat bülün Ruş filimlerinin Fran; siz, İngiliz, Alman ve Amerikan fi- limlerinden ayrılan noktaları vardır. Oda, Rus sinemasının bir tek artist üstüne islinat etmemesidir. Meselâ bir Amerikan filminin esası (omevzu değil, oynıyan artisttir. Seyirci, fil. me, Mari Pikford veya Şarloyu gör- miye gider, Rus filimlerinde öyle de- #ildir. di Rejisör, oynanacak filme göre, tip» ler; seçer ve artistin şöhretin; kale bi- Je almaz. Bir kelimeyle : söylemek icap ederse, Rus filimlerinde mevzua göre artist seçilir. Halbuki diğer fi Jimlerde artiste göre mevzu yazılır ve » Corçili Tehdit... andetmişler İngilterenin meşhur siyasilerin- den Mister Corçil bir müddetten beri Amerikeda seyahat etmek- tedir. Geçenlerde bir kazaya uğramış ve oldukça mühim bir surette yaralanmıştı, Corcil, he- nöz bu yaradan yeni iyileştiği halde kendisine tehdit mektup- ları yağmıya başlamış ve Ohyo. da onun oradaki Hintliler tara- fından öldürüleceği şayi olmuş- tur. Bu şayialar üzerine tahkikat yapılmış, ve Corçilin Amerikaya ayak bastığı dakikadan itibaren tehditlerle karşılaştığı anlaşılmış» tır. Corçili tehdit edenlerin ek- | | serisi Hintlidirler. Bunlar Cor- çilin Hindistanı Ingiliz tabüyetin- de tutmak için söylediği sözler- den müteessir olarak ona karşı sui kastlar O hazırlamıya başla- mışlar ve Corçilin memleketine sağ dönmemesi için ant içmiş- lerdir. Amerika hükümeti Corçili si- yanet için fevkalâde tedbirler almış bulunuyor, bu noktadandır ki biz Avrupa ve As merika artistlerini bütün filimlerde! hemen hemen aynı rollerde görür br-| karrı. s İşte bu sebepten, Rusyada bir Greta Garbe şöhretinde yıldız yoktur. Orada artisti reklâmla şişirip sonra - dan onun şöhretinden para kazanmas| yı düşünmezler. Bununla beraber o- rada Marinovskaia, Anna Sten, Mosk vin, Ktorov gibi meşhur artistler de yok değildir. 1931 senesine kadar, Rusya ha - riçten ithal ettiği şeritler üzerine fi“ Jimleri çekiyordu... Fakat geçensene » denberi şeritleri kendi. - yapmaktadır ve İnşa edilen iki filim şeridi fabrik- sında bir senede-75 milyon metre şe» rit imani ediliyor. Kus sinemacılığının en büyük hu- susiyeti de, Rusyada sinema tahsili için iki darülfünun olmasıdır. Dün- yanın hiç bir memleketinde böyle bir darülfünun yoktur. Burada her se| ne üç bin talebe okumaktadır ve reji- sör, (ooperatör, artist, mühendis, kimyager ve sanaryocu olarak yeti »| şirler, Bu darülfünunlardan başka orta derecede sekiz mektep vardır ki sa »« dece sinema sanayli ve tekniği İçin ta- lebe yetiştirir. Beş bin talebesi var - dır. Yalnız makinist yetiştiren (başka ve iptidai omekteplerde vardır. Bu mekteplerin talebe yekünu on beş bin» dir. Bir de, (Nifti) isminde fenni bir enstiti vardır, Enstitüde ilmi tetkik ler ve keşifler için tecrübeler yapıl »İyerli mallarını satmak meselesiyle, maktadır. © (Mustafa) isimli filmi yapan reji sör (Nikola Ekk) bu mekteplerden yes tişmiş ve Rusyanm en genç rejisörü. dür. Mustafa filminde Yarovla Ba- tallov isminde yalnız iki profesyonel artist olnamaktâdır. Öteki oynıyar- lar sinemayla alâkaları olmıyan ço - cuklardan ibarettir. On sene içinde memlekette hiç mev cut olmıyan bir san'atı bu derece mükemmeliyete getirmek, hakikaten takdire değer bir iştir. Bu (gayreti! biz de göz önünde tutarsak ve bir de-| fa işe başlarsak muvaffak olmamak! için bir sebep yok. İpekçi; kardeşlerin teşebbüsleri hayli ümit vericidir. Fas kat böyle bir gayeyi takip (oettreceik bir mahiyete (değildir. Memlekette milli bir sinemacılik kurmak için mu- hakkak surette milli halk müessese » letinin alâkadar olmaları, hiç olmaz»! sa ticari mücsseselerimizin alâkaları nispetinde alâkadar olmaları 'âzım 7 tır. (İstanbul sokaklarında) filimiy «| le (Kaçakçılar) tecrübesi, halkını « zın milli eserlere o iştiyakmı, ve bü teşebbüslerin ticari cihetten de tehli- kesiz olduğunu kâfi derecede güster-; 41 katlı bir kollej ! tepler de şeklini değiştiriyor — Amerikada iş hayatınm her şul, siyle meşgul olan müesseselerin bü» yük, yüksek binaları vardır. Katla. TT otuza, kırka varan bu binalar baş döndüren bir şekilde tertip edilmiş - tir. İş hayatının icabı olarak bu de rece büyük ve yüksek yapılan