—4— VAKIT 4 Ağustos 1931 lili e e ——-IŞARETLERİ Rekor! Tayyareci oKstun rekorunu genç Amerikalı İstanbulun ufkunda bir ce yiz kırar gibi kırdı. Uzun mesafe re koruna yeni bir çığır açıldı. Kağnının en süratli nakil vasıtası oldüğu günle Atlantik ve (Avrupanın 49 saat 5 dakikada geçildiği günü ölç- mek için elde mizan kalmıyor. Kim bilir bir gün zaman, ve meswfeye bir! hulya denecek, bir evham diye gülen- ler olacak, ... Teknik Atlantik ve Avrupayı aşarak Nev. yorka gidileceğini İstanbulda çıkaran yeni dünyadan eski dünyaya tek- nik Di bir mu cizesi, bir alâmeti gibi (osüzüle çelen adam büyük bir bir ncundan öbür ucuna giden adamdan daha süratle dünyanın bir ucundan bir başka köşesine geçti. Atlantik onun âltenda bir yol kenarında biriken İnce cik bir su çizgisi gibi kaldı, Kıt'alar. dan, kıt'alara bir evin odalarında do Jaşır gibi kolaylıkla aştı. Zaman ve mesafe avuçta sıkışan ipek mendil (gibi küçüldükçe, küçü- Tüyor. Hiçbir mesafe, hiçbir hiçbirinin avuçları içinde bu ka- dar daralmadı.. Tekniğe ve müspete inanan insan kudreti budur. Büyük işin heyecanı Gerçi bir türk tayyaresi Nevyorkta türk rekoru kurmadı. Hava yolların da rekorumuz Atlantiğe nazaran Marmaradır. Fakat kimbilir ki biz 49 saalin heyecanını, heyecan ve yarat- ma rekorunu kırmadık. Tarihin zen- bereğini boşaltan, tarihin Atlantiğini geçen, cemiyeti bir medeniyetten, bir medeniyete sürükliyen insanlar zenç Amerikalıdan daha mt az cesurdurlar? Daha mı az imanlıdırlar?.. Siperinde, karargâhta büyük! meydan muharebelerinin kat'i neticele rini bekliyen kumandan, meselâ bir Afyon zaferini, bir Dumlupmar hen. gümesini karargâhmda gözliyen baş- kumandan aşan heyecanını, ondaki â- sap kuvvetini ondaki yaratıcı imanr dü günün. Sonra onun bir cemiyeti, bir ada- mı değil, kurunu vustadan, alıp beş altı asır ileriye sürükleyişini hatırlar ym.. Yaluvada rekor kıran tayyareci- Jerle konuşan adam büyük İşlerin, bük yük hamlelerin heyecanı içinde yaşr yân insandır. a SADRİ ETEM —— aa — Türkçe filimler San'atkârlar bugün Marsilya Parise hareket ediyorlar Pariste Kaçakçılar ve Istavbul dilençisi filminde rolü olan san'- atkârlar, bugün Brazil vaporile ve Marsilya yolile Parise hare- ket edeceklerdir. Giden san'atkârlar, Vasfi Rıza Behzat Hakı, İsmail Galip, Ha- sım, Talât, Rahmi beylerle, Ne- yire Neyir, Feriha Tevfik, Seni- ba Cenap hanımlardır. Ayrıca Musikişinas Ferit Bey de Parise gitmektedir. ” San'atkârlar Pariste daha evel oraya gitmiş olan Ertoğrul Muh- sin Beyin idaresi altında iki filmin sesli kısımlarını çevirecekler, ve bir ay sonra buraya dönecekler- dir. ; Londrada arapça sözlü bir fi- lim çeviren Mısırı artist Emire Aziz Hanım ve Yunan artisti M. Gawrilidis de san'atkârlara Pariste iltibak edeceklerdir. Vasfi Rıza ve Hazım Beyler Pariste bu iki filmden başka Ertuğrul Mubsin Beyin idaresi altında Türkçe sözlü iki küçük komedi filmi oynyacaklardır. iki kadın e Kocalarını dövdüler Birisi bununla da iktifa etmedi yaraladı Son günlerde polis raporları arasında, oerkek döven ka dınlara sık sık tesadüf edilmiye başlanmıştır. Dünkü zabıta vak'aları içinde gene iki kadını ayni vaziyette görüyoruz: 1— Galatada Hacı Ömer çık- mazında 8 numaralı evde oturan Şadiye Hanm evde çamaşır yıkarken bahçede bir gürültü işitmiş, pencereden bakınca kom- $usu Dimitrinin bahçesindeki Ar- duvaz taşını aşırdığını görmüş- tür. Komşusunun bu açıkgözlülüğüne fena balde kızan Şadiye Hanım eline geçirdiği bir odunla bah- çeye fırlamış ve Dimitriyi güzel- ce dövdükten sonra, kafasını da yarmıştır. 