— 4 — VAKIT 3 Haziran 1931 ŞARETLERİ Buğday seferberliği Cemiyeti akvam ne idi ne oldu? Prensiplere bir at sırtma atlar gil bi yaslanarak kütleleri parmaklarının ucunda taşıyan diplomatlar dünya am barlarının önünde teker, teker buğday tanesi sayıyorlar. Cemiyeti akvam sn- rayı pencerelerinde artık başları dü şük arpacı kumruları tütüyor. Kim tahmin ederdi ki Briyan, Hender- son bir (Ogün yeşil masanın başımda, belâgat, Zarif nükteler, müphem mü şevveş sözler yerine buğday (tüccarı gibi lâflar edeceklerdir, Bu vaziyet bugün bir emri vakidir. Beyaz yakalıklı adamlar, tek gözlükle ri gözlerinde buğday bulıranına çare arıyorlar. Cemiyeti akvam sarayı mü temadiyen dekor ve makiyaj değişti ren beynelmilel bir tiyatrodur. Şimdi perde açıldı.. Jön prömiye Briyan, tüc car Briyan, çiftçi Briyan, bankacı Bri yan.. Ve figüranları beyaz yakalıklı, ütülü elbiseli, lâvantalı, pudralı şık, adamlar, onunla köye ve tarlaya dair konuşuyorlardı. Maskeli balolarda köy lü kıyafetine giren prensler gibi. *.. Cemiyeti akvam dünya buhranı ö- nünde zirai kredi meselesini ortaya at- tı. Biz de bu mukaveleyi imzalıyaca- ğız. Cemiyeti akvamın kurulduğu gün den beri yapacağı ilk iş bu olacak. E- ğer bu işte muvaffak olursa dünyada- ki buğday buhran ortadan kalkacak mı? Ne münasebet! Malını satamıyan, pazarâ süremiyen bir adama siz kre- di verirseniz o adamın işini düzeltmiş olmazsmız onu biraz daha borçlandır- mış olursunuz. Eğer beynelmilel zirai kredi mües- sesesi mallarını satamıyan köylülere “iyet tahkikat Adiliy Haberleri Hâkimle lerine dün İstanbul ağır ceza o mahkemesinde İdün öğleden sonra, İstanbul ikinci hu-| kuk mahkemesi azasından (Mitat ve muhakemesine başlanmıştır, Dava, ceza kanununun 440 ıncı mad- desine uygun olarak mahkemeye gön-| derilmiştir. e Vaki müracaat (üzerine müfettişlik tahkikat yapmış ve niha- Kocaeli mahkemesinden geçerek — Mitat, ve Macit Beyler hakk- İkında muhakeme kararile ağır o ceza- ya intikal etmiştir. Mesele, Filoryada (Sularıyum) ©- teli ve pilâjınm ikinci hukuk mahke- İmesinde rüyet edilen bir davada yedi adle (o tevdiimden çıkmaktadır. Dava cı, müstecir Halit Bey isminde bir zat- tır. Bu tevdi yüzünden olduğunu iddia etmektedir. e Mahke meye intikal eden safhaya gö; Mi- tat Beye mevzuu bahis yeri mütehas- mutazarrır 85 ve resmi vazifesi bu işe uygun ol mıyan başkâtip Macit Beye tevdii ve Macit Beye de bu yerin idaresinde Yav zı usul ve merasime riayet (etmediği noktalarından sual tevcih olunmakta. dır. Dün mahkemede Mitat ve Macit B. ler hazır bulunmuşlardır. (Evrak ©- kunduktan sonra müddeijumümi Cemil Bey, usule ait bazı omülâhazalarda bulunmuş, Mitat ve Macit Beylerin vekilleri o Kenan Ömer, Mustafa A4. dil, Necati Beylerle Halit Beyin ve! li Mustafa Hayri Bey arasnda şiddet yardım edecekse bunun neticesi şu o.) Tacaktır. T eline zeçen para ile şehre inip biraz mamul madde alacak, yani elindeki parayı krediyi verenlere dev- redecek. Geri kalan kısmı da şehrin fabrika müstehliki olan adamları ta- rafından'mâmul madde almak için sar fedilecek neticede müspet olan borç o- lacak! Ne ise... Buna bel bağlamak kimse- nin aklından geçmez. ... Bizim buhrana karşı alacağınız yegâne tedbir! Kendi buğdaylarımızı fiyatlandırmanın çaresini (o bulmaktır. Bunun türlü türlü usulü Türkiyede buğday mahsulünün faz Ja miktarda istihlâkini temin edecek çareler. Meselâ gıda maddelerinde f&z Jaca buğday mamulâtını kullanmak. Pirinç yerine bulgur kullanmak, unla yapılan yemekleri tercih etmek. Pasta istihlâkini