— 2 VAKIT 16 Ağustos 1931 basittir. Kardeşlerin biri mesihin he nüz gelmediğine fakat geleceğine ina nıyor. Diğeri ise Omesihin geldiğine ve dülger İsanım şahsında tecelli etti- ğine kanidir. Bu mesele, her şey- den fazla, akademik bir meseledir. Yalnız onun bütün İsrail oğullarmı ve bütün — dünyayı iki düşman karar gihma ayırmasına, kardeşi kardeşe düşman yapmasına ihtimal (o verile- İki kardeş arasında kardeş İlk yerine adavet ihtilâfının da- ha mühim ve daha şümullü olması, prensipler (arasında bir zıddiyet bu- lunması, ameli siyaset noktai na- zarından araya derin bir muhalefet hasıl olması lâzımdır. Yahudilerin hiçbir zaman, kendi aralarında dini bir muhalefet yapan ları idam ettikleri, yahut fikir iti- barile ayrılanları kılıç ve ateşle imha eyledikleri görülmüş bir şey değildi. O halde iki kardeşin İsa uğrunda biribirlerine düşman kesilmeleri için, Isaya iltihak edenlerin kardeşlerini ve ailelerini meş'um bir harekete sev ketmek O istemelri bu (hareketle onların mevcudiyetini tehlikeye at maları icap eder. İsaya inananlar onunla dağla rave çöllere çekilmek istiyor ve bu yüzden Tardı. kocalarını betlerine uğratmak Onun çinde ihtilâflar ve kavgalar çıkarmış ti. Bir nesil evvel vukubulan dahili harp sırasmda da ayni manzaralar gö rülmüştü, O halde, irat ettiği mev'izede sulhü müsalemeti, ademi mukaveme- ti tavsiye (eden İsa © ateş ve kılıç hakkındaki sözleri de söylemiş, yal miz bunları bir hamlede ve biran da söylemişti, Bu iki osözll söyliyen zat, ara dan geçen o fasıla esnasında ruhi bir tekâmül (geçirmişti. Biz bugünkü pasifislerin, ya- ni sulhü müsalemet taraftarlarının ha Babalar oğullarını, kadınlar bu hareketin vahim aki istemiyorlardı. ğrzlarindan düşmiyen © bazı cümleler vardır, Bünlar “Harbe nihayet ver- mek için harp,, “Son harp olacak harp, gibi sözler söyleyip duruyorlar. Bunlar (nasi harbe nihayet ver- mek için son bir harp lüzumuna ka- ni iseler ve nasıl bu kanaati beslemek le beraber kendilerini sulhçü olarak tanıyorlarsa İsa da ayni şekilde hare ket etmiş sayılabilir. İsa ile arkadaşları, halâs hareke tine teşebbüs eder etmez bir mücize vuku bulacağına ve bu mucize «sa- yesinde hemen muvaffak olacakları» na kani bulunuyorlardı. Onlar teşebbüse giriğmişler, İa- kat mucize onların imdadına yetiş- memişti.. Bu vaziyet karşısında yeni Mesihin taraftarları ancak (İki şey- den birini yapabilirlerdi. Bunlar ya mucizeyi beklemekte devam < ederler, yahut, Yahdanm, ve ondan da- ha evvel zuhür eden Judasın ve VAKITın Tefrikası * 62 Dalları YAZAN REŞAT NURİ Çocuk o zamanlar Gülsüm için deli divane oluyordu. Gözünde Gül süm bir yana, dünya bir yana idi. En kıymetli oyuncaklar onu bu pis ahretliğin bir sözü kadar alâkadar etmiyordu. Balıkyağını Gülsümün hatırı i- çin içiyor, tırnaklarını onun hatırı için kestiriyor, yüzünü ve ayakları" nı onun hatırı için yıkattırıyordu. En şenlikli seyir yerlerinde bin türlü huysuzluk çıkardığı o halde Gülsümün iki koltuğun üstüne bir yatak çarşafı atarak kurduğu çadı- rm içinde, onunla baş başa, saat- lerce sessiz sedasız oynuyordu. o vakit dördüne, yani tam bülbül gibi dillendiği bir yaşa girmiş, yüzünün çizgileri artık se- çilir bir hale gelmiş, saçlarr lüle lüle uzamış, yanağında, çenesin 'de. bevaz tombul ellerinin üstünde muhalefetle karşılanıyor-! için İsanın daveti, aileler İ- ritlerin yolunu tutarak, omukadd. bir harp İle semavi saltanatı kurar lar ve bu suretle yer yüzüne o sulhü müsalemeti teşmil ederlerdi, Isa, Romalıların daha evvel vu-' kubulan isyanlar he kadar şiddet le bastırdıklarını biliyordu. Sonra yi ne İsa, Musanm İsrall oğullarını, Mısırdan çıkardığı zaman bünlârın oradan müsellâh olarak çıktıklarına, vakıftı. Musa, İsrail oğullarını alıp götürdükten sonra Mısırliğir Üfrafın- dan takip olunmuş, fakat bu sırada ilâhi mucize vukubulmuş dâha son İsrail oğulları çölde tesadüf ettik” leri o kabilelerle döğüşmüğlerdi. (isa) nin plânı da, Musanın bu plânindan farksızdı. Fakat (Mm Romalıların gözünden kaçarak ret edebilmekti. Bunu temin etme kabil olsaydı, işin gerisi dı. Fakat Romalı igözünden, muhalif yahudilerin taras- sudundan kaçmak imkânsızdı. Son ira ona tâbi olanların elinde silâh da yoktu. Bunları (silâhsız oldukları halde hicrete davet etmek, bir sürü koyunu kesilmeğe götürmek gibi idi Çünkü bu silâhsızları takip edecek her hangi kuvvet onları imha eylerdi, Bul vaziyeti düşen , yer (yüzüne sulh değil, fakat kılıç getirdiğini ta dir ediyordu. Isâdan evvel hareket eden Juda' İmuvaffakıyetsizliğe © uğramıştı. O halde yalnız takva ile hareket etmek Allahın müdahalesini temine kâfi de gildi. Yapılacak iş, müsallâh bir is yan mı idi? Fakat İsaya göre bu hü- reket te allahi hoğnut etmezdi. O hall de me yapılacaktı? Yahuva, İsrail kavminin ecnebi (hükümdarlara b iyun iğmesini menetmişti. Bu böyle olduktan sonra yapılaca! iş, İsrail oğullarının (yerlerini ve yurtlarını birakarak arzı (mev'uttani hicret etmeleri idi. Acaba İsayı böyle düşünmeğe se kedenler, ona iltihak öden müfritler mi idiler, yoksa acaba kendisi, ilâhli bir mucizeyi beklemekten sarfınazar ederek Musa gibi, kavmini esaretten kurtararak hürriyete mi kavuşturmak istedi. Bunu pek tayin edemeyiz. İsa; Allahın - müdahalesinden e- min olduğu müddetçe (etrafında gü zidelerden müteşekkil (küçük bir ce maat bulunmasını istiyor ve kütleleri uyandırmaktan çekinerek mesihliği ni saklıyor, ancak dürubü emâal rat ile iktifa ediyor ve onun sözleri derin bir tesir yapmıyordu. İsa daha sonra, fikrini değiştir. di, Kendisi İsrail oğfullarmı temsil e- den on iki kişiye söylediği sözlerde bu değişikliği ifade etmektedir. İsa! bunlara: “Örtülü hiçbir şey yok ki meydana çıkış wn o ve gizli bir şey yok ki bi. linme a». Size Karanlıkta söyledikle- rimi siz s#dınlıkta söyleyiniz. Ve ki lağınıza söyleneni, damların üzerin- den ilân ediniz. (Metta 10 - 26) Diyor ve ilâve ediyor: “Çerağ kile ve yahut yatak al tma konmak için mi getirilir. Şamdan) çukurlar açılmıştı. Tam haminne- sinin dizlerine oturup pamuk kol larını boynuna dolıyacağı, o çıtı pi; tr sözlerile gamlı gönlünü şenlen direceği bir zamandı. Fakat gel hie- k niyordu. İhtiyar kadın bazan bu yatak çarşafmdan çadır altında onun başının kımıldadığını gördükçe da yanamıyor, içi kan ağlarken du- daklarında yalancı bir gülümseme ile aralıktan kendi başını da içeri isokuveriyordu. Fakat çadırda der hal bir yaygaradır kopuyor, Bülent /“git.. git.. İstemem seni,, diye ha- minnesinin başına makaralar, ma şalar fırlatıyordu. Nadide hanım bu tekmenin ne- reden geldiğini pek iyi bildiği hal de hiç ses çıkarmadan çekiliyor gör ki bu dilenci serseri sebebine! çocuk adeta Nadide hanımdan iğre| İsan kızı Bülendin vanına sokmıya| kalkardı. Neşriyat davası Üst tarafı 1 inci sayıfada Nurettin beyin müstehcen şeyler yazmadığını ve sonra tefrikalarını okuyunca da bu kanaatın yerinde olduğu neticesine vardığını, ro- manın hiç bir yerinin mestehcen olmadığını anlatmıştır. Dava edilenlerinin vekili Haşim Refet bey, bu sırada hukuki bir noktaya dokunmuştur : — Yeni matbuat kanunu, 8 Ağustostan itibaren mer'idir. Bu kanunun yirmi yedinci maddesi, mes'uliyet teveccühü bususunda, gazete ve mecmuanın umumi neşriyatını filen idare eden zatla | gazete sahibinden bahsediyor. ys li “er Fakat EAf Eski mes'ul müdürlerin mes'ul vezzi isimlerini yarmak tarafı pek zy mele neşrile bera- de sıkı tutulmamiş olacak ki şimdi) ber Orta! ân ka miştir. Dava müddelumumilik bu işe de alâka gös) iddianamesi, on Ağustos tarih- | termekte ve bundan.da müvezzilerin) lidir. Yani kanuni neşrini takiben yaşı meselesi maydama çıkmaktadır. / dir. Maamafih, evel de olsa, bu gf rr kabil hükümler, dava edilenler uya insan 19 yağını bitirdiği zaman gine tefsir olunur. Binaenaleyh, 'salâhiyet kazanabilir ve kendi başına itkkilleimiler tkünderi Yale rettin beyin bu mevkide durması o vakit bir iş yapabilir. Meğer ki 15 yaşını doldurmuş, ve hâkimden mah- . buna nazaran, mümkün değildir. Müddei umumi muavini Kâmil 18 karar almış olsun. Bundan aşağı çocuklar nihayet çr- bey, davanın eski kanuna göre ve yirmi birden yirmi altı Tem- rak falan gibi çalışabilirler. O tak dirde de 18 yaşından aşağı olanların muza kadar olan nüshalardaki yazılardan dolayı açıldığını ileri ene sulh hâkiminden alınmış bir mu vafakat kararı olmak, bu da yoksa bir" başkasının hizmetinde ücretle çalı mak lâzım gelecektir. sürerek, bu mütaleanın varit ol- Buğün Istanbulda kendi başıma ya madığı kaydile, red talebinde hut başkası hesabına satıcılıkla Eeçi') bulundu. Reis Hâmit, aza Osman men ve ailesini geçindiren birçok ço ve - Abdürrahman Şeref beyler, müzakereye çekildiler. (Yirmi dâkika süren müzakereden sonra heyet, salona döndü ve berne- tuklar vardır. (Zabıta bu hafta s0- İrunda onlardan da bu ilmühaberi kadar yeni kanuna göre neşri“ yattan umumi neşriyatı idare racaksa bir'an evel bu noktalarda va- eden mes'ulsada, kanunun mu- İziyeti tenvir ve kendilerine yardım et mesini rica ederiz Bizim noktai nâzarmıza göre bun. larm çoğu ücretle tutulmuş çocuklar- İdir ve borçlar kânununda ücretle ça. eler iiüdldkteli bek Mba ırılanlâr için bir yaş möğburiyeti) Ve a Di ka muharrirleri dinin son fıkrasında, gazetelere için yaş tâyin eden matbuat kanunu) yeni ahkâma uymak üzere vazi- İ İbu müvezzilere ait maddede yaş kayi yetlerini tanzim için bırakılan on di koymamıştır. He rhalde aksi ka-) beş günlük müddet zarfında eski naat tatbik Simi e gi: a” mes'ul müdürlerin & mes'uliyeti cut vaziyette değişiklikler (olaca! : > Ğ tevzi işleri sekteye uğramamak, zavali mr mapa e — yapi It bir takım o müvezziler ekmeklerin luğu taşından, bu mü pe den olmamak için vaziyetin bir an ef Ve talebin reddolunduğu bildiril- vel kendilerine bildirilmesi pek muva-) di. tık olur. Dava mevzuunu teşkil eden Matbuat kanununa göre yehi beyan-) yazıların çıktığı gazetelerin yirmi ve yirmi bir Temmuz nüshala- rındaki tefrikalar okundu. Riya set bunlara ne denileceğini sor- du. Müstehcen olmadığı cevabı verildi. Riyaset, istihzah etti; — Diğerleri de okunsun mu? Matbuat kanunu Ve Müvezziler Matmuat kanunu yenilendiği! için gâzete ve medmua satanlar da za- bıtadan izin almak hususunda yazılı hükmü hemen tatbik etmiye davet 0 unacaklardır, Kanun bir maddesinde bu yol da bayilik, müvezzilik yapacakların! Adlarını zabıtaya bildirmelerini, kar- lığında bir kâğıt almalarını emredi yor. Vakıa bu #üküm eski kanunun © yazılıdır. Orada da gazete mahis (ile şeyler o söyleyip name vermelerini kanundan sonra bu da ayrı tezkere ile gazete sahiplerine bildirmek kolaylığını gösteren valili. ğin tevzi teşkilâtı için de bu alâka vı lütfu göstereceğinde Şüphe etmeyiz. üzerine konulmak için değil mi? Zi- ra aşikâr olmıyacak &izli bir şey yoktur. Ve meydana çıkmıyacak hafi bir şey yoktur.,, (Markus 4» 21) (Bitmedi) dedi: — Mahkeme nasıl tensip eder- se, Biz, sonuna kadar dinliye- politikalarından olmak üzere Bü- yırmağı zül sayardı. o Ancak! lende ve bu maceraya karşı bir lâ-İbütün bu kahramanlıklar, bu gu kaydi rolü oynamağa başladı. rurlar başkalarına karşı bir göste-| Kendini kızlarına ve damatla-Jrişten ibaretti. | Yoksa Gülsümle 'rına artık çocuğu ( sevmiyormuş | Bülendin öpüştüklerini, (çocuğun gibi gösteriyor, o yalrız bu serseri-)çenesini kızın göğsüne dayıyarak nin elinde yavrucağın (büsbütün) şaşı gözlerini (o muhabbetle seyret ahlâkı bozulacağına acıyordu: tiğini gördüğü zaman yüreği de- — Zaten hastalıklı, & huysuzlrin bir ümitsizlikle dolar ve, ağla- bir çocuk... Bu ahlâksızın elindelmamak için dilini dudaklarını ısı- büsbütün berbat olacak.. rır, (ötesini berisini çimdiklerdi.! — Bu yaşta onun bu kızdan öğ) Maamafih Bülendin Gülsüme o- rendiği ayıp lâkırdıları sen ben bil-İlan iptilâsı korkulduğu kadar w- meyiz vallahi... zun sürmedi... — Hele bir kaç sene daha geç Yaşı ilerledikçe (o çocukta ba- sin... görürüz ne çiçek olacak... Ar-İzı fena huylar peyda olmağa haş- tık mekteplerde filân da adam olllamıştı. & Meselâ değnekle kahve mâz.. Şimdi haddehane de yok ki|fincanlarını Okırmağa, © mürek- 'oraya verelim... keple minder örtülerini boyama- Kızlar birkaç defa: ğa yahut Şakir Beyin kıymetli ka- — Anne bu kadar istemiyor-|naryasını Okafesten © çıkarmağa Gülsüme kalsa varsın Ankara spor M. heyeti Ankara, 15 (Telefon) — Ankara mıntakası spor merkez heyeti Naşit Hakkı Beyin riyasetinde toplandı. Rasim B. müfettişliğe, Ihsan Ali B. İheyeti umumiye kâtipliğine, Asım B. muhasip ve veznedarlığı (o seçildiler. Bundan sonra merkez heyetinin her pazartesi günü toplanmaları karar. laştırıldı. Balkan olimpiyadına iştirakimiz Ankara, 15 (Telefon) — Balkan O- limpiyadma iştirak için çalışmak Üze re atletizm federasyonu tarafından İs tanbula davet edilen M. G. den Fazıl, G. B. den Adil, Hakkı Beyler, bu haf ta içinde hareket edeceklerdir. Alişardaki hafriyat Ankara, 15 (Telefon) — Alişar kö- yündeki Hitit hafriyatı bazı semereler vermiye başlamıştır. Bu seneki hafri- yatta 24 tablet bulunmuştur. Ankarada esnaf cemiyetleri Anktra, 15 (Telefon) — Ankara Halk fırkası idare heyeti esnafın bir- leşmesi ve haklarını korumak maksa- dile ecnaf arasında delâlete başlamış- Gr. Bunun için birçok küçük esnaf ayrı ayrı birer cemiyet teşkil etmekte dirler, Bu akşam marangozlar ocemiyeti İmümessilleri de belediyede içtima ede rek nizamnameleri üzerinde görüşmüş lerdir. ——— m ersananannnatanmazzzzz sase azo biliriz. Bu yazılar, müstecen de- ğildir bizce... Bu aralık müddeiumumi mua- vini Kâmil Bey, şöyle dedi: — Biz, baştan başa müsteh- cen görüyoruz. icap ederse, ayrı ayrı müstecen kısımları gösteri- riz. Maamafib, bizce heyeti umu» miyesi de müstehcendir. Fakat, daha evvel bir nokta var: Bu tefrikanın mabâdinden dolayı da dava açılmıştır, ki şimdi yedinci istintâk dairesinde tahkikat saf hasındadır. Bu, sorulsun. iki dava da, ayni tefrikadan dolayıdır. irtibatı vardır. Dava edilenlerin vekili, bu davaya devam istedi, mahkeme, ekseriyetle istilâm kararı verdi. Müteakiben, Haşim Refet Bey, müekkillerinin o içtimat mevki sahibi, münevver, iş, güç, ika” metgâh sahibi zeVat olduğunu anlatarak tahliye istedi. Müddei- umumilik, ret talebinde bulundu. Mahkeme bundan evel vaki tah- liye talebinin reddedildiği, oza- mandanberi vaziyette bir deği i şiklik olmadığı kaydile, tahliye Vekil Haşim Refet B., şöyle | talebini reddetti. Muhakeme, istintak dairesin. den ikinci dava hakkında istilâm için, yarın saat an dörde kaldı. haminnesi, © annesi araya giriyor: “Çocuğun kuş kadar yüreğini yine ne üzüyorsun nemrut?..., diye kı- zın üstüne yürüyorlar, hatta ba- zan döğüyorlardı. unun için me zaman Gül süm Bülendin bir yaramazlığına mâni olsa o “Haminne.. bak pis kız yine beni üzüyor..., diye ba ğırmayı âdet etti. Sonra büyük ha nımın bir kanaati daha vardı: Evlâtlıklar, Jalalar hain insanlar- dr. Analarmın, babalarının kar şısında © çocukların her kahrına tahammül ediyor gibi görünürler fakat onları tenhada ele geçirdikle ri zaman hiçbir zulüm ve fenalığı yapmaktan geri (odurmazlardı. Za vallı masumların dili yok ki şikâ- yet etsin! İhtiyar kadm ne zaman torun- lum bari derler. Fakat o büsbü-)yapsın. oFincanı değil va kendi du. Şimdilik bu kıza karşı elinde hiçbir silâhı yoktu. Bülent lâkır dı anlıyacak bir yaşta değildi ki o- ğilse sitem etsin. Hasılı o kadıncağız aldatılmıs âşık vaziyetinde idi. Çok kibirli ol, duğu için derdini kimseye de aça mıyor, kendi kendini yiyordu. Nihayet yine aldatılmış o âşık! tün kızar: kafasını kırsa o vrazidir. Elve- — “Siz de amma sacma şeyleririr ki onun hatırı hoş olsun. Fakat söylüyorsunuz,, derdi. Madem kilne çare ki bu zararların hesabı sını koklamaktan zevk alrvor. Alldır. lah mübarek etsin! Nadide H. bir Kız “Yapma cicim.. etme ku- ahretlik parçasını kıskanmağa te-İzum.... diye ovalvardıkca çocuk! İnezzül edecek kadın mı? Vallahilbüsbütün aksileşirdi. | Yumurcak vaktile (o veliyyinimeti kocası, üstü/bir şeye dikkat etmisti: Ne vakit ne bir ortak yahut odalık alsa zor!Gülsümle arasında ihtilâf çıksa larından birinin evlâtlık veya lala ile yalnızken bağırdığını, o ağladı ğını işitie (hemen baskın yapar, çocuğu uzun uzun istintak ederdi. Bülent yalnız (Gülsümden bir na hakikati anlatsın yahut hiç de-İyumurcak © o serserinin bitli kafa-|neticede kendisinden sorulmakta-İda hiçbir kırgınlık dargınlık olma- dığı vakit de onu şikâyete başla- mıştı. Haminnesini her gördükçe yanma koşuyor: “Haminne bu pis kız beni döğüyor,, diye Gülsümü fitliyordu. (Bülmedi)