Darültünunda kolayca hall edilmiyecek Âdem Nezihi Dünkü sayımızda (yazdığımız gibi tıp fakültesi müderrisleri arasmdaki ihtilâfı vaziyetin ve fakülte riyaseti inithabı işinin halli bir telefon mülâ- lemesini müteakip ansızın o Ankaraya giden darülfünun emini Muammer Ra şit Beyin avdetinden sonra kabil ola- bilecektir. Darülfünun ( emaneti dün tıp fakültesinden intihabat için sorula- cak sunlleri tesbit etmiştir. İHTİLAF NASIL HALLEDİLİR? Tıp fakültesindeki ihtilâfın kolay kolay halledilebileceği tahmin edilme- mektedir. Çünkü ihtilâfın bugünkü şekli şahis meselesi üzerinde tebarüz ediyor. Fakülte müderrisleri bu nok- tai nazar üzerinde ancak Süreyya Ali Beyi istiyen ve istemiyenler olarak iki ye âyrilmiş telâkki edilebilirler. Sü- Beyin şikâyeti için ne düşünülüyor? rn a devlik Recep Beyin tercihide Tıp fakültesi ihtilâfıni halledemiyerek reyya Beyi istiyen reyler 18 istemiyen yiayyanat müderrisi Vehbi B. Adem reyler 20 olduğuna göre ne Süreyya ne de Tevfik Recep Beylerin riyasete ge tirilmesi mevcut vaziyeti ıslaha kifa- yet edemiyecektir. Divan evelki gün intihabın tecdidini de düşünmüşse del mesi İhtimali karşısında ilk intihabın| feshinden vazgeçmiştir. Binaenaleyh divan bu meselede hayli müşkül bir va) ziyete düşmüş bulunmaktadır. Esasen bu vaziyet fakültedeki ihtilâfın buzün-| kü şeklidir. Esasında ihtilâf daha de.| rin olduğu gibi iki parti arasında dal birbirlerile başka meseleler (üzerinde Ayni şekilde düşünmiyen müderrisler mevcuttur. Bakalım vaziyet nasıl hak ledilecek. | ADEM NEZİHİ B. MESELESİ | VE FEN FAKÜLTESİ Hayvanat müderrislerinden M. Hu. vasla yaptığı bir münakaşayı mütea- .. Kip fen fakültesince istifaya davet e dilen muavin Âdem Nezihi | eyin bu emir vermiş halbuki Adem B.M. Hu- Harici Haberler yokmuş... Brüksel, 19 (A.A) — M. Varder velde, halk yurdunda söylediği bir nutukta yeni bir cihan harbi tehlikesi nı beyan etmiş, bununla beraber bey- nelmilel vaziyetin her vakitkinden da- ha fena olduğunu kaydetmiştir. M. Vanderveld, taarruz bir harp vuku bulduğu takdirde bunun Lehistan # leyhine müteveccih olması muhtemel bulunduğunu da ilâve etmiştir. Mus hedelerin yeniden tetkiki meselesine de temas eden M. Vanderberd bu mu- ahedelerin hatta Versay muahedesinin bile yeniden müştereken tetkik edile ceğini söylemiş ve demiştir ki: Versay da girişilen taahhütlere riayet edil memekte devam olunduğu takdirde Almanyanın bu muahedenin yeniden tetkikini istemesine mâni olmak imkâ- ni kalamaz. Fransız ve İngiliz sanüt zihniyeti dairesinde vuku bulan vasa (siz Iki senelik müderrissiniz. Ben | görüşmeler esnasında İngiliz ve Fran- ise on senelik) demiştir. Esasen mü-|sız hazine nazırları arasındaki müna- bir intihabın da ayni neticeyi ver, d€7Tİs muavinin bile bir derse girmesi| sebetlerin gayet iyi olduğunu müşahe- meclis kararile olur. cak konferans verebilirler ve müstesna ahvalde yine meclisi müderrisin kara- İrile müderrise vekâlet edebilirler. Mur avinlerin her şeyden evel bu husustaki talimatnameyi okumuş olmaları lâzım. dır. İmtihanla kazanılmış muavinlik hak ı meselesine gelince o hak ancak ka. zanılan müsabakanın istihdaf ettiği muavinlikle ifade edilebilir. Çünkü muavinlik şeraiti daima değişebilir. İ- lerde bu suretle açılan yeni bir mlüsa- baka imtihanında jüri heyetine mükte- sep bir haktan bahsedilemez. Kendisi. ne yeni bir imtihana girmesini talep e- sezayi çok edit ve haksız. bulduğuna |den kimse de yoktur,, dair düşündüklerini evelki gün kaydet miştik. Adem B. emirle yaptığı bir) işin böyle karşılanmasını adaleti mu-| vafık bulmıyor, divana müracaat ede-| ceğini söyliyerek dün alâkadar fakül-! tede tahkikat yaptık. Salâhiyet sahi. bi bir zat şunları söyledi: — Bu meselede Adem Beyin kararı haksız telâkki etmesi doğru değildir. —e mmm esma Ticaret odasında Deniz komisyonu Bugün vapurcuların pratika meselesini görüşecek Tıcaret ve sanayi odası deniz ticareti komisyonu bugün top- lanacak ve vapurcular tarafından | birçok şikâyetlere sebep olan pratika meselesini müzakere e- decek, alınan karar hükümete bildirilecektir. Vapurcular pratika mecburi- yetinin ancak mebde ve münte- ha limanları arasında olmasını istemekte, yakın bir limandan gelen gemilerin de pratika al- masinin lüzumsuz teehhürlere s€- mu ileri sürmekte- er Zahire borsası dosyaları Ticaret ve zahire borsasında borsa dosyalarının Alman usulü len. kolay ve ameli usul ile tasnif. edilmesine karar veril miştir, Zahire borsası idare heyeti bugün toplanacaktır | m — Adüyede Abdülhay Ef. tahliyesini istiyor Vaaz esnasında tefevvühatta maznun Abdülhay Ef. hakkındaki tahkikata ikinci an devam olunmak- Abdülhay EF,, tahliyesi için müracaatta bulunmuştur. Bu hu- DÜNKÜ KONGRE Edebiyat fakültesi talebesi dün türk ocağında bir kongre yaparak eski ida. re heyetinin raporunu tetkik etmişler ve yeni idare feyetini seçmişlerdir. Ye ni heyetin Riza, Macit, Ibrahim, Ni yazi, Şükrü Beylerle Hayrünnisa H. seçilmişlerdir. nan SAA KA 0509000 0s MAMA enüda Iki vekil Edebiyat birlişine cevap veriyorlar Güzel san'atlar birliği edebi. yat şubesinin geçende aktedilen kongresinde Menemendeki mü- essif irtica hadisesi mevzubah- | solmuş, muallim ve zabit Kubi- lây Beyin inkılâp yolundaki acık- hı ölümünden duyulan teessürün maarif ve milli müdafaa vekâlet- lerine bildirilmesi kararlaştırı|- mıştı. Bu kararın icra olunması üzerine Edebiyat şubesi umumi kâtipliğine maarif vekili Esat İn imza şir sile şu tezkere gel “Güzel san'atlar birliği edebi- yat şubesinin kongresinde Me- nemendeki irtica hadiseşi dola- yisile izhar buyurulan teessür ve mualliminin ebedi bir timsali olan bu muhterem şehidin milif edebiyatımızda da bir yer alması hakkındaki temennilerimi muh. terem kongre azasına arz ve bil- vesile teyidi o hürmet eylerim efendim.,, Milli müdafaa vekili Zekâi B, de Edebiyat şubesi umumi kâ- tipliğine gönderdiği tezkerede , kongrenin hissiyat ve teessüra- tında müşterek olduğunu bildir. susta heniz bir karar verilme- miştir, miştir, Muavinler an-|de etmiş olmaktan mütevellit memnu: niyetini beyan etmiştir « Kanlı maceraları m? Berlin, 18 (A.A.) — İmparatorluk bayrağı İsmindeki teşkilâtın reisi cüm- buriyetin düşmanları ile, icabında bun lar tamamen mahvedilinciye kadar uğ- raşacağını söylemiştir. Halbuki, müf- rit milliyetçilerin reisi M. Goebbles, gelecek senenin kanlı maceralar için- de keçeceğini beyan etmiştir Cenaral Balboya Ziyafet Rin, 18 (A.A.) — İtalya sefiri jene sal Balbonun şerefine bir ziyafet ver” miştir. Bu ziyafette Brezilya cümhür reisi M. Vargas ta bulunmuştur. Ispanya — kıralının tasavvuru Madrit, 18 (A.A) — M. Berenge ver iktidar mevkiini terketmek niyetin de bulunduğuna dair şayi olan haberi kat'i surette tekzip etmiştir. Başvekil, her türlü diktatörlük temayüllerinden uzak, fakat metin bir siyaset takip © deceğini söylemiştir. Kralın, memlekete hitaben bir be Yanname neşretmek tasavvurunda ol duğu söylenmektedir. Gandiyi hem hapis hem takdir! Bombay, 18 (A-A.) — Hint valii w- mumisi teşri meclisin açılış celsesin- de söylediği hir nutukta, Gandinin müdâfaa ettiği yüksek fikirlerden tak- dirle bahsetmiş, gerek kongreden ve gerek Gandiden mücadelelerine nihâ- yet vermelerini, yuvarlak masa kon- feransında Hindistana verilmesi karar laştırılan kanunu esasinin kati şek linin tesbiti için birlikte çalışmalarım istemiştir, Valii umumi hükümetin te- mellerini baltalamağa matuf her han gi bir mücadeleyi durduracak derece- de kâfi kuvvete malik bulunduğunu da hatırlatmıştır. Cenevrede hususi muhavereler Cenevre, 18 (A.A.) — Bugün husu: si muhaverelere tahsis edilmiştir. M. Briand ile M. Curtius tahdidi tesli- hat ve akalliyetler meseleleri hakkım- da görüşmüşlerdir. Bundan sonra M. Briand M, Benesi kabul etmiştir. M. Zaleski akalliyetler meselesi hakkın da bir mazbata kaleme almağa memur murahhas ile müzakere usulü hakkın- da mutabık kalmıştır. M. Louwcheur, iktisadi meseleler hakkında M. Benes M. Marinkeviç M. Titülsko M. Mi; chaelis ve M. Galnenes de Leon ile görüşmüştür. 7 — VAKIT 20 Kânunsani 1)$i —» > Kemal Cenap B. diyor ki Tıp fakültesindeki ihtilâf erp tehlikesi | “Teklif ediyorum; bir heyet kitabı okusun,, karşında bulanaliağn isanmadığıMuvafık bulur ve bana hak vermezse Darülfünundan cekilmeğe hazırım! MEŞE SE Ka Resim Âli B. Tıp fakültesi müdetrislerinden Kemal Cenap beyle Talha ve Rasim Âli beyler arasında son iki zatın yazdıkları bir fislaligi kitabı münasebetile çıkan şayanı dikkat münakaşa devam ediyor. Dün müelliflerin Kemal Cenap beye verdikleri cevabı yazmıştık. Bugün Kemal Cenap beyin mu- kabelesini neşrediyoruz. Kemal Cenap bey diyor ki: liflerden birinin dediği gibi met- hal ve filozofik mebahisi ihtiva eder. Bu bahisler herkesi alâka” dar edebilir. Ne olur, bir feda- kârlik ederek kitabın baştan bir kaç sahifesini neşretseniz! Mem- leketin, değil filozofları, hatta eli kalem tutan lise talebeside bir şaheser görselerdi!... , Talha beyin şahsi höcumlarına ne diyeyim, bilmiyorum. Itiraf ederim ki bana günahkâr deme- sinde haklıdır. Kendisini muavin diye yirmi sene sırtımda taşıdık- tan sonra elinden ve dimağın- dan böyle bir kitabın çıkmasına salâhiyet vermiş olmak &n bü- yük günahımdır, biliyorum. * Teklif ediyorum: Darülfünun filozoflarından ve erbabı ihtisas» tan müteşekkil bir heyet, kitabı tetkik etsin. Daha ilmi yanlışla- rınıda Tıp fakültesi meclisinde ortaya koymağa hazırım. Heyet, kitabı muvafık bulursa ben bu günahkâr, müelliflerin bugünkü Vakıt'ta söyledikleri bütün itap- ları kabul ederek Darflfünunu — Matbuatta geçen böyle birkaç! terke hazırım; aksi halde müel- münakaşayı hatırlıyorum: Haki- | liflerin o sözleri bizzat yüklene- kat söz bolluğu arasında kaybo- | rek ayni surette bu irfan mües- lur. Onun içindir ki vazıh olalım, Kitabın, tenkit ettiğim kısmı meydandadır ve bu kısım, müel- anma erener aerma sarannen e 8 0 008008840 LAM ANAM MANEN MEKAN FAK Be sesesini terketmekten başka ya- pacakları kalır mı? Memal Cenap Romanyaya neden mal gönder- miyor ve onlardan almıyoruz? Romanya ve Bulgaristandan seyahat ve tenezzüh için gelecek olanları takydat altına almak doğru değildir Dün Romanyadan İstânbula gelmiş olan bir zatile görüştük. Bahsettiğimiz zat vaktile İstan- bulda ikmali tahsil etmiş, bilâ- hare Romanyaya gitmiş, Kösten- dilde (o ticaretane açmış olan Ömer Lütfü Beydir. Omer Lüt- fü Bey oRomanyadaki iktisadi bubranın şiddeti ve şekli hak- kında bir muharririmize izahat vermiştir. Ömer Lütfü Bey diyor ki; — Bu sene mahsul Romanya- da fevkalâde iyi oldu. Fakat piyasanın düşkünlüğünden hiç istifade edilemedi. Köylü zaten iki senedenberi gerek hüküme- te, gerek tüccara borçlu idi. Köylü eskidenberi kredi ile işli- yordu. Fazla mahsulünü iyi Hiat- la satıp borcunu kısmen ödemek istiyordu. Halbuki üç (Ley)e ya- ni Türk parası ile on iki kuruşa malolan bir kilo arpanın fiatı bir Leye, yani dört kuruşa düştü. Buğday da böyle oldu. Hatta buğday daha fenadır. Çünkü buğdaya hariçte hiç alıcı yoktur. Köylünün yüzde doksan dokuzu borçludur. Bunun sebebi, birinci derece- de Rusyanın (damping) denilen ucuz fiat ile hariçte mal satma- sıdır. Diğer taraftan bir çok memleketlerin, kendilerine lâzım olan herşeyi gene kendi memle- ketlerinde istihsal yolunu arama- ğa başlamalarıdır. Meselâ Italya bundan evel Românyadan çok miktarda arpa, buğday, mısır alırdı. Bu sene hiç almamış gi- İ bidir. Sonra Almanlar Romanya- dan buğday alırlardı. Şimdi çav- dar ekmeği yaparak onu sarfe- diyorlarmış. Eskiden Romanyadan Türki yeye kereste, petrol, buğday, fasulye vesaire gelirdi. Şimdi bu da kesilmiştir. Fakat Türkiye- den Romanyaya zeytinyağı gi- diyor. Maamafih bu da eskisi kadar değildir. Gene eskiden Romanyaya sabun, zeytinyağı, palamut giderdi. Şimdi Yunanlı- lar bu mahsulleri Türklerden daha ucuz veriyorlar. Onun için bunların (o sevkiyatı kesilmiştir. Türkiye zeytinlerinin oRoman- yada satılmasının sebebi ucuz ve tanelerinin nisbeten daha kü- çük olmasıdır. Küçük zeytin amele için tasarrufu mucip oldu- ğundan daba ziyade rağbet gö- rüyor. Ömer Lütfü B. bu izahatı vers dikten sonra hariçten Türkiyeve gelecek ecnebiler hakkında ahi- ren vazedilmiş takyidattan bab- setti, dedi ki: — Son zamanlarda hükümet hariçteki o şehpenderlere tamim suretinde emir vermiştir. Bu emir mucibince hariçten Türki- yeye girecek her ecnebinin pas saportu vize edilirken dört yüz Türk lirası, yahut otuz iki İngiliz lirası olup olmadığı tetkik edi- liyor. Şayet Türkiyeye gelmek istiyen kimsenin üzerinde bu mik- tar para bulunmazsa vize veril- miyor. Hatta Türkiyeye transit olarak uğrıyacak olan kimseler- den bile iki yüz elli lirası olup olmadığı soruluyor. Bu rakamlar Lütfen sayıfayı çeviriniz.