4 VAKIT 17 Ağustos 1931 — Yine ve yetmiş elçisine diyor ki: rını bilmemesi tuhaf görünür. Unutul “Bizi beseniz, dağarcığınız, ve almaması icap oeden nokta bu sulhü yakkabınız olmıyarak gönderdiğimde! müsalemet alemdarlarının büyük ktlığı bir şeye ihtiyacınız oldu mu? demesilları değil, fakat elbise içinde kolay» üzerihe calar, hayır! olmadı, dediler.İlıkla saklanabilecek o hânçerler ve ka İmdi onlara: Lâkin şimdi her kimin/malar taşıdıklarıdır. — Romalılar, bir kesesi, yahut dağarcığı ovatsa alsın vilâyette mukim olan tebaalarının u- ve her kimin kılıcı yoksa libasını sa-'ztn kılıçlar taşımalarna müsaade ede Habeşistanda meşrutiyet | Dünyanın ne kadar sür'atle değiştiğini | veileri fikirlerin ne kadar kuvvetli ham- | lelerle yayıldığını gösteren bir hadise | tıp kılıç satm alsın. Zira size derim ki: “Müerimler arasında addolundu,, diye yazılı olan söz, bende itmam © mezlerdi. Josefüs bu elheti sarih bir suret te anlatır. Bundan dolayıdır ki İsa-Ikadar kuvvetli Vünmak gerektir. Çünkü benim hak'lnın taraftarlarına eşkiya ve çete de- kımda (olan şeylerin nihayeti gelmek! tedir. Onlar, efendimiz, dediler, iş nilmektedir. Soslanus Herokles İsa ile adamlarından bâhsederken bün- te burada iki kılıç var. O da onlara'lar (dokuz yüz harami idi) der. kâfidir, dedi. (Lüka, 22-35). Bu sözlerden İsanm artık adamla Bu harami kelimesinden murat 0- lunan mana, O Ancak bir sinif cani- rını teslih (ederek onları daha bü-llere münhastrdi, ve bunlara karşi Sul yük bir seyahate çıkarmak istediği anla tarafından hazırlanan kanunlar laşılıyor. Bazı incil sahiplerinin tah-itatbik edilirdi. mini gibi, İsa busırada kendisine hiyanet edildiğini bilen ve onun &- çin ölüme - hazırlanan bir kimse &ildi. İsa bu vaziyette olsaydı, mürit- lerine, gizlice kaçmayı tavsiye eder/madığını biliyor, ve onlara üstlerini başlarını satarak kılıç tedarik etmeyi emretmezdi. Bu sırada (o İsanın taraftarlarından bir çoklarının kılıçları bulunduğu son derete aşikârdır. Onun için bunlar dan kılıçları oolmıyanların en zaruri eşyalarım da satarak, kendilerini soğuğn karşı himaye edecek ve ısıta- tâk elbiselerden sıyrılarak (bunlar Ia kinç almalarını istiyorlardı. İsa- nm müritleri, kılıç satın almak için bu kadar beklemeğe (hacet görmemiş' Isa, adamları teslih O etmenin gayri meşru bir hareket olduğunu, a idamlarını her ne pahasına olursa &i- lâhlanmağa teşvik etmenin doğru ol- fakat bu hattı ha- reketi takip etmekten başka çare gö- remiyordu. Çünkü eski peygamberler den biri, beklenen kurtarıcının müc- rimlerden sayılacağını söylemişti. Onun bu sözü yerine gelecekti. İsayı bu sırada en çok (omuztarip &den nokta onun Roma kanunları «- leyhinde (hareket etmesi değildi. O-; nu en çok Üzen ve bizar eden nokta, kendi o taraftarlarma < telkin ettiği, yüksek takvadan, Oademi mükave- 'metten İnhiraf etmesi idi. o Kendisi, Terdi. Çünkü bunların verdikleri