—4i — VAKIT 10 Eylül ez Mİİ inkılâbın ahlâkı “— Aman efendim ne iyi adam. Ne içki içer, ne dans eder. Büyüklerin ya nında ağzını açmaz kuzu gibidir. Ba şına vur ağzından lokmasını a) dün- yada eşi bulunmaz.. Uysaldır, her şe ye evet der. İtaat tabiatı saniyes'dir. Sokakta kadın görse-yüzüne (bakmaz kadin meclisinde yüzü kızarır. Plâj nedir bilmez. (Reş vaktine beş katar. Üç aylarda oruç tutar. Bu adam muhakkak ki bir desrin en ahlâklı adme idi. Fakat adamı devrin ahlâk tipi olarak gös termek acaiplikten başka bir şeydir, Dans salonunu bilmemek bir meziyet değildir. İçki içmemek mutlaka ah - Yâkın — alâmeti değildir. £ Büyükle . Tin yanında ağzını açmamak bir mezi. yet sayılmaz. Rasgelene bas eğip her kuvvetliye — evet demek fazilet değil. dir. Kanaatsiz bir uysallık - insan için şeref olamaz. oFikirsiz itaati kendine san'at edinen adam İyi bir insan ola- 1931 bügn bu| (Gol önüne gelene, epeyce bir heyecan Mister Makdonald daima 'uzakta ve şüphe içindedir Anadan doğma hatiptir, teskin ve teselli etmeyi,inandırmayı bilir... İlk amele hükümetinin İngiltere kı/hatını tadabilmiş, gündelik meşgale. ral mahafiline takdiminden bir © azjlerini unutabilmişti. sonra bütün Londrada, başvekil Mak Bir de memleketi, omuzunda bir tor donald ile prens dö Galin ilk temasla- ba, elinde bir baston gezmesini se - tna ait bir fıkra dilden dile doluşt -İçen romantik bir Makdonald vardır. yordu. Mülâkattan sonra, prens dö) Gugün bile günde 30 kilometre yürü - yüşü kolayca yapar... Onun için va - tanının tabiatmın hiçbir sırrı yoktur. Bütün nebatatın cinslerini tanır, kuş- ların lisanından anlar. Güneş ve rüz- gür sever. o İskoçyalı ecdadının top- raklarında kendini, tün dünya ile akönktar bulur. Eğer Makdolandı din noktal na - zarımdan tetkik icap ederse onu hıris- tiyan bir ahlâkçı olarak tarif edebi geçirdiğini o söylüyor ve “benim gibi, diyordu, her davetli de ayni heyecani duymuştur.,, k Belki de uydurma olan bu fıkra», da bir hakikat şemmesi vardır, ve bu, başvekilin karşısına ilk defa çıkan her genç adamın - duyacağı hissi aksetti- riyor. Filhakika, başveklilin vaziye- ti, itimat hislerinin ifadesine mâni ol maktadır. Tabii ağır başlılığı, İnsan- kendisi ve bü, (Vakit an Telrikası No. :41 Üç günde kurulacak mabet! Bu bir dülger olan İsanın kuracağı bir çadırdı Bundan dolayı eski yahudi peygamber; Eski takvaperver, dindar zevatın leri, herhangi şekil ve surette olursa|ledikleri mabet bundan ibaretti. olsun bir mabedin inşasına muhalifti.İlar bu mabedi, kendi ellerile inş3 * ler. Çünkü mabet inşa etmek de mişler, ve onu kendi zevcelerinir pusperestleri taklit etmekti. Bu ise aljdiye ettikleri şeylerle tezyin et lahın emir ve iradesine tamamile mu-İlerdi. halifti, Bunlar için, semalara ser “ Hazreti Davut, Yahuda için obirlaltın ve mermerle tezyin edilen, tarafındâh yapılan putlarla telvis edilen bir mabet ei m neye kâfi gel mabet inşasını arzu ettiği zaman, pey- müstebitler gamber (Natan) ona allah namına gul sözleri söylemeğe memur edilmişti: |yıkılmağa lâyıktı.. Onun yeri basit bir kulübe, di. ”Rap buyurur ki benim ikametim için sen mi bir hane inşa © edecek - İsrail oğulları o çöllerde di yörken o Allahları onlara ia içinde refakat etmişti. İsrail oğü sin? Ben Beniisrajli Mısırdan çıkar» dığım günden bugüne kadr bir hane- de ikamet etmeyip (çadır ile ve mes lara (aradaki mesafeyi) muhafazaya mecbur eder. Nezaketi bile, ziyaret - çilerine (o nadir bir hediye olarak ve- rir. Başvekilin bir cemiyetteki (o tes hir kuvveti ne olursa olsun, kendisine maz. Ahlâklr adam bu demek değildir! ki; omutlaka geceden sabahlara ka 4 dar harda ömr geçiren, körkütük a - partrmanına dönen işsiz adamdır. Mutlaka © başkalarınm yaninda uluorta ağzını açıp (gözünü yuman ve aklına eseni saçma sapan söyliyen adam için bir meziyet aramak iddia - sında değilim! Herkese hayır diyen, her hakikati mutlaka aksini söyliyeceğim diye red- deden İnatçı, menfi adamı örnek © larak göstermek benim harcım değil « dir. Mutlaka uysal olmıyan, her olan şeyi bozmak istiyen, bozucu, kire, dökücü adamı örnek göstermek taraf. tarı değilim. fakat! Teokratik ahlâk! “Ne içki içer, ne dans bilir? başıma vur, ağzından lokmasını al, üç aylar, da başını secdeden kaldırmaz,, denen adamın o teokratik bir cemiyetin ah - Iâklısı (o olduğunu müsaadenizle söyli Aeyimi“ Hani kutbulaktabın istedi. ği, can-attığı cemiyetin ahlâkı, bu ah- Tâkı yaşıyan adam inkılâpçı bir cemi- yetin içinde gölge halinde (kaldıkça muzır olmıyabilir. Fakat bir inki - lâp rejiminin ahlâkını mutlaka bu e - saslara bağlıyalım diyenler kim olur-; Tarsa olsunlar, ya şuurlu, ya şvur- suz bir halde bizim yürüdüğümüz ce miyetin zıddına, sağa, maziye, geçir diğimiz yolu dönmek istiyorlar de - mektir. o Bunların adı kısaca Mürtecidir. Mürteci yalnız siyasi hareketleri yapmaz onun darülhikmeti islâmiye - nin çizdiği erkânıharbiye plânı ile ha reket eden bir ahlâk kolu vardır. Bu kol” cemiyetin içinde faal bir rol al mıya başladı mı bilhassa inkılâpçı mas kesini yüzüne takarak umumi kuvvet. lerden istifadeye başladı mı açık irti- cadan daha tehlikelidir. Bu tehlike işaretini inkılâpçılar her zaman hatır- Iamak mecburiyetindedirler. 'Türk inkılâbı sade bir » siyaset inkılâbı değildir... Bir cemiyetin in - kılâbıdır. Kıymetlerin o inlilâbıdır. Bu kıymet inkılâbı, Türk demekrasi- sinin ahlâk (teşekkülü ile tamamla. nacaktır. iş ve müsavat Pu kıymetin mikyası: İştir. Müsaviliktir. O halde müsaviliği kabul etmiyen insan ahlâklı değildir. Çünkü istikbal harbi müsavi millet (O müsavi insan idenli için yapıldı. İşini yapmıyan adam a gildir. Cinsi ahlâk © meselsini birinci plâ na alarak müsavi olmak idealini inkâr eden, İşsizl liği ileri süren adam her halde Türk in kılâbı için ileri safta bulunacak bir in- san değildir. İleri, ve sol bir hamlenin eseri olan türk inkılâbının kavuk ve cüppe kiydirmek istiyenler! hâlâ babı meşihatin, kutbulaktabın ru bunu şadetmek istiyen, o basılmış res me bakarken yarabbi günah işliyorum diyen adamdır. Bu kültürden kaçacağız. Ahlâksızlıktan kaçar &ibi. SADRİ ETEM hlâklı de aa, ie in — . 2. i, cemiyete karşı lâkayite| di, samimi dostluklar kazandırmaz, Etrafındakilere telkin etmiş oldu- ğu bu “aradaki mesafe, mevkii iktida rın en yüksek (noktasında bile kendi. sini çeviren müessir yalnızlığı ifade e der. Ne kendi arkadaşları, nede ec nebi (o diğer rüesa, Makdonaldı ha- kikaten (tanıdığını söyliyemez, ve hiç birisi onun tam emniyetini haiz oldu. Zu iddia edemez. Makdonald daima uzakta ve şüp he içindedir, ve kendisinden o hiçbir şey vermez. Kendisini tamâmen kim.) seye açmaz. Bununla beraber Üzerin deki hissi zırh bazan açılır gibi görü- nür, İngiltere, İskoçya ve Gal mem- leketlerindeki halk toplantılarında tamamen — açılır ve en yakın dosiları na, mesai arkadaşlarına vermediği ta raflarını“ bu obinterce-yabancı halka ibol bol verir. Ve yalnız orada derin İcekingenliğini yenerek (kendini oldu Zu gibi verir. Makdonald anadan doğma bir ha- tiptir. o Onun sesini bir defa duyan bir daha urutamaz. o Makdonald sesi - ni ustaca kullanmasını, ondan İstifa de etmesini bilir. Sesi bazan bir vi- yolonsel bazan da bir bando (gibidir. Makdonald o teskin etmeği, teselli et- meği, İnandırmağı bildiği gibi şiddet le heyecanlandırıp sürüklemeği de bi lir, sesi ânf olarak değişebilir. Makdonaldm — şahsiyetini ve ta- mamen İskoçyalı gibi (görünen, ken- disini ihata eden esrarenzizliğini, €t-; rafında daha şimdiden hırafeler uyan- mış olan hayatını araştırmak suretile izaha çalışmışlardır. Birçokları bedeni görünüşündeki ikiliği köylü bir anne ile aristokrat bir babadan doğmasına atfediyorlar. — İspat edilememiş olan bu iddia, kendisini bir balıkçı köyün den başvekâlete çıkaran manevi ihtira sı da izah eder, Fakat Makdonaldın hurafelere ih tiyacı yoktur. o Hayatı bundan müs İtağni olabilmek için kâfi derecede ©- hemmiyetli ve büyüktür. Sefalet için de, rençper bir aileden doğan Makdo nald, anlatılmaz, gizli ve mukavemet edilmez bir kuvvetin tesirile yavaş ya vaş yükseldi. 1914 te mevkii iktidarın basamağına geldiği vakit, (hakikate karşı olan müdahale kabul etmez aşi kı, harp yalanını müdafaa etmesine üni oldu. Onu vatan haini, casus İdiyerek koğdular, (tahkir ettiler ve İyalnız kaldı. Fakat bu tahkirlere rağ! men kalkmıp (mühim bir şahsiyet ve nihayet de bâşvekil olmakta gecikme- | Bütün bu seneler ne içinden ne geçirdiğini hemen (hemen İbilmiyoruz. o Bununla beraber onun hayatım bir safhasmı biliyoruz ki, © İolduğunu unutmamak lâzımdır. yaptığını, liriz. Dünyası, — iktisadi maişetçilik! le değil, insani irade ile mahduttur. Bizzat kendisi şunları söylüyor: — Haksızlığı ve iktisadi sefaleti! tahammül edilmez bir yük olarak te lâkki ettiren, fikri beşer (arzuları, fenalık, iyilik telâkkileri ile idealizm- dir. Bu sefalete ihtilâller kuvveti veren de fikirdir. Dünyada hiçbir sosyalist, Mark- sist telâkkisini İnkâr etmeden bu söz leri tasvip edemez. Bununla beraber, yeti kendisine borçlu olduğunu İngi-! liz sosyalizmi, fen ile temasta bu » lumaktan bir an hali kalmamıştır. Makdonald şöyle diyor: — Ben politikaya, felsefeden geçe- rek değil, biyoloji ve arziyat gibi müs doğurtan “Sperucer,, i kısmen de (Hegel) i oku dum fakat, ilmi meseleler kadar fel- sefi meseleleri derinden tetkik ettiğimi. Iddta edemem. Makdonald karakterinin “püriten,, Fa. kat Makdonald püritanizmi hayli mü- him değişiklikler geçirmiştir. Meselâ, Makdonald, İskoç papaslarının hilka- te karşı olan şüphelerini kabul etmez. 0, bilâkis şeksperin tiyatrosunu Al man musikisini, İtalyan san'atımı se- ver ve tesirleri altındadır. Bediiyatı bu kadar anlamış olması, onu püritonizmin iptidailiğinden kur tarmıştır, Meselâ Henderson bir adam, püritonizmin daha karakterisinin bir nümunesi olarak gösterilebilir. Umu- miyet itibarile ağır, müvazeneli (o ve mezah hissolünün Henderson İngiliz amele partısını Makdonalddan daha iyi temsil edebilir, Bugün, dünyada hiç bir siyaset ada- mı büyük bir rüyayı hakikat yapmak için uğraştığını İtirafa cesaret (ede mez. Buna rağmen Makdonald ciddi bir surette kendisine bir iş tevdi edil» diğine inanır o ve hayalperesttir. O kendisinin, sadece İngilterenin iyiliği için değil, bütün Avrupa için sulhü idameye memur olduğunu telâkki eder. Bazan günün hakikatleri onun faza- rından (o siler (o gibi (görünüyorsa da daima bir zaman gelirken, bütün müspet hadiseleri bertaraf (ederek Makdona'ld sadece ve ancak bu hayalin peşinde koşar. EGON WERTHEİMER (Der Staat Seid İhr) GLORYA —, En güzel filmler, en büyük yıldızlar 12 Eylül cumartesi akşamı Yeniden açılıyor MESELE YO ahlâkına birida evlendikten karısınm ölümüne ka -| dar olan safhadır. Zira bu ölüm - den hiçbir zaman müteselli olmamış olan Makdonald en gizli hislerini bir kitaba tevdi etmiştir. e Margareth E- thel Mac Donald onun için muhafız bir melek idi. Onun sayesinde yük - selmesi kolaylaşmıştı. Onun sayesin de hayatında ilk defa olarak âile va - Pek şen ve gülünçlü bir vodvil SUZANNE DEHELLY —AR- MAND BERNARD veROANNE Lüks Kolluklar 90 - Hususi 70 Koltuklar 55 - Balkon ikinci 40 kuruş. K ken ile dolaştım. Bütün Beniisrail ile her nereyi dolaştım ise İsrail kay. mini gütmelerini emrettiğim hâkim lerden birine de hic bir vakit niçin ba na erz ağacından bir hane inşa efme .İremzeden mabedi yıkarak hürriye! Tı yeni halâs hareketine başlarke” pacakları iş, yahudilerin © esa! yuşmaktı. Onun için İsa sesinin tün kuvvetile bağırıyordu: buzünkü vazi-| l pet ilimlerden geçerek vasıl oluyorum.' diniz? dedim mi? Şimdi kulum Davuda söyle ki: Rap böyle buyurur.. Bundan başka ona de ki: Rap sana bir hane inşa edecektir.., (Melükü sani 7 45, 10) Bu sözlerden anlaşılacağı veçhile “Davudun düşmüş omesk Beni israilin rabbi, çadırdan ve mes -bina edecğim. o Onun gedikl kenden başka bir.mabet istemiyor 0-'kapıyacağım. o Yıkılmış ye! nun bütün İstediği Musanın (o çölelni yapacağım. Onu eski gü kendisine Sinada gösterilen örnek şekldeki haline iade edeceğim. linde diktiği çadırdan ibarettir. Davu-|Edonun bakiyesini ve ismimle tta, Sihyun da bunun mislini inşa et/dolunan cümle ümmetleri mi lalar. . Rap böyle buvurur. Zerubobel, harap olan mabedi yenilo günler EYGİ ki çiftçi o: den inşa etmek istediği zâman pey -İya, üzümleri - basanlar, ve gamberlerin biri (ona itiraz etmiş vel hum ekene yetişecek, o dağlar, işu sözleri söylemişti rap damlalacak, © ve hayırlar “Rap şöyle buyurur: Sema benim)si eriyecektir. e Kavmim İsraii tahtım, zemin ayaklarımın basamağı-|sirlerini göri getireceğim. ba ee > va erer er