Eli Beşyüz bin lira deve oluyor İ Şehrin en etnhâ #okaklarında, küş uçup kervan geğmiyeti #emitlefinde vi. ranelerin tahta havâlelerinde, evlerin duvarlarında, işlek caddelerin köşele rinde kocaman, yatak çarşafındân da-| ha büyük afişler. Üstünde acsipten, garâipten hayvanat resimleri; kükre- miş aslanlar, sıçrıyan kaplanlâr, filler maymunlar.."develer. nihayet Taksim meydanmda kocaman bir çadır.. Üstün de üç renkli Fransız bayrağı. Reklâm kuvveti sizi sürüklüyor. Gidiyorsunuz. Karşımıza rengi bozuk, cinsi bozuk, ve gâliba da akli bözük ba. 71 nesneler çıkıyor. Bir kaplanın dişinden, bir âğlafim pençesinden yârâlâtmış gibi geğiyörsu. nuz. Kenirda sallânân iki fi), ihtiyar kaknem, ve birinin gözlöri Kör. Birkaç kafes içide #fyonkeğ bir kaç aslân, sirt irta vermiş bir pöğta benziyen Kaplânlar.. Söârâ bizin çine nelörin dâniekadmı sokakldtdâ gezdit- dikleri maymünlâr, Şebekler, vi böyüz küçük ve evvelâ dikkatten kaçan vuku|ve husüsi Türk âlemile tömâs vântâsı ayilâr. Söira Ker gün Fatihte tesâdüf ettiğiniz kömürcü döveleti.. âtlaf. Kö- pekler.. bormöslü müstemleke adâdile- rr. İşte SX bül ».*. Bu sirk Atihddâ reklâm kütvetile mârifet kuvvdtile değil âhalidin tah dört milyon drühmi Kâdat par çekt ve Yühün hükümeti halkına mehfâatini korümâk için sirki Yunanistânı terke mecbür dtti. Bülgaristin memleketine kabul etmedi. Sade Bulgaristan; Yunsnistin dö gil bütün düny Kalı iğliziikteri imif- yor ve dünya hâlkı bir meteliğe bin düğün vuruyor. ... Tediye Müvdfendiini yölürlü koy: mak için (tasarrufu) milli Kürtülüşuü bir prensipi olatik Kâbul O ediyoruz. Bütçömizi bü mâks&tia O imdiMyoruz, masrafları kısıyoruz. Memut kâdtole. , ! hiti işlerimizden bunün iğin födâkdr. uk ödiyorür. Lüzümsiz yöre bir mete Tiği dışarıya çikâtmâyı bügünkü hayat biğe bir kelime ile alaliyor: Cinayet! .. Beyoğlu birinci sınıf sihemalarınâ haftada (70) bin kişi gider. Söğredir. X dir. | Bunlarm (yapacakları sati masraf 195 kuruş öoldüğühâ bi haftada (140) bii liramız yabanci. lafın öline geçecektir. Halbuki Bü he yı cebimizden çekecek, Bu, tasarruf cemiyetinin, ve tâsaf. ruf şiarı olan hükümetin, ve tasâfruf ydpmak şahsi menidâti öldü salandâ bih birlikte düşünüzeği GİF rieseledir. Tâksim meydünifidi patilâfimığı €ve yaparak bir ayda Frâfifâya bek yüz bin Jiralık bir hâraç mecbür değiliz. E, SADRİ ETEM Limanda bir kaza sd “Bir Rus vapuru bir italyan Md sek in. çarpti “© Dün sabah İlmanda bir kazâ ei Girittöü gelei ve tiöhsit i râk Kârddönize ölü Rus bandıralı 'omski vâ- püru Dolma Bahçe önlerinde cereyanın tesirile italyan ba e vapuruna çâfpmış- i çarpışma oldukça şiddetli Bu olmuş ve Vâpurünün yan tarafi oldukça bahar ürk: Tömâki'nin vurdüğu cihetten büyük bir râhre ir. Bu vapurun baş anbarına hücum ettiğinden bir ara- vapurun batması tehlikesi göstermişse de rahne biraz kısmen tamir edildiğinden bertaraf Edilibiştir. 