2 — Erzincanlı Ferhat oğlu Hızır isminde genç bir hamal dön Fenerde gezerken beş ay- danberi dargın bulunduğu karısı Leman hanımla karşılaşmış ve geri dönmek istemişlir. Fakat Leman H. hemen kocasının üze- rine hücum ederek: — Eve gelmeyip sokaklarda ne yapıyorsun? Diye kocasını tekme, yumrukla döğmeğe baş- lamış sonra hırsını alamadığın- dan çantasından bir çakı çıkara- rak kocasını bununla da yarala- mıştır. Leman H. kaçmıştır. Boks oynıyalım diye döğmüşler! Unkapanında Hüseyin B. ba- karakola müracaatla Hasan is- minde bir şahıs tarafından Reji fabrikası önünke “boks oynıya- lım,, diye yumrukla döğüldüğünü iddia etmiştir. Bahçeli hamamda bir hadise Beşkozlu ihsan isminde bir balıkçı evvelki gece istiklâl cad- desinde Bahçeli hamama giderek soyunmuş ve tam yıkanmağa gireceği sırada hamam sahibi Haçik Ef, ile aralarında bir kav- ga çıkmıştır. Bunun üzerine ihsan çamaşırlarmın durduğu yerden bıçağını alarak hamamcının üze- rine yürümüştür. Haçiğin feryadı üzerine polis- ler yetişerek balıkçıyı elinde br- çakla tutmuşlardır. Bir kadın kendisini 16 metre yükseklikten sokağa attı Evvelki gece saat 22 buçukta Bakırköyünde Hatboyunda 108 numaralı hanede orturan o Mira- lay Hüseyin Beyin akrabasından 16 yaşlarında Mahide hanım, kendisini evin 16 metre irtifam- daki dördüncü katından sokağa atarak intihar teşebbüsünde bu- lunmuştur. Mahide hanım, ağır yaralı olarak hastaneye kaldı- rılmıştır. Bir benker uşağının başına neler geldi? Bir müddettenberi şehrimizde bulunan Amerika bankerlerinden M. Moris olduğunu söyliyen bir şahıs evvelki akşam Beyoğlunda bir birahanede tesadüf — ettiği kadınlardan birini yanına alarak sabahın dördüne kadar sefahat yerlerinde dolaşmış sonra kadınla beraber Bayram sokağında bir eve gitmiştir. Fazla serboş olan M. Moris sabahleyin uyanınca cebindeki 300 ilalyan | lireli ile 90 frangının yerinde olmadığını görmüştür. M. Morisin şikâyeti üzerine ev- â, e Polis Haberleri “Haham başı Üst tarafı 1 inci sayıfada zamandanberi de yatağın- dan kalkamiyordu. Maamafih bir hafta evveline kadar muhakemesini. Kaybetme- mişti. Etrafındakilerle konuşuyor. kitap okuyordu. Ölüme mah- küm olduğunu anlamıştı. Bazan yanında bulunanlara: «Mezarın yanı başında bulunan bir ada- min sesini dinleyiniz, diyordu. Fakat geçen pazartesihdenberi kendini kaybetmiş, ihtizar hali başlamıştı. Bu, bir hafta sürmüş, müteveffa bu müddet zarfında biç konuşamamıştır, Nihayet dün sabaha karşı saat dört buçukta vefat etmiştir. Becerano Ef, memleketine merbut, âlim bir zat idi. Şark ve garp lisanlarından birçoğunu, ibranice, Acemce, Arapça, Fran- sızca, Almanca, Türkçe, Romen- ce, ispanyolcayı omükemmelen biliyordu. Müteveffa eski Zağrede doğ- muş, ilk tabsilimi orada yapımş- tır. Uzun müddet Bükreştede bulunmuş , vaizlik ve musevi cemaati mektebi müdürlüğünü yapmıştır. 1910 da Edirne hahambaşılı- ğına intihap edilmiş, 1920 de is- ifa eden Hayim Naum Ef.nin yerine istanbul hahambaşılığına intihap edilinceye kadar Edirne- de kalmıştır. Becerano Ef. nin zevcesi sağdır. Üçü erkek, dördü kız olmak Üzere yedi çocuğu vardır. b larından biri Pariste e elaar ğer ikisinden biri Frankfortta, iğeri Anadoluda devlet demir- yolları bizmetinde mühendisdir- ler. Kızlarından biri Bulgaristan- da diğer ikisi Romanyada evli- dir. En küçük kızı matmazel Raşel Becerano istanbuldadır. Beçerano Ef.'nin kederli aile- sine taziyetlerimizi bildiririz. Yeni hahambaşı kim olacak? Becerano Ef. nin yerine kimin intihap edileceği henüz malüm değildir. Musevi cemaati umumi meclisi yakında toplanarak bu işi görüşecektir. Malüm olduğu üzere umum! meclis, 60 azası bulunan Musevi cemaati cismani meclisile 20 aza hi rubani meclis; azalarından müteşekkildir. Meclisin, rubani meclis reisi Haham isak Ariyel efendiyi in- tihap etmesi mubtemel görül- mektedir. Becerano efendinin cenazesi bugün saat on üç buçukta bü- yük Hendekte Kenesset Israel sinagoğundan kaldırılarak Arna- vutköyü kabristanına defnedile- cektir. A ————— de aratma yapılmış ve kaybo- lan para mutbakta saklı bulan- muştur. Diğer taraftan bir Amerika bankerinin cebinde bukadar az para bulunması polisin dikkatini celp ettiğinden M. Mor'sin hü- viyeti tabkik edilince o bankerin uşağı olduğu anlaşılmıştır. Sağlem dilenciler Vücutça sağlam oldukları hal- de dileneiliği kendilerine san'at yapan Nari ve Vebbi isminde iki kişi dün polis memurları ta- rafından yakalanarak adliyeye verilmiştir. Hapisaneye esrar taşıyan bir adam yakalandı Hapisane matbaasna ilân bas- tırmak üzere giren Garpis ismin- de bir Ermeninin şüpbe üzerine üstü aranmış yirmi dirhem esrar bulunmuştur. Garpisin ilân bahanesile bapi- saneye girerek gizli gizli esrar taşıdığı anlaşıldığından (tevkif edilmişti | Adliye Haberleri | ölümle tehdit Evinde kaçak müskirat bulan Müskirat idaresi şefini tehdit- le meznun Onnik Et. mahkemede Istanbul birinci ceza mahke- mesinde dün Önnik Ef. isminde birisinin ölümle tehditten mev- kufen muhakemesine devam ©- lunmuştur. Davacı, eski merkez memur- larından ve şimdi Müskirat ida- resi şeflerinden olan Hristaki EF. dir, Hristaki Ef, ye karşı, maznunun öldürmek tebdidile ha- rekete geçtiği ve buna da evvelce evinin bir kaç defa aranılarak, kaçak müskirat bulunması sebep olduğu, davanın mevzuunu teş- kil ediyor. Onnik EF. , inkâr ediyor. Dün mahkemede bir kaç şahit dinle- nildi. Bunların ifadesi maznunun kısmen aleyhine çıkiyordu. Ge- len şahitlerin dinlenilmesi bittik- ten sonra, mazmun vekili, mü- ekkilinin kefaletle tahliyesini is- tedi, Müddeiumumi, davanın se şekline göre, maznunun Yaziyeti tahliye edilmesine müsait ok madığını söyledi. Mahkeme tahliye. meselesinin mütebaki şahitlerde dinlenildik- ten sonra düşünülmesine ve gel- miyen şabitlerin tekrar çağınıl- masına karar verdi. Muhakemeyi 17 ağustos sabahına bıraktı. Adliye kadrosunda deği- şiklik yok Adliye bütçesi gelmiş ve adliye mensuplarına : maaşları verilmiş- tir. Yeni kadroda, değişiklik yoktur. 13 Ağustos perşembe yükada Yat kuliüibtinde Hersene olduğu gibi bu senede Hilâliahmer Adalar şubesi yazlık balosunu Yat kulübünün emsal- siz salon vebahçesinde verecek- tir. Büyük Millet Meclisi muhte- rem reisi Kâzım paşa bazretle- rinin bimayeleri altında bulunan bu balo için 13 ağuslos perşem- be akşamı kararlaştırılmıştır. Şehrimizin en kibar zevat ve hanımlarından mürekkep bir ter- tip hey'eti geçen haftadan itiba- ren içtimalar yapmakta ve balo- nun her seneki gibi mükemmel olması için yapılan istihzarata nezaret etmektedir. Açıkta kalan maarif eminleri Maarif © eminliklerinin ilğası üzerine © açıkta okalan maarif eminleri maarif kadrosunda ye- niden vazife almaktadırlar. Istan- bul maarif emini Muzaffer bey Darülfununda edebiyat fakülte- sinde tarih şübesnde müderris oldugu için eskisi gibi bu vazi- fesine devsm edecektir. Edirne maarif emini Hilmi bey Ankara kız enstitusu müdürlü- güne Ankara maarif emini Avni bey Ankara kız lisesi müdürlü. güne Trabuzun maarif emini Rasim © bey Istanbul kız lisesi müdürlüğüne, Erzurum maarif emini Reşit bey Trabuzun lisesi muallimligine tayin edileceklerdir. Açıkta kalan diğer maarif eminlerinden bir kaçının da maa- rif vekâleti müfettişliklerine ta- yinleri tekarrur etmiştir. e e mm m m Seyahat notları; 5 İki garibe: Zembilli Sabri, Eşmeli Mehmet Cüce Eşmeli Mehmet Hiç şüphesiz İzmirde enteresan şâh- siyetler doludur, Fakat kıs abir ikamet içinde bunların hepsini tanımağa imkân bunların o hepsini tanımağı (Oimkân bulunmaz. Fukat kısa zamanda İzmir. de Istanbullu okuyucularımıza tanıta» cak iki kişi buldum, Bunlardan biri- si bütün şehir esnafınm elinden aya- Zından uğur umdukları ve bu itibar ile kendi resimlerile Son Postanın mi- zahmr besliyen Pazarola Hasan Beyi andıran Zembilli Sabri, Öteki de İs tanbulun uzun boylu müderrisi İsmail Hakkı beye mukabil İzmirde Serbest fırkaya giren Cüce Simon o çapındaki eşmeli Mehmettir. Zembilli Sabri çok orijinal, çok enteresan bir tiptir. Eilnde orta boyda bir zembil, başm- da umumiyetle abani sarığın o yerine kalm olan eski bir kasket bulunan bu deliyi hemen hemen bütün İzmir tanır, Dükkânlarına uğramasını, elini sattık lâ eşyaya sölvmesini bir uğur saydık. ları bu meçzubu bütün dükkân sahiple ri güler yüzle ve dolu avuçla karşılar. Sabri kendisine verilen - hiyarı “İğridirt,, diye reddedecek TEE bie dileneidir. gn Kilçük zembiline taze olmıyan ek- meği — pardon, francalayı — lop öl mıyan eti kabul etmiyen deli Sabrinin bozuk para ile de arası iyi değildir. Pek az kimseden on, yahut yirmi beş kuruşluk sadaka almağa (o tenezzül « der. Maalkerahe kabul edilen bu “mağşuşe,, Sabrinin cebine (indikten sonra bile lira para itihırmı (o kazan. mış değildir. Zembilli, elinde biriken bozukluğu birkaç dostuna verip yerine bir banknot almadan evine gitmiyor. Bu garip sarrafiye muamelesi mese- lesinde verilen bozukluk ekseriya 100 kuruştan azdır. e Sabrinin dostu ol makina mübahi olan zat bunu alır ve kendisine lirayı toka eder. İzmirde bu enteresan şahsiyet hak- kında bana malümat veren bir tanıdık dedi ki: — Sabri bozuk parasını liraya -çe- virmek için ekseriya, banu gelir. Bu suretle kendisine on, on beş kuruş ver meğe mecbur kalırım. Fakat arıda bir bozuk para yüz kuruştan fazla da olur. O vakit de keenne kâr! Zetbilli. Sabri, kendisine verilen parayı aldiktan sonra teşekkür maka- mında bir küfür savurur. Bu noktadan kendisini muhalif bir gazeteciye benzetmek kabildiz. Zembilli topladığı francalaları Jop etleri en aşağısı bir liralık banknotla- ri kız kardeşine götürür, teslim eder miş, İ Ne mutlu bu deliye... Kâmil Pa- şanın İzmir valiliğinden beri pata ve maişet buhranı nedir bikmiyen, herkes iten banknot ve yiyecek topliyan, üste- 'ik savurduğu küfürlerde de bir uğur itevehhüm (edilen Obu meçzubun ye irinde bulunmayı Türkiyenin bütün a- ikıllları arzu etmezler mi, ne dersiniz? Eşmeli Mehmedin boyundan başka garabet ve hususiyeti yok. Mehmet ev- "lidir. Ve kendi tabirince boylu, boslu, 'aslan gibi çocukları vardır. | Üst üste konmuş birkaç (o çikolata İboyunda olan bu adam şimdi İzmirde şekerci Ali Galibin mağazasında çalı şıyor. Topin iğne