izdivaç hakkın, a, İl8iliZ meb'uslarımdap Vilkinson haftahk ale rettiği bir makale, nm ev hayatların fazlalığından bah lüyor; “Bu asri d hiş bir mücad mecmuada meş de ingiliz kadınları- daki sefalet ve ölüm sederek şunları söy. ünya bizim için çok müt >. ele sahasıdır, n hassas fikirlerimi hayallerimizi haki redici darbeleri tar. İstatistikler. retidir. Kadınlar altında mahvolmüş. ticarethanelere satı, “> ve fabrikalara girmeğe bağla > art Zaman büyük anneler başları. er sallamışlardı. Çünkü onlar bu iş ayatımın kadınların sıhhat ve Sündet leri üzerinde nasıl bir tesir hag ede. cekleri hakkında şüpheleri vardı1. Hayat şartlarının tanzim edilme. — ge günlerde büyük annelerin hak 2 Mi Üy görünüyordu. Verem, “ » ve kalp hastalık) ilele. iel in eri yordu, Fa Si değişti, kanunl, ğe dl ş e anunları, meslek # anütleri, ve sıhhi şeraiti haiz iki Şem fabrika binalapı a a meleyi büsbütü başka şerait altına aldı, yem Şeraltin tahavvülü kolaylıkla is. nat edilir, ve istatistiklerden anlasılı. yor ki bugün evlenmek dünyan “eli wükhlik bir ticareti halini almıştır, Son -u#ünlerde elime geçen iki rapor böna bu hususta çok mühim fikirler verdi: Bu raporda birinci umumi fabrika lâr müfettişinden aldığımdır. Bu ra- Porda kazalardan ve zehirleyici tleare| lerden bahsediliyor. Kadın amele is tihdam eden fabrikaların hepsinde 929 Senesinde 13,832 kaza olmuş ve bunla- Tm ancak 55 i tehlikeli bulunuyormuş. Şu halde her 18,600 ameleye mukabil bir tane tehlikeli kaza oluyor. Tehlikeli işlerde, meselâ zehirli o- m kurşun, fosfor, civa ve krom gibi madenleri işliyem amele arasında 1929 Senesinde 583 zehirlenme vak'a ol vi ve bunlardan ancak 83 ü tehlike i bir mahiyette bulunmuştur. Şu hesa mazaran bu gibi işlerde kullanılan mia kişide bir tanesi mühlik bir su- Sabıka emiyorlar, hemen © ekseri a el beş milyon işçisinden an Mr. Ellen!513 Z, en şalrane| ikat çekiçlerinin kah.| günün en mühlik kud! İsıtasile efkârı umumiyeyi İkaz etmeği da mülâhazalar Evlenmek tehlikeli bir ticaret midir?... Fabrikalarda ölen kadınlar mı aile ocağında ölen kadınlar mı çoktur? &meleden biri kaza neticesinde ölmüştür. Yazıhanelerde ve dükkânlar da çalişanlar arasında bu miktar pek küçüktür. Fakat gene ayni 1929 senesi zar- fında 250 anneden biri, doğum esna- sında ölmüştür, Ölüm tehlikesi anne - ler arasında, kadın ameleden 20 defa daha fazla mevcuttur. Kraliça bile hayatlarının en par- lak devresinde dünyaya göz kapıyan bu anne ölümlerine karşı gazeteler va lüzumlu addetmiştir. Bu rakamlar bü feci vaziyeti pek beliğ olarak anlata. bilirler, 1911 senesinden beri, ölenler doğanlardan azalmağa başladığı hal de anneler arasindaki vefiyat gittikçe tezayüt etmektedir; 91 den 1929 e kadar binde 3,87 den 4,11 e kadar yük. selmiştir. Çocuklar arasındaki vefiyat da çok korkulacak bir hal almıştır. Ha milelik ve çocuk doğurma esnasında anneler arsında vukün gelen zaylat kadın ameleler arasındaki diğer has talık süsaplarından hem çok ve heni de tehlikeli bir haldedir. Bu noktalar sıhhiye nezaretinin istatistiklerinde pek aşikâr olarak görünmektedir. Salâhiyettur anneler ve bilhassa evli kadınlar arasındaki bu zayiatı şu! sebebe atfetmektedirler; mükemmelen muhafaza etmektedir, Arin açık ve temiz hava, ay- dınlıt hararet ihtiyaçlarını temin etmek... .». Ve müfettişler bu şersite| riayet edilip edilmediğini anlamak 4- gin fabrika ve yazihaneleri daimi kon trol altında — bulundurmaktadırlar,! Hafta sonu tatili ve gece servisleri sı kı murakabededir. Fakat evli bir ka. dın bu gibi himayelerden mahrumdur, Gerek anme, ve gerek zevce olarak iş noktai nazarmdan ne hükümete karşı mes'uldür, nede her hangi bir Teğmi daire onların iş #aatleri ve çalışma tarzları ile alikadardır. ralarda bir odada * — 10 kişi İkamet etmekte idi. Şehrin Kalabalık mmtuka larında yapılan tetkikat neticesinde altı tane küçük evde 86 Kişinin sakin olduğu anlaşılmıştır. ,000 kişi kaza e bu I ya uğramış ve bun m ancak 952 tanesinin hayatı teh) — Körülmüştür. | uv dalga- erman hadiseler bedii İ veri, hp" VE Zehirin faaliyete geçtik vk ançlık vak'alarr yahut bu gi relikte inkişaf © ;ig büyüyen saf ateşli samimi aşklar kere kadınlardan biri sevdiği adamla uzak fak olurdu. den kadın he Ara sira kızl wasıda h alırdı, ki; Böylece bir veya diğer surette her kşam bu iradesiz kadınlara bu hasta Ve tembel mahlüktara öyle bir sergü:! 7eşt humması veriyordu ki umumhane- den başka bir yerde geğirilecek hayat! onlara sönük ve alikasız gelirdi. Y Pencereler akşamın boğucu havası. A9 karşı açılmıştı, TE perdeler hafif Tüzgür tarafmdan yavaş yavaş kımıl. İ evi terkederek laşmağa muvaf. men daima avdet ederdi. ardan birinin gebe k eyecanlı hir hadise halini İdar insanı çalıştırabilir mi?.. isolan çimen üzerine yağan şebnem his Acaba bir fabrika veyahut yazı; hane sahibi, bu şerait altında, bu ka. Fakat 10 — Çeviren < M. Gayur datılıyor ve evin önündeki bahçecikte sediliyor. Leylâkların ve akçaların şe kerli kokusu etrafı kaplıyor, Liyupka mavi kadifeden dekolte görülürdü. Pazı|bir bluz giymiştir. Niyura dizlere ka)talığı kapliyan dar gelen düz çocuk entarisi İle me tepli kız şeklini almıştır. İkisi biribi; ke ri Ancak bu takdirde gi-|nin belinden tutmuş pencereden İğil-İ giz hüzün yorlar ve orospuları muhitinde büyük al-)bir rağbet gören (Doktor şarkısı) m)lanı söylüyorlar: Kalmayınca ağrılarım Paketimi hazırlarım Doktorum beni bırakmaz Yalvarınm yakarırım Vesikamı çıkartırım Doktorum intaf tan çakmaz Civardaki bütün pencereler aydın. lıktır. Her kapmın önünde kırmiz. fe nerler yaniyor. İki kız mektedirler. Sağda Trepelin kapısı bül Hayatını henhangi bir iş ve san'at| ve ka; le kazanan 4meleyi kanunlarmüdafna|re tuzla temizlenmelidir. Ben öyle evler ziyaret ettim ki bul gi, | Ev kadını diyor ki: Merhemler — Negibi işlere yarar ? Ev kâdinlarınin en fazla muztarip oldukları şey yanıklardır. Her hangi bir yanığın en iyi teğavi usulü glise rin merhemidir. Bu merhemi şu saret Ve haziriryabilirsiniz: Gliserin, boraks ve beziryağını bir yerde karıştırınız ve lâzım olduğu va- kit kullanınız. Bu ayni merhemden pencere camı! larmın iç taraflarına hafifçe uğarak sürersiniz buğulanmasına mâni olursu BUZ, Keza ayakkaplarınızın tozunu sil pürdükten sonrabiraz sürerek fırçalar ymız; günlerce parlaklığını muhâfaza edecektir, Fanileleri yıkarken #ç - dört kilo-| luk suya iki çay kaşığı bu merhemden ilâve ederseniz çok mükemmel surette, ve kolâyca temizler. Çelik pası nasil çiker? | Çelik kolay kolay pas tutmaz #m- ma bazan da paslanır, Bu pası çıkar. mak için içinde tuz eritilmiş sirke İle; silmelidir. Deniz suyu lekesi Bazan deniz suyu ayakkabılar ü- zerinde lekeler bırakır; bilhassa bu PİĞj ve deniz mevsiminde sik Sik 0- lar, Bu lekeleri çıkarmak için süt içersin de adi sodayı eritmeli ve bununla o le- keleri çıkarmalıdır. Bakırları uğmak Bakırdan yapılmış kaplar ve eşya, tuza batırılmış bir Jimonla uğularak temizlenir. Erkeklerinanlamamasına rağmen istikbal Kadınlardadır. Kadın kalbi cemiyetin ıztırabını. daha iyi duyar Bazı gazetelerde aradasırada an- ketler yapılır. Bir, iki senedir bu anketin mevzu lari ekseriya san'ata ve edebiyata ta- allâk ediyor. Bu anketler nedöreceye! kadar salâhiyetle sorulmuş suallere| salâhiyetle verilmiş cevaplardan terek küp ediyor bilmem, fakat nazarı dikka timi celbeden bir nokta var. Bu anket- lerde Türk kadınının yeni edebiyatta gördüğü kıymetli ve orijinal vazife w- nutuluyor. Bugün erkek edip ve şairlerin Türk edebiyatına yapmış olduklar: hiz! met belki takdire şayan olabilir, Fa- kat, Türk kadını kendisi için yeni bir san'at ve edebiyat devresi açtı, Şimdiye kadar Türk kadını şiirde tamamile erkeği taklide yelteniyor, bü tün mazmunlarda, teşbih ve istiarele- rinde erkeğin bir mukallidi olmaktan ileriye gidemiyordu. . Fitnatlar, Ley- Mlar yalnız birer imza olarak kadın idiler. Fakat bugün Şüküfe Nihaller, Halide Nusretler sübjektif ve objektik! sahalarda tamamile kadındırlar. Son Türk şiiri, bütün dünyadaki modern edebiyat gibi içtimai hayatlar ve ideallerden mevzü ve heyecan air yor. Erkek şairlerden bu cereyanı tak de yoksulluğun istırabını, bedbaht ların elem ve kederini taşır. Bu de rin ve necip his günün birinde nezih ve- kudretli kelimeler © halinde bir şiir, edebi bir eser, olunca tabii ki erkeğin şiirini geride bırakacaktır, Edebiyatımızın seyrinde ben bunu, bu hali seziyor, bu istikbali görüye- Tum, Halbuki yapılan anketlerde kadm ların edebi kudretinden, ancak , bir nezaket ve kompliman arzusile gelişi güzel bahsediliyor. Anlaşılıyor ki erkek kafası edebi- yatın istikbalde ne bekliyorsa kadın. lardan beklediğini görmeğe, erkekka | lemi bunu yazmağa muktedir. değik | dir, Halbuki muasır edebiyatımızın en karakteristik hadisesi hegemonyanm erkeklerden kadınlara geçmek üzere oluşu ve kadının artık yazı yazar ken bir erkek gibi düşünür görün. mek caliyetinden kurtulmasıdır.. İşte Halide Nusret, Şüküfe Nihal,esâs sen romanda erkekleri geridebrak mış ölan Halide Edip ve yeniden ye niye yetişen genç edebiyat (kızları ve hatta “Efsun, ismindeki eserle pek derin bir istidattan haber verme Süt kapları İçinde süt bulundurulan güğümleri plar hiç olmazsa haftada bir ke mek mecbüriyetindedirler. Şüphesiz ki bugünkü şerait dahi- linde evlenmenin en tehlikeli bir iş ol/uua duğunu iddia etmek, etrafında hiddet| Şair olsun, Ti gürültüler toplamaktır. Bugün ka- dinlar, bilhassa ahneler arasındaki ve- fiyatın gittikçe kabaran yekünu ker- Şısında evlenmenin bir fabrikada ça lişmaktan çok tehlikeli bir iş olduğu Bu iddia etmek hiç de lüzümsuz değil dir. Ben hiçbir yakit kadınların ev- lenmesi aleyhinde değilim; fakat ev de bir fabrika kadar salim bulunmalı va Kanünlar evleri de himaye etme- r. Geçenlerde bir toplantıda, bir kadm murahhas da, İzdivacın çok tehlikeli bir ticaret olduğunu ifade (etmişti. Pilvaki bu kadin murahhas hiç de YA 4 nılmıyordu.,, Muharririn ingiliz kağınları için düşündüğü şey türk kadınları için de mevcuttur, Yük bir elektrik Timbasm kolmuştur. Akşam tatlı ve sıcaktır. Uzaklarda 1m ışığına per Jârla ağaçların ince dalları “ai da muzlim toprak üstünde —ğeciğ 8 tik göremediği fakat hissin keşfettiğ bir noktada, nihayet bulan grubun 2! tin sarısı ve al çizgileri mor sis arasın da hissediliyor. Ve, bu uzak ve kara" siz ziya içinde, okşayıcı hava içinde 0r gece kokuları arasmda. yaz yaklaşınca o kadar tatlı bir tesir ile İnsanı kaplıyan manalı ve esraren duyuluyor... Şehrin boğuk gürültülerinin dalga ması üzerinde bir akordeonun hâ- zin ve horultulu nağmesi, ineklerin ğürmesi, geçenlerin ayakkaplarmın ku rü takırtısı, kaldırıma çarpan baston uçlarının sesi Yamayı boylıyan araba| ların ağır ve ıttıratsız gıcırisı farke- diliyor. Yeşil ve kırmızı ışıklarla be- zenmiş olan demiryolu hattı üzerinde geçen trenlerin düdükleri mrutlarit ve, garip bir ahenkle tınlıyor. Bütün bu ne karışıyor. i dik. T © İlarımızın nekadar içten me samimi Y€İ sorsunlar ve üdeba he cevap verir. dir ile bizde bu yolda şiirler yazanlar var, Fakat son zamanlarda kadın şair- lerimizin yazdığı şiizlerin bir kısmına dikkat edilecek olursa içtimai heyecan duyularak terennüm edildiği görülür. :(lahrrhâuhovar.uıDpta m h mebb) olmasın her kadın kalbin diği halde “Tul daireleri, eserinde şayanı hayret bir tekâmül gördüğü müz İffet Halim, | 050” Hülâsa anketçiler te” Sörarlarsa lerse versinler edebiyatın istikbali kadınlardadır. Sacide Mukaddes Bir Dans Muallimi Diyor ki: Zenci havaları ve dansla- rile mücadele etmeliyiz Avrupada Avrupalı karakterini ifade edecek yeni danslar icadı mümkündür . İngilterede şöhret O kazanmış bir, ans muallimi vardır ki bundan bir müddet evvel yazmış olduğu bir ya- zıyı bu sayılada tercüme - etmiş ve “ben, hiç olmazsa, 3000 kadına dans rsi verdim. O sebeple bekâr kal Niyura sokağı geçtiğini alaca bir içinde farkederek. hirdenbire bâğırı-| / demiryolu hattının ötesinde siyah dam|yor: — Prokor Ayvanoviç!.. Prokor Ays) dı. Garson homurdanıyor: tiyorsunüz?.. — Dostlarınızdan birini gördüm si ze çok selâm söyledi, — Kimmiş 07.. — Güzel, çok güzel bir . gocuk. Gönül alıcı bir esmer delikanlı... here- de ruyor: — Nerede gördünüz ki? — Nerede mi?,. bizde, Kurt geldi girdi yuvaya Doğuruyorken geberdi Bir balık düştü tavaya Kismet bize onu verdi... — May kaltâk hay! Niyura (Çukur) un öteki ncundan karşıdakil sesler gecenin rehaveti ve sükünu icin) işitilecek kadar kuvvetli bir kahkaha müessesenin salonunun içersini gör.lde hoş bir ahenk teşkil ederek biribi,i-|koparıyor, pencereye karnını yaslıyor siyah çoraplı bacaklarını sal- de t ve mp» vwizipük vegarsonunun Tamıya başlıyor, karanlıkİdileşerek arkadaşına diyor ki: — Rahat bıraksaniza be yine ne İs-İ diyordu. Aleksandra hastanesinde iki i gördüğümü neye sormuyorsunuz?, |'45'2! saklamış yahut onu aldatmıştır Prokor Ayvanoviç bir saniye du. karınm âşıkı İdi tam bir (belâli) dir. mak için üç bin sebebe malik bulu nuyorum,, dediğini - yazmıştık. Santos Kasani isminde olan bu dans muallimi bir mecmuada da ha Ni hazırda oynahan danslar aleyhin. Lütfen sayıfayı çeviriniz) Sonra birdenbire cid- — Biliyor musun yavrum şu Pro. kor geçen sene karının birisini hıçıkla. — Yok canım! öldürdü mü? — Hayir fakat kadm az kalsın gi. ay yattı. Doktorların dediğine göre & ger bıçak biraz yukarı isabet etse k miş kadının işi tamamaış,, . — Kadından ne istiyormuş?.. — Ne bileyim ben?.. Belki karı pa — Kendisine bir şey mı? ik — Hiçbir şey yapmadılar. Deil yoktu kadın da kimin vurduğunu söy- lemedi yalnız Prokor her yerde: “Bu sefer haklıyamadım amma bir daha- sında kaçırmam, diyor. Liyupka titredi: ği — Ah bu belâlilar ne müthiş şeyi lerdir. # içi yapmad'lar