18 Mart 1931 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 10

18 Mart 1931 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

p —8 — VAKIT 19 MART 193) — e P i pm nda Altından ateşi eksilmiyen kazan ilk altı ay — Ders humması — Ermenice harflerle Türkçe — Kitap merakı — O zamanın mecmunaları — Tercüme teşebbüsleri —22 — Yazan : Halit Ziya Çalışmak ne demek olduğunu, haya| (Bu son üç ders için elimizde Lan. Un her nevi cidaline karşı müheyya bulglöberin kitapları vardı. Bilâhare, ara- Jundurulmak için çocukların nasıl yejdan birçok seneler geçtikten sonra, be- tiştirilmesi lizımgeldiğini bu mektepte'nim tavsiyemi ve kısmen delâletimi ka- mekitarist rahiplerini bu köhne, fakat bal eden Mahmut Esat Efendi bunları hâlâ zinde, hâlâ faal İzmir Zabinlslal değiş ve neşretmişti. hemen ilk müşnhedelerimden başlıya.. (Yine müdürün tavsiyesile bir ikinci rak anladım. Anladım ki mektep © za:|lisan dersine devam etmek lâzımgeldi; mana kadar şahit olduklarımdan baş. İtalyancayı ihtiyar ettim. ka bir şeydir, bir kazan ki mütemadi. (o Etrafımda bulunan çocuklardan ba. yen altımda alevlendirilen ateşle dur-'na da sirayet eden bir humma vardı, madan, bir dakika soğumadan kayna- tahsil hayatımda bu kadar ceht sarfe maktadır. Saatin yelkuvanma takılmış dilmiş bir xaman tahattur etmiyorum. bir zincir çocukları müzakerehaneden Zaten muallimlerin bir dakika aram muhtelif dersanelere, yemek odasın: 'dan teneffüs bahçesine, buradan yine dershanelere, müzakrehaneye, durmaz dinlenmez bir deveran ile sürükleyip götürüyordu, Nasıl geçirileceği biline miyecek, gözler tavanda, dakikadan da kikaya esnemek için gerilen çenelerle, kadar | bilmiyen takyidi, müzakerecilerin etüt saatlerinde hiçbir şakirde murakabe. den kaçmak imkânını bırakmıyan gö zü, boş vakitlerin arasına sıkıştırılan teneffüs zamanlarından artmış saatle ri istilâ eden vazife izdihamı çocukla. | derebilirdik; burasını bitirdikten son-)ca git hazı malümata tesadüf olunmuş rın bütün melekelerini en son gergin- iMkte tutarak onlardan ihtizaz yekönu- fakat yüksek boyu ile, dik iri başile! pek zinde bir rahip vardı ki bir gün bal nim Antranik Beyin türkçe hikmeti ta! biiyesini okuduğuma tesadüf ederek: | — Ermenice harfleri bilseniz bu yol- da kitaplardan bizde türkçe telif edil» miş pek çok eserler bulurdunuz!. de- mişti, Pek iyi anlamıyarak yüzüne hay- retle bakmış olacağım ki hemen beni; (o Şatraficın icadı hakkında birçok ri- terketti ve beş on dakika sonra elinde|vayetler vardir. On altinet asır muhar koca bir ciltle avdet etti. Bu türkçe,İrirlerinden (Karrera-Carrera), şatran. fakat ermeni harflerile yazılmış mü-lem (Palamed) namında hiri tarafın. İkemmel bir coğrafya kitabı idi, Bana)dan icat edildiğini iddia ediyorsa da di- ilzah etti ki mekitarist rahiplerindenİğer bazı rivayetlere güre de şatranç İpek çoğu ermeniceyi terketmiş olan er-İPolonya kralı (Ommolen) in mlişaviri meni katolikleri için bu neviden zen-İfilesof (Pers) tarafından, kralm zu gin bir kötüpane vücude getirmek him-İlüüm ve vahşete olan temayülüne mâni İmetini göstermişlerdi. 