viran olmuş şehirleri bina edi niz! nsil bir yerde istirahat i gim? Bunların hepsini yağ ve Ki memeler e ği mim elim değil müdir?,, CEŞ'iya 1- 66)/celer yapıp meyvelerini yi Bütün bunlardan, oyahediler araldir. Onları kendi divarlarm. sında mabet İnşası aleyhinde bir €*-İkeceğim. & Onlar kendilerine reyan bulunduğu açık bir surette anlaldiğim diyardan artık sökül şılıyor. o Çünkü allahın böyle bir ma-İceklerdir. e Allah bunu böyle bede ihtiyacı yoktu. Bu mabet bir eciruyor.., nebi tarafından inşa edilir ve altın Allahın, yahut mesihin H putlarla tezyin edilirse ona karşı hisirafmdan insa olunan mabedi / sedilecek nefretin hududu bulunma -İdeceği fikri yahudiler arasında mak icap eder, yidi. İsanın “Mabedi yıkımız!,, demek - (Bitmedi) ir ancak bu izahattan sonra Portekiz isyan sebebi nedir ? Bunu biraz daha tavzih eden hi: nokta (İstefanos) un muhakemes' es. Birkaç aydanberi, Portekizde nasında söylediği sözlerdir. İstefanos|lâller, müsademeler oluyor. diyor ki: sebebi nedir. “Ecdadımız (Şehadet meskeni) Portekizdeki (o ihtilâllerin ni çölde yapmışlardı. £ Bu meskenin)diktatör (Jeneral oCarmoranm örneği Musaya gösterilmiş ve (o raplnın altından kopuyor. Halk ve Musaya onu bu nümüneye göre yapldu, jeneralin aleyhine kıyam demişti, ve birçok zabitler büşa geçerek iki Ecdadımız onu birlikte getirrdi -İçu ve bir mitralyöz alayı ile ler. Davudun günlerine kadar vaziyet yaptılar. (Halk da kendilerine bu şekilde devam etti. o © dahi Al (hak etmişti. o Tayyareciler de d lahın nazarımda — Tütfü müzhar oluplayaklandılar ve İspanyada da ol Yakubun Allahına bir hane yapmak)gibi, diktatörün saraymın OÜ istedise de Süleyman ona bir hane bi-|bombalar attılar. (Bu kuvvetli na eyledi. Fakat Omükali olan o al-/bonda 7 inci Eduard parkını i ilah, el ile yapılmış mabetlerde ika -İrek orasını müstahkem bir me imet etmez. ki: sıl tirahatgâhrım (neresi olabilir? Bunla'dık kalan kuvvetlerin başma rm hepsini benim elim yapmadı mı?,.harbe başladı, Harp sokak ai Siz, ey sert boyunlu, kalpleri ve kulaklda şiddetli bir boğuşmaya ları hitansızlar, siz de ecdadımız giletmisti. ibi daima ruhulkudüse muhalefet &| Ru aralık vilâyetlerden de diyorsunuz.,, (Amali rusul 7 - 4, Si)İgelmiş (o ve âsi kuvvetler mağlüp edilmişti. Şimdi nispi Madem ki Hazreti Süleymanın bir kün yardır. mabet inşa etmesi allaha karşı irtikâp! Portekiz tayyarecilerine ledilmiş bir günahtır, çadırlarda İka “hu isyan, vaktile Carmora ta met eden ve Rehabitlere mensup 0 -nefyedilmiş (olan valilerden ilan İsanın (Mabedi yıkınız) demesi iş Ara tarafından hazırlanm! nin manası anlaşıldıktan başka, onun yanda büyük rol ovnıyan (je İ mabedi üç günde Inşa edeceğim, de 'kâmilen tevkif o edilmişlerdir. İmekten ne murat ettiği de anlaşıli - heniz zaviat miktarı da ta iyor. imiş değildir. Çünkü dülger olan İsanın üç gün, Asi nskerler kışlalara ha de irişa edeceği mabet, birkaç direğe Terdir. Maamafih yer yer yin€ istinat edecek seyyar bir çadırdan iba demeler oluyor, Bunun için N rettir. o Burası, zemininde birkaç ha vaziyeti ıslah İçin meşruti bir il veya posteki bulunan bir sadırdı. yapmak niyetindedir.