eytan, yaramaz, vey haksız .. Şeytan, yaramaz, haksız. o Hepsi ben siz söyleyin allah aşkına lığa, Oyaramazlığa dair şey görüyor musunuz? Tabil yok. Na- sl Okızmazsın, İnsanı zorla “Yarı. maz yapacaklar, anlatayım, kabahatim ne İmiş siz de dinledikten sonra bana kim haklı, kim haksız olduğunu süy- leyin o bakınız efendim benim yara-i mazlıklarım ne imiş. Evvelâ evden beşlıyorum. o Erken kalkmak benim adetim hem de erken kalkmıyanlara pek kızarım bu'da kaba hat değil ya! Evvelâ şöyle odaların kapılarını dolaşırım fakat onlar hey. hat uykuda işte o zaman fena halde kı- zarım, Ne demek oluyor ben kalkayım da onlar hâlâ uyusunlar doğrusu buna dayanamam. Hemen odama koşarım amcamın bana hediye eltiği borazanı elime geçirdim mi, haydi salona. Raşla rım talime datiridaa.. vay efendim sen misin çalan bir gürültüdür kopar oda kapısmı açan bana terlik atan he le büyük annemin: — Aman âhır zaman evlâdı şeytan mı şeytan galiha bu bize sabah uyku. su uyutmıyacak gözün kör olsun ye- mürcek.. Yo. kör gezmeğe tahammül; #demem, Bü sefer büsbütün kizarım! ve boruyu olanca kuvyetimle başlarım üllemeğe ve bu esnada © babam elinde! şemsiye bana doğru gelme? mi? A.llif yerler gösteriyor ve soruyordu: man yarabbi sabah sabah banu yeme- ğe tahammül edemem soluğu bahçede alırım babam kovalar fakat tutamayın ca bu sefer öfkesinden şemsiyeyi açar homurdana homurdana eve döner bun- da ben mi haklıyım onlar mı? Ben w- yanık durayım onlar uyusun bu da ta- hâmmül edilmez bir haksizirk değil mi? Sonra efendim evi bir dolaşirım ki lere gelirim. Bir göz gezdiririm gaz, tenekesini aşağıda (bir kenara Okoy- müşlar zeytinyağı tenekesi rafın üze rinde. Yoo. ben bu haksızlığa olmaz o aşağıda o yukarda ikisinin o arasında bir müsavat lâzım. Hemen zeytinyağı tenekesine bakarım, yarısı boş pek âlâ! gazi alabilir bu ameliyat bir dakikada icra ederim bu da haksızlık değil ya! Doğruluk, müsavat.. Sonra efendim! mutfağa — girerim sanki kadayıf bana karişmasın diye dolabın £ içinden ima lr imalı bana bakıyor. Hemen dolaba! el atarım onun'bir güzelce hatırını 60- rarım sonra kenarda duran sirke şişe sine bir göz atarım zavallının öyle mah! zum bir duruşu var ki dayanamam ni zını açar kadayıf tepdİsine O dökerim, Üyle ya kadayıfa şerbet konur da sir ke meden konmasın? Tatlı olacağına ek gili ekşili - tuzlu olacağına tatlılı ek- şili olsun ne olür. Aman efendim sen hapi yuttuğum gündü. Bu misin bunu yapan. Akşam sofrada bir gürültüdür kopar kimi bağırır o kimi çağırır eh nihayet hep kabahut benim üzerime kalır. Babam gözlerini “açar, annem başını sallar. Hasılr kelâm bir! gürültüdür gider. Bunlar hep (yara. mazlık bep şeytanlık. Bunun neresinde yaramalık, eke sinde şeytanlık var? Siz söyleyiniz. Nedir bu çektiklerim. (Ağlar gibi son. ra yine devam eder) aman efendim is- tedikleri kadar söylesinler ben yara. mazlık yapmıyorum ki, Geçen günü ho en eferidi de bana çok kızmış fakat be nim (yaptığımı anlayamamış bakınız efendim kabahtim neymiş verilen ders (VAKIT)ın Çocuk Sayıfası Düdüğü Kim Çalar? Haber yayıldı dilde gezerek: 