#4 . pi, Zeymelâbidin ve şürekâsımı wüda- laa ettiğini zannediyorum. —— 4 — VAKIT 28 Haziran 1931 Sayıklamalar Hep bir ağızdan bağırıyorlar: “— Hükümet gazeteleri muhalif gâzetelere hep birden hücum ediyor lar. Maksatları fena, mathumt hürriye | tini ortadan kaldırmak istiyorlar. Di. yorlar. Şimdiye kadar söğen onlardı, sa- i Bebak bekl e Gençlik üzerinde sahnenin füsunu Operet tercamasinde takip olunacak usul — İlk ve son mülâkat — Bana en ziyade takdir kazandıran eser — Bir acıya mukabil bir sevinç — Tercemenin akıbeti —S1— Yezen : Halit Ziya “Dün Saadet vapurile 1700 İzmirli şehrimize geldi Bu sene izmirlilerde büyük bir seyahat hevesi suyanmıştır. “iz- | mirden, izmir civarmdaki kaza- lardan her hafta izmire ve iz- .mirden muhtelif yerlere seyyah kafileleri gitmektedir. | Evvelki hafta içinde | yan onlardı. Hükümet “gazeteleri sü Üç gün sonra?. kendi kendime: — E'rine hir resenin boyaları, zivaları uç! vapurile 300 kişilik “bir 'kafile kün içinde ancak müdafaa vaziyetinde #diler çünkü, Babıâli kaldırımında gük reyen yelesiz aslanlar dişlerini açtıla! , ve rasyelene saldırdılar... Ne irz, ne namus, ne şeref, hiç, hiçbir şey onların! kursaklarını dolduramadı, midelerinin sızısını dindiremedi çünkü tiraj, dibi! delik bir keşkill halinden kurtulamadı. Biraz daha gayret, biraz daha him'edilecek yegâne cihet her mısram türk metle iş ilerledi. Sırf bir ikinci tabı erkarmak için) itibarfle ayni miktarda hecayı havi olinız o kadar... Birden arada msveyt o fırka programları neşredildi. vet, üç gün sonra oraya giderken ter.|tuktan sonra altından çrkan bir gölge ceme cebimde tamimen hazır olmalı;|kaimı oluvermişti. Kalbimde bir şeyin taahhüdünü aldım. Bu terceme İşini i-İkoptuğuna, elini uzatırken kirıleveren kiye tefrik etmek icap ediyordu. Ne-İoyuncağın acısmı duymuş bir çoduk sir kısmı, lisan dalimine mahsus mükâ|strabı ile ağlamak “ihtiyacına mağlür leme kitaplarının ilk temrinleri kadar|oluvereceğime hükmettim: we bana w- kolay bir şeydi. Tegannj edilecek man|zanan eli bir sis arasından alıp sık. zum parçalara gelince bunda dikkatim. Onun yalnız gözleri ile sesini sah: çe mukabili olan mısra notalara tevrilinedeki hayalin ayni bulmuştum, yali malıydı; bunlara ne aruz he de pârllan büyük yâş farkı (Karşımda sarih O da tutmadı. Nihayet, harbi ka-|mak hesabı ile vezin mevzuu bahis 0 maniasr ile dikildi, ve bir dakika içini zanan kumandanların iş başından çe.lamazdı. Kafiyeye gelince: En fakir'de iğfalkâr bir rüyadan silkinerek W- kildiği söylendi. Yine vz geldi. Şimdi kantarla #öğüyorlar.. o ka- dar ağız dolusu, © kadar İğrenç ki. Ken dileri hile sözlerinden utanarak, baş-| dü, sade #rlimkün değil, zaruri idi. Başhayali kamçılıyan, rüyetin önüne ga larmda bir kanun şimşeğinin çakaca-| ğından korkuyorlar ve korkudan şayık layorlar, Ali Kemali müdafaâ Biri diyor ki: “Bir Türk, basit düşünceli, hafif beyinli olabilir, fakat namussuz Ola- maz | Bir Türk, yavuklusunu feda eder, anasına kiyar, çocuğunu düşünmez. Fakat hayrağını kurtarır. Nerede kaldı ki satsın. Muhalifleri bu kadar seciyesizlik- le, bu kadar namertlikle, ittiham et mek ayıptır. Şeref Bey onların da Türk oldu- gunu unutuyor mu?., Şeref Bey nedir bilmiyorum, faket Ali Kemalin, hoca Sabrinia, ve 150 bik| lerden birçoklarımn Türk olduğunu! bilmek Türkü küçültmez. Fakat bay- rak satmamak için sade Türklükten bahsedenlerin Ali Kemah, hoca Sahri- istiklâl harbinin baş kumandanı Harbi kazanan jenerallerden hiç biri iş başına geçmedi diye ortalıkta! imar sözler dolaşıyor. Bu telmih dünyayı, Türkiyeyi ta. nmuyanın zirsopluğudur. Türkiyenin istiklâl harbi, umumi harpteki arduların çarpıştığı harplere ancak sadece asker tekniği itibarile benzer. Hedefler tamamlle ayrıdır. İstiklâl harbi, sadece başka millet lere kargı açılmış bir harp (değildi. Bir kültür, bir zihniyet muharebesi i- di. kafiye ile, hatta kafiye ıtlakına lâik) yanmış oldum. addolunamıyacak bir ses müşabehefin) o Safinenin, sam'atın. renklerle si. den İbaret bir ahenkle #ktifa mümkün yaların, güzel sesle güzel o odaların ka ü terceme imkânı olmadığı İllat sisleri yığarak basırayı uyuşturan sindir ki bu neviden eserler de bir bi-jfüsunü içinde (görülmüş rüyalardan sandan diğer lisana (o naklolunurkenİsıyrılabilmek, silkinip uyanmak, onla. ayni usule tebaiyet bir kaideli umumi-İrn ruhu tamamlle istMA ederek artik ye idi. #ki misrar hem ahenk bir inti-l pez'olmamıyacak bir hâkimiyet ikti. ha ile, meselâ cemi edatınm yahut £i- sap etmelerine vakit bırakmamak için il Jâbikalarından birinin tekerrörü İ- hakikati işte böyle terkiklerinin içinde le bitirmek musiki için iktifa olunabi- ayaklarını sallıyarak demir karyola- lir bir kafiye idi. Yegine dikkat olu-İnm kenarına ilişmiş, gecelik gömleği nacak cihet hecaları ayni miktarda nol ile, yakından görmek lâzımdır. talara tevzi edebilmekten ibaretti; di- Yaş mesafelerini ölçmeden, hakika yordm; buna ilâve edilecek hir nekta tin ne müthiş bir hulya imkisarı ile te da bir mısra her hangi bir parçasından! cejli edeceğini düşünmeden hayalin itibaren diğer bir muganni yahut ha-| sihrine meczup olan bütün genç nesil nendegân zümresi choristes tarafın- )sre ayni neviden teması temenni ede Bu kültür muhgrebesi bir eemİye Ne bekletiyorsun a canım, içeriye al. dan tekrar edilecek ise türkçe terceme nin de o noktada İkiye taksim edilebil! mek kabiliyetinde olmasıydı, Bu noktaları tesbit ettikten sonra bü terceme bir iş değil, bir oyun, bir eğlence oldu; ve üç gün sonra öğleye doğru Triyanta bulmak üzere tiyatro- ya gittiğim zaman büdün terceme « her mısram yanında hecelerin adedini işaret eden bir rakamla — cebimde ha. zrdı. O beni bekliyormuş, bittahi terce. menin cebimde olduğuna dair bir ke. lime söylemedim. Beni görür görmez: — Sizi sabırsizlikla bekliyordum, de- di, Bilseniz ne kadar sevindi. Hemen! sizi görmek ve teşekkür etmek istiyor. Beraber eve kadar gideriz O da'ıa| şimdi uykudan kalkmış olacak, ama za rarıyok. malüm ya, biz &san'atkârlar gece çalışırız, gündüz de dinleniriz.. Bir çeyrek saat sonru küçük bir evin alt katında bir odanm kapısında idik; içerde gürültülü, kahkahalı bir muhavere vardı; benden evvel Triyan- 1s girip haber verince sesler - birden durdu; sonra onun sesini işittim; — tin, bir hayattan bir hayata geçişi, Ve sana,, Ne zararı var? varsın böyle gör ayni zamanda onun müstemleke olmak! gün.. diyordu. tan kurtuluşu hamlesi idi. İ © İçeriye girdim. Tütün dumanı ile İstiklâl harbinin. başkımandanı dolu bir oda, üç beş kişi şuraya bura sadece teknik sahibi bir asker değil. ya ilişmiş, bir kaçı ayakta, Ve onu yeni bir idealim, yeni bir hayatın ŞU) gördüm, hayır onu değil, onun bir w- urunu insan şahsında temsil eden en zak hayalini, Karyolasının kenerına,. iradelimizdir. devrin ve bir hayatım) yacaklarını sallıyarak, oturmuş, çıplak dehasını temsil eder. İstiklâl har ayaklarımın ucunda terliklerini oyna, binin başkumandanını umumi harbin) arak, kapıdan girecek gence munta kumundanlarile mukayeseye cüreti zırdı bune nazenin Jirolfe— Jirolfa i- insan ruhunu tanımamak, cemiyet rü| di, ne de çapkın Raleret. Çözük ve da. hunu tanımamak nihayet budalaca bir ğımık saçları şakaklarından başlıyarak cür'ettir. Maamafih kervan yürüyecek! beyazlanmağa başlamış, üzerinden .., tir. kuat ile dolu senelerin mihnetleri, me- SADRİ ETEM | sekkatteri, kim bilir ne kadar çok hic rim. Memen cebimden tercemeyi çıkar- dım ve ona uzattım: «- Benden istedi- iniz terceme. Hep birden, başta onunla ğü bir nidayı hayretle yürüme baktıla — Nas? terceme mi?.. Bitti mi” birkaç gün içinde. Hepsinin çehresinde okunan bir genç çocuğul nefsine pek fazla i- tmadımdan mütevellit müfeit bir iddi asına karşı hayret, belki biraz da is- (hu, manası idi. Hatta bir ses: — E- min misiniz?.. dedi, 0, bir yandan fransızca metni, bir yandan terceme defterlerini karıştırı- yordu; kendi kendisine dalgın görler- le; w Büna inanmalı mı? diyordu. Ga terleri bana uzattı, kendi o fransızca imelnin bir sahifesinde tevakkuf ede- irek; — Rica ederim, dedi; pek sevdi- ğim parçalardan biri. Maskot Balla” Baladıdır. Bunu nasıl terceme ettinir.. Ve fransızca metinden ilk İki yarsrar okudu: Un jonr ie diable ivre d'orgull okudum: Bir gün mesti gurur şeytan Çıkardı kazalarından “Seçti bilyük kazanmdan, demek aslına daha mutabık olurdu, fakat Yen diğer sureti tercih etmiştim. (Şeytan) ile (dam) kafiyesi de bu tercemede beklenebilecek o muvaffakıyetlerin en mutanfan bir nev'i idi. Hepsi birden alkışladılar. Alkışlan mak zevkini burada tattım, ve ha; min inkırazından mütevellit acıyı mu yetle unuttum. a0 gr e” | anları geçen çehresi her gece İçin ba Verem mücadelesi yanıp uğuşturulmaktan yorulmuş, ar- e kasında beyaz gecelik gömleği kısı ve Emniyet sandığının cemiyete (hafif bir atkı ile ancak saklanabilmi yardımı , (bir fersude kadındı. Birden sanki ba- Istanbul Verem mücadelesi |yalimin şaşmalarla renklerle ihata vel cemiyeti mesaisine muvaffaki- | tezyin ettiği sima sönüvermiş, onun ye yetle devam etmekte ve bu yol- da kıymetli yardımlar da görmek- tedir. Bu cümleden olarak em- tedir. Emniyet sandığı idaresinin bu hayırı hareketini takdirle karşılar, emsali müesseselerin Birkaç gün sonra tercemeyi hen o-i kudum, kumpanyadan biri ermenic* yazdı, bu birkaç celse devam etti. Bir gün de ermenilerden türkçede mukte dir addolunan bir heyet, bir dava vw kili, bir türkçe muallimi, bir konsalas hane © tereümam, terceme o ile metni mukabele için toplandı. Rurada da bir ikinci tebrik ve alkış tapladım. Diyebilirim ki o zamana kadar yazdık» Kiba türkçe okumak bilmiyordu. Def- Cholsli dans st grande chaudiöre! Ben derhal tercümesini buldum ve! harrir sıfatı ile kazanılan muvaffakı. | şehrimize gelmişti. Dün de Sa- / adet vapurile 1700 izmirli lima- nımıza gelmiştir. | Bu maksatlı kiralanan vapur- da yolewardan birinci mevki için | 15, ikinci mevki için 10, güverte için 4 bra gibi wcwz bir ücret al ur. ge vapuru perşeme günü saat altıda izmirden hareket et- | miş, Bozcaada, Çanskkale ve Gelikoluya uğrıyarak buraya gel- müştir. Vapur geliboludan kalk- | tktan sonra hava bozulmuş ve şiddetli yağmur. yağmıştır. Sradet vapuru yarı, iemie | dönecektir. Haftaya ğer bir İ yoleni kafilesi daha gelecektir. | (7 Ticaret âleminde Fındık mahsulümuz Harici ticaret ofisi bu seneki mahsül hakkinda malümat top- lamağa başlamıştır. Bu seneki Gireson fındık mahsulü 150 bin Ordu 80 bin, Trabzon 140 bin kantardır. Kar ve (yağmurdan müteessir olan mahsul miktarı sahillerde yüzde on, orta minta- kalarda 15, daha içeri de Vm e Pamuk ihracatımız Mayıs ayı içinde Mersin Tima- nmdan muhtelif ecnebi memle- ketlere 512.607 liralik 8302 bal- ye pamuk ihraç edilmiştir. Zahire tüccarı Mustafa Arif B, m İLE Kadıköyünde €©$" safası Od mi kadar - elhsme ötomebil vie adalarda eşekler 'bem de safa vasitası olurd | din, erkek, yaşlı, gen | fakir berkes eşeklere 9 ra çıkardı. Bu safa vasıtası son Kadıköyünün Moda da geldi... l Bir taraftan otomobil U raftan otobüs vızır vızır Vi ortalığı toza, dumana VE. Le > i güzel gözlü ve uzun eşeklerin üzerinde takmi li müfrit boyalı Kadı” Moda dilberi vasıl sefi bilmem, fakat Adadı tesadüf edilen eşek ai yada geldi ve orada N turları moda olmak Üz ... Eşek mi, Aslan” Mebir. yirmi ker yüz kere Nasrettin Hoca eşeğini Kesmiş de zavallı hayvaf dikince “tam, biçare şacaktı, ömrü vefa et miş. "Hikâye ve roman af pek meraklı bir gazete ' ref bikâyeyi geçenlerde ederken Nasrettin baci besletmiş. ilâhi hoca, ölümünden dar yıl geçtikten sonra © Amar gibi bir vahşi mürebbisi ve cambaz h nulacağını hatırına getirir Topin Buğdaylarımızı kıymetlendirel . diyor ki: MalımızaAmerikafiyatif müşteri bulabiliriz | Buğrlay meselesi üzerine Nurettin ken İstarbulda 6-8 kuru#f | “Iİ Münşi, Niztmettin Aft Beylerin odü- day alıp satmaktayız. şüneerini bunda evel — yrzmıştık. Binaenaleyh biz de Bugün de rahi . tücertrlarımızdan "Mustafa Arif Beyin Tikiidsrini yazı Mustafa Arif Beyin fikirlerini yazı- yoruz. Arif Bey diyor ki: Buğdaylarımızı kıymetlendir- cat yapabilmekliğimiz lâzımdır. Halbu kı bütün dünyada xi- hire. istihsali ihtiyaçtan fazladır. Geçen seneden ehenimiyetli bir yekün stok mal mevcut olduğu gibi “bu senenii-d# rekoltesi iyi olacağı anlaşılmaktadır. Bu vaziyet (karşısında memleketi- , mizdeki buğday istihsalâtmın ih- tiyacımızdan fazla olan kısmını ihraç edebilmek için malımızı rakiplerimizin sattığı fiyata ve- ı rebilmeliyiz. o Meselâ Amerika bugün 5,5 kuruşa buğday verir- nı tarafından, kumpanyadaa çıkarıla- rak alınmıştır. Bundan sonra artık kumpanyaya dağılmaktan başka bir çare kalmadı ve Maskot tercümesinin ermenice harflerle sureti kim bilir ne. relerde kaldı. Bu teresmenin bende kalan türkçe mek için her şeyden evvel ihra- | niyet sandığı her sene bu cemi- yete beş yüz Mira teberru et- mektedir Bu sene si cemiyetine verilmesi taahhüt edilen beşyüz lira ahiren mües- | sese tarafından cemiyete tevdi | edilmiştir. Cemiyet, emniyet san- dığına teşekkürlerini bildirmek” | ve diğer hayırperver zevatın da i#mtisal etmesini dileriz, Deniz işçileri Tüccar gemilerinde çalışan işçilerin çoğu ticari sefain işçi- leri cemiyetine girmemişlerdir. Ticaret müdürlüğü vapur kum- panyalarına işçilerin cemiyete yanlmalarını bildirmiştir. Jarımın hiçbiri bana bu zevki tattırma- nüshasını, senelerden sonrâ, o zaman mumıştı. Onu, artık sureti hususiyede bizde tiyatro harekâtınım başında bu- hiç görmedim. pine Rıdvan paşa zade Reşat Bey al Uzaktan uzağa işitiyerdum ki pro'mıştı. Ne oldu, bilmiyorum. Bir aratık valara başlanmış, herkes kendi payını Mâskotun temsilinden bahsolunduğunu öğreniyor. Yalnız Choristes - koristler|işittim, fakat zannetmiyorum ki o te- için zorluk çekiyorlarmış.. şebbüs benim tercememe müstenit ol- Sonra birden İzmirin içinde bir sun. Belki de onun muharret bir şek- büyük haber uçtu: Öğrenildi ki Virjini/li idi. Karakaşyan bir kensoloshane tercüma Halli Ziya:: Uşgakizade Amerika fiyatına olsan “| se de müşteri bulabiliriz. i ihracatı temin edebili hatıra gelen ilk çare, ücretlerinin azalmasile ihröf i lecek olan ların ücretlerinin nısfının iade ması keyfiyetidir. Bu bizim de ihracat yapabil”| belki kabil olur. Buğday istihlökini f mak için almacak tedbirler birşey olamıyacağı gibi ta temin edemez fikrindeyifi selâ hayvan yetiştirmek Ç baş vurmuş olsak buğd” evel yedirecek diğer bü mız da mebzuldur. Buğday buhranı için ver” tasavvur edilen beynelmi dinin de buğday meseli mamile halledeceğine kani ğilim. Köylüye ehven fat şerait e para temin etmesi i yısile faidesi inkâr © isede fiatların yükselmesin? dım edeceğini ümt etmek hudedir. Çünkü buğday fi nın cihan istihsalâtına tabi ğu malöm bir keyfiyettir. sali her tarafta bol sonra fiatların düşğün ol pek tabidir. Bizim düşüneceğimiz de istibsalâtımızn. ucuza meğe çalışmaktadır. bir gi