pa — 2 — VAKIT 15 Haziran 193) --——emammış suretle Anadoluda (Danişmendiler) e, (Selçukiler) e, (Karamanlılar)a, (Men küciler) e, (Ertna oğulları) na, (Ra- mazan oğulları) na, (İsfendiyar oğul ları) na, (Karasi oğulları) na ve sair hükümetlere cenubi Rusyaya nm bhanlığı)na ve Rumeli ci hetinde Bizansa, (Bulgaristana, Sırbistana, Macaristana ve salreye ait bir çok vesikalar Osmanlıların eli- ne geçmiştir. e Temirlengin (Bursayı tahrip #tmiş olmasına rağmen, Bur- sadan İstanbula nakledilmiş bir çok vesikalar bulunduğu da muhakkaktır, Edirne vesaiki de Istanbula getirilmiş tir. Esasen (Papas odaları) nda (Fa- tih) le (Osman gazi) arasındaki devre ait vesaik mevcut olduğu rivayet edi- lir. Bu vesikalar, Osmanlı tarihinin Fatih zamanına kadar geçen karanlık devrini tenvir edecek yegâne menba mahiyetindedir. Vakfiyelerin de tarih ilmine (çok faydası vardır: Bir çok meçhul şeyler bu sayede halledilebi- lir. Bir çok hükümdarların istihdam ettikleri ricali da bunlardan öğrenebi- liriz: Meselâ (Melik Ahmet Daniş. ment), (Melik Nizamettin Yağı ba san), (Nurettin Şehit), Salâhattini Eyyubi), (Alâattin Keykubat) gibi bir çok hükümdarların devirleri hakkında vakfiyeler bizi pek çok tenvir edebilir. Bunların içinde coğrafi malümata da tesadüf edebiliriz: Meselâ (Yalova)nm eski ismi (Yalak abat) olduğunu ve (Tekirdağı) na da eski Türklerin (Ra- dosçuk) dediklerini ancak bu menba-! lardan öğrenebiliyoruz; (Bunlardan eski köy İsimleri bile (öğrenilebilir; Fazla olarak, içtimai ve ahlâki malü- mata bile tesadüf edilir: Meselâ birisi babasını gücendiriyor, sonra pişman oluyor, mahkemeye gidiyor, cürmü. nü itiraf edip töbe ve istiğfar ediyor, nefsini kahır ve tekzip için helâl malın dan şukadar bin kuruşu filân hayrata tahsis ettiğini tescil ettiriyor ve der hal parayı çıkarıp veriyor! Eski Türk ahlâkiyatı ile içtimaiyalanı tenvir için, vakfiyelerde buna benzer daha bir çok Adetler ve usuller bulunabilir; fakat maatteessüf bütün bunlar bugün müt. hiş ve biaman bir fiili kimyevi içinde mahvolup gitmektedir! — Vakfiyelerden başka ne gibi ve- $aik vardir? — Mülga mahakimi şer'iye sicillâ- tında da nüfusa, tarihe ve hukuka ait mamütenahi vesikalar doludur. Bunr- Yar da rutubetli mahzenlerde çürümek tedir; 1264 tarihindenberi ihbar edil. miş Vakıf mahlüller dosyaları da toz toprak içindedir; bunların adedi yir- mi bini mütecavizdir. Henüz muameleleri ikmal edilme- miştir; halbuki Oo vakittenberi nice; yangmlar ve zelzeleler oldu; yollar genişledi; mahldl denilen yerlerin ki. misi yandı, kimisi yıkıldı, kimisi de yola münkalip oldu; bir kosmıda & VAKİT in Tefrikası : 3 Kızılcık Dalları © YAZAN REŞAT NURİ GEÇEN TEFRİKALARIMIZIN HULASASI Merhum bir paşanın haremi (olan Nadide hanımefendi Pendik istasyonu cvarında rölar yapan trenden çıkan kızını karşılıyor Trenden Nadide ha yan bir kız iniyor, Köylü Göztepe yo- istasyondaki halk istihsa (ediyorlar. Jelerde bulunuyor. hanımefendinin evinde sofrada hep o nun lâfı oluyordu. Arkasına bir yorgan! almış olduğundan kendisine yorganlı ldkabını vermişlerdi. o Nadide hanım köylüye acıyordu. Esasen o dirilere karşı büyük bir alâka gösterir. Fakat ölenleri pek çabuk unuturdu. “ ... kütükleri arasmda ateşböceği ko- valryan çocukların gürültüsü yavaş — yavaş uzaklaşmış ve kaybolmuştu.! Sekiz on dakikn sonra en bü- yükleri koşu koşa bir havadis ge- imalarına hayret ettiler, tirdir (Kı, dosyalar tetkik ve tasfiye edilmiyecek olursa, bu yüzden de milyonlarca lira lik vakıf malı zayolacak o ve belki de bunlarm büyük bir kısmı yabanetlarla ecnebilerin ellerine geçecektir! — Müsaadenizle son bir sual daha irat edeceğim: Bu vaziyetin ıslahı na- sıl temin edilebilir? — Gazetelerden biri kâğıt kurtları- na karşı bir tedbir olmak üzere evrak hâzinelerinin üstüne şimdilik (nafta lin) dökülmesini tavsiye ediyordu. Bu nu (uyunca güldüm: Ziraat memur- larımız ilâçla tarlalardaki çekirgeler- le fareleri bile adamakıllı imha edemi yorlar! Ekinler yerden biter; tasnif edilmelidir. — Nasıl tasnif edilebilir? dan mürekkep üç dört kişilik bir heyeti teşkil edilmelidir. Bu heyetin azası- mamalıdır; bunlar, ni bu işe hasretmelidirler. gelirmenin moda olduğu evkaf için de sözde bir mütehassıs ge-i tirilmiş ve Avrupada evkaf olmadığından, bu garabete herkes bi bir yerde hiç bir vazifesi ol. müzakere masası ez bütün vakitleri.|demek, yukarıda izah ettiğimiz veçhi- Fakat bu işe memur edilecek kim.|Tinin z selerin Türk ve islâm tarihlerinde tam|cak seyahatlerini nazarı dikkate ala- İbir İhtisas sahibi olmaları zaruridir; ereği Amerikan ricali si- aksi takdirde, yarım âlimlerin yapa-|Yasiyesinin cakları bir tamil? ancak eahilâne bir)fade ederek beynelmilel netice verebilir; bu ciheti size tuhaf|rı meselesini de bir misalle de tavzih edebilirim: Av.Jâramak demektir. Ri rupadan her şey İçin bir mütehassıs kers mülâkatında İngiliz ve Alman baş-| sıralarda, | vekil ve hariciye nazırları bu makset teşkilâtı | ayları zarfında hay)borçları meselesini tetkik için bir kan- Büyük dünya me- seleleai ne halde Başmaksleden mabait merkezi (Bal) şehrinde (beynelmilel tamirat bankasma (tebligat yapacak, Almanyanm tamirat borcu olarak va- muamelesine nihayet verilmesini istiye ki olacak tediyatınm dövize (tahvili cektir. Yung plânı mucebince banka hususi komitesini içtimaa davet ede cek, Almanyanm talebi hakkında biri karar verilecektir. Bundan Sonra Almanya İle İngiltere (hükümetleri fakat|müştereken Almanyadan alacaklı olan tarihimizin muazzam vesikaları iste- devletler nezdinde, bilhassa Pariste, diğimiz zaman yerden bitmez! Bunlar) Brükselde, ve Romada teşebbüsatta bulunacaktır. Bu suretle Almanya. nın tamirat meselesi yeniden müzake- — Yazı ve tarih mütehassısların.|re masası üzerine konmuş olcaktır. İngiltere İle Almanya (tarafından tamirat meselesinin bu şekilde yneiden üzerine (okonması le, Amerika hariciye ve maliye nazırla-! yakında Avrupaya vuku bula- bu seyahatlerinden isti- harp borçla- yeniden tetkike yol Rivayete göre Şe- ile önümüzdeki ağustes ve yahut eylül beynelmilel (O harp tekinin berikinin eline geçti: Eğer bu lunu soruyor. Adamcağızın Pendikten nın üstüne b: kurmuş, Göztepeye kadar yürümek istemesile| kucağında prensi ret etmişti! Bu mütehassıs kendi ak-|ferans toplamağı düşünmüşlerdir. Bu Umca bazı şeyler düşünüp bir lâyiharivavet de biraz evel arzettiğimiz tah- yerdi; bu lâyiha, bilhassa teşkil edi- minleri teyit eden bir noktadır. len bir enelimene havale edildi; en-| | Hülâsa önümüzdeki sene zarfında cümenin reisi evkaftan (yetişmiş bir)bütün beynelmilel siyasiyat işlerine hâ İzat olmakla beraber, eski arkadaşla- kim olacak üç mühim mesele mevzuu rından bazı tarihi malümat istedi; bir bahistir: Bunlar da Almanyanm ta- zat kendisine evkaftaki en eski vakfiye) mirat borcu, Amerikanın Avrupa dev. diye 440 tarihli bir vakfiye sureti gön letlerinden harp alacakları, 992 sene- derdi, Fakat bu zat vakfiyede (Fi Teb-İsi zarfında toplanacak olan beynek riz fi zemi il hi erbein ve erbeamia) £ ibaresindeki naenaleyh cihan iktısadi buhranma İtenakuzun farkına varamıyacak ka. |care bulmak için o beynelmilel iştiraki dar tarihten bibehre (idi Mutesemilmessi ve taavün imkânr temin edilip Billâhm hilâfeti 219 — 227 tarihinde|edilemiyeceği ancak önümüzdeki sene olduğunu bilmiyordu. Bu tarihle 40/zarfında bu üç mühim dünya meselesi- tarihinin telif olunamıyacağını düşü.nin alacağı şekil ve cereyandan sonra nemeyip mal bulmuş Meğribi gibi selanlaşılacaktır. viniyordu! Halbuki bu vakfiye mü AA A KE e 0 0 STR EE (Hazinei evrak) dairesi tahsis etmek dekkikleree malüm, fakat sıhhati meş küktü. Tarihe vâkıf olmıyan encümen reisi bu noktanın farkında bile olma-|lâzımdır: Muhtelif yerlerdeki kâğıt- dan sevinmişti! İşte teşkili Vüzumum-|!s7 tasnif edildikçe bu daireye konul dan bahsettiğim encilmende böyle reis malı ve bu suretle milli bir hazinei ev- ve böyle aza bulunacak olursa, hiç bir|rak idaresi tesis edilmelidir. Bütçe- şey yapılamaz. Herhalde adamakıllı mizin mâruz olduğu buhrana rağmen mütehassıslar (bulunmalıdır; oböyle|bü iş için senede birkaç bin lira sarfet İmüitehassıs bir heyetin emrine birkaç|mek imkânsız olmadığı gibi o israf da kâtiple bir iki dosya memuru verilme-| değildir. Çünkü bu suretle hem milli Ni ve bunlar mütemadiyen çalışarak) tarihimiz mahvolmaktan O kurtarılmış derhal tasnife (o başlamalıdır. Fakatlve hem de maddeten milyonlar ve bel- her şeyden evel, bütün medeni memle-İkj de yüz milyonlarca liralık istifade- muntazam birler temin edilmiş olacaktır. — Haminne.. Yorganlı ile Gül Köylü sırıtarak süm oradalar... Sokakta yatıyorlar.) o — Sen Gülsümle İsmaili ne- O sözünü bitirmeden öteki ço-|reden tanıdın hanımefendi? dedi, cuklar da göründüler. Köylülerin Nadide Hanım istasyon vak'a- orada olması fevkalâde bir vak'a i-|sın: anlattı. Vasfi Bey Gülsümün miş gibi bir sevinç, bir kıyamettir| biraz ötesindeki bir saman demeti- gidiyordu. nin üstüne çökmüştü: Bu hazım tembelliğini bir tür- — Gülsüm bize ne ikram ede- lü üstlerinden silkip atamıyan bü-|ceksin bakalım.. Sana misafir gel- yükler için de güzel bir vesile ol-'dik, dedi. du. Küçük kız başını önüne iğerek Fazla yorgun olduğunu söyli-İsusuyordu. Onun yerine yorganlı yen Şakir Beyle karısı müstesna'cevap verdi: olmak üzere hepsi köşkün arkasın- — Hoş geldiniz.. Sefalar getir- daki yoldan caddeye çıktılar. diniz.. sarayımız büyük.. tavanlar Yorganlı ile Gülsüm nedense| yüksek.. Cenabı mevlâ bir de lü- İketlerde olduğu gibi, mımefendinin kızı ile beraber bir köy-| yola devam edememişler karşı tar-| küs lâmbası takıvermiş.... ille ikram'ra arkaları ile mükemmel bir ziya- lü ve arkasında bir küçük çocuk taşi” lanın kenarında bir kamp kurmuş-| edecek şeyimiz yok.. Cigara sar|fet vermeği aklına koymuştu. maa- ilardı. Gülsüm yere serilmiş gors diyeceğimya.. bizim kaçak tütünleri