© © Sevinsenize - Niye — 2-— VAKTIT 7 Haziran 1 Kastamonude fare mücadelesi Kastamonu, 5 (A.A) — Son mücadelede yeniden 55 bin dö- nüm arazi fareden tathir edil- miştir. Temizlenen arazi bununla 140 bin dönümü bulmuştur, Kastamonuda yumurta piyasası Kastamonu, 5 (A.A) — Yu- murta piyasası durmuştur. Yüzü 160a alınmaktadır. | kası Hanrmefendinin rahatsızlığı do. layısile bulunmaktadır. Salı günü An karaya dönecektir. Dün adliye daire. sinde bulunduğu sırada gazetecilerin adliye muharrirleri kendisini ziyaret etmiş, muhtelif adli meseleler hakkın. Ja izahat rica etmişlerdir. Yusuf Kemal Bey, sorulan sualle- e şu izahati vermiştir; — Adliye kadrosunda tebeddül yek- tur. . Bazı tebeddüller olursa, bunlar adliyede ötedenberi alelâde bir şekil. de yapılan tayin ve tahvillerden iba- ret olacaktır. Umumi tasarruf maksadile o diğer| devlet dairelerinde memurin adedi ü- zerinde (yapılmakta olan tenzilâtın. adliye kadrosunda yapılmasına imkân! görülmemiştir. — Otuz sene hizmet gören hâkimle-| rin tekaütlükleri hususunda mâlümat Jütfeder misiniz? — O mesele hakkındaki kanün, he nüz meclisten çıkmadı. Kanun, mec. Jisten ne şekilde çıkarsa o şekilde muk- tezasmı düşüneceğiz. — Umumi teftişlerde bulunacağı. nızdan, bilhassa Anadoluda bir teftiş seyahatine oçıkacağmızdan bahsedil- di? — Sureti mahsusada bir teftiş se yahatine çıkacağımın aslı olmadığı gi- bi buna lüzum da yoktur. — Yeni icra ve iflâs safhad.. ır? — Kanunda tadilât, adliye encüme- ninde çox muktedir ve mütehassıs ze vat tarafından ehemmiyetle tetkik e- dilme ?clir, İhzaz olunan ve enciimen| de tetkik edilmekte bulunan kanun ta- dil iyihasının ihzarında imkân mer- tehesinde her (o türlü şikâyetler (o ve 2iş, güçlükleri nazarı dikkate alım: i bertaraf edilmesine çalışılmış- tır. “İfotç'İlin hapis usulüne avdet &£ miyeceğiz. Borç için hapsin temin et-| tiği farzolunan faydaları tadilât lâyi- temin edecektir. — Ceza ve hukuk muhakemeleri u-| swlü kanunlarındaki tadilât ne vazi- | yettedir? | — Temyiz heyeti, tetkik ediyor. Bu tadilât meclisin teşrinievel içtimama kalacaktır. — Hukuk mezunlarının altı aylık stajlarını ücretli yapmaları kabil olu- cak mıdır? — Bunun için meclisten tahsisat is- tedik. (İstihsal edersek, stajlarını üc- retli yapacaklardır. kanunu ne Nihayet Ağustosun 10 nu ol- du.. Meş'um güne tamam bir haf- ta kaldı. Arasıra gelip (giden sancılar sıklaşmağa ve şiddetleri- ni arttırmıya başladı. Istırap hasta lara yeri göğü tırmalatacak bir şid dete vardı.. Çağrılan doktorların ( her biri! başka türlü bir bağırsak hastalığı teshisi koyu-ak gidiyorlar; ağrıları kesemiyorlar, :edavid- isabet gös- teremiyorladı. Hastalar soğuk terler dökerek | ölü benzile kıvrım kıvrım kıvran- dıkça o ağrıları (o kendileri çeki- yorlarmış gibi iki kardeş son dere ce muazzep oluyorlar. Bir çare bulması istirhamile (© Babalarına koşuyorlar, Filesof