20 Ağustos 1931 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 5

20 Ağustos 1931 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Marie Dressler, çirkin diye tas nif edilen kadın £ artistlerdendir. Fakat çirkin kadm artistler, güzel yıldızlardan daha mr az muvaffak olurlar.? Netice hayır ve hatta ta mameri aksine. « Çünkü güzel olan bir kadınm, biz, ekseriya kaşını, gözünü, bal- dırlarını sever ve onlara bakarız. Çirkin kadın öyle değildir. O, bi zi, tam ve halis san'atı ile çeker. Meselâ bir Marguerite Morenos bir Rene Andröe gibi. i İşte, bucins çirkin kadmar. tistlerin başında Marie Dressler ge- lir. Eli yaşında, çirkin, şişman ve biçimsiz olan bu artist (ayni zamanda bir muharrirdir ve 5 nun için bütün çirkinliğine zekâ, hars ve cesaret ilâve etmesini bil- miş, bize kanı sıcak görünmüştür. Marie Dressler, geçenlerde el liyaşma basmış ve bir makale yi mıştır. Bu makaleyi okuyucuları- Ma tercüme ediyorum. fa. Artık hayatı tanrmış olan bizler Için, Âdem ile Havva meselesini cid- diyetle tetkik etmek sırası gelmiştir. Biz, hayatın en kıskanılacak yaşma gelmiş bulunuluyoruz. (Bunu yirmi yaşından ufak olanlar ve daha kırkı. na gelmemiş olanlar bilemez. Çünkü bizler, kendi kendimizi müsaadekâr bir surette tenkit edebilir ve Okendi kendimizle, (rahatça (görüşebiliriz. Daha bizim yaşımıza gelmemiş olanlar her şeyi bildiklerini zannederler. kat biz bilmediğimizi biliyoruz. Dünyada bizleri üç sınıfa ayırırlar. birinci smıf, aradıkları kocâları bul- muş ve onları muhafaza etmiş olan .skadmlardır. İkinci sınıf, * acınacak .çbir sınıftır, zira aradıkları Kocayı bem bulmuş, hem de kaybetmiş olan- Jardır. Üçüncü sınıf kadınlar ise 2: radıkları kocayı bulamıyan betbahtlar! dır ki bunlar, onu kaybetmek ıstıra- bından da mahrum kalmışlardır. Bundan birkaç ay evvel elli yar) gına girdim. Bugüne kadar o süstum. Artık serbestçe konuşmak (İstiyorum. Beni başkaları ister dinlesin ister din Yemesin, (vız gelir, söyliyeceklerim yalnız kendime ve benim gibi ellisini aşmış olan kadınlara aittir. Erkekler, bugün, bizim için bun- dan otuz sene evvel olduğu kadar & Mikaya değer. Tabii hep ayni alâka ile değil. Onlarm artık içlerini dış- larını merak etmiyoruz, çünkü onla- Tı tanıyoruz. Onları, “İşlerinin etra, fında uğraşır, didinir görmek ne eğ lenceli bir şeydir, bilmezsiniz. Benim yaşıma. gelmiş ve henüz kocalarını kaybetmemiş olan arkadaş larıma, tavsiye ederim. Hiç eski ve z değiştirmeden muamelelerin pp sal re e onları muhafaza|den en çok vermiş olanlardır. Her sa Mister ekninler.ya KE erkeğin ba-|bah kalktığınız vakit, kendi kendini- tılarmda müş-İze (onun için bugün iyi bir şey yap a eğ iş sıkıntı malryım) diye düşününüz ve yapınız. kaybetmiş veya kaybet- Göreceksiniz. ki, elli yaşında bile onbeş! Ee çü e olanlara derimİyaşında olduğunuz zamânki gibi mem-! t Yarışları i azasından Atıf ki, Mabahat kendilerinindir. Zevciy. meselesinde (erkek ciddi ve şe'ni bi: iradeye malik değildir. Eğer onu kaybettinizse, . onu kendinize bağlıya- mamış veya onunla ciddi surette alâ. kadar olmamışsınızdır demektir. Bet. baht kadınların Okabahati işte bndur. Ağlayıp o