smeaili| boğazmızı yakar diye korkuyorum. Yorganlı ağır ağır, gülümsiye gü- Yorganlı ayakta, yavaş yavaş|lümsiye bunları söylerken gökyüzü tam mukabe-| sönen bir çalı ateşinin ışığında lala|nü, yeni doğan ayı gösteriyor, red-| haline göre tok gözlü bir adam gö“ ile konuşuyordu. Kalender ve de-|dedileceğinden emin bir ( tavırla Köylü böylece Göztepe yolunu yü-/mokrat büyük hanım böyle fakirkorka korka tütün kesesini uzatı- rüyerek almağa hazırlanırken Nadide! insanlarla yı çok severdi:| yordu. — Ağa bu gece bize komşu mu Vasfi Bey: geldiniz? Hoş geldiniz? dedi. — Ağa sen bir ârif adama ben Yorganlı bu kibar insanlar bas-| ziyorsun... galiba ( İstanbula yeni kınından hiç ür 3 gelmiyorsun.. — Öyle ik het Ha- Yorganlı başı ile tasdik etti: ni yolumuz çok da, dedi, ZE fasial Rumeliyi, Ara- Nadide Hanım bu defa tatlı)bistanı hep bilirim bey. çok gez- ve müşfik bir gülümseme ile küçük|dim... kıza iğildi: — Nasıl gezdin? — İsmaili uyuttun mu Gülsüm? Yorganlı Vasfi Beyle gizliden Yorganlı ile Gülsüm bu yaban-| gizliye eğlenir gibi bir tavırla: cıların kendilerini atlarile çağır- “ inelmutesemi billâh fi tari.) milel tahdidi teslihat konferans... Bi-| ;İlatasaray müdürü”olmuş;*342'de Fazilet mükâfatı (Üst tarafı 1 inci sayıfada ) meclisi maarif azalığına, mütea- kıben Odairei ilmiye riya- seti vekâletine, bilâhara idare riyasetine, 326 da maarif neza- reti müsteşarlığına 328 de ma- arifi umumiye nazırlığına tayin edilmiş. 336 da' kabine reisinin istifası üzerine nezaretten ayni- mıştır. Müteakıben Fen medresesi için yapılan intihapta Fakülte riyasetine intihap edilmiştir. Fa- külte rıyasetinde ve fizik mü- derrisliklerinde bulunmuş ve bi- lâhara tekaöde sevkedilmiştir. Elyevm fakültede ücretle tecer- rübi fizik müderrisliğini yap- maktadır. Faik B. istanbul lisesi Fransızca mu- allimi olan Faik B, 1288'de Sa- ray Bosnada doğmuştur. ilk tahsilini eski Alipaşa iptidai mektebinde, orta tahsilini Gala- | tasarayda yapmış, edebiyat ve | fünun şebadetnamesile mezun olmuştur. iIk defa 1307 de Yan- | ya idadisi Fransızca muallimliği- ne tayin edilmiş, sırasile Drama Selânik oidadilerinde (muallim, Kudüs, Adana, Halep, Konya, Trabzon idadilerinde müdürlük yapmış 1324 te Hudavendiğâr vilâyeti maarif müdürlüğüne ta- yin edilmiş bilâhara Mektebi sul- tani müdürü saniliği, maarif ne- zareli tedrisatı iptidaiye müdürü umumiliği, Darüleytam müdürü umumiliği, maarif nezareti telif ve terceme azalığı, 1334 te Ma- arif nezareti heyeti (teflişiye azalığı, 337 de milli hüküme- tin teşekkülü (Üzerine (ma- zuliyet maaşı almış, 339 da Ga- tekaüt edilmiştir. Faik Bey Selânikte bulundu- ğu sırada bir müddet büyük Gaziye riyaziye dersi vermek şerefine de nail olmuştur. Bütün bu hocalık zamanında” derslerini ihmali görülmemiştir. Talebesile mütemadiyen meşgul olur, vazifelerini tam bir intizam dairesinde takip eder bir zattır. Maarif vekâletini bu takdir- lerinden dolayı ik ederiz. Dört kere mi, beş kere mi.. akılda kalmaz ki.. Yemene kadar gittik... Gülsüme bu defa da büyük ha-| nım bir sual sordu: — Karnın aç mı kızım?.. Kız başı ile bir uzun (hayır) İşareti yaptı. — Hayır olur mu? Tabii bu- rada bir şey bulamamışsınızdır... Yörganlı: — Ekmeğimiz, yoğurdumuz vardı. Gülsüme Sapancadan elma da alrverdimdi.. Allaha şükür kar-i nrmızı doyurduk.. havadise Bü canı sıkıldı: Köylülere bu gece #of- üyük hanımın bu mafih bu yine olabilirdi. Yoğurtla elma yiyecekten mi sayılırdı? İ — Hadi ağa.. eşyanı topla.. bu! gece bizde misafirsiniz. Yorganlı rünüyordu.. | — Soğ ol hanımefendi..| Allah razı olsun.. ille biz yiyeceği- mizi yedik... Şurada yatar gideriz..! Geceler kısa... Sabaha ne kaldı ki? Fakat bu gece büyük hanımın kerem ve merhamet damarları a- yağa kalkmıştı; köylüler, dedikleri gibi, tok da olsalar yemek yiyeceklerdi. Yorganlı kampını kaldırdı; ar- İşile damadını karşısına aldı. dürtüşliyerek “Kalksana riyetine tayin edilmiş, 323 de We Kâzım Paşa H” mize muvasalat ed Ankara, 14 (Telefon) let Meclisi relsi Kâzım bugün ekspresle Istanb' ket etti. — Ankara, 14 (Telefon) killer heyeti bulundu. Tütün kanunu hakkınd Amkara, 14 (Telefon) “ tütün kanununun tatbiki da hazırlanan talimatname lerek Maliye vekâletine Kastamonuda soğuk Kastamonu, 14 (A.A) — valar soğumuştur. Hararet dan 9 dereceye inmiştir. Hem zararlı, hem Denizli, 14 (A.A) — Son lerde yağan devamlı ve yağmurlardan afyon ve Bir defin& hikâyesi izmir, 13 — Manisada mi mevkiinde büyük bir olduğu söyleniyor. Vaktile nisada bapisanede buluna? mahküm öleceğine yakın diğer bir mahküma açmiı mahküm da firara muvaffak rak tebdili kıyafetle define rinde gizli taharriyatta muştur. Tam definenin bulduğu esnada zabıtanm binden kurtulamıyacağını yınca Kuşadasına gitmiştir, küm burada keyfiyeti bir açmış, şoför de izmirde idarehanelerinden birinde Bp Nâiefekdiye anlatmış, müteakip meseleden gazete re müdürü haberdar olmuş, ticede define yerinde gizli riyat yapmak için o arsayı almayı kararlaştırmışlardır. müdürlüğü vaz'ıyet etmiştir. Heyelân Izmir 13 — Göztepede diliyor. Şehrin o semti korku edir. Çerkeşin Dere yorlardı. Bir haftadan beri idiler. Vasfi Bey gülerek: — İnsan kuş misali ğam.. Bir hafta evvel niz şimdi neredesiniz? dedi. — Yol bir şey değil... Be? keşten Adapazarına evvel günde gelirim... İlle yanımız0” çük hanım var.. Ermeni gelini kırıtır durur. Gayri Adapaz4! buraya trene biniverelim dedi niz tutmuş gibi yüreği başladı. Bazı insana ral mazmış derler. Köşkün alt kapısına di. Büyük ra misafirleri venin taş basamağına ol lerine bir tepsi yemek koydu di de tarasadaki tahta çerek iki kızımı iki yanma, Yorganlı her yemekten ça: “Keşki ekmekle yoğurdu seydik,, diye hayflanıyor fakat na rağmen büyük bir gay! hanlara dalıp çıkıyordu. de bir kucağında uyuyan yesene İsmail,, diye söyleniyoi” türlü uyanamıyan çocuğun tık büsbütün sönen ateşin son kt-İzorla yemek sokmağa çalışı vılcrmlarını o ayaklarile çiğnedi. Yorganlı nihayet kızdı: Gülsüm bir türlü uykadan uyana- — Kız tövbe olsun bu — Tüccarlıkla gezecek halimiz|mıyan İsmaili sırtına yüklendi. Ko-'ni döğerim.. birak çocuğu "© yok ya bey, dedi, askerlik ettik. — konuşa köşkün yolunu tuttu-|yemekten tatlıdır, dad yeli Bu sabah ekspresle şehi pe > ula Ld İİ Vekiller heyetini? saat dörtte topl dı. Geç vakte kadar müzake bat 5 şurası tarafından müzakert g, “ir A şi pi mahsulleri müteessir olmuş” | Yağmur tütünlere yaram Del A A —E Ne REN buki bu mesele mi dana atılınca işe metrük ; wii pede heyelân vukuundan bal köyünden Berki ie dersiniz kız bayağı hasta oldi bam 7 Gülsüm bilâkis iştahsızd” b fi