— 4 — VAKIT 28 Teşrinsani m mma amm | Harici Haberler | M. Tardiyö Fransız muhaliflerine teessüf etli Paris, 24(A.A) — M. Tardiyö buğun irat etmiş olduğu bir nutukta hükümetin icraatı hak- kında uzun uzadıya izahat ver- miştir, Mumaileyh, bütün esaslı meselelerde hükümet lehine rey vermiş olmakla beraber bükü- meti büyük mücadelelerde açık alınla değil yüzlerinde maske olduğu halde şiddetle tenkit edildiklerinden dolayı O takbih etmişlerdir. Milli teçhizat kanu- nundan bahseden M. Tardiyö, muhaliflerin bu kanunun kabu- lünü bir takım sanialarla teah- hura uğratmalarına karşı beyani teessüf etmiştir. mumaileyh hali hazırda oOhazinenin vaziyetinin 1926 daki vaziyetten daha eyi olduğunu çünkü millete yeni mü- kellefiyetler tahmil etmiyen bir bütçe mevcut olduğunu beyan etmiştir. Başvekil, Poincara kabinesinin terkettikten sonra gerek M. Bri- nad'a ve gerek kendisine teşri- ki mesailerini esirgiyen radikal sosyalistlerin bu hattı hareket- leri dolayisile şimdiki kabinede tamamile tahakkuk ettirilemiyen «temerküz» tabirinden ne mana çıkarmakta olduğunu beyan et- tikten sonra radikal sosyalistle- rin teşriki mesaiden bu suretle imtina etmelerinin şayanı tees- süf olduğunu Zâve eylemiştir. M. Tardiyö, bundan sonra Fran- saya. malik Olduğu istikrar ,menafiini temin ve bu menafii muhafaza etmekten ibaret olan esaslı bir vazfelerle Fransayı düşürmek için kurulan tuzakları meydâna çıkarıp bunlarin tehlike- sihe mani olmaktan ibaret bu- lunan müşkül vazifeyi ifa mec- buriyetinde bulunan ekseriyetin östermesi lâzımgelen faaliyetten bsetmiştir, Bundan sonra M. Tardieyö si- yasetle (mali âlem arasındaki münasebetlere dair parlamento tarafından tahkikat icrasına me- mur komisyon meselesinde hü- kümetin ittihaz etmiş olduğu battı hareketten bahsetmiş ve hükümetin tahkikatın kat'i ve tam olması için her şeyi yapaca- ğını söylemiştir.Başvekil son söz | olarak ekseriyete müracaat et. miş ve ekseriyetin vazifesi inzi- bat, sebat ve durendişlik oldu- ğunu söylemiştir. Tahdidi teslıhat komisyonu Cenevre, 26 — (A.A. ) Tah- didi teslihat komisyonu mesaisini 6 Kânunuevvelde ikmal edile- cektir, Iktısadi konferans Mart mukavelenamesi hakkındaki me- saisinde devam edecektir. Bu mukavelenamenin 25 Şubat 1931 den evvel tasdiki bir T. sani 1931 den evvel tastikini tevlit edeceği netayicin aynını tevlit edecektir. Konferans hü- kümetlere itbalât ve ibracat memuüriyetlerinin ilgasını teklif etmek hattı hareketler hakkında cemiyeti akvama malümat ver- meği tavsiye eylemiştir. Nevyorkta bir baskın Nevyork, 26 (A.A) — Dört şaki ellerinde rüvelver olduğu halde soymak istedikleri gizli bir içki satış mağszasına girmiş- lerdir. O sırada bir polis vak'a mahalline gelerek 4 şakiyi de sırasile yaralamış ve cümlesini © tevkif etmiştir. 1930 .nean hikaye Çocuklar, yüreği ile beyni bana verin: iadam eti yemeğe tövbe ettimdi ama, herif ağzımı sulandırdı I Dünkü kısmın hülâsası: Kimi bir but sıyırdı. kimi bir çene ke- İ İki &olej hocası işlerinden memnun |miğinin etlerini dişlerile kırdı kimi | değildirler, birisi tebiyat tetkiki yaparak |kaburga kemiklerini bir kenara yığıyor! meşhar olmak, diğeri bir seyahat romanı İdu.- yazarak zengin olmak ister. bunun için İki beyaz delile sordular, bu iki arkadaş Papu adalarına birlikte “. Hani bunlar adam yemezlerdi... seyahate çıkarlar; Papu adalarında yam- “— Bunlar yine adam yemezler fa- yamlar vardır. kat birisine düşman oldular mı, onun Atnerikahlardan biri biraz kırmızı de- |kuvvetine sahip olmak için o adamı yer sililerin dilinden anlar, Beriki yamyam- ler. arm iyi adamlar olduğuna dair okuduğu 'Tabiiyatçı yine sevindi ve ilâve etti: bir kitabın tesiri altındadır. Ihtiyar yam- “— Beynz bir profesör yalan söyle yam bu iki seyahı bir evde misafir eder. |mez! Ikinci gün ihtiyar yamyam bunlara) (Delil deva metti, bir delil buldu. Bu delil büyük harpte) “— Eskiden bunlar yamyamlık eder. garp cephesinde bulunmuş bir “yam-/(lerdi. Şimdi emtezler, domuz sürüleri yamdı. Kalverden iyi fransızca biliyor.) çoğaldı... Et boldur. du. Çatra patra da ingilizce, İki Amerikalı bu tafsilâtı aldıktan İki beyaz bir yamyam cennet kuşu|sonra yanlarındaki et konservelerinden bulmak için yola düzüldüler. İbir çoklarını yamyamlara hediye etti- Bir gün, beş gün, on gün uğraştılar,|ler. didindiler, nihayet iki çift cennet kuşu) Ne kadar olsa bu etler onları memnun yakaladılar. etmtdi ne olsa adam eti gibi tatlı ve Gece bastırınca bir başka yam.'taze değildi. Delil harpte bulunduğu yam köyünde misafir kalmağa mecç.İçin konservein ne olduğunu biliyordu. bur oldular. Lezzetle yedi, bir oturuşta on kutuyu Bu köy de öbür köye benziyordu. : | hakladı. Maamafih kimse başlarını çe- Yalnız bu köye giriş onlar için çok|Yirip te beyazlara bakmadılar, korkunç oldu. Çünkü gece bastırdığı) < Ertesi sabah Kalver: zaman, köy halkı bir ateş etrafında (o “— Haydi, dedi kuşları tuttuk, ben şepçevre toplanmıştı. Ortada kocaman de seyahatname için epey malzeme top bir kazan vardı. Fıkır, fıkır kaynıyor,|ladım. Derhal cizlamı çekelim... ihtiyar bir adam elinde kepçe kazanı) (Emerson: karıştırıyordu. “— Ilmi bir etüt yapmadan nasıl gi- Ağzı sulananlar, o biribirlerine bir/deriz. Buranın jeolojisi hakkında, ikli- şeyler soruyorlardı. imi hakkında da biraz malümat toplıya Bunların ne olduğunu sormaya Tü-|Irm, hayvanlarm hususiyetleri hakkm- zum yoktur, Adamların bakışından, a-|da malümat alalım.. Ben müzeye bu gızlarının sulanımşından anladılar ki, kuşlarla birlikte bir de tez vermeliyim, bunlar; aman ne tatlı... Ne Tezetli şey) mahallinde bir tetkik için burada bir! olmuştur kimbilir? diyorlardı Derken|âz fazla kalmak lâzım... Hiç olmazsa efendim, bir hafta. li kargı ç, Kalver sevap verdi; ü dün yük ett Te ar “— Kendini e Yamyamlara insanbutskemiği'vardu. 4 yem olursun... Kemiği öbürkülere gösterdi. “<— Haydi sen de. “— Doymadım... Pek lezzetli diye ilg. |!STar etme. ve etti Sonra bir Amerikalınm yazacağı ro- Ihtiyar adam bir kepçe saldı ve ko-| man dukümanlı olmalı. caman bir kaba et parçası çıkardı. A.) o Sen, Moris Dekobra gibi yazacaktın dam bunu kargısının ucuna (taktı bir)ne diye buralara kadar geldin. kenara çekildi. Kalver: Bu adam kenara çekildikten sonra,| (“— Onu sen düşün dedi, Ölü lar k; ba: İki dost etüde başladılar. bl ağ m Yamyamlar jeolojiyi Kalverden da- mese wan, ha iyi bilirlerdi. hâlâ cehalette Ameri, İ Taşlar, topraklar, kayalar Kalvere erikada buğday fransızca gibi idi, Emerson yamyamlar.! j dan tafsilât alarak, etüdüne devam et v, inip Boa F ti. Kalver, Allahın günü çitlerin di- aşington, 26(A.A.) — Farm- | binde yerlere yatarak, çıplak kaba etle i board federal reisi M. Legge, değirmen sahiplerine hali hazır- da buğday iştirasının muvafık olacağını bildirmiştir. Mumaileyh buğdayın hayvan yemi olarak kullanılması ( dolayısile mezkür madde istihsalindeki fazlalığın tedrici surette tenzil edilmiş ol- duğu mütalcasında bulunmakta- dır. Bu sene zarfında bu veçhi- le kullanılacak olan buğdayın miktarı 200 milyon kile tahmin edilmektedir. Ren nehiri taşıyor mu? Amsterdam, 26 (A.A) — Va- ziyet son derece naziktir. Ren nehirinin Lobith yakınımdaki ben- Medeniyete hiyanet ediyorsun. di yıkıp götürmesinden ve müş- | Kalver güldü. Emerson bersabık tereken Almanya ile Felemenge |golf kıyafetini giydi. ait bulunan Water-Staat'de ce- yali ğe sim ârazinin su altında kalma” Etüdü, artıkk yamyamılığın tarihi. sından korkulmaktzdır. Limbud (ne gelmişti. Emerson istiyordu ki, yam ve Felemenk bramantında bir yamlar nasıl oluyor da yarı yamyam haline geçiyorlar. Bunu ihtiyar yam- çok kasabaların etrafla alâkası yamlardan öğrenmek istiyordu. . - - ” lik defa kendilerini karşılıyan yam- Çelik miğferliler Ro- |sama sormaa başladı: z yi “.— Insan eti tatlı mıdır? maya gidemiyecek rine şak, şak tokat indiren yam yam delikanlıları arasında oturuyor, on- larla işaretle konuşuyor, ara sira onla- ra fokstrot; blâk butom oynuyor, çar. Iston yapıyordu. Bu oyunlar da papu- lar için tuhaftı, fakat ne kadar olsa bu oyunların kendilerinin oyunları ara isnıda bir karabet buluyorlar. Çatra ipatra yamyamcasile de onlarda büyük İbir sempati bırakıyordu. Bir - sabahi yamyam kıyafetine girdi. Vücudu za- ten esmerdi vücudunu kakao yağile başi tan başa oğdu, yüzüne, kırmızı, yeşil, sarı boyalar sürdü. Başına tüyler tak- tı, beline bir kumaş parçası geçirdi. Emerson, onu bu halde görünce: “— Senin dedi galiba ecdadın yam- yammış! Bu ne kilik, ne kıyafet! Ihtiyar yamyam bu lâfı işitmemiş gi- Berlin, 26 (A.A) — Bu bi davrandı, belki de işitmemişti. nimresmi bir in isik “Çünkü onların zekâları başka bir edildiğine göre Hindenburg çe Ki ikinci bir şey işitme- , nidir.,, lik miğferlerin Romayi ziyaret Sualini tekrar etti, etmelerini tasvip etmemiştir. £ | “— Insan eti çok tatlı mıdır. Kızıl Gömlek YAZAN : Ömer Rıza —13-— Mehmet vali olamamıştı Mehmet, Hz. Alinin kendisini bir işe tayin etmesini bekliyor- du. Fakat onun bu intizarı boşa çıkmakta idi. Alinin valileri ara- sında onun ismi: yoktu. Mehmet bundan müteessir olmamış de ğildi. Bilâkis bu yüzden çok i- çerlemişti. Ali davasına kendisi derecesinde merbut olmiyanların valilikler, kumandanlıklar a'dıkları balde kendisine henüz bir sey verilmemeşi karşısında çok me- yös olmuştu. Fakat bu vaziyet onun Âliye karşı duyduğu mu- habbet ve ihlâsa tesir etmemişti Mehmet gene Alinin evinde idi. ve gene bir evlât muamelesi görüyordu, Fakat onun ihmal ile karşı'anması (onu O muztarıp ediyordu. Mehmedi daha fazla muztarip eden bir hadise Hasanın Leylâile meşgul olması onu araştırıp sorması, hatta onu almak niyetinde olduğunu söyle- mesi idi. Bir defa Hasan Leylâ- nın nerede olduğunu sormuş, Mehmet ona cevap vermekte müşkilât çekmişti; — Leylâ, Mekkeye hemşiremin yanıma gitti. Çünkü onun yanın- da bulunmayı tercih etti, — Çok eyi, fakat ben pede- rime müracaat ederek onunla evlenmek için müsaade istiye- ceğim. Mehmet bu açık sözler karşı- sında ne diyeceğini şaşırmış, ve susmayı tercih etmişti. Fakat “ Hasan ,ın bu sözleri, gece gündüz, onun beyninde vgutduyuruu. TIASA O İSA istifade ederek Leylâyı istiyecek ve babasının müsadesini alacak olursa onunla Hasan arasında bir münazaa çıkacaktı. Kendisi bunu istemiyor, hadisatta ona yardım ediyordu. Çünkü Ali bu günlerde okadar meşguldü ki Hasan ondan evlenmek için müsaade o İstemekten çekini- yordu. Günler böylece geçiyordu. Ni- bayet bir gün Medinenin uf- kunda bir adam göründü. Şehre girdikten sonra (Ali) nin evine girdi ve Mehmedi sordu. Onu bulduktan sonra getirdiği mek- tubu ona verdi. Mehmet yolcuyu müsafir haneye aldıktan sonra odasına çekilerek mektubu oku- muş, ve doğrudan doğruya Haz- amana v9 0aponananarn 0 aBANENAN 0400 vAUM ABA “— Bilmem... “— Yok canım pek tatlı imiş! Yam- yamlığa tövbe eden ihtiyar adam, bir an içinde hatıralarını devşirdi. Taze insan etinin lezzeti gözünde tüttü, ve gözleri döndü. Ağzını şapırdatarak: Cevap verdi. “— Biraz... “— Nasıl. Emerson bu sözü, söyler ken o, yamyama kurda kuzu yavrusunu nasıl görünürse öyle göründü. Yamyam yutkundu. “— Ah, dedi, çok tatlıdır... Yamyam lâfmı bitirmeden elleri kârgılı adamlar çitten atladılar, hiddet li, hiddetli söylendiler; “.— Adaya iki beyaz geldi. Geldikleri günden beri yağmur kesildi. Bahçeler kurudu... Delil bu sözleri ingilizce anlatınca- ya kadar tabliyatçının gırtlağına saril- dılar.. İhtiyar yam yam bağırdı, “— Çocuklaryüreği ile beynini, bana eğer o da ölmüş olsaydı, siz bu hikâye yi okuyamazdınız. hikâyeyi okuyamazdınız. 14 J verin... Bu adam cesur ve bilgili bir »| damdı. Adam eti yemeğe tövbe etmiş- tim ama, herif ağzımı sulandırdı.. ! . reti Aliyi arayarak onunla b* susi surette konuşmak istediği” söylemişti. Ali, Mehmeti yanın alarak vaziyeti sormuş, M ona pek mühim bir haber ve” mişti, — Hemşirem kıyam ediyo” Talha ve Zübeyir onunla birliki* Basraya gidiyorlar. — Sebep ne? — Bunlar Osmanın kanı mına harekt ediyor, Osmanı? katillerinden intikam almak ist” yorlar ve hareketlerine ıslâh bs” ıeketi namını veriyorlarmış ! Haklı değillermi ? (Ali) nin bu sözleri Mehmef beyninden vurulmuşa döndü” müştü. Mehmet kendini toplay#” rak sordu. — Osmanın katlinden onler ne? Bu size ait bir iş değildi — Biz bir şey yapabildik mi? Katilleri bulup tedip ettik gil Ben bunun böyle olacağını zat€ biliyordum. Osmanın katli YÖ zünden böyle hadiseler, böy” fitneler çıkacağını gözümle gö rüyormuş gibi anlıyordum. S4 kaç kere söyledim. Bu tutmak ve o müdafaa etmek zımdır. Fakat seni beni dinlem€” ve onun aleyhinde bulunurd#” Anlat bakalım, şimdi ne yap” cağız?.. i (Ali) nin alnından ter demi” ları akıyordu. vaziyet vehafi peyda ediyordu. Mehmet cev!” verdi : ünl ri Kiybenim beğ teşvik etmişlerdir. Hz. Al, biraz düşündük” sonra şu sözleri söyledi: el işi haber ver. gi — Hay, Hay, ben hemen der, işin icabına bakarım. Mehmet, Hz. Alinin bu finden son derece memnv9 muştu, Bu onun için, hiç mede şu talimatı vermişti: — Mehmet, hemşirene anlat ki benim bu canilerle zerre k yoktur. Ilk fırsatta tin pençesine vereceğim. i için biraz beklemek, yeni metin kuvvetleşmesini rar bulmasını beklemek Hemşirene bunu anlat ve *.. vaziyetimizi müşk! reketlerden içtinap etmesini ca eti Mehmet bu talimat ile buzurundan ayrılmış ve bazırlanmağa (başlamıştı. met o akşam Medineden ket etti ve bir an evel yetişmek için çalıştı. Y çen günler, Mehmede riyordu. Nihayet Mekke görünmüş, Mehmet bir atlik 'istirahatten sonra 8Y da yolculuğuna (devam istemişti. Onun indiği YETİE yar çük bir ev vardı, Mebmet arti” da dinleniyor ve kame yar lığı aydınlatmasını : gi Mehmet, evin pençeresinde” p* ka dikkat ediyorken uzakt9” yi 2k Ek ii iş pi Rk Stk k $ VA Eti A kaç deve gördü. Benli Mi i bir tahtırevan ti Ey | k iki