5 Valrosta vapurünun âcentâsı RUS vapurtınun mensup olduğu 5 bil kumpanyayı protesto etmiş ve #0 | Lt ziyan istemiştir. yapmaktadır. — 4 —VAKIT 16 MAYIS 1931 saadet di On #ekii yâşında mektep hötasi.. Küş tiyenin &ön iki srmıfına hâftâda ikişer saat dörü verdtektim, ve billabi alfabe deni başlıyarak. Dün hafi höca olânla rifi Fefiki, benimle âz çök ayni yaşta bu Vuriâfi talebönin hocası sıfatı istimal edöfken köndime lâzım olam ölddiyeti vetiiekte Zötlük çekiyordüfü. Bü tâtikten itibaren hayatimi dam bif istiklâliydt verebilmek saydine sefi üâdimistii koşmiğa (basladım. iFrândiğlârı (Müsibât yalnız geler) darbt mestline (ss4det yalnız gölmer) lâhikasını ilâve etmek de doğru olur; ve benöe bütlarin ikisi irisahların ihti yar ve tedbiri haritinde tesadüflerden, atın tevalisinden döğar. Günden güne zekâsının şiddeti, (4 rak ve teferrüsünün isâbeti; fftri kabili yetinin şayanı hâyrdt Müv&zendti öve sindâ İzmir İleâret âleminin en parlak bir şahsiyeti ölan #mea Sadik Bey ile karşı karşıya ikâmet ederdik; onün dehdebâ ile dağdağadar hayatının kar Şısımda babamın sükün ve İnzivaya nü- temâyil mahviyetkâr hayâti âncak on arşinlık bİF mesafe ile tekabül ederkeh ben kendi keridimiri içinde mahsur kal mak ve mah$uriyetin ht kadar dar olur $a olun dairesine sığdırılahilecek istik İâliyeti hareketle iktifa etmek felsefe inden inhiraf etmez, ve büyüklerime kârşi hürmei vezaifine pek rhiyöikir olmakld bötübör öflüra de İikkımdn takdiri öslbödetek bir vekaf hissi ver mek emöline sadık kâlirdım. Bu hissi ön övvel hâsıl edenlerden biri amca ol du, belki buna bende görülen İçtinap rımtızı bufün için düraltiyörüğ; eh mü-)ve ihtiraz vasfının dahli olmuştur. Ne|birer birer perdeler kalkıyor, onlarıh zamân bir tercüme veya yazi İşi olsa betidön başkâ mMüracâât olünahilööek bifgok vösdite malik olmasına râğmeh beni tertih ve ihtiyar etmek suretile hakkımda takdirinin bir bürhanı aleni Sini verirdi. Bir gece büyük bir ziyafet vermek neğâtete mömur etti: Kâlöm İğinden tamamile büğka beden evvel mantık ve muhakemede sih hat ölduğundan, amca tarafından ve- rilen bu vazifeyi deruhte etmek cesare tini, nefsime itimadın zaruri bit netice si olarak, aldim. Ziyâlet pek İşi derâvün elti, kırk eli kişilik Şalnız dödfüplei mürekkep hartla pür neş'e idi; ben de ar neş'ddar değildim. Sofranm haritinde nezaretle meşgul olmakla beraber tamamile bit memiş olarak avdet eden şampanya şi #elörinden kendime biret hisse ifrazını dâ ünutmdyordüm. Bir aralık; #iyafetii Zermi görm bir zamanında amcamın pürielâğ baha geldiğini ve bir elile elimden henüz $ön katreleri toplanamamış kadehi a- Wp diğer elile kblüküân tutârak ben: sofraya götürdüğünü gördüm: — Benim tarafımdan sen cevap ver!.. dedi. Bulanık gözletimin; dağınık zihni min arasından fârköttim ki bu defa ha na söz vazifesi Kâvâle ediliyordu. Misa firlerin nutuklârına cevap vötmek... Cesurane sofraya ilerlödiğime, eti me boş bir kadefi alarük onu köldirdi #iha, (efendiler!..) diye başladığına vâkıfım; fakat bü hilalin ârkisma ne ler tezyil ettiğime vâkıf değilim; ne İo dakikâdâ nk şimdi... Emil ki misa İfirler de vâkıf değildiler, örilarla sörle İrimlin arasında şampânyalardan yığıl İmiş bulutlar vardı; yalnız dürüst bir fransızca Söyliyen — o zaman için İs ml£ içi müstekâ — bir Türk gentinin imevcuditötine vâkıf olmüşlür ki ik igün sönra; bir tiyatro gecesinin uyku İsuzluğunu yatağımda sabah tembelli: İğile telâfi ederken. odamın kapısına an idareği ve zabıta tahki- (vuruldu, ve hilâfı mutat oraya