5 — VAKİT 6 Eylül 1931 — 6 Eylül Sinir Doktoru (ezan H. Bedrettin) bende bir “Nasrettin Hoca şehre gidecek!,, Hocaya âit olunca bir iş, imse duymamak kabil mi imiş? EŞHAS Doktor: Kâmil B. Uşak: Mahmut Kâmil — Gelsin bakalım (hasla ge lir Mahmut çıkar.) İkinci meclis “Selâmet olsun !,, Dedi büyükler; Fakat küçükler, Onlar da işte alâkalılar, Çocuk değil mi umdukları var. Herbiri öptü eteklerini, Sonra anlattı dileklerini: — Ne olur Hocam bana bir küçük, Süslü, boyalı, güzel bir düdük Getiriversen!,, — Elbette yavrum, Arar bulurum. Akşama yakın yine bir yavr Göründü, geldi Hocaya doğru; Elinde on para, dedi: — Efendim, Sana bir küçük ricaya geldim: Şu parayı al, şehirden bana Bir düdük getir olmaz mı amca? Hiç üzülme, mutlak Düdük almacak, Nasrettin Hoca düdüğü aldı, Gitti, şehirde on beş gün kaldı; Avdet edince, parayı veren Çocuk, zıpladı meserretinden. Ötekilerse Hocaya kizeım, Ne demediler? — Budala, şaşkın... Hoca diyordu: — Kızacak ne var? Parayı veren düdüğü çalar, Şen Fıkralar Ne varmış! Kiiçük Radi çoğrafya dersine kalk. miştı. Neye bakarmış Zateri zade © bir berberde traş olu- yordu. o Berberin Kilçük bir köpeği Müt NaHtlda Kendisine muhte Yard. İskemlenin yanima “ çömelesiş müşterinin yüzüne dikkatli dikkatli ba kıyordu. Zateri xade merak ederek re sordu: — Bu köpek acaba neye bana bu ka- dar dikkatle bakıyor? “ Berber hafifçe gülümsedi ve dedi — Bu nedir?. Burası neresidir? Radi bir türlü kendini toparlıya. mıyordu. Nihayet bir cevap vermiş ol mak için muallimin biraz fazla ve te mizlenmemiş olan tırnağını gösterdi! vet — Bu nedir diyorum? sualine cevaben: — Kirli tırnak muallim bey!) Cevabını verdi, Bu kadar olur .. Hüsnü balık avlıyordu.. Traşçılıği. le meşhur Ferit balık avcısıma yaklaş- tı ve tuttuğu küçük balıkları görerek omuz silkti. oODedi ki; — Ne yapıyorsun yahu!. Ren bu kü» çücük balıkları vemiye tenezzül bile et mem. En aşağı kılme tutmalıyım, — Türlü hastalıklara uğrar. Hüsnü içerlemişti cevap verdi: — Hanım annem © kadar hastalık — Bana mı balıkçılığı öğreteceksin!lr.. Şu halde çok yaramazlık etmiş ola» yahu!. Ben bir zamanlar Balina avla: cak, mrş bir adamım; — Pek tabif birşey efendim. Traş ettiğim sırada bazan müşterilerin yü- zünden bir parça 6t kesilir, hemen kö- peğe atarım, o Onun dikkatli dikkatli bakması böyle bir kismet çıkacak mi diye beklemesindendir. Ondan mı? — Anne insan yâramazlık ederse ne olur? — Ne olacak. Annesini üzer Alle da onu cezalandırır. — Nasıl cezalandırır?, yi O vakit Ferit dudaklarmı büktü, eçen haftaki bilmecemi:| omuz silkerek mulabele etti: — Ben Belinayi oltama yem;, Gecen haftaki bilmecemiz (Velis Hasta: Senai Efend! Hasta: Vecdi B. Vail anamani doktor Kâmil Bedir oldukça temiz kıyafetlidir bastona Kâmil R. - Senai Ef, (Senai Efendi ihtiyar bir adam- yin muayenehanesi, etrafta bir ( ikildayanarak gelir (merhaba doktoru a- 1 sandalye, dolap kütüphane) z0m.) pe Bey sile basar içeriye) | Kümil — (Kendi kendine) Anlaşıl Mahmut girer, dı bu da şair olacak (yüksek (sesle) buyurunuz. Birinci meclis Senai — (Oturarak) Edeyim