ii Istanbul lisesinde gençlik | nasıl çalişıyor ? Stanbul lisesi kooperatifi nasıl meydana 5-- VAKIT 15 Kânunuevvel 1931 —- ERME Sİ Şi e a eli etek Mekteplerde tasarruf haftası Mekteplerde gençler tasarruf için tezahu- ratta bulunuyorlar, temsiller veriyorlar Mekteplinin Yedi Günü çıktı, şimdi nasıl çalışıyor? ta Senesinde Istanbul lisesinin son h talebelerinden bazıları bir ara- Relerek bir kooperatif o meydana! yek istediler. Bu kararlarını li bütün sınıfları dolaşarak anlattılar. Bunlara ilk önce de-| Ms sınıf ve müteakiben diğer si m F iltihak ettiler. Bu bir kaç miis- arkadaşın meydana getirdiği te - ilden mektep müdürü haberdar) İ. Ve kendisinden izin istenildi. iyi teşebbüsü müdür — Celâl| wi i bey derakap himayesine aldı. O İa içinde bütün talebeyi konferans “hun topladı. Bu yeni meydana e teşekkülün maksat ve gayesini, yin uzun uzadıya izah ederek m talebeyi azalığa davet etti. Müz“ bugün Istanbul lisesi koope - iç nin ilk temelleri atılmış oldu. hafia sonra azalar aralarından y heyeti seçtiler. Reisliğe fizik Sillimi Arif Şükrü bey, muhasebe ye İsmajl, vezmedarlığa Fazıl Ne - Murakahe heyetine de Kâzım, Ni- ai, Salih beyler intihap edilmişti. Bu ilk idare heyeti kendilerine tev. in vazifeleri (o muvaffakıyetle İl lar, Ve yerlerini diğer arkadaş» tina devrettiler, İlk zamanları tam, ratif halini alamamıştı. Çün- #ermayeler on, on beş kişinin üze- ha, kalıyordu. Ve o zamanlar ser- Ye nispetinde kazanç alıyorlardı. 3lbuki bu kooperatif nizamnamesine Büvafık değildi. Onun için Arif bey İn talebeyi hissedar (yapmak ve €si istihliki nispetinde O kazanw istifade ettirmek için elli kuruşu in hisse senedini on kuruşa kadari er. Bu suretle umum talebe hissedar yapmıya muvaffak oldu- * Hatta Arif bey hisse senedini bir kadar indirmek ve sermayeyi rak kazançla idare etmek ve bir mahsus olmak üzere herkese bir kuruşluk hisse senedini fikrindeydi. Her hisse sahibi rüşluk alış veriş etmişse o ka- ette kendisine pul verilecek sonunda getirdiği pul kıymes) kazançtan istifade edecekti, O- yüz paralıktan (o başlıyarak uğa kadar opal bastırıldı. kooperatif muazzam bir şekil ir. Ve hariçte mühim kredi sa- » Sermayesi fazla olduğu gibi mühim noktası da safj kazarcı » hemen değilse (o bile nısfı X olmasıdır. Bu hususat kıymet. muallimi Arif beyle koopera- Müdürü Nejat beylerin pek büyük leri vardır. nbul Jisesinde yeni idare heyeti Sa gün evvel intihap edilmiştir. yiz, re muvaffakıyetler temenni &- Istanbul lisesinde spor y Dorcular derslerine çalışmazlar» m menediliyorlar. Geçen pl iletin mektepl; talebeyi kulüp- ayırmak maksadile gönderdiği Sabi me Üzerine mektebimizde İs- Li lisesi spor yurdu o namile bir Y tesis edilmiştir. in heyeti idaresi diğer arka- Ny a son bir yardım olmak üze- Mötür sınıf talebesi arasmdan seçil « Magiliyetnin muntazam bir me n maksadile de umumi kaptan! ay kam kaptanları intihabr yapıla J ye İşin başına geçirilmişlerdir. çalışmanın semeresi çok Gİ g ie EE İ ri 27 İİ görülmüş ve mektep fakr! — 31 senesi birçok Biselerimi.| İtirak ettiği futbol müsabakasın- a iyontuğu kazanarak mevcut almıştır. taltif Ayrıca oyuncular edileceklerinden ğ edilerek spor faliyetlerine dahilinde devam ( edilmiş| Miehe diğer mektepli arkadaşlari” getirilmiştir. Sene faaliyet sahası geçen sen Ikinci devrede İstiklâllilerin canla baş Bir talebe mecmuası çıkarılacak ye nazaran tevsi oedilmiş ve çalışma programına boks, disk, gülle, Üç a - dım, yüksek atlama sporları ilâve e- dilmiştir. Bir taraftan sınıflar arasında fut bol müsabakaları devam ederken di » ğer taraftan da atletizm sporları seç- meleri yapılmıştır. Havaların müsa- adesizliğinden netice aloenamanıştır. Ve gene Türkspor mecmuasi tara- fından tertip edilen (müsabakalara yurdun takımı girmiş o ve İlk oyunu Fayziye lisesile yaparak galip gelmiş» tir, Yurdun varidatı talebenin verdiği paradır. Sporcuların ders çalışmala- rı şarttır. Tekijsülü görülenler mene- dilir. Her hangi bir sebeple ceza a» lan talebe cezasının derecesine göre bu faaliyetten muvakkaten menedilir. Yurda mensup aza, doktorun mu- ayenesinden geçer. Greek sporcular, gerekse yurda aza olmiyan talebeye Jimnastik salonu her gilin sabahları kendi arzularile girerler. Ve bu mesai de yarım saattir. Mektepliler Müsabakası Davutpaşa-Gelenbevi. Istiklâl- Feyziâti maçları Perşembe günü çok güzel bir ba - har havası içinde (Olimpiyat) gazete- si mektepliler müsabakasma devam © dildi. Sâha, nispeten kuru lim hakem Nuri bey idaresinde orta mek- teplerden Davutpaşa — Gelenbevi kar şlaştılar. Davutpaşalılar çok güzel bir oyunla rakiplerini (2—0) yendiler. Bunu müteakip en canlı maçlardan © lacağı tahmin edilen İstiklâl lisesi — Feyziât; maçı başladı. istiklâl lisesi Medeni Hayrullah o Nezihi Süleyman Raci Bülent Necmi Cafer Şefik Fethi İskender! Feyziâti Sefer Semih o Füruzan Orhan Salâhaltin Bedi Mümtaz Baki Zeki Aldettin Şehap Şeklinde çıkmışlardı. Dikkat edi» lecek olursa her iki takrmda oldukça meşhur oyuncular var. Hakem: Ad» nan bey... Oo Oyun başlar haşlamaz. Feyziâtililer İstiklâl kalesine kadar iniyorlar. Avutla neticelenen bu 2- kından sonra her iki taraf hücuma ge- çiyor. Birbirini takip eden akınların! birinde Salâhattin Feyziâtinin ilk ve! son golünü kaydediyor. Birinej devre bu neticeyle bitiyor. la oynadıklarını görüyoruz. Celâl ve iskender çok güzel bir kominezonla kaleye iniyorlar. Fakat bütün akım»! lar boş.. Gene böyle sert bir hücum da İstiklâlliler bir gol (o yapıyorlar. Hayret.. Hakem avut diye düdük öt-| türüyor. Halbuki bu enfes bir gol. İskender çok güzel bir kombinezonla! centilmenliğe fazla ısrar etmiyor ve oyun tatsız tuzsuz bir şekilde bitiyor. Kaleci ———— Aldığımız malümata göre, muallim Kâzım Nami ve Keramet beylerin te- şebbüsile büyük bir talebe mecmuası çıkarılması kararlaştırılmıştır. o Bu mecmuânm neşrinde yardımları do - kunacak mektepler arasında İstanbul erkek, Feyziâti, Pertevniyal, Dakas taş, Erenköy kız, Kandilli kız, İs - tanbul kız, İnkılâp, Fayziye, Wseleri- le, kız, erkek ve yüksek Omüallim mektepleri vardır. Gençlik-Çığ Bu güzel mecmuanın üçüncü sayr sı çıktı. Bununla da gençlerimizin mükemmel çalıştıkları - anlaşılıyor. Karilerimize tavsiye ederiz. j Cumartesi günü uykudan uyandı niz mı bir gözünüz açık bir gözünüz! kapalı uzun uzun esnedikten sonra gayrı ihtiyari: — Bugün cumartesj dersiniz! Çün: kü bugün tekrardan bir hafta müd « detle hapse gideceksiniz demektir. Bir raaşır paketiniz küsküs mektebin kapr sından