ee-'yüksek takvayı ve ademi mukavemeti vap İçlerinden herbirinin bir (değil, fakat iki kılıca malik olduğu idi. Bun Tar derhal (o bunları meydana çıkar. miş ve ona göstermişlerdi. İsanın mü ritleri Otarafından taşınan kılıçları görmemesi ve onların kılıçir oldukla- lerdir. e Kâzım Pasa ile diğer zevat! Pendik İskelesine doğru giderlerken yâri yolda Yaloradan birar evel mö- törle Pendiğe gelen Başvekil ile karği- Yaşmışlardır. e Bunun üzerine doğru- ca Pendik tren İstasyonuna gelinmiş, © Blm posta trenine intizar edilmiş. İkiyi 47 geçe posta treni gelmiş ve burada trenden inen vekillerin İsmet Allahın emri olarak telkin — etmişti. “Buna rağmen kendisi bu yoldan ayrı- yordu. Çünkü kendisi oOEşiya pey. igamberin gelecek (ohalâskâr hakkin- daki sözlerine muttâli olmuş, halâs- kârın asiler ve mücrimler arasında sayılacağına dair onun söylediği söz- Vere mütavaattan başka çare (bular maâmiş, ve İlâhi saltanatı harp ile te- sise karat vermişti. Esasen İsrail o- ğulları Mısırdan çıkarken silâhlı ola- rak çıkmışlardı. Mesih, İkinci bir Musa olduğundan gayeye silâhsız ve harpsiz götüremez di. Eşiya peygümberin. dediği (o gibi Paşa Hazretleri ayrı ayrı ellerini sık mışlar ve görüşmüşlerdir. Tren Pen- dikte on dakika kadar durmus, Paşa Meyil. Ma zarfınd darül- nun ni İle görüşmüştür. Paşa, hâvanın çok sicak olduğundan bâhset miş, bir aralık Kâzım Paşa Hazretle. ri de: “Tevfik Rüştü Bey güzel hikâ- yeler anlatır, canımız sıkılmaz. de miştir. Hareket kâmpanası çal ihea Bağvekilimizle vekiller vagön- arma girmisler ve biraz sonra da treni hareket toplanan halkın alkış Tarı arasında ayrılmışlardır. Başvekilimiz bugün © toplanacak lan heyeti vekileye riyaset etmek üze re Ankaraya gitmiştir. Diğer vekiller de avni maksat icin gitmişlerdir. Baş vekilimiz ve Adliye vekili Yusuf Ke- mâl bs iki gün sonra şehrimize dönel ceklerdir, Metlis Relsimiz teşria giden zevat Pendikten İstanbula dönmüşler dir. Dahiliye vekilimiz Dahiliye vekili Şükrü Kaya bev İle darma umum kumandanı Kâzım dün sabah Yalovadan şehrimize gelmişler ve öğleden sonra limanımız- dan hareket eden Gülcemal vapuru ile) teftiş için Çanakkaleye gitmişlerdir. Seyahat yirmi gün sürecektir. Kızılcık Dalları YAZAN REŞAT NURİ — Vah yavrum vah evlâdım.. Ben biliyorum onun ne yılan oldu- ğunu amma sana söz anlatmak ka bil değil... Kaltak sana büyü mü yaptı nedir? Ne çare aklını başma alıncıya kadar çekeceksin. Büyük hanım sırasını savmış, ıstırap çekmek © nöbeti şimdi mu- zaffer rakibe gelmişti. Gülsüm da- ak ve hakarete evvelden ( şerbet- e en bu aye ğı ona çok dokunuyor, hel cuğun bu dakikalarda büyük Misa sile sevişip anlaşması tuz biber Vaktile büyük annenin yaptığı gibi şimdi de o Bülendin gönlünü yumuşatmağa çalışıyor: — Ayıp değil mi sana cicim... asiler ve mücrimler arasında sayıla- cak kimse, o birçoklarınm günahını ta şıyacak, ve bu yolda. hayatımı