| ondra gazetelerine yazdığı bir | Ykindeki tabakada, yani Stra- Paristen “Nevyorka on | saatte gidilebilecek! Profesör Pikart tayyareciliğin yakında; Mühim inkişafa nail olacağını anlatıyor Belçikalı profesör (Piccard) İeyle tayyarecilerin nesim Sterde uçmakla ne gibi istifade * temin edeceklerini izah et- i$tir. Profesör diyor ki: “Havada on mil yükseldikten azalıyor ve hava cereyan- ndan, bulut ve sislerden aza- yor. Onun için hava ge- ileri bu sahada büyük bir sür'atle bilirler. Yalnız stratosferde n tayyaizlerde sımsıkı kapalı ineler bulunmalıdır. Çünkü bu sayede havanın azlı- adan ve tazyikin tenakusundan İ olacak tesirlerden, şiddetli Suklardan (o tahaffuza imkân Ardır, rman'la Junkers tarafından edilmekte olan tayyareler, Şeraite göre yapılıyor. Bu tay- lerle 15 veya on sekiz bin m yükseldikten sonra saatte mil katetmek, (36) bin ka- yükseldikten sonra saatte İ) mil sür'atle uçmak müm- ür, gm bu çeşit uçuşların Koç acağına kuvvetle kaniim, N erle ikimiz havada on altı t kalmış, fakat hiç bir rabat- a uğramamışlık. vel keyfiyet, mevzuu bahset- ki iz hedefe kolaylıkla varla Wı ispat ediyor. mumuzun kabinesinde uğ- hiç mız tazyik, 9 ve 12 bin ba hissolunan tazyikin ay- i On mil irtifada Onesimi ikin daha fazla azaldığım na- ! dikkate alarak saatte 400 400 | mil uçmamn mümkün olacağını anlamıştık, Bu havali de daha alttaki ta- bakaya nisbetle dokuz kere da- ha az kesiftir Onun için bütün sü- rücü ve mukavemet edici kuvvetler | dokuz kere tenakuz ediyor. Stra- | tofer tabakasındaki uçmak sür- ati daha alttaki tabakadan üç mil fazla olur. Stratosfer daha fazla büyük uçuşlar için müsaittir. Fakat Stratosferde de muhtelif tabakalar vardır. On millik irti- fa en müsait tabakadır. Daha ilerisinde makinelerin pek fazla kuvvetli olması icap eder. Benim kanaatime göre pek kısa bir zaman sonra Paristen Nev- yorka on saatte gitmek mümkün olacaktır. ölüm İstanbul Barosu Meclisi in- zibat azasından Şirketi Hayriye Hukuk Müşaviri Avukat Ne- cati Beyin valdesi ve Istanbul Mahkemei Asliyesi birinci ti- caret dairesi aza mülâzimle- rinden Hamdi Beyin hemşiresi Hâfıza Emine Saadet H. irti- bali darı baka etmiştir. Cena- zesi bugünkü cumartesi günü on ikide Nişantaşında Şelipaz apartmanından Oo kaldınlarak Maçkadaki metfeni mahsusuna defnedilecektir. Merhume salihatı nisvandan idi. Allah rahmet eyleye. yp yy yy rg yz bzmirde çıkan Mesih.. yy yg yy yg A gg gg yg gg i Yazan : Ömer Rıza Mesihin yanında bembeyaz bir aba pia sonra Sabatay muhteşem bir şem bi * hazırlanış ve y pr güzel, mağr mağrur bir kadın vardı a çıkmış, Ku bula gide-| 3 propa-| r, İstanbul ha-| damlar göndermişler, © »! eyhinde hareketlerde bu-| »5ber vermişlerdi. Bu ha-' ve bu suretle mek istemisler- ku hareketten de haber - | ona da ehemmiyet vermö | * Kudüs halkına hitaben bir be- | Öne neşrederek onların mesihe | cezası olarak! İnakt Gazzenin terdikleri WWkaydin! ilerde Ku mesih kar ti, Sabatay daha evvel İzmire gittiğ ve İzmirde ona bir dokunan bulunma» dığı için o da tekrar oraya gidecekti. Fakat onun Kudüs halkma (hitaben yazdığı beyanname Kudüs halkını son derecede müteessir etmiş, Kudüslüler hemen bir murahhas seçerek (o İzmire göndermiş ve af dilemişti, İzmir, Sabataym en sevdiği şehir- di. Onun doğduğu yere muhabbet bes lediğinde şüphe yoktu. Bu muhabbet onu İzmire cezbediyordu. Fakat İzmi.! rin ona büyük bir hizmet İfa etmesi beklenemezdi. Onun İşine yarıyacak ancak iki merkez vard. Bunlar Kw Romanya Kralının Kardesi Aşk macerasını ve kardeşile nasıl bozuştuğunu anlatıyor Deyli Ekspres gazetesinin Bük- reş muhabiri, mühim bir aşk macerasına kahraman olan Ro- manya Kralının biraderi prens Nikolayle görüşmiye muvaffak olmuştur. Prens Nikola, Bükreş- ten elli mil mesafede olan bir köşkte mahpustur. Muhabir, pren- sin aşk macerasına dair sor- 'uğu suale şu cevabı almıştır: Mesele henüz bitmedi. Bilâkis asıl şimdi açıldı. Ben fırsat bek- liyorum ve ilk fırsatı kaçırmıya- cağım. Size meseleyi başından sonu- na kadar anlatayım: Kardeşim, Paristen avdet ettiği zaman be- nim evlenmeme muvafakat et- mir, yalnız bir şart ileri sürmüş- tü, o da bir emrivaki yapmaktı. Kendisi bu emri vakia muhale- fet etmiyecekti. Fakat kardeşim sözünü tutmadı. Onun için ben de mücadelöye karar o verdim. Siz Bükreşte ne duydunuz? Prens Nikola Muhabir bu suale şu cevabı vermiştir: — Sizin Krala karşı geldiği- niz, hatta onunla döğüşlüğünüz için parlamentonun Oküşadında bulunmadığınız söyleniyor. Prens gülerek (mukabele et miştir: — Doğru değil, kardeşimle dö- ğüştüğümün aslı yoktur Kral, tabatsız ve enfloanzadan muztarip olduğu için Meclisin küşadında bulunamadı. Amerikalı bir bok- sör bu sırada Bükreşte bulunu- yordu, kralla aramızda bir boks maçı vukubulduğunu söylemiş, bu uydurmayı ber tarafta yay- ————— 8, yahudili ğin kodim payitahtıydı. İstanbulsa, yahudiliğin yeni ve en büyük, en mil him merkezi olmuştu. Muvaffak ol - mak için bunların birini oelde etmek Jâzrmdı. Halbuki Sabatay, bu ik; mer kezde de pek dikişi dutturamamıştı. Onun için İzmire güvenmekten ye dön mekten, sonra mecrayı değiştirmek. ten başka çâre yoktu. İzmir onu tel'- in etmişti, fakat onun o İzmirde bir çok dostları ve taraftarları oyardı. Sonra İzmir mühim bir ticaret mer« kezi olmuş, oradan propaganda iş - lerini idare etmek kolaylaşmıştı. Bun- , kendisi bir kaç sene evvel riyaret ettiği ozaman, hiç bir m onun tel'inin; ileri sürmedi- ğini ve onu hatırlamak #stemediğini görmüştü. Onun için Sabatay Ku | düsten ayrıldığı zaman İzmire dön - meyi istihdaf etmiş ve ilk merhale o Tarak Halebe inmişti. Halep yahudi. leri onu tezahüratla karşıladılar ve onu mekle bahtiyar oldular, Çün- kü n onlüra bir sürü mektuplar TA Arslan av | | | İ a g ! yazmış ve Kudüs gibi nankör olmama- | larını istemişti. Halep yahudiler; de Sabatayı aralarında alıkoymak Sik») 5--VAKIT 26 Kânunuevvel 1931-— cısı prenses bir yüzbaşıya vardı! İngiltere kraliçesinin yeğ yeğeni ,May Cambridge nasıl evlendi ? Son günlerde Britanya adası- nın Şussex Kontluğu dahilinde Balcombe isimindeki küçük kö- yün kilisesinde büyük bir izdivaç merasimi vuku bulmuştur. Bu merasimde İngiltere (o kraliçesi nin yeğeni olan Lady May Cam- bridgele Abel Smit isminde bir yüzbaşının akitleri icra kılın- mıştır. Prensesle yüzbaşının ta- nışmaları garip bir şekilde ol- muştur, Bir gün Prenses May Canbrid- ge, bir hayır işi için çiçek satı- yordu. Bu esnada o vakit henüz mülâzım olan Abel Smitin elbise- sinin yakasına bir gül iğ- neliyordu. Toplu iğnenin ucu bu sırada prensesin parmağına bat- mıştı. Bu hadise mülâzimle Pren- sesin tanışmasına vesile Ol muştu. Nihayet bu münasebet izdivaçla neticelenmiştir. Bununla beraber kral ailesine mensup olan İngiliz prenseslerin- den birinin halk tabakasından bir (erkekle (Oevlenmes o ilk defa olmuyor. Bucun emsali çoktur. Prenses May Cambridge gayet iyi ata biner, ve gayet iyi silâh kullanır. Hatta rivayete göre prenses İngilteredeki avcılar ara- sında müstesna bir mevkii haiz bulunmaktadır. Pederi (Kont At- lon) isminde bir zattır ki bir bir müddet evvel Cenubi Afrika valiliğini yapmıştır. Bu sırada kızı prenses, (Kap) memleketin- den (Kahire) ye kadar uzayan büyük bir avcılık seferine iştirak etmiştir. Bu av seferinde prenses May Cambridge bir fil, bir dişi ve bir erkek arslan vur- muştur. Prensesin izdivaç merasiminde İngiltere kraliçesile beraber bü- tün hanedanı Kraliye mensup za- vat bazır bulunmuştur. İngiltere Kralıyle Kraliçe, Prensese izdi- vaç hediyesi olarak gayet kıy- mışl Aslı astarı yoktur. Muhabir, prens Nikolanın, ka- rısını soğuk algınlığından müusta- rip olduğu için kendisine lektim edemediğini söylüyor. Muhabirin ifadesine göre prens, karısının bir fotoğralını vermeyi vadetmiş, ve şimdiye kadar neşrolunan İo- toğrafların uydurma olduğunu da ilâve etmiştir. rindeydiler. Fakat vakit müsait gildi, 1665 senesinin, son baharıydr. Yeni senenin hulâlüne ancak bir kasi hafta kalmıştı. Onun için durup dina! lenmiye vakit yoktu. Bununla bera- ber Halep yahudileri onu izmire ka » dar teşyi edecek bir heyet seçmişler ve onu izze$ ve ikramla göndermişler. di. Sabatay, sırtında beyaz bir şulla merhale merhale ilerliyordu. Halep « lilerin İstanbul yahudilerine yazdık- ları yazılar Sabatayın lehinde, fskat| Kudüsten gelen mektuplar aleyhindey| di! İstanbul hahamları şaşırmışlardı. Gerçi onlar Sabatayı tanımıyor değil lerdi. Fakat Sabatayın (İstanbulda! bıraktığı Jakini onun lehinde bir hizp vücuda getirmiş, bu hizp Sabatayın davasını (o kuvvet ve taasupla mi da şlamıştı. İstanbul yahudi- , bırakarak bu) işi münakaşa ediyor, ve Sahataym ta-| raftarları galip geliyordu. Sabatayın İzmirdeki ki kardesi, adamakıllı zengin olmuşlardı. Bunlar, kardeşlerinin davası uğrunda parala- Kn sarfetmekten çekinmiyor ve fas kirleri onun lehinde kazanıyorlardı.. Gelin ve güvey metli bir elmas kolye vermişler- dir. Ivgiliz gazeteleri (o izdivaç merasiminde bulunan kalabalığın miktarını 55 bin kişi kadar tah- min ediyor. Merasimde hazır bu- lunanlara tevzi edilecek pastanın yüksekliği beş, genişliği iki ka- demdi. Pastayı usul ve taamül veçhile bizzat Prenses parçalara ayırmış, pasta hazuruna o suret- le tevzi edilmiştir. Akit Rüsümst memtrluğundan “mürekale İs- mai Hakkı beyin kerimesi Nezihe ba nımla -Anadolu Demiryolları şeldötrenle- rinden İbrahim Salih beyin akitleri Kadı köy belediye dairesinde dost ve sbbap- larının ssmimi muhiti içinde iera edilmiştir. Nişan resmi Kadıköy eştafından ve babriye binba- gilerindan “merhum Saim Bİ, kızı İhösne Osmanpaşa oğullarından ve Seyrisefain umüm müdirliği muhasebe dairesi memurlarından Osman beyin nişan merâsimi Kadıköyünde Mısırlı oğlondaki hanelerinde bir çok zevaı ve aileleri İw- zutunda icra kılınmıştır. Tarsfeyne saadet temengi eyleriz ço ————————— Maibawnıza gölen eserler: Kooperalif hereketleri Istanbul mıntakası veri şirketler ko- miseri Remzi Saha bey “Kooperatif ha- teketleri , İsmile bir eser neşretmiştir. Kooperatif hareketlerinde Avropa ve Bal- karlardaki kooperatifçilik güzel bir şe- kilde anlatılmıştır. Tavsiye ederiz. « udüs, Halep ve Ni gelen ha- berler, Sabatayın davasını o kadar kuvvetlendirmişti ki hahamların o « nunla uğraşmıya mecalleri kalmamış- t. Onun için Sabatay İzmire muvas salat ettiği ozaman, yahudiler onu karşılamıya çıktılar, . herkes en te - miz elbiselerini giyerek ve sevincin » den oymıyarak, mevut mesihi istik- bal etmişlerdi. Mesihin yanında bem. beyaz bir aba giyen, g I, mağrur r kadım da vardı. Yahudilerin neş'e- sine payan yoktu. Her (yahudi ne yaptığının farkma varmadan: — Mesih! Mesih! Diye bağırıyon du. Sabatay elini uzatarak herkesi sus- turmıya çalışıyor, fakat buna imkân bulamıyordu. Nihayet Sabatay söz söylemiş ve heri kendisine (Mesih!) demekten men i, Bunu söylemek için onun izin ve ruhsatmı beklemek lâzrmdı. Bütün cemaat onun bu emrini hw şula telâkki etmiş veonu a- larak kardeşlerinin evine götürmüştü. Sahatay, erine girdikten sonra ayris ca bir odaya cekilerek oruca niyet ef- Lı (Bitmedi)