| R.101 balonu facıasının esrarını ruhlardan öğrenmişler |! İngilterede yapılan ruhi bir taharride balonun kaptanı medyom vasıtasile her şeyi anlatmış imiş ! İngiliz 101 — R. balonunun Fransa a, de uğradığı feci kaza hatırlar- w alem parçalanmış ve içindekile. 'emen hepsi ölmüştü. OO zaman yapa dlseyi tahkik için bir komisyon i İdi. Ve bir de bir rapor neşredil. ie, Bu raporun muhteviyatı malüm ya kat bugüne kadar malüm olm X1,, 7 Şey varsa, o da, hadiseden tam it sonra, İngiltere ruhu tahar- iş milli Jâburatuvarında © yapılar Mind rtizme tecrübesinde, balon ki manı ve kazada ölmüş bulunan iy lan İrvinin ruhunun kazayi tavsilâtile anlatmış olmasıdır. kaman, bu tecrübenin © neticesi, Yonun mesaisine (tesir etmesin ay Bizi tutulmuştu. Fakat, geçen Bag şeh taharriler milli Jâburo- Magi m neşrettiği bir raporda ku- May İrvinin ruhunun tecrübe es Y, da söyledikleri vardır. alaz, bu hadiseyi daha anlatma- *vel şunu söyliyelim ki, (Ruhu ler) ile (İspirtizme) arasında T vardır. (İspirtizme) ye ina ©MU fatbi keden birçok kimseler r Fakat (Ruhu (taharriler) (bileyoği) heyeti ilimleri o gibi imdir, mg noktayı tesbit ettikten sonra me * Zelelim, U taharriler) milli Jâburatu. eddürü Harry Price 7 teşrinie- Yapılacak olan tecrübeler | için teşrinievelden hazrlıklara baş- Bu tecrübelerde İngilterenin medyumlarından olan Mistrs Garrettte (o bulunacaktır. Ve UF romancı Conan Doylanin ru- e münasebata girişilecektir. 0 101 balon kazası teşrinievelin İn İneği gününü beşinci gününe bağ. l İN Becede olduğuna nazaran, ha- tabi Yapıldığı iki teşrini evelde olarak kaza olacağı kimse yordu. Binaenaleyh, ayın yedi. medyum ile lâburatuvar müdü- « Costerile kâtip Mis Ethel Lâbu- İ e karşısında oturmuştu. > Mis Ethel elinde kalem kâğıt Mı, müm sözlerini notetmeğe hazır. Med Yümesnedi, Sıklaştı, ty 8 bı di trim Garrettin (Uvanı) isminde Mü fena ingilizce konuşan bir ruhu * dalma o gelip kendisile mü- bulunur. Ve Mavradan ha. kp, setirir, Beş dakika sonra Mist Ölç etin (Uvani) in vücudunda k, *tmiş ve şu sözleri söylüyor- gözlerini kapadı, yüzünde adeleler aşladı ve gözlerinde ge yaşlar > Tay Ben (Uvani) yim, dostlarım, si- Y Tim, * By ara, 12 şubat 1929 da ölen ve May harriler) tecrübelerile tanın- * profesörlerinden Sehrenet gin kendilerile münasebat. Medyom Mm. Ekleen Gorret bunları bitirmeden hizlı hızlı şunları söyledi: — Şimdi İrving veya İrroini görü yorum. şunları şöylüyor: “Muhakkak bir şey yapmalı. Sizi rahatsız ettiğim için af dilerim. (Şahsım mevzuu ba İhis değil, fakat Allah aşkına ohaber İveriniz ki, balonun son hacmi motör. lerin kuvvetinin tahammülünün çok fevkindedir.,, Bu sözler üzerine hüzurün şaşırdı. lar. Ve medyumun dostu olan arap ruh Uvani kaybolup yerine bizzat İr. vin geldi. Ve medyum Mistris Gur. rettin ağzından kesik, asabi cimleler. le 61 saat evel vuku bulan kazanın se bebini ve tafsilâtı en küçük noktaları. na vaârıncıya kadar tamamile (fenni delâil ile anlatmağa başladı. O kadar çabuk söylüyordu ki Stenoğraf kâtip not İulmıya vakit bulamıyordu. Kumandın “İri baronun” son had- minin motörlere nazaran çok ağır ol. duğunu tekrardan sonra şunları söyle di: İ — İşte bunun için beş defa kaltık- tan sonra tekrar istasyona Odönm tüm. Balonun havaya yükselme kabili yeti çok azdı. Ve fena hesap edilmiş- 1. Alçalmademetlerini (o değiştirmek ne delilik! Borulara yağ tıkandı. Karbonla müvellidülma kullanmak fikri gülünç idi. Esasen kâfi miklar- da bu gazdan bulmak kabil olmıyor- du. Ben müvellidülmayı azaltıp tec rübeler yaptım. Netice şu oldu ki bin