sızlıyacağımıza, komşulara gidip şikâyetler edeceğinize (yaşamak san'atı) na ait dersler alınız. Insanın bir şeyi öğrenmek için, asla vakit geçmiş değildir. Madem ki artık elli yaşına geldik, bilmeliyiz ve kafamıza koymalıyız ki dünyada o mukabilinde bir şey verme den, hiçbir şey alınmaz. © kadar arzuladığımız erkeğe malik olunca, karşılık, ona, bir şey vermek mecbu. riyetindeyiz. (Bir şey) diye söyledi. ğim şeyden, bir kadının vazifesi ol. mak lâzımgelen gayret, cesareli kastediyorum. Etrafınıza bir bakmız, hayatta en mes'ut görünen kadınlar, kendilerin. i Yazn : Yarış ve islâh encümen lündili sahip o-)teklif etti. O zaman için büyük bir i -İservet demek olan bu parayı O(Capi- ie ie Giy Sile ine O'Keliy) reddetti, Bundan son yatından pe te koşturmağı kara (Eclipse) in hara hayatı başladı, mek e Bahisçiler, bu koşuda,/Sifat ücreti, 1300 lira olarak tesbit e- Ma ” lehine bire yetmiş veriyor! dildi. Yavruları biribirinden iyi çıktı tadi Gkelipss) koşuyu oyuyarak ka lar ve birçok kiymetli hediyeden ma- zanlı. Ertesi günü, girdiği (Kıral ku ada binlerce liralar kazandılar. pas) koşusunda yalnız koştu. Rakip; Oo (Eclipse) e hiçbir koşuda kamçı, lerinden hiçbiri kendisile boy ölçme-|mahmuz vurulmadığı gibi; el veyahut ğe cesaret etmemişlerdi. Zateni (Ecİoturuş yardımı ile dahi ileri sürmek lipse) ile beraber koşan attan hayırlihtiyacı hâsıl olmadı. kalmıyordu. Onunla boy ölçmeğe cür.| Bu atın kudretinin hududunu Kimse et edenler, aylarca kendilerini toplu) anlıyamadı. € Yâmıyorlardı. Umumi teşekkülâtında tam bir »i- (Lord Grosvenor), (Eclipse) | sa-İmetri vardı. Azası, bünyesi gibi ku- Ürn almak için (sahibine 11000 Jlira sursuzdu. Üst kısmının hulutu mükem Artık (Eclipse) in tamamına Marie Drössier bir dansözün hareketlerini karikatürize ederken dürüstlük ve! iyük ve baktşları tükenmez bir ener 4 İ yi ün oldcaksm;z, Dikkat ettiniz mi, © kendilerinden daha az güzeller kocalarile mes'ut yaşadıkları © halde kocalarını kaybet. miş ne kadar'yüzel kadın vardır. Bu- ler ki erkeklere karşı hiçbir şey yap imakla mükellef değillerdir. Sadece gü zeNiklerine istinat kâfidir: > Halbuki daha az güzeller, güzelliklerinin eksik taraflarını tamamlamak için (başka vasrtalâra “meselâ hoş görünmeğe ça- lışırlar ve her halde asıl lâzım olan bu olacak ki muvaffak olurlar. İşte (Yaşamak san'ati) budur, Güzel kidın İar acınacak mahlüklardır, Çünkü (yaşamak san'atı) denilen şeyin ne ol- duğunu bilmezler. O (yaşamak san- at) ki, çıplak bir güzellikten daha iziyâde bize uzun senelerin temin eder, (Yaşamak san'atı) nn en mühim bir kısmı da müsamaha O etmek, hoş görmektir. Sabretmek kolay bir şey- dir. Bugünden itibaren © tecrübeye başlayınız. Eğer, erkeğiniz hoşunu- 72 gitmiyecek bir sey yaparsa, bunu! söylemeden biraz durunuz, . bekleyi" niz. Evvelâ, siz kimsiniz ve bir hâkim saadetini! imeldi. Geniş ve geriye doğru küvvet) ile meyilli ve adali omuzları, ince ve elâstiki bir boyun Üzerinde zeki ife de eden bir kafası vardı. Gözleri bü-| ji ifade ederdi. Rürün delikleri, te neffüs küdretinin çokluğunu (göste İrirdi. Art kısmı, faydasız fazla etler den muarra ve büyük © bir adale kül lesi arzederdi. o Hanepleri kısa, Ke nİŞ; veterleri kürü ve miltebarizdi. Rengi açık al, derisi gayet ince ve damarları çiçek gibi teressüüm ederdi. / Ayakları geniş ve mafsallarınm mü- nun sebebi nedir? Güzeller zanneder-| gibi onun hakkında karar vermeğe ne-| (Aşk Resmigeçidi) (Serseri kıral) (Monte Karlo) filmlerile kendini sev dirmiş olan Jeanette Mac Donaidın, Parise geldiğini yazmıştık. “Olimpiyat refikimizin Parishususi muhabiri ken- disile görüşmüştür. Bu mülâkatı a- şağı naklediyoruz: Malüm olduğu üzere, geçenlerde bu artist ile İtalya prenslerinden bi rİsinin arasında cereyan eden bir dedikodu alıp yürümüş, hatta, Jeanette| Mac Donaldm prehsin zevcesi taarfın- dan katledildiği de, müteaddit tek- ziplere Yağmen, ileri sürülmüştü. Tennette Mac Donaldı gidip (Champs ElysGes) de ikametine tahsis edilmiş hususi apartımanında gördüm. Kendisile uzan boylu görüşmek kahil olmadı. Yanında M. Oscar Dufrenne vardı. Büyük bir müzikholün müdürü olan bu.zat Jeanette Mac Donaldı ey lül haftasından itibaren kendi milesse sesinde şarkı söylemek için angaje et mek üzere iknaa çalışıyordu. Fevkslâde güzel bir kadın olan Jeanettin saçları kızıl ve yüzü pembe- dir. Ayakları çok muntazam. Kendisine Türkiyede çıkan (Olim- piyat) gazetesinden olduğumu söyle yince, yeşil hissini veren gözlerini aç ta ve (1) leri çok garip yuvarlıyan bir; — fransızca ile: — 0! dedi, Türkiyede ne tuhaf! Ah, şu ecnebiler ve © Amerikalı lar. ne kadar kendilerinden başkala- rına bigâneler.. Bu hayran güzele Türkiye ve Olimpiyat hakkında malü- mat verdim, ve beraberimde getirmiş olduğum, kapağında Amerika tayyare cileri * Bordntan ile Polando, ve dos tum sinema muharriri (Fanın resmi olan evvelki nüshamızı gösterdim. Bu nüshanın iç sahifesinde G, S. lı hanım larla Amerikalı darülfünunlülar müsa bakasma ait (o resimleri (gösterdim. Jeanette Mac Donald hemen bunları yanındaki gözlüklü annesi ile dev gibi vücude © malik olan nişanlısma gösterdi ve izahatımı nakletti. Onlar bir “ vücuda mâlik olan (nişanlısı; da birer : — Welle, savurdular. Dufrenne, Jennette'in fazla meşgul olduğunu görünce hana dik dik bakıyordu, onun işine müni ol mak istemedim, ve sordum: reden müsaade almışsınızdir? Hisleri' nizi bir an bir tarafa bırakınız vel onun gözlerile mesöleye hakmtz. Yal. Olimpiyat, İnız kaldığınız veya yatak odanızın ka- pısı aralık olduğu zaman şikâyetini | zi yapınız, söyleyiniz. İ Şimdi de biraz, hiç kocaları ol; mamış kadınlardan bahsedelim. Bu| hususta söyliyecek bir sözüm yok, çün kü böyle bir kadm olabileceğini ta- savvur edemiyorum, o Eğer dünyanın bir köşesinde böyle bir kadın varsa, o, her halde bizlerden başka bir mad. deden yapılmıştır ve onun o hakkında, Öldüğü zaman, sahibi, bu. nın cesedini, tetkik etsinir diye erba| br fenne hediye etti. Otopsi yapıldı. Kalbi altı buçuk kilo geldi. Kemikle rini terkip eden cüzüferiler o kadar sık idi ki, bu kemikleri granite ben- zettiler. Damarlarında taşıdığı o iki meş- hür arabın kanı, şu suretle inkisam et- mişti: Eclipse (1764) in sülâlesi kemmeliyetini gösteren © serbest bir| iyürüyüşü vardı. Altında uzun akıt. ma ve art sağı seki idi. Bedadından İtevarüs