2 — VAKIT 5 ŞUBAT İİ PİT ri Muhik o Imıyan b fikleri — Şarkı meşki — Küçük Aziz — Bir hakaretin kini — Misafirlere ga- zete okurken — Arapta ile arbede. —6— Bence halletmek mümkün olmıyan müdâmmölardan biri o kalablığın içinde nasil temayiiz etmiş O olmaklığımdır. Buna temayüz tabirini kullanırken kendi kendime gülümsedim, Pek emi- nim ki bütün uzak şeylerin sayısını, ölçüsünü tefrite meyyal olan hayalim de belki yüz çocuktan mürekkep olan bu sınıfta benden daha çalışkanları, çok daha ileride olanları vardı. Dost- Tarımın arasında bile isimlerini, simâ- Tarını bugün vuzuh ile tahattur ettik- Jerimden Muhittin, Sadi, Cemal, Nu- ri — bu son ikisini otuz kırk sene son- ra tekrar buldum — vardı ki her hal. de benden kıyas kabul etmiyecek dere! cede daha iyi şakirt idiler, maamafih her şeye rağmen bir aralık sınıfım baş- çavuşu oldum. Galiba bunu herkes pek tuhaf ve tuhaf olduğu için ehemmi- yetten ari bulmuş olacak ki benim bu gurur ve azametime pek müsait olan sıfatıma karşı isyan edene tesadüf et- medim. Zannederim bunu ciddi olmak. tan ziyade bir oyun kabilinden adde- idenlerin başında en evvel ben vardım. Böylece tarafeyn, yani hem başçavuş planım hem onu bu sıfatla telâkki et meğe nasılsa muvafakat edenlerin u- yaşmus olmasından tevellüt eden bir vaziyet hâsıl oldu ki beni nihayete ka- dar o mevkide tuttu, Bü seneden başlıyarak devam eden uzün refakat müddeti içinde ne kadar sevdiklerim vardı, isimlerini bugün ta- hattur edemediklerimin içinde yukar- da yadettiklerimden başka ikisini da- ha buluyorum. Bunlardan biri Asrm- dır, Âlimet İlisanm vaktile matbaa şe- rikicelan Asım.. Bugün hâlâ biribiri mize mülâki oldukça ikimizde de Fatih askeri rüştiyesinin ruhu uyanır. Onun- Ja beraber, fırsat buldukça kaçar, st mıfın karşısında resimhaneye saklanır, şarkı meşkederdik. Onun güzel, kücük bir sesi vardı, benim de ilerde inkişaf zamanı için pek hoş vaitlerde bulum- mıyan bir ufak ötüşüm yardı. Her iki- miz de en büyük ihtiyatların çocuk ses- lerimize mümkün yapabildiği pest per- ,delere inerek şarkı okurduk: Mesti zehri firkati hicranım ve! Hali dili zârmı duysa cihan Hele: Bihuzürum ndlel mürgi dili divane den Bü resimhanenin lütufkir duvarla- yı arasında yüzlerce defa tekrar edil- miş şeylerdi. Ben akşam eve advet e- dince ilk işim olan kümes ziyaretinde bu şarkıları horozun ve tavukların mü- teaccip gözleri altında tekrkar eder dim, Asımdan sonra Aziz. O ben yaşta Barı, tuhaf, dalma gülen, daima oyna- mak istiyen, hiçbir zaman ders yaptığı- na tesadüf edilmiyen bir çocuk idi ki galiba yüksek rütbede bir zabitin oğ- İu idi ve tedris senesi başladıktan bir «VAKIT,ın tefrii ei j4 | | 1931 İlk tahsil Sınıf re- Kanun lâyi ir terfi — si henüz hazırlanmış değildir Ankara, 4 (Telefon) — lik tah- ması Maarif vekâleti tarafından ciddi şekilde tasavvur edilmek- Yazan : Halit Ziya tedir. Fakat, bir Istanbul gazete- müddet sonra gelip bize iltihak etmiş idi. Onunla derhal anlaştık, arasıra kendisine refakat eden neferile bana gelirdi ve evin mermer avlusunda be- nim bütün kurşun askerlerimin kutu- lart boşaltılırdı. Karşı karşıya muha- rebeler tertip ederdik. Bazan o baran ben mağlüp olmak suretile bu muha- İrebelerden pek dosimne çıkardık, ma- dem ki nöbet nöbet her iki tarafın hay- siyeti muhafaza edilirdi. Sonra bir- den bire Aziz kayboldu, uzaktan uza- İğa işitildi ki yine babasile beraber u- zaklara gitmişler. O gittikten sonra kendimi denizin ortasında tenha bir adada yapyalnız kalmış hissettim. Se- kiz on yaş arasında teessüs eden bu, muhabbetin hâlâ tesiri altında onu a- rarım ve hep o halile, gülen sarışın si-! masile, sanki büyümemiş, öyle kalmış halile, görürüm; ve içimde, ben yine böyle beyaz saçlarla, fakat o yine o sekiz yaşının neşvesile kurşun askerle ri dizerek saatlerle (Ooynamak hevesi 'vap veremedim, mukabele (edemedim, duyarım. jişte bu karşılıksız kalan hakaretin ki- Dördüncü sınıfın üstünde teşekkül | nini yarım asırdan beri taşıyorum. Te- etmiş ancak iki sınıf vardı ve bunlar! menni ederim ki bu Muzaffer yahut beşer onar şakirtten mürekkepti, mek- Mazhar bey hâlâ yaşıyor olsun ve bu tep yeni tesis edilmiş olduğundan he- satırlar gözüne ilişerek sönmiyen kinin nüz son sınıf açılmamıştı. Benden yu- zehirle dolu ifadesini burada bulsun. karda bulunan sınıflarda yalnız iki ki-| oOHayatta pek çok şeyleri affetmek jsiyi tahattur ediyorum: Mahmut (Mah-' felsefsile melüf olan ben, çocukluğu- mut Muhtar paşa) ve Sami (edebiyat mun sevgilerini nasıl unutamıyorsam âleminde Süleyman Nesip namile tanr- bü kini de unutmağa kuvvet bulamı- İlan Süleyman paşa zade Sami) Beyler. yorum. Bunlar bize iltifat etmezler ve daima yanımızdan yüksek sınıfta olmak im- tiyazınn verdiği bir azametle geçerler- ğildir. ——aomı — Türk ocağı konferansları konferanslar radyo memlekete neşredilecektir. a a Doğru çıkmadı Ankara, 4 (Telefon) — Bir Istanbul gazetesinin, Son Posta- nın Ankara muhabirinin tevkif —— hakkındaki haberi doğru değildir. ilâve ederek bu hakaretin cevabını ak mağa vakit bırakmadan atımı mahmuz Tadı. Hiddetimden boğuluyordum, cevap vermeğe kadir olamadım, sonra da ce- “0,0 Hayatımın halledilmiyen muammala- irından biri de nasıl okuyup yazmak ja öğrendiğimdir. Okuyup yazmak. Pek O kadar sevdiklerimin afâsında bir)fena yazardım, bu muhakhah!. O har e kinim vâr: Bir aralık bize Muzaffer'dar muhakkak ki bu fena yazı şaibesi yahut Mazhar Bey isminde mütekeb- beni bütün ömrümde daima mahcubi- İbir, müteazzım, kimse ile konuşmağa| yete sevketmiştir. Hâlâ bu kadar sene silin Türk mekteplerinde yapıl- | sinin yazdığı gibi, henüz bu hu- | susta bir lâyiha hazırlanmış de- | İtenezzül etmez, gözleri daima tezyif ve istihkar manasile dolu bir çocuk geldi. galiba benden bir iki yaş büyüktü. He pimizden iyi giyinen ve pek zengin ol duğuna her hal ve tavrı bir bürhan teş- kil eden bu çocuk bir şehzade midi, | Ter elimde kalemden başka bir şey tut. mamış iken şu satırları yazarken bile rum, Fakat bnua mukabil pek iyi oku- dum. Siyasiyata pek meraklı olan ba- bamm misafirleri, ki ekseriyet üzere ihatta bir mabut mu idi ki muvakkaten sarayını veya semalarda köşesini ter- kederek bize kadar inmeğe muvafakati etmişti. Bunun kim olduğuna vâkıf değilim, gım bu şeyleri okurken onlar pek mut- bereket versin ki bizde çok kalmadı, main bir tavırla dinlerler ve telâffu. yalnız Şehzadebaşile Direkler arasın. zunda hata yapılan kelimeleri tashih da Suterazisinin civarında bir büyükliçin nadiren fırsat bulurlardı. Bu su- konakta oturduklarını — bilirdim. Birretle tashih edilen kelimelerden birini gün iki üç arkadaşımla beraber Gül- tahatfur ediyorum: hane parkında bir at seyranı yapmak! - Bir yerde arbede kelimesi geçmiş üzere oradan geçiyorduk, yanımızda!idi, ben bunu pek tabii olarak ayni int bize refakat eden adamlarımız vardı,llâda olan arapta diye okumuştum. İz Tam oradan geçerken o da arkasmda|mir meb'usu Menekşeli zade Emin E- iki uşakla güzel hir at üzerinde bizim|fendi bu hatayı herkesten evvel farke- yanımızdan geçerken istihkar ile dolu|detek gür sesile arbede diye tashih et- nazarı bizi süzdü, sonra birden atınılti. Manasımı da söyleseydi ona hak ve durdurdu, ve benim yanımda bir daki-| tecektim, içimden onunla alay ettim ve ka tevakkuf ederek: — Nereye gidiyor-'kendi okuduğumun doğruluğuna İnan- sunuz? dedi ve gidilecek yeri öğrendik.İmakta devam ederek onan cehaletine ten sonra: — Ben de oraya gidiyorum,!hüküm verdim. fakat yalnız gitmek istiyorum... diye) Halit Ziya: Uşyaki sade tiyorum... Benim için en tatlı inti- li bar budur. il — Öldürmek, ölmekle hitama e llrdirilen mes'eleye iyi faslolunmuş İ denemez... Buna ölümsüz bir hal sürati bulmalıyız. — Nasıl? | Ankara, 4 (Telefon) — Türk | ocağında her pazartesi verilen | ile bütün | lik mektep hocaları- nın maaşları Ankara, 4 (Telefon) — Ilk imektep hocalarının maaşların- dan kesilen ve şikâyete sebep olan “6 Sler meselesi halle- dilmek üzeredir. Maarif vekâ- leti, bunu bertaraf etmek için hazırladığı Barem cetvellerini Vekiller Heyetine sevketmiştir. Heyetin tetkikini müteakip bu 96 Slerin kesilmesine nihayet verilmesi kuvvetle muhtemel- dir. Bir iflâs Ve bir de intihar hadisesi Adana, 4 (Vakıt) — Tarsusun meşhur zenginlerinden Abidin beyin iflâs ve Sadık paşa zade Necmettin beyin de intihar ettiği söylenmektedir. Hakkı Tarık ve Hacim Muhittin beyler Eskişehir, 4 (Vakıt) — Halk | onları görecek olanlardan hicap ediyo Zührevi | — lelâl öldürülmüş ise aramiz- da mesele kalmamış demektir. Fa- kat ben onun berhayat olduğunu farzederek meselenin dikenlerini zin sevdasına tutulduk. Hem en|ham ederseniz ben de sizi zevceni gayri iradi bir'firara atıldık. Siz'zi kendinize ısındıracak bir irade beni karmızı kaçırmış olmakla itti- gösterememiş olmakla | smüttehem|ayıklamak istiyorum.. . İ görürüm.. Ve sonra davamı adliye) | — Onun ölümü, dirimi mahkemeleri huzuruna çıkaracakmüddet meçhul kalabilir... değilim, O Manda Raşitle ben ken| &— Bu haberin pek uzamıyacağı dim haklaşacağım.. zannındayım... — Bir kuzu bir ayı ile nasıl uğ” Oo Her ne hal ise bu kadın ber- iraşır?.. hayat bulunursa (senin mi olacak — Sevgilimi kaybettikten sonra benim mi? Bu ciheti şimdiden ve yaşamak istemem. Kendimi İclâlilkat'iyyen neticelendirmeliyiz. uzun Du resimdeki bacakları en müfenasip ve en güzel buluyorrm. İsim ve adres: Tarık bey Manisaya, Hacim Mubittin bey de Balıkesire gitmek üzere buradan geçtiler. Hariciye müsteşarı şehrimizde Ankâra, 4 (Istanbulda) — Ha- riciye müsteşarı İstanbula hare- ket etmiştir. Kim haber verdi? Ankara, 4 (Telefon) — Düyu- nu umumiyedeki yanlışlı iddiasını herkesten evvel kendisi ortaya attığını söylenen hocazade Sadık beyin bu sözleri hakkımda Meli, vekâletinden malümat yoktur. Vekâlette ilk iddiada bulunan | zatın Himmet zade Hüsnü bey olduğu söylenmektedir. hastalıkların önüne geçmek için Ankara, 4 (Telefon) — Fuhuşla yeni meb'üsan meclisinin azasından İ-| mücadele talimatnamesi tatbi- diler, zcümle İzmir meb'usları, gece| katta bazı müşkülât doğurdu- eri bizde toplanırlar ve azeteleri ba-| sundan sıhhat vekâleti yeni bir | na okuttururlardı. Elbette anlamadr.|. zübrevi hastalıklar talimatnamesi hazırlamaktadır. Yeni valiler Ankara, 4 — Münhal bulunan Samsun valiliğine Beyazıt valisi Etem, Beyazıt valiliğine mülkiye müfettişi Ahmet Muhtar, Elâziz valiliğine Diyarbekir valisi Niza- mettin, Diyarbekir (valiliğine Antalya. valisi Faiz, Antalya va- liliğine Muş valisi Zeynelâbidin, Muş valiliğine Maraş valisi Feruh, Meraş valiliğine, Van valisi Bekir Sami, Van valiliğine Elâziz vali muavini Mithat beylerin nakil 4e tayinleri âli tastikten çıkmıştır. muhakeme ile itiraf ettiniz.. terifim. — Gönül hakkını izdivaç hak- kından yüksek tutarsak İelâli ba- na terketmeniz lâzım gelir... — İelâl bir gün çıkagelse de a- icaba ne halde gelecektir? — Ne demek istiyorsunuz?. — Kadın ne senin ve ne de be- nim kabul edemiyeceğim bir halde gelebilir... — Böyle bir menfiyet benim i- çin yarit olamaz. İclâl ne halde ge lirse gelsin benim makbulümdür. — Bu kadın temiz bir yerden gelmiyor. Fakat cebri olsun ihtiya- ri olsun İelâl bir kadın için bir ba- taklığın son batağına dalıp, batıp, öldürmüş olan ellere öldürtmek is) | — Siz deminden benim İclâli bulanıp gelecektir... fırkası teşkilât heyetinden Hakkı | sizden ziyade sevdiğimi muhik bir p — Evet.. Bu hakikati yine mu! dolu yakasının elekti derdi e | As Ankara, 4 (Telefon) — trik müdürü M. Hansehs vekâletile temaslancı ikmal ve neticede Adalar ve Anado | yakasının elektrik meselesi bi ledildi. Şirketle vekâlet mutabi j kalmıştır. , Yalnız şirketin Istanbul beli diyesile * uyuşamadığı bir n0 vardır ki son günlerde belediyenin noktai nazarına İ mayül etmiş görülmektedir. cihet halledildikten sonra vi Adalar ve Anadolu yakasi © kavelesini imza edecektir, Mahut mesele Terkos müdürü yeniden tehil yapılmasında isrer ediyor Ankara, 4 — Terkos şirke müdürü Istanbula dönmüştür. | | Kastelno burada nafia vekili? İ yaptığı müracaatta şunları ist€ miştir: “Bizim bakterioloğumuz Sut bey nafia ve sıhhiye v tarafından müştereken tayin miştir. Vazifesi suyun her tahlilidir. £ Raporlarının res makamlar | tarafından o kabul lâzımdır. Sıhhiye vekâletinin yaptırdğ tahlil için alınan su, usulüne te fikan alınmış değildir. Bu tabii için yeniden bir heyet teşkil et meli ve bu heyete bizim k terioloğumuz da dahil olmalıdır Suyu, içilmez sulardan olduğ! DAKKINGA yapıla savyelyaı ie yanat müşterilerimizden bir ço larını şüpheye düşürmüştür. P zihniyetin bir an evvel önün geçilmesi lâzımdır.,, Şirket müdürünün istediklef budur. Bundan başka M. Kaste! no Nafia vekâletine müracaatı da bütün tenkit edilen nokt artık tenkide mahal bırakm cak bir şekilde ıslahı için bal tesisata lüzum görüldüğünü, b nun da imtiyaz müddetinin t didi ile kabil olacağını söylemiş tir. Nafia vekâleti evelce verdi ği kararda musırdır. Smmm Süreyya paşanın bir'tek| lifi reddedildi Ankara, 4 (Telefon) — ranın imarı için bütün belediyelerinin varıdatlarının de ikisinin tahsisi hakkında v. İ tle Süreyya paşa (tarafınd | Millet Meclisine bir takrir İ mişti. Bu takrir Meclisin içtimamda reddedilmiştir. — Bu tasavvur ettiğiniz ba ık çamuru İclâlin i kirletmez... O benim için daims İher halde makbul ve masumdur yorum size, — Benim için İclâl sizin tiğiniz kadar pak, nezih, afif de dir. Dağa cebren kaldırıldı. F* size kendi arzusile kaçtı. Ze hukukunu hiçe saydı. Siz onun hareketini kendiniz için bir 1©'| kârl:k addediyorsunuz. Lökis nun bu cür'eti yalnız benim ? rımda değil bütün âlemin bük ce büyük namussuzluk sayılır» — Biz bu meselede âlemin 'İ idiğine bakmıyacağız.. Ki yini hükmünü sormıyacağız. BÜ telâkkilerin, âdetlerin, | rin fevkine çıkacağız... » (Bitmedi).