'olmak üzere tavsiye edilen eğleneeler Per Diodato ders olarak yalnız ital-İarasında icat edilmiştir. Şatranç, bin: yanca sinıflarımı deruhte etmişti vellerce senelik bir maziye sahiptir, Hint. bu suretle haftada iki, kere onunla bu-'Jilerin, levha üstünde bugünkü şatran- lu, oamdum. Yavaş y: da bir nevi dostluk peyda oldu ki; bulnan bir oyunları olduğu tarihen ta- xt hana felsefeden, hilkatten bahse hakkuk etmiş bulunuyor. o Maahaza| derdi; hiçbir vesile ile dinden bahset-|Hint ve Sanskrit lisanlarında yazılan Tarihi icadından 16 ıncı ası mesele — Birinci İraktı ki bu rahip muütekit değildi.lreti hareketi hakkında bir Yalnız bir gün: — Ne kadar yazık ki|yoktur. İsize müsaade etmezler, dedi; yoksa 50 - 1021 senelerinde hayatta olan İsizi ya Viyanaya yahut Venediğe gön-| acem şairi Pirdevsinin asarmda şatran malümat râ. O zaman bir küçük âlim olarak Av)tur, Firdevsinin (Birinci Hüsrev) in det ederdiniz. zamanı idaresinden bahis bir eserinde Şatrancın Tarihi liler mi,Cucenler mi icat ettiler? — Şarkta ve Garpta şatranç —Büyük muharrirleri — iki hamlelik yeni Yazan: Muzaffer Muhittin aramız lem taşlarına müşabih taşlarla oynas| medi, fakat bende öyle bir şüphe bı-lkütübü kadimede şatrane taşlarının su) ğun can sıkıntıları arasında uzanıp Zilnun azami derecesini istihsal ediyor- den zamana mukabil burada nasıl geç'du. tiğine taacelip olunan, yapılacak sey. Mektepte leyl! geçen aylardan son-| prens (Ardaşir-Ardaehir) in top, av ye râ nısıf nehari olarak kalınca, masil| satranç oyunlarında meharet sahibi bu oldu bilmem, zamanımı pek genişlemiş unduğu kaydedilmiştir. Bundan, be-| Terin çokluğuna dar huvsalası kifayet eimiyecek korkusile seri cereyanı daj- ma helecan içinde takip edilen bir ka. sırgalı çalışmak günü vardı. İlk haftaları sersem oldum, ve bura da benden küçük çocukların benden çok daha ilerde olduklarına dikkat et- memek müşkül! olduğundan hasetten, infialden, füturdan mürekkep bir his siyat buhranı geçirdim. Mektebin müdürü, Per Nikola, beni ufak bir muayeneden sonra dedi ki; — Ebeveyniniz muvafakat ederse, Burada her unsürdan nümune var- di: Yeni rakiplerinin servetine, azame tine rağmen ciddiyeti sayesinde mergu- biyetini henüz kaybetmiyerek, son- raları süratle takip ettiği inhitat uça rumunun civarında, ehemmiyetini mu- vaffakıyetle muhafaza edebilen bu müessesede bütün çocuklar, mütenevvi milliyetlerden, ezeümle Ermenilerden mürekkep katoliklerdi. Bu katolik &le minden hariç kalan yalnız bir alman musevisile, (Hamburger), bir ben var- dım, Benden evvel buradan iki Türk memur çocuğu geçmişti, zannederim ki sizi İâakal yarı sene için leyli olarak Izmirde bir ecnebi mektebe devam & alıkoyayım. Size muallimlerden biri-iden Türklerin ben üçüncüsü oluyor mi müzakere etmeğe tayin edelim. Buldum; fakat diğer ikisi İzmirde muvak şon İş için fazla bir ücret istememekikaten bulunmuş memur ailelerine men arzusundayım. Size gireceğiniz sınıfın) sup olduğundan nazarı dikkate çarp derslerini muvaffakiyetle takip ettirel mamişti. Bilâkis, ben o zaman böyle bilmek'Ginölindeyim. şeylere YlRaK ölnüyün İzmirde herien Bu sayededir ki bu smıfın tamamile! herkesin muahuzesine maruz kalmıs ©- yabancısı olduğum derslerine devamijuyordüm; bunun neticelerini ileride edebildim ve bu suretle, elbette birkaç! anlatacağım. sene kazanmış oldum. z Burada neler vardı: Cebir, hendese, Em am eğe tarihi umumi, rüştiyenin harita üzerin kavrulmuş, bozulmaş br kavana ben- de şehir, nehir, deniz saymaktan İba-| yiyen başı ile, dalma iri gözlüklerinin ei altında bulanık bir havuz suyunu an ek dıran yözlerile, sıska, ciliz vücudüne en ei yapan: Pizik, kimya, tari bir çarpıklık veren, eve gidip gelirken e ee (taşıdığı ağır kitap yükünden aşağıya lar karşısmda maalesef istediğimiz gi-|inmiş, sol omuzu ile onu görüyorum. bi çalışmış değiliz. Fakat bu Galatasa.! Fazla olarak müthiş bir kekelikle ma ray « Fener maçı için bir şey ifade et.