Kim kabahatli Londrada iki otomobil biribirile| çarpıştılar. İki şoför de tutulup polis mahkemesine götürüldü. Mahkeme bir tarafı mahküm etti, diğer tarafın bera- etine ve SUÇSUZ olduğuna karar verdi. 'Mahküm olan şoför itiraz-etti ve: — O benim üzerime bindirdi. Hal- buki siz benim kabahatli olduğumu söylüyorsunuz. Dedi. Polis cevap verdi: — Elbette sen kabahatlisin. — Neden? — Çünkü'onun babası belediye re- isidir, kardeşi polis müfettişidir, kı? İkardeşile de altısaydan beri kur yapı yorum. En güç iş Dairenin yeni hizmetçisi (efendisi. ne) — Burada bu kadar odalari süpür memi istiyorsunuz. Halbuki daha er yelce güç hizmetleri görecek başka a damınız olduğunu söylemiştiniz. » — Evet, fâkat o alacaklarımızı tah sil eder. Mükemmel bir kız İki arkadaş konuşuyorlardı: — Naciye her halde müyazeneli ve . İderin ruhlu bir kızdır. Bu hanın resmini gazetelerde gö — Her halde öyle olacak, babası hir ip Üzerinde oynıyan bir cambazdı, an te Muhsin, Yösuf — değildir ame.) nesi de ispirtizme masasında . ruhlari & | —Artık dermanım kalmadı tutamiyacağım, aşağıdakilere haber ver. Çöcuk—Verdim, altında kim: se kalmadı, hepsi kaçtı. Cennette-polis Bir kız çocüğu küçük kardeşine cu ma günleri çalışmanın günah olduğun dan bahsediyordu. Küçük kardeşi sor- du: — Ya polisler ne yapsın, onlar her cuma çalışırlar. Onlar cennete gitmiye cek mi? — Gitmiyecekler, Cennette her sey yolunda olacak; polise ne lüzum var... Kadın san'atkâr a re ölden Ertuğrul Muhsin, Mi ag” kadın san'atkânla beraber Mısırdan bir Züleyha ( gelir.) davet ederdi. va ." hanem. “İstanbul dilencisi,, adlı. Xi Hâzim dilenci rolünü oynıyacak- diyordu. Bir başkası da gelen hanımın arap- - başka bir dil bilmediğini söyl” iğ Ben, dedi, dilenci rolünü bu hı: Vapacak sanıyordum. Bir hata naam Dazetesi, evelki yünkü sayı a, birinet sayfasının — başına bir kay koymuştur, Bir piyankonun ya hay enin ilânı olan bu yazıdaki; 23 haziran olacakken, 23 İl Bu neden böyle oldu? di- A rünüyorduk. Dostlardan birisi ki> â7 Tercilme hatası olacak! Belki de 1, Pev Fransızcadan tercüme etmiş” Genç muharrir — Şununla iWühar edebilirim ki şimdive kadar hiçbir müsveddem geri çevrilmemiştir. Kitapçı — Demek ki iade için lâzımgelen posta pülun" Sarhoşluğun ârazı Müstantik bir sarhoş tevkif etmiş — Bu adamın sarhoş olduğunu nereden anladınız? Polis şu cevabı verdi: — Efendim bir kapın zilini çek- ti, sonra mektup kutusuna kırk para! attı, Daha sonra boş bir süt şişesini kulağına götürüp (ses vermiyor) diye bağırdı ve kapının basamağı “üzerine başını koyup uyumağa daldı. İl Islık ! Karı koca balkonda idiler. Biraz! ilerde genç bir erkekle tüze bir kızın fis kos ettiklerini gördüler. Kadın ko-| casmâ: — Haydi, içeriye girelim, dedi, bel KI de erkek kıza izdivaç teklif edecek-! tir. Yalnız sen bir ıslık çal da münase- betsiz bir vaziyet almasınlar. Erkek, omuzlarını silkti: — Neme gerek, dedi, ben sana İz- divaç teklif ederken kimse ıslık çaldı mi? Korku Iki kadın arasında: — Amün hemişire ne yapacağımı bilmiyorum. Biliyorsun kocam fazlaca rakı içer. Halbuki dün kendisini mu- ayene eden doktor kendisine o sudan — Öyleyse, sen de sudan başka bir şey verme! — O zaman da kocam beni öldürür diye korkuyorum, s olan polis memuruna sordu: | başka bir şey verirsem onu öldürcee-| gimi bana söyledi. lilk def olarak masalara Mürebbiye — Çocuklar ne yapıyorsunuz? —Hastane oyunu oyuuyoru —Bu neye buraya çıkıyor? —onü