— 4 — VAKTT 28 MART leg tiğ “Bahşiş, memleketi mi? Osmanlı impartorluğu zamanında Fransaya giden Türklere Fransızların ilk sözleri şu idi: “Türkiye mi? Bah- siş memleketi,, Rüşvet memleketi... vel bu frenk zihniyetine o kadar yerleşmisi ti ki Türkiyeye gelen her ecnebi kendi sine muavenet için uzatılan eli bile bah $iş istemek için uzatılmış addederek içi! ne birkaç para sıkıştırmağa çalışırdı. Türkün ulviyetini ilk Avrupada söy- iyen adam (Viktor Berar) oldu. O bi- # Anadoludaki misafir (oodalarından hsederken bunları bir harika gibi ya- lediyor; fakat eski (bahşiş alıcılık) şöhretini silmiyordu. Osmanlı saltanatı nın zamanında saray tevabiinin arsız. lığından doğun bu rivayet Türk ismine izafet edilmeğe devam olundu. ... Cümhuriyet idaresi bu yanlış ziha- bı sile dursun Fransada olup bitene bakalım. Bir sabık adliye nazırı mü him bir mali rezaletle alâkadar olmak ve iltimas, rüşvet işlerinde haddi aş- mak töhmeti altındadır. Fransız meb usanı sabık nazırı divanı âliye gönde rirken, âyan bunu kabul etmiyor. Di ğer taraftan Fransanın şimdiki maliye nazırı bir tayyare sirketi meselesinde; alâkadar olmakla töhmetlendiriliyor.| Bu nazır mecliste kendini müdafaa |. çin sol cenahtaki meb'uslara: “Bana söz söylemeğe hakkınız var mı? içiniz- de filân nüfuz ile çocuğunu yüksek na kama geçirdi, filân rüşvet aldı, filân... diye sayıyor. Ve sosyalistlerin kirli ça maşırlarını meydana koymakla kendi ni'temize çıkmış addediyor, ... Başka bir memleketin umuru dahi- liyesine karışmak kanaatimce pek ma nasızdır. Bu mânasızlığı “Tan,, gibi a- gır başlı geçinen gazetelere bırakmak icap eder. Ancak eskiden atılan bir ta şı İade ederek gediğine koymak İmkânı nı kaçırmak ta bir o kadar manasız olu r. türkiyeyi bahşış memleketi addeden bir memlekette o memleket meclisi meb usanının kararile sabık bir nazır (bah şişçi) ve Tâhik bir nazırın ifadesile mec; lisin büyük bir kısmı (rüşvetçi) olursa! o memlekete ne demek lâzımgelir bile! meyiz, M. Gayur ————aann tomun kulübesi ismile bir roman yazdı. Bu romanın yüreklerde ilka ettiği hissiyat tufanı, bu esa- reti lâğvetmek istiyen ve istemi- yen iki Amerika arasında 1860 JA 1865 dört sene süren ve gu- erre de Secession o denilen bir harbin neticesinde esaretin ilğa- nnı temin etti. Bu muazzam ha- dise, edebiyatın doğrudan doğ: ruya içtimai vazifesini görmesi ve müvaffak olmasının caoh bir mi- salidir. ( Kamçılı medeniyet) atlı sinama filmi bu edibenin bu romanından alınmıştır. Diğer bir misalda Rusyadan alıyorum Rusyanın büyük edip- lerinden (1809-.1852| Nicolas Gogolün o (bir nevi paltodur) adlı romanı bütün Rusya büyük imparatorluğunun o memurlarının hayatında mahsus bir saadet ya- | ratmıya müncer olmuştur. Roma- nı serian tahlil edelim: Küçük | ve manasi pek cüz'i bir memur fakirlikten palto yaplıramıyor. | Moskovanın bütün kış Santigra- dın sıfırının çok aşağılarında du- ran souğu derecesi malüm, Bu zavallı memur sabahları çayını $ekersiz içiyor, ekmeğini peynir- siz yiyor, gece lamba yakmıyor karanlıkta oluruyor bu zalim ve muzlim tasarruflarla bir palto parası tedarik ediyor palto yap- tarıyor o gün kaleme bu yeni paltosile gittiği vakit arkadaş- ları onu tebrik ediyorlar. Memur neşelidir, Isırıcı ve yiyici souğun dişlerinden etini kurtarmıştır. ikinci gün akşam evine gider- ken önüne bir hırsız çıkıyor. Göğsüne revolveri dayıyor pal- tosunu alp savuşuyor. Memur perişan ve muzlarıp evine N yor aylarca ali meresini biranda kaybettiğine türk hanımları arasında güzel bacak müsabakası dün tamamen nihayet bulmuş ve birinci, ikinci inti- hap olunmuştur. Malüm olduğu üzere! müsabakamız bir jüri heyetinin huzu- runda yapılacaktı, dan ekseriyeti teşkil eden bir kısmın jüri karşısma çıkmağa rızaları olmadı.) ğına dair vaki müracaatları üzerine)" ski bizzat gazetede teşkil olunan bir heyet|9'mıştır. Bu p İtarafından beynelmilel ölçülere istina-| müsabıka karşı dört puanla Nevzat H. İden iştirak edenler arasında intihap yaka pılmıştır. i müdürünün O huzurundan 1931 34 sıra numaralı © | Vİ B'rinci Nevzat H. İki buçuk üç aydanberi gazetemizin tertip ettiği fakat müsabıklar BEYNELMİLEL ÖLÇÜ: Avrupa milletleri arasında yapılan hesaplara istinaden tar zim olunan vasati ölçü şudur: A — Bilek 2 Santim B — Baldır Lg C Diz muhiti 4, D Kalçii'#temuhiti s9. , E — Aşık kemiğinde dizka- ) 4) © o pağına kadar uzunluk - > — Dizkapağından kalçaya t kadar uzunluk ) Mar TEKRAR ÖLÇÜLERİN TETKİKİ Dün müsabıkların tekrar foto Sü- reyyada ölçüleri alınmış ve evelce alı- 1008000000088 EEEUEEEEEEEEEEEEEEEEEUAAUAEEANEURESUEEEANEENAEAEEEENEEEEEEEENEEEEEUUEEEAAENESEEEEEANANEKEAAAN EE AR ENA ağlıyor. Ertesi gün kalem arka- daşları, memurun paltosuz geldi- ine şaşıyor ve soruyorlar. Za- valı adam macerayı anlatıyor. Kalemin yeni tayin edilmiş bir müdürü var, memurun arkadaş- ları, “Müdür beye vukuu hali an- lat belki polis marifetile hırsızı buldurur veya sana kolaylık gös- terir,, diyorlar. Zavallı memür müdürün huzuruna çıkıyor başı- na geleni anlatıyor.. Müdürün yanında (yeni (o memuriyetini tebrike gelmiş bir arkadaşı var; müdür O arkadaşının (önünde bir caka satmak istiyor; kendisine halini arzeden küçük memuru ben polis değilim, hay- di çekil diye azarlıyor. Memur, İle muzmahil bir halde çıkıyor. * mur souktan zatürreeye tutulu- i yor. Aradan birkaç gün geçtik- ten sonra müdürde bir vicdan | ! azabı başlıyor. Kendisine müracaat etmiş ve bir imdat istemiş olan memurun ne olduğunu öğrenmek istiyor. Zile basıyor memuru istiyor. Di- ğer bir efendi giriyor şu cevabı seen > o memü- runuz paltusuzlul zatürreeye tutuldu öldü dün cenazesini def- nettik,, diyor. Müdürün içine bir ateş düşüyor. Asabi buhran ge- çirmiye başlıyor. Yolda giderken sırtından Opaltosunu çekip al- mak istiyen ve kendisini takip eden bir el görür gibi oluyor,.. ilâh. Bu romanı Taş yürekliğile meşhur olan çar üçüncü Aleksan- der okumuş, hüngür, hüngür ağ- lamıştır ve bütün Rusya impara- t memurlarından hiç birinin maaşının 15 altun rubleden aşa- Mi müsabakasında birinci ve ikinci Bacak > Müsabakamız Dün Bitti Nevzat hanım birinciliği, 18 sıra numaralı Nurten hanım da ikinciliği kazandıla” Beynelmilel ölçüyü de neşrediyoruz nan ve bizzat kendi taraflarından gön. derilen ölçülerle (o karşılastırılmıştır. Buna nazaran beynelmilel ölçülerle mukayese imkânmı birakan dört mü. sabıkın ölçüsünü tercih vaziyeti hasıl , olmuştur. MÜSABIKLARIN ÖLÇÜLERİ İlk ilânımız veçhile © yalnız bacak inti. hap olunacağı mezkür bulunmasına bi- naen tasnif neticesinde elde kalan dört müsabık hanımı ölçülerinden (yalnız birinci ve ikincininki ve ayni ölçüyü ha iz olmasına rağmen karilerimizin rey- lerine istinaden ikinciliği kaybeden mü- sabık hanımın ölçüleri şunlardır: 4 ISnumam #numara Oâ5numara A-— 21 20 B—3 32 32 Cc—i 3 32 D—4 49 48 E—45 39 40 F—47 47 si (Dördüncü müsabıkın ölçüleri çok ,mühim fark gösterdiği cihetle neşredil, İmemiştir.) İNTİHAP! Elde mevcut beynelmilel mukayese neticesinde: Beynelmilel ölçüye birinci derecede yakınlığa nazaran: 34 sıra numaralı ,Nevzat H., (AYD), ( irer yani cem'an dört zanmak suretile birinci (olmuştur. yakınlığa nazaran; 18 sıra numaralı Nurten dört puan almıştır. H, (A).)müddetle her hafta bir çift bacak müsabakalarında esas olmak ü-| CB). (C) ve (F) den birer yani cem'an| yap verilecektir. İkinciliği kazanan ha zere ihsal ikinci Nurten H. rilerin reylerinin esas olacağı ölçü ile de bildirilmiş bulunması ve pek tabii olması dolayısile ikinciliği (oOMelda HH. kaybetmiştir. Nitekim (birinci olan| Nevzat 11.(224) rey alması ve yani Nur E) ve (F) den|ten Hanımdan (32) rey eksik almasına puan almıştır. rağmen ölçü esas olması ve beynelmi- 18 sıra numaralı Nurten EL, (B), (C)İlel ölçüye nazaran puan hesabile tam! (F) den birer yani cem'an üç puan rakibi olmaması itibarile birinciliği al. itibarla ilk fazla puan dört| mıştır. HEDİYEMİZ Güzel bacak müsabakamızda birin- Beynelmilel ölçüye ikinci derecede) ciliği kazanan han'ma nisan birden se bir sene ipekli ço- lecek 932 nisan birine kadar nıma da yine nisandan 992 nisanma 35 sıra numaralı Melda H., (A, (D).İkadar her dört ayda bir çift iskarpin puan almıştır. Bu iki müsabık H, ayni miktarda puan kazandıkları için okuyucularım!» rey alan Nurten H. (112) Melda Hanıma karşı ikinçiliği kazan- mıştır. İki ayni ölçüyü gösteren daha doğ- rusu beynelmilel ölçüye nazaran ayni puanı alan müsabıkların tercihinde ka- ğı olmaması bakkında bir irade ıstar etmiştir. Bu veçhile Rusya- i da biç bir memurun paltosuz- laktan zatürreye tutularak öl- memesi temin , Edebiyatın ve san'atin vazifesi İ böyle gölge ve zulmet altında kalmış felâketleri dertleri cesu- rana ortaya koymaktır. Cesurane dedim de hatırıma geldi yine Rus ediplerinden oGorkinin Kadın İ Ana adlı bir hikâyesi vardir. Oradada bir ananın Timürlengi nasıl bir merhamete ve hareke- te getirdiği (tasvir o olun- muştur. Orada şair Girmani ile dünya yıkıcısının yani Timürlen- ğin nefis bir mubaveresi vardır. Timürlenğin (beni osatacak olurlarsa kaça alırsın? Sualine Girmani yirmi beş askere ce- vabını veriyor ve Timürlenk bu ancak kemerimin bahasıdır. Diye bağırınca Girmani kemali meta- netle benim düşündüğüm de an- cak kemerindir; yoksa kendin beş para etmezsin diye cevap veriyor. ey ilâve ediyor: Padışahlar padışahı dehşet ve vahşet adamı ile şair Girmanı böyle ko: tur. işte bizce şu hakikat dostu olan oşairin (oşöbreti (oOdaima (Timür)ün şöhretinin fevkinde tu- tulmalıdır! Şairleri taktis edelim ki onların allahı birdir, oda cessurana ve güzel olarak söylenen hakikattır. | Edebiyat için söylediğimiz san'atlar içinde doğrudur. e atların içtimal, ahlaki rolleri var- dır ve hikmeti mevcudiyetleri ce. miyettir, Genç yaşında ölen ve hayranı olduğum ve bence 19 uncu asrın en büyük mütefekkir | | | Fransızı olan Guyannın sosyoloc- CE) ve (F) den birer yani cem'an dört yediye edilecektir. BEY VERENLERİN HEDİYELERİ | Birinci ve ikinciye rey veren karile-t zın reylerine müracaat edilmiş ve (256) rimiz arasında yapılacak kur'a netice-| rey alan|sini ve mükâfatlarını birkaç gün içinde ilân edeceğiz. Müsabakamızı gazetemiz kadar has sasiyet ve itina İle takip ve idare eden foto Süreyya müessesesine (teşekkür ederiz. ya moktai nazanndan san'at Adlı muhallet bir cildi vardır. San'at hakkında şöyle yazıyor: San'at, hissiyat vasıtasile, tabia- tın bütün mahlukatına ve hatta tabiatın hududunu tecavüz edici olarak tasavvur olunan varlık- lara yahut da muhayyelei beşerin yarattığı hayali varlıklara kadar cemiyetin bir ittisadır. Binaen- aleyh san'atten doğan heyecan esasen ictimal bir heyecandır. Bu heyecanın neticesi daha geniş ve cihanşümül hayat ile karıştı- rarak ferdi hayatı büyütmekte- dir, San'atın dahili kanunu, içti- mal bir seciyede hüsni bir he- yecan husule getirmektir.,, Yüksek bir san'at eseri olan bir lavha, yüksek bir san'at ese- ri olan bir heykel, yüksek bir san'at eseri olan bir musiki par- çası, yüksek bir şairin bir şiiri hafif bir tefavütle yüreklerde ayni heyecan ve hayraniyyeti uyan- dırarak yürekleri (o birbirlerine yaklaştırır ruhları birbirine yak- r. Edebiyat ve san'atın va- ifesi bu içtimai, ahlaki ve insa- ni tesiri (oyapmaktır. oŞairleri- mizden, ediplerimizden, ressam- larımızdan, heykeltraşlarımızdan musiki ustatlarımızdan bu vazi- feye sadık eserler beklemekte- yiz. Böyle eserleri doğuracak ezcümle vasi ve ve müttesi bir muhabbettir. e Hotgâmlığın şiri yoktur. Şiir bal yemekte değil bal yapmakta bulunur. En büyük saadet mes'ut olmakta değil mes- ut etmektedir. Güneş kendi ya- nar fakat yaşatır.,, Abdullah Cevdet bey “Karlı dağdan ses) eserinden seçtiği bazı kıtaları okuyarak konferan- sına nihayet vermiştir. evelce; Türk çocuklarını ecne" | bi klüplerine girmek- | ten menedelim* | Türk çocuklarınnı ecnebi mekteple İrinde ilk tahsil görmelerini o menedefi kanun Büyük Millet meclisinde kabi) edildi. Türk mektebi ile ecnebi mekif bi arasındaki fark, Osmanlı bankası ile Türk sermayesi arasındaki fark gibi dir. Bu sermayelerden biri müstemlie” keci, emperyalist, öleki yerli malıdıf Bu farkı, maarif vekili kısa bir cümk ile hulâsa etti. | Topraklarımızı o müstemlekecileriN elinden kurtaranlar, işi ve çalışma ku'j İvetimizi de müstemlekeci sermayedefi İkurtarmaya çalışıyorlar. Ve nihayeti İruhlarımızı, terbiyemizi de müstemlekf cinin elinden kurtarmak için taze rok larla, kaskatı emperyalist eli arasınd duvarlar çekiyorlar. Ecnebi mektepleri! emperyalist istilâ plânının ilk kadem€) lerini teşkil eder, Sermaye ve kültür” istilâ ordusu takip eder. ... Ecnebi mekteplerine Türk çocuklsfi nın gitmesini meneden kanun ileriyı tılan bir adımdır. Bu adimi tama mak lâzımdır. Çünkü terbiye yalm mektepten ibaret değildir. Sinema, ve kulüp emperyalist © İsunun şarkta hâlâ piştarı halinde: Hele ecnebi kulüpler çocuklarımı: ruhunda bir burgu gibi işlemekte vam ediyorlar. Mektepte avlanmıy çocukları sokaklardan, öteden beri toplayıp sürüler halinde sürükleyip türüyorlar. Bir çocuk tanıyorum, henüz on kuz yaşında bile değildir. Bu Türktür. Ve türkçeden başka hiçbir san bilmez. Fakat bir gün ceketli yaka iliğinde üç renkli bayrak bir arma gördüm. Bu rozet empe! list bir hükümetin, emperyalist al: ti olarak kabul ettiği bir rozettir. Göğsündeki rozetin neler ifade bunu takmamasını söyledi tiğini Güldü: “.- Bana ayni şeyi devam eti mektepteki bir hoca da söyledi. iozeti göğeümded çıkarreağıma, “ei ten çıktım, şimdi artık o hocanın sine devam etmiyorum. j Sonradan öğrendim, bu çocuğun nebi mektebine giden bir arkadaşı dır. Arkadaşı ayni zamanda hir klübün mensubudur. Bu lisan bili yen, çocuğa acaip bir aşk aşılamıştıf” : » Maarif vekâleti, mektep talel spor kulüplerine girmelerini mene Hiçbir talebe spor klüplerinin semi bile uğramıyor. Fakat o mektepliler seri maçlarını (Genç hıristiyanlar miyetinin) sahasında yapıyorlar. Mektepliler, spor kulüplerinden karıldıktan sonra (Genç hıristiyanli cemiyetinin kadrosu birdenbire a! Çünkü mektepli sporcuların birçi takım halinde genç hıristiyanlar yetine devama başladılar. Geçenli genç hıristiyanlar cemiyetinde liler arasında yapılan bir maça etmiyen bir mektep takımı bu af mensupları tarafından hâlâ, bir i gibi telâkki ediliyor. Ve bu telâkki cuklar arasında sarileşiyor. Ma ve ailesine ısımamıyanlar gayet ye li bir tesanüt halkası ile bu o bağlanıyorlar. Bu tesanüt geçen ri bu cemiyete (30) bin lirayı sadece gi lerden temin elti. Bu hadiseler ai ul terbiye âmirlerinin gözünde yan ettiğine göre, bir taraftan di! terbiyesi ve kültürü ile valen di lirken beri taraftan gi # kitabile, Türk kültürünü ge İkaranlıktan vurmak için teeşkkül ai yabancı kulüplerin bir nevi m ve himaye görmesi açık manasile tır; terbiye ve telkin yolunda nakuztur. Ms Genç hıristiyanlar f: aaliyetinin * göze görünür bir şekil almasi”. selâ sürü halinde çocuklarım” selere gitmelerini bekliyelim man tedbir alalım diyenler h8“© İpek aykırı görenlerdir. İri vaki bekliyenler bilmelidir emri vaki onlara daima tepede” İcektir. gari ii Biraz hareket, bir madde: cuklarının ecnebi kulüplere si > iş b ri menetmek için kâfidir. Tik ai rasını düşünürüz onlara kali ağa yerleri yaparız. Sadri NV < AA