feda e- decekti, İstirap ve ölüm korkuları Eldeki ineillerde oİsanın sözleri tarih sraslle tertip olufimamıştır. Bu nokta en eski (zamanlardan beri mü- nakaşa olunmuştur. Bu sözler tarih 'mrasile tertip edilmiş olsaydı, İsanm hareketlerindeki inkiğafları kolaylık» la takip etmek mümkün olurdu. Bu- nunla beraber İsanın (hedeflerini ve kararlarını tarih sırasile tertip etmek mümkündür. İsa, zühtü takvayı telkin ile işe başladı. Herkesin bu kaideye riâyet etmesi İçin öteye beriye adamlar ve elçiler gönderdi. İsa, daha sonra herkese malından mülkünden sıyrıl. mayı tavsiye etti Bu suretle İsa a. demi mukavemet fikrinden sonra gay Yi müsellâh isyan (fikrine geçmişti. Onun davetine Tardı. Bu hicret, hamursuz bayra- i © da müritlerini ienbat edenler, es. ret yurdundan hierete hazır olacak.| Dünyanın ne kadar süratle değiş-lile meşgul olacak ve meclisin karar mekte olduğunu ve ileri fikirlerin nelları (o (ilmi esaslara) istinat edecek hamlelerle (o dünya-llir. yi kapladığını gösteren hadiselerden biti, Habeşistanda — meşrutiyet ilânı dır. Mabeşistanda o cümhuriyet ilâ- nı, tam bir sütpriz idi. Hiçbir kimse nin böyle bir şey obeklediği (yoktu. Halbuki bugün Habeşistan cüümhüriye ti bir emri vakidir. - Habeş imperatoru Haile Selassi Habeşistana meşruti- İyet vermek istediğini ve meşrutiyet ahkâmının tatbikine taraftar olduğu- nu. söylediklen sonra hazırlattığı ka- nunu esasiyi imzalamış ve bu münase betle bütün tebaasının hadiseyi tes'it etmesini istemiştir. İmperator Selassi, kanunu esasi- ilân öderken memleketinin bütün büyüklerini davet ettik- yi prenslerini, ten başka ecnebi sefirleri, konsolos! ları ve matbuat mümessillerini de da vet elmiş, sonra bunları da meşruti- yeti ilin eden vesikaya © imzalarını koymalarını ve bu süretle vak'aya şa- hit olduklarını tesbit etmelerini arzu etmiştir. Habeş imperatorunun hedefi, şim- diye okadar yülnız başına ifa etli. Ğİ bir vazifeye (— milletini de teşrik et mektir. Onun için Habeşistan iki teşri meclisi olacak, meclisin azası vilâyetletden İnlihap olunarak tasdi ke iktiran edecek, mes'ul. nazırlar bü (iki meclisin kararlarını o İcrâ m a m e aaa Çünkü hamursuz bayramı, İlk hicre tin yıl dönümü idi. İsa daha sonra taraftarlarına silâhlanmayı emretti. İsa bu'emri, taraftarlarının Kudüse doğru yürüyecekleri . günün arifesin de vermişti, Kudüse yürümek, hicret yolun- da kat'olunacak bir merhale değildi. Çünkü İsa ile taraftarlarının bulun dukları Celilden çöle doğru giden en yakın yol cenuba doğru değil, belki şarka doğru olar Trakonitis ile Havr- ran yoludur. Eskiden beri Romalılara karşı kıyam ederek onlarla çete mu- harebeleri yapanlar bu yolu tutuyor» lardı. (Bitmedi) Okuyucularımızdan Mehmet Nuri Beye: Biz bu eterin sonuna Hiz İseyı nasıl telâkki ettiğimizir izah edeceğiz Onun için biz evvelâ gurp İlminin, garp tarihi tetkiklerinin en son sözünü