binalar yanında eski şeklini muhafaza edebi-! len binalar bilhassa mekteplerdi. Fa- kat son zamanlarda bunlar (da eski! biçimlerini değiştirmişlerdir. | Neni mekteplerden biri Amerika « nın Pitsburg şehrinde inşa olunmuş- tar. Bir kollej olmak üzere yapılan bu bina tam on milyon dolara mi! ol- muştur. Eski katedrallerin çizgile » | rini muhafaza eden bu büyük kollej, kırk bir kattan müteşekkildir. Dün- yada bu derece yüksek bir kollej yok» tur. Kollej, bu kadar yüksek oimakla! beraber talebenin inip çıkması (için en son tertibat almdığından o bunlar; son derece kolaylıkla smıflarına gir « mekte ve derslerini almakta, sonra a- şağı inerek geniş sahalarda oynamak- tadırlar. Yerli Mallar Nasıl Satılır? Iktisadi buhranlar, her milleti meşgul etmiye başladı. Her yer- de yerli malları, kolaylıkla sat- mak, yerli malların kıymetini halka öğretmek için her fırsat- tan istıfade ediliyor, Hatta bu maksadı temin için İngilterede bir satış ve tezgâhtarlık mektebi açılmış, burada yetişecek olan- larm yerli malları muvaffakiyetle satmaları istenmiştir. Bu mektebe devam eden kızlara birçok dersler verilmek» le ve müşteriyi cezbetmek için neler yapılacağı, onunla nasıl konuşulacağı, öğrenmek istediği malın nasıl gösterileceği öğrenil- dikten başka tezgâbtarlık ede- cek kız'ara sattıkları malın, cinsi, kıymeti, hakkındada bir çok malümat verilmektedir. Bunun için tezgâhtar hanımlar malları mikroskoplarla tetkik e- diyor ve onün hakkında sağlam bir fikir ediniyorlar. Bu suretle müşteri her hangi mal hakkında malâmat istediği takdirde bu malın iptidai mad- ARA — VAKIT 13 ŞUBAT 1932 —— Bir kadın için .. Altmış kişi idama mahüm edildi! Afrikanın şarkındaki (Kenya) müstemlikesi (merkezinde son günlerde, mühim bir hadise vu- ku bulmuştur. Nerobi şehrinin yüksek mah- kemesi reisi, bir kadının katli mukabilinde 60 kişinin idamına karar vermiş ve on altı yaşından aşağı olan on kişiyi de müebbet küreğe mahküm etmiştir. Hadisenin sebebi şudur. Mab- kümlar, öldürdükleri kadının sis hirbaz olduğunu zannediyorlardı. Güya bir sihirbaz kadın mah- kümlardan birinin zevcesini tılı- sılmlamış ve onu müthiş bir has- talığa duçar etmiş. Mahküm ka- rısını iyileştirmek için uğraşmış- sa da bütün mesaisi fayda ver- memiş. Bunun üzerine omahkümlar, sihirbaz kadını sürükliye sürük- liye mabkümun evine getirmişler ve ondan kadını iyileştirmesini istemişlerdir. Sihirbaz kadın bu teklifi kabul ederek tılısımı kal- dırmıya başlamış, fakat sözünü tutmıyarak tılısımın yalnız yarısını kaldırmış ve kaçmak istemiş. Bunun üzerine genclerden müte- şekkil bir kalabalık kadını takip ederek yakalamışlar ve onu öl- dürünciye kadar döğmüşlerdir. Katil filine iştirak edenlerin onu müebbet küreğe ve 601 ida- ma mabküm edilmişlerdir. İngilterede: — — Milyonerler Gittikçe azalıyor! Londradan bildirildiğine göre dünya buhranı, İngiliz milyoner- leri arasında bir çoklarının azal- masına sebep olmuştur. Vergi dairelerinin verdikleri: malumata göre 1928 senesinde mevcut 490 milyonerden, bugün ancak 385 e birer milyon sterlini var- ir. A'man kralı Sir Solley Joelin, 1925 senesinde 12 milyon Ingiliz lirası vardı. Geçen sene öldüğü zaman ancak bir milyon İngiliz lirası kalmıştı. 1930 senesinde ölen ve buh- randan evvel beş milyon İngiliz lirası serveti olan Lort Mevchet ancak 193,000 İngiliz lirası bi- rakmıştır. z Sanayie paralarını (yatırmış olan bir çok milyonerler beş para kâr bile alamamışlardır. Bir kis- mı da verki verebilmek Vaziye- tinde değillerdir. Londralı bir tüccar üç dört senedir 100,000 logiliz liresı varidat vergisi ve- riyordu. 1931 senesinde hiç para kazanmadığı halde bu vergiyi vermek mecburiyetinde kalmıştır. Lort Lytton gibi en eski lort- lardan birisi .olan bir asılzade de, şatosunu müze baline ifrağ ederek adam başına bir şilin dubuliye koymak mecburiyetin kalmıştır. saanen. emuanasmısane sarasasa saran sasaamkse delerine varıncıya kadar malü- mat verilmekte ve kendisi tat- min edilmektedir. Bu mektepten yetişen hanım- larm iş hayatında daha fazla muvaffak oldukları, ve müşteri- leri daha çok memnun ettikleri görülmüştür. | hepsi 70 kişiyidi. Buriların yank, | | v