teşvik etmek, bis küi filân için yerli unları kullanmak. Nişastalı maddeler için yerli buğdayı tercih... ilâh.. Hayvancılığa ehemmiyet vererek hem hububat için mahreç temin etmek hem de memleket ikliminin müsait ol duğu kârlı bir işi baaşrmak gibi, Buhrnaa en iyi çareyi biz kendimi. zin istihlâk kabiliyetimizi arttırmak suretile bulabiliriz. Köyler İstihsal se. ferberliğine giderken, şehirliler de buğ day istihlâki seferberliğine alışmalı- Ur. SADRİ ETEM Şimdide kitap satışı! izmirde emvali metrukeden hükümete ait 40 bin cilt kitap kalmış ve bunlar bir camie ko- narak şimdiye kadar hıfzedilmiş- tir. Maliye vekâleti, ogeçenlede kitapların satılması için izmir defterdarlığına bir emir vermiş ve kitaplar 500 liraya müzayede- ye çıkarılmıştır. Bunların içinde tsrihi ve eski eserler bulunduğunu duyan İs- tanbul kitapçılarından bir kısmı izmire gitmişlerdir. Münakasa bugün yapılacaktır. Diğer taraf- tan alâkadarlardan bazıları ki- taplann çok kıymetli olduğu ve bifzı icap ettiği bakkında mali- ye vekâletine müracaatta bulun- gi vardır.| Vilâyet tahk Aldığımız malümata göre Yedi- kule Rum Balıklı hastanesinde geçenlerde garip ve dikkate değer bir hadise olmuş ve iki Rum hakkında lisanımıza kasten hakaret (edildiği (o noktasından vilâyet tarafından tahkikata baş- lanmıştır: Rum cemaatının idaresinde bulunan hastane işlerini tanzim için bundan evvel bir idare hey- eti intihap edilmiş ve bu heyete de doktor Manayır oğlu, Kara- man oğlu, avukat istemat Zihni Ef.lerle diğer iki tüccar tayin olunmuşlardır: Haftada bir defa toplanan idare beyetinin içtimamda, me- sai hakkında izahat veren iste- mat Zibni efendi Türkçe söyle- meğe başlamış fakat âza efem- dilerden bir kısmı ve bilhassa bir doktor buna itiraz ederek: dir. Rumca konuşup (Rumca yazmağa (Omecbursun! ibtarile suslurmağa teşebbüs etmiştir. Zihni Ef. bu sözleri dinleme- miş ve izahatına devam etmek ısrar elmişler ve batta söylendi- ğine göre bazı bakaretlerede cür'et ederek Zihni Ef.yi içti- ma terketmek mecburiyetinde bırakmışlardır. Bilâhara bu hadise diğer bir zat tarahından vilâyete ibpar edilmiş ve keyfiyet polis birinci şubesine bildirilerek badise hak- kında kanuni takibata başlan- muştur. Acaba bu efendiler ı ürkiyede bulunduklarını ve Türkiyede Mitat ve Macit Beylerin muhakeme- mahkemenin başkâtibi Macit Beylerin! Lisanımıza hakaret mi? Balıklı Bun dastasesinde dikkate değer bir hadise Burası bir Rum müessesesi» | istemişse de muhatıpları şiddetle | Başkâtip başlandı İli münakaşalar olmuş, neticede mah- müzakereye geçmiş çuk saat süren milzakereyi gerek iddiâ makamnın, faa vekillerinin (taleplerini reddede- rek, Ticaret mahkemesindeki bir dos- yanın celbi İçin muhakemeyi 16 haziran| salı günü saat 13 buçuğa bırakmıştır. Osman Hamit B. beraat etti İstanbul ağır ceza (o mahkemesinde dün sabah, (La Türki Liberal) gazete si aleyhine, (Ahali) gazetesinden iktibas “suretile neşrettiği bir yazıdan dolayı — açılan hükümetin manevi şahsiyetini (o tahkir davasının rilyeti neticelenmiştir. Mahkeme, müddeiumuminin talebi veçhile, gazetenin mes'ul müdürü Os- man Hâmit Beyin beraetini kararlaş- trmştır, Arjantinlinin davaları Muhtelif gazeteler aleyhine haka- ret davaları açan Arjantinli mühen- dis Mehmet Zeki Reyin davası, dün beşinci cezada tetkik edilmiş ve neti - de gazetelerde o yazıldığı gibi kendisi hakkında (opolisçe evelce (o tahkika' yapılıp yapılmadığınm istilimma ka. rar verilmiştir. Şakir B.in davası | Sabık İktisat vekili Şakir Bey tara. fından (Alpullu) şeker fabrikası neş- riyatından dolayı o(Son Posta) gaze tesi aleyhine açılan hakaret o davası, dün ikinci ceza mahkemesinde rüyet edilecekti. o Tebliğat yapılmadığından muhakeme, 21 hazirana bırakılmıştır. keme, ve bir bu- müteakip gerek müda- ikata başladı Potıklı hastanesi İ türkçe konuşulması mecburiyetis nin hatta bir kanun meselesi ol- duğunu niçin unutuyorlar? Adliye vekili dün şehrimize geldi Bazı teftişlerde bulunması muhtemeldir Adliye vekili Yusuf Kemal İ bey dünkü tien'e Ankaradan şehrimize gelmiştir. Yusuf Ke- mal bey, doğru çamlıcadaki i köşküne gitmiştir. Yusuf Kemal beyin gelmesis nin bir taraftan tamamen husu- si mahiyette olduğu söylenilmek- te, diğer taraftan bu, geliş tef- tişlerle alâkadar görülmektedir. teftişin yalnız mahkemelerde ol mıyacağı, bunun kalemlerede teşmil edileceği, Adliye vekilinin İstanbuldan sonra diğer bazı yerlerde de teftişe çıkacağı ri- vayet edilmektedir. Verilen malümata göre, Ad- liye bütçesi hiç değişmemiştir. Ve Adliyede münhal kalacak yerlerede tayinler icra olunacak» j tır. Adliye teşkilâtınm bir kat daha takviyesi için mümkün | olan ber şey yapılacaktır. Defterdarlıkta : Noterlerden istenilen cezanın mahiyeti Şehrimizdeki — noterlerin bir kıs- mından kazançlarını sakladıklarını iddinasile mühim bir miktarda vergi İs-| tendiğini o ve noterlerin müliye teftiş! heyeti reisi Adil Beye şikâyette bulun- duklarını dün yazmıştık. Aldığımız malümata göre noterler| bu mesele hakkmda : dün telgrafla Maliye vekâletine de müracaat etmiş- lerdir. Noterlerden biri odün bir muhar-j İririmize itirazlarını şu suretle anlat; mıştır: — Noter kanununun yüz dördüncü imaddesi mucebince her noter bir yere azimet ve avdetinde harç ve omasarif olarak eshabı mesalihten bir miktar, (Adana) da vaktile çıkan! para alır. beri bizim defterlerimize masraf” ola- rak kaydedilmektedir. İşte maliye me. murlar bizim (yolda sarfettiğimiz pa- raları kazanç addederek vergi isti. yorlar. Vakıa mektum olduğu beya- nile beş misli ceza, yüzde kırk kesri muntam talep ediyorlar, Bir kere defterlerimiz her sene ad- liye, maliye müfettişleri (ve müddel. umumiler tarafından tetkik (edilmiş, şimdiye kadar (hiç bir itiraz yapılma mıştır. Sonra tebligat usulsuz olarak icra edilmiştir. Memurlara mali senenin son günü olan 31 mayıs pazar akşamı saat yedi buçukta © dairelerimiz tatil iken gel mişler. — İçeride kimseyi bulmadıkları için kâğıtları kapıya (o çivilemişlerdir. Şimdi soruyoruz madem ki bizden bu para tahsil edilecekti senenin son gü: nü niye beklendi? — Ve biz defterleri mizi her sene (maliye mütehassısına göstererek tetkik, otasdik ettirdiğimiz halde (dört senedenberi bü itiraz ni- çin yapılmadı? Eğer vergi sakladığımız hakkında bir karar verilecek olursa bu paranın; bizden değil muameleyi kontrol ettik- leri halde dört sene itiraz etmiyen ma- liye mütehassıslarından © ve binnetice defterdardan cezaen alınması lâzım. dif, Çünkü kontiollarinı iyi yapama mışlardır demektir.,, Annesi işi yeni haber aldığı için... Melâhat H. fuhşa nasıl düştüğünü anlatıyor ikinci ceza mahkemesinde şa- yanı dikkat bir muhakemeye başlanıldığını, Melâhat H. ismin- de 17 yaşında genç bir kızı fuh- şa teşvikten maznunen Sebahat ve Münevver isimlerinde iki hanımn muhakeme edildiklerini, maznulardan Münevver hanımın muhakeme esnasında tevkif edil- diğini yazmıştık. içtimai hayatımız noktai na- zarından şayanı dikkat bulduğu- muz bu dava hakkında dün tahkikat yaptık. Maznunlardan Sebahat hanı- mın idare ettiği evde otnrmakta olan Melâhat H. diyor ki: — Babam arabacıdır. Üç se- ne kadar evel, benüz on beş yaşında iken o zaman oturmak- ta olduğumuz Şebremininde bir gençle tanıştım. Ailemden ha- bersiz olarak bir müddet bu gençle yaşadım. Bir gün Şebre- mininde Şahinde isminde bir kadın bana: — Gel seni bir eve götüre- yim. Terzilik öğrenirsin. Diye Münevver H.