İşaretler Kıtlığa vekuraklığa çare Dostunuz makale yazıyor: “— Kitap isteriz. ”. Gençler soruyorlar: “. Bize okuyucak kitap verin. Mektepliler yalvarıyor: “— Bize ders kitapları haricinde tavsiye ediniz. : Bir haber: “Marif vekileti tasarruf için bu se Ne neşriyat sermayesi olan yüz elli bin lirayı kısacaktır.,, ... Harf inkilâbından beri bir hayli ki: tap basıldı. Fakat bu kitapların hepsi mektep kitaplarıdır. İlk mektepler, © ta mektepler ve liseler için! Bir 87 d halk için kıraat, alfabe filân! Vakın memlekette bir milyon YÜZ İ bin kadar okur yYözar insan var. Şu bisim için kapkara cehaletle dö- için bir hayli zaman daha 1 kıraat kitabıma ihtiyacımız ek daha fazla hir şeydir. Fakat taraftan yetişen, okumak, eden seneye tahsil çağları çocuklarımız var. Bunlarm kısmı sade yeni maç mm İlerliyen çocuklarımızdır. Tlk me . Tin sen senelrinde eski harfleri tanı Miyan yepyeni bir nesil var, | du sonra orta mekteplere | Rirecekler. Veyahut kendi başlarına İ hüyata atılacaklardır. Bu çocuklar ne ” HE F2EE ie Babrâli caddesinin neşriyatı ile on- zihinlerini doldurmak kültür na- bir şey yapmamak demektir. halde iki sene sonra elinde yal İ , i mektep kitabı olan ve eski harfleri Hi Bu çocuklara bir şeyler öğretmek i Zi akirmızdan geçer, ne de bir senede ço- euklarımıza ecnebi bir lisandan kültür vermek budalalığı kimsenin zihnini kurcalar. yetle ortaya atmalıdır. Bunun en tabii yolu, neşriyat ser- mayesinin yüz elli bin liracığını kes mek değil, ona birkaç misli daha ilâve #derek kuraklığa, kıtlığa karşı şimdi- den tedbir almalı. Sadri Etem k .——.. 12 Şubatta: MAJIKte # Herkesin ağzında dolaşacak bir 4 film başlıyor. j IDAMDAN KURTULMUŞ «8 Bozum Te Sad. hastalıkları | mütehassıs! | Doktor | Hüseyin Naşit Türbe, eski Hilâliahmer binası No. 10 Tel. Istanbul : 2622 *debiyata, fikre, felsefeye, tarihe, içti; Maiyata, seyahate dair birkaç kitap al tanımıyan bir nesille karsı karşıya ka- > / ecnebi Tisanını adamakıllı mı öğretece.| dis RdisE Ne 6, ne öteki.. Ne geriye dönmek! YEP. YAY BALE ŞE Yapılacak iş basittir. Maarif vekâ-! Jeti mektep kitabı haricinde kültür ma: Mimatını verecek eserleri biraz velüdi-! Komedi 3 perde Ingiliz miralaylarından Slovbey kızının izdivacı merasiminde bin- mek üzere Paris mağazalarından birine bir otomobil sipariş eder. Pariste bulunduğu sırada oto- mobilin şeklini tesbit etmekle beraber ebadının lüzümu miktarın da olması tenbihatında bulunur. | Şurasını söylemeliki miralay Slov- bey iri biradamdır. Boyu iki | metro olduğu gibi enide bununla | mütenasıptir. | nim e Bir glâsye çöktü Bir kaç gün evvel isviçre alp- lerinde fevkalâde bir tabii ba- | dise olmuştur. Bu hadise Aliç | mesinden ibarettir, Neticede o havalide tetkik yapan dört kişi çöken glâsyenin altında kalarak ölmüşlerdir Bunların üçü kadm, | biri erkektir. | Hadise haber ahnır alınmaz * her taraftan imdat heyetleri ye- tişmiş, fakat bunları kurtarmak mümkün olamamıştır. Darülbedayi Temsiller; Bu okşam saat 1230'da Yalnız muallim ve talebeye mahsus | İSTANBUL BELEDİYESİ Çam Sakızı n z il | Kişe hergün saat (3 ten itibaren açıktır Alu yaşıma kadar olan Çocuklar k ya kaba) ölonmaz Yazan : L Galip B | (tıkınmak) tır, Buna kimse itiraz ede- Ölçüye göre otomobil Bir İngiliz miralayı garip bir dava açtı Otomobil kumpanyasından 100,000 lira zarar istiyor İ yani 100,000 küsür lira Miralay arabayı sipariş edip Londrâya döndükten sonra her ihtimale. karşı tekrar, boyunu, sikletini natık bir pusula tanzim ederek © otomobil gönderir. Hatta Ingiliz ölçülerini Eransız ölçülerine tahvil etmeyi- de unutmaz. Günün birinde si- pariş edilen araba Londraya gelir. Birde Miralay ne görsün! Arabayâ girmek değil vöcudu- nun nısfını bile yerleştirmek im kânı yok. İri yapılı adam çok | gayret edersede kendisi için pek küçük olan bu deliğe bir İefa girse bile çıkmak çaresini | bulamıyacağına kanaat getirir. ame Parise bir mek- tup yazar ve tanıdığı bir avukat vasıtasile otomobil kumpanyasım dava eder. Miralayın asıl iddiası kızının düğününde otomobilsiz kalarak eski bir araba ile iştirake mec- bur kalmış olması suretile bay- siyetine halel gelmesidir. Miralay Slovbey Fransız kum- panyasından on bin İngiliz lirası zarar ziyan istemektedir. Davanın ga- yet. meraklı olacağı şimdiden tahmin ediliyor. Emi Conson İngiliz kadın tayyarecisi ikinci büyük seferini yeperken Moskovaya “uğradı Geçen sene Ingiltereden Aus- turalyaya kadar yalınız. başına uçarak büyük bir şöhret kaza- nan Mis Emi Conson geçenlerde Londradan Pekine gitmek üzere yeni bir seyahate çıkmıştı. Mis Emi bu havai seyabet için hiç te ' münasip olmayan bir mevsimde hareket etmiş, ve Moskovaya varmıştır. Moskovada hüsnü ka- bul gören mis Emi oradan Pe- kine gitmek için hazırlıklarda den bir duman yükseliyor. inekler di! faprikasma | İRİŞ Tefrika numarası : 53 122 İneği zanhederim. Banun için yiyecek Yazan : “Garp cephesinde... müellifi | (anafor) etmek için bir sefere girişmek Erik Maria Remargue İkararı verdik. Resmi iaşe cetvelleri hi- İ 20 gram yağ. 50 gram gram arpa ve bir az ekmek Görülüyor yal Kimse karnımı adama. kıllı doyurmuyor. (Anaforcu) lir akşamdan ve vee istasyonda toplanırlar. Şafak atarken köylere doğr çin ilk tren yız. Yoksa başka der. |. Tren hareket etti manımızda mağmu İlet hüküm sürüyor. ları taksim etm ii Jarakher gi İaraştırmağa başlıyor. 9”. er askerde iyi öğren ile şehirden uzaklaşmalı. dik. x. Gübre Müyatın en tatlı zevklerinden birilbir elftliğe varıyor! İze haftada adam başına 250 gram et,İ Tavuklar gıtlıyorlar. Onlara haris na- “argarin, 100İzarlarla bakıyoruz. Fakat evlerde adam veriyor.İlar loduğu için kendimizi zaptediyo- elruz. Nihayet kadının biri bağırıyor: u akın ederler. Bunun İleri. ları bize takaddüm e-)nünde duruyor. Arkasında asker kapu iği zaman kompartr.| yor ki: “Sizden evvel daha m, meyus bir sefa-İgeçti biliyor musunuz? bir düzüne!.... Evvelden mntakalHayret ediyoru#- Çünkü ilk trenle gel işiz. İkişer ikişer ayrı) miştik. kendi mıntakasında| miş ve geceyi Bir böyle devri-İhayada geçiri i . Bü inler kaç kişi geliyor? Yüzden fazla. Ben Alberi takip eğiyerim. Kiye a ni Babil 2 ie yerdeler, Şarda uzun sıralar halinde duruyorlar. Ahırdan yükselen süt ve kaymak ko- kusu burnumuzu tatli tatlı oksuyor. ruz. Selâm veriyoruz. Kimse bize aldı- rış etmiyor, Olduğumuz yerde kaliyo- —- Defolun avludan... Dilenci sürü- Diğer çiftlikte, ciliçi kapısnm ö- Kırbacını şaklatraak bize di- tu var. kaç kişi Bunlar bir akşam evvelden gel i sundurmalarda veya açık miş olacaklar. Çiftçi de- vam ediyor: Ya biliyor musunuz bazı En çok zarar 4ö İ İlk güzellik kıraliçesi Mis Golderberter İ OHerseneyapılan güzellik mü- * sabakalarının arkasında gizlenen facialar, en çok dikkati. celbet- mesi icap ettiği halde en az gö- | ze çarpar. İbuki bu gürel- lik müsabakaları me müthiş fa- cialâra sebebiyet vermiştir. Ge- çen sene Varşovada yapılan gü- zellik müsabakasına iştirak eden Irin Vayerzbiks, son müsabaka- da kazanamadığı için intihar et- mişti, lik cihan güzeli ünvanını ka- zanan Viyanalı Liesl Golderbei- ter hakikaten dünyanın en güzel İ en füsunkâr kızı olduğu halde buğün dünyanın en mahzun, en bikes insanlarından biri olmuştur. İ Mis Golderbeiter iş hayatında büyük muvaffakiyetler kazanan bir gençle evlenmişti. Fakat ex lenmesine rağmen dühyütın her | tarafından ona dâvetler vükübü- | luyordu. Herkes onu görmek, | sinemalar onu almak istiyordu. Bu dünya güzeli sinemaların da- | vetini reddetmiş, fakat dünyanın | en güzel kızımı yakından görmek | istiyenlerin daveti onu iyfal etti- den oda bu davetleri kabul etmişti. Bu seyabatler esnasında dün- ya güzelinin ilk uğradığı şey, baş ağrıları idi. Mütemadi yolcu- tuklar, ve onları takip eden gürültülü ve yorucu ziyaletler onu bitap düşürmüş, bir taraftan baş, diğer taraftan göz ağrıları onu muztarip etmeğe başlamıştı. Bir göz hekimi, dünya güze- lini kurtarabilirdi. Fakat dünya gözeli, gözlük takmağa nasıl razı Slurdu?.. bulunuyor. Onun bu ikinc feri, birinci seferinden daha 5z İ mühim olmiyacaktır. KANS! ianizsizlik icin yeşine deva kaul ihya eden ie wuntahip etibba tarahndan tertip edelmiştir. Geliyoruz. Çiftçinin nazarı A İelbisesine ilişiyor. “Flandrden mi9, diye soruyor. (Alber) : (Flandr) den cevâbını İvakit çiftçi ilâve ediyor: — Ben de orada idim. Herbirinize ikişer yumurta vereceğim. Ellerimizi cüzdanımıza ruz. Başını sallıyark: Bırakınız.. Bırakmız. Jözüumu yok se Diyor. — Şu halde teşekkür ederiz orka daş. — Teşekklire değmez.. Fakat kimse): ye söyliyeyim demeyiniz. Yoksa yarınki Almanyanm yarı halkı buraya alun)'i eder, Alçak bir ev bir kadın çamasır le! geni önünde. “Bir şeyimiz yok, biz yel ihtiyacımızı çiftçilerden aliyoruz.. sözü doğruya benziyor. Fakat taları elde etmemiş şekli Albere ilham veriyor. Soruyor: “Kocanız | ke rada mı?,, Kadın çamâsırmı —— 5 — VAKIT 10 ŞUBATI931 — | Güzellik Müsabakaları İngiliz gazetelerine göre mu- * | hakkak facia ile bitiyor tahşsilsiz genç kızlardır | leri bubr. ZUIK Fi Hissi Bi im gamma İdeva mederek söylüyor: “Öldü, kapı- ğu veriyor. Oİsekuyor... D götürüyo:/mi b çiti ve arkasında büyük bir çittlik. Mu renler fakir ve Dünya gözelinin bu ihmali, 0- na pek pahalıya mal oldu. Çün- kü bugün onun gözleri son derete muztarip olduktan başka kendisi de baş ağrılarından kur- tulamamaktadır. Kız bu yüzden 6 hale gelmiştir ki bir fotografçı karşısında düramıyor ve hayatını ıstırap içinde geçiriyor. Geçen sene Avrupa güzeli diye İ intihap (olunan Yunanlı (Alis Diplaraku) nun güzleri de astı» raplara oğramışlır. Güzellik kıraliçeleri içinde iyi ailelere mensup olanlarla kuvvetli »ir kültür sahibi (o bulunanlar bu müsabakalar içinden ufak te- fek arızalarla kurtuldukları hal- de tahsilsiz ve fakir olanlar bütün, hayatlarını berbat eden hadiseler . karşısında o kalmışlar ve yaşadıkları müddetçe ıstırap çekmişlerdir. Deyli Ekspres (o gatetesinin muharriri bu hadiseleri mevzuu- babi ettikten sonra meselenin ruhu safbasile de meşgul olmak» ta ve şu sözleri söylemektedir: “Bu gibi müsabakalara iştirak eden Juzlar elim bir vaziyete düşüyorlar. Bunlar o bahtiyarlık ile sefalet, şöhret ile nisyan, güzel elbiseler ve mükellef tuva- letler ile eski püskü elbiseler Pariste geçecek güzel bir zaman ile evde geçecek boş ve mana günler arasmda kalıyorlar. em sarayların beyaz ni gözlerinizin önüne . Heyecandanıtskananıwe bir Jokma yemeyen. kızlar, sinir buhranları içinde beklerler ve 4 yürekleri humma içinde çarpar. Nihayet bunların içinden bir kaçı ayrılır ve diplomatlar- dan, san'atkârlardan, aristekrat- lardan müteşekkil bir jüri heye- tine çıkarılır. Bu kızların burada geçirdik- an, hiç bir buhran ile kıyas edilemez. Mahkeme karşı- sında büküm bekliyen maznun- lar, büyük yarışlara iştirak eden sporcular, bunlar derecesinde heyecan bis etmezler. Bu kızlar- dan her kirinin içinde, her lah- za ümit ile yeis çarpışır, durur, Ve buna rağmen bunlgaş"g Ü ve tebessüm € «dam kükmünü bekliyen Bİ” adam bile, bunlar kadar nefesini tutarak endişe ile beklemez. Fakat netice ne olur, bilirmi- siniz? Kazananlardan, gaip eden- lerda muztarip olurlar!» ————— Nöraşteri sız SIROP DESCHIENS, PARIŞ le mavi önlüklü bir kız çocu- Parmaklarını burnuna oturmuş. t bir ev.. Çitin üzerinde bir lev 1omnudur. İçerde azgın » Se pratik bir tarz değil *Anaf var! Yolumuza devam ediyoruz, Bir me k gidiyoruz. Ortada son da bir piyano, sol- « Fırının karşısında 4 dolu muhteşem bir yerde bir eski de- #kemleler, Burası su iki piyanosu ile o kâdar mik ki. Çiftei kadm gözüküyor: Nasıl dikiş tireniz var mı?.. Ama MÜSE bakışıyoruz: hayrı, « kumasınız, ipek corap a A e APNE ( Bitemedi)