İlâldü, bütün hey'etinde insanı kendisin mez. Çünkü Galatasaray - Fenerbahçe den tebit eden bir hal vardı ki ona "maçları; oyun ve teknikten ziyade arı. bir tereddi asarı mecmuası şeklini ve- “si birtakım hislerin tahtı tesirinde kışirirdi. Bilhassa kulakları: Bunlar ku- men şuursuz bir şekilde ve bir müca- lâktan Ziyade kafasınm iki tarafma ya dele halinde başlar, devam eder ve bi-|pıştırılmış birer küçük yelken gibiydi ter, Bundan bir kat'iyet beklemek a-(ki ona uçmağa müheyya büyük bir ya bestir, Yani demek istiyorum ki yenil|rasa müşabeheti verirdi. dik anma yenebiliriz de. Bu çocuk sınıfın birincisi idi ve bü Zekinin noktai nazarı çok doğrudar.|tün snf halkından daha küçük oldu. Fener » Gülatasaray maçları daimaldu hslde bu en büyük mevkle elbette gayri tabii bir cereyan takip etmiş ye/kıyas kabul etmiyecek bir faikiyetle © çok defa düşünülmiyen neticeler ver.|müstehak idi. Bütün mecburi dersleri miştir. Ayni fikri Galatasarayın en sa.) herkesten iyi o bilirdi, ve hiçbir zaman hibi salâhiyet uzvu da teyit ( ediyor, bir müzakerede hazır değildi, zira mü- Bu zat diyor ki; zakere zamanlarına tesadüf eden ser- “.« Fener - Galatasaray maçlarınm|best derslerin hepsine (müdavimdi: hususiyeti vardır. Rakibimizin bir haf.) Lâtince, rumca, almanca, ingilizce. ta evvel mağlöp olması bize de yenile| Teneffüs zamanlarında da ona kema- ceğini göstermez. Belki bu neticeye na|91 koltuğunda mektebin yukarı katına zaran yenilmesi lâzım denebilir, Saha-|koşarken tesadüf olunurdu. Sabahle- da İyi oynıyan takım macı kazana.)yin defterler dolusu vazife ile mektebe cake, en erken gelen o İdi. Fülhakika en doğru söz budur. Iyi) (Bu çocuk, ki ihtiyaten ismini mek- oyntyan kazanacak! tum tutmağa lürum görüyorum, bu Takımların nasıl kadrolarla oynıya| öldürücü çalışma devresinden sonrs takları bilinemiyor. Zaten o Galatasa.| yasamak için kâfi kevwvet bulabildi rây değişik kadrosunu her zaman «a.|mi? onu bilmem, yalnız şunu pek iyi hada belli ederdi. Bu defa Fenerbahçe) biliyorum ki bu çocuğa baktıkea, ondan de takımında Vefa müsabakasının bı-ibir hilkat acibesi karşısmda hissedilen raktığı intibaa göre değişiklikler yapa-|soğuklukla üşürdüm. takmış. Demek oluyor ki her iki tava! Mekitarist rahipleri merkezleri Viya- fm da bize sürprizli birer takım çıkarinada ve Venedikte bulunan bir zümre mast beklenebilir, Tarafeyn maçı idarelidi ki bilhassa ermeni katolikleri için edetek hakem üzerinde henüz uyuşama!Türkiyede şubeler tesis etmişlerdi. mışlardır. Vaziyet yarma kadar de Bunların içinde eidden âlim, mütefen- vam ederse futbol hey'eti bir hakeminin adamlar vardı. Ezcümle mektepie|başlamış olacağım. O yaşta bu eür'etİmişlerdir.Bu tetkikata nazaran şatran EN ağ e a gösterip müçi oynatacaktır. Her iki tarafa da güzel oyun ve mulni zamanda mektebin kütüpanesini vaffakıyet temenni ederiz. ve tatbikatanesini idare eden ihtiyar buldum. Mektep derslerine daha az mı çalıştım, yoksa artık onları süratle ve sühületle yapacak kadar alışıklık mı peyda etmiş idim. Her halde evde kü- tüpaneme ve türkçe mütaleama vâsi bir serbestiyle avdet etmiş bulundum. Bütün Kemali, Hâmidi, münteşir 0 lan eserlerile, o zaman tanıdım. Bil hassa bütün resaili mevkuteyi getir: tirdim. Bunların arasında Şemsettin Sami Beyin (Hafta) sile Samipaşazade Baki ve Abdülhak Şinasinin babası Mahmut Celâlettin. Beylerin neşrettik- leri (Hazinei evrak) vardı. Bu iki risa- lei mevkute o tarihte maşirleri için eid den mucibi mübahat olacak derecede şinci asırda İran sarayında şatrancın malüm olduğu anlaşılır. Araplar ve a) temler bilhassa Firdevsi (oo şatranem)| ra kadar şatrancı Hintli- meselenin halli, Taşların ve piyadelerin hureketl ri ile piyadenin şekil ve esareti ve (kö le - Rogner),(Pat) tabiratı on altıncı sıra doğru ve ondan sonra tedriceM tahavvüle ve tagayyüre uğramıstı. Ancak elli senedenberi şatranç kavaid! hazıraya göre her yerde bir şekili oynanmaktadır. 55 e a mal m me — , i Adolph Bayersdorfer'in (şam- piyon harekâtımızı tahdit ede- bilir fakat bizi ancak kaide kurtarır) isimli çok muvaffek olan meselelerinden iki ham- mükemmel nddolunabilirdi. ,daha ziy: suw bilhassa Mâmidin: müteferrik man; <en yük bir kıymet alırdı, Bir yandan Hintliler tarafından icat edildiğini ka| bul etmişlerdir. Araplardan (Mes'udi,! Siyahlar Biruni, İbni Halikan) Firdevsi ile ay- ni iddiada bulunmuşlardır. Beyazlar iki hamlede i mat eder H Hintçede (Çaturang — Tchaturang).|i arapçada şatranç, acemcede çatrang) O Beyazların aletleri: Şah, ve-! hiçbir manayı ifade etmemesine muka| zir, “bir kale, iki at, iki fil, © bil (murabba ve ordu) kelimeleri muka|, dört piyade. t PE Hintlilerce verilen)! Siyahların aletleri: Şah, biri * isimler, Hint orduları kuvvetlerine iza-)| kale, iki at, bir fil, iki piyade, i feten konulmuştur. Fil nt — Cavasli ..—— o... .. | lafta) Ver, piyade— Pion bu kabildendir. Ma» | Geçen haftaki meselenin şu ! l a e ciddi ve ilmi, (Hazinei ev-jAhaza (o galrancın, o cengâverliklerile) reti”halli; l FAK) ünl zivade edebi idi Hu sonuncu | Meşhur Türk asıllarından (Coen - Cü- önal a ” ) ler tarafından icat edildiği fakat “Beyazlar (DSFD kiş imei ; zumelerini nesre tavassut ederek hü Sök basit eşkâlinin Hintlilere taammü:|i ile oyunu kazanır. - Siyah : t münden sonra tadile uğradığı daha kuv|i veziri alamaz çünkü (açmaz)i » türkçe kütüpanemi|vetli tarihi rivayetlerdendir. (Pamir)')i dadır. Bu tabiratı gelece' zenginleştiren eserler tedarik ederken|YaYlâsı ve (İsık.göl) etrafında oturan|i makalemizde yazacağız. Matın! ş bir yandan da fransızca kitaplar teda böreğin ferma e | Türk yazısına göre tahriri: ı rikine başladım, Bunları alırken bir on er, şeriilei 29 VSFV Kiş mat I ii A değdi; tez dürön | ini etik etikleri saman (EU) olmak:|| (OT V KİP i biraz da hevesatımın icabatma, fakat! sızın ve harekâtı daha basit bir şekilde i her şeyden ziyade sarfedilebilecek pa-|şatrancı Çin saraylarına sokmuşlar ve) o Konya Ereğlisi Hükümet Dok i ramin müsandesine ftebaiyet ediyor.|Çinlilerle Hintliler ve Türkler arasın dum. z da tarihi münasebet neticesinde şat Bu para mes'elesi — daima böylelran$ bir koldan Hintte tanmmüm et değil midir? — en büyük dert ; igi, miş ve daha zengin, sakin bir millet ha Dedemden, babamdan, annemden ajı.|tinde olan Hintliler; şatranca o (Fil nan paraların mecmüü Zaruri masraf. Fon) da sokarak ve aletlerin hareket- larımdan sonra bu kitap sarfiyatına te|lerini biraz daha tevsi ederek kendi kabül edebilmekten pek uzaktı. Artık/oyunları arasına almışlardır. Türkler. Keorkun veznedar tarafından tesviye|den, Hintlilere ve Çinlilefe ve oradan edilen hesap puslaları usulü çoktan |acemlere, araplara geçen şatranç, bu- terkolunmuştu. Yeni bir ticaretgâh a-|şüne kadar birçek istihaleler geçirmiş çan babama mukannen haftalıklardan|fakat hemen alet isimleri ve esasi pek başka müracaat imkânı yoktu. Kitapçı. |kuvvetli tahavvüle uğramamıştır. da hesap biriktikçe yegâne iltice olu:| (o Şatranç, fçüncü asırda Hindistan. nacak yer annemin lütfu İdi, bunu dalda oynanıyordu. Altmeı asırda İrana, sulistimale taraftar olamıyordum. Za- yedinci asırda araplara taammüm et- ruri masraflardan kısmak tariki kalıİ iştir. Bugün Türkler şatrancı, arap- yordu, bazı dükkânların önünden sö.İların tahvil ettikleri şekilde oynarlar, ratle geçerek hevesâta mağlüp olma:| Araplarda kral - Rol, süvari « Cavalier, mak kolaylıkla tatbik olunan bir usul-|kale, rh - Tour şimdiki şatranç oyu- dü. Böyle neler, neler okazandım; nelnunda olduğu gibi tahrll edilirdi. Kra- büyük zevklerin sermestisile yenilme-İliçe, vezir - Dâme) yanlız mailen hare. miş şekerlerin, pastaların, içilmemişlket ederdi. Fil Fou kraliçeye faik kuv- şerbetlerin, cigaraların — küçük ya-|vette bir aletti, şımda başlamış bir iptilâ — takılma O Şatranç, sekizinci asırda Endülüslü. mış kravatların acısını unuttum lerin hâkimiyeti altına geçen İspanya: Böyle, kitapçımın uzun müddet pa:İya araplar tarafından ( sokulmuştur. ra istememek müsaadesine güvenerek,| Dokuzuncu asrı başlarında arap mu- Jül Verni, Lui Figyeyi, Kamil Flamar.İharrirlerinden (Yahya - Yahia) nın il yonu kâmilen getirttim. Bunlar be-İmi hukuka dair yazdığı eserinde sat nim için bitmez tükenmez bir hazinelrançtan bahsedilmektedir. idi; öyle bir hazine ki ilk yazılarımı &| Cst . DenisSendenis) manastırı kral radan çıkarmak imkânını bana verdi. İhazinesinde bulunan Şatrançlar sekizin Artık delice bir hevesle, birini bılci asırda saltanat süren (Şarlman - rakıp ötekine koşarak, bir oyuncak do|Charlemagne) in şatranç oynadığını is. lu masanım önünde kendisini şaşırmış|pat eder, bir çocuk halile, tercümeler yapmağa| © (1061) de kardinal (Damam) tara. başladım. Ve bunlardan, zehi cesaret! fından o zamanın Papasına gönderilen İstanbula göndererek neşrettirdim. — İbir mektuptan anlaşıldığma göre İtal. İlk azlarımın ov süretlelyanlar şatrancı (11) inci asırda öğren- merasimi diniye ile meşgul olan ve ay-lancak o zaman affolunabilir bir çilgnlem (11) İnci asırda ehli salip tarafım.) bircok resimler ve cazip “ lıktı, dan Avrupaya tamim edildiği farzolü.! Halit Ziya; Uşşaki zade)nabilir, Necdet Beye: VAKIT, takip etiği şatranç lerile size son tetkiklere müstenit £ mükemmel bir eser ve rehber i mış olacaktır. ij Bütün Avrupa şatranç neşi takip ve tetkik eden muharririmiz kıttaki neşriyattan gayri, her hangi eserden müstağni kalacağınızı etmektedir, Şatrançta gerek (açım) ve gerek; yun ortası) ve (oyun sonlar) ii karı değişmiyen bazı kaideler se de en son tahlillere ve yeni ti Tere, tetkik ve mütalâalara, ” şatranç nazariyelerine göre şimdi) dar çıkan eserler noksan ve uz f89' kalır. Şatranem bu üç ana bilgisinde” ku mesele halli için de etütler tem” İden Yaktın şatranç yazılarını tak”. mek tam ve noksansız bir öğrenme kâfidir, meseleyi halletmişsiniz. KUPONLAR MESELESİ Gelen bazı haberlere ! Duyunu umumiye meclisi * içtimamda kuponlar mes'el€ il # halletmek için hükümetle te* müzakereye karar vermişti. ZEKİ RIZANIN MAKALESİ Türksporun 25 inci sayısı çıktı, Bu sayıda Fenerbahçe “ei Zeki Rıza B. takınının Vefay# mesi sebeplerini ve Galatassr?” şi hakkındaki düşüncelerini ye” çi iki kal sporla uzaktan yakından kadar edecek hir şekilde çıkt”

Bu sayıdan diğer sayfalar: