| Kadınlığı Alâkadar Eden Meseleler | | Geçimsiz aileleri devam | ettirmekte mana var mı? Mütefekkir bir İngiliz kadını diyor ki : “Sevgiye istinat etmiyen bir ailede gizli birfuhuş yaşıyor demektir,,birAmerikalı böyle bir ailenin çocuklarına acıyor Avrupada uzun zamanlardan- *ri mevcut olan bir fikir cere- , son zamanlarda bizde, bi- Um matbuatımızda da kendini Bösterdi , Talâk taraftarlığı... Uuzun se- erdenberi bir erkeğin ekmek Yer, yahut su içer gibi kolayca arısına boşamasına müsaade 9 kanunlarla idare edilen pönlekette bugün kâkim olan m bir karı ile bir kocanın Yrılmasını birçok ağır kayt ve | lara tabi tutuyor. Kolayca o: boşamak ruhsat ve imkânr- ae fecaatler doğurduğu ma: iken, bugünkü kanunlarımı- N talâk; tahdit etmesine itiraz dereceye kadar doğrudur, ; mem. Yalnız, buda içtimai voktai nazar, bir fikirdir. ” lif noktalardan tetkik olunabilir, 1, Par koca, iyi geçinemiyorsa Nt onlara akşamları, sabah- mütemadi bir azap olıyorsa, k onları bir arada tutmak tayyar etmekte mana olmadı” mütalea ; en de kaniim. Evet, vazi- | böyle olduğu tahakkuk eden aile rab, m İçin # naz, ir fayda olur, bir zarar iğ» Y ka alnız benim kanaatimce Öyay, SAN. meselesinden daha am hâkimlerin takdir mikyas- A Dazarı itibare alınması Selen bir noktadır. Mayleaten geçimsizlik, anlaş- a kanunun ihanet ve na- rek İk talâkki ettiği fil ve Na etlerden daha ziyade elim | £! tevlit eden bir afettir. sında ka- di, Mu Vr Vaziyet Mümessili ılasını çözmek cemi- | Yazan : Sacide Mukaddes daha fazla ısrar etmemelidir. Bundan bir asır evel ölen ve geçirdiği kadın maceraları meş- bur olan ingiliz şairi Şeley (She- İley) diyor ki: “Arada muhabbet olmazsa o | izdivacı sahih olarak hangi ka- nun temdit edebilir? izdivaç, her iki tarafa huzur ve saadet ver- diği müddetçe mukaddestir. Fa- kat mazarratı menfaatinden da- ha fazlalaştığı zaman kendiliğin- den inhilâl etmiş olur.,, Madam Anna Bezant da di- yor ki: “Bir ailede erkek ve kadın arasında muhabbet ve aşk yoksa arada gizli bir fuhuş var İ demektir. Öyle bir fuhuş ki meş ru bir bale konulmuştur. Hele ilk terbiyesini böyle ge- çimsiz bir ana ile babadan alan ! ve ilk istidat tohumlarını orade nemalandırmağa başlıyan zavallı i yavrularım halihi | Amerikalı mütefekkirlerden bi- i risi diyor ki: “Ben iyi geçinmiyen bir ailede asıl ıztırap çekenlerin çocuklar olduğuna kaniim. Birbirinin kal- bini kıran, birbirinin izzeti nef- sine hürmet etmiyen iki kişiyi bir araya getirmekten kimin ne anlıyacağını anlıyamam.,, izdivaç, aşk, geçinmek, geçim- sizlik gibi şeyler büyük ciltleri dolduracak kadar mühim bir mevzudur. Tekrar tekrar bu bah- se avdet edebiliriz. Yalnız ço- cuklara fena bir terbiye ve iti- yat verecek olan geçimsizliğin ayrılmak için sebep olduğunu kabulde tereddüt edilmemelidir. Zira gayrı tabii ve muzır aileleri ipkada ısrar etmek, bütün sile mücessesesinin istikbali namına bir tehlikedir. Sacide Mukaddes bir düşününüz. | rinden “Mary Crosble,, bu serlavha ile “Spher” e yazdığı bir makalede diyor ki: “Kıraliçe Elizabetin saltanat sürdü Zü zamanlarda bir gezintisi esnasında Londranın çamurlu sokağından ge- İçerken devrin en mühim şahsiyetlerin. İden olan Sir Valter Raley kendi temiz İmantosunu çıkarıp çamura, kıraliçesi-| nin ayakları dibine sermişti. Fakat bu hareket alelâde bir nezaketten ziyade) İmenfaate müteveccih bir hareketti. Ale lâde nezaketle şövalöresk nezâket ara.| İstan fark vardır; birincisi her hangi! İbir nevi menfaate karşılıktır. İ Sir Valter Raleyin o zamanki hare- keti hangisine dahil olursa olsun, bizi İslâkadar etmez; yalnız eğer o bugün! İyaşasaydı, bir akşam 'saatinde tram-| vayların kalabalık zamanında ayakta| İduran kadınlara yer verir m bu-| nu bilemeyiz. Tramvaylar şövalöresk İnezaketin mezarıdır; ve bu mezarm İkitebeniz “Lütfen © aşağı ininiz, Ar tık ne bir kadın kadın olduğu için bir İerkekten yardım istiyebilir. ne de bir erkek erkek o olduğu için bir kadına karşı kendini bir o vazife ile mükellef! ita Bütün dünya umum! bir hot- ikâmlık içinde çırpınıyor. Toprağı ter- kedip te umumi bir nakil vasıtasma bi nince bütün gün çalışarak yorulmuş! böceklere inkılâp ediyoruz. O kadar! ibaşka duygulardan azade kalıyoruz, Tahmin ediyorum ki Sir Valter Raley İbile olüsaydı tramvayda ayakta kalıp ta düşmemek için başı üzerindeki kayış Jisra asılan kadınları görmemek için her halde gazetesini önüne siper gibi laçacaktı, Bu iş için gazeteler çok iyi bir vasıta- İdir. Hakikat budur. Çünkü zamanlar değişti, Eski iyi günleri arayıp feryat jletmek faydasızdır. Meşhur edip Char- (1s Lamb bile ta o zamanlar: “kadınlara bugünkü gösterilen aşırı hürmet her hangi bir kölelikten başka bir şey de iğildir. diyerek bu gayri tabii hali his- setmişti. o Ruhen (cok centilmen bir İnsan olan Charis (ohemcins- lerinin ifrat hareketlerini doğru bul muyordu. Fakat düşünelim ki tramvay ların bu kalabalık halini görmüş ve ya şamış olsaydı belki o bile nezaket va- zifesini ihmal edebilirdi. O güneşli yol yasa haberlerini öğrenmeğe salışıyor.| Şimdi bu adamdan, etrafını değil önü- nü görmeğe vakti olmıyan iş adamın. dan nasıl kadınlık namına bir fedakâr lık istiyebiliriz. Bir kadın elbisesinin uzun etekleri arkasındaki vücudün güzelliğinden baş ka bir şey düşünmiyen erkekler uzun eteklerle beraber tarihe mal oldu. Bugünün kadını; bütün meziyetleri- le, sporlarile, istiklâli ile, hayatını ka| zanmasile, velhasıl her şeyile bir alın kadar açık ve sarihtir. Bir müddet ev! vel bir gazetenin etiket sütununun mu| harriri “bir erkek bir odaya girerken yanındaki Kadına takâddüm edebilir! mi?,. diye ortaya bir'sual atmıştı. Lady| Klara bu suale: “Bir erkek odaya girer| ken bir kadına asla tekaddüm edemez.,, Diye cevap vermiş, Fakat hemen arks-| sından ilâve etmeği unutmamıştı: “ e aaa aaa aaa $ VAKİT 18 NİSAN 193İ e Kadınlar Artık Erkeklerden Şövalyelik istemiyorlar “ Erkeğin en iyi nezaket hareketi mahçup etmiyen ve ettirmiyen hareketidir. ,, anınmış İngiliz kadın muharrirle-|dilmiş, bilet alırken gazete okuyor, pi! Fındıklıda heyetimizde yapılacaktır. Taliplerin şartnamesini ve nümüneleri ni görmek üzere her gün ve ihale saa- tinden evvel teminatlarile birlikte he- yetimizde hazır bulunmaları. A AY LR Ticaret borsasında: Peynir, zeytinyağı, pirinç Borsa idare heyeti (otop- lanmış ve peynir, zeytinyağı, pi- rincin borsaya ithalini kararlaş- tırmıştır. Buğday ihracı mukavelesi Avrupaya buğday ihracı için hazırlanmakta olan mukavele nümünesi Borsa meclisince ikmal edilmiş, tetkik için dün iktisat vekâletine gönderilmiştir. Tayinler Vefa orta mektebi fizik muallimi Mazhar Bey Erkek muallim mektebi müdürü saniliğine, yerine de erkek mu allim mektebi kimya muallimi Sami B, tayin olunmuştur. öl Uzun samandanberi rahatsız olan sabık âyandan Müşir Fuat Pş. dünkü cuma günü rahmeti rahmana kavuş muştur. . Nağşı mağferetnaşi 19 nisan pazar günü saat 10,5 ta Emirgündan vapuru mahsusla Sirkeciye nakil ve cenaze na rm 'O.lmazı Ayasofya camii şerifinde badel dada hırsız ve yangın olmamak şarti.jeda Eyüpsultanda metfeni mahsusuna lele Şu halde her hangi bir tehlike cins- lerin vaziyetini tebdil edebiliyor. Her| hangi bir bağ her iki cinsi de ayni mik! tarda esarete maruz bırakıyor, Bugün artık şövalöresk nezaketler © kadar uzakta kalmıştır ki bir erkek ayaktaki bir kadina yerini vermeğe çe- kinir, Böyle bir hareket etrafındakiler- den daha nazik olduğunu gösterdiği i- çin fena bir vaziyet hadis olur. Eğer bir de kadın ilerdeki istasiyon- da ineceğini söyliyerek yeri kabül et- mezse o vakit artık siz mahcubiyeti seyredin. En iyi nezaket mahcup etmiyen ve ettirmiyen harekettir. Tabiilik nezake- larda, rahat koltuklarda, geniş salon- larda nazik ve galân bir insan olabil. mişti, Öyle bir adam ti her dakikası mua Maş marka numarası: 110 Bey, Garp cephesinde .. müelifii aria Remargue ha e Münasebatt t İN " hüsüsi “ y Dai odaların iy bie Way Da İYi gitti. Fakat bun- , Y kişi iş Zevci ile muamelesi tkin bir hastalığa kapıl bulunduğu ra gerken karı kocadan ka z Şimdi Madam Nikel * mütehassıs dokto- run sıhhat (o şehadetnamesin Bu kendisinde emrazı zührevi; madığı raporudur. İşleri yavaş yavaş düzelmeğe başladı. M. Nikel kendine gümüş saplı bir baston almağa muvaf- fak oldu. Bütün masalarda heyecanlı bir kı- mıldanmadır gidiyor. Mırıltılar, tür. lü ses gürültüleri. | İngiliz kostümlü İve yeni şapkalı kimseler, (yakasız ve Jkısa ceketli herifler tarafından köşe İlere çağrılıyor. Ceplerden yavaşça kü çük paketler ve nümuneler çıkarılıyor. Onlar muayene edilerek iade olunu yor. Sonra tekrar ikram ediliyor. cep bulun l işaretler konuyor. Arasıra telefona ko $uyor ve dışarı çıkıyorlar, Havada va İkelimeleri ile rakamlar raksediyor. Yanımızda pek heyecanlı bir mü İkaşa var. Mevzu bir vagon kömürd Fakat Karl tezyif eder bir tavırla di- yer kis — Bunlar hepsi hayali seyler.. Biri defterleri çıkarılıyor, kurşun kalemle! or. Bir üç düncüye bundan bahseder. Hepsi sağa sola koşarak tavırlar takınırlar fakat jaltmda hiç bir şey yoktur. Bunlar bir komisyonculuk kapmak için durmadan jsapalanan (Cakon)lardır asıl mubaha |istatları işlerini iyi tanıdıkları bir iki ivasıtaya yaptırırlar. Şurada gördüğü- nüz şişkodün Lehistanda iki vagon yu murta satın aldı, Bu yumurtalar söz- jde Felemenge transit ogeçiyor. Fakat yolda beyânname tahrif edilecek ve yu murtalar taze Felemenk yumurtası di ye sürüleceklerdir. Böylece maliyet fil atının üç misline satılacaklardır. Şu önde duranlar (kokain) alış verişi ya- parlar, Dehşetli (o para kazanıyorlar. a gidip birigon, kilo, tere yağı, | tuzlu balık, do- Soldaki yalnız domuz o yağı ticareti İ ' ii larak ona yardım eder.) muz yağı, ampli, dolar, filorin, esham ile meşgul olan Didirihs dir. Bu tica- ret te çok kârlıdır. Villi homurdanıyor: — Bu domuzların sebebine biz de yalnız mide kıvranmasi ticareti yapı- İyoruz. tin son asri merhalesidir. ».. Yeşilköy Hava Gedikli zabit mekte- i 190 adet nevresim ve 69 takım on fıçı yağ satıldı. Çünkü y müddet durduğundan acımıştı. Daha yakında Barçer birkaç fenize 2 vagon yükü buğdaysatın alabildi çünkü hükü met buğday stokunu yağmur altında bir hangara koymuş ve mal çürümüş- tü. Alber sordu: — Adı ne dedin? — Barçer, Barçer Yülyüs. — Buraya sık sık gelir mi? Karl diyor ki: —'Tabit! Onunla iş mi yapmak isti yorsun? Alber başını sallıyor: defnedilecektir. a Tüccardan merhum Mehmet Hasan Efendinin halilesi ve gazeteci arkada- şımız Ali Naci Beyin valideleri Hanım bir müddetten beri müptelâ (olduğu hastalıktan kurtulamıyarak evvelki ge ce Kadıköyünde o Yeldeğirmenindeki hanesinde irtihali darbeka etmiş ve nağşı mâğfiretnakşi dün öğle üzeri ih tifalât ile kaldırılarak cenaze namazi badel eda Karacaametteki aile makbe resine defnedilmiştir. WE büçiad © Kadıköyünde Dr. binbaşılığından mütekait dahiliye ve çocuk hastalıkla- rı tabibi Arapyan Beyin kızı (Berçe) H. henüz on altı yaşında iken gripten müteessiren vefat etmiştir. Allah kederdide anaya babaya ecir sabır versin ağa sola himayekâr bir tavırla selâm lar savuyor (o ve masaların BEAM dan bir Jeneral gibi ilerliyor. Yüzünün aldığı nahoş ve haşin ve muammalı ha li hayretle seyrediyordu. Yüründeki bu çirkin ifade tebessüm ettiği vakit bile baki kalıyor. Bizi biraz mağrur bir ta- ırla selâmlıyor. Anlaşılan odomuzun taksimi meselesini henüz unutmamış, Yili mültefit bir tavırla diyor ki: — Bizimle otursana Artür.. Lederhoze tereddüt ediyor. Fakat şurada bize karşı caka yapmak. Ne ka dar itibarı olduğunu göstermek arzu- su galebe çalıyor. Birisini ararmış gibi salonda dolaşan Alberin boş sandalye — Çok zengizn mi? Karl hürmetkâr bir tavırla: cevap veriyor: — Imanına kadar. » Villi gülerek bağırıyor: — Hele şu Artürün gelişine bakı- niz! Mahut sarı kanarya muşamba di teki kapıdan gözüküyor. Bir kaç ki Karl cevap veriyor: ayağa kalkarak ona (doğru koşuyor. nin kulağına bir söz o çalınmış, va — Geçen hafta hükümet hesabına|lar. Lederhoze onları ellerile açıyor. i sine r ve diyor ki: — Bir Tâhzecik oturayım.. Alberin yanına gitmek istiyorum. Fakat bu fikirden vazgeçiyorum. Le derhoze kendine rakı getirtiyor. Ve par maklarında elmas yüzükler dola bir adamla on bin çift çizme, yirmi vagon eski malzeme hakkında pazarlığa gir iyor. Arasıra bizim dinleyip dinleme diğimize göz ucu ile bakıyor.