A Kr ŞE 7 “ — VAKIT 14 Kânunusani ,Günün: Siyaseti Mhâüve epmuu Dpi okumağa doğru atılmak istenen adımlardan bah- setmiş ve umumi uyanıklık ga- yesinden yakın bir mahsul almak için Faşist Italyanın bu hususta- ki buluşlarım benimsememizin iyi olacağını söylemiştim. Kendimizi aldatmaktan teselli dilenmiye ne lüzum var? Bu illet yüzünden asırlardır çektiğimiz elverir. Eğer okutmak işinde faydalı hareket edersek, buna temelden, yani gençlikten baş- lamak lâzım gelir, Açıkça söyli- yelim ki gençliğin çok büyük bir ekseriyeti, kat'iyen okumuyor. Bu yüzden onların arasında feci bir tesallüfün gittikçe daha kuv- vetle yerleştiğini görüyoruz. Bugün gençliğin kendisini en kalabalık şekilde gösterdiği iki yer var: 1 — Kahve: 2 — Sinema. Hiç şüphesiz ki gence sinema haram bir mıntaka değildir. Eİ- bette ki oralara gidecek, zevkini tatmine koşacaklır, Fakat kahve köşesi öyle miya? Şehzadebaşı, Divanyolu, Sirkeci szmtlerinin bol kıraathanelerine şöyle bir bakış sözümün ne kadar doğru olduğunu göstermiye yeter. Bilmem hangi vali, idaresine memur edildiği her yeni şehirde bir kahvehane istatistiği yapar ve işe oraların fenalığına mâni “olmağa çalışmakla başlamıştır. Memleket yaralarından birine kuvvetli bir teşhisle parmağını koyan bu zat, bâlâ yaşıyor mu bilmem, fakat şuna inanmışımdır ki, hareketi bütün valilere örnek olmağa lâyıktır. i Kaç kere dikkat ettim ve kaç kere bu dikkatime pişman, göz“ lerimi başka taraflara çevirmiye mecbur oldüm!.. Günün her saatinde kahveler doludur. Tavla, piket, hatta bazi görünüşlere göre poker partileri alabildiğine devam eder. Bir za- rın yuvarlanışına bir iskambil destesinin kesilişine sarfedilen dikkati bir kitap sayıfasına çe- virmek kabil olsaydı ne yüksek neticeler alabilirdik!.. Halbuki gençlik, o yerlerde sade vaktini öldürmiyor, yalnız sıhhatini teh- likeye koymuyor. Bazı kötü iti- yatların da pençesine düşüyor. kumar, bunların en başında ge- Jenlerden biridir. Çehreleri silen, Lİ hareketi dumanlı bir perde ar- bütün dünyada en ziyade alkış.anan tenor : JOHN MAC. kasında birakan kahve camla- rından hayatı seyretmekteki uyu- Şuk itiyatların belâsı da caba. En başta gençlik olmak üzre bu kahve illetine bir ilâç bulmak mecburiyetindeyiz. Toplulukları zevkli bir fayda haline koyacak çareler bulmalıyız. Türk ocakları, şehir belediyesinin açacağı ku- İüpler birer ilk tetbir olarak dü- şünülebilir. Bu dert hergün biraz daha derinleşen açık bir yaradır. < emiklerimize kadar işlemeden - yenmiye çalışmalıyız. Darülbedayi Temsilleri Bu akşam (İSTANBUL BELEDİYESİ Bal ayı Şİ hn UN | Bu akşam üniformalı zabhtana bile lerde tenzildt vardır Altı yaşını kadar olan çocuklar dratroya kabui olunmaz Kişe hergün sant İ3den itibaren açıktır Bal ayı | sd: 3 perde zan Henngün Adaple eden İL Galip B 1931 ——— I Ne yazıyorlar ? | Bir Almen gezetesine göre | ıngiliz ve Fransızlar sleyhi- mize birleş.nişler İ “İtalyanca Koryera della Sera gaze tesinin Berlin muhabiri 31 kânunuevvel tarihile gazetesine şu mektubu gönder- miştir; Berliner Bursen Çaytung güzetesin- de (Türkiye aleyhine İngiliz - Fransız tecavüzi ittifakı) serlevhası altında şa yanı dikkat bir bent intişar etmiştir. iMezkür güzetenin mütaleasına göre, j Türkiye ve Türkiyede tatbik edilmekte olan yeni idarei hükümet sistemi aley hine Fransızlar ve İngilizler arasında mühim bir müşareketi efkâr husule gel miştir. Bunun için, bundan sonra İngiliz - Fransız siyasetinin tamamen yeni Tür kiye aleyhine olacağmı tahmin lâzım- dır. Son Kürt isyanı bu siyasetin teba- rüzüne birinci misaldir. Ayni zamanda Türk ticareti hariciyesinin de bu siya. sete güre darbelerle karşılanacağı ve müteaddit suikastlere maruz kalacağı tabiidir. Yeni idare İngiltere kadar Fransanın noktai nazarmen da tehlike li uddolunmatkadır. Bilhassa son zamanda Türkiye ida-! iresinin bir taraftan Rusya, diğer taraf tan İtalya siyaset dairesine girmesi ve bu iki mühim siyasi teşekkül arasın- da bir hattı vâsıl haline gelmesi şayanı dikkat bir tehlike © addolunmaktadır. Bu mesele ayni zamanda Rahrisefitte. ki Fransız - İtalyan rekabeti ile alâka- dardır. Diğer cihetten de Rus - İngiliz siyasi müsaraasile Ankarada aktolunan Tür- kiye - Yunan itilâfı, Milânoda aktolu- nan Grandi - Litvinof ve Tevfik Rüştü konferansı, bundan sonra da Tevfik Rüştü Beyin hemen akabinde Sofyayı ziyareti dikkate şayan görülmüştür. İngiltere, Avrupanın cenubu şarkisin de böyle bir siyasi teşekkülün ilerleme- sine müsaade edemez. Fransanın da hayati meburiyeti bu- nu âmirdir. Bunun için Fransa İngilte renin meşhur (şark siyasetine) iltihak mecbur kalmıştır. “İngilterenin şark siyaseti; işine gel- miyen hükümetleri dahili iğtişaşlaria perişan ölmek demektir. Eğer imkân bulursa, Türkiye de, Efganistanda A- manullah aleyhine yapılan hareketin ayni tatbik edilecektir. Buna da en sa- rih delil, son kürt isyanının sureti zu- hur ve idaresidir.,, İİ S Muazzam bir sinema harikası Uzak bir çölün N EEE iatvetuz.. 13 tarihli Milliyetin dördüncü sayıfasını gördünüz mü? Feleğin tatlı yazılarının yanı başında balıkçılık mütehassısı Ve- bermanın «tuz» isimli makalesi vardı.Yani, tatlısı da, tuzlusu da yerinde bir sayıfa.. Toplu İğne Vilâyetie Olur şey, değil Bir kadın Ushiliye veköletini ve Istanbul vilâyetini iğfal etti İstanköylü mülteci bir kadın Dahiliye vekâletini ve vilâyeti aldatmak istemiştir. Mülteci bundan bir müddet evvel yatacak yeri olmadığından, sefaletinden bahsederek iskân için ev istemiş mütemadi müra- caalarma karşı adi iskân suretile Şişlide bir eve yerleştirilmiştir. Bilâherer ev Emlâk müdürlü- ğünce Nazmiye isminde diğer bir kadına teffiz edilmiş fakat bütün gayretlere rağmen mülteci çıkarılamamıştır. Nazmiye H. aylarca bunun için uğraşmış, erkek kıyafetine gire- rek kadını tâkip etmiş, mülteci- nin gayet zengin, hatta şehri- mizde bir kaç emlâka sabip ol- duğunu anlamıştır. Nazmiye H.ın şikâyeti üzerine vilâyet dün ta- kibata başlamıştır. Kaymakamlara ev Kaymakamlara birer ev tahsisi için vilâyet 931 bütçesine tahsi- sat koymuştur. Ayrıca nahiye dairelerinin bulunduğu binaların pek harap ve pahalı olduğu gö- röldüğünden yeni binalar inşası kadul edilmiştir. Şehrimizde üç F müsteşriki Fransız müsteşeriklerinden -M. Dolarey, Andel, Menadel şebri- mize gelmişlerdir. Asyada üç sene sürecek bir tetkik seyahatine çıkmış olan müsteşrikler bugünkü Toros eks- presile Beğdada hareket ede- cektir. LEE musun içi Namusun için Sarfedilmiş milyonlar Namusun için Ve ELIVE BROOK'un muzafferane ibdaı CORMACK Mevsimin en muhteşem muzikalı eseri olan Kalbimin Şarkısı NK Filminde kıyas kabul etmez 14 şarkı teganni etmek için Amerikada : 1.000,000 dolar almıştır rüyam ayr gey TU LYON BEYNELMİLEL SERGİSİ 2 ilâ 15 Mart 193) TEÇHİZATI SİNAİYE » Makineler, alâtu edevat, Inşaat, teshinat, #lekteik teşhir #denlerin adedi 1200 MODA ve MELBUSAT SANAYİİ : Kumaşlar, hazır sibiseler, tuhafiye, körkler teşhir edenlerin sdedi 800 TEFRİŞAT ve ASAR) NEFİSE ; Çinicilik. porselen imali, z6cceciye, mücev- harat teşhir edenlerin adedi 1800 FANTAZİ EŞYA : Yazıhane lsvazımabı, itriyat, sahtiyan ma- mulât teşhir edenlerin sdedi 700 vaghl MEVADDI GIDAİYE, ŞARAP ve LİKÖRLER teşhir edenlerin mıkdari : 800 OTOMOBİL ve BİSİKLETLER teşhir adanlerin adedi ZIRAAT MAKİNESİ HAFTASI : (O ilâ 15 Mart 1931) teşhir edenlerin adedi 400 ikamet esnasında tes- hilât. Malların teşhir edenlerin kataloğu 12 Franktır. (Şubat ptdasında intişar eder) Tefsilât için sergi idaresine müracaat, FORE DE LYON * Rus Menestrier, LYON, France ( IOS L JOLSON Elyevm kendisini MAJİK sinemasında Deli Şarkıcı Filminde gidip temaşa eden- 6066606000 Yardım sandığı Emlâk ve mücevherat üzerine PARA verilir. Her semtte emlâk alınır ve satılır. Taksitle eski ve yeni iaşaat yapılır. Bahçekapı Selâmet Han No.5 Telefon İstanbul ; 4262 / İhemen (Eş'rai) ye haber gönderdiler. | | Kendisi busırada münzeviyane yaşıyor Olde olduğuun tesbit etmek istediler. Amr bunu kabul etmedi: Yiniz. Kızıl Gömlek YAZAN : Ömer Rıza —3 ; Harp fikri mağlup olmuştu jhareketi takip ederek Hazreti (medi, peygamber tanımak ist Meselenin müzakeresine başlanıldı.|rini, Hazreti Muhammedin © Harp muhalifleri düşündüler. Taşın|fından ileri sürülen teklifi Ki dılar. Bunların hepsi Iraklı idiler. Ya-|ğini, kendisinin de ayni hatt hi Küfe ve Basradan gelenlerdi. Onla-|takip edeceğini söyledi. rım dimağında yer eden bir adam, Ebu) (Bu söz Muaviyenin mü vi Musel'eşari idi, Basralılar da, Küfeli-|dırmıştı. Amr bu tarizi; hasi ler de onu yakından tanıyorlardı. O.ladam değildi: nun onlara gece gündüz vukubulan na — Demek ki bizi, mümin sihati, fitneye, karışmamaları ve dahi-lmuz halde müşriklerle mukay& N harbe girişmemişlerdi. Halbuki Eş'a|yorsunuz. Reva mı bu! ri, ba nasihatler yüzünden harekete uğ Ali daha sert bir cevap vel ramış, ve onun sözleri dinlenmemişti.| — Amr, sen ne zaman fasiklef Şimdi Basralılar ve Küfeliler onun'tu ve müminlerin düşmanı değü nasihatlerini hatırlıyarak onun en doğ| o — Ali! Ben bir daha seninle ru sözü söylediğini ve en iyi hattı hare eninle bir arada b keti tavsiye ettiğini anlamışlardı. Şim-| , Meclisimin genin di, hepsi de “Eş'ariyi dinleseydi temizlenmesini İste kadar kan dökülmez, bu kadar zarar| zlerin, mühim ve © İgörmezdik. Çocuklarımız öksüz karıları rmak için toplanan bir imiz dul kalmazdı. İşlerimiz berbat ol- i, iki tarafım mazdı,, diyorlardı, Mademki şimdi bir Zi husumeti hakem seçmek icap ediyordu. İrey vererek oru hoşnut eim ru ©. edu. Çünkü onun fer olmuştu. Onu intiha siyasetini tebei) etmek olurdu, E Eş'ari Lendi prensipi üzerinde £ etmiş ve hiçbir tarafa iltihak etmemi: ti. Bu ..bar ile keni TAİ, Suli. siver ve ifaya ehliyetli Iraklılar kimin hakem © leceğini konuşurken derhal (E teklif ettiler, Ali, bundan memnun olmamı — Bana bakımız! Siz beni din mediniz, bari şimdi dinley (Eş'ari) nin intihabıma taraf! lim. Eşariye itimat edemem. Kendisi benimle beraber değildi. Bilâkis herke si benden uzuklaştırmağa o çalışmıştı Ben İbni Abbası teklif ediyorum. Muhalifler: — Olmaz, dediler. İbni Abbas senin amcazâdendir. İkiniz arasmda © fark yek. — O halde Eşteri intihap edelim. Muhalifler buna şidetle itiraz eti ler: — Bütün bu kıyamet onun yüzün- den kopuyor. — O halde Eş'ari üzerinde ısrar mı ediyorsunuz? — Evet, — İstediğinizi yapımız. Muhalifler, bu sözü aldıktan sonra Ali de kabul etti ve devam etti: — 0 halde kimi seçeceğiz?.. mam ve te müh: © edilm vine karşi hisse! dim ediyor. eri bir zafer kazanm mamaktan pi eid 2 1 va r vereceği meçhu in ahkâmı d ceiler aradıklarını Kitata mazlarsa sünnete müracaat eyliğ ler ve hüküm vereceklerdi. Bu easslar kanul olunduktan Eş'ari ile Amr nasıl işe başlı ör karatisşterdılar, Osmiçim © an verilecek hükme fi lecek hüküm ak yahut onların hakkında bir gün takibatta bü ağına dair söz alıp sonra İsaf ordularınm da verilecek hül 're hareket edeceklerini temin Tâzımdı. Hakemler, bütün bunları tırdıktan sonra iki taraftan iste İteminatı almışlar, sonra Rami ve Küfe ile Şam arasında bir m toplunmağa karar vermişlerdi. M ler istedikleri takdirde içtima rlerdi, edilmiş ve her 35 ri ile Amr bütü du. Muhalifler, hemen ona müracani <derek kendisinin hakem intihap olun duğunu tebliğ etmişler, o da hemen ka rargâha gelmişti, Karşı tarafta zerre kadar ih İyoktu, Hiçbir münakaşa vukubulme !'As oğlu Amr hakemliğe intiahp olun- İmuştu. Amr, o devrin en büyük siyasi lerinden olarak tanmmış ve Mısirin İfatihi olmakla iştihar etmiş bir adam İd. İki taraf hakemleri intihap ettikten sonra Amr Alinin karargâhına gele- rek hakem muahedesini yazmak istedi. Muahedenin ilk satırları yazılırken mühim bir münakaşa vukubuldu. Muahedeyi yazanlar, Ali) nin hali İetmişler, içtimalarını altı yedi a9 etmekle harp ve darp ruhunun K eval bulmasını, cuğuna dönmesini, v temin etmişlerdi. hede 57 senesinin safer if olr jon zılmış ve imza edilmişti. in harbi 13 gün devma etmişti. Sebe oğlu ile arkadaşları bu denin aktinden dolayı son dere yus oldular, Bu munhede Mus muavffakiyete doğru attığı en adımdı. Çünkü bu sayede (Ali) nin ğı kuvvet inhilâle uğruyordu. ye, kendi memleketinde kaldıği nin başında bulunduğu halde ( feye dönmek mecburiyetinde ya eli boş dönüyordu. Yalnız © “değil, dağınık, meftar, bir ler. Halk; / — Ne yaptınız? 3 Diyecik olurlarsa ne cevap © cekti, x -d — Hakeme müracaate karar Halk buna karşı: — Hakeme mliraeaat edecek tan sonra neye peşinden mü mediniz. Neye döğüştünüz? Net döltünlüz? diyecek olursa ne € — Ali, sizin emirinizdir. Bizim emi rimiz değildir. Onun unvanmı hazfedi- Dedi, Ali, Hudeybiye müsalehasmı hatır i A ADA GL PALUPA Yazan: Salih Murar ARZIN AĞIRLIĞI NE KADARDIR? Takriben 5,885,516,000,000,000,000,000 tondur. Bu cesameti tasavvur edebil. mek için bir müşabehet yapalım. K. ranlık odanın penceresinden sızan gü-/rilecekti. neş huzmesindeki tozun cesametini bir. o Bu vaziyette olan halk tekre" tasavvur ediniz. Bunu 60000 tonluk bir tahrik edilebilirdi. gemiye kıyas ediniz. İşte bunlar arasın Buna mukabil Maaviye çok daki nispet bu gemi İle arz arosınrlaki vaziyette idi, Onu yerinden gök”; nispetin hemen aynidir. igelen bir kuvveti, geri çevirmi ğ