metreden yukarı yükselemiyorduk. Halbuki halis (o müvellidülma olsa bu kabil olurdu. İnfilika sebep bir elektrik fırtına. sındaki delik ve temas oldu. Hiç yük- İselmeden ucuyorduk. Yük (ağırdı. Eckenere haber veriniz. S.L.8 de de böyle olmuştu. Vasati süratimiz fena! Balon salla- nıyor. Birçok makineler bozuluyor. Tecrü- beler gayri kâfi değildir. Kimse balo. nu tanımamıştı. o Uskurlarımız o çok küçük. Beyhude yere fabrikatör! lerdeki yağlar yanarak geri tepiyor.,, Burada M. Price itiraz oediyor. Ve yağın yanmıyacağını söylüyor. vin devam ediyor: — Hayır tazyik fazla olduğu için yanıp infilâklar (yapıyor. Böyle bir seyahatin zamanı o değildi. Balon be. yin üstü aşağı iniyor. Doğrulmak ka- bil değil. Bir türlü O düzelemiyoruz.| Muhakkak size bunları © söylemem lü- zımdı. Ampenin hemen hemen evleri- nin damlarını sıyırıyoruz, Sonra şi- mendifer hattını takip ettik. (OKomis- yon tahkikatı nihayet © gösterecek ki balonun iskeleti elâstik değildi. oZa- ten önceden bu seyahatin bir felâket le biteceğini biliyordum.,, Bu sözlerden sonra İvrin ortadan çekiliyor ve tekrar Uyani geliyor, ve bir makine gibi İrvinin son sözlerini tekrar ediyor. Katil nerede? Pariste garip ve es- rarlı bir cinayetoldu Geçen gün Pariste Turney sokağın- daki otellerin birinde feci bir cinayet vukua gelmiştir. İ Bu cinayet pek garip bir surette vukua gelmiş olduğundan ayrıca ni zarı dikkati celbetmiştir. Sabaha doğra idi, Bir Kadınla bir erkek otelin sahibini uyandırarak ken disinden bir oda istemişlerdi. Bu çift- ten erkek kısa, esmer, arkasında gri elbiseli telâffuzu İtalyan veya İspan- yolu andıran biri idi, Yanındaki kadın ise koyu mavi bir manto giymiş zarif bir kadındı. Her ikisi de gayet şen gö- rünüyorlardı. Otel sahibi bu iki müşteriyi zemin katında bir odaya göftüferek tekrar yatmağa itti. Az Söhrd 'meçhül erkek tekrar otelcinin camli penceresi önü- ne gelerek bağırdı: — Bu oda hoşumuza gitmedi. Eş yası muntazam değil. Otelci yerinden kalkmağa lüzum gör meden cevap verdi: 5 Şehirde yeni Pellegra has Son günlerde şehrimizde senelerden-! beri görülmiyen bir hastalık (zuhur etmiştir. Bu hastalığın ismi Peller- ra Türkçesi gıdadaki vitaminin azlığın dan İleri gelen sefalet hastalığı, Bu hastalığa (omüsap olanlar son bir haf. ta içinde on beşi geçmiştir. Kasımpa- şada oturan meşhur mezarcı Mahmut Efendi de bu hastalığın o müsabıdır. Ve Gureba hastanesinde yatmaktadır. Bundan başka bazı müseviler de hasta nede tedavi edilmektedir. Dün Gureba hastanesi cildiye şefi Hulüsi Behçet Beye müracaat ettik. Bize şu malümatı verdi: — Senelerdenberi (o görülmiyen ve son zamanlarda artmıya başlıyan Pel- legra hastalığı ogıda noksanı ve gi- dadaki ditaminin azlığından ileri ge lir. Bu hastalığa İtalyanın şimalin- de, Amerikai ocenubide, İspanyada, daha birçok memleketlerde gıda ci- hetile noksan beslenmiş ve (bilhassa vitamini az gıda almış kimselerde te sadüf edilmektedir. Nitekim (harp sonlarında ve mütareke ( bidayetinde üsera meyanmda bu hastalığa kirif- tar birçok eşhasa rasgelmiştik. (Hat- ta Almanyada görülmemiş gigbi telak- ki edilen bu hastalığa harp sonlarında Almanyada tesadüf (edilmiştir. E- velce yalnız mistrla tegaddi edenler- de husule geldiği söylendiği halde ce- nubi Amerikada doktor o Goldenberg mahpuslar üzerinde tecrübeler yapa rak bu hastalığın sırf gıdada vitamin sefaletinden ileri (ogeldiğini ve sar! olmadığını ortaya koymuştur. Hasta- lık bidayette güneşe maruz nevahide başlar. : İsalle tevafuk eder. Hara- ret artar. oGilneşe maruz yerler kı- zarır. Şişer, çatlar kanlar akar. İlerledikçe tesemmümatm tahtı te sirinde baygmlıklar, hezeyanlar, ni- ——————— — teleinin mükerrer davetlerine rağmen kapı açılmadı. Otelci bir facia olduğunu hisset- mişti. Bir taraftan garsonunu gönde rerek zabıtaya haber verirken diğer ta- raftan kapımın üzerindeki camı kira- rak içeriye baktı: — Birinci katta beş numaralı oda İvar. Boştur oraya çıkınız fakat paha- sı fazladır. Adam bir söz söylemedi. Pencere den farkı tesviye etti ve yanmdaki ka- dınla beraber merdivenleri çıktı, Otel- ci nihayet uyuyabilecekti, Fakat daha bir çeyrek saat geçmeden boğuk bir gürültü ve acı bir bağırma kendisini uyandırdı. Hemen giyindi ve 5 numa- ralı odaya koştu, kapıyı vurdu. O va kit adam kapınm arkasından: — Odanm parasını verdim. İstedi- imi yaparım. Haydi rahatınıza bakı- nız. Diye seslendi ve refikasına söyler-| miş gibi ilâve etti: | — Ne dersin... Otel patronu biraz cnn sıkıyor değil mi? Nİ Otelei kadının sesini duymayınca endişelenerek üçüncü kattaki garsonu Yatak bozulmuştu. Sandalyeler devrilmişti. Duvarm dibinde ayakları lavmanaya doğru uzanmış başı kapı tarafına gelmiş olduğu halde yarı çıp lak bir kadın kanlar içinde yatıyordu. Zabrta memurları geldikten sonra ötelin garsonu bitişik odanın pencere- sinden girerek kapımın sürgüsünü aç- tı, Kadm ölmüştü. Getirilen doktor bu nu tekit etti. Zabıta bu cinayetin faili hakkında şiddetli taharriyata girişmiş ise de he nüz hiçbir malümat elde edememiştir. *, b cephesinde aris Remargue 7 Pusların yanma bırakıla- Sine söyledieir. Bu söze HA Ağım trmedi. Orada ne yapacak Müruy narın mağmum bir ta- şınca Alber onun esiri oluyor. Hatıra- lar kendisini kemirmeğe başlıyor. Zin- danda kapılara çarptıkça korku ile sıç- rıyor. Sanki uzakta gürleyen topları işitirmiş gibi oluyor. Kudreti mecali ar tık kalmamıştır. Bazan yolunu kyabe- tmiş bir çocuk olduğunu farzederek ağlıyor. Pencere onun hem yegâne ümidi İhem de yeisidir. Bazı vakitler oraya bakmak bile istemez grup gelirken göz- İlerini kapar. Şaşkımlığı ziyadeleşir ba- İzan kendini topluyor. O vakit günlerce İsayıyor. Fakat çabucak yeise kapılıyor. Ve bundan vazgeçiyor. Daha uzun müddet bahar, yaz ve kışın biribirleri- ni takip edeceklerini düşünüyor. Onu İnadiren görüyorum gittikçe daha lâ- kayit olduğunu farkediyorum. Her ziya vetimde bir gün son kuvvetini toplıya- irak çarşafını parça parça edip uç uca | Sonra boğucu zulmet sürünerek yakla-! lıkla pencerenin parmaklıklarına tır. manır halde tasavvur ediyorum. Böyle- ce yapacağı hir ip vücudünün hafif) stkletini pek âlâ çekebilir. Zavalir elli kilodan fazla değil ki... ... Bir kafile ağır ağır sokakları gezi- yor. Gurup halinde ve dörder kişilik sıra ile ilerlemektedir. Başında sol gun üniformalı askerler var, Bunlar; iri beyaz pankartlar (taşıyorlar. Bu pankartlarda: Hani vatanın minnettarlığı? Harp malölleri açtır, Gibi ibareler yazılı. Bu pankartla-| rı kolsuz askerler taşıyor. Boş venleri ceketlerin ceplerine (o sokulmuş, ara- sıra dönerek arkadan gelen (kafileye! bakıyorlar. En çabuk yürüyenler on:| lardır. Hayvanlar efendilerinin yanında dil katle yürüyorlar. Bazan sokakta do- laşan serbest köpekler havlıyarak ve kuyruk sallıyarak onlara yaklaşıyor. Fakat amaların köpekleri bu davetleri aldırmadan başlarını döndürüyor. lar. Halbuki onların kulakları 'dik, halleri çevik, gözleri parlaktır. An- cak vazifelerinin hususiyetini anlamış ve artık hayatlarının sonuna kadar bu vazifeye kendilerini vakfederek koşup zplamamağa azmetmiş gibi yürü: yorlar. Onlarla hem cinsleri arasın. daki fark hasta bakıcı kızlarla hoppa mağaza memureleri arasındaki farkın aynidir. Zaten öteki köpekler de çok ısrar etmiyor. Birkaç dakika (sonra davetlerinden vazgeçerek (meçhul bir şeyden kaçarmış gibi bacaklarının var kuvvetile Arkalarından üstündeki çulda amâ- — VAKIT 18 MAYIS 1931 bir hastalık talığı nedir? Dr. Osman Şerefettin ve Hulüsi Behçet Beyler sari değildir, tehlike yoktur diyorlar höyet intiharlarla (neticelenir. Son günlerdeki ilk bahar güneşi (üzerine bazı vak'alara şahit olduk. Bu hasta. lığa bilhassa müsevilerde ve hemen fa İkir halkın bulunduğu Hasköy taraf. larında tesadüf edilmektedir. Bu has- talık bol gıda (yemekle geçer. Taze yumurta, et, yeşil sebze, meyva, por takal ve bilhassa marul yemelidir. Sari olmadığı için herkes için teh- like yoktur, Diğer taraftan doktor Osman Şe refettin Bey de demiştir ki: Pellegra hastalığı (eskiden beri malüm olan bir marazdır. Yeknesak bir tegaddi sebebile (ovücut, kendine lâzm olan mevaddı gıdaiyeyi tam ola. rak alamazsa (bir vitamin azlığı hw sule gelir. Ayni zamanda gayet az miktarda vücuda elzem olan madeni mevaddın kâfi miktarda itha! edileme mesi de bu hastalığa sebebiyet verir, Harbi umumiyi müteakip aç kalan ve sefalet çeken efratta ve (oahaliden bazılarında bu hastalık (görülmüştü. en MUKE 1919 ve 1920 © senelerinde busra gösteren müteaddit hastalar (Gureba hastanesine müracaat etmiş, ve tedavi olunmuşlardı. Bundan sonra pek mâ dir olarak görülen © Pellegra bu se ne yine müşahede olunmıya (başladı. Bu hastaların birçoğu (omusevidir. Gösterdikleri araz ellerin ve Yüzün şişmesi, kabarıp (o kızarmasıdır.. Bu dn güneş ziyasının tesirile vaki olur, Bunda asıl sebep, tegaddide bozuk luktur. oEvelleri bu mâraz, Romanya da, Tuna sahillerinde, İtalyada, Po nehri vadisinde yalnız mısırla tegaddi eden eşhasta (o görülüyordu. Bunlar pek fakir ve zarurete düçar oolmakla beraber münhasıran mısır nun kullan» dıkları cihetle vücutlarma lâzım olan vitamini alamamakta idiler. Bu key: fiyet son yapılan taharriyatla tebey- yün etmiştir. Evelden kabul edildiği gibi bu hastalıkta mısır unundan mü- İtevellit bir zehirlenme mevzuu bahso- lamaz. Pellegra korkulacak bir hastalık de. gilidir. Hastalık ilerlememişse, gıdaya itina ve mütelif vitamini havi yemek- lerin alınması suretile iznle edilebi- lir. Ayni zamanda bu marazda müşa- hede olunan mide ve barsak rahat sızlıklarından eser kalmaz. Memleke- timiz gibi yemişi bol, sebzesi çok olan bir yerde bu hastalığın az vakitte za- il olacağına ve mahdut bazı vak'alara münhasıran kalacağından şüphe edile- 0 MEL GIDASIDIR kafile uzaklaşıncıya kadar İseder gibi uluyor. İ Gözsüz bir yüzün ne kadar değiştiği ne dikkat ettiniz mi? Sanki o yüz sön müştür. Üst kısmı donmuş ve ölmüş tür, Ağızdan başka mana ifade eden yeri kalmamıştır. Bütün hayat çehre- İnin alt kısmına toplanmıştır. Bu adam İların hepsi harpte gözlerini kaybetli. İler. Onların hareketlerile doğma kör- lerin hareketleri arasında büyük fark- lar var. Onlar kımıldanışlarında daha seri ve ayni zamanda daha ihtiayatir. dırlar. o Çünkü uzun zulmet seneleri. nin vereceği itminana malik değil dirler. İçlerinde heniz renklerin, se manın, arzın, gurubun hatırası yaşar, Hâlâ gözleri varmış gibi hareket eder- ler. Onlarla konuşanları görecekler. miş gibi başlarını kaldırıp oyüzlerini çevirirer. o Bazılarının yüzünde siya his- uzaklaşıyorlar. Yalnız birisargılar vardır. Duvarın üzerinde git.|bağlamasından ve böylece bir ip yap-)ların salibiahmerini taşıyan köpekler|kasap köpeği ön bacaklarını ayırmış, (Bitmedi)