kayde. diyoruz.Ondan sonra biz de mütalesmizi yazacağız. “Bir müslüman, İmzalı kari- imize: Evvelâ (o yukarki o müldhazamı nazari dikkate almanızı rica ederim. İlâve ede ceğim bir söz vardır. O da muharririn bırlstiyân kilisecileri ve Misyonerleri ile meşgul olduğunu, kilise ve misyonerlikte vücude getirdiği siman neden iharet olduğunu izah ettiğidir. Bunlara cevap vermek «ize değil, fakat müellifin muha- | arzusu, hükümdarlığın şimdiki hane danda teselsül etmesidir. Habeşistanın o bugünkü imperato. ru Sellasi on beş (sene evvel Habe Isistan prenslerinden idi ve ismi Ras Tafari idi. İmparatorluk makamında Lij Yosso namında ( bir genç bulunu- yordu. Bu genç babasının asıl dini o lan müslümanlığa rücü Ras Tafari onun aleyhinde bir kıyam hazırlamış, neticede tahta imparator! ça Zodita getirilmişti. Imperatoriça o Zoditanın Otahta geçmesile (Ras Tafari de naibi salta- nat oldu. Ras, hasımlarını ve rakip-! lerini bertaraf etmeğe çalışmış, niha- yet 1924 te vaziyeti tahkime muvaf. fak olduğundan seyahate çıkmış, bü- İyiik oObir maiyetle Avrupayı ve garp) medeniyetini tetkike (çalışmıştı. Bu seyahat Ras Tafariye büyük bir fikir; vermiş, o da Habeş memleketini asri terakki yoluna sevketmeyi kararlaştır mışti, Ras Tafari memleketine avdet et tikten sonra ohabeğliler (tarafından hazmolunabilecek (oObir mahiyette © lan teceddüt o programı ile meşgul ol du ve o onun tatbikatına girişti. Ras Tafarinin karşılaştığı oen mühim mu kavemet geçen sene vukubuldu. İm- paratoriçe (Zoditanın üçüncü kocası Ras Gugsa kiyâm ederek Adisababaya İkarşı hareket ve Rastafariyi söküp at| İmayı istihdaf etmişti. Fakat Gugsa mağlüp edilmiş ve kendisi de maktul düşmüştü. Zevcinin bu akibete uğra- mâsından son derece müteessir olan imparatoriça Zodita bu sıralarda ve fatı üzerine Rastafariyi münferit ve müstakil birimperator yaptı. Geçen senenin (o teşrinisanisinde (yeni impe rator bütün Avrapa (devletlerile Türkiye Cümhuriyetinin o mümessili nin iştirak ettiği merasimde tetviç o©- lunmuş, ve bu merasim ile Habeşistan meçhul veapayrı yaşıyan bir mem leket halinden çıkarak (asri hayata girmek istiyen memleketler arsma gir mişti, Rastafari o günden itibaren İm- perator Haile Sellasi namile anılmak tadır. Imperator Sellasi habeş tahtına o- turduğu (günden itibaren yeni bir Ha beşistan vücude getirmek kararile ha- reket (ediyor. ' Yeni bir Habeşistan vücude getir- mek için evvelâ memleketin maliye- sini ıslah (etmek Jâzımdı. Bunun çin imparator oAmerikadan mütehas- $ıs bir heyet getirtti. Aslen bir ingi- S0 N-———— HABERLER ilk ihraç Dün izmirde üzüm bayramı yapıldı İzmir, 16 (A.A.) — Eğe İktisadi mın takamız üzümlerinin bu seneye âit ilk İmperatorun tebansından yezâne|partisi bugün 12 raddelerinde Italyan vapuruna yükletilmiştir. Saat 12 de üzüm kutularını hamil mavnalar birer Romorkör tarafından liman dahilinde dolaştırılıp o vapura sevkedilirken limanda bulunan bütün vapurlar düdük öttürmek suretile ü- züm ihriet tes'idine iştirak eylemişler dir. Vapura muhteliffirmalar tara ettiğinden|fından bin dört yüz kutu tahmil) olun. muştur. Ticaret ve sanayi bankasının verdiği teminat mel ları Ankara 16 (Telefon) — Ticaret ve Sanayi bankası tarafından verilen te- minat mektuplarile münakasalara iş- tirak eden müteahhitlerin mektupları. nı başka bankalardan tecdit ettirmele ri vaya para yatırmaları ve bâdema mezkür banka teminat mektuplarının kabul edilmemesi tamim edilmiştir. 31 râkoltesi İzmir, 16 (A.A.) — Şehrimiz ticaret odası muhtelif membalardan yaptığı esaslı telkikat neticesinde Eğe iktisa- di mmtakasının bu seneki kuru üzüm rekoltesini 31 — 33 bin ton raddelerin- de tahmin eylemiştir. Riyaseticümhur orkestrası Ankara, 16 (Telefon) — Riyaseti. cümhur orkestrasının Maarif vekâle. tine merbut filarmoni müessesesi ha- line getirilmesi bu sene bütçe dolayı- sile geri kalmıştır. Zımpara madeni Muğla, 16 (A.A.) — Ihracat azaltıl masi üzerine Milâstaki zımpara maden leri tekrar işletilecektir. Bugday mübayaası başladı Konya, 16 (A.A.) — Ziraat bankası çiftçiden buğday almağa başlamıştır. e ————— Şark vilâyetlerine hava postası Isanbul - Ankara ve Ankara ile uzak şark vilâyetleri aramöda hava postaları tesis için tayyareci Vecihi Bey tarafından posta ve telgraf umum müdürlüğüne bir müracaat yapılmıştır. Posta umum müdürlüğü mek- tupların sür'atle yerlerine gitmesi için teklife esas itibarile hüsnü kabul miş ve vecihi B. den bir'proje istemiştir. yetleri birer müstakil derebeyi olan Rasların idaresinden çıkarak merke- zi hükümete daha sıkı bir surette bağ lanacaktır. Bundan başka memleketin terakkisini istiyen münevverler, mec lislerde o toplanarak asrileşmek tere yanına kuvvet verebileceklerdir. Elhasıl birkaç sene evvel vukuuna zerre kadar ihtimal verilemiyecek ka- dar müsteb'it olan bir hâdise, yani Ha liz bankası olan habeş bankası, hÜYİ:| beşistan meşruti idare teessüs etmiş ve yetini değiştirerek Habeşistan Devlet| #abeşistan devleti asri bir sima ile or /bankası oldu. taya atılmış bulunuyor. ân olunan meşrutiyet Habeşis- Dünya hakikaten akıllara hayret kuvvetlendirecek o mahiyettedir.) verecek bir süratle ilerliyor. tanı İSen niye öyle fitnecilik tabı Olanlara düğer Bunlarsa aciz kalmış» lardı. ÖR mun tes'it edildiği gün başlıyacaktı, ediyor.)da son bir tedbir de sayı sun... Ben senin dadınım... sana ne kat netice itibarile büsbütün zıt yapıyorum... bak bana haksız yere bir tesir yaptı. Ve Bülentle büsbü- lâkırdı işittiriyorsun, diyordu. — |tün arasını açmaktan başka bir şe- Fakat çocuk ( bir türlü rikka-|ye yaramadı. te gelmiyor: Bir gün Gülsümün başt ağrı- — Sen pissin.. Ben seni sevmi-|yordu. Bu ihtimal ehemmiyetsiz! yorum.. Sen çingenesin, (diyordu.|bir istıraptı. o Fakat kız hastalığa Gülsümle Bülendin aralarının alışık bulunmadığı O için dayana: açılması işte böyle başladı. mıyor, o içinde büyük bir kasvetle , | ,Çocuk artık akıllanmağa, i-|kaşını gözünü çatıyordu. Bir kö- yiyi kötüden ayırmağa başlamıştı.!şede oyuncaklarile oynamaktan bı- Gülsümün hırsız, arsız, edepsiz, kan Bülent bir aralık ona yak- çingene, pis hatta aşifte olduğu-ilaştı ve yü bir tükrük attı. nu büyüklerden işite işite o da öğ“! Gülsüm: reniyor, kız arasıra dayak yed — Yapma cicim hastayım, de- zaman herkesten ziyade o sevini-|di. yordu. Çocuk onun kızdığını görünce! Gülsüm de büyük hanım gibilinadına devam (etti. o Ağzında birçok geceler yatağında, ( yüreği tükrüğünü biriktiriyor biriktiriyor, somun gibi şişmiş, oObu derin velsonra Gülsüme yanaşarak “tuu..,, ağır meseleyi düşündü, o soğuma-İdiye tükürüyordu. f ğa başlamıs bir sevgiye karşı bev- Kız nihayet isyan etti: hude tedbirler aradı ve ağladı. Ni- — Haydi bakayım kendi ken- hayet aşkın Oo umulmaz mucizele-İdine oyna.. Simdi seni döğerim, di rinden o olarak onun sefil kalbin-İye onu kovdu. de de bir gurur uyandı: Artık ço-i Bülent hemen o sofaya fırlar cuğa zaafını belli etmemeğe, onajdı ve köşedeki minderde bir karşı bir kaytısızlık rolü oynama-|bakkal hesabına (dalmış olan bü ğa çalışıyordu. O Bu ayni zaman-'yük haminnesine koştu: Çünkü bu sayede Haminne gel.. bu pi ne “seni döğerim diyor. Onun ne haddineymiş bizi döğmek,, ( diye bağırmağa başladı. Kurdun çocuğu nihayet kurt olur. o Demek Bülent de artık a- saletini, > Gülsümle arasındaki bü yük insanlık mesafesini idrake baş lamıştı. Çocuk: -— Haminne gel, diyorum, bu hmzırı öldür, diye ter ter tepini- yordu. Aksi gibi büyük hanımın elin- deki hesap da bırakılacak gibi de- gildi. Bülent bir aralık onun bilek lerine yapışmış hızla çekiyordu. Fa kat o birdenbire “aman kolum.. a- iman kolum,, diye © acı bir feryat kopardı ve (yere çömelerek sol e- lini tahtaya dayadr. Çocuğun bileği çıkmıştı. Nadide hanımın aklı bir (o kaç b başından gitti, gitti yine gel N . Samatyadan (Şahbaz diye bir ermeni çıkıkçı bulup getirinci- ye kadar çocuğa yerdeki vaziyeti- ni değiştirtemediler. ömer Riza | isüm görünce bütün yapmacık gururunu O ağlıya ça lardı. Bu vak'adan sonra Gülsümle Bülendi biribirinden ayırdılar. Hoy rat mahlüka çocuk emniyet et- mek artık caiz olamazdı. Felâke tin asıl mes'ulü Gülsümdü. O ken di de bunu teslim ediyor: — Ah ne ettim de Bülendi a- zarladım... vara yüzüme tükürey» di... Ölecek değildim ya, diye ne damet yaşları döküyordu. Ayrılığın ilk haftaları Gülsü- me çok acı gelmişti. Tilki gibi u- zaktan çocuğu takip ediyor, yalnız İbir zamanını bulunca hemen yanı- na yaklaşıyordu. Fakat çocuk şimdi Gülsümden — eskici yahudiden korktuğu ka dar — korkuyor, onun kendisine geldiğini gördükçe: — Git.. defol.. sen benim bir yerimi kırarsın, diye çığlığı bası- yordu. unutmuştu. bağıra çocuğa saldırdık tokatla, tekmeyle koyuyor» (Bitmedi)