girersiniz. Cumartesi günü -! niln teneffüsleri izahat saatleridir: Mektebin bakkalında, salonunda, sr) nıfta, bahçede grup grup münakaşa» lara şahit olursunuz. (İşte birinci grup: — Dün Fransız tiyatrosuna Raşit Rızaya gittim. Ey anam ne aşkla oy» nuyorlar yahu., Gülmekten kasıkla - rım ağrdı.. Darlilbedeyi o yanmda sinek gibi kalıyor. — Haydi be sende Darülbedayi hiç! ondan küçük görülür mü? — Darülbedayi ne ki be sende, var- kkta bir şey o yapamıyorlar. Öteki varlıkta değil yoklukta yaratıyor. İkinci grup: — Zeki soldan bir şüt dayanıyor. Gal... Kaleci yerinden kıpırdıyamıyor. Nihat hiç iyi değildi, — Devenin başı, Zeki, Nihat kadar oyüryabilir mi? Üçüncü grup: — Dün Janet Mac Donald yaman» dı doğrusu! » *., Akşam üstü nehariler gittiler mi kocn smıfta üç beş leyli kalırız. So » banın etrafında dairevi surette otu - rur bektasiler gibi çile doldururuz. Kimi yarım yamalak bir sarkı mr rTıldanır.- Kimi ertesi günkü kimya imtihanma kopye hazırlıyor.. Hazır - lar ama kimyacının projektör gibi gözlerinden kopye Yapmıya meydan bulamaz kil. Mütalenda gürültüden ders çalış» mak imkânı pek azdır. Cünkü konu şacak Hf o kadar çoktur ki; Tenef- füsler buna müsait değildir. .. i. Asıl hengâme yemekhanede kopar. Zilden bir kaç dakika sonra asağı iner seniz yerinize bakmadan doğru mu - allim müavinine gitmeniz lâzımdır. Ve efendim: — 'Tatlım, kalkıp gitmiş efendim.. i Nöbetçi muallim sorar: — Nereye gitmiş?.. Uzaktaki sıralardan biri haykırır: — Tarık efendinin göğdesine.. “Yatakhane hele büsbütün başka İ birâlemdir. Meğerse dünyada'en çok revaç bulan şey musikiymiş, Soyunur-i ken herkesin ağzmda yarım yamalak bir beste. Sonra miyavlamalar, hav lamalar... Muallim muavini uyudular zannile elektriği söndürüp uzaklaştı. mı herkes yatağında doğrulur. Biri baslar: — Nasrettin hocanın bir karısı var- miş, Öteden biri atılır: — Tabii olacak. Olmaz olur mu? İlk söyliyen; — Nasrettin hocanın karısmı, kırk tane oğlu olan bir padi- şahm yanrna halayık vermişler... — Çüş be. Bune. kırk tane oğlu © lur mu? Mart kedisi mi bu?... İ — Sonra efendicazıma söyliyeyim. Bunlar kâğıt keser gibi hepsi oğlan mı doğmuşlar. Hafif bir ses duyulur: — Muallim muavini geliyor. Kar- yolalar gıcırdar, yorganlar çekilir... Muallim muavin; kapıdan bakar misj rıldanır: — Neyse bu gece eziyeisiz uyudu- lar » Sabahleyin zil çalar. Fakat bu 3i- li duyup da uyanan hasas kulaklı pek azdır. Ya muallim muavini dürtecek, yahut arkadasları ki — pek basit bir şaka — başından aşağı bir bardak su dökecektir. Bu şaka da kış günü ye nir yutulur şeylerden olmadığı için Istanbul kız orta möâktebinde Tasarruf haftası muhtelif mek- teplerde o heycanlı tezahurlara zil çalmadan yataktan atlamalısmız... Yalnız evvelâ aynaya bakmak lâzım - dır! Suratmızın mosmor mürekkeple boyalı olmadığını kim temin eder?... ... Salı akşamı tiyatro, sinema gece- sidir. Darülbedayi veya sinemaya. Geçen hafta Raşit Rrzanın burada bus Tunması münasebetile Fransız tiyat- rosuna gidildi. Avdette patırkütür bir sokak koşusu, sür'atle merdivenlerden çıkarlarken “uyuyan talebe, hareketi arz zannile yorganını alır kaçmıya hazırlanır. Perşembe azat günüdür. Bunu... Bugünün azametini anlatmak elimde değil... İşte sive bir haftanın krokisi, Nusret Safa Köy ve Gençlik Haziran ne güzel ay, hele ben çok se- verim. Niçin diye sorarsanız bu su- al karşısında ben: Çünkü mektep ta- til cevabından başka bir cümle bula») mam, İşte haziran geldi; mektepler tatil oldu. Oh. Ne güzel. Ben bu yaz tatilinde neler gördüm bilir misiniz?. , Bir sabah şehre yörım — saat olan köyümüze gezmiye gittim; yaz sabah ları da cidden çok emsalsiz oluyor; © kuşların bayıltıcı hıçkırıkları, o mis kokulu çiçekler. Ruha tazelik veri- yor. . Neyse fazla lâfa lüzum yok, kö- ye geldim. Kimseler yok, her köylü harmanının başında. Faaliyet. Ben de derhal tarlalara (gittim; mübarek Türk topraklarmın verdiği mahsulleri gördüm. Çalışkan Türk köylüsü onları biçiyor, maşallah, Kar şı dağda çoban kavalla, sürülerile zevkü sefa sürüyor. Bu manzarayı görünce şu suâl hatırıma geliyor: Türk köylüsü güneşin (oaltmda alm terile çalışıp harman yapıp ekmek ha- zılıyor, çobansa odağlarmn başında sefa ile kaval çalıyor, acaba niçin böyle? sw Sonra düşündüm ki her kesin vazifesi ayrı ayrı. Biraz daha ilerle. dim. Köylülerimizin bir kısmı da « kinlerini biçmişler, Türkün en muz- lim, en acıklı günlerindeki cephanesi- ni taşıdığı kağnılarla ekinleri harma- na taşıyorlardı. Bu manzarayı görün-| ce damarlarımdaki kan taze bir ces velin yaptr, kalbim çarptı, & bardı. Güneş batıncıya kadar bu do- yulmaz manzarayı, mahsuldar Ana- dolü topraklarmı seyrettikten sonra) akşamın alaca karanlığı kaplıyorken şehre yollandım; kendi kendime şun- lârn söyledim: — Köylülük ne yüksek lüler varolsun... Yaşasın sü. antalya orta mektebinder Cevdet vesile olmaktadır. 12 kânunuevvel Cumartesi günü bütün mektep- lerde birinci dersten evvel ta- sarruf obakkında birer nutuk söylenmiştir. (14 kânunuevvel Pazartesi günü öğleden sonrada ber mektepte talebe tarafından hitabeler irat edildiği gibi tasar- ruf hakkında piyesler temsil olunmuştur. Bu cümleden olarak dün İs- tanbul kız orta mektebinde de bir müsamere verilmiştir. İstan- bul kız orta Oo mektebinde dün müdür muavini ve Fransızca mu- allimi Zeliha Osman hanım ta- rafından milli iktısat ve tasar- ruftan genç kızlara düşen vazife hakkında bir konferans verilmiş, bilâhare talebe tarafından “Ya- şasın yerli malı, yaşasın kumba- ra:,, isimli piyes temsil edilmiş ve talebenin muvaffakıyeti gö“ rülmüştür. Kadıköy lisesinde Kadıköy erkek lisesinde Cu- martesi günü -:bahleyin saat sekiz. . o Feri: Zühtü bey tara- fından talebeye tasarruf o hak- kında veciz bir hitabe irat edil- dikten © sonrâ içtimaiyat © ve felsefe muallimi Sadri Etem B. tarafından ta- sarruf meselesi- nin iktisadi, si- yasi ve içtimai Apti E, mahiyeti hakkında bir konferans verilmiştir. Bu merasimin sonun- da onuncu sınıf talebesinden Apti bey tarafından şu hitabe irat edilmiştir; Aziz arkadaşlar Bir memlekette iktısadıyatın terakkisi o memlekette yerli malına olan rağbetle mütenasip olduğu aşikârdır. Bunu iktisat sahasında pek yüksek olan diğer (Lütfen sayfayı çeviriniz) Kadıköy Tisesi talebesinden .r.r.r.k.m mm, Lil LLn.ny.s.d. Ü vWua8uLLk vE Yukardaki sedasız harflerle, alttaki sedalı harfler icap elliği gibi bir araya getirilerek bir | cümle yapılacaktır. Geçen hattaki bilmecenin hak ledilmiş şekli; (At) tır. ME;