sana Mahmut - Kâmil Bey teşekkür evlât, > Kıldın beni biraz rahat, ) Kâmil — (Velâhavle çeker) bunun la konuşmak için muhakkak şair olma lı (bir şey değil bey baba, hasta misk nız, nerenizden muzlâripsiniz. i Senai — (Yine şiir okur gibi) muz | N Mahmut — Buyurunuz efendim. Kâmil — Daha başka hasta mı? Mahmut — Çook.. Kâmil — Tahminen kaç kişi kadar var sayabildin mi? Mahmut — (Biraz düşünerek) dört taribim ta kalbimden illetimdir hiddet Nedir sendeki surat a musibet. buçuk efendim. Kâmil — (Yine başladı) efendi ba Kâmil — Şuna beş desene buçuğu da ne oluyor. ba siz böyle mi şairsiniz. Senai — (Devamla) Bu ne sürat, l Mahmut — efendi bi Öyle ya beyefen. çi yi tanesi küçük çocuk — çocuk ta tam a dam yerine sayılmaz ya? Oynuyor sanırsın asma kabak. Kâmil — (Kızarak) Mahmut yine Kâmil — (Bari biz de şairliğe büş- | saçmalamıya başladın şimdi münasebet |!ryalım) Ne b aim el sizliği bırak da söylediklerimi iyi din- ” Senai — Topla le: 3. i Mahmut — Dinliyorum efendim. Sensin avanak a kerata. İ Kâmil — Şimdi gelecek hastaların Kâmil — (Kapıya Merin girin bazılarmı atlatmalı çünkü başka türlülnu sıkarak) gözün kör bm öle hareket edemiyeceğim, eğer hareket heh ve e e a ne nr zerreler Kerr Senai efendi — Edecek misin beni balodan mahrum kalacağım anladın mı sen de ona göre hareket et hangi muayene hasta daha iyi ise onu gönder. Hoş sen berna etik şi m muayene edeyim (hasta soyunur dok. Mahmut — Siz merak etmeyin > dim ben pertevsizle muayene ederim. bin tehlikeli siniri Mn e emdi e (Hayrola) ng Kâmil — (Yalar) Diplomayı ala silindir. İr daha 2 ay olmadı ama epey şöhrete Kâmil — Yo otomobil silindiri ya malik oldum, Hastaların bu günlerde ni bey bebe sinir asabiyet. ardr kesilmiyor, kesilmesini de isle ağılı kaplı ink imğİ mem ya bugünde İşte gene durmadan), ,;. müşteri geliyor, geliyor amma mMes| Kâmil — (Allha allah) yani senin lek malüm ya gelenlerin kimi deli, ki- ânlıyacağın hastasm dm tedayilâ mi sinirli hani vallahi sinir doktoru ol nm sana, bir İliç yazayım al okulla duğuma da olacağıma da bin pişman), talığm geçer (reçeteyi yazar hasta oldum bunlar beni de bir gün delirt- reçeleyi alır.) mezseler başka şey istemem bakalım) — Senai — Teşekkür ederim evlât (git şunları bir atlatsak da treni kacır. miiye hazırlanır.) K masak (gazeteyi alır mtaleaya başlar)| Kamil — Efendim vizitayi unuttun kapı vurulur Kâmil bey doğrularak EM giriniz der. Mahmut elinde bir pertev- Senai — Nami visit z sis olduğu balda içeriye girer); Kâmil — Yani tedavi ücreti. Mahmut — Beyfendi bir tanesini) © Senai — Hangi zırıltı. savârm diğerlerinden bir tanesini se&| Kâmil — (Nasıl anlatmalı çattık be- tim ihtiyar bir adam gelsin mi? O |yâya) yani şeyi efendim muayene pâ- tor dinler sonra ya İ i Yeni bilmecemiz | ze — Alınır mı hiç muayeneden rften ihi bir)”“'N, skara (di Beş ha mürekkep tarihi birl Nedir bu yaptığın seni ma: al mesire yeriyim. Baştan 1,2,3, harflerim yerek doktor Kâmil beyin yüzüne semadır. 3,23, harflerim ağacın te tür ve dışarıya çıkar.) meli, 4,5, harflerim sa dır. 3, 5, 4 harf (Kâmil bey yalnız) Hani çıldırmak lerim iki defa tekrar edilirse Türk işten değil buraya gel muayene ol bir v fendi) idi, Doğru hallederek birer tak- çk balık avlamışım 2 e kazanan okuyncularımı! İmza atan. Fukat bereket o yersin ki,| Zin isimleri şunlardır, muallim imzaları okuyamamış yoksa 1 — Rena Koloz hanım, 2 — Aksa- işlerde| "AY Kâmil bey, 3 — Sultanahmette! her nedense taltim açik gidiyor. Sevim hanim, 4 — Osküdar orta mek Bir gün yine davallim ez mol daş) tebinden Tevfik Sahip Bey, 5 — Vefa terini masada unutmuş, kimse yokken)" mektebinden Hamza Bey, 6 — Ve içeriye girdim amma hırsızlık diyecek te civarında 25 Nezihe siniz. Yek, bilâkis iyilik © Tlemenj— Cümhuriyet kız ortadan Nüzhet ha hanım, 7İdiye verilecektir. İleri gözünden düştü lebelere ntümara atmaya. 2 4, 5 bü- sizlik değil ya muallim bey gelince a- man efendim görmeyin hiddeti. Gözle! ri büyüdü o kadar Miyüdü ki, gözlük. kırıldı. Ba da, benim kabahatim mi muallim ber bu- nu yapan yaramazı ardı ardı fakat bulamadı. Yalnız rica ederim siz söy. mi yama ben de her munlli! ds Se (tasdik edilir o doğrudur) hık yaparım, i diye imzaladım vay efendim sen misin enin Bali) numara defterini açtım, başladım ta. yi tün talebeye iyilik yapmışirm bu hak- har bey, dk vE Galatasaraydan Sürev“ Jcmeyin hami ben size simlmi sövlüzo-| 1: — Davutpaşa orta mektehinden 252 | : Samim Bey, 19 — Heybeliadadan Ce- ya ettiği defter yok Tum aman rica ederim sakın ağzınız. : Bi İdan kaçırmayı, sonra size de yaramaz | “ai Değe e). ARE Mayallan KAMİL , 8 — Kadıköyünde Şaziye Refik hanım, 10 — Göztepede Nusret Mar-| ya Tevfik Bey, İ2 — Senbenuadan Halük Refik bey, 13 . Üsküdar orta mektebinden Ahmet bey, 14 — Şehza debaşında Dürdane hanrm, 15 — Sir-| keci nakliyat evinde Edip bey, 16 — A- İmerikan mütalea (salonunda (Hasan i Fehmi Bey, 17 — Samatyada Akif bey 2 — Göztepede İbrahim Hüsnü Rey, 21 — Sultanahmette Muharrem Bey, 2 Küçükayasofyada Lâtgi Bey. sayası husule gelir. 2, 3,4 harfleri-İ görü zırçanı elâleme dinlet sonra elen min sonuna bir (e) ilâve (ederseniz, g;,, üstelik münasebetsiz sözler sö; ş minimini kuşların böyük düşmanı mey Bu da yetişmiyormüş gibi dana çikar. Ben neresiyim bulabildi-) tyyür git, Doktor olduğuma bin pişi- niz mi? manım (zile basar) Mahmut içreiye gi Doğru halledenlere birer (o takdir'rer.) Z varakası vereceğiz. (o Beş takdir vara-| (o Mahmut — Buyurun efendim. N kası biriktirenlere ayrıca zarif bir he.) (o Kâmil — Hani bir daha böyle bir hastayı buraya sokacak olursan bana görünmeden tası tarağı topla git yoksa dayağı yediğin gündür. Daha dışarıda kimse var mı? a Mahmut — ki kişi daha var biri şık giyinmiş bir bey, Kimil — Nasıl Bey. Mahmut — Gençten yakışıklı bir İsey halinden iyiye benziyor fakat titiz bir sey olacak, j Kâmil — Sakın bunun gibi antikk olmasın. Mahmut — Vallahi beyim ben İ- çinde değilim ne bileyim. Kâmil — (Kendi kendine) zurnadı peşrev olmaz ne çıkarsa bahtına. Ça gır bakalım gelsin (Mahmut çıkar) (Bitmedi) VAKIT Çocuk Sayıfası Müsabaka kuponu (6Eylüt 1931 7 isim Adres Bilmece halli ————.