bir dağ sanatoryomu- na yolladık da ondan. Temiz örtü Yolcu otel garsonlarından birisi. ne: — Zünnedersem, dedi, oteliniz bu- gün teessüsünün onuncu yıl dönümünü kutluluyor. — Evet efendim. — O halde bu yil dönümü şerefine temiz örtü lörtmeliydiniz. Şkspirden ileri Genç şair (münekkide) — Yeni şiirlerimi nasıl buldunuz? . Tarih “dersind Bir tarih dersinde muallim çocuk lara 'sördui "Talebeden “Birisi ”detap” verdi! —- Efendim protestanlığı tesis & dığrdeyaytan çök miammmamdu, esl —Atetin oğlum, dedi, bunu bildin, !peki 1492 senesinde ne oldu? Çocuk: düşündü, taşıdı, büşka hir cevap bulamıyarak dedi ki: -—— Luter dört yağına bastı efen- dim... isviçre saatleri Tellalin biri saat satıyor ve şöyle bağırıyordu: — İsviçrede saatçi çırakları tara. fından bilhassa yapılmış saatler satı yorum. Beş liraya, ucuzmu ucuz. Adamın biri » «bu saatlerden . bir tane aldı. İçini, dışını muayene ettik ten sonra dedi kis — Bu çıraklar ustalarına oyun et | mişler. Saat İsviçrede rapıldığı hal mobil süratle yol alıyordu. Uyandığımız zaman çoktan ortalık Ağarmıştı. İsviçreye kadar uzanan Ka canıbulda çalışmış alan sevelerini ği sonun halsrarı gi İden istifade ediyordum. Nihayet haya. ta tekrar atılıyordüm. Flajo mesrur —32 — bir tâvırla çene çalıyordu. O'da dert a leşmeğe lüzum görüyordu; fumızdan bir motörün hırıltısı duyuldu. (leş An Fakat ğer Mer pr fener parlak »ziyalarıile| | — Evet. Tarpten “evvel” Triiksel Mutlaka Silürülmeni; kararlaş yolu ışığa boğdular. Denrur bir” 'aeda) Zabıtisine mensup. Detbah mei- tar, ırdı? , : Badişe ile sordum: DE — Hop. üstat. Buradayım; pa yeni eyEim y © halde ne yapmalıyım. Köne ismindeki bur şoför halis bir) — Belçika foprağında usun müd- Ny Dössilm etti. Her şeye karşı koy| Parisli-idi, Arabayı durdurunca dedi|det çalıştınız mi7. ., 2 bilen açık göz bir şeydi. ki: lag, Benim bir otomebilim vardır.) | — He hey. UN evvelki istasyonda beni bek-| yormuş be Memnüniyetle sız casus teşkilâtı bizmetine girdi güldüm. Bu Kadar) isviğreye göndetildim. Güzel almanca defalar onunla şehre avdet! Uyg haki yarım saat sonrajlik terkettik ve beraberce büyük ye- tari Dt, Seri adımlarla yürüyorduk.| sümlü adamın dostluğu isanı öyle ferahlandırıyordu ki... Jak mazarlı, samimi, tebes- Şu parla! endişe sa-|) Dostum memnuniyetle dedi kiz Onun MY A e EZ / İlki, evin önünden geçtik. Flajo de > Röne burada olacak. O benim) Başımı Flajonun omuzuna dayamış») bir. şehitde uydurma bir hafiye peşin! . tem. O'da uyuyordu, Möylece, kardes ile tempe tusarak bir yol|kardeş uyuduk. Ayni yola hizmet — £ islıkla çalmağa başladı. Üçlmek aramızda öyle hir kardeşlik Tal Metre kadar yol almıştık ki arka|tası vücude getirmiyor mu idi? İ giyinmiş bir arkâdaşı polis'dalresinde mevkuf bir İngilizikağırmıştı. Bu per vasızca hareketi -halırladıkça şenleni: yor ve diyordu ki: iz ) Köyleri yıldırmı gibi geçiyordük. kezi i ki onu uzun müddet- W; zaman bir horozun. boğuk görüyordum. San : olduğu büğı sörgüzeştleri arilattı, Mel Mk ye #tüğünü duyuyorduk. tir tap Yerleşti Röne manyeto)selâ günlin bitinde Alman zabiti elbi de zabıtayı koştururken, Alman “gibi! de kapağının içinde “Almanyada va pılmıştır., yazısı yazıl — Bir tasavvur ediniz. Takip ettir, diğim adam daktilosu ile münasebat: olan çldukça yüksek bir alman memu- ra orman dağları arâsında ilerliyor-'ru idi. Bir haşin karı ile evli.olan bu duk; Manzaranın fevkalâde güzelliğin adam daktilosu ile görüşmek için giz- lenmeğe Hizum görmüştü. Otelciye, git tim ve odalarının birinde-bulunan kim- senin en meşbur. düşman hafiyelerin- den olduğunu haberverdim. Herif he- men daktilo ile memurun kapalı olduk! Tarı kapıyı kilitledi. Kapının önüne bir leketim istilâya uğradığı zaman berijnöbetçi koydurdum. Ve ben avdet etme İden kimsenin-içeri konulmamasını tav siye ettim. Hâlâ beni dinlemeleri Jâ- İzm geliyop.. Meğer ki-betbaht adamı — Belçikada m? Eyet.. Almanlar|kurtarmış olsunlar. Fakat cadi karısı yolda canınız sıkılmı beni tanıyıncaya kadar. Sonra Fran-|bunu haber almet aeabâ ne yapti? ba İlmes'ele de başka. v — Arkadaşımız İngiliz - hafiyesini facia engiz vak'alardam sonun. şu şen bilirim... Bir İskandinavyalı tipinde | kurtarabildi-mi? yi — Ondan kölay ne var? Polis mer tehhalaşmıştı. Arkadaşım mevki fu'başka bir'tarafa götüreeekini söyti — 'Bu gidişle yakında Vâraciğir.. yerek yanına" aldı. Yoldur elbisesini de Yolda znmanı yeğirmek için Ptos-| giştirdi ve dağ tariki ile İsvişreye av.) sefârethanesine götürecektir. per Flajo bana mesleğe gireli geçirmiş! det etti, Böyle faein: engiz birçok vak'alar daha söyledi. Finje pek ço'e şeyler gör yu harekete getirdi. AZ sonra uyudum.|sesi giymiş ve Isviçre hududuna yakin! müş ve böllemişti. Nihayet bağırdı: -— Hahi işte. Bere vardık... Bern üzerimizde keskin bir'yaylâ gibi uzanıyordu. İsviçrenin manazırm daki zarafeti burada anladım. İsviçre nin payitahtı olan Bern üç tarafından Münekkit — Mükemmel. Hele için İde birkaç parça var ki Şekspir bile iyazamaz. — 1488 senesinde ne oldu? İ Şair — Aman efendim, fazla ilti- fat ediyorsunuz. Münekkit — Birisi sinemaya, biri den meğhür GLüter) "doğa; Moda, aljde telsiz telgrafa dair” *Yaztımış iki iİmünzumenizden bahsediyorum. Bir Yıldız Safderun, fakat zengin bir adam rasathaneye gitmişti. Müneccim kendi- sine büyük bir dürbünle yıldızları gös teriyordu. Bir yıldıza bâkmağa hazır. lantrken, dedi kiz — Efendim, şimdi göreceğiniz yıl. dızm ziyası bize tam dört senede ge- Tir. Zengin zair yüzünü buruşturdu: — Çok enteresan amma, dedi; o kadar bekliyemiyeceğim, müsaadeniz- Teme | istediği gibi — Hanımefendi, birkaç sene var ki ko canızt görmüyorum. — Efendim akşamları evde oturu- iyor ve.benim istediğim gibi eğleniyor, vakit geçiriyor. nehri ile çevrilmiştir. Arabanız da şehre yükselmeğe başladı. Hava çok saf ve berraktı, Münzara fevkalâ de güzeldi. Şehri daha iyi görmek için otomobilde doğruldum. Mıntakayı iyi (tanıyan Flajo muhtelif mevkileri işa- vet ederek anlatıyordu: — Şu uzaklarda gördüğünüz müaz- zam kütle Oberlant ve Bern Alpleri- dir, Bu alpler şehirden takriben otuz kilometre mesafededir. Şu karlı zirve leri seyretmekten bikmıyordüm. * Be- yarliklârı He bunla? sabah güneşinde elmastan bir köme gibi pırıldıyordu. Geçirdiğim vak'alardan “sonra bu sükün bana ne kadar tatlı geliyordu!. Flajo şoföre bazt talimat verdi. Ara ba yandan bir yola saptı. Yol arkada. şım bana elini uzatarak dedi ki; —Işte vardık matmazel... Sizi ter kederkon tekrar görüşmek ümidini beş İlemekliğime milsande ediniz... Tekrar İ karşılaşmamız kaviyen memuldür. Rö ne sizi şehrin öle tarifindaki Fransız Otomobilden atladı. Eli ile samimi hir hareket yaptı. Son bir defa tebes süm etti. Otomobil tekrar hareket öt ti. Şu Prosper Flajo cesur bir adam dı., Bundan başka ne samimi;ne sadık kimse idi. İğimde minnettarlık bis- İsi bır Jar arasmda unutulmaz bir (mevki