ın evine götürdü. Beni götürdüğü evde geceleyin süslediler ve bazı adamların ya- nına çıkardılar. Bu evde iki se- ne kaldım. Münevver H.ım evin- den sonra başka evlerde de bu- lundum. Son zamanlarda da Sa- bahat H. ın yanına geldim. Annem bir kaç zaman evel geldi, beni gördü Münevver H.ı | Dava | dava edeceğini söyledi. böyle başladı. Annemin neden şimdi dava ettiğini bilmiyorum. | Belki işi yenı haber almıştır.,, | zi Ve bu para dört seneden.; YU muşamıştı. Bir tetkik seyahf (Belediye, evkaf rülesasından kişi ile heyeti fenniye erkân: gün Âlemdağına o gidip Ta; yunun ne miktar aktığını ye! kik ederek o dönmüşler, gazeteii zıyor.) Evelki gün — yani pazar gör hatırı sayılır © bir yaz günü id sene hayli nazlı gelen yaz, havasına cenuptan getirdiği sre kucak kucak dökmüştü. Babıâli caddesinin taşları ars dökülen ziftler yarı mayi ; halin miş, köprünün üstündeki asfolt$İ kapı ökçelerinin altında göçecek Sucularla (o ayrancılarm ye payan yoktu, Ve Kurtuluş tram) rının İkinci mevki arabalarında * ta duracak ufak bir yer bül sinirli şişmanlar ter ve çiroz kö! dan bunalmışlardı. Sokak, çarşı, bağ, bahçe nail tün şehir bu halde sıcaktan bu tan sonra resmi dairelerde olu! ne kadar güç olduğunu tahmin için fazla feraset istemez: Belediye ve evkaf dairelerini sıcak tesirini göstermişti, o Me! bunalıyor, müracâat edenler teri daktilolar daha hafif siyinmediki! pişman oluyorlardı. Bu sırada müdür muavinleri müdürlerden birkaç zat msi şündüler: — Dairede oturacak gün deği di kim bilir, Âlemdağı ormanı, len suyunun başı ne erimi 1 püfür eser alimallah! Şöyle e lere atlasak da oraya kadar i sek... Bu, öyle bir tasavvurdu kİ de İmkânsız değildi. Zile basıldii — Zirrrrrr! — Oğlum, muavin Beyi çağ! Muavin Bey geldi, konuşuld” rüşüldü. Nihayet Alemdağı âle rarlaştı. Evvelâ vapura, sonra billere binildi. Hararetten çayıf 1 yanan İstanbuldan serin (ve Gü” Alemdağına gidildi. Ni Oh... Bu Taşdelen suyunu “wi içmiye doyamıyordu. Tekrar dolduruldu, tekrar tekrar içildi ” şam üzeri yarı yolda gurubu ; rek şehre dönen erkân, yazın ef cı bir gününü sepserin geçirmi lekten bir gün çalmışlardı. ... Bir gün sonra gazete muhbirlli j Alemdağı seyyahlarile mülâkat ©. ve gazetelerine şu haberi yazdıli “Belediye Alemdağı suyunu" daha fazla miktarda getirilme esaslı tetkiklerde bulunuyor. gi” satla dün belediye ve evkaf el ! bir kısmı Alemdağına gidip mef da tetkikatta bulunmuşlardır.» ».. Havalar böyle sıcak gider. # gittikçe ortalığı daha fazla kas vurursa yakında ada gamli leri, Belgrat ormanını, o Fil4 w jını tetkik etmek için sık sık t€ İyahatleri yapılmasına intizar 0 | (lir. | Fopln Jin Bir münakaşf Çankırı meb'usu Talât İe sabık meb'us Ishak Refet arasında Dil encümeni ei” ilmi mabiyeti aşarak kavgi lini alan bir kalem mün3 olmuştur. Talât bey (Duygu), Bb gi fet beyde (Hız) ane birbirlerine bu mes'le si ağır surette bücum eb” —— — h Zahire borsasında eri lâğvedilmiyec > Dün kir gazete borsada ys için zahire borsası idar€ nin Jâğvedileceğini yazıyı Bu hususta borsa kâtibi e Nizamettin Âli B, bir " rimize demiştir ki: — idare heyetinin UM p bir vakit düşünülmemiri” havadis kat'iyyen yeka sızdır. ,, Ti