kadarikil idim. gelen âmcamın gür sesi duyuldu: — olamaz Alfabeden başlıyan bir muallimlik — Amca ile yeğen — Bit ziyafet — Sabah uykusundan bir uyanış — Çirkin yağının mahcubiyeti Yazan : Holi Ziya Halit, hâlâ uyüyor müsün? Çabük dav ran, doğru bankâya gideceksin, otdda İstöpan Nubar Efendiyi görecekön. Seriinle görüşmek istiyorlar: Oradân sonra bönâ gelirsin, pek mefâk ettim. sebebitti bna anlatırdım... disofdü. Köüdi Kendime: — Oh! değim, yi ne bir tercüme İşi, Ve bunun için töm İbelliğime halel vermek istemiyerek fek ,rar uyumak niyetile öte tatafimâ dön idüm, fakat bir dakika söntü merakı ma tahâmmül edemiyerek fırladım. İstepan Nubar Efendi Osmanlı İbarikasının İzmir şubesinde mühim bir lunsurdu; Bir Türkten ziyade Türklü jge mühip ölün bu Zât bankanin tesmi lolmukla kalmıyarak fitretindön dâifın| taşan bir faaliyet sermayesile mücâse senin dâhili işlerinden belki on Mefa ru işgal edebilecek bir Kutmıni d4 yük lenimişti. Bünd maksadi dört cümle | le ânlattı: Banka ötedenberi Jisân bi. len bir Türk genci almak istermiş, Hek memnün olduklari Mehmet Efendi; (Bu Mehmet Efendi edöbiyat âlemi nin eü güzide üstâtlarindan Tokâdiza ze Şekip Beyifi pederi idi ki İzmifih en asil bir şahsiyeti ve kendisi; de zâmdnı nın pek muktedir bir şairi idi.) « Mâhmöt Efendi de pek fâzla olân İmeğgüliyetini tahfif etmiş ölâcâktı, « genç ayni zamanda banka mahüddbe ve muhabere işlerinde de bir neti meklep bulâcaktı, İstanbul merkezine yazıla caktı; on lira ile kabul edilirse hiç fehâ olmazdı. Onun âğtindan bu cümleler birer) birer dökülürken gözlörimin önünden arkasından cazibedar sahneler yordu. Birkâç dakika sontâ müdür bir — Âlminri — Mösyö Heintzeye, müdirü sani — bir İrigiliz — Mösyö Livson ve İsırasiiz bütün şübe müdürlerinö tik difr Glldim;: vözHE daireğine götürü! açılı « Bü seğirciler bü sirka da geledökldrl istedi, banda İzmitin ticari v6 mali dii|düm, azim yüksek bir masanm Şanı ye esdlösleri erkâhi bülünd€ikt, Yalmz o di yüksek bir öskabağa bir sıçrayısta Bört| kadüre. VE beni fjütetin tettibütina | yerleştim; önüme Nubâf Efendinin ken di tuttuğu defterlerden biri — târâfey ni birer âtşınlık müteaddit ütunlü vöz yet buradâ bir ay kalacaktır. Şü Kalde bir vazife. Fakht dül i htelife nukut defteri — bir ay kal i nyâdd her şeyin menin ecnası muhtelife nukü eni aşağı bir yda Yürimi MLİŞGR İrâ|epmasını töşkil eden, vukuf ve vi kondu; düima mütelâşi ve acul Söyli- iye bü zat bând defterin oldukça mü İşevtes üânlünü tarif etti, kaçırilmâsit dan korkulan bir trene yetişmek istiydr Jmuşçâğütiü kâlemi hokkaya batırarak ve parmaklarımın arasına sikıştırarak : — Yatiniz!. dedi. İşte (o Hağttımın müz'iç dakikâlimmdan bifi.. Yazımı gö vermeğe| bu cemiyet mebzul şamptnyaları bu. rüf göriiez Nübar Efendinin Barana kıvitarak: — Hiinmi. dediğini İşittiri. Bunün Malası giyst &ntih idi. Yazi İmiri çirkinliğinden hâsil olalı mahtubi- yetiler behi bügüne kadar takip etmis tir. Ömrümde kaç kereler böyle işititir işitilmez Rimlarla Bürünlarin kisrildi iğıia şâhit oldüm. Fakat her fena şeyin bir teslivet veren elheti vardır: Yazımın girkinliği ni derhal ünuttüran bir hösap mâlöltesi Ve Nubât Efendinin ehdişesihi böfla- raf ettim; ben on dakikalık bir ders| le muhtelif cinsten akçelerin kambiyo; parasına — mecidiye otuz üç kuruş he sabile — tahvili ve deftere sureti kay) di kâbilinden oldukça karışık bir işi kavrıyarak yüreğine su serpmiş oldunu. Zihninide bir ili$ik vardı. O artık kendi halime birakarak yanımdan ay- rilrken dediin ki: — Nubar Efendi, İteşekküir ederim, lâkin ben mektepte! İders veririm. Bâhka Sânilerile dörâ sa İatlerini uydürmağa çâlışacağım ama bankaca mümkün mertebe müsaadekâr olufursa. # — Merfük ötmeyiniz, dedi; bünün! çaresini buluruz. Ben görüşürüm ve yo | luna koruz. Siz yine derslerinizi verin,! lâkin öyle saatlere tesadüf etsin ki bu rada işinize büyük bir zarar vermesin. Hakikaten çâre bulundu, ve ben © günden itibaren bankada muhasip mek | tepte muallim, ve artık hâaytta müsta İzmirin içinde bir şimşek süratile: Konya ve Mersinde Yağmur vö dölü firtihalari Gelen haberlere göre Konyada birkaç gündür şiddetli yağmürlat yağmaktadır. Evvelki gece pek şiddetli ve sürekli yağmurlar yağmış, gök Müleri yarım saat mütems- i devam etmiştir. Yağmurla dökut büyüklüğünde do- lü da dösmüştür. Aksaray vilâyeti ve havalisin- de yağmurlar devam etmektedir. döetli yağmurların tesirile & merd'ven râballesinde bir €$ yiltileiştir. Mersinde de iki gündür yağ: dut v6 dölü vağmaktadir. Dölü | Köta : may gel: miş, Tece ve Mezitli ün valile Çitk; Soflalar, Yalın ayak köylerine şiddetle yağmışbır. Harf tasarrufr Şpisösidi yeni Feisicümbur intihabı yapıldı. Eski reisin âdı Dcümersue idi; yeni reis ise Döumir dir, Bu intihap haberini okuyan bir zât: Monşer, dedi, şu Fransızlar ne müktesit millet! Yeni intihap- ta (güe) harflerini tasarruf et- mek için M. Doumergue yerine M. Doumer'i getirdiler... ”.. Bir hareket stanbula yeni gelip Taksim meydâhina çadır geren, sa- ! laş seren bir vahşi hayvanlar sirkihde rhüdürlerden birisi, dün gâzetecilere ve başka davetlilöre Mersinde Ösmaniye köyünde ve bâğı bâhçelerde fözlâ tahribat japmiştir. o Ağâçlarn diplerini #iyifmış v4 merköt köy bâkç&- lerinde sebie ve fidanlara çok zarar vermiştir. Bundan başka birdenbire çı- kan şiddetli bir fırtınâ Merin Tarsus yolu üzerindeki telgraf ve telefon direklerinden bir kıs- mını kırmış ve bir İısmmi da devirmiş olduğundan telefon mu- hâbörâtı irkıtaa uğramıştır. Adâ- nâ tröni firliba tabribati dolayi- sile bir saat töetibörle gelebik mişti, Firtiba olduğundan âtân- buldan geleri Mahmütşevketpaşâ vapuru; şolcu ve eşyasını geç vakte kadar çıkaramamıştır. Balıkesir civarında Höpisanöücü küçün birkaç Kâydut yakalândi Söyguncülük ve adasi öldür mâk gibi haşdutlutlarda bulun: dukları için mahküd edilen de- kuz şaki beş altı ay evel Ber- gağiâ bâpisanesinin düvâfini del- mek suretile firara iüvaftak muşlatdi: Haydütlâr izlerini kay- betmek içiti yağiiürlü bir gece d& kâçmişlar, fakat bir ikisi o &enğda tütuleüşlü. Pirarilerden en ağilıları Diki- lipin islâmlar. köy Kara Mehmet, Balıkesrin iktepe köyünden Yalama Ali ve aslan anyaslı o'up Balıkesrin Altıno- va nabiyesinde mukim çerkes Fuattır. Bu üç azılı şaki Berga- ima ve Balhkest hâvalisindeki köğleidön silâh tedarik edörek ge Bâşlamışlar ve nihayet ra Mehmet jatdaria müfre zööibin püsüsübü düşâfek miüsa- deme neticesinde öldürülmüş, Yalama Alide yarah ölârak el& geçirilmiştir. , Balikesir ve Şeria bavöli- sinde yapılan taharriyatta çerkes Fuadın izibe tesadüf edileme miştir. Pu azılı şâkinin Manjşas havâlisinde barindiği tasbit âdil miş ve teitibat alıfilhıştır Çerkes Fuadın da Birkaç göne kadar ele irilmesine intizar olun- mâktadır. Firari mâbkümları evlerinde yatırdıkları ve kendilerine silâh tödâfik ettikleri iğii Bergama: dat beş, Bakesir köylerinden de on kişi adliy #erilmişlerdir. a eğar ârkası kö- yükden Çahakği Veliyi öldüren- lerini de © Füat ve arka- demesini a emer ta ezan -— Ön alti mal bânkaya memur dl müşlu haberi galkandi, halBüki bir ay #önra lâtanbuldan yalnız beş lira içih mezuniyet geldi; fakat o İlk haber iyle kuvvetle saplanmıştı ki onu tashih! imkân: yoktu. Zaten buna hacet de kalmamıştı: Bir kısa müddet sonra ilk Şayialar hakikate tebeddül etti, i Ben mes'ut idim, artık kendi mev- cudiyetime mutasarrıf olmuştum, bir uzun zaman geçmeden bir üçüncü vak'a istiklâliyetimi tahkim etti: Hizmet ce ridesini tesis ettik. Halit Ziya: Uşşakizade çok fenâ müamele etmiş. Ârka- daşlar asabi ve müteessirdiler, Kendilerine: — Yahu, kızmayın, dedim, Lötün hayatını vahşi hayvanlar» la ülfete hasreden bir adamda fazla nezaket aramak abes de- ğil midir.? “.. Buğday Hi firkasının büyük kon- gresinde bir buğday me- selösi yüzünden iki dost, Recep B;le Vasıf B. arasında hararetli bir münakaşa çıktı. Bu buğdayda, hani hep ihti lâfa seböp ölur. Cennette Adem Bâbâiız ve Havva #namız Onuh yüzünden bözüştüldr, dübya Üz rinde bügünkü Siyasi ihtilâflara buğday sebep oluyor. Acâbâ ekmâk ondan çıktığı iğin midir, nedir? Toplu Iğne daşları olduğu anlaşılmıştır. Balıkesir Memleket hastane: sinden bir mahküm kaçtı fakat yakalandı Bir katilden dolayı 15 seneye mahküm edilen Nuri isminde bir rir lgğavi edilmekte oldüğu lıkesir Memleket O hastanesin- deti kaçao:ıştır. Mahküm bir has- tanin ölümü ile hastanede vuküâ gelön telâş ve beyecatidan isti fâde ödörek pöhceredeh âtlamış fakat ertesi gece bir köyde ya- Kâlaarak adliyeye teslim edil- miğtir, İ$ bânkâsınin Bârtin şübeâl i$ bânkâası tarafından Bartında tesis edilecek şubenin hazırlıkları bitmiş müdürlüğüne Feridun B. tayin edilmiştir. Banka bhaziran- dan itibaren omüameleye başlı- vacaktir. Könyüda ökmekçiler grev yapmak istedi Köhyü firnciları ekmek fiyat- lâınin ücüzluğulu İleri sülerek grev yâpmâk isledişler ve batı tiridlâr ekmek çıkarmamişlardır. Iki Cihgöne sokakta çocuk satarken yakalandılar izmird. Fatma ve Fadime is- minde iki Çingene karisi 10 güh- lük bir çocuğu, çarşıda bir ba- nıma satarken Zzabıtaca ya kalan © mışlardır. e Çingeneler çocuğun annesini tanımadıklafını Beyler sokağında geçerketi bir kadın tarafıdâni Kendilerine ve- rildiğini söylemişlerdir. İzmirde bir Yahudi genel kehdini öldürdü izmirde Takö isminde bir Mü- sevi hişanlısinin başkasile seviş” meğihe müteessir olarak feci bir şekilde kendini öldürmüştür. Müttehi? eline geçirdiği küçük bir bıçağı evvelâ kalbinin üzeri” ne sapladığı halde ölmemiş ve fakat kat'i surette ölüme karar verdiğinden bıçağı kalbinden Çi- kararak bütün kuvvetile 3 defd boynuna saplamış gırtlağını ke- parmıştır. .