ettiği evsafı, o kendi “tüken- mez enerjisile hirkaç misline çıkarmış, tı. | Marske 4 Sgüirt — Regulus Westher| (Eclipse), pehlivan yapılı bir at- Tet olmaktan ziyade, yekpare bir çe- lik gövdesinden oyulup çıkarılmış gibi idi, diğe al Childers Darley Arabian o Godo'pbin Aradlan bu harikaş yordu. Bazı Spiletia | hâlâ meşhur olan (Epsom) koşuları d Ağustos 1931 — — Isminiz etrafındaki dedikodı ra ne dersiniz? — Bıktım, dedi, inanmazsınız i neme sorunuz, - Parise ve Avrupa hayatımda ilk defa olarak geliyoru Nasıl olur da bundan evvel bura gelmiş ve katledilmiş — bulunabiliri Bu sözleri bizzat karşınızda O hem sapasağlam olarak (şuh bir hareke vücudünü gösterdi) söylemem bu de koduyu tekzibe yetişmez mi ? — Burada ne kadar kalacaksını Bir 'tasavvurunuz var mı? — Geleli dört gün oluyor, da dört gün için ne yapacağımı — biliş rum: gezeceğim, Parisi göreceği Bundan sonra için (Dufrenne'e bak rak) kati bir şey söyliyemem. Dufrenne ayağa kalktı, elinde | küğrt bize doğru yürüdü. Bu zanned sem bir mukavele idi. Onları daha f Ja rahatsız etmek istemedim ayrıldı Garip bir dava Fransada bulunan sinema arti lerinden Florence Gray, bir şirketle i senelik bir mukavele imzalamıştı, ? bu şirket hesabma baş roller oynuy caktı, Muküvele imzalandıktan sonra i lar geçti, şirket kendisine iş ver yordu. Artist, mukavele şeraitin tatbikını istedi fakat şu şekilde bir vap aldı: — Sizin fotojenik kabiliyetin bile yok, bu itibarla mukaveleyi m suh addediyoruz. Florence Gray derhal evine dö dü, aynasının karşısına geçti, Ken ni bir muayene etti. o Ayna yalı söylemiyordu, güzeldi.” ” Artist bu kanaati getirdikten & ra derhal mahkemeye milracant eti Muhakeme (Nice) şehrinde görülüyo du fakat bu yepyeni bir mesele id Zira, artistin melâhati veçhiyesi b kaza neticesinde değişmemişti. Acal tabii bir tahavvül — olsa bile — mukavelenin feshine sebep olabilir mil Hakimler, güzel davacıyı mah meye davet ederler ve bizzat güzelliği hakkında kanaati vicdaniye (getirdi ten sonra şirketi, artiste 300,000 fı zarar ve ziyan vermeğe mahküm ede ler. zavallı bizler bir noktai nazar söyli; cek vaziyette değiliz. Elli yaşını geçmiş olan kadınlar çin bütün mesele, ruh (istirahati i hafif bir eğlenceden ibarettir. Hep b liriz ki, dünyada erkeklerden “dah aziz şeyler vardır. Fakat buna men onları severiz ve -Allah yardımcı miz olsun. buna karşı (o koymak eli wzden gelmez. Ve Allah onların yardımcısı olsun erkeklerin de mıza ihtiyaçları vardır. Marie Dresi İngilizlerde ilk at koşuları İngilterede, umumun iştirakine çık bulundurulan ilk koşulara, fkinej Henri samanında başlandı (1161) Bej koşular Londra civarında (Smithfi eld) denilen yerde yapıldı. Burada bi at panayırı bulunuyor ve koşular di panayır günlerine tesadüf ettiriliyor. du. Diğer bir kısım koşular da, bi İyük yortu günlerinde silâh oyunları ve geçit resimlerini müteakip yapılı müelliflere (o nazaran, ayni tarihte yapılmatka imiş, Koşular, pek müsait bir saha teşkil eden <Epsom Dovns) denilen kum tepele nin etrafında 'iera olunurmuş. (Ches ter ve (Stafford) koşularını sekizinci Henri tesis etmiştir. o (1509) (Bitmedi)

Bu sayıdan diğer sayfalar: