3 Ekim 1931 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 4

3 Ekim 1931 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

— 4—VAKIT 3 Teşrinevvel 1931 “Namus,, nasıl j Darülbedayi Sudermandan Se- niha Bedri hanımın lisanımıza çe virdiği Namus piyesile kapılarını! açt. Sudenmanın bundan kırk sene evel şöhret kazanmasma se- bep olan dramının fikir örgüleri- ni tenkide elim varmaz. Bunu o zamanlar yazıp çizmişler; aleyhin- den ziyade lehinde karalanan sa- tırlar Sudermanı ve eserlerini ede- biyat tarihlerine kabarık yazılar halinde geçirmiştir. Seniha Bedri (o hanımın temiz türkçesile sahnemize © verilen ve üzerine çalışılan bu ilk esere ba- karak, darülbedayiin geçen sene- lere nispeten daha müfit © olmıya' çalıştığını görmek istiyoruz. Bir tiyatro eseri yazılıp bitmekle vazifesini yapmış sayılmaz; sayı- lamaz. Muharrir tiyatrosunun mu vaffakıyetini onu temsil eden ve edecek san'atkârlarm kudretine, bağlıdır. Sahnemizde, şöhretini dil İlerde ve kitaplarda okuduğumuz! az mı eser oynanmıştır? p Hayır! Bunlar sevilmiş midir; tutmuş mudur? Pek az.. Niçin? O halde bunu eserin kötülüğünde de- Zil;temsilinde aramamız lâzımdır. Lisanımıza çevrilen eserlere kötü diyemeyiz, çünkü temsil edildiği memleketlerde eserin (o mevzuuna 'dil uzatan bulunmamış, bilâkis methedilmiş, göklere şıkarılmış- tı; günlerce, hatta senelerce mü- nakaşa edilmiş, sonra iyi, çok iyi, fevkalâde sıfatlarmı bakkile ka- zanmış eserlerdi. Halkımıza iyiyi anlamaz da denemez; hakkile temsil edilen (mevzularda aksini çok defa ispat etmiştir. | Namus dramının haddi zatında güzel bir eser olduğunu kabul edince sorabi liriz: Bu eser tutacak mı; sevile- cek mi? una da cevap verebilmek için, eseri temsil eden san'atkârların o- muzlarına aldıkları yükü ne dere- ceye kadar taşımıya kabiliyetleri olduğumu tetkik lâzım. ““Deker güzeldir; ışıklar iyi tan- zim edilmiştir. Vak'a iki aile ara- sındadır; öyle iki aile ki birincisi çalışmış, ikincisini zengin etmiş“ tir. Yine bu zengin ailenin oğlu Kurt fakir ailenin güzel kızı Alma»! yı baştan çıkarıyor. Babası bu çir- kin vaziyeti para teklifile kapat- msya çalışıyor. Eserin bütün yükü! namusuna bir şarklı kadar bağlı, cemiyet içinde açık alınla yaşıya" bilmesini şerefinde bulan fakir a- ilenin Robert ismindeki oğlu üze- rindedir. Bu rolü (O Hüseyin Kemal oynı- yor.. Hüseyin Kemal mevzuun havası içine az çok girmiştir. U- fak tefek bazı arizalara (o rağmen seyircileri mevzuun başından 80- temsil edildi ? nız her oyundaki ses, her oyunda- ki hareketleri bizi başka bir ruha Ibaşka bir âleme sürükliyemiyor.| !Hareketlerini sahneye ilk adım at- İtiğr zamandan oyunun tamamen bi tip perdenin kapandığı zamana ka dar gözle takip edebilecek bir tarz da mevzua uydurdu; ouydur- mıya (o çalıştı. (Zaman zaman ailesinin düşüncelerine Ove ha ketlerine karşı. yüzünün göster- diği isyanı hareketleri (o cerhetti, Yüzündeki çizgilere (bakıp da kendi olehine kaydedilen bir notu oifadetarzı sildirdi Bu niçin böyle oldu? Hüseyin Kemal bunu niçin yaptı?. Sebebi çok ba- sittir. Çünkü Hüseyin Kemal yal- nız kendi rolüne | bakmış, kendi! rolünü ezberlemiş mevzuun heye- ti umumiyesini lâyikile kavrama» mıştı. Hüseyin Kemal kabiliyet- siz bir san'atkâr olsaydı, sahne- mizde şimdiye kadar tutunamazdı.| üseyin Kemal kabiliyetsiz O bir san'atkâr olsaydı hareketleri ve de iğişmiyen konuşuşlarmı son perde- | İe eserin ruhuna uyduramaz, sevi-| ilen ve isminin etrafında oaz çok gürültüler koparmış o bir şahsiyet 'olamazdı. Bu vaziyetteki zayıf oyaradılışkı İZehra, her fakir ailenin az cok genç kızdır. Dramdaki adile Al- ma genç kızların bilhassa zengin üklerini (o ifade sıralayıp söyliyebiliyor; hareketle- rinde daha çocuk ruhunun saflık- ilarını anlatan iç çekişlerini yapı- iyor; fakat bunlar ve bu hareketler duygudan ziyade bir taklitten dı- şarı çıkamıyor. Alma gençtir; gü- zeldir, fakirdir. Ailesinin kendi- sini zengin etmek için didinip çır- pındığı, sakat kaldığı ve ihtiyar- ladığı Mülig ailesinin genç, güzel ve her şeyden ziyade parâlı oğlu Kurtla beraber yaşıyor ve yaşamak istiyor. Bu kendi düşüncesile 6- nun hakkıdır; böyle apması'lâzım- dır. ORobertin Okardeşini bu sevdadan ayırması (o imkânsızdır. iFakat Zehra hanımın ağzmadn çır! ikan cümlelerin kulaklarımıza getir İdiği ifade bundan çok © uzaktır. Zehranm bize verdiği tesir daha 'sahnede oldukça genç hareketleri- ile çok çalışması, bi söyle- mek istediklerini yalnız kendi ifa- desile değil karşısmdakinin kendi- sine hitap edenin sözlerine uy- İgun; eserin umumi ahengine ak- İsaklık vermiyecek bir tarzda ko- nuşmasını öğrenmesi lâzım geldi- ğidir. Bu kusur yalnız kendisinde değil baştan aşağı denebilecek bir halde bütün arkadaşlarında var- dır. Bu kusur yalnız O Behzatta, Talâtta ve M. Kemalde göze çarp- Kişmirdeki isyan Sabık Efgan kıralı inayetullah han mih- race mi olacak? Londrada çıkmakta olan (Dey- li Herald) gazetesine göre Keşmir köpan ihtilâl, sabık Efganistan kıralı inayetullah han tarafından idare olunmaktadır. - Londrada yuvarlak masa < konferansında Kişmir eyaletini temsil etmekte olan bir murahbasın ( Deyli He- rald) muhabirine verdiği malü- mata göre Kişmir eyaleti hari- cinde bulunan müslümanlar bu isyanı ve ibtilâli hazırlamış bu- lunuyorlar. Maksat Hindli olan mibraceyi atarak yerine bir müs- lüman hükümdar getirmektedir. Getirilmesi istenilen zat sabık Efgan kıralı İnayetullah handır. İnayetullah han, kardeşi Ama- nullah hanın tahtından inmesi üzerine Efgan kırallığına gelmiş, fakat Otaht üzerinde ancak bir kaç gün kalabilmişti. Kişmirdeki isyan günden gü- ne tevessü ediyor, Halihazırda Kişmirin merkezi olan Srina- gar şehri kılıç, tüfek, balta, ka- ma, hançer, elbasıl ele geçebi- lecek her vasta ile silâhlanmış elli bin müslüman tarafından muhasara edilmiş bulunıyor. Asiler, İnayetullah han namına hareket ettiklerini alenen söyle- mektedirler. Iki taraf arasında müsademe- ler vuku buluyor. Sivil tayyarecileri- mizin açacağı klüp Sivil tayyareciler klübü olmak üzere Beyoğlunda Kraker oteli tutulmuştur. Otel tefriş edilecek ve 6 Teşrinievelde Istanbulun kurtuluş günü tayyaretilerimiz umümi bir toplantı yaparak klü- bün idare heyetini» seçecekdir, Klüpte bir lokanta ve yatak dairesi bulunacak, Istanbula ge- len Türk ve ecnebi tayyareciler burada misafir edileceklerdir. Bundan başka zengin bir kütüp- hane meydana * getirilerek ve klübün konferans salonunda her hafta tayyarecilik bakkında ilmi ve fenni konferanslar verilecek- tir. i ———— — mekte güçlük çekmedi ve oldukça muvaffak oldu. Kendisini komedilerde muvaf- fak gördüğümüz Hazım nedense ciddi eserlerde bütü i rağmen istenilen, tiği tesiri (o veremiyor. nuna kadar sürükliyebiliyor. Yal-maz. Muhsin mevzuubabis değil-|bizim Hazımı hep komedi ve vod- şehirde fazla izdiham hâ- otelciler (e ve lokam- dolayısile sıl olduğundan tacilar ihtikâr yoluna sapmışlardı. Pa-| ise gelen ecnebilerin masun kalmasını te- tedbirler alamamıştı. bu cihetten sıkıntı his- sedilmiştir. e Bundan maada muhtelif isanlara (oo vâkıf tercümanlar Ove rehberlerin fıkdanı, serviste bir boş- luk hissettiriyordu. Türk paviyonuna gelince; ( ziynret- çilerin nazarı dikkat ve takdirini cel betmişse de manlesef milli mahsu- Tâtımızın ancak pek azını ihtiva edi- yordu. Esasen mezkür panayıra eşya ile iştirak Oeden vatandaşlar, nayır komitesi bu ihtikârdan min edecek Binaenaleyh yalnız dört, beş kişiden ibaretti. Sov-| yet pavyonu (Rusyada çıkan her nevi eşyayı (o ihtiva ettikten omaada Rusya için de mükemmel bir propa- ganda vesilesi teşkil etmistir. Bulgar ve Macar pavyonları da zengindi. Fakat turizm © propagandası nokta sından (fazla faaliyet gösteren Yu- nan paviyonu olmuştur. (o Arnavotluk paviyon da merakla yiyaret (o edili- yor ve Arnavutluğun iktısadi ve siyasi hayatını müsavver kırmızı o kaplı bir eser dağıtılıyordü. İşte Bari panayırında gördükleri- min hulâsası! Halil Mithat dir. İ o Zehra sahnedeki nispeten yeni» iliği yüzündendir ki ikinci derecede gelen rolünün derecesini tayin et- jtiremiyecek bir vaziyete sokmuş- tur. Behzat tam bir baba; tam ih- tiyar ve o havanın babasıydı. İfa- desinde, hareketlerinde (en ufak; bir sakatlık göze çarpmadı, her o- yunundaki gibi yapacağını bilen! san'atkârdı. Umumiyet itibarile iyi olan Ta» İlât, bir an resmiyetten dışarı çıkıl- İmıyan bir aile muhitindeki hare ketlerinde gözden kaçmıvan ufak lâubaliliklerinde daha ( ihtiyatkâr davranmalıydı. Kendisi çok kısa bir zaman sahnemizde belli başlı ibir şahsiyet oldu. Sesinin tonuna hâkim muhitine uyan (o kabiliyeti sahnenin birinci meziyetlerinden- dir. Bunu elde etmesi büyük hem! kendisi ve hem bizim için büyük! bir kazançtır. Dramın en düzgün konuşan ka- dınlarmdan biri de Şaziyedir. a- ğır başlı ve vekarlı konuşuşu mev kiini kuvvetlendirdi. £ Yalnız ifa- desinin tonu vazifesini başarma- masına kâfi bir sebep oldu. | Niyire — milesile (tezat teşkil eden ruhunun ifadelerini (o göster- İ villerde seyre çalıştığımızdan dır. Hazım Namusta bir Müligden ziyade bizden biriydi. O kadar bizden biri ki insan onun bulundu- ğu sahnelerde geçen muhavereleri dinlerken mülig ismile karşılaşın ca ihtiyarsız — düşüncesini toplı- mıya ve kendisini tekrar o yabancı mubhite alıştırmıya çalışıyor. Kont Rast Namusun aşağı yuka- rı bir topazıdır. “Onun düşünce - leri, onun görgüleri, onun kendi yaratışıdır. Topazm hayat kont Rast yapmıştır; fark bu. Galip bu rolü kusursuz dene- cek kadar temiz oynadı. Roberte dostluk hislerini baştan sona ka- dar tabii ve içten yaptı. Arkadaşı nın kederlerine yabancı bir kardeş gibi alâka gösterdi. Halide, bu rolün kadını değildi. kendisi Robertin O üzülmesine ve kendisi için üzüntü duymasma lâ- vik bir ana olamadı. Gönül ister- di ki Emin Beliğin makiyajı ve ha- reketleri o kadar mübalâgalı olma- malıydr. Namus nasıl oynandı? o Oynr- yanların biribirine iyice kaynımış olmamalarıma rağmen iyi. Bizde tutacak, sevilecek bir eser midir? Oymayış böyle devam ederse bil. mem, Hasan Rasim İtün siyasi (Vakst) ın Tefrikası No.:63 Zekeriya oğlunun irşatları mihracesi Seyr Harisinğ aleyhinde! Yahya Şeria kenarında toplanan taraftarlarına kendinden sonra gelecek olan cihangire intizar etmelerini tavsiye ediyordu Kablelmilât (Okırk yedi senesinde! burada o Judasın babası Hizkiyah xn hudilerin kıyamını idare etmiş, fakat! Herod Romalıların o yardımı ile bu is- yanı bertaraf etmişti. Bu Hizkiyah yahudiler arasında büyük bir ia bıraktı. o Milâdım 80 senesinde bile! yahudiler (onun avdetini bekliyorlar. dı. Hatta yahudilerin (o ruhani reisle; ri bile onu öldüren (Herod) a karşı kin beslemekte idiler, Herodun demir eli hudileri korkutmuş, lar (tertibinden Herodun bir aralık ya;| ve onları İsyan-! menetmişti, Fakat ölüm haberi o intişar eder etmez yahudiler derhal kiyam et- mişler, Judas ile Matatyanm tilmiz.| leri mabedin üzerine kanatlarını geren altm kartalı yıkmışlardı. (Tozefüs) ün bu hadiselere (dair) verdiği malümat, o musevilerin ilâ- hi şeriati oOuğrunda o canlarını feda eden adamlarm Jâyemut oldukları na ve bunların (ebedi nimetlere lâ- yık görüldüklerine (Okani oldukları- nı gösteriyor. (o Yahudi (o fedaileri “ilâhi meleküt,, u kurtarmak (için bu imanla (ortaya âtılıyor ve ölümü is- tihkar ederek (Romalılarla çarpışı- yorlardr. OOnlarm gösterdileri gay- ret ancak islâmiyetin yer yüzünde intişarmı (temin eden islimi gayret ile kıyas edilebilir. | Romalıların ken- dileri, yahudilerin kurtuluşu uğrun- daki fedakârlıklarına hayran kalıyor- lardı. Büyük (Herodun cesedi, Trakya, Cermanya, ve Gal korsanlarının omuür- zunda kabrine götürülüyorken yahu- dilerin bu isyanı da kanlı bir surette bastırılıyordu. Fakat isyanın basılmasile (onun yeniden alevlenme- si bir olmuştu. Mabette toplanan (yahudiler He- rodun halefi olan Arçilnusdam, bü. müeri İn affını, te edilemiyecek bir halde olan vergilerin ( tenzilini, bundan başka şimdiye okadar ovukubulmuyan, du- yulmıyan bir şeyi, oyani kendilerinin temiz ve müttaki bir baş kâhin inti- hap etmelerini istediler. (OBu baş kâ- hin, (o Romalıların ogözdesi olan ve Herodlarm (arzularına göre hareket eden Yunanlılaşmış baş kâhnlerin ye rini tutacaktı. Arçilans, yahudilerin bu talepleri- ni reddetti. Onun bu metalibi red- detmesile (İsyan yeniden parlamış, iki taraf arasında mücadele başlamış- tı. Arçilansun ( kuvvetleri, mabet İ- çinde bir katliam vukuuna (o sebebi-) yet vermiş, ve neticede (asiler dağin- ra ve çöle iltica etmişlerdi. Asilerin o kendileri için intihap et- tikleri (o başkâhin (o (Yahya bin Zcke- riya) idi. Yahya, Rehabitlerdendi ve) onların arasında ruhani makamı ha- iz olanlardandı. Yahya, Şeria nehrinin kenarm- da toplanan ( taraftarlarma ateşli bir nutuk irat ederek (OHerod o sülâlesi- ne ve Romalılara boyun eğenlerin hepsini mürtet ve kâfir ilin etmişti, Bunlarm irtidattan ve küfürden kur. tulmaları, yeniden (İbrahim) neslin. den sayılmaları ve yahudi tanınmaları için vaftizden geçmeleri lâzımdı. Asiler, riyâsetlerinde yalnız bir başkâhinin © bulunmasma razı idiler./ Onlarca başka reise hacet yoktu. Fa kat Yahya © bunlara ilân etti Ken- disinden (daha kuvvetli o biri zuhur edecek, bu zuhur © edecek olan biri o kadar kuvvetli idi ki okenndisi o l nun ayakkaplarınm bağlarını bile) cözmeğe lâyık odeğild. Ru gelecek adam (Şilo) idi, Yani herkesin itaat) edeceği | cihangird.. Bu cihangir, hammül dünyanm üç tufanlar, su, rüzgür ve ateş tufanları (ile temizlenmesinden sonra gelecekti. Yahyanm bü sözleri söylemesi ve bir haliskârm, kurtarıcı ve cihan gir bir hükümdarın geleceğini müj delemesi Oüzerine ortaya bir değil. fakat üç mesih atıldı ve bunlarm her biri de kendisinin omüjdelenen adam olduğunu söyledi. Bunların birincisi Judah idi. İkincisi, - yakışıklı ve uzun boylu bir köle olan Simondu. Üçüncüsü (muhteşem bir çoban © Asronga idi. Bu son iki zat, en âdi sınıfa men- sup ve asılları (nesilleri meçhul 2- damlardı. (Fakat onlarm (böyle ol. maları, taraftarları nazarında (o bir nakise teşkil etmiyordu. Bilâkis bun- ların o böyle olmaları, © onların hem kurtarıcı, ohem allah oğulları olduk- arma kanaat veriyordu. Bunlara bir sürü adamlar iltihak etmişlerdi. e Yahudiye, Celil Edum, Pernen halkından başka Herod askeri- lerinden mühim bir kuvvet (o burlarm peşinden gidiyordu. Hizkiyah oğlu lan (Bitmed') Sahte vesikalarla ele geçirilen paralar Beyoğlunda oturan ingiliz te- baasından Aneta Ceni isminde bir kadın bir müddet evvel te- cennün etmiş ve emrazı akliye hastanesinde tedavi edilmekte iken vefat etmişti. Akşam re- fikimizin yazdığına göre bu ka- dının memleketimizde varisi bu- lunmadığı için 40 bin ingiliz li- rası kiymetinde tahmin “edilen emlâk ve parasını sahte vesaikle birisinin O zaptettiği hükümete haber verilmiştir. Bunların hazi- neye kalması icap ettiğinden bu bususta ehemmiyetle tahkikata başlanmıştır. aş ln yağ kle Darülbedayi Temsilleri s0 da İŞTANBUL BELEMİYESİ yz MM NAMUS | Ili | dyatroya kabul e Piyes 4 Perde ilmin İL GLORYA BUGECE Gala Suvaresi Olarak Büyük Filmler Serisinin Birincisi Olan Gece Sevdaları filmini takdim ediyor. Daniel Parola ve Pierre Batchefi tara» fından temsil edilen bu Fransızca sözlü eserde Ooo GİZLİ YERLERİ KABARELERİ Süllü Muhitleri İle BORDEAUX şehrini göreceksiniz. Elhasıl heyecanlı ve dramatik vaziyetlerle dolu bir filmdir Tercüme eden: Seniha Bedri Halk Gecesi Altı yaşından 4$4- kı olan GLORYA Sineması Müdüriyeti irae edeceği “Büyük Film Serisinin,, hususunda bütün mes'uliyeti mubiplerini (O görmeğe davet kendilerine “En mutedil fiatlarla e tak fevkalâde kıymeti Bütün sinema her daim deruhte eder. ve bu suretle n mükemmel filmleri,. dime çalıştığını ispat edecektir

Bu sayıdan diğer sayfalar: