— 4 — VAKIT 31 Teşrinevvel 1931 ———— Günün Haberle Murahhaslar gittiler Reisiciüülmhurumuzun hlarda büyük bir tesir bırakmıştır Bulgar başvekilini Ankaraya çağırdık, davetimizi Balkan konferansı müzakera- j mızda kardeş dostluk hisleri yaratan tıma iştirak etmek Üzere şebri- mize gelmiş olan murahhasların hemen hepsi (memleketlerine dönmüşlerdir. Yalnız Arnavutluk murahbas heyeti henüz şehrimizde bulun- maktadır. Yunan murahhasları ve gazetecileri evvelki gün cüm- huriyet bayramı (münasebetile yapılan geçit resminde bulunduk- tan sonra Patris vapurile Yuna- nistana hareket etmişlerdir. Gelen haberlerden anlaşıldı ğına göre Reisicümhur Hz. ta- rafından, balkan konferansının Ankarada aktedilen son celse sinde söylenilen nutuk bütün Balkanlarda çok derin tesirler uyandırmış ve takdirlerle karşı- lanmıştır. Balkan hükümetlerinin salâhi- yettar ricali bu nutku Balkan devletleri için ( siyasi ve tarihi şeraitin tam tetkikinden doğ muş mühim, orijinal bir istika- met veçhesi olarak telâkki et. mekte ve nutukta ileri sürülen fikirlerin ancak Gazi Hz. gibi düşüncesini Obütün (dünyaya açıkça (söylemek (o kudretini kendinde (bulan büyük (bir devlet adamı tarafından söy- lenebilecek derecede kuvvetli olduğunu 'söylemektedirler. Sofyada çıkan Zarya gazetesi Gazi hazretleri tarafından söyle- nilen nutkun yakın şark millet- lerindeki anlaşma arzusunun en kuvvetli bir ifadesi olduğunu man ve Balkan itilâfında rkiye tarafından yapılmakta olan büyük rolün rehper rolü olduğunu kaydetmektedir. Bulgaristan meb'usan meclisi- nin Çarşamba günkü celsesinde yeni Başvekil M, Monchanoff programını okurken Balkan kon- feransında dikkat ve alâkasın celbeden en mühim noktanm Türkiye Hariciye vekili Tevfik Rüştü beyin akalliyetlere dair gele sözler olduğunu ve Tevfik Rüştü B. tarafından ileri sürülen fikri çok isabetli ve adi lâne bulduğunu takdirkâr bir Ji- sanla söylemiş ve şiddetle alkış- lanmıştır. Bulgar ve Yunan gazelecilerinin teşekkürü Memleketimize gelerek Matbuat €emiyetimiz tarafından misafir edi. Jen Bulgar ve Yunan meslektaşları. mız İstanbuldan ayrıldıktan sonra Matbuat cemiyetimizin relsi Hakkı Tarık Beye birer telgraf gönedrerek teşekkürlerini ve dostluk hislerini bil. dirmişlerdir. Bulgar güzetecilerinin telgrafı Svlilengrat ( İstasyonundan, Yunan gazetecilerinin telgrafı Patris| vapurundan telsizle çekilmiştir. Tek graflar şunlardır; Misafirperver topraklardan ayrı- lwken bütün meslektaşları kardeşçe selâmlar ve gösterilen samimi hüsnü kalu ile orada bulunduğumuz gün- lerde hakkımızda mitemadiyen ibzal edilen dikkatlere en har teşekkürleri. mizi takdim eder ve bugünlerin hatı. rasımın ruhlarımıza derin bir süretiç nakşolmuş olduğunu ilâve ederiz. Bulgar gazeteciler komitesi Taneff fürk suları terkederken bütün meslektaşlarımıza dostane selâmları- guz iblâğ ederiz. Unutulmaz ve çok nutku bütün Balkan- kabul etti hatıraları muhafaza ediyoruz. Kranlotakis Bulgar başvekili Ankaraya geliyor Sofya, 25 (A.A) — (Balkan muhabiri mahsusumuz bildiriyor) Sefirimiz Tevfik Kâmil bey dün Başvekil M. Mouchanoffu ziyaret ederek Türkiye hükümetinin ken- disini Ankaraya davet ettiğini resmen tebliğ etmiştir. M. Mouchanoff bu nazikâne davete bilhassa teşekkür ederek ilk fırsatta icabet edeceği ceva- bını vermiştir. Bulgar başvekili kralın avdetini müteakip ve gü- nün en mühim meselelerini hailet- tikten sonra ağlebi ihtimal gele- cek ay zarfında Ankaraya hare- ket edecektir. Ankaradaki murahhaslar Ankara, 30 (Telefon) — Cüm- huriyet bayramında bulunmak üzere burada kalan bazı Sırp ve Arnavut Balkan murahhasları ve M. Grigor Vasilyef (Istanbula hareket ettiler, Reisicümhurumuzla Balkan hükümetleri kralları ara- sında teati olunan telgraflar Ankara, 29 (A.A.) — Reisicilmhur Hazretlerinin ikinci Balkan Okonfe ransına iştirak eden devlet reislerine| gönderdikleri telgrafm metni berveç- hi atidir: İkinci Balkan konferansı azasını bugün Ankarada kabul etmekle haki- ki bir memnuniyet hissettim. Arnavut millt teşekküllerinin müctemi mü- messilleri tarafından hakkımda ve Türk milleti hakkında izhar olunan temenniyattan pek mütehassis oldum. Bu vesile ile zatı haşİmetpenahilerinin sandetihali ve asil Arnavut (Yugos-| lav ve Romen) milletinin ferahı için en samimi temenniyatia bulunurken yalnız kendi hissiyatımı değil, bü- tün Türk milletinin hissiyatmı da ifa-; de eylemekte olduğumu zannediyo- rum, Ankara, 29 (A.A.) — Arnavutluk, Yugoslavya ve Romanya kralların. dan, Relsicümhur Hazretlerine ge len cevabi telgraflar aşağıdadır: İkinci Balkan konferansının içti- mar vesilesile zatı devletlerinin Af navut milletiyle şaherm hakkında iz. har buyurduklar? temenniyattan pek mütehassis oldum. Kendi narıma ve Arnavut milleti namma zatı dev- letlerinin saadetihali ve asil o Türk milletinin refahı için en samimi te. menniyatta bulunmaktayım. Ahmet Zogo İkinci Balkan konferansının An- karada içtimaı vesilesiyle (zatı der- lerinden şimdi almış olduğum lütüf. kârane telgraftan dolayı teşekkür eder ve Türkiyenin büyüklüğü ve re- fahı ile zatı devletlerinin saadetihali için Yügoslav milleti namma ve ken- di namıma en samimi temenniyatı arz ve blağ eylerim. Ikinci Alexandre İkinci Balkan konferansmdaki Ro-| men heyetinin kabulü vesilesiyle şah- sım ve memleketim hakkmda ifade) buyurulan sözlerden fevkalâde mü- tehassls olarak en samim! teşekklra- tımın kabulünü rica ederim. Yunan cümhur resi M. de gu telgrafr keşide etmiştir; “Geçen sene Balkan konferansı. nm Atinada toplandığı zaman aynı memnuniyeti hissetmiştim. Öyle zan. neğdiyorum ki bu konferans Balkan milletlerinin mütekabilen anlaşmala- rma ve kendi saadetleri emrinde te-| karrüplerine yardım edecektir. Bu| vesile ile zatı — devletlerinin ve asil| Türk milletinin sandetine matuf te menniyatı ifade ederken bütün Yu: nan milletinin bu husustaki hinsiya| tma tercliman olduğuma #timat > yurmanızı rica ederim. ed Kıbrıs meselesi İngilterenin Kıbrısı bırakma- sına imkân yoktur ! Kıbrıs isyanının tafsilâtı, gündelik matbüatımızın ehemmiyetle takip et- tiği meselelerden birj oldu. İ Bu isyanm sebepleri gamız değil dir. Adadaki rum ekseriyetinin mü-| him bir kısmı, senelerden beri Yuna- nistana iltihak etmek Tehindedirler.| İ Bunların uyandırdıkları hareket, bal zan şiddetli bir mahiyet alıyor, bazan da daha mutedil bir şekilde görünü yordu. Bu hareketin taraftarları, rum # vukatlar, sarraflar, mektep muallim. leri, ve nihayet rum papaslarıdır. İn-| giltere hükümeti, Kıbrısta, meselâ Mısır ve Hindistanda yaptığı gibi şid- detle hareket etmemiş, bilâkis onlara karşı son derece müsamahakâr, hat ta lâkayıt davranmıştı. İngiltere 1910 senesinde, Yunanis- tanm Türkiye aleyhinde umumi har. be iştiraki mukabilinde Kibris adası nt Yunanistana vermeyi teklif etmiş, fakat kral Kostantinin bitaraf kal maya karar vermesi üzerine bu teklif geri alınmıştı. Daha sonra, Fransa Suriyeye çok yâkm bir yerde olan Kıbrısın Yuna: nistana verilmesini arzu etmediğin. den İngiltere hükümeti Fransanın re yini almadan Kıbrısı bir başka der- lete ihale etmemeyi kabul etmisti. Bizzat Yunanistan, Kıbrıs adası hakkmda hiç bir iddia dermeyan et- memekte ve İngilterenin bu adayı ©-| na vermesini istememektedir. M. Ve- nizelos, gerek Kibris adası meselesi. nin, gerek on İki ada meselesinin Yu-| nanistan için siyasi bir mesele teşkil etmediğini söylemiş bulunuyor. Bu| itibar ile Kıbrıs isyanı beynelmilel bir mahiyeti haiz bulunmuyor. Meselenin İngiltere noktai naza- rından mahiyeti Şudur: Kıbrısta isyanı çıkaranlar bu ada- nın onu İstemiyen bir memlekete fl- hakını talep etmektedirler, Hatta İngiltereye göre Yünanistanın bu a- dayı müdafaaya kâfi kuvveti de yok- tur. Onun için İngiltere bu sdanm işgalinde devam edecek. İngiltere, di. ğer taraftan Kıbrıstaki ekseriyetin lisan ve harsına müdahale etmediği gibi adadaki akalliyetin de bu gibi iş lerine müdahale etmemektedir. İngiltere noktai nazarından mese. le bundan ibarettir. İngilterenin Kıbrıstaki umumi va-| lisine yardım eden teşrii bir heyet, yardır. Bu teşrii heyet yirmi dört azadan müteşekkildir. Bunlarm deo- kuzu resmi memur, On İkisi rumlar tarafından intihap olunmuş aza, üçü akalliyetlerin mümessilleridir. Rum âzanm takip ettikleri hattı hareket, umumi valiyi, birçok müşkllere düçar etmiştir. Buna mukabil, umumi vali fevkalâde salâhiyetini o kullanmaya mecbur olmuş ve teşrii heyetin ihdas ettiği müşkülâta galebe etmiştir. Son hâdiselerden evvel bu teşrif heyetteki rumlar, hükümetle teşriki| mesaiden içtinap etmek yolunu tut muşlardı. Kıbrıs hükümetinin mürabahacılı. ğı men İçin aldığı tedbirler rüm sar- raflarmı son derece kızdırmış ve on- ları hükümet aleyhtarlığına sevket- mişti, Mektep . muallimlerile sarraflar Greta Garbonun Hususi Hayatı Yün çorap, erkek pijaması ve erkek iskarpinleri giyen bir yıldız! Greta Garbo fotoğraflarını vermekten hiç hoşlanmaz. Çok sevdiği bir arkadaşile bu yüzden bozuşmuştur Yazan : Rilla P. Palmborf yl Fakat gündüz, onun kadar u- yuyan bir insanım bir de biltün gece uyuması beklenemezdi. Ve akşam ye- meklerini onun kadar geç yiyen bir insanın rahat, deliksiz bir uyku uyu- masına imkân yoktur. “Uyumadığı zamanlar, bir bardak; Gl ve sıcak içilen bir İsveç isterdi. Hele bu içki, kimi olsa uyut- mazdı. Kendisi uyumak istemeyince, evde kimsenin de uyumaya meyli; olmadı ğın zânnederdi. Zil, m gece İşli. yerdi. Kedilerinj isterdi. Su isterji, yahut bir gazete okuyacağı tutardı, Gece yarısı oldu mu, muhakkak iste necek bir şey bulurdu. Siğrit, hanımını hiç dikiş dikerken| görmediğini söylüyor. Bütün dikişle- rini o dikiyormuş: Garbonun tamir işleri pek çoktu. Bütün elbiseleri sade ve gelişigüzel dikilmişti. Erkek pijaması giyiyordu. Pijamaların birçoğu İpekten ve hep sinin de yakaları sıkı sıkıya düğme liydi. Dışarda blüz yerine sırtında| erkek gömleği görüyordünuz. Bu gömleklerle, muhtelif renk ve desen- de erkek kıravatı takardr. Çorapları halis ipekten değildi. Ve dalma tami-| re muhtaçta Çok defalar, bizim İs veçte giydiğimiz hafif yün çoraplar. dan giyiyordu. Sıcak havalarda ya- rım çorap giyiyordu. Ayakkabıların. dan birçoğunu Gustav aldığın: anla: tır: “Erkek ayakkaplarmın en küçük- lerini tercihi ediyordu. Bunlardan bel| ki bir düzüne vardı. Yüksek ökçe sev- mezdi. o Ismarladığı bu çeşit ayak kaplardan bir gün bir çift daha getir diğim zaman: Tam bizim gibi bekâr. lar için, değil mi Gustav! diye | etmişti benimle,,, “Puse,, filme çekilirken: Garhonun Lew Ayers'ten hoşlandığı görülüyor- du. Bu delikanlı, son zamanlarda (Garp cephesinde) filmile şöhret ka zanmıştır. Garboyu çok defa Tew A- yers'le sohbet ederken görüyorlardı. ise, hükümetin talim ve terbiye işle- rini asgari derecede mürakabe etme: sine mümaneat ediyorlardı. Hükümet geçen yaz esnasından tevzin için it halât rüsumunu arttırmak İstemiş, teşrii meclisteki rum aza ile akalliy et mümessillerinden birinin ütihakile bu tedbire karşı gelmişlerdi. | Maksat bu gibi hareketlerle İngil- terenin adadaki nüfuzunu darbele mek ve onun hâkimiyetini felce uğ. ratmaktır. Halbuki Jord Pasfild 1929 senesinin (28 teşrinisanisinde Kıbrıs adasmı Yunanistana vermek) meselesinin tamamile kapandığını İn- mıştz. İ Kıbrıs rümlarmın bu gibi isyan. larla İngiltere hâkimiyetinden kur-| Gerolomo Rovetto tulacaklarını zannetmeleri abestir. | İngiltere hükümeti isyanı şiddetle takip ederek onu tenkil edecektir. 0. R. Kamussuzlar giltere hükümeti namma ilân etmi: Piyes 3 perde ve bu suretle mesele ortadan kalk. Ayı-komedi-İ Lew boyuna Garbodan imzalı İ fotoğraf isterdi. Garbo, kendisinden böyle bir $ istenince ekseriyetle yaptığı gibi 3 rünü dönüp gitmesi icap ederken,İ gence iltifat gösteriyor ve “Bir gİ gelecek, sende bir fotoğrafım ola€al diyordu. Garbo; Lew'in gömleklerini beğ niyordu. Bir gün Lew hafif yeşil b gömlek giymişti. Garbo, bunu pek'# gendiği Ertesi günü stüdyodan eve dönü söyledi. ce, bir kutu buldu. Içinde ik; gönle vardı. Biri Garbonun beğendiği resi te, öbürü toz penbeydi. Banları alıp göndermitşi. Birkaç gün son Garboya, henüz bir fotoğraf verme diğini hatırlattı, Ve “Ben sana göf leklerimi verdim. Sen de resmini *€ melisin., diye bir işarette bulund Garbonun yüzüne bir başkalık geldi Döndü, yürüdü. Bundan sonra, savruk delikanlıyla öyle candan $ö rüştüğünü gören olmadı. Eğer, gör lekleri imzalı fotoğraf almak maks dile göndermişse yanlış düşünmüştü Resim, çocuğa nasip olmadı. “Garbo yüzüne bir şey kullanmâf dr. Onu bir defa olsun krem sürerkef görmedim. Arada bir; yanakların! alamı bir buz parçasile uğardı. B£ nu; dediği gibi: Biraz ferahlamak # çin, yapıyordu. Masasında yüz puf rasile belij başlı tualet takımında başka bir şey bulunmazdı. “Kokuyla da pek başı hoş değildi Masasında bir şişe görürdük. Fak#f iç eksilmezdi. Yalnız sabi anta çiçeğine haralıyordi” "Çalışmadığı zamanlar, saçlar kendi düzeltird.. Duş altmda bi şampuan yaptıktan sonra papatya Gö” yile oğalardı. Bunu, papatya tohs” mundan yapıyorduk. Saçları hafifle tiyor ve parlak tutuyordu. Garbonuf saçları dümdüzdür. Onları geriye tw rar ve Iki yandan kulaklarının ark” sına sıkıştırırdı, Garbo, evine ilk taşındığı günde” beri bir şey almamıştı. Güzel mâs$ örtüleri, kristal, yahut gümüş içki kımları ona vız geliyordu. Berabe” bulunduğumuz müddetçe küçük bif vazo bile almamıştı. - Bitmedi — Darülbedayi Temsilleri Bat Stan UTANDI BELEDİYESİ m | İİ tl Tenzilâtlı Halk Gecesi Yakında Kalbin Sesi perde Yazan: Tercüme eden: BU AKŞAM fevkalâde GALA ouuk ALBERT PREJEAN'nın ANNA- BELLÂ, CONSTANST REMY ve ettiği en son büyük muvaffakiyet EDiTH MERA Me berber temsil Bir şampiyonun hayatı-Boks muhitinde cereyan eden bir aşk hikâyesidir Mlâveten: FOX halihazır dünya havadisleri: M. Lavalin Nev-yorka hareketi, Edison'un vefanı v.s. N ilâveten; ATTi Meşher © fantezis yeni repertuvarında