tevbihkâr göz- ler ve sözlerle onları şöyle haşlı- uz istediğiniz intikamı- fazlasile çıkarıyorsunuz. kederleniyor- smız? Karşmızda yürek dayan maz ıstıraplarla İsim inim inliyen bu iki bedbahtın bibirini sevmiş ol- omaktan başka bir Okabahatleri | | | tesfire oL 7 B. Millet Meclisinin dünkü celsesinde Defterdarlığa bugün Refet Beyin riyasetinde toplandı ve Maliye vekili Manisa meb'usu Refik Şevket B. in tak- rirlerine cevap verdi. ilk takrir Istanbul defterdarlığı tarafından tevzi edilen ikramiye meselesine aitti. Vekil Aptülha- lik B. defterdarlığın maarif ver- gisi tahsisatından diğer tahsil memurlarile beraber ikramiye aldıklarınm — doğru olduğunu, bunda kanun hilâfında muamele görmediğini, ikramiye meselesi hakkında meclise bir tefsir ve- rildiğini, şimdiye kadar ikramiye paralar istirdat edilmediğini, tizaren tediyat yapılma- dığı gibi yeniden tevkifat ve tenzilât da yapılmadığım söyledi Refik Şevket B. cevap verdi: — Umum! mesail ile alâkadar olan ve vazifesini bilen matbu- ata kendi hesabıma teşekkür etmekle bütün söylediklerime tekaddüm etmek istiyorum, dedi ve badehu vekilin izahatından bahis ve kanunlardan muayyen birisinde maarif vergisi alındığını izah ettikten sonra dediki: — Binaenaleyh taadül kauunu çıktıktan sonra böyle maarif namına sureti mahsusada mun- tazam şekilde tahsil olunan pa- ralar olmasaydı böyle sual sor- mak manasız olurdu. Kanunen | ortada birde böyle mektep ver- gisi diye munzam bir tahsisat yoktur. Eğer defterdarlık ve maliye tabsil memurları asli va: zifeleri obaricinde vergi tahsil etselerdi ikramiye almıya hakları olurdu. Teadül kanununun bir maddesi “vazifei esasiyesini ifa edenler hiç bir unvanla bir şey alamazlar diyor. Buna maarif vergisi muhaliftir. Sonra Maarif vergisinden yüz- de bir kesiliyor deniliyor. Buna is- tinaden teadül kanunundan alın- ması lâzım geldiğ tasrih edilen bir paranın alınmasına davam verilen ikramiye ve satılan evrak meselesi görüşüldü Ankara, 6 ( Vakıt) — Meclis edilebilr mi? Buna kanuni imkân var mıdır? Takrir sahibi badehu bu malü- matın bazı gazetelerin yazdığı gibi 20 bin lira olduğu ve 2 milyon tu- tan mektep vergisinden alınan yüzde birle defterdarlık hissesi olarak mevzuu bahsedilen 20 bin liradan Istanbulda çalışan küçük tahsildarlara yüzde ayrılıp ayrıl- madığı hakkında kendisince bu meseleden dolayı tefsire değer bir nokta olmadığını söyledi. Maliye vekili cevap vererek Devlet Şürasının tefsirini bilme- diğini, hakkı tefsirin meclise ait olduğunu söyledi. Müzakere kâfi görülerek ikinci takrire geçildi. Bu takrir Istan- bul defterdarlığı tarafından sa- tılan kıymytli ve tarihi evrak meselesine aitti. Maliye vekili söz aldı. Bu evrakın evvelce mülga maliye nezaretinin, şimdi ise maliyenin bir memurunin idaresinde olduğunu, meşrutiyet- te ve mütarekeden evvel tasnif edilerelr ayrılan kıymetli evrakın mahzenin üstündeki (yerlerine yerleştirilerek deftere kaydedil- diğini, altta kalanların ise kar şık ve tasnif edilmemiş bulundu- ğunu, yeni harfler münasebetile bunları yakmak mevzuu bahis olduğunu, bilâhare satılmasına karar verilerek satışında müna- kasa kanunu alıkâmı dairesinde yapıldığını, müfettişler tarafından yapılar tetkikatıi"kıymetli evfak satılmadığı « neticesini verdiğini ve satılanların da iadesinin kabil olduğunu beyan etti. Retik Şevket bey söz aldı. Memleketin candan alâkadar olduğu bir mesele için takrir verdiği Maliye vekilinden bade- ma bu gibi evrakın bakkal kâ- ğıdı gibi satılmamasını rica et- tiği ve gazetelerin bu mevzu dolayısile yazdıklarını gördükten sonra insana içerisinde bir Bul gar müverrihinin, bir Macar müs- teşrikinin ve sonra hukukçuların bulunduğu zatların gazetelerdeki beyanatından sonra müthiş ha- lanıyor. ki kardeş de yürekleri parça- lanarak babalarının yanmdan çı- karlar. Çelebi doğru İclâlin döşeği başına Caize de Umraninin yanma koşarlar.. İclâl iniltiler içinde morarmış, titrek dadaklarile: va yoktur. Gençler (arasında seviş- mek ise hiç bir ağır cezayı müs- telzim olmıyan pek tabii ve umu- mi bir şeydir. Çünkü siz de sev- da yüzünden baba itaatinden çık tınız.. Bugünkü müessif hallere se- bebiyet verdiniz. Aleyhlerinde bu ağır cezayt tatbik ettiğiniz 2 genç hakikaten cani bile olsalar kanun, idam mahkümleri için (en seri ve ıstırapsız ölüm usulleri O ararken siz bu zavallılara çektiriyorsunuz. Tesirindeki fecaati (o bilmeden dü şünmeden bir roman sahifelerin- de gördüğünüz fantazi zehiri kul- landınız. Ben babalık şefkatile im dadınıza yetişmemiş o olaydım bu saatte siz de kurbanlarınızla be- raber kıvranarak öbür dünyayı boy kıyacaktımız.. Çelebi yaşlı gözlerile: — Babacığım tevbih, tektir ye- tişir. Bir çare söyleyiniz. Filesof — Ölüme çare olur mu? Çelebi — Fakat henüz ölmedi- ler. — Beyciğim... — Efendim... — Seni çok meyus görüyorum... İ Çelebi gayet müteessirane: ! li var mı? — Bize acımayınız.. — Niçin? — Biz ettiklerimizi çekiyoruz.. iNiçin çabuk ölmediğimizi biliyor! musun? — Hayır fakat ölümünüze de- gil ifakatinize intizardayım... — İfakat o bizim için bomboş Ikin çabuk ölmüyoruz. Çünkü sizden af bekliyoruz. Ağzmızdan samimi bir affa nail olduktan sonra çok yaşamıyacağımızı göreceksiniz. — Hemşiremle beraber biz sizi çoktan affettik.. Fakat ölmeniz İ- için değil... müsterih yaşamanız İ- çin... ... | Bu muhaverenin hemen bir ay İnr da Umraninin yastığı o başında geçiyordu. İlki kardeş yalnız kaldıkları za man şöyle görüşüyorlardı: İmüsteşarı bana dedi ki: früştüler. İdil gör aöktedir. — Başka türlü olmanın ihtima| Tekzip ediliyor İ izmir belediye reisini Dahiliye vekili Beyin kabul etmediği doğru değil İ Ankara, 6 (Telefon) — Dahiliye Vekilinin İzmir belediye reisi “Sezal Beyi kabul etmediği hakkındaki neşri- yat doğru değildir. Bu hususta görüştüğüm Dahiliye İ — Bu neştiyatı hayretle (karşıla. dım, Hüsu:: idareler müdürü Bey de: ir Belediye orelsi Bey bana geldi. Beraber (Vekil Beye gittik. Belediye reisi Bey iki saat kadar gö- Ben de orada idim. — mama | Arazi vergisi Encümen na gibi tadiller yaptı? Ankara, 6 (Telefon) — Arazi ver. gi * lâyihası Maliye escümeninde ta. Encinien birinci maddayi, üzerin- de bina bulunmıyar, bina tetüümma- tından madut. olmıyan arsalar da a- râziden maduttur, şeklinde tadil et- miştir. e iâsn vücuda getirilecek bağlar ve meyvılıklar, oincirbahçeleri 6 se ne, orman 20 sene, dutluklar 10 se- me vergilm muaf tutulacaktır. Kuraklık, yangın, muzır haşerat dolayısile 4 nin üçte biri nisbetinde zarar görenlerin vergileri Maliyeniu müsaadesile kısmen veya İsmamen tecil clunacaktır. Vergi zirant: o elverişli “410, iratsız oarsalradan nisbetinde alınacaktır. İmei eni 5 Adliyede tayinler Ankâra; 6 — Ankara ceza reisliği ne Ankara ceza azasından Cafer mil, Ankara azalığına İstanbul a7a- sından Mitat, Ankara müddelumumi muavinliğine Nafiz, İstanbul müdde- İumumi muayinliklerine Geyve ve Sa- rav milddelkmumileri Sadun ve Ubeyf. İstanbul sulh hâkimliklerine Zongul- dâk miliddeinmamt muavini Hayrullah, Üsküdar müddelumumi muavinliğine Kars azasmdan Zühtü, hâkimliğine| Kaş hâkimi OHüsamettin Beyler ve! Ankara sulh hâkimliğine hukuk me- zunlarından Sabriye, İstanbul sulh hâkimliklerine hukuk (mezunlarından Suat Hilmi, Muazzez Şevket ve İzmir sulh hâkimliğine Zübeyde Nimet Ia- rımilar tayin edilmişlerdir. zineler gittiğine zabip olduğunu ve bunların getirilmesine teşeb- büs edilmesini söyledi. araziden binde beş pazartesi toplanacaktır. yorları. Caize — Biz asıl katiller ölü- me mahküm bıraktıklarımızdan af istemeğe cesaret edemiyoruz... İzibi tahsildarlar tarafından gi-|çimiz Hamdullah Suphi Bey b Müzakere kâfi görüldü. Meclis İdir. mevkiinde görerek bizden af dili-| : Sayım vergisi İktisat encümeni vergid? tadilât yaptı Anara, 6 (Telefon) — Maliy€ v meni sayım vergisi Lâyihasının © keresine devam etti, p Iktisat encümeni lâyihanın — İSİ w Halkın dediği gibi — sayım © olarak kabul etmiştir. Encümen, aygır, teke, koç, kepler ve çift koşu hayvanların lülerimizin en ehemmiyetli istihs$i sıtaları olduğundan ve bir çift nı olanların bu bir çift hayvan geçim < vasıtası (o bulunduğu! yihaya — bir fıkra ilâvesile (DİZ koşum (hayvanı olanlardan almmamasını kabul etmiştir. Lâyihada teklif edilen yokla ları için asgari hir milyon Jirs” raf olacağını nazarı dikkate 8 cümen, yoklamanın Ni sını kabul etmiştir. i Lâyihada teklif olunan — koy keçiden 60, deveden 200, mâl 75. sığırdan 100, at, kısrak katırdan 125, eşekten 50, dom kuruşu aynen kabul etmiştir Yalnız tiftik keçisinden vergiyi ş ruşa tenzil etmiştir. C. Merkez bankası müdürü Ankara, 6 (A.A.) — Devlet b wmwm müdürlüğüne Ziraat banks, mum müdür muavin; Salâhettis tayini Maliyeye inha edilmiştir. Meşhur Kristalpalâs ya! Münih, 6 (A.A) — İçinde heri resim sergisi tertip (olunan Kristal Palas baştan başa yar! Maddi zarar birkaç milyon m&! liğdir. Manevi zarar ise tahmif lemiyecek kadar büyüktür. Hamdullah Supni B. #i Ankara, 6 (Telefon) — Bük Pi “| hareket etti. — —— Gazi Hz.ne hediye Bir refikimizde (o yazıldığıns memleketimiz için (Iraktan at ve kısrak almağa giden - KEUEK NEKTAR ve ve serra, yi tir. At ticareti yapan Iraklı zengin Mehmet Şeyhli Gazi H için bir st (ve kısrak hediye Heyet keyfiyeti (o Ankaraya hediyelerin kabul edilerek sahil şekkür olunması cevabı veril: ——— Bir müfettiş hakkınd Pir refikimizde o yazıldığı" ) Muğla ilk tedrisat müfettişi Z bir garezkârlığa maruz kalar# fiği dir diye müşahede aitma alıni kat mumaileyhin deli olmadiği şılmıştır. Vekâlet hâdiseyi tahkik Zeki Beyin vaziyeti tamif” 7 cektir. ş den yakaladı ve gözlerini göz lerinin içine dikerek: —Sen de benim gözleri! ne eski muhabbetinin ateşilf aşkının sihri yüreğimin ta © lerine akarak beni canla — Sus kardeş sus.. Onlar ha- kikati bilip bizi affetseler de bizim ikendi kendimizi affedebilmemize jimkân var mıdır? ” Bu siddetli ıstıraplardan sonra hastalarda gayri memul bir sükünet ive istirahat devresi baş gösterdi. Sancılar hemen tamamile din- miş gibiydi.. Çelebi şimdi yatağı i- çinde oturan İclâle doğru iğilerek: — Nasılsın gözüm... Hasta sevinçle cevap verdi: — İyiyim.. oh adeta iyiyim.. Fakat ben bu iyiliğe iyi bir mana veremiyorum.. Çelebi neşeli bir sesle: — İyiliğin manası iyiliktir. Başka ne olabilir? — Ölüm bizden iğrendi. Baka lım hayat hakkımızda daha ne cilve ler gösterecektir? — Saadet... Meserret.. l kıvılenmları saçılarak: — Siz bizi ölürken affettiniz. Lâkin diri kalırsak bu affnizi ge- ri almıyacağınız ne malüm? — Biz sizi diri kalmanız te- mennisile affettik. Dileğimiz husül buldu. Artık söze şeamet karıştır- mak muvafık değildir.. İclâl gözlerinin içinden ümit Kanıma yaşamak harareti, © ma hayat kudreti ancak bu * olabilir. Karşı karşıya ummanlsfi dört gözün sevda dalgalar! *. ribirine kaynarken iki vü yekdiğerini şiddetli bir mi” çekiyordu: İclâl baygın baygın: — Çelebi sen benim kocam olabilir misin? — Ben senin eskiden V€ es zaten kocanım. "en z maktan bir saniye fariğ 9” © ğilim ki. Aradan bir fırt? © İşte bu kadar. Şimdi ikisi bir döşek!* kıya ve dudak dudağa bi kolları arasında idiler... bal Öteki odada da ayni İ bulmuştu. Caize ayni hs £ ... ragusla Umraninin ko: yordu. Tuhaf şey. Umranini tur) Çelebinin döşeğinde, File*” zı nikâhsız bir adamın K? yatıyorlardı. Bu ablükerleği şi İn cemiyetin tecviz eden? dt rezaletti. Fakat meseley! Filesof — Muhakkak ölecek- Çelebi — Onlar kendilerini ö- ler.. Zira onların şimdi barsakları/lüm cezasına müstahak mücrim Si İclâl zaif kuvvetinin son gayret li bir hamlesile Çelebinin iki elin ki cephesinden mak)