—— VAKIT 24 Teşrinevvel 1931. Farmasonlar dinleyiniz Teşkilâtın gizli mahiyeti ve kısa tarihi Mahmut Esat Beyin üçüncü makalesi Biz, farmasonluğun beynelmilel ve siyasi telkinlerle, her yerde olduğu Bibi bizde de bilhassa Türkten başka. ları tarfından iktisadi, siyasi, şahsi İntıikaları vasıta edilişinde milleti- miz için tehlike ve felâket görüyoruz. Günün birinde, hatta bu teşekkülün saliklerince de farkina varılmaksızın, inkılâbı ve vatanın düşmünlarıncn bir şer âleti olarak kullanılmasından korkuyoruz. Netekim mütareke “se- melerinde bu yolda kullanıldığını gür dük, ... IV Farmasonluk gizli bir teşekkül dür. Gizli ve sir kalmak onun din şartlarındandır, Tescil muamelesi farmasonluğu gizli (o mahiyetinden kurtaramaz. Çünkü ne olduğunu, ne yapmak İstediğini, ne yapmakta bu. Yanduğunu, programmın İçini, dışını hükümete bildiremez. Bildirmemiştir! de. Herhangi bir cemiyet kehdisine ww orta bir isim verivermekle onua kayıt muamelesi olmuş, bitmiş kanu nun hükmü yerine gelmiş sayılmaz. Meselâ Yahudi (Beneberit Cemiyeti) kendisini (Tenli İslâm zrubu) diye tesell ettirme, doğruyu gizlediğinden hakkında kanuni takibat lâzım gele ceğinde şüphe yoktur. Biliyoruz ki farmasonluk milliyet e vatan hudutları tanımıyan bir te gekküldür. Böyle olduğu halde ken disini (Türk Yükselme Cemiyeti) na-| mile kaydettirmesi, sade milli, insani bir hayır müessesesi gibi göstermesi hakikatlere uygun değildir, Herhangi bir ismi verivermekle, herhangi bir teşekkülü kanun huzu- runda meşru kılmak kabil olsaydı; O vâkit bir (Svi kast cemiyeti) nin adı. na (Vatanı kurtarma fırkası) demek de kâfi gelirdi. Halbuki iş böyle de ğildir, Lâzım olan cihet, sözün öze uymasıdır. Yani ismin faaliyete, prensiplere mutabık (O bulunmasıdır. Herkes bilir ki farmasonluk (Türk Yükselme cemiyeti) değildir. Çünkü bu teşekkülün prensipleri milliyetçi. diğe düşmandır. Herkes bilir ki far. masonluk sırf insani değildir. Çünkü siyasidir ve gizlidir. Demek oluyor ki farmasonluğa (Türk Yükselme ce- miyeli firmasını vermek onun iç yü- yünü bir kat daha saklamaktır. Bu bir, ... Vaziyeti diğer bir cihetten daha mütalea edelim; Bir faraziye yapalım ve bir an için farmasonluğu kendisini tescil ettirdi. ği gibi (Türk Yükselme cemiyeti) di- ye kabul edelim. Ona &irf nisani, mil. 11 bir hayır müessesesidir gözile baka. lem. Bunun böyle olduğu muhakkak olsa bile filiyatla, tatbikatın bu mef.l - ruz hale, hükümete verilen beyanra meye uygun olmadığın, hatta bun. larla taban tabana zıt bulunduğunu anlamakta müşkülât çekilmiyecektir. Bir ve iki numaralı yazılarımızda vuzuhla ispat ettik ki masonluk teş kilâtr, insanlığı sırf kend; camiasın. da gören hotgâm bir tarikattır. Sirf insani değildir. Siyasidir. Bugün de politikacılık yapıyor. Tiem tehlikeli bir surette yapmaktadır! Bunu İspat, edebiliriz. Bundan baska milliyetçi değildir! Merasim kelimeleri bile İb- ranleedir!.. Beynelmileldir. Netekin 'Türkiye baş farmasonu, Operatör M. Kemal beyin pek güzel dediği ibi, Yahudi, İngiliz, Arap, Yunanlı, Türk, Acem ilâh dan mürekkep bir (Far. masonluk camiası) vardır. Bu, ken- Âleini insanlığım mütebaki kısmından ayrı görüyor. Ancak içine girenleri hangi milletten olursa olsun kendi. sinden sayıyor. Yeni bir tamia kur. maya uğraşıyor. Bu siyasetini, İeketin her tarafında sivil ve asker müesseseler arasında yürütme. ye çalışıyor. Bu manzara, bu faaliyet 0 ! hükümete verilen beyannameye ve farmasonluğun omasonlaren herkese inandırılmak istenilen insanilik, mil. liyetçilik prensiplerine muhaliftir. Bu hale göre de farmason teşki. lâtı hakkında kanuni takibat Hzrm! dır. Takibat farmasonluk “Siyasi de gilim. Mihliyetçiyim, insaniyim” dedi- ği ve kendisini böyle tescil ettirdiği halde aksini yapmakta bulunduğun- dan birde farmasonlük esasen siyasi! ve beynelmilel bir teşekkül olduğu halde hükümete karşı çehresini (Türk Yüyselme cemiyeti) maskesile örtme! ye çalıştığından dolayı lâzımdır fik- rindeyiz, Bu iki. ... , Farmasonluğun, kurunu vustada kilisenin yahudiliğe tevcih ettiği zul. lümle mücadele için vücuda getiril miş gizli bir müessese olduğunu da muhakkak surette kabul edebiliriz. Bundan başka, o devirlerde yahudi. ler, hıristiyan camiası (içinde yüz bulamıyorlardı. İtibarları yoktu. Her yerde hakarete ma ruz kalıyorlard. (İnsandan bile sayılmıyorlardı. Bu vaziyetin Gö nüne geçebilmek için hıristiyan müteneffizlerini de aralarına almaya başladılar. Bu suretle mevkilerini ko- rumak, yükseltmek istiyorlardı. Bu teşekküle, kilisenin gazabına uğrıyan İ protestanlarla, kralların tahakkümü- ne isyan eden ihtilâleiler de iltihak ettiler. Yahudiler bu teşebbüslerinde| o kadar muvaffak oldular ki başları- na belâ olan papasları da içlerine al- dılar!.. Ta İngiliz krallarını bile baş mason yaptılar. Maksatlarına erdi ler. Bizdeki masonlar, (Masonluk elimhuriyetgidir.)Diye bağıra dursun. Halbuki İngilterede başlarında kralı taşımaktadırlar! Bu tahlile göre de, farmasonluk ihtilâlei ve gizli bir ce- miyettir. Siyasidir. e Beyrelmileldir. Bir bakışa göre bunun asası Yahudi liğin menfaatlerine hizmettir. 'Türkiyemizde kilisenin Yahudili.i ğe, protestanlığa zalim yapmasına imkân yoktur. Zaten buna bütün bir! tarihimizin seyrinde müsamaha edil. memiştir, Bizim din ve dünya işleri birbirinden ayrıdır. Yahudlerin ca- miden de korkmalarını mahal yok. tur. Memleketimiz krallık, padişahlık değil, cümhuriyettir. | Şu halde bu teşekkülün mânası; ve hikmeti nedir? Mantık buna hiç diyecektir. Fakat işin gizli bir cihe- ti var. Varlığının sebebini kaybet- mesine rağmen farmasonluğun bu- gün devam ettirilmesinde bir sır var; dır: O da, Milletler, memleketler haklar zararına şunun bunun şahsi intrika âleti olarak (kullanılması. | dır!.. Kullanılıyor da.. ... vi Bana: “Unutma ki yobazlar da, papaslar da farmasonluğun aleyhin-| dedir. Sen de onlarla bsraber mi 0- Yuyorsun? Mustafa Sagrileri, onlarm kozunu mu müdafaa ediyorsun? Diyorlar. Hayır! Ben bir Türk oğlu s'fatile, gücümün yettiği kadar mille- timin ve memleketimin &ozunu müda- faaya çalışıyorum. Asrımızda rolü| şantajelığa müncer olün bir müesse- senin mahiyetini göstermek İstiyo- rum. Bana “Yobazlarla beraber olu- yorsun,, diyenlere, müsaadelerile ha- tırlatayım ki müdafaa ettikleri far- masonluk saflarında (Papas Frov) lar, (Mustafa Sağir) ler. (Filesof Rıza Tevfik) ler, (Casus Titvrens) ler vardır. Ne birincileri, ne de bü ikin. ciler; müdafaa etmiyelim. İşi dalave. relere döken bir müessese karşısında hakikatleri görelim; ve süyliyelim.| Memlekette( Yapılacak haşka iş kal- madı mı?) Diyenler de var. Varsa ve görüyorlarsa onu dn kendileri söy- Tesinler "”.. Sevgili: Aka Gündüzün yazılarını X Son Telgralflar Rus hariciye komi- seri hareket etti Moskova elçimiz Hüseyin Ragıp B.de beraber geliyor Moskova, 23 (A.A) — "Türkiye hü. kümetinin vaki olan daveti üzerine! hariciye komiseri M. Jitvenof Türki kiye Cümhuriyeti hikâmetini resmen yiyaret etmek Üzere buzln refakatin-! de Türkiyenin Moskova sefiri Hüse. yin Razıp bey olduğu hnlde Mosko- vadan Ankaraya hareket etmiştir. İs- tasyonda kendisinj selânlıyanlar me- yanında Almanya sefiri de hazır bur lunmuştur. Moskova, 23 (A.A) — Tas ajansr Bildiriyor: O M. Tâtvinofun yakında Türkiyeye yapacağı seyahat münase-| betile İzvestiya gazelesi şu satırları yazıyor: Emperyalist devletlerin Rusya ile Türkiye arasında İkaa çalıştıkları ma nfalara ve müşküllere rağmen bü iki memleket münasebatı 10 sene süren imtihan devresini muvaffakıyetle ge çirmiştir. Emperyalistlerin vaitlerine| boyun eğmediğine Türk milletinin pişman olması için ortada hiç bir se bep mevcut olmadığını zannederiz. O millet Sovyet Rusya ile olan iyi, münasebetlerini İdame etmiş ve Tür- kiyenin Sovyetler aleyhine bir intri- ka ocağına çevrilmesine müsaade ey» Tememiştir. lezzetle (okudum, (OBelki (onun (Türk kalbi) bugünkü mücadelemi hazırlıyan, bana kuvvet veren âmil lerden birisi olmuştur. Gün geçtikçe (Türk kslbi), şümul-; Tü mânasile, manzarasile gözümün ö- nünde ve duygularımın içinde titri. yor ve beni yürütüyor. Aziz (Aka Gündüz) ün farmason olmadığını h lirim. Farmason diye saydığı büylk isimlerin bir kısmı da bu tarikatlen değildir. Geri kalanların sicillerine! ise ne ben ve ne de Kendisi maliktir. (Namık Kemal) in ve sairenin farma. son olması, Sahri hocanın olmaması bu mezhebi mutlaka Yülsek göstere cek, dışarda kalanları veya alehtar olanları mutlaka hoca kafalı yapı: caksa bunu kabulde mâzuruz. O vakit bizde bilmukabele bu memleketin en büyük halâskâr Gazi Mustafa Kemal Hazretlerinin, sonra İsmet Paşa- nın, Müşür Fevzi Paşanın farmason safları arasmda bulunmadıklarını, farmason olmadıklarını iler; sürm.X. te haksız görülmeyi7 Sanrım. Farma. sonluğa hücum etmekle eğer biz ho! calıkla itham edileceksek dünyanın en son adamları (Lenin) lerin farma-| son düşmanı olduğunu söylersek mâ- nasız ve mantıksız Üİr mukabelede) bulunmuş olacağımız! o zannetmem, Şahısları bırakalım, prensiplere ve fi, Yiyata bakalım. La Farmasonların iddialarına ve 2 vaz avaz bağrışmalarına yapmış hatta son çıkan bit Yazıya gö. re inkılâp da ve istiklâl muharebele. rimizde en büyük hizmetleri onlar görmüş!, Bunu ne hakla iddia edebi- liyorlar? Millet, vatan kurtarma da- vasının ta Başkumandanından büyük zaferine kadar kaç fnrmason göste rilebilir? Bu yerde yatan hinlerce şehitlere, yaşıyan yüz binlerce gazi- lerş hürmetsizlik olur. Buna kimse nin hakkı ve salâhiyeti yoktur. ... Biz İnsanlığı masonluğun şantajer. ığa varan dar çerçevesinden görme. yi müstarip beşeriyetin mukadderatı. na hâkaret sayarız. İnsanlığa hiz. met yalnız farmasonluk camiasına, hatta bu camia içinde birkaç şahsa yardım demek değildir. Bütün bir in sâniyefin rstirapların düşünmek, 0 na çare aramak lâzımdır. Mahmut Esat li bakılırsa! dünyada her şeyi, her iyiliği erlar| Kahire, 22 (A.A) — reye ge len bir telgarfta bildirildiğine göre Kıbrıs valisinin Nicosiadaki evj yaki- lip kül haline getirilmiştir. Easter telgraf kumpanyası Lar. nacı müstesna olmak üzere döer şel hirlerdeki bürolarını kapamağa mec- bur olmuştur. Laruazadaki büro bü- gün saat 18 e kadar çalışmakta de- vam etmiştir. Kıbrıs hükümeti müm. kün olduğu kadar süratle bir kruva. zör ve bir tayyare gönderilmesini is- temiştir. Larnacadaki telgraf merkezi de faaliyetin; durdurduğu takdirde Kıb. rıs adasile muhabere gelecek bahriye askerleri tarafından bir telsiz İstaş. yonu tesis edilinceye kadar İnkıtan Cemiyeti Akvam ufuklarında hava tebeddülleri Japon-Çin © iktilâfının o Cemiyeti Akvamda müzskeresine iştirak etmek Üzere Areriksnın da bü cemiyet meclisine marahhas gönderdiği ma- lümdur. Bu hâdise #deta Cemiyeti Akvam mehitinde Aderikanın Ce- miyeti Akvama katl olarak girmesi tarzında telâkki edilmiştir. Fakat şayanı dikkat olan diğer nokta var- ki bu da bâdisevi efkânı umumiye Yi wzeden bazı Fransız güzete- lerinin Rus da ayni suretle Ce miyed Akvam meclisinde görmek arzusunu İzbar etmeleridir. Bv ga- zereler “Cemiyeti Akyam hakikaten Beynelmilel siyasi meselelerde mü- essir Sir rol oymyabilmek için A- merika ile berşber? yüzelli. milyon vüfusü olen Husyenm de bu eersi- yete iştirak etmesi lâzımdır. Di. yorlar Şöyle veya böyle bazı kuyudu ihtiraziye İle söylenen bu sözler Rusvava karşı arok en koyu kapi- talist muhitlerinde bile bir tahavvül başladığını gösteriyor ve görülüyor- ki Rus dosdermizin Cenevre Ce- miyeti Akvam borsasında İtlbarları yavaş yavaş (yükseliyor (o tebrik ederiz... Recep B. Manisada Mani kâtibi umumisi Recep B. vilâye- timize geldi. Vilâyet ve kuman- danlığı ziyaret etti, Saat üçte bilümum müessesat ve cemiyet- lerin ziyaretlarini kabul ve dilek- lerini dinledi. Geceyi arzuları üzerine vagonunda geçirecektir. M. Grandinin Berlin seyahati Roma, 22(A.A.) — Hariciye nazırı M. Grandi Berline gideceği günün yaklaşması dolayısile va- ki beyauatındo Alman başvekili M. Brünin ile umumi mahiyette meseleler hakkında görüşeceği ni söylemiştir. Vakıt: Abone şartları: 12 “Aylık 1400 Kuruş ı i 5 Dubilde 150 44 llân şartlarımız: Resmi San 10 kş Santim: v. Küçük ilân şartlarımız: mk Sr 1:10 Defahs 30 S0 65 75 100 Kuruş A — Abonelerimizin ber öç aylı- için bir defa meccsnendir. B —4 satın geçen ilânların fazla satırı İçin 5 Karuş zarmo'unur | Hususi 1250 Keş 9 23 ( Vakıt) — Fırka | Kıbrısta isyan çıktı Ahalinin mühim bir kısmı Yunanistana iltihak etmek istiyor uğrıyacaktır. Yarın sabah İskende riyeden Kıbrısa bir miktar asker gö © derilecektir. Kıbrıs ahalisinin büyük bir kısmının Yunanistana iltihak ar zusunda olduğu gayri resmi surett€ bildirilmektedir. j Nicosiada vaziyetin çok vahim ol duğu söylenmektedir. But'unla bera" ber gönderilecek kara ve deniz ku vetleri geldikten sonra galeyanın bas“ tırılacağı o zannolunmaktadır. İngi terenin Akdeniz filosu Suda limanın da toplanmıştır. Filo baş kumanda" nı Kıbrısa iki kruvazör ile 1400 8 ker ve zabit göndermiştir. Bu kuv vetler yarın sabah Kıbrısa varacak tir. Aynı zamanda bir de asker nak leden tayyareş önderilmiştir. Altın esasını kuv- vetleştirmek! Vaşingtonda (o konuşulacak meselelerin başındadır “Maten, gazetesinin hususi muhs- bizi, Fransa başvekili M, Lavalı Ames © rikaya götüren “İle - de - Fiance, vap” rundan radyo ile şa telgrafı çekmiştir. Bu vapurda nekadarda çok mali mütahassısı var. Amerikalı, i Fransız, İngiliz, Büyuk, vasat, i küçük. Dikkate şayan olan ta- rafta şu ki, Fransız ve Amerikan mali mütahassısları bir nokta ü“ zerinde tam bir surette ittifak etmişlerdir, oda Vaşingtonda, Fransa ve Amerikanın, Altın mik yası prensipini her ne olursa ol sun kati surette idame edecek- lerini resmen beyan etmeleriş. Müzümuder. yer Bu mesele hakkında, 4 M. Laval ile yaptığı mülâkatta, Randolph Burgess açık ve kati bir surette idarei kelâm etmiştir. Sanfransiskonun Federal Re- serve bankası sabık idare heyeti reisi ve Randolph Burgessin ar- kadaşı M. Perrin bana dediki: — Hiçbir zaman bükümetle- rimiz altın mikyasını terketmiye* ceklerdir. Bu onlar için gayr! kabildir. Niçin iki hükümet dünyaya karşı bu husustaki anlaşmalarını ! bildirmiyorlar. Bu, cehalet ve aptallık yüzünden sarsılan emni- yet ve itimadın yerine gelmesi- ne büyük bir mikyasta yardım edecektir, Amerikadaki Alsas-Lorenlile- rin re'si ve Amerina mali mu hafilile gayet iyi münasebatta bulunan bir şahsiyet olan Albert Blum de noktai nazarımı şu su“ retle hülâsa ediyor: — Dünya buhranı iktisadi ol* maktan ziyade malidir. Paraya olan itimat yeniden teessüs ettiği gün, iktisadi emniyette doğa” caktır. Şüpbesiz yeni bir maden bulmak icap edecek amma altın her şeyin easıdır. Binadna j altın esasını vakit eğirme larsim edelim. BN Bu meselenin Vaşington # konferansında görüşülecek i noktai nazar ihtilâfları arzedecek olan ilk ve en mübirlerinden biri olacağı şüphesizdir. M. Lavalin Vaşing'ona hareketi i Nev - York, 22 (A.A) — M Laval Nev- Yorkta biç bir ecnebi ziyaretçinin görmediği derecede bararetli ve coşkun bir surette karşılanmıştır. M. Laval yanında kızı olduğu halde Vaşingtonâ hareket etmistir.