—10— VAKIT 25 Teştinsani 1931 ri yy gg gl Heavy i Nesrin, Mütercim! Doğan Yıldız evime sans ud “© - Size faydalı öldüm. Bir milyon | Mark isterim',, —68— * “Elimizde br işi yapacak kimsemiz! yok. Vatana bü sürefle (o büyük bir hizmette bülanacağınızı zanaedetim. , Sefirin bu sözleri benim hassasiye- time dokündu. Bu işe girmek istemi- yordum. Bu hususta beni iekar da sdemelerdi, Heyecanla odamın içim. de dolaşmiya haşladım. Selir ve ko nuştuklarımızı işiden binbaşı ilen - nings #üküt etmislerdi. “Vata.ir hiz met, kelimelerile beni müşkül mevkiş koymuşlarâr. “Bu işin yüpılmasi muhakkak Ti. sem mi? Sordüm. Sefir tisdik ediyordu : “O halde vazifeyi deruhte ediya - rum... “Sifi yalnız para ile techiz ve hi. maye âdebileceğiz. Sefaretim hiç hir serden malümatı yektür. Ne zaman yola çikmak istiyorsunuz? — Hemen bugün. İngiliz o isthbarat O memü < renun (mektubunu cebime yer. irdikten sonra trenin ha- etini öğrenmek İpi istan - yona gittim. Petersburg treni o için dolmuştu. Trende ayakta Vi yöt kalmamıstı. Beni ev- Velee şehire çıkarken hamala tosa düf ettiğim zaman çok #evimmiş- tim, Hamala yüz ruble verdiri. Bu para ile bana bilet tedarik etmie- $i İâzımdı. Hamal parayı alıp sa- vuşmuştu. Bir daha yüzünü gör- rüddim. Trene hücum kalabalığın den ben de istifade ötMiş ve pen- cereden vanona girmiye muvafl fak olmustum. Vagona girmiştim ama ayakla- rım döşemeye değmemişti. Sıkış » miş omüzlar arasında kelmiştım.| Ara irta ayak uclarim deği-| yordu. Röyle bi * treni yölenluğünu ancak bir medeni Dante celiem- nem seyahati olarak kabul eder-i di, Duman ve fona koku klorfom! Şibi tesir etmişti. Ayakta uyumuş tum. Petersburgta vagondan indi ğim zaman bir ihtiyar kadınla bir! ihtiyar erkeğin ezileri cesetleri va! rada kalmıştı. İ BURGTA CASUSLUK| ngiliz istihbarat memurumun| razdığı mektubun muhteviyatını defa okuduktan -onra yaktım. Mektupta bildi- i göre A 216 rumarasile mektubun sahibine mülâki 6! ak tem. Me ne suretle tele.on m izah olunmustm. P. İefon idaresinden A 216 : yaşını talep A 216 numaradan “Ne i£ uz? Sizi tanimiyorum! id gelecekti. İkinci defa edişimde “Ne istiyörsü - Mur? Taciz etmeyiniz!,. ancak ü- çüncü defa telefon edişimde tan- devü mahalli bildirilecekii. Fakat telefon bulmak çok güçtü. Nerden telefon ödehileceğimi düş'inüyor- dum. Petersburgta emin iki ada- mm adresi verilmişti. Bunlardan birisi mülâzim H. idi. Mülâzimle görüştüğüm zanan! telefon edecek yer bulmuştu. Mü- lâzimin nasıl bir kerafnetle bü işi becerdiğini bilmiyorum âmmâ iki wat sonra amiral Skridlöv'tn evin den telefon ediyordum. Telefon mubaberesi mektupta yazıldığı tarzda icra olundu, Üçüncü tele- fon mükâlemesinde ranelevü nok- tası olarak Neva nehri üzerindeki köprülerden birisinin ismi ile bu- luşmak saati bildirildi. Birleşmek| için epice vakit vardı. Mülâzimle| köprü civarına giik. Burası ol- dukça Petösrburgun tenha semit'e- rindendi. Civarda metruk bir pa- pazın evini, konuşmak yeri ittihaz edecektim. Evin mütead- di? sokak kapıları vardı. Görün- düğüne göre bu evde bir çok mül| weeiler ; gecelemiş o olmalıydılar. Çönkü kanapeler ve tahta sandık- edecektim. Bunun ü-| İm. Bin: “Teklifinizi dinlediktin Başveki.zmiz Dün Ankaradan Şehıimize geldiler içinde .» lar üzerinde mum parçaları vardir. Muayyen #nstte Neva köprüsü üzerinde dolâasmıya başladım. | şaret olmak üzere elimde beyaz mendil vardı. Soğuk bir rüzgar rishrin sularına sürünsrek' esiyor- dü. İnce elbiselerim içinde adama İli ösümiye baslasin. Köprüden #ecsnleri inesden - inesye, tetkik ettim. Kimra bana balımıyprdu. Öltomebiller arabalar da köprü- nün üzerinden gezivördü. * Lâkin arabadan kits inmiy , Sonra kâpalı ve şık bir faytori yallaşmı: ya başladı. İyi giyinmiş bir araba- ci köprüden gecti ve az ilerle fay tonu durdurdu. Kibar kıyafet'i bi- risi faylöndan cıktı ve beni ko- İumdan vakalıyasak “gabük bir- likte geliniz!,. dedi, Faytona gir- dik. Yanımdaki, #ürücüse bir ad- res verdi, “Nereye gitmek ar?u #diyorsu-! nuz?,, diye sordum. “Simdi göreceksiniz.,, “O halde faytonu durdurunuz. Ben asağı inmek istiyorumu İşini- ze geliyorsa siz beni tekip edi- piz.., Bu gözleri oldukca sert bir çehriyle söylemiştim. O; “Bana ilimat ötMiyof musu- Buz? “Size itimat edip etmemek bu halde bence müsavidir. Lâkin bei nimi de kendime göre bir. planım vardır. O plâna göre hareket et- wek zâruvstindeyim.,, “Pekâlâ.. Nâsfl avzü cderie- MİZE, İşareti üzerine fayton durdu. Başka bir arabaya bindik va mdt- vuk papazın evine geldik. Bu ev- de bir tahta sandik üzerinde kar- şı karşıya otutmuntuk. Ö #ördü: “Alman <sefareti: “türafindan gönderildiğinizi nasıl ispat edebi- lirsiniz?,, “Bununla,, diyerek cebimden çı kardığım rovelveri tahta sandığın üzerine koydum. Ö güldü ve çök ihtiyatkâr olduğumdan Bakzetti. O esrinda o dâ tabarcasmiı cikar- muştı. Şimdi iki rovelver yanyana tahta sandığım üzerinde sulh hö- linde duruyorlardı. Dedim ki: “Şimdi konuşebili-| riz.,, ve tabancaları kaldırarak) uzağa koydüm. Bâhis şöylecs de-| vam etti, Rus: “Benim teklifimi almakta salâhiyeti tamme sahibi misiniz?.) Yoksa beyhude yere uğrasmıya- sonra fiktimi söyliyebilirimi. Biz bize haber gönderdiniz biz. '#ize değil. Esasen ben de tesadüfen Petersburgğta bulunuyorum. Aynı zamanda bu meseleyi de halle ça- hışacaiğım.., Rus: “Sizin isin pek Ziyade kıy meti baiz olan ihbaratım : içiit bir milyon mark talep ediyorum... Bon: “Vay canma! Siz galiba sayıklıyorsünüz. Evvelâ mesele- nini neden ibaret olduğunu anlı yalim da., Biraz düşündükten sotira anlat mıya başladı: Evvelce Rus zabitiymiş. Harbin bidayetiridenberi istihbarat hizme tinde caltşıyormuş. Meticeten za- ruret ve Bolşeviklere kati dutdu- ğu kifi ve nefret dolayısile bu işe! teşebbüs ediyormuş. Uzun zaman| lar erkânı harbiyci umumiye reis! liğinin yanında çalişarak. bir çok! nüyermüş. Nihavet Rüs dedi ki: i ip enlemi Etratında LÜM tarafı İ inci sartada | rında çalıştırılâğak kiinselere ve- rilecek ücret, dükkânın kiradan manada diğer mastafi hesap edi- lince okka başıma azami alti ve- di kuruş bir zâm yapılması icap ediyor, Belediye iki Balıkpazarmda, Beyazıtta, Beyoğlunda, Kadıkö- yünde,; Bakırköyünde, Eyipte, Adalarda, Boğaziçinde, Üsküdar- da on, on iki dükkân açtığı tak- dirde bu dükkân'ar en geniş bir hesapla üstüşte yüzer liraya b tülsa ayhk kira bedeli mhavet 1200 Tirâ eder. Bu kira masra- fının okka başına düşen kısmı elin istihtölkindeki çokluk tazarı dikkatö alınınca bir iki Küruştan ibarettir. Bu masraf dâ zamrme- Ci dikten sönra cü iyi etih ok- kasını nihayet elli kuruşa, balta daha aza satmak mümkün Ola- caktır. Bu hesap en pahalı ve en iyi koyun üzerine yapılmıştır ki bugün bu koyun İstanbulda muh- telif semtlerde yetiişe, seksene satılmaktadır. Arada okka ba- şında yirmi, otuz kuruş fark var- dır, İsinci, üçüncü derecedeki etin. bu hesaba nazaran daha pek ucuza satılması icap ede cöğini ayrica kaydetmiye bittebi füzüm yoktür, Belediye bu işi nasıl yapabilir? Bu işin yapılabilmesi için be- lediyenin büyük bir sermayeye de ihtiyacı olmıyacaktır. ilk iki âylık “sermsyeyi teşkil edecek olân birkaç bin hirayi dimi eh- tümen kararile münakale süreti- le belediye bütçesinin her bangi bir faslından derhal çıkarıp bul- mak mümkündür. Teşebbüs edilecek olan iş, va ridat getiren bir iş olduğu için mötebaki masraf ve sermayesini kendisi temin edecektir. Bu işiğinne et komisyonunun tetkikatının. . nelicesini, ne şehir meclisi istimaımı; ne de başka bir şeyi beklemiye lüzum yostur; yalnız bir kârar : Beledi ye röisinin ve daimi encümesin kararı) Belediye hülkm sıbhati, ve menfaati namma bu kararı bir an evtel verip tatbikata geçmekte tedhhür etmemelidir, Tecrübe edilmiştir : Altı sene evvel Adalarda belediye gene böyle bir vaziyette kasap dük- kânt açmış, o zaman yüz otuza satılan et, derhal seksen kurüşa düşmüştür! ho Üsü tarafı ; 4 imei saytlamızda Lumuna, çıkmışlardır; İsmet paşa bazretleri buradan otomobille Perapalas otelini teş” rif etmişlerdir. Hafif “bir soğuk âlginlığından rabatsiz o bulunan o Başvekilimiz şehrimizde birkaç gün kalâcak- lür ve tedavi edileceklerdir. Paşa Hazretleri dün dişlerini tedavi eltirmiş ve Beyoğlunda kısa bir gezinti yaptıktan sonra indikleri Perapalas oteline dön- müşlerdir. Haber aldığımaza göte Bâşve- kilimiz cüma günü Ankaraya | rap i avdet edeceklerdir. âskeri ve siyasi sırlara YAlıf İüler mesrmeresersessmmnnnseramsssesanm linde olduğuna kanaatin | sülâtinm fenevvdü itibariie tanım- i dahi pek az emek sarhti iddp i eden fakat gelirleri ayni tüsbet- Zirai teşkilâta ihtiyacımız Kestamohu köytüleri köylerinde top uğrâşmakatnsa şehirde ırgatlığı teröih ediyorlar j Dötiva iktisat âlömitin aldığı son şekiller, bize behemhâl itHalât ve ihracatımız atasında tam bir mu- vazene temin etmemizi zarürgtni ihsas etmektedir. Bilhassa, mah- mış olan memleketimiz için bu muvazeneyi temin etmek güç bir iş değildir. Elverirki ihradat em- tiamızı çoğaltmak -uğründa alş- cajımız tetbirler yerinde olsun. ihracat emtizmızı artırmak şüp- siz ki istihsalâtımızı “çoğaltmakla olataktır. Memleketimizin Böyük bir nraat memleketi olduğu şöp- hesizdir. Bilhassa alacağımız ted- bir zirai faaliyeti oistihdaf ede- cektir, Anadolumuzün her köşesi dikkatle, ehenimiyetle tetkik ve takip câceeğimiz malisulâtla de- ludür. Memleketin ber tarafinda öyle “para ©den mabisüllerimiz vardır kiç; “içlerinde istihsalleri te fazla olanlar çoktur. ! leketin © ların yapılmaması bizim her türlü | karileri böyük bir alâka ilg din- leimişler . veya “onun tafsilâtım vardı. “Size Fransızların ve İnsitizle.. Lâkin İngiliz ve Fransız plivları rin Almanyaya vâpadakları “ yeni na hiç te inanmiyordum. iiçmi taarruz planlarını satmak istiye-| orla da bildirdim. İtirasınır ca! rum, Arzu ettiğiniz takdirde Çek-| raf etmek için iki pasaport ctkat-. lerin teşkilât ve politika piiMları-| dı. Pasapevtler, Rusun, birisi İn. pi da elde edebilirsidiz!, giliğce ehiğeri Fransızca mühürlen| İkin&i şık #ani Çekletini plânlâ-| tniş, resimlerini haviydiler. Mü- rms elde edebilmenin imkân dahi| hürlerin tarihi 1918 marta aitti. Biz, her şeyden övvel munta- #am bir teşkilâta mühitacız. Mem- her tarafında, istihsal işlerinde yerek devlete gerek ba'ka düşen ve fakat ifa edile- miyeni milli vazifeler vardır. Bun- istihsal damarlarımızın bapanma- sına sebep olmaktadır. Bulgaristan sabık. Ziraat nazır rinn İstanbul Darülfümu kon- feransı salonunda verdiği -konfe- rans, hiç şüphesiz-bütün (Vakit) (Vakit) ta okumuşlardır.. Toprak birliği olan bu kömşü memleke- tin zirai sahada gözlerimizi Kâ- maşlırdri fâaliyetleri bizim İçin büyük bir intibah ofatalıdır. Bulgarlar, hatta bizim toprak- | larımızdân, #ülarıüzdan geçire- rek domaieslerini, pathcaelarını, üzümlerini ve diğet birçok sep- zelerini fersahlarca ,uzak diyar- lara gölürüğ #atarkeü, biz, ye-diği mizderi gâyrisidi ya tarlalarda çürü- tüyor veya hayvanlata yediriyörur, Bulgarların ta Jâponyaya dota“ tes pellesi o sevketmelerindeki hikmet nedir Hiç şüphesiz mun- tazâm ziraat; teş'ulâtı #öprakli- nmızm İluvvei inbatiyesi, sabık Bulgar hâzirinin dediği gibi, Bük gâtistandan daha a$#/i değildir. Nufosumuz kerafet itiharile on- lardan az olsa bile, oekebilece- ğimiz ataz', hüfusumuza hazaran çok fazladır. Şu Halde; hiçbiri miz bu vadide vazifemizi" büsmü sürelle” yaprdiydfuz. “İtiraf et Pasaportlar üzerinde dâha diğer imzalar görülüyordu. Pasaportların sahte olmâdıkla. Yina kanant getirmiştim: Bir de Va pur bileti götterdi. Biletin #zerin- deki tarih te Matt aymı “gösteri. yordu. Rüs sözüne devzma Başladı. “Dört ay Kadar (İngilterede Ve Fransada kaldım. Bü zaman zAt- fında çok seyler işittim ve çok sy ler gördüm. Rusvadaki akvali (st kik etmek üzere benii bütiya söf- derdiler, Ftafisa örkâm batbiyei umütüye reisinin bir tezkerssini ' hâmil Bülheyd-| Yümi ki bu kâğıt, ile Çeklârin en gizli ictimalarma (iştirak cdebil- tim. Arzu ettiğiniz tökdirde böy- İ& bir içlimeâ' sizi gülüreErini., (Büntedi) | Buridâh baska i miyoruz. mek lâğımdır ki, memlek* ş de, henüz muntazam teşkilâtı bile yoktur. Bir çok kazalarımız var” nüz, ziraat memurunun #€ olduğunu bilmez.Köylü! tiği maddeyi sadece deye yapar; hastalığım sörette bakımını hiç ani Evvelce melekette bif” ödâlari teşkilâtı yapımı teşekkül '4ö7de, bülunduğl takatiin zirai fealiy. ve teftiş edecekti. Ne ole” Yalnız ban isimlerini işitiyoruz. | Vaziyet böyle devam *“& olursa, muhakkaktır ki, seng sonra istihsalâtımıZ ğı yerde, bilâkis ai ç Son birkaç senelik, mahs* luğu ve o nisbette ucuzluğ” çok köylüleri. toprakla zevkından mahrom Lti dir. Yani, birçok köylüleri 4 | raklar uğrâşmaktan # düymamağa ve köylerden *| lere inmiye başlamışlardı" Bu kabil köylüler, k takcılik etmekten ise, 50-60' kuruş gündelik ifa hk etmeği tercih etmek Bu yüzden, bilhassa köyden gelen kadın çok boş gezen amele “Eği ile dolmaştur. Bu gibi kö köyde istibsâl edeceği “ maddelere, şehirdeki a hammailık, irgatlık hayati cih etmektedirler. Mevsi me mevsimi olduğu çok çiftlik sahipleri, bugü” de bin. türlü riçalarla kandırmağa, adeta bi yarış edercesine çalı! ne babasına olursa kalan arazilerini ekmek takcı teminine uğraşıyorl8, İ Her şeyden evvel köylüye , takla üğraşmanın zevkini mağa mühtacız. Buda k6i öhitlasını hoşa gider bir dölü çıkarmakla olacaktır. Kö tihsal ettiği emtiayı, pari ğ mek de gene her | i arm ettiği şekilde istib” mümkün olacaktır. Bunu © pacak, . memlekette surette. yapılacak zırai © yon olacaktır, /i | Görenlerin dedikterin€ * / latlıklarıma bakılırsa, di bemmel. bir. ziraat mdf gi olduğunu hiç kimsenin demiyeceği Bulgaristanda" bir ziraat enstitüsü yo gün ziraat mektepleri, be? liyat mekteplerinden j8 fakat bizde, bugün iki ten başka tali ziraat yoklur. d Onlarda nazariyatçı “ll yorlar.. Eski; çiftlik mintakf, at Mektepletinden we l rın bir çoğu köylerde başlarmda değil, z irleri, sakalarda mektep (Mw . yapmakla meşgül oluyorli” ş Netite ölatak tekrar ©” kiz Biz, istihsalâtımizı mubtacır, bunuda bilindeki zirai orgamizs* | pacaktır